You also want an ePaper? Increase the reach of your titles
YUMPU automatically turns print PDFs into web optimized ePapers that Google loves.
Mukim Öztekin<br />
ii. Son dönemlerde krediler en çok konuşulan/tartışılan bilanço kalemi olmuştur.<br />
a. Krediler ve finansal istikrar<br />
Krediler konusundaki tartışmalar/değerlendirmeler büyük oranda "finansal istikrar"<br />
nosyonu dahilinde gerçekleşmektedir. Kredilerin büyüme hızı ve krediler/GSYH oranının artış<br />
hızı ile finansal istikrar arasında güçlü bir ilişki olduğu tezinden hareketle, kredilerin büyümesi<br />
ve kompozisyonu yakından izlenmektedir.<br />
Son dönemde kredilerdeki artış hızının yavaşlaması ve 2014 yılında kredilerdeki yıllık<br />
artış hızının 2013 yılına nazaran daha düşük gerçekleşeceği beklentisi, finansal istikrar<br />
açısından olumlu bir gelişme olarak değerlendirilmektedir.<br />
b. Kredilerde artış hızı gerilemektedir.<br />
Son aylarda kredilerin büyüme oranında kayda değer bir gerileme görülmektedir.<br />
2014'ün ilk çeyreğinde kredilerin artış hızı, önceki yılın tüm çeyreklerinin gerisinde olup, son<br />
çeyrekteki büyüme, kurumsal ve ticari krediler ağırlıklıdır. Türkiye ekonomisinin<br />
gerçeklerinden hareketle, KOBİ kredilerinin payının daha yüksek, bireysel kredilerin payının<br />
daha düşük olması arzu edilmektedir.<br />
"Finansal istikrar" hedefi doğrultusunda BDDK'nın son dönemlerde uygulamaya<br />
koyduğu düzenlemeler, kredilerin dağılımındaki bu arzuyu desteklemektedir. Verilerin<br />
gelişimi de bu yönde bir eğilimi işaret etmektedir.<br />
iii. Kar ve karlılıktaki azalmayı konjonktürel olarak değerlendiriyoruz.<br />
Bankacılık sektörüne ilişkin olarak, pek çok kesimin, özellikle de basının, yoğun ilgisini<br />
çeken konulardan biri de bankaların karları ve karlılığıdır. 2014 yılı birinci çeyreğinde karlarda<br />
ve karlılık oranlarında görülen gerileme herkesin dikkatini çekmiştir. Bu yılın ilk çeyreğinde,<br />
geçen seneye göre daha az kâr edilmiş olmasını, konjonktürel bir gelişme olarak<br />
değerlendiriyoruz.<br />
Burada öne çıkan üç temel nokta var. Birincisi 2013 yılı ilk çeyreğinde, sektörümüz<br />
çeyrek bazında tarihi en yüksek kâr düzeyini yakalamıştır. Dolayısıyla, bu senenin ilk<br />
çeyreğini çok yüksek bir baz ile karşılaştırıyoruz. İkinci bir faktör de faiz oranlarının artış<br />
gösterdiği dönemlerde bankalar menkul kıymet tarafında zarar edebilmektedir. Üçüncü bir<br />
faktör ise, sektörde fonlama maliyetleri artmıştır. Bankalarımızın maliyet ve getiri<br />
oranlarındaki dalgalanmayı kısa sürede dengeleyeceği ve yıl sonu karlılık oranlarında önemli<br />
bir gerileme olmayacağı beklentisindeyiz.<br />
iv. Sermaye yeterlilik rasyosu gerçekte verilerde görünenden daha güçlü<br />
SYR, Mart 2014'de yüzde 15,7 olup, yasal sınır olan yüzde 8 ve hedef rasyo yüzde<br />
12'nin üzerindedir. Kurumumuzun Basel kriterlerine ilave olarak getirdiği genel karşılıklar gibi<br />
ek tamponların yarattığı ilave maliyetler/yükler SYR'yi aşağı çekmektedir. Bu ek yükler,<br />
sektörün ortalama sermaye rasyosonu 2,5- 3 puan gibi önemli oranda azaltmaktadır.<br />
v. Takipteki alacaklar oranı kredi kalitesinde bozulma sinyali vermemektedir.<br />
Takibe dönüşüm oranı, sektörün kredi riski konusunda en belirgin gösterge<br />
niteliğindedir. Kredilerin toplam aktifler içinde yüzde 60'lık payı olduğu gerçeği bu oranın<br />
sektörün genel sağlığı açısından özel vurguyu hak ettiğine işaret eder. Memnuniyetle ifade<br />
14