12.01.2015 Views

kırkağaç araştırmaları sempozyumu bildirileri - Kırkağaç Kaymakamlığı

kırkağaç araştırmaları sempozyumu bildirileri - Kırkağaç Kaymakamlığı

kırkağaç araştırmaları sempozyumu bildirileri - Kırkağaç Kaymakamlığı

SHOW MORE
SHOW LESS

Create successful ePaper yourself

Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.

Maryako, Mersuma gibi kadın isimlerine rastlanmıştır. Kadın isimleri arasında en fazla Âişe<br />

ve Fâtıma’nın kullanıldığı dikkat çekmektedir. Çünkü 15 kadın tereke sahibinden beşi Âişe,<br />

beşi de Fâtıma ismini taşımaktadır.<br />

C- Mirasçıların Aile Hukukundan Kaynaklanan Hakları<br />

1-Vâsi Tayinleri<br />

Vesayet, haklarını kullanma ehliyeti olmayan kişinin mallarını koruma, işletme ve<br />

tasarruf etme hakkının bir başkasına verilmesidir. Bu hakkın verildiği kimseye “vâsi”<br />

denilmektedir. Bir kişinin vâsi olabilmesi için âkil, bâliğ ve hür olması, hâkim tarafından<br />

tayin edilmesi ve kendisinin de vâsiliği kabul etmesi gerekmektedir. 25 İncelediğimiz tereke<br />

kayıtlarında ölen kişilerin bakıma muhtaç çocukları ile bu çocuklarına düşen ve korunması<br />

gereken malları bulunmaktadır. Her iki işlemi yerine getirmek üzere bu çocuklara mahkeme<br />

tarafından vâsiler tayin edilmiştir. Vâsi olarak atanan kişilerin genel olarak ölen kişinin<br />

yakınları olduğu görülmektedir. Bu kişiler içerisinde yetimlerin anneleri, 26 babaları, 27<br />

amcaları, 28 dayıları, 29 halaları 30 ve vefat eden kişinin amcasının oğlu, 31 annesi, 32 baba<br />

tarafından ceddeleri ve anne tarafından ceddeleri yer almaktadır. 33 Bunun yanında mirasçısız<br />

vefat iden bir kişinin terekesi beytü’l-mal tarafından zapt edilmiştir. 34<br />

2-Mehir miktarları<br />

Mehir, nikâh akdi yapılırken evlenecek erkek tarafından şahitler huzurunda gelin<br />

adayına verilmesi gereken paradır. Mehrin peşin ödenen kısmına “mehr-i muaccel”, ileride<br />

ödenmesi kararlaştırılmış olan kısmına “mehr-i müeccel” denir. Nikâh akdi sırasında mehir<br />

tespit edilmediği takdirde, kızın emsal ve akranına bakılarak miktarı belirlenirdi. Bu miktar<br />

kadının dul, bâkire, zengin, fakir, yaşlı ve güzel olmasına göre değişmekteydi. 35 Mehr-i<br />

müeccel, evliliğin ölüm veya boşanma ile sona erdiğinde kadına ödenirdi. Bu o kadar önemli<br />

idi ki, koca öldüğünde öncelikle kadının mehr-i müecceli terekeden ödenir, daha sonra geriye<br />

kalan mirasçılar arasında taksim edilirdi. Mehiri ödenmeyen kadın mahkemeye müracaat<br />

25 Hamza Aktan, “İslam Aile Hukuku”, Sosyo-Kültürel Değişme Sürecinde Türk Ailesi II, Ankara, 1992, s. 427<br />

26 MŞS, 281, s. 16, 20, 30, 32, 35, 55, 59, 60, 64, 97<br />

27 MŞS, 281, s. 2, 31, 51, 56, 61, 64, 81<br />

28 MŞS, 281, s. 54, 55<br />

29 MŞS, 281, s. 8, 17<br />

30 MŞS, 281, s. 91<br />

31 MŞS, 281, s. 94<br />

32 MŞS, 281, s. 34<br />

33 MŞS, 281, s. 59, 95<br />

34 MŞS, 281, s. 21<br />

35 Mehmet Aydın, “Osmanlı Hukukunda Nikah Akitleri” Osmanlı Araştırmaları III, 1982, s. 10; Aktan, ag.m., s. 406; İlber<br />

Ortaylı, “Anadolu’da XVI. Yüzyılda Evlilik İlişkileri Üzerine Bazı Gözlemler”, Osmanlı Araştırmaları I, 1980, s. 35-36<br />

21

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!