12.01.2015 Views

01 umr_01 umr.qxd - gerçek medya gazetesi

01 umr_01 umr.qxd - gerçek medya gazetesi

01 umr_01 umr.qxd - gerçek medya gazetesi

SHOW MORE
SHOW LESS

You also want an ePaper? Increase the reach of your titles

YUMPU automatically turns print PDFs into web optimized ePapers that Google loves.

RAMAZAN<br />

BAYRAMINIZI<br />

TEBRÝK EDERÝZ.<br />

Gazetemiz;<br />

Anadolu Yakasý<br />

Gazeteciler Derneði<br />

Üyesidir<br />

Haftalýk<br />

Bölge Gazeteniz<br />

22 - 29 EKÝM 2<strong>01</strong>2<br />

• YIL: 9 • SAYI: 276<br />

0216. 398 88 83 - 0542. 524 65 64<br />

www.gercek<strong>medya</strong>.com<br />

gercek<strong>medya</strong>@gercek<strong>medya</strong>.com<br />

Ümraniye Belediyesi Meslek Kursu Üyesine 50 Bin TL Hibe<br />

"Fik rim Ar týk Ýþim" pro gra mý na Üm ra ni ye'den Ka tý lan, Üm ra ni ye Be le di ye si Mes lek Edin dir me Kurs la rý Üye si Tür kan<br />

Kan bur 50 Bin TL hi be al ma ya hak ka zan dý.<br />

Ýstanbul Ticaret Odasý (ÝTO) ve<br />

Türkiye Odalar ve Borsalar Birliði<br />

(TOBB) Ýstanbul Kadýn Giriþimciler<br />

Kurulu ve Coca-Cola iþbirliði ile kadýnlarýmýzýn<br />

çalýþma hayatýna saðlam<br />

adýmlarýyla katýlmalarýný saðlayacak<br />

bir model üretmek ve tüm kadýnlarýmýza<br />

örnek olmasýný saðlayacak baþarý<br />

öyküleri elde etmek amacýyla yola çýkan<br />

"Fikrim Artýk Ýþim" programýnýn<br />

ilk yý lýn da, 50'þer bin TL hi be al ma ya<br />

hak kazanan kadýn giriþimci adaylarý<br />

belirlendi. "Fikrim Artýk Ýþim" programýnýn<br />

destekleyeceði üç kadýn giriþimci<br />

adayýndan biri, programa Ümraniye<br />

Belediyesi aracýlýðý ile baþvuran<br />

Türkan Kanbur oldu.<br />

Kadýnlarýn çalýþma hayatýna saðlam<br />

adýmlarla katýlmalarýný saðlayacak<br />

bir mo del üret mek ve tüm ka -<br />

dýn la ra ör nek ol ma sý ný sað la ya cak<br />

baþarý öyküleri elde etmek amacýyla<br />

yola çýkan "Fikrim Artýk Ýþim" programý,<br />

baþvuru sürecinden itibaren<br />

büyük bir ilgi ile karþýlandý. Ümraniye<br />

Belediyesi'nin iþbirliði ile <strong>gerçek</strong>leþ<br />

ti ri len pro gram kap sa mýn da,<br />

KOSGEB Giriþimcilik Eðitimi'ni<br />

baþarýyla tamamlayan<br />

58 kadýn giriþimci adayýndan<br />

seçilen 10 kiþi atölye<br />

ça lýþ ma la rý ile de vam<br />

eden süreci tamamlayarak<br />

final jürisine iþ fikirlerinin<br />

sunumlarýný yaptýlar. Jüriye<br />

adaylarýn yaptýðý sunumlar<br />

son ra sýn da, ka dýn la ra yö -<br />

nelik alkolsüz karaoke kafe<br />

fik ri ile baþ vu ran Tür kan<br />

Kanbur, Ümraniye Belediyesi'nden<br />

yapýlan baþvurular<br />

ara sýn da hi be al ma ya<br />

hak kazanan kadýn giriþimci<br />

ol du. Tür kan Kan bur,<br />

bundan sonraki aþamada kendi iþini<br />

ku ra rak ak tif iþ ha ya tý na atý la cak.<br />

Bunun yaný sýra kuracaðý iþim baþarý<br />

sý için 1 yýl bo yun ca uz man bir ekip<br />

tarafýndan danýþmanlýk hizmeti alacak<br />

olan Kanbur'a Coca-Cola yöneticileri<br />

de gönüllü koçluk desteðinde<br />

bulunacak.<br />

"Fikrim Artýk Ýþim" programýnýn<br />

di ðer ka dýn la ra ör nek ol ma sý ama cýy -<br />

la, ara la rýn da Tür kan Kan bur'un da<br />

ol du ðu ka dýn gi ri þim ci le rin hi kâ ye le ri<br />

de Bah çe þe hir Üni ver si te si Sos yo lo ji<br />

Bö lüm Baþ ka ný Prof. Dr. Ni lü fer Nar lý<br />

li der li ðin de ki bir ekip ta ra fýn dan ki -<br />

taplaþtýracak.<br />

DES TEK LE RÝN DEN DO LA YI<br />

ÜM RA NÝ YE BE LE DÝ YE SÝ'NE<br />

PLA KET VE RÝL DÝ<br />

Ýs tan bul Ti ca ret Oda sý (ÝTO),<br />

Tür ki ye Oda lar ve Bor sa lar Bir li ði<br />

(TOBB) Ýs tan bul Ka dýn Gi ri þim ci ler<br />

Ku ru lu ve Co ca-Co la or tak lý ðý ile<br />

ha ya ta ge çi ri len "Fik rim Ar týk Ýþim"<br />

pro gra mý nýn KOS GEB ta ra fýn dan<br />

ve ri len 60 sa at lik Uy gu la ma lý Gi ri -<br />

þim ci lik Eði ti mi ser ti fi ka tö re ni ger -<br />

çek leþ ti ril di. Tö ren de Üm ra ni ye Be -<br />

le di ye Baþ ka ný Ha san Can adý na<br />

Baþ kan Yar dým cý sý Me sut Öz de -<br />

mir'e pla ket tak dim edil di.<br />

Engelsiz Cami projesi Tuzla'dan start aldý<br />

Tuzla Belediyesi ve Diyanet Ýþleri Baþkanlýðý tarafýndan ortaklaþa <strong>gerçek</strong>leþen "Engelsiz<br />

Cami, Engelsiz Ýbadet" projesi kapsamýnda Tuzla'daki tüm camilerin temizlik,<br />

tadilat ve çevre düzenlemeleri yapýlarak, camilere engelli vatandaþlarýmýzýn daha<br />

rahat eriþimini saðlayacak düzenlemeler <strong>gerçek</strong>leþtiriliyor. Ýlk örneðinin, Tuzla Çiçekçiler<br />

Camii'nde uygulandýðý projenin tanýtým ve açýlýþ töreni, Diyanet Ýþleri Baþkaný<br />

Prof. Dr. Mehmet Görmez'in de katýldýðý bir törenle <strong>gerçek</strong>leþtirildi.<br />

