12.01.2015 Views

kırkağaç araştırmaları sempozyumu bildirileri - Kırkağaç Kaymakamlığı

kırkağaç araştırmaları sempozyumu bildirileri - Kırkağaç Kaymakamlığı

kırkağaç araştırmaları sempozyumu bildirileri - Kırkağaç Kaymakamlığı

SHOW MORE
SHOW LESS

You also want an ePaper? Increase the reach of your titles

YUMPU automatically turns print PDFs into web optimized ePapers that Google loves.

Bu iki eserdeki hikâyeler, aslında bir romanın küçük parçalara bölünmüş şekli gibidir.<br />

İlk kitabın konusu, hikâye başlıklarından da anlaşılacağı gibi, leyleklerin gelişiyle ( ilkbahar<br />

mevsimiyle ) başlayıp okulların tatile girmesine ( yazın başlangıcına ) kadarki; ikinci kitabın<br />

konusu ise diğer kitabın kaldığı okul tatilinin başlangıcından ( yazın başlangıcından ) itibaren<br />

kış mevsimini de içine alan sürede Anadolu’nun şirin bir ilçesinde geçen hayatı içine<br />

almaktadır. Yazar, aslında bu ilçe hayatından yola çıkarak tüm Anadolu insanının hayatını<br />

anlatmak istemiştir. Hikâyelerde, şehirdeki pazarcılar, esnaf, yerel bitki isimleri, bazı çocuk<br />

oyunları, pazar söyleşileri, hırsızlık olayı vs. gibi yerel ve özel konuların yanında; bahar<br />

müjdecileri leyleklerin gelişi/dönüşü, millî ve dinî bayramlar, komşuluk dayanışması,<br />

okulların tatile girmesi/açılması gibi genel ülke konuları da özellikle ele alınmıştır.<br />

Seçilen mekân, Akarçay’ı, gölü, dağı ve ovası bulunan küçük bir ilçedir. Bu ilçede,<br />

tarım yapılır ve yaz döneminde bağevi(dam)ne çıkılıp yaz sonunda tekrar eve dönülür. Mekân<br />

o kadar gerçekçi anlatılır ki, esnafların sokağıyla, kimin kimle komşusu olduğuyla, banka,<br />

cami, karakol, çarşı, ova, Akarçay, göl gibi daha pek çok mekânın ilçenin neresinde<br />

bulunduğuyla ilgili verilen bilgilerle bir şehir krokisi çıkarabilirsiniz. Belki de bu mekân -bazı<br />

hayal eklemeleriyle- sağlığındayken hep yerleşmeyi hayal ettiği Kırkağaç’tır Akarçay hariç<br />

hiçbir mekânla ilgili özel isim kullanmamıştır. Akarçay ismi bile -çok nadir de olsa- kimi<br />

yerde küçük harfle yazılmıştır.<br />

Hikâyelerin ana karakteri Küçük Kız’dır. Yazar, bir yıllık Anadolu hayatını anlattığı<br />

hikâyelerinin tamamında “leylekler”i de neredeyse Küçük Kız kadar ana karakter olarak<br />

kullanmıştır. Küçük Kız’ın “anne”si, “baba”sı ( fırıncı ), “ağabey”i, “büyükanne”si, köpekleri<br />

“Karabaş” ve kedileri “Samur” bütün hikâyelerdeki yardımcı karakterler olarak karşımıza<br />

çıkmaktadırlar. Eserlerin hiçbir yerinde insan isimlerine rastlanmamaktadır. Mekân<br />

isimlerinin anılmaması belki normal bir durumdur, ama insanların hiçbirine özel ad<br />

verilmemesi yazarın dikkat çeken yönlerinden biridir.<br />

Hikâyelerin Dil ve Üslup Özellikleri<br />

Yazarların duygu ve düşünceleri, meydana getirdikleri eserlerdeki kullandıkları dil<br />

unsurları aracılığıyla okuyucuya aktarılabilir. Yazar için muhatabı olan okuyucu kitlesi<br />

kullanılacak dil ve üslup açısından önemlidir. İsmail Sivri’nin hikâyelerindeki muhatabı<br />

çocuklardır. Sivri, hikâyeleri vasıtasıyla çocukları bilgilendirme gayesini güder. Kullanılacak<br />

kelimeler, kelime öbekleri, cümle yapıları çocuklar için özenle seçilmeli; onların dünyasına<br />

106

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!