Dosya 14.1: tarihi çevrede koruma - Mimarlar Odası Ankara Şubesi
Dosya 14.1: tarihi çevrede koruma - Mimarlar Odası Ankara Şubesi
Dosya 14.1: tarihi çevrede koruma - Mimarlar Odası Ankara Şubesi
You also want an ePaper? Increase the reach of your titles
YUMPU automatically turns print PDFs into web optimized ePapers that Google loves.
KORUMA-PLANLAMA MEVZUATI BAĞLAMINDA<br />
KIYI ALANLARINDA KONUMLANAN<br />
TARİHİ ÇEVRELERİN KORUNMASI<br />
Nida Naycı, ODTÜ, Mimarlık Bölümü, Restorasyon Yüksek Lisans Programı/Arş. Gör.<br />
Kıyılar; kara ve su ekosistemlerinin birleştiği,<br />
önemli doğal ve ekolojik alanlardır. Aynı zamanda,<br />
insanoğlu tarafından tarih boyunca yerleşim<br />
alanı olarak seçilmiş olmaları sonucu önemli <strong>tarihi</strong><br />
ve kültürel çevreler içerirler. Ancak gerek bu alanların<br />
dinamik ve değişken yapıları; gerekse kıyılarda<br />
yoğunlaşan insan aktiviteleri kıyı alanlarının<br />
iç bölgelere oranla daha hızlı değişmesine neden<br />
olmaktadır. Bu değerlendirmeler ışığında, bu yazının<br />
amacı; Türkiye’de <strong>koruma</strong>- planlama ile ilgili<br />
mevcut yasal düzenlemelerin kıyı alanlarının doğal<br />
ve <strong>tarihi</strong> dokusu üzerinde yarattığı çatışmalara<br />
ilişkin değerlendirmelerde bulunmak; ve bu alanların<br />
<strong>koruma</strong>-gelişme dengesi içinde sürdürülebilirliğine<br />
yönelik öneriler sunmaktır.<br />
1. TARİHİ KIYI YERLEŞİMLERİN DOĞAL VE KÜL-<br />
TÜREL ÖZELLİKLERİ<br />
İnsanoğlunun kıyılarla olan ilişkisi insanlık <strong>tarihi</strong>nin<br />
kendisi kadar eskidir. Yaşamak için en temel<br />
ihtiyaç olan doğal su kaynağı gereksinimi, tarımsal<br />
üretim, ticaret, haberleşme, savunma ve askeri<br />
amaçlar ile kültürel ve dinsel nedenler; insanoğlunu<br />
ilkçağlardan itibaren kıyılara (nehir, göl, deniz<br />
kıyısı) yöneltmiş ve yerleşimlerini buralarda kurmalarına<br />
neden olmuştur. İlk olarak akarsu boylarında<br />
yerleşen topluluklar; ticari ilişkiler ve deniz<br />
aşırı ulaşım olanaklarının gelişmesiyle beraber deniz<br />
kıyılarına da yerleşmeye başlamıştır. Hem deniz<br />
hem de kara ticaretinin avantajından yararlanan<br />
liman kentleri, ekilebilir tarım topraklarının da<br />
varlığı ile zenginleşmiştir. Bu bağlamda Akdeniz<br />
ve Karadeniz kıyılarında yerleşim kuran eski deniz<br />
kavimleri ticaret, ekonomi ve mimaride geliştirdikleri<br />
toplumsal ve kültürel düzey ile kendilerinden<br />
sonra gelen ardıllarını da etkilemişlerdir. Bugün ülkemiz<br />
kıyılarında; eskiçağlardan günümüze farklı<br />
dönemlere ait tarihsel kıyı yerleşimleri ve bu yerleşimlere<br />
ait tersane yapıları; kale, sur, vb savunma<br />
yapıları; deniz ve kıyı fenerleri; liman, kanal<br />
gibi altyapı kalıntıları; antik taş ocakları; özellikle<br />
19.yy’dan sonra gelişmiş olan endüstriyel yapılar<br />
ve sualtı batıkları ile zengin bir tarihsel ve kültürel<br />
kıyı mirası yer almaktadır. (resim 1)<br />
Kıyı alanlarında konumlanan <strong>tarihi</strong> çevreleri, bozulmamış<br />
doğal çevrelerle bütünlük gösteren (arkeolojik<br />
alanlar, vb) ve kentleşmiş kıyı yerleşimleri<br />
içinde yer alan kültürel çevreler olarak ele almak<br />
mümkündür. Bu bağlamda; birinci grupta yer alan<br />
<strong>tarihi</strong> çevreler, konumlandıkları kıyı alanının karasal<br />
ve denizel sistemler arasında bir geçiş alanı<br />
niteliği taşımaları sebebi ile aynı zamanda önemli<br />
doğal alanlardır. Eskiçağlarda liman kenti yerleşimi<br />
olarak da kullanılmış olan Adana-Yumurtalık;<br />
Silifke-Göksu ve Muğla Dalaman havzaları; yüzlerce<br />
yıldır nehirler tarafından taşınan sedimentlerin<br />
kıyılarda birikmesi sonucu oluşan kıyı gölleri,<br />
dalyan, tombolo gibi jeomorfolojik oluşumlarla<br />
dosya <strong>tarihi</strong> <strong>çevrede</strong> <strong>koruma</strong>: yaklaşımlar, uygulamalar-1<br />
29