12.01.2015 Views

kırkağaç araştırmaları sempozyumu bildirileri - Kırkağaç Kaymakamlığı

kırkağaç araştırmaları sempozyumu bildirileri - Kırkağaç Kaymakamlığı

kırkağaç araştırmaları sempozyumu bildirileri - Kırkağaç Kaymakamlığı

SHOW MORE
SHOW LESS

You also want an ePaper? Increase the reach of your titles

YUMPU automatically turns print PDFs into web optimized ePapers that Google loves.

yağardı. Hatta sadece Çam alanına yağardı. Çam hemen dağılırdı sözleri Çam’ın bir<br />

dönemine olan tepkiyi göstermektedir. 17<br />

Çam’da ağaçlar arasına ip gererek etrafını örtülerle kapatma uygulaması,<br />

muhtemelen kadın - erkek şeklindeki uygulamanın kaldırılmasından sonra, ailelerin<br />

geliştirdiği sütre amaçlı bir pratikti. 18 Bu pratik, derli toplu çadırların tercih edilmeye<br />

başlanmasıyla azalsa da günümüzde kullanılmaya devam etmektedir. Bu konuda<br />

sıhhiyeci Mustafa Melam, eskiden çadır kurmazlardı. Ben şeker çuvalından çadır<br />

yaptım. Benden görerek çoğaldı. ‘Sıhhiyeci çadır yapmış’ lafı türedi. Sonra ben daha iyi<br />

çadır yaptım. Hanımla 10-15 gün kalırdık. ‘Sıhhiyeci yine çadırını kurdu’ derlerdi.<br />

Hazır çadırlar hevesi arttırdı. Bu ifadelerinde Mustafa Melam, Çam’da çadır âdetini<br />

kendisinin başlattığını iddia etmektedir. Bu iddiayı sorduğumuz Hasan Hüseyin<br />

Özerdem ve Erdoğan Aytan, tam olarak bilmemekle beraber doğru olabileceğini ifade<br />

etmişlerdir. Kırkağaç Çam Mesiresinde, sınaî çadırlaşmanın başlaması ise Özerdem’in<br />

zikrine göre, 1964-65’te kurulan İzcilik Binası’nın halka çadır kiralamaya başlaması,<br />

askeriyenin çadır temin etmesi ve subay ailelerine Çam’ın üst kısmında çadırlar<br />

kurulması ile gerçekleşmiştir. Bundan sonra 1970’i takip eden yıllardan bugüne kadar<br />

artarak devam etmiş ve bugünkü manzarasına ulaşmıştır.<br />

Tarihî her konuda olduğu gibi Kırkağaç Çam Mesiresinin tarihlendirilmesinde<br />

de yazılı ve görsel kaynaklar esas öneme sahiptir. Bununla beraber elimizde bu yönden<br />

yeterli belge bulunmamaktadır. Kırkağaç’ta çıkan ilk gazete olan ‘Kalender’ (1908) ve<br />

sonrasında çıkan ‘Feryad’ gazetelerine (Evran-Satı, 2000: 29), Millî Kütüphaneler,<br />

Beyazıt Kütüphanesi ve Millet Kütüphanesi gibi Osmanlı Alfabesi ile çıkan gazete<br />

koleksiyonlarına sahip olan kütüphanelerde tesadüf edilememiştir. Bu gazetelerin bir<br />

nüshasına dahi ulaşmak, Kırkağaç tarih ve kültürü için büyük hizmet olacaktır. Özel<br />

koleksiyonlarda yahut şahsımızın ulaşamadığı kütüphanelerde olması muhtemeldir.<br />

Kırkağaç Çam Mesiresine dair bilgi bulabileceğimiz eserlerden biri de,<br />

yukarıdaki satırlarda bahsedilen Tireli Hüseyin Kâmil beyin hatıralarıdır. 1896’da<br />

Kırkağaç’a gelen ve yirmi yedi ay Kırkağaç’ta görev yapan Hâkim H. Kâmil bey,<br />

hatıralarında Kırkağaç günlerinden de bahsetmiştir. Söz konusu bahislerde,<br />

Kırkağaç’tan Sultan Abdülhamit’in sarayına haftada iki sandık kavun gittiği, Kırkağaç<br />

ovasında üzüm, tütün ve zeytin yetiştirildiği, konak ve köşklerin olduğu şeklinde ayrıntı<br />

sayılabilecek bilgileri veren H. Kâmil bey Çam’dan ise hiç bahsetmemektedir. Onun bu<br />

bahsetmeyişi, o zaman için bir Çam Mesiresinin olmadığı anlamına gelmez. Bununla<br />

beraber söz konusu etkinliğin, Kırkağaç sosyal hayatında günümüzdeki kadar etkin<br />

olmadığı manasına gelebilir. Nitekim Çam’ın, yazımızda takdim etmeye çalıştığımız o<br />

günlerdeki (1896–1897) yapısı göz önüne alındığında, Anadolu’nun başka beldelerinde<br />

de tesadüf edilebilecek niteliğinden ötürü, dışarıdan gelen hâkim H. Kâmil beyin<br />

dikkatini çekmemiş olması muhtemeldir.<br />

Kırkağaç Çam’ı ile ilgili olarak elimizde bulunan bir materyal çeşidi de<br />

fotoğraflardır. Bu fotoğraflara mevcut Belediye Başkanı Sayın Yaşar İsmail Gedüz’ün<br />

ilgileri sonucu belediye bünyesinde ulaştık. Söz konusu eski Kırkağaç fotoğrafları<br />

içinde, Çam’da çekilmiş olan birinin arkasına ‘Mayıs 1935’ tarihi düşülmüştü. Bu<br />

17 Mustafa Melam, tiyatro ve alkol gibi durumlar dolayısıyla muhafazakâr ailelerde Çam’a gitmeme<br />

eğilimi görüldüğünü aktarmaktadır.<br />

18 Nitekim 1957 Kayadibi doğumlu Hüseyin Karadeniz bu konuda, Çam’a gidildiği zaman hanımlar bir<br />

gökyüzünü görürdü. Çadır önünde oturmak yoktu. Kırkağaç insanı mutaassıptır demektedir.<br />

54

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!