Tuz la Be le di ye si ve<br />

Di ya net iþ bir li ði ile<br />

hayata geçirilen "Engelsiz<br />

Cami, Engelsiz<br />

Ýba det" pro je si Tuz -<br />

la'dan baþlatýldý. Engel<br />

li le re ca mi ler de<br />

büyük kolaylýklar saðlayacak<br />

projenin açýlýþýn<br />

da ko nu þan Gör -<br />

mez, Se van Ni þan -<br />

yan'ýn Müs lü man la rý<br />

isyan noktasýna getiren<br />

film ile il gi li açýk -<br />

lamasýna tepki gösterdi.<br />

Gör mez, "Bu bir<br />

nef ret da hi de ðil.<br />

Dün ya 'Ýs la mo fo bi'yi<br />

tartýþýyorken her türlü<br />

ayrýmcýlýk ve ýrkçýlýðý<br />

ve bununla nasýl mücadele edileceðini tartýþýyorken,<br />

Ýslam Peygamberi'ne bu tür ifadeler<br />

kullanmayý ben nevrotik bir hezeyan olarak,<br />

psikolojik bir hastalýk olarak gördüm," dedi.<br />

Bölgenin En Ýstikrarlý Gazetesi<br />

Gerçek Medya Her Hafta<br />

Baský ve abonelerine PDF mail<br />

daðýtýmýyla 18.000 adet tiraja ulaþýyor<br />

onbinlerce kiþi tarafýndan okunuyor!<br />

Sultanbeyli Belediyesi'nden<br />

Eðitime Tam Destek<br />

Sul tan bey li Be le di ye si eði ti me ver di ði tam des -<br />

te ði sür dür me ye de vam edi yor. Be le di ye nin il gi li<br />

ku rum lar la yap tý ðý iþ bir li ði ne ti ce sin de, son üç<br />

yýl da top lam 16 okul il çe ye ka zan dý rýl dý.<br />

Be le di ye baþ ka ný Hü se yin<br />

Kes kin'in, gö re ve gel di ði<br />

gün den iti ba ren, eði tim-öð -<br />

re tim ko nu su üze rin de ti tiz -<br />

lik le du ran Sul tan bey li Be le -<br />

di ye si, bu alan da ya þa nan sý -<br />

kýn tý la rýn so na er di ril me si<br />

için çe þit li çe þit li ça lýþ ma lar<br />

Ümraniye Belediyesi,<br />

ara sokaklarý<br />

yenilemeye<br />

devam<br />

edi yor. Bu kap -<br />

samda Alemdað<br />

Caddesi üzerinde<br />

bulunan,<br />

Mektep Sokak ve<br />

Cevheraða camii<br />

sokak yenileme<br />

çalýþmalarý tamamlandý.<br />

Ümraniye Belediyesi ara sokaklar<br />

yenilemeye devam ediyor.<br />

Belediye Fen Ýþleri Müdürlü<br />

ðün ce yü rü tü len ça lýþ ma lar<br />

kap sa mýn da Alem dað Cad de si<br />

ve Süt çü Ýmam Cad de si'ne bað -<br />

lanan Mektep Sokak ve Cevheraða<br />

Camii Sokak baþtan aþaðý<br />

ye ni le di. Ye ni le me ça lýþ ma la rý<br />

doðrultusunda tamamý kilit taþý<br />

kap la ma ya pý lan so kak lar da<br />

baþ lat mýþ tý.<br />

Ýl çe kay ma kam lý ðý ve Mil li<br />

eði tim Mü dür lü ðü ile ko or -<br />

di ne li ger çek leþ ti ri len ça lýþ -<br />

ma lar da, ön ce lik le so run lar<br />

tes pit edil miþ ar dýn dan da<br />

çö züm no kta sýn da pro je ler<br />

üre til di. 07’DE<br />

Yenilenen Mektep ve<br />

Cevheraða Camii Sokak<br />

Hizmete Açýldý<br />

araç parkýný engellemek içinde<br />

bir buçuk metre arayla dubalar<br />

yer leþ ti ril di. Ay rý ca as ma ýþýk -<br />

lan dýr ma lar ya pý la rak es te tik<br />

görünüm kazandýrýlan sokaklarýn<br />

yeþillendirme ve çevre düzen<br />

le me si ça lýþ ma la rý da yi ne<br />

Be le di ye ekip le ri ta ra fýn dan ya -<br />

pýldý. Yoðun çalýþmasý neticesinde<br />

Mektep Sokak ve Cevheraða<br />

Camii Sokak kýsa zamanda vatandaþlarýn<br />

kullanýmýna açýldý.


02 22-31 Ekim 2<strong>01</strong>2<br />

Mavi Marmara davası başlıyor<br />

Kısa adı AYGAD olan Anadolu Yakası Gazeteciler Derneği’nin aylık toplantıları devam ediyor. AYGAD’ın Ekim ayı konuğu ise tüm dünyada<br />

sıkıntı yaşayan insanların ve mazlumların yardımına koşan ve dünyanın 103 bölgesinde faaliyette bulunan İHH insani yardım kuruluşu<br />

oldu. AYGAD üyeleri ve İHH yöneticileri Sultanbeyli Rezzan Restaurantta kahvaltılı bir programda bir araya geldi. Programda konuşan<br />

İHH yönetim kurulu üyesi Av. Gülden Sönmez: “Mavi Marmara Davası, 6 Kasım'da Çağlayan Adliyesi'nde başlıyor” dedi.<br />

P<br />

İHH, AYGAD’a faaliyetlerini anlattı<br />

rograma AYGAD başkanı Ümit Kahyaoğlu ve<br />

yönetim kurulu üyeleri ile üye gazeteciler ve İHH<br />

yönetim kurulu üyeleri Av. Gülden Sönmez,<br />

Ahmet Sarıkurt, Ömer Kesmen, Kurumsal<br />

ilişkiler koordinatörü Yakup Işık ve Basın birimi sorumlusu<br />

Serkan Nergis katıldı. Sultanbeyli Rezzan Restauranttaki<br />

programa AYGAD başkanı Ümit Kahyaoğlu derneğin kuruluş<br />

amacı ve faaliyetleri konusunda İHH yetkilerine bilgi vererek<br />

başladı. Kısa bir tanışmanın ardından söz alan İHH yetkilileri<br />

ise İHH’nın tüm dünyadaki rutin faaliyetleri, kurban ve diğer<br />

insani yardımlar hakkında AYGAD üyelerine bilgi verdiler.<br />

En önemli gündem maddesi:<br />

6 Kasım’da Çağlayan adliyesindeki dava<br />

İHH yönetim kurulu üyesi ve hukuki işler sorumlusu Av.<br />

Gülden Sönmez ise AYGAD üyelerine İHH’nın en sıcak gündemi<br />

olan İsrail’in Mavi Marmara gemisine saldırısı sonrası<br />

430 kişi tarafından açılan ceza davası hakkında bilgi verdi.<br />

Davanın öncesindeki uluslar arası süreci de aktaran Av.<br />

Sönmez, Lahey uluslar arası ceza mahkemesi, BM Cenevre<br />

konseyi ve Palmer paneli sürecindeki gelişmeleri aktardı.<br />

Bu süreçte konunun uluslar arası camiada ses getirmesi ve<br />

Türkiye’nin haklılığının ortaya çıkması ihtimali üzerine İsrail’in<br />

çok tedirgin olduğunu belirten Av. Sönmez, İsrail’li<br />

yetkililerin defalarca ve çeşitli yollarla ve bazen de çok yüksek<br />

miktarda paralar teklif ederek konunun üzerinin<br />

örtülmesi için girişimlerde bulunduklarını fakat başarılı<br />

olamadıklarını aktardı. Av. Sönmez, ceza davalarının dışında<br />

İsrail’e çeşitli illerde 40’ın üzerinde de tazminat davası<br />

açıldığını belirtti.<br />

6 Kasım'da “İsrail Yargılanıyor”<br />

İHH yönetim kurulu üyesi ve hukuki işler sorumlusu Av.<br />

Gülden Sönmez konu ile ilgili olarak AYGAD üyelerine<br />

yaptığı açıklamada şunları belirtti. “Mavi Marmara Davası,<br />

6 Kasım'da Çağlayan Adliyesi'nde başlıyor. Gazze Özgürlük<br />

Filosu ve Mavi Marmara gemisine yapılan saldırı hakkındaki<br />

ceza davasının ilk duruşması 6 Kasım’da İstanbul’da<br />

yapılacak. Gazze’ye Özgürlük Filosu ve Mavi Marmara organizatörü<br />

İHH - İnsan Hak ve Hürriyetleri ve İnsani Yardım<br />

Vakfı; dava için yoğun bir çalışma sürdürüyor. Davada yüzlerce<br />

avukat müdahil olarak bulunmak için başvuru yapacak.<br />

37 ülkeden yolcu ve şehit yakınları dâhil 490 kişinin<br />

"müşteki-mağdur" olarak yer aldığı davanın sanıkları; dönemin<br />

İsrail Genelkurmay Başkanı Rau Gabiel Ashkenazi,<br />

Deniz Kuvvetleri Komutanı Eliezer Alfred Maron, Hava<br />

Kuvvetleri İstihbarat Sorumlusu Avishay Levi ve İsrail İstihbarat<br />

Başkanı Amos Yadlin "firari sanık" olarak<br />

yargılanacak. Mavi Marmara Davası’nın ilk duruşması 6<br />

Kasım 2<strong>01</strong>2’de saat 09:30’da İstanbul Çağlayan Adliyesi’nde<br />

