Dosya 14.1: tarihi çevrede koruma - Mimarlar Odası Ankara Şubesi
Dosya 14.1: tarihi çevrede koruma - Mimarlar Odası Ankara Şubesi
Dosya 14.1: tarihi çevrede koruma - Mimarlar Odası Ankara Şubesi
Create successful ePaper yourself
Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.
dönüm noktasıdır. Bu belirlemede yeni yasa ve<br />
kurumların oluşturulması, çok partili hayata geçilmesi,<br />
Avrupa’yla ilişkilerin artması, yeni eğitim<br />
kurumlarının oluşması, parasal kaynaklarda izlenen<br />
göreceli artış vb. hususlar rol oynamaktadır.<br />
1951 yılında 5805 sayılı yasayla kurulan GEEAYK,<br />
hem ilke koyan hem de uygulamaya yönelik karar<br />
alan ve yasayla oluşturulmuş ilk kurumdur. Kuruluş<br />
yasasının 1. maddesinde yer alan ve “…<strong>koruma</strong>,<br />
bakım, onarım, restorasyon işlerinde riayet<br />
edilecek prensipleri tespit…” etmek ve “ ...tatbikatını<br />
takip ve murakabe etmek…” Kurul’un önemli<br />
araçlarla donatıldığını göstermektedir. Üyeliğinin<br />
ömür boyu olması, üyelerin tamamen kendi görüş,<br />
bilgi ve deneyimleri doğrultusunda karar verebilmelerine<br />
olanak sağlayan çok önemli bir husustur.<br />
Üyelerin çoğunun üniversitelerden seçilmesi,<br />
ayrıca Kurul’un kimi kendi üyelerini kendi seçme<br />
hakkı bulunması da tarafsız ve bilimsel yöntemlerle<br />
çalışabilme özgürlüğünün güvencesi olmuştur.<br />
Kurul, 1957 yılına değin, sadece taşınmaz eski<br />
eserler ile ilgili konularda karar alabilmekteydi.<br />
Bu yıl çıkan 6785 sayılı İmar Yasası, Kurul’a tarihsel<br />
çevre ölçeğinde de bazı yetkiler vermiştir.<br />
Bu yetki, Kurul’un giderek “sit” tanım ve kavramlarıyla<br />
ilgilenmesi, özellikle “kentsel sit” e<br />
yönelik olumlu girişimlerde bulunması sonucunu<br />
getirmiştir. Bu dönem, doğrudan bir yasadan<br />
kaynaklanmayan, ancak Kurul’un kendi inisiyatifiyle,<br />
“Çevre Ölçeğinde Koruma”yı gündeme<br />
getirdiği bir dönem olarak tanımlanabilir. 1973<br />
yılında kabul edilen ve Cumhuriyet <strong>tarihi</strong>nin ilk<br />
<strong>koruma</strong> mevzuatı olma özelliğini taşıyan 1710<br />
sayılı “Eski Eserler Yasası” ise, GEEAYK’ın çevre<br />
ölçeğindeki <strong>koruma</strong>yla, bu kez yasal dayanakları<br />
çok daha kuvvetli olarak ilgilenmesini sağlamıştır.<br />
Bu nedenle, 1951–1956 dönemi, Kurul’un sadece<br />
kendi yasasından, 1956–1973 dönemi imar yasalarından,<br />
1973-1983 dönemi ise imar ve <strong>koruma</strong><br />
yasalarından yetki aldığı dönemler olarak tanımlanabilir.<br />
İlgililer tarafından da belirtildiği gibi, Kurul 1970–<br />
1983 yılları arasında en yoğun çalışmasını yapmış,<br />
ön belgeleme, ön tescil, Koruma Amaçlı İmar<br />
Planı, Geçit Dönemi İmar Koşulları gibi bazı kavramların<br />
yerleşip gelişmesini sağlamıştır. Çeşitli<br />
sakıncalarının olduğu daha sonra ortaya çıkmış<br />
olsa bile, yapılara yapılacak müdahale biçimlerini<br />
belirleyen 10200 sayılı ilke kararı, yoğun bir birikimin<br />
ürünü olarak görülmelidir. Bu hususlar göstermektedir<br />
