Dosya 14.1: tarihi çevrede koruma - Mimarlar Odası Ankara Şubesi
Dosya 14.1: tarihi çevrede koruma - Mimarlar Odası Ankara Şubesi
Dosya 14.1: tarihi çevrede koruma - Mimarlar Odası Ankara Şubesi
Create successful ePaper yourself
Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.
Yerel yönetimlerin, 1940’lı yıllara kadar <strong>koruma</strong><br />
olgusuna yaklaşımları ve buna göre gerçekleştirdikleri<br />
etkinlikler değerlendirildiğinde, doyurucu<br />
bir sonuca varmak olası değildir. Örneğin, 1940<br />
yılında İstanbul Belediyesi, İstanbul Surlarının bir<br />
bölümünün tehlike oluşturması nedeniyle yıkılması<br />
için Eski Eserleri Koruma Encümenine başvurmuş,<br />
bu başvuruya Encümen “Surlar hakkında<br />
genel bir karar oluşturmadan, tek tek verilecek kararların<br />
örnek oluşturacağı, bu nedenle konunun<br />
bu yönde ele alınması” yanıtını vermiştir. Yine<br />
İstanbul’da, Beyazıt-Laleli arasındaki Simkeşhane<br />
yapısının yol açımı için yıkılmasını isteyen İstanbul<br />
Belediyesinin bu girişimi “... bu muazzam eserin<br />
feda edilemeyeceği, esasen bu binanın yerinde<br />
bulunan Forum Tauri enkazının ortaya çıkmasını<br />
ve böylece bir Türk eserinin ortadan kaldırılmasını<br />
öngören imar planının değiştirilmesinin gerekli<br />
olduğunu...” öngören bir kararla durdurulmuştur.<br />
Yine aynı Encümen, Topkapı dışındaki mezarlıklardaki<br />
mezar taşlarını sökerek park yapmak isteyen<br />
İstanbul Belediyesinin birkaç kez uyarıldığını,<br />
bu konuda Maarif Vekaletinin de bir genelgesi olmasına<br />
karşın Belediyenin yine “... bildiğini yaptığını<br />
...” belirtmektedir.<br />
Merkezi yönetimin imar/ <strong>koruma</strong> ilişkisi konusundaki<br />
yaklaşımının, yerel yönetimlerin “bilgisizlik/<br />
ilgisizlik/bilinçsizlik”liklerinin sonucu olarak gelişen<br />
yanlış ve tahripkar davranışlarından değişik olduğu<br />
görülmektedir. Bu konuda yerel yöneticiler<br />
merkezi yönetim tarafından birçok kez uyarılmış<br />
ve kimi hallerde yanlış anlama ve yoruma dayalı<br />
olabilen tahripkar eylemlerin durdurulması istenmiştir.<br />
Örneğin, Başvekil İsmet imzasıyla, tüm Bakanlık<br />
ve İllere gönderilen 30 Ekim 1935 gün ve<br />
6/5548 sayılı genelgede , hükümetin <strong>tarihi</strong> eserlerin<br />
korunması için parasal özveride bulunduğu,<br />
buna karşın “... imar mefhumunu yanlış anlayan<br />
bazı memurların, bu hususta ufak bir ihtisası olmadığı<br />
halde görüşleri bakımından ehemmiyetsiz<br />
sandıkları çok kıymetli milli eserlerimizi yıkmakta<br />
ve yıktırmakta oldukları ...” nın üzülerek görüldüğü<br />
belirtilmiştir. Genelge’de daha sonra, bir eserin<br />
değerinin ve <strong>koruma</strong> gerekliliğinin ancak uzmanlarca<br />
saptanabileceği vurgulanarak, bundan böyle,<br />
Maarif Vekaletinin oluru alınmadan hiçbir eserin<br />
hiçbir nedenle yıktırılmaması istenmektedir.<br />
Maarif Vekili tarafından 1930’ lu yılların ortasında<br />
yayınlanan bir diğer genelgede, “....eski eserleri<br />
<strong>koruma</strong> fikrinin imarcılıkla bağdaşması… “ mümkün<br />
