12.01.2015 Views

kırkağaç araştırmaları sempozyumu bildirileri - Kırkağaç Kaymakamlığı

kırkağaç araştırmaları sempozyumu bildirileri - Kırkağaç Kaymakamlığı

kırkağaç araştırmaları sempozyumu bildirileri - Kırkağaç Kaymakamlığı

SHOW MORE
SHOW LESS

You also want an ePaper? Increase the reach of your titles

YUMPU automatically turns print PDFs into web optimized ePapers that Google loves.

Mesiresinin mazisi üzerine farklı katkılarda bulunmuştur. Özerdem, kendisinin edindiği<br />

bilgiye göre çamda, Mevlevîler, Rufaîiler ve Uşşakîler gibi değişik tarikatların, gönüllü<br />

kimselerden topladıkları gelirlerle mevlit, mersiye ve naat okuttuklarını, lokma ve<br />

gözleme gibi hayır dağıttıklarını, bunların çarşı esnafı tarafından himaye edildiğini ifade<br />

etmektedir. Bunun yanı sıra herkesin birbirine ikramda bulunduğunu anlatmaktadır.<br />

Dikkate değerdir ki Özerdem’in bu ifadeleri, çam mesiresinin kökenine dair yukarıda<br />

belirtilen dinî-kültürel öğelerle örtüşmektedir. Bu anlatımlardan anlaşıldığı kadarıyla<br />

Kırkağaç Çam Mesiresinin mazisinde, sivil toplumun öncülüğünde gerek Sarıkız’ı yâd<br />

etmek gerek yağmur duası için hayırlarla bir araya gelmek gerekse baharı karşılamak<br />

arzusu ve aksiyonu bulunmaktadır. Kırkağaç’taki dinî oluşumlarla ilgili bilgi veren<br />

önemli bir kaynak merhum Rahmi Eken’dir. 1942-1950 yılları arasında Kırkağaç<br />

Belediye Başkanlığı yapan Zühtü Eken’in kardeşi olan Rahmi Eken, Kırkağaç tarihi<br />

üzerine 1966 yılında kaleme aldığı yayımlanmamış notlarında ve hatıratında<br />

Kırkağaç’ta faal olan bazı dinî grupları şöyle anlatmaktadır;<br />

Kırkağaç’ta bu ilim müesselerinden (medreseler) başka Şıh (Şeyh) Talip İrşadî<br />

tarafından 1860’ta Uşşakî tarikatı, Hacı Abdullah Efendi tarafından Rufaî tarikatı,<br />

1854’te Ahmet Feyzi Efendi tarafından kurulup Buharalı Şıh Emin Efendi, Şıh Ataullah<br />

Efendi, Şıh Takımcı Mustafa Efendinin devam ettirdiği Kadirî tarikatı, Şıh Hacı<br />

Süleyman Efendinin kurduğu ve Karakaş Hocanın devam ettirdiği Nakşibendî tarikati<br />

ve zaviyeleri olmak üzere dört tarikat ve bir de münferit çalışan Bektaşî Küpeli İbrahim<br />

Dedenin Bektaşî tarikatı vardı.<br />

Rahmi Eken’in bu ifadeleri ile Özerdem’in, mesirenin tertiplenmesinde dinî<br />

oluşumları merkeze koyan ifadeleri örtüşmektedir. Bunun yanı sıra bu anlatımlar,<br />

Kırkağaç’ın tarihten bildiğimiz ‘medreseler şehri’ olma özelliği ile uyuşmaktadır. 7<br />

Nitekim 1896 yılında Kırkağaç’a gelip yirmi yedi ay görev yaptıktan sonra ayrılan<br />

Tireli hâkim Hüseyin Kâmil bey hatıralarında, şehirde pek çok medrese ve bu<br />

medreselerin öğrencilerinin varlığından bahsetmektedir (Artur, 1994: 40). Yine<br />

günümüz halk hafızasında, şehirde pek çok medrese bulunduğu, şehrin bir ilim irfan<br />

kenti olduğu ve bu konuda Anadolu’da Konya ile rekabet ettiği hatırlanmaktadır.<br />

Kırkağaç Çam Mesiresinin, Türklerde her 6 Mayıs günü kutlanan Hıdrellez ile<br />

bir ilişkisinin olması kuvvetle muhtemeldir. Bununla beraber konumuzla ilgili olarak<br />

görüştüğümüz Kırkağaçlıların çoğunun bu ilişkiyi doğrular nitelikte bir ifadesi yoktur.<br />

Hıdrellez’in yörede pek bilinmediğini söyleyen vatandaşlar, yine büyüklerinden<br />

kendilerine böyle bir hafıza kalmadığını da belirtmektedirler. Bu mevzudaki şifahî<br />

kültürün Hıdrellez’i anmamasına rağmen her iki etkinlik arasında görülen bazı<br />

benzerlikler, Kırkağaç Çam Mesiresinin tarihî kökeninin Hıdrellez olabileceğini akla<br />

getirmektedir. Nitekim Türklerde görülen Hıdrellez kutlamalarının, genel olarak<br />

yeşillik, ağaçlık alanlarda, su kenarlarında, bir türbe ya da yatırın (Sarıkız) yanında<br />

yapılması (Artun, 2), her iki etkinliğin hemen hemen aynı zamana denk gelen günlerde<br />

gerçekleşmesi, içeriklerinin baharı karşılama temalı olması gibi ortak özellikler,<br />

7 1313 (1897) yılında Kırkağaç’ta 26 medrese ve 6 dergâh olduğu Ali Cevad tarafından yazılmaktadır.<br />

Bkz., Ali Cevad, Memâlik-i Osmaniye’nin Tarih ve Coğrafya Lügati, İstanbul, 1314. Yine Selçuk Satı –<br />

Ümit Evran, Kırkağaç üzerine kaleme aldıkları kitapta, Osmanlı müelliflerinden birisi olan Mehmet<br />

Rıfat’a dayanarak Kırkağaç’ın makarr-ı ulemâ (âlimler başkenti) olduğunu kaydetmektedirler. Bkz., Ümit<br />

Evran – M. Selçuk Satı, Geçmişten Günümüze Kırkağaç, İzmir, 2000, s. 1.<br />

50

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!