başlayacak ve aralıklı olarak 3 gün devam edecek.<br />

Türkiye ve dünyanın dört bir yanından gelecek Filo<br />

yolcuları, şehit yakınları ve avukatları duruşmada hazır bulunacak.<br />

Duruşma; Türkiye ve dünyanın birçok ülkesinden<br />

insan hakları gözlemcileri, <strong>medya</strong> mensupları, hukukçular<br />

ve sivil toplum kuruluşu temsilcileri tarafından takip edilecek.<br />

Dava sürecindeki çalışmalara öncülük eden; Gazze’ye<br />

insani yardım taşıyan Mavi Marmara ve diğer yardım filosunun<br />

organizatörleri İHH İnsani Yardım Vakfı ve diğer<br />

kuruluşlar ile dünyanın dört bir yanından Gazze Özgürlük<br />

Filosu hukuk mücadelesi için bir araya gelen Mavi Marmara<br />

Avukatları davanın ilk duruşması için kapsamlı bir çalışma<br />

yürütüyor.<br />

İnsanlığın ortak davası: Mavi Marmara<br />

İHH; davayı; tıpkı Mavi Marmara gemisinde buluşan renkli<br />

topluluk gibi farklı dini, etnik, kültürel kimliğe sahip insanlık<br />

ailesinin ortak davası şeklinde tanımlıyor. İHH, davaya yüzlerce<br />

avukatın müdahil olması için çalışmalar da yürütüyor.<br />

İHH İnsani Yardım Vakfı’ndan yapılan çağrıda “İşlenen suç<br />

sadece bu yolculara karşı değil o gemide temsilini bulan<br />

dünyanın ortak vicdanına karşı yani vicdan sahibi tüm insanlara,<br />

halklara karşı işlenmiş bir suçtur. İsrailli sorumlular<br />

insanlığın hukukunu çiğnemiştir. Adaletin gereği olarak da<br />

sorumlular dünya kamuoyunun önünde adil yargılanma<br />

ortamında yargılanmalı ve cezalandırılmalıdır. Bu nedenlerle<br />

insanlığın ortak davası olan Mavi Marmara Davası’nı;<br />

<strong>medya</strong>nın kapsamlı bir şekilde takip ederek Türkiye ve<br />

dünya kamuoyunun haberdar edilmesini çok önemsiyoruz.<br />

Saldırıda hayatını kaybeden gazeteci kardeşimiz Cevdet<br />

Kılıçlar; diğer insani yardım gönüllüleri ve yaklaşık 2,5<br />

yıldır komada olan Uğur Süleyman Söylemez için, 37 ülkeden<br />

gelecek olan tüm gemi yolcularına duruşma esnasında<br />

kamuoyumuzun desteğini talep ediyoruz”<br />

Mavi Marmara saldırısı ve<br />

hukuki süreç nasıl gelişti<br />

İHH Yönetim Kurulu üyesi<br />

Avukat Gülden SÖNMEZ<br />

Gazze’ye insani yardım taşıyan Mavi Marmara ve diğer<br />

gemilere 31 Mayıs 2<strong>01</strong>0 tarihinde uluslararası sularda seyir<br />

hâlindeyken İsrail silahlı kuvvetleri saldırı düzenlemişti.<br />

Saldırıda gazeteci Cevdet Kılıçlar ile beraber 9 insani yardım<br />

gönüllüsü; Furkan Doğan, Cevdet Kılıçlar, İbrahim Bilgen,<br />

Necdet Yıldırım, Fahri Yaldız, Ali Haydar Bengi, Cengiz Akyüz,<br />

Çetin Topçuoğlu ve Cengiz Songür hayatını kaybetmiş, 50’den<br />

fazlası yaralanmış ve dünya ile iletişim yasadışı olarak kesilerek<br />

gazeteciler dâhil tüm yolcular İsrail tarafından hapsedilmişti.<br />

Birleşmiş Milletler İnsan Hakları Konseyi tarafından da saldırı<br />

sırasında ve sonrasında kasten adam öldürmek, işkence,<br />

insanlık dışı muamele etmek, kasten azap vermek, beden<br />

bütünlüğünü veya insan sağlığını vahim şekilde ihlal etmek,<br />

keyfî tutuklama ve gözaltı, ifade hürriyetinin kısıtlanması,<br />

malların gasp edilmesi ve benzeri ağır suçların işlendiği, insan<br />

hakları ve uluslararası hukukun ihlal edildiği tespit edilmişti.<br />

Bu saldırı ile alakalı olarak ulusal (Türkiye, ABD, İspanya,<br />

Belçika, İtalya gibi) ve uluslar arası (Uluslararası Ceza<br />

Mahkemesi, BM İnsan Hakları Konseyi) birçok hukuk zemininde<br />

çalışmalar <strong>gerçek</strong>leştirilmişti. Gazze Özgürlük Filosu’na yapılan<br />

saldırı hakkında Türkiye’de İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı<br />

tarafından yürütülen soruşturma ile 28.05.2<strong>01</strong>2 tarihi itibariyle<br />

İstanbul 7.Ağır Ceza Mahkemesinde 2<strong>01</strong>2/264 Esas numarası<br />

ile dava açılmıştı. Davada, 37 ülkeden yolcu ve şehit yakınları<br />

dâhil 490 kişi "müşteki-mağdur" olarak yer alırken, dönemin<br />

İsrail Genelkurmay Başkanı Rau Gabiel Ashkenazi, Deniz<br />

Kuvvetleri Komutanı Eliezer Alfred Maron, Hava Kuvvetleri İstihbarat<br />

Sorumlusu Avishay Levi ve İsrail İstihbarat Başkanı Amos<br />

Yadlin de “firari sanık” olarak yer alıyor. Dosyayı yürüten savcı,<br />

iddianamenin sanıklarını, Ashkenazi başta olmak üzere şimdilik<br />

operasyon planını yapan ve uygulayan İsrail askeri üst kadrosu<br />

ile sınırlı tutmuştu. Bilgileri tamamlandıkça diğer sivil-asker<br />

tüm sorumlular tek tek yargı önüne çıkarılacak. Türk Ceza Kanunu’na<br />

göre sanıklar, kasten adam öldürme, kasten adam<br />

öldürmeye teşebbüs, kasten yaralama, yağma, deniz veya<br />

demiryolu ulaşım araçlarını kaçırma veya alıkoyma, mala zarar<br />

verme, kişiyi hürriyetinden yoksun kılma ve eziyet etme”<br />

suçlarından yargılanıyor.<br />

Şehit ailelerine ziyaret<br />

Sultanbeyli Belediyesi vatan için canını veren şehitlerini unutmadı.Başkan<br />

Hüseyin Keskin, başkan yardımcıları ve ilgili müdürler,Sultanbeyli’de yaşayan<br />

14 şehit ailesini ziyaret ederek sorunlarını dinledi.<br />

14 ayrı hikaye, 14 ayrı acı. Trabzonlu Er Dursun<br />

Sivaz operasyonda hayatını kaybetti.<br />

Bingöllü Er Erol Durmuş karakol baskınında<br />

şehit düştü. Vanlı polis memuru Murat Çelikhas<br />

Çukurca’da hayatını kaybetti…Hepsinin<br />

hikayesi ayrı olsa da, yaşanan acı<br />

ortaktı.<br />

Ramazan ayında şehit yakınlarıyla, tarihi<br />

Aydos Kalesi’nde düzenlenen iftar davetinde<br />

bir araya gelen başkan Keskin, şehit aileleri<br />

ile yakından ilgilendiklerini belirtmiş ve her<br />

türlü ihtiyaç ve taleplerinde kendilerine<br />

yardıma hazır olduklarını ifade etmişti.<br />

Programda, “Bizlerin gurur kaynağı, Allah’ın<br />

en güzel makamı hediye ettiği şehitlerimizi<br />

uğurladık, ama geride kalan aziz<br />

şehitlerimizin aileleri olarak sizler bizlere<br />

emanetsiniz” şeklinde konuşan Başkan Keskin,<br />

şehit yakınlarıyla yeniden biraraya geldi.<br />

Başkan Hüseyin Keskin, belediye başkan<br />

yardımcı ve danışmanları, ilgili müdürler ile<br />

Sultanbeyli’de yaşayan şehit ailelerini ziyaret<br />

etti ve başsağlığı dileyip ailelerin dertlerini<br />

dinledi.<br />

“Yoklukları her birimizi derinden üzse de,<br />

ulaştıkları mertebe bizleri teselli eden yegane<br />

dayanak noktasıdır” diyen Keskin, “Peygamberlerin<br />

dahi arzuladığı o yüce ve şerefli<br />

makama uğurladığımız şehit kardeşlerimiz,<br />

feda ettikleri hayatlarına karşılık, Allah’ın sonsuz<br />

izzet ve keremine nail oldular. Allah<br />

şehadetlerini kabul etsin” şeklinde konuştu.<br />

Keskin, “Şehit ailelerimizin kalbindeki<br />

özlemi, gözündeki yaşı paylaşıyor, her<br />

duamızda şehitlerimizi unutmuyoruz.<br />

İhtiyaçlarınızla problemlerinizle yakından ilgilenmeye<br />

çalışıyor, sıkıntıya düştüğünüzde<br />

her daim çekinmeden kapımızı çalmanızı istiyoruz.<br />

Çünkü biz, sizler için buradayız, sizler<br />

için varız” diyerek hertürlü desteği vermeye<br />

devam edeceklerini ifade etti.<br />

Ziyaretten duydukları memnuniyeti ifade eden<br />

şehit aileleri, Başkan Keskin’e teşekkür ederken<br />

hepsinin ortak talebi, terör olaylarının<br />

en kısa zamanda son bulması ve hiçbir anne<br />

babanın evlat acısı yaşamaması oldu.


22 EKÝM 2<strong>01</strong>2 HABER<br />

HER ZAMAN DOÐRUNUN YANINDA<br />

03


04 HER ZAMAN DOÐRUNUN YANINDA HABER<br />

22 EKÝM 2<strong>01</strong>2<br />

Y›l : 9 Say›: 276<br />

‹mtiyaz Sahibi ve Yaz› ‹þleri Müdürü<br />

ÖMER FARUK GERÇEK<br />

Genel Yay›n ve Reklam Koordinatörü<br />

HAKAN ERDEM<br />

F. Kurumsal Tanýtým ve Müþteri Temsilcisi<br />

ÞÜKRÜ KAYA<br />

F. Reklam ve Tanýtým Sorumlularý<br />

HARUN ÇETÝN<br />

HASAN TAÞKIN - MEHMET SOLMAZ<br />

Genel Yay›n ve Hukuk Dan›þmanlar›<br />

AV. MEHMET TOPKAYA - AV. OKTAY TOPKAYA<br />

Tasarým<br />

GERÇEK MEDYA<br />

Ulaþým<br />

EKREM ERDEM<br />

Dað›t›m Sorumlusu<br />

HASAN TAÞKIN<br />

Mehmet Akif Ersoy Mah. Cami Cad. 8/1 Sultanbeyli / ‹STANBUL<br />

(0216) 496 44 79 - (0542) 524 65 64<br />

(0216) 379 07 08 - (0532) 484 43 86<br />

www.gercek<strong>medya</strong>.com<br />

gercek<strong>medya</strong>@gercek<strong>medya</strong>.com<br />

Bask›: TAKÝP GAZETECÝLÝK ve MATBAACILIK LTD. ÞTÝ. BASKI TESÝSLERÝ<br />

A. Gazi Mah. Ferah Cad. Ýpekyolu Sk. No: 9 Sultanbeyli / ‹STANBUL<br />

Yay›n Türü: Yerel Süreli - Bask› Tarihi: 22.10.2<strong>01</strong>2<br />

Gazetemiz bas›n ahlak kurallar›na uymaya söz vermiþtir.<br />

Köþe yaz›lar›ndan doðan hukuki sorumluluk yazarlara aittir.<br />

*Tanýtým amacýyla ücretsizdir


22 EKÝM 2<strong>01</strong>2 GÜNDEM<br />

HER ZAMAN DOÐRUNUN YANINDA 05


06 HER ZAMAN DOÐRUNUN YANINDA YORUM<br />

22 EKÝM 2<strong>01</strong>2<br />

Son sözümüz kýrýcý olmasýn<br />

Dost meclisinde konuþurken, sohbet esnasýnda<br />

bazý hallerde, istemediðimiz konulara girilir<br />

ve biz bir türlü engel olamayýz. Öyle haller alýr<br />

ki, tabiri caizse bir kuyunun dibinde kalmýþýz da<br />

havamýz tükenmiþ, son nefesimizi<br />

alýrcasýna boðuluyor gibi<br />

oluruz. Hani bu haller için<br />

''gitsen gidilmez, dursan durulmaz''<br />

olur da; imdat beklersiniz<br />

birisi gelse de bizi bu zulümden,<br />

eziyetten kurtarsa. Bu haller<br />

insanýn aklýný da baþýndan<br />

alýr, donakalýrsýnýz ve neye uðradýðýnýzý<br />

þaþýrýrsýnýz. Dýþarý bir<br />

KAYA<br />

adým attýnýz veya o ortamdan<br />

KILIÇ<br />

uzaklaþtýðýnýz da ise Allah'ým<br />

ne kâbustu bitmeyecek sandým<br />

dersiniz. Eðer dýþarý çýkamamýþsanýz<br />

zaten; hal ve davranýþlarýnýza bakanlar:<br />

bu kafayý yemiþ derler. Söylenen sözlerin çoðuna<br />

ne anlam verebilirsiniz ne cevap verebilirsiniz,<br />

yenilerin deyimiyle "abondone" olursunuz o kadar.<br />

Bu halinizi anlamazlarsa þayet; ya karþýnýzdakini<br />

kýrarsýnýz veya hiç istenmedik olaylar olur ve<br />

bu durum anlaþýlana kadar da epey bir zahmete<br />

daha maruz kalýrsýnýz. Bir düþünürün kitabýnýn<br />

arka kapaðýnda "en çok anlaþýlmamaktan korkuyordum<br />

ve anlamadýlar da onu anladým" yazmýþ.<br />

Vay be adam ne olmuþ, vay be bu bizim tanýdýðýmýz<br />

kiþi deðil veya bunun içine þeytan mý kaçmýþ<br />

ne olmuþ derler ve öylece geçip giderler. Hakikatin<br />

ortaya çýkmasýný o zaman daha da çok istersiniz<br />

ve yine tabiri caizse ''alnýnýzýn derisi çatlar''<br />

da yine de ifade edemezsiniz. Bu hallerde bir dostum<br />

derdi ki uzaklaþmak ve o yerdekilerle bir süre<br />

görüþmemek en güzeli diye, eðer mecbur deðilsek<br />

en doðrusu da bu sanýrým. Ne kendini harap<br />

et, nede etrafýndakileri kýr.<br />

Keskin sirke küpüne zarar derler atalarýmýz.<br />

Kaldýramayacaðýmýzý anladýðýmýzda ya uzaklaþacaðýz<br />

veya peygamber sabrý göstereceðiz. Peygamber<br />

sabrý gösteremeyeceðimize göre uzaklaþmayý<br />

denemeliyiz diyorum. Devri Osmanlý da yurt<br />

dýþý görevlerine veya adalet daðýtýcýlarýna (hâkim,<br />

savcý, vali vs. vs.) böyle bir imtihandan geçirtilip<br />

liyakatli ise o görev verilirmiþ. Sabrý iyi deðil, hemen<br />

patlak verecek durumda ise ona uç görevler<br />

vermiyorlarmýþ. Ýþi ehline teslim etmek bu olsa<br />

gerek. Þimdilerde öylemi diye bir soruyor ve cevabýný<br />

da inþallah layýk olanlara görev tevdi ediliyordur/veriliyordur<br />

diyoruz. Hislerimizle hareket<br />

ediyoruz. Sonunda piþman olsak da pek belli etmiyoruz,<br />

hatalýydý bu yaptýðým, akrabamdý, hemþerimdi,<br />

bir çýkarým olduðundan böyle yaptým vs.<br />

vs. diyemiyoruz. Ýnsanlar ne der diye korkuyoruz;<br />

korkmamýz gerekenden korkmuyoruz, hesap vereceðimizi<br />

unutuyoruz sanýrým. Kýrdýðýmýz, hakkýna<br />

girdiðimiz, koruduðumuz ve hiç hak etmediði<br />

halde bir yerlere taþýmak suretiyle yaptýðýmýz<br />

haksýzlýklarý nereye koyacaðýz. Sonunu düþünen<br />

kahraman olamazmýþ derler ya; bu bapdan hareketle<br />

kahramanlýðýmýzý ilan ediyoruz. Aile içerisinde<br />

konuþulurken, bak ben þu üç kuruþ etmeyecek<br />

adamý bile adam yerine koydurttum demek<br />

içim mi anlayamýyor, fikir yürütemiyorum.<br />

Kolay olmuyor, çabucak kesip atýlamýyor ama<br />

vebalinden de kurtulamýyoruz, bazý mecburiyetlerimizin.<br />

Hata olduðunu bilip; sonradan istemeden<br />

yaptým diyorsunuz vicdanýnýzla baþ baþa kaldýðýmýz<br />

da ama Ýnþallah kimsenin hakkýna girmemiþizdir<br />

deðil mi Evet, insanýn vicdaný rahatsa,<br />

yaptýðýndan kalbi mutmainse, hakkýný verdim diyebiliyorsa<br />

bence gerisi teferruattýr vesselam. Birilerinin<br />

aferin demesindense, birilerinin teþekküründense,<br />

HAKKIN razý olmasýndan daha güzel<br />

ve mükemmel bir durum yok. Yarýným ne olacaðýný<br />

kestiremiyoruz, saniyenize bile hâkim olamadýðýmýza<br />

göre, o zaman son sözlerimiz hep hak olsun<br />

derim. Bu dilek ve temennilerle kalýn huzur<br />

ve saðlýcakla.<br />

kilic_kaya29@mynet.com<br />

Deðerli Dostlar, Türkiye yaklaþýk<br />