ki, GEEAYK, bir denetim mekanizması<br />
olmasının ötesinde, kural koyucu kimliğiyle de<br />
önem kazanmaktadır. Bu kimliğin, onu oluşturan<br />
üyelerin kimliklerinden kaynaklandığını söylemek<br />
yanlış olmayacaktır.<br />
Cumhuriyetin doğrudan <strong>koruma</strong>yla ilgili ilk yasal<br />
düzenlemesinin 1973 yılında yapılmış olması,<br />
ilginçtir ki, çevre ölçeğindeki <strong>koruma</strong>yla ilgili<br />
ilk hükümlerin İmar yasalarında yer alması sonucunu<br />
doğurmuştur. 1956 yılında yürürlüğe giren<br />
6785 sayılı İmar Kanunu“nun, “…yapılacak<br />
binaların……eski eserlere ve arkeolojik sahalara<br />
olan mesafeleri…” nin hazırlanacak tüzüklerle<br />
belirlenmesine ilişkin hükmü, planlama/<strong>koruma</strong><br />
ilişkisini gündeme getiren ilk düzenlemedir. Bu<br />
hükme göre çıkartılan 1957 tarihli “ İmar Nizamnamesi”<br />
nin 39. maddesinde ise, bu “...mesafenin<br />
GEEAYK görüşü alınarak belirleneceği...” hükmü<br />
yer almaktadır. Yine aynı nizamnameye göre, “...<br />
imar planlarının tanziminde eski eserler ve arkeolojik<br />
sahalar bakımından bu kurulun mütalaası<br />
esastır.”<br />
İmar yasasında kimi değişiklikler yapan 1605 sayılı<br />
yasada ise, çevre ölçeğindeki <strong>koruma</strong>ya ilişkin<br />
daha ayrıntılı hükümler getirilmiştir. Buna göre,<br />
“...eski eser veya <strong>tarihi</strong> sanat yapılarının ve bunlarla<br />
bir bütünlük teşkil etmek üzere muhafazası<br />
gerekli çeşme, eski sokak ve meydancıkların muhafazasına<br />
dair esaslar, GEEAYK’ da mütalaası alınarak...”<br />
çeşitli Bakanlıklar tarafından ortak olarak<br />
oluşturulacaktır. Bu yasa hükmünün, uygulamada<br />
yeterince etkin olduğu söylenemez. Bu konuda,<br />
ilgili bakanlıkların gerekli eşgüdümü sağlayamamasına<br />
karşın, GEEAYK birleştirici ve yönlendirici<br />
bir rol üstlenmiştir.<br />
Tüm bu hükümler, esas olarak imar planlama ve<br />
uygulama etkinliklerini tanımlamayı amaçlayan<br />
imar yasalarının parçası olmaktan kurtulamamıştır.<br />
Korumayla doğrudan ilgili ilk yasal düzenleme<br />
için 1973 yılını beklemek gerekecektir. 1906<br />
yılında yürürlüğe giren son Asarı Atika Nizamnamesi,<br />
1710 sayılı “Eski Eserler Yasası”nın çıkmasıyla<br />
yürürlükten kalktığı 1973 yılına değin 67 yıl<br />
kullanılmış ve Osmanlı Devletinden kalan en eski<br />
mevzuatlardan biri olmuştur.1710 sayılı yasa, gerek<br />
getirdiği tanımlar, gerekse uygulamaya yönelik<br />
hükümleriyle bir çok “İLK” i içermektedir. “Sit” ve<br />
“<strong>koruma</strong> alanı” tanımı, bir alan ya da yapının eski<br />
eser kimliği kazanması için gerekli sürecin tanımlanması,<br />
GEEAYK’a tescil ve onarım kararlarını<br />
alma yetkisi verilmesi, imar planlarının yapımında<br />
GEEAYK’ın görüşünün alınma zorunluğu ve bu<br />
planların <strong>koruma</strong>yı sağlamak amacıyla değiştirilebileceği<br />
bu “ilk” lerin bir bölümünü oluşturur.<br />
dosya <strong>tarihi</strong> <strong>çevrede</strong> <strong>koruma</strong>: yaklaşımlar, uygulamalar-1<br />
13