görülmektedir. Vakıflar Umum Müdürlüğü<br />
de, eski eserlerin her türlü tahribattan korunmasının<br />
yanısıra, kentlerin “orijinalitesi” nin de korunmasının<br />
önemli olduğu görüşündedir . Bu önem,<br />
“...yalnız mimari eserler bakımından değil, hatta<br />
peyzaj itibariyle dahi orijinalitenin bozulmaması...”<br />
gereğinden kaynaklanmakta, ancak bazı kural<br />
dışı durumlarda, “...bu gibi eserlerin büsbütün<br />
kaldırılması veya başka yere nakledilmesi...” nin<br />
zorunlu olabileceği kabul edilmekte, “…ehemmi<br />
mühimme tercih etmek, realiteden ayrılmamak...<br />
gibi icaplarla ve fenni zaruretlerle bazen bir eserin<br />
büsbütün kaldırılması...” gerekebilmektedir.<br />
12 Mart 1940 <strong>tarihi</strong>nde, dönemin Başvekili Dr. Refik<br />
Saydam tarafından tüm Bakanlık ve Valiliklere<br />
gönderilen bir genelge, tahribatın bir başka boyutunu<br />
ortaya koymaktadır. Yapı ve Yollar Kanunun<br />
8. ve 9. maddesi gereğince, Belediyeler imar planı<br />
uygulamaları için, boş ya da üzerinde yapı yıkıntısı<br />
olan vakıf arsaları herhangi bir bedel ödemeden<br />
alabilmektedirler. Arsa üzerinde sağlam bir yapı<br />
olması halinde ise, belli bir bedel ödemek zorundadırlar.<br />
Bazı belediyeler, bedelsiz kamulaştırma<br />
yapabilmek için, vakıf arsalarda yer alan yapıları<br />
“mail-i inhidam” olduğu gerekçesiyle yıkmakta<br />
ve böylece yapısı kalmayan arsayı bedelsiz almak<br />
istemektedirler. Başbakanlığın genelgesi, bu tür<br />
durumlardan kaçınılmasını ve Vakıf kaynaklarının<br />
bu tür davranışlarla daha fazla azaltılmamasını dilemektedir.<br />
Yukarıda sıralanan değişik amaçlara yönelik genelgelerin<br />
etkin bir biçimde uygulandığı söylenemez.<br />
1935 yılında Ulukışla-Öküz Mehmet Paşa Kervansarayının<br />
bir bölümü Belediye Başkanı tarafından,<br />
1940 yılında Kastamonu Hoca Mustafa Paşa Camisi<br />
ve Serçeoğlu türbesi “mail-i inhidam” olduğu<br />
gerekçesiyle Vakıflar Müdürlüğü tarafından, 1944<br />
yılında Kuşadası Kalesi’nin büyük bir bölümü Belediye<br />
Başkanlığının isteği üzerine Askeri Posta<br />
Komutanı tarafından, 1950 yılında Edremit’te 5<br />
adet anıtsal yapı yine Belediye tarafından yıktırılmıştır.<br />
1945 yılında toplanan Eski Eserler ve Müzeler<br />
I. Danışma Komisyonu da, imar planları ile eski<br />
eserlerin korunması arasında olması gereken sıkı<br />
ilişkinin mevcut yasal düzenlemelerle sağlanamadığına<br />
değinmiş ve yeni hazırlanacak Eski Eserler<br />
Kanun Tasarısında, imar planların onanmasından<br />
önce, Maarif Vekaletinin olurunun alınmasına ilişkin<br />
bir hükmün yer alması önerilmiştir. Danışma<br />
Komisyonu, ayrıca, imar planları onanmış yerleşmelerde,<br />
ayrıntılı planların hazırlanması sürecinde,<br />
anıtların durumunun değerlendirilmesi için<br />
ilgili yerlerle işbirliği yapılmasını öngörmüştür.<br />
Türkiye’de kültür varlıklarının korunması eylemlerinin<br />
incelenmesinde 1950’lerin başı önemli bir<br />
12<br />
dosya <strong>tarihi</strong> <strong>çevrede</strong> <strong>koruma</strong>: yaklaşımlar, uygulamalar-1