1 asýrdýr yaþadýðý ara rejimden<br />

sýyrýlýyor, paslarýný birer birer silkeliyor,<br />

yýllarýn yorgun ve birikmiþ çullarýný<br />

üzerinden atýyor.<br />

Ara rejim<br />

600 yýllýk Osmanlý idari ve siyasi<br />

sisteminin ba-<br />

ÝSA<br />

DOÐAN<br />

isadogan2212@yahoo.de<br />

kiyesi olan<br />

Türkiye'ye<br />

yüklediði aðýr<br />

yükler ve de<br />

dünyada parçalanmýþ<br />

ideolojik<br />

ve ekonomik<br />

bloklar<br />

bizi bir asýrlýk<br />

bocalamaya<br />

itti. Bu bocalama<br />

döneminin<br />

uzun sür-<br />

Basýn- yayýn organlarýndan<br />

elde edilen bilgilere göre<br />

baþka kiþilere ait kimlik bilgileri<br />

kullanýlarak üzerine kendi fotoðrafýný<br />

onaylattýktan<br />

sonra<br />

yeni çýkartýlan<br />

kimlik<br />

kartý ile birçok<br />

dolandýrýcýlýk<br />

olayýnýn<br />

<strong>gerçek</strong>leþtiði<br />

öðrenilmektedir.<br />

Þu anda<br />

Bolu ilinde,<br />

pilot çalýþmasý<br />

yürütülen<br />

proje ile<br />

ilgili yapýlan ön araþtýrmada yeni<br />

kimliklerin eski kimlikler üzerinden<br />

ve vesikalýk fotoðraflarýn<br />

taranmasý ile elde edildiði, kaybolan<br />

kimliklerin baþkalarý tarafýndan<br />

kullanýlmamasý için þifrelendiði,<br />

teknolojik olarak kopyalanmamasý<br />

için hologramlý olarak<br />

tasarlandýðý, parmak izinin<br />

alýndýðý ve sadece SGK kurumu<br />

ile ortak veri tabanýný kullandýðý<br />

anlaþýlmaktadýr.<br />

Tarafýmýzdan sunulan öneride<br />

ise fotoðraflarýn biometrik olarak<br />

çekilmesi resmi kurumlarda gerekli<br />

olabilecek bilgilerin ve fotoðrafýn<br />

bir veri tabanýnda toplanarak<br />

SGK yanýnda sürücü<br />

belgesi, tapu, paso, pasaport, sabýka<br />

kaydý, vergi dairesi, noter<br />

gibi kurumlarla ilgili iþlemlerde<br />

VEDAT<br />

ÞÝÞMAN<br />

BAKMAK ÝLE GÖRMEK ARASINDA FARK VAR!<br />

mesi kendi<br />

içerisinde bir<br />

sýnýf ve sistem yarattý. Amaç ve aracýn<br />

arasýnda kalan bu yapay sistem ne eskinin<br />

çullarýndan vazgeçebildi ne de<br />

geleceðin hafifliðini kabullenebildi.<br />

Tabi bu dönemde olan yine halka oldu,<br />

olan kaybedilen zamana oldu.<br />

Ýnsanýmýzýn da karakteristik yapýsý bu<br />

ara döneme uyarlanýp kararsýz, ürkek bir<br />

kabukla yeniden þekillenmiþ gibiydi. Bugün<br />

bu kabuðun kýrýlma dönemi.<br />

Ýnsanlar da diðer canlýlar gibi doðal<br />

ortamlarýnýn dýþýna çýkýldýðýnda kendini<br />

yeni ortama uyarlama ihtiyacý duyar<br />

ve bazý alýþkanlýklarýný geri býrakmak<br />

durumunda kalýr. Milletin bu ara dönemlere<br />

uyumluluðu sistemi kabul etmesinden<br />

deðil bu doðal sürecin kendi<br />

seyrindendir. Bugün milletin ara döneme<br />

sýrt dönmesinin nedeni de geçiþ<br />

döneminin "köprüyü geçene kadar"<br />

dönemi olmasýndandýr. Ama bazýlarý<br />

bunu kabullenmeyip aldatýldýklarýný<br />

veya da halkýn kandýrýldýðýný düþünerek<br />

teselli bulurlar.<br />

Tabi bu anlaþýlabilir bir tepkidir.<br />

Çünkü geçiþ dönemlerinin yarattýðý<br />

kendine ait bir rant kitlesi vardýr ve tabi<br />

þimdi bu rant kitlesi kendi haklarýný sonuna<br />

kadar savunmaya devam edecek.<br />

Geçiþ dönemlerinin tipik özelliði<br />

iþlerin iyi gittiðini hissederken her bakýmdan<br />

eksiklerin çokluðunu da görmenizdir.<br />

Eskiye göre daha iyi ama<br />

geleceðe giden yollar zor ve çetrefillidir.<br />

Bugünkü bazý <strong>medya</strong> organlarýnýn<br />

da sürekli üstünde durduðu gibi<br />

geçmiþe deðil en ileri standarda göre<br />

deðerlendirmeler yapýlýr, eleþtiriler<br />

yönlendirilir. On katlý bir binadasýnýzdýr<br />

dün 2.katta iken bugün 4.kattasýnýzdýr<br />

ama size onuncu kata neden<br />

çýkmadýnýz diye hesap sorulur. Bu<br />

yüzden siyaset yapmak zordur.<br />

Geçmiþ unutulup gider, kimse hatýrlamaz<br />

artýk kimse de size 2.kattan<br />

konuþmaz. Çünkü siz yükseldikçe istekler<br />

artacak, eleþtiriler de artacak.<br />

Herkesin istediði olsa, dünyada<br />

kaos eksik olmaz!<br />

-----------------<br />

Suriye üzerinden Türkiye'nin karizmasý<br />

çizilmeye çalýþýlýyor.<br />

Ortadoðudaki güçlü Türkiye algýsý örselenmeye<br />

ve itibarsýzlaþtýrýlmaya çalýþýlýyor.<br />

Esat, kýsa vadede yerini koruyabilir<br />

ama orta ve uzun vadede dayanabileceðini<br />

sanmýyorum. Ne kadar süre bir<br />

insan kendi güvenliði konusunda<br />

oradan oraya saklanarak, yakýnlarýndan<br />

dahi korkarak yaþayabilir ki<br />

Türkiye'nin bölgeye ve dünyaya verdiði<br />

bir mesajý var. Ýþte önemli olan da böyle<br />

bir mesajýnýn olmasýdýr. Çünkü sadece<br />

güçlü devletlerin mesajý vardýr.<br />

Bu mesaj: halkýnýn yanýnda olmayan<br />

iktidar <strong>gerçek</strong> iktidar deðildir!<br />

-----------------<br />

Elma ile Armut karýþýmý bir yerdeyiz!<br />

T.C. Kimlik Kartlarý Üzerine Öneriler<br />

kullanýlabilmesi. Bununla birlikte<br />

bu veri tabanýnýn gerekli durumlarda<br />

bir kurumun diðer kurumdan<br />

isteyeceði bilgileri (belgeleri)<br />

diðer kurum tarafýndan<br />

ekranda görülmesi saðlanmalýdýr.<br />

Fiili ehliyeti ve saðlýk özellikleri<br />

öðrenim durumu ve askerlik<br />

durumu gibi bilgileri de taþýmasý<br />

ve kullanýmdaki aksaklýklarýnda<br />

giderilmesi öngörülmektedir.<br />

Bu öngörüye göre: Özürlü kiþilerin<br />

hastaneden randevu alýrken<br />

öncelik hakký bilgisayara<br />

programlanabilir. Ýkinci örnek fiil<br />

ehliyeti bulunmayan kiþilere<br />

seçimlerde oy kullandýrýlmasý<br />

önlenebilir. Üçüncü örnek seçimlerde<br />

yatalak ya da diðer özür<br />

gruplarýna üst katlarda oy atma<br />

durumlarý söz konusu olmaktadýr.<br />

Dolayýsýyla hazýrlanacak<br />

kimlik paylaþým sistemi, içersinde<br />

kullanýlabilir bir veri programý<br />

taþýmalýdýr.<br />

2. husus Araç sahiplerine ait<br />

vergi. Ruhsat ve sigorta iþlemlerinin<br />

bir veri tabanýna baðlanarak<br />

muameleci ve form doldurma<br />

gibi bürokratik iþlemlerindeki<br />

belge çokluðu ve kaðýt israfý ve<br />

zaman kaybýnýn asgari seviyeye<br />

indirilebileceði öngörülmektedir.<br />

Özet olarak bir kuruma gidip iþlem<br />

yaptýracak kiþiden hiçbir<br />

belge istenmesin, kart okuyucu<br />

bu bilgileri kendi transfer etsin,<br />

noksaný varsa tamamlasýn.<br />

Yetkililerin ve okuyucularýn<br />

dikkatine sunulur.<br />

ARMAÐAN EDÝLEN BÝR HAYAT<br />

(Gul inne salatiy ve nüsükiy ve mehyaye ve memati lillahi Rabbil alemiyn.)<br />

De ki; Benim namazým, kurbaným (her türlü ibadetim) hayatým ve ölümüm hepsi<br />

alemlerin Rabbi Allah'a armaðan olsun (En'am 162).<br />

"Ýnsan bilmediðine muhtaç deðildir; muhtaç olmadýðýndan heyecan duymaz ve heyecan<br />

duymadýðýna talip olmaz" cümlesini okuduðum ilk güne dönüyorum…<br />

… Kur'an'ý okuyorum ama bilmiyorum. Çünkü sadece dilimle tilavet ediyorum ve anlamadýðým<br />

þeye muhtaç hissetmiyorum ve heyecan duyamýyorum, sadece o ahenkli bir terennüm<br />

ruhuma sükunet veriyor, anlamak gibi bir talebim yok bazen aðlýyorum öyle ki, Kur'an<br />

sahifelerine düþüyor damlacýklar, hangi ayete niçin belli deðil! Belli ki ruhun açlýðýndan o sessiz<br />

çýðlýklar… 'Anla beni!' diyor o muhteþem belagat. 'Geçme öyle, düþün aklýný yor!' diyor<br />

ama duyamýyorum. Ne zaman ki gönlüm okumaya baþlýyor Kur'an'ý iþte o zaman Rabbimden<br />

gelen mesajlarýn derinliðinde kayboluyorum. Zorlanýyorum elbette çünkü kalp okuyunca<br />

zihin devreye giriyor, yoruluyor beyin. Anlamak eyleme geçirmek ilk anda ulaþýlacak bir<br />

merhale deðil. Þuna inanýyorum ki vazgeçmediðim için ruhumun benim adýma ýsrarýný kulaklarýmla<br />

duyuyorum. ISRAR SABIR ÝSTERKEN, SABIRDA ZA-<br />

MAN ÝSTÝYOR. Ve zamanýn ibresi öyle hýzla dönüyor ki nihayet<br />

bir zamanlar geldiði ruhlar aleminin dayanýlmaz refahlýðýnda bedenimde<br />

ki cenderesinden çýkýyor ve bana En'am 162'yi <strong>gerçek</strong>ten<br />

yaþatýyor.<br />

… Ýntikam ve öfkemi yenerek kendimi cezalandýrmaktan<br />

kurtarýyorum ilk planda. Ýstiyorum çalýþýyorum ama negatif bir sonuca<br />

da razý olabiliyorum. Ben merkezli yaþamaktan biz koalisyonuna<br />

geçiyorum. Tarafgirlikten þiddetle sakýnýyorum. Baþkalarýnýn baþarýlarý<br />

beni inanýlmaz sevindiriyor. Haklarýný koruyamayanlarý koruyan<br />

ZEYNEP<br />

O Rabbin ADL ve HAKEM isimleriyle tanýþýyor, ödül ve ceza günün<br />

tek sahibi Rabbimi, söz daðarcýðýmda en çok yer alan Fatiha'nýn þifresinde<br />

buluyorum. Kötü huylu bir þahsiyetten nefretle nefsimi se-<br />

BOYNUDELÝK<br />

vindirirken, kötülükten nefret etmekle vicdanýmýn sevineceðine inanýyorum.<br />

Kendini 'sýrtýnda yumurta küfesiyle yaþamak zorunda hissedenleri gördükçe LA YÜ-<br />

KELLÝFULLAHU NEFSEN ÝLLA VÜSAHA ayeti yüreðimi yakýyor. Neden Diyorum, insanlar,<br />

kendi imal ettikleri bu küfelerin aðýrlaþmasý için ELÝNDEN GELEN HER TÜRLÜ ZORLU-<br />

ÐA KATLANIYOR Sýrtýndaki kamburuyla dünyayý ahrete tercih edebiliyor.<br />

ALBENÝSÝ ÜZERÝNDE ZEHÝRLÝ NÝCE TATLI TERCÝHLER…<br />

Hayat; yolculuðumuz boyunca tercihin kavþaklarýyla karþýlaþtýrýyor içimizdeki beni.<br />

Nefretle sevgi ayný kavþakta, güzergah farklý. Evrenin sultanýndan gelen mesajý kýraat ettiðimizde<br />

sadece sevgiyi okuruz. Nefreti tanýmaz duygularýmýz. Sýrat-ý müstakim üzere alýrýz<br />

yolumuzu iþte o zaman o eþsiz Yaradanýmýza sunarýz HAYATI ÖLÜMÜ NAMAZI<br />

ORUCU KURBANI…Gözle görülemeyen elle tutulamayan müdahalelerle geçen bir hayatýn<br />

rüzgarlarýnda savrulan tüm ibadetleri Rabbe bahþetmek O'na armaðan etmek tarifi<br />

imkansýz bir duygu. Týpký Ýbrahim A.S.ýn hayatý gibi.<br />

Týpký oðlunu kurban kesmeye götürdüðünü müjdeleyen þeytana hicretin geleni Hacer'in<br />

verdiði çok net tereddütsüz cevap gibi… Oðullarýnýn hayatýný ve ölümünü Yaradanýn<br />

emriyle Yaradana armaðan etmeleri bu ayeti yaþamak deðil mi Gökyüzünde kül rengi<br />

bulutlara takýlsaydý Hacer, þeytana SANANE demezdi, O, yanýk yüreðine yaðmur damlalarý<br />

taþýyan melekleri izliyordu. Ayette armaðan edilen hayat iþte bu bakýþ açýsýndaydý. Bu<br />

açýyý yakalamaktaydý hüner. Arabamý yenilemekle evin dekorunu deðiþtirmekle, giyecek<br />

ve yiyecekle tüketim çýlgýnlýðýna eriþmekle dahasý haz ve hýz çaðýna uyum saðlamakla, kýlýnan<br />

namazýn, kesilen kurbanýn, ayetteki manasýyla uyumuna düþünmeye baþlamýþtým.<br />

"Takva sahiplerini Rahman'a, binekli cemaatler halinde haþredeceðimiz gün…" ayetiyle Meryem<br />

Suresini gönül dilimle kýraat etmiþtim. Ve akabinde Resulün þöyle buyurduðunu okudum:<br />

"Kýyamet koptuktan sonra müminler kabirlerinden dirildikten Allahü Teala meleklerine:<br />

- Ey meleklerim! Mümin kullarýmýn ayaklarýný yere bastýrmayýn. Onlarý, kendileri için<br />

hazýrlanan binitlerine bindirin. Çünkü onlar dünyada iken bineklerine binemyi adet haline<br />

getirmiþlerdir. Onlarýn ilk binitleri, babalarýnýn sülbleri idi. Daha sonra annelerinin rahimleri<br />

oldu. Doðduklarýnda onlarýn binitleri-süt emme müddetleri tamamlanýncaya kadar-<br />

yine anne kucaðý idi. Bundan sonra onlarýn binitleri babalarýnýn omuzlarý oldu. Sonrasýnda<br />

karada atlara, katýrlara; denizlerde gemilere bindiler. Öldükleri zaman ise kardeþlerinin<br />

omuzlarýnda taþýndýlar. Þimdi, kabirlerinden kalktýklarýnda da ayaklarý yere deðmesin;<br />

çünkü onlar binitlere alýþkýndýrlar, kendileri için hazýrlanan binekleri getirin" buyurur.<br />

"Ýþte müminlerin kýyamet günü binecekleri binitler, kurban bayramýnda kesecekleri hayvanlar<br />

karþýlýðýnda verilecektir."Kurban ibadetinin özü, Allah'a yaklaþtýran maddi bir fedakarlýk<br />

ve O'nun emrine baðlýlýktýr. Allahü Teala, Hac suresinde kurbandan bahsederken hayvanlarýn<br />

insan için bir nimet olduðuna dikkati çeker. Kurban kesmenin Ýslam'ýn bir simgesi<br />

olduðunu açýklar ve þöyle buyurur: "Kurbanýn etleri ve kanlarý deðil, sadece takvanýz (Allah'a<br />

karþý gelmekten sakýnýnýz) Allah katýna ulaþýr" okuduðumda kurbanýn gayesini hamde þükre<br />

sabra paylaþmaya vesile olduðu için toplumsal hayata destek olduðunu öðrendim.<br />

Ve tesbih ve tahmidi içine alan þu duanýn özetini öðrendim;<br />

"Ýbrahim A.S., Ýsmail A.S.ý emrolunduðu üzere kesmeye kalkýþýnca, Cebrail A.S. kurban<br />

getirmek üzere yola çýktý. Birinci kat semaya varýnca, Ýbrahim A.S. acele ederek Ýsmail<br />

A.S.ý keser de yetiþemem diye korktu ve þöyle buyurdu: "Allahü ekber, Allahü ekber." Ýbrahim<br />

A.S. bunu duyunca kesmeyi býrakýp baþýný kaldýrdýðýnda, onun kurban getirdiðini<br />

anlayýnca: "La ilahe illallahü vallahü ekber" dedi. Ýsmail A.S. da bunu duyunca: "Allahü<br />

ekber. Ve lillahi'l-hamd" dedi ve bu, kýyamete kadar böylece sünnet olarak kalmýþtýr.<br />

Ve Rabbime bu kurban, kurbanýmla beraber her ibadetimi de armaðan edeceðimi söz<br />

vererek Ümmeti Muhammed adýna ellerimi açtým; "Ya ilahel Alemin bizleri yardýmýna nail<br />

eyle. Efendimize senin ilminde bulunanlar sayýsýnca ve mülkün devam ettiði sürece salat<br />

ve selam eyle! Takdim edeceðimiz kurbanlarý yapacaðýmýz dualarý kýlacaðýmýz namazlarý<br />

kabul eyle. Kurbanlarýmýzý sýrat üzerinde binit, kýyamet günü adil birer þahit eyle. Her türlü<br />

aþýrýlýktan azgýnlýk ve taþkýnlýktan muhafaza eyle. Þirk ve küfürden dalaletten uzak eyle.<br />

Amin Amin Amin velhamdülillahi Rabbil alemiyn!"<br />

z e y n e p _ n i k s a r @ h o t m a i l . c o m<br />

Bir aðaç düþünün kökleri derinlerde<br />

baþlayan, beslendiði mineraller ve su<br />

kaynaklarýyla kendine münhasýr, bu<br />

aðaç diyelim ki elma olsun. Bir baþka<br />

aðaç düþünün kökünün derinliði de<br />

farklý beslendiði mineraller ve su kaynaklarý<br />

da farklý. Þimdi siz bu iki aðacý bir<br />

araya getirtmeye çalýþýrsanýz ne olur Bilinmedik,<br />

ön görülmedik melez bir<br />

meyve, melez bir tat ortaya çýkar deðil<br />

mi Yani doðaya aykýrý bir sun-i oluþum<br />

meydana gelir. Ýþte bizim batý ile olan<br />

iliþkilerimiz de böyle. Birinin köklerinde<br />

Ýslam var diðerinde Hýristiyanlýk, birinin<br />

köklerinde Selçuklu ve Osmanlý var diðerinde<br />

Helen kültürü ve Roma medeniyeti<br />

var, birinin düþtüðü yerde diðerinin<br />

yükseliþi var ve sürekli bir birine ön<br />

yargýlar ile geliþmiþ kültür manzumesi<br />

var. Þimdi biz bu iki aðacý nasýl bir araya<br />

getirebiliriz ki Sorun, geri kalmýþlýðýmýzý<br />

kendimizde deðil de dýþarýda aramamýzda<br />

olabilir mi Bir Çin atasözü<br />

"Kendini bilen akýllýdýr, baþkasýný bilen<br />

zeki. Kendini yenen kudretlidir, baþkasýný<br />

yenen kuvvetli." Biz kuvvetli deðil<br />

kudretli olmalýyýz. Bunun için de önce<br />

kendimizi bilmemiz þarttýr.<br />

Bizim, bulunduðumuz coðrafya ve<br />

kültür çeþitliliði itibariyle zaten doðal bir<br />

medeniyetimiz var ve bizi biz yapan da<br />

zaten bu doðal özelliðimizdir. Ama biz<br />

"Batý"lý olamayýz. Çünkü köklerimiz<br />

farklý, çünkü biz Ortadoðuluyuz, çünkü<br />

yaðan yaðmurlarýmýz, sararan baþaklarýmýz,<br />

esen rüzgarlarýmýz farklý. O halde<br />

nedir bu yapaylýk!<br />

Özellikle gençlerimizde bu topraklara<br />

ait olmayan ahlaki ve fiziki yapay<br />

kiþilikler meydana gelmiþ durumda.<br />

Her dönemin bir farklýlýðý var evet, ama<br />

bu kadar uçuk farklýlýklar insaný korkutuyor.<br />

Gençler, babalarýnýz size çok alaturka<br />

gelebilir ama rüzgarda savrulmamak,<br />

yaðmurda ýslanmamak için onlarýn<br />

kanatlarýnýn altýnda olmaktan kaçýnmayýn.<br />

Unutmayýn bugün dünün<br />

devamýdýr, siz de onlarýn bir devamýsýnýz.<br />

Hayat bir merdivense onlar sizden<br />

önceki basamaklardý.<br />

Biz Elma'yýz Batý ise Armut!<br />

Karýþtýrmayalým!<br />

---------------<br />

Acaba ellerinde molotof taþýyan þu<br />

gençlerin kaç tanesi bunu ne amaçla,<br />

hangi mantýkla yaptýðýný biliyor mu<br />

Veya da bilinçleri yerinde mi ki bu kadar<br />

gözleri kör, hisleri kapkara, kulaklarý<br />

saðýr olabiliyorlar! Terörün en büyük<br />

hammaddesi cahilliktir, o yüzden<br />

okullara saldýrýyorlar. kendi içlerinde<br />

elitist bir sýnýf yaratmýþlar geri kalanýnýn<br />

sadece koyun sürüsü olmasýný istiyorlar.<br />

Bugün Ortadoðu'da olan<br />

Arap baharýnýn kaynaðýnda otoriter<br />

rejimlere isyan yatarken, PKK'nýn istediði<br />

ise tam tersine stalinist, otoriter,<br />

baskýcý anlayýþý tesis etmektir. Daðdakilerin<br />

getireceði tek þey baský ve zulümdür<br />

demokrasi deðil. Demokrasiyi<br />

aydýnlar, düþünürler, bilim adamlarý<br />

getirebilir daðcýlar deðil! Dünya tarihinde<br />

bunun yüzlerce örneðini görebilirsiniz.<br />

Bugün beþikteki bebeðe<br />

acýmayan yarýn size merhamet gösterir<br />

mi Bunlarý görün be kardeþim!<br />

------------<br />

KENDÝ ÇAPINI BÝLMEYEN<br />

BAÞKALRININ ÇAPINI ACABA<br />

NASIL ÖLÇER<br />

Biri bu adama çok fýrýn ekmek yemen<br />

lazým derken herhalde yanlýþ<br />

anlamýþ olacak ki beynini kuru ekmekle<br />

doldurmuþ! Yazýk be kardeþim<br />

ülkemin böylesi bir Ana muhalefet lideri<br />

olmasýna! Bu ülke çok gelmiþ<br />

geçmiþ siyasetçi gördü ama bu kadar<br />

boþ bu kadar siyaset nizamýndan<br />

yoksun konuþan görmemiþtir. Biri<br />

<strong>gerçek</strong>ten bu adama dur demeli, sus<br />

demeli.<br />

Saðlýcakla kalýn.


07 22-31 Ekim 2<strong>01</strong>2<br />

EĞiTiME DESTEK<br />

Sultanbeyli Belediyesi eğitime verdiği tam desteği sürdürmeye devam ediyor. Belediyenin ilgili kurumlarla<br />

yaptığı işbirliği neticesinde, son üç yılda toplam 16 okul ilçeye kazandırıldı.<br />

B<br />

elediye başkanı Hüseyin Keskin’in,<br />

göreve geldiği günden itibaren,<br />

eğitim-öğretim konusu üzerinde titizlikle<br />

duran Sultanbeyli Belediyesi, bu alanda<br />

yaşanan sıkıntıların sona erdirilmesi için<br />

çeşitli çeşitli çalışmalar başlatmıştı.<br />

İlçe kaymakamlığı ve Milli eğitim Müdürlüğü<br />

ile koordineli <strong>gerçek</strong>leştirilen çalışmalarda,<br />

öncelikle sorunlar tespit edilmiş ardından da<br />

çözüm noktasında projeler üretilmişti.<br />

En önemli sıkıntıların başında yer alan eğitim<br />

dersliklerinin yetersizliği noktasında, Milli<br />

Eğitim Bakanlığı, İl Özel İdaresi ve İstanbul<br />

Valiliği ile yapılan görüşmeler sonucunda 3<br />

yıl içerisinde ilçeye toplam 16 yeni okul<br />

kazandırılmış oldu.<br />

Anaokulu, İlköğretim, Endüstri Meslek Lisesi,<br />

İmam Hatip ve Sağlık Meslek Lisesi olarak<br />

şehrin ihtiyacına göre inşa edilen 16 okulun<br />

toplam derslik sayısı 410 oldu.<br />

2<strong>01</strong>0 yılı içerisinde Esma Sultan ve Gülbahar<br />

Hatun Anaokulu minikler için hizmete<br />

alınırken, Yıldırım Beyazıt, Yunus Emre ve<br />

Zübeyde Hanım İlköğretim Okulları 92 derslik<br />

sayısı ile sınıflarda yaşanan öğrenci<br />

fazlalığının önüne kısmen geçmiş oldu.<br />

Sabiha Gökçen ve Sultanbeyli Teknik ve<br />

Endüstri Meslek Liseleri sadece Sultanbeyli<br />

için değil İstanbul ve Türkiye için kalifiye ara<br />

eleman yetiştirmeye başladı. Sultanbeyli Lisesi<br />

de yine bu dönemde hizmete giren eğitim<br />

yuvası oldu.<br />

2<strong>01</strong>2 yılında toplam 6 ilköğretim okulu 171<br />

derslik ile Sultanbeylinin çocuklarına hizmet<br />

vermeye başladı. Mehmet Akif Ersoy, Necip<br />

Fazıl, Mimar Sinan, Mecidiye, Hamidiye ve<br />

Adil Mahallesi İlköğretim okulları ile ilçede<br />

eğitim kalitesi arttı.<br />

Ayrıca Sultanbeyli Anadolu Sağlık Meslek<br />

Lisesi ve açılışını Milli Eğitim Bakanı Ömer<br />

Dinçer’in yaptığı Gediktaş Anadolu Lisesi de<br />

bu yıl hizmete giren diğer okullar oldular.<br />

SBS 10<strong>01</strong> EĞİTİM DESTEK PROJESİ İLE<br />

BAŞARIYA ULAŞTILAR<br />

Sultanbeyli Belediyesi’nin eğitime verdiği<br />

destek, yeni okullarla sınırlı kalmadı. Sultanbeyli’nin<br />

Eğitim ve Kültür Yılı’nın en önemli<br />

projelerinden SBS 10<strong>01</strong> Eğitim Destek Projesi<br />

de ilk meyvelerini verdi. Hem SBS’ye<br />

giren öğrenci sayısında, hem de başarı<br />

yüzdesinde ciddi artış kaydedildi.<br />

2<strong>01</strong>2 yılını Sultanbeyli’de Eğitim ve Kültür<br />

Yılı ilan eden Sultanbeyli Belediyesi, Sultanbeyli<br />

Kaymakamlığı ve Milli Eğitim<br />

Müdürlüğü yetkilileri sayısız kez bir araya gelerek,<br />

ilçenin il genelindeki başarı sıralaması<br />

ve mevcut durumunu masaya yatırmış,<br />

yapılması gerekenleri gözden geçirmişti.<br />

İlçenin eğitim kalitesini üst seviyelere<br />

çıkarmak, başarılı öğrencilere fırsatlar sunabilmek<br />

adına SBS 10<strong>01</strong> Eğitim Destek Projesi<br />

hayata geçirildi. SBS’de 300’ün üzerinde<br />

puan alan, ancak dershaneye gitmeyen<br />

ilköğretim 8. sınıf öğrencileri tespit edilerek<br />

10<strong>01</strong> öğrenci 4 ayrı dershanede ücretsiz<br />

eğitime başladı.<br />

Sonuç umut vadediyor…<br />

Sultanbeyli’de eğitimin kalitesini önemli<br />

ölçüde artırmak ve çıtayı yükseltmek adına<br />

ümit vadeden projenin 10<strong>01</strong> öğrencisi, bir<br />

senelik çalışmanın ardından 9 Haziran günü<br />

Seviye Belirleme Sınavı’na giren öğrenciler<br />

gösterdikleri başarı ile herkesi<br />

gururlandırdılar.<br />

Buna göre; 450-500 aralığında puan alan<br />

öğrenci sayısı yüzde 100’den fazla artarken<br />

400-450 puan aralığında yüzde 75, 350-400<br />

arası ise yüzde 50’ye yakın bir artış sağlandı.<br />

Toplamda ise yüzde 75 oranında bir yükselme<br />

görüldü.<br />

Puanlardaki bu artışa paralel olarak sınava<br />

girişte de aynı başarı yakalandı. 2<strong>01</strong>1 yılında<br />

sınava giren öğrenci sayısı 5263 iken bu sayı<br />

2<strong>01</strong>2’de 5958’i buldu. Girmeyen öğrenci<br />

sayısı ise 864’ten 278’e düştü.<br />

SULTANBEYLİLİ GENÇLERE MÜJDE!<br />

Sultanbeyli’nin en önemli gençlik projelerinden<br />

biri olan “İstanbulensis Gençlik<br />

Merkezi Projesi”, sunduğu imkanlar ve<br />

getirdiği yeniliklerle ilçe gençlerine yepyeni<br />

kapılar açacak.<br />

Adını Sultanbeyli’nin simgesi İstanbulensis<br />

çiçeğinden alan Gençlik Merkezi’nde<br />

reklamcılık, web tasarımı, girişimcilik gibi<br />

mesleki eğitimlerden drama atölyelerine, aile<br />

içi iletişim seminerlerinden sağlıklı beslenme<br />

ve spor aktivitelerine kadar geniş bir yelpazeye<br />

hitap eden sayısız<br />

faaliyet<strong>gerçek</strong>leştirilecek.<br />

Sultanbeylili çocuklar veSultanbeylili gençlerin<br />

yararlanacağı tam donanımlı İstanbulensis<br />

Gençlik Merkezi, 276 proje arasında<br />

başarılı olarak İstanbul Kalkınma Ajansı’ndan<br />

910 bin TL hibe almaya layık görüldü.<br />

ÖRNEK PROJE “IŞIK BİZİZ”<br />

Sultanbeyli Belediyesi, gençlere sağladığı<br />

fiziksel mekanlar ve eğitimlerin<br />

yanısıraonların meslek sahibi olup hayata<br />

atılmalarına da yardımcı oluyor.<br />

Bu çerçevede Sultanbeyli Kaymakamlığı, Sultanbeyli<br />

Belediyesi, İlçe Milli Eğitim<br />

Müdürlüğü, İlçe Emniyet Müdürlüğü ve Sultanbeyli<br />

Devlet Hastanesi’nin ortaklaşa<br />

geliştirdiği “Işık Biziz” projesiyle, çocuklar<br />

mesleki eğitim alıp iş sahibi oldular.<br />

Geçtiğimiz yıl hayata geçirilen proje, Emniyet<br />

Müdürlüğü’nün 18 yaş altı olup sokakta<br />

çalışan çocukları tespit etmesiyle başladı.<br />

Ardından meslek öğretmeni, rehber<br />

öğretmen, Esnaf Sanatkârlar Odası’ndan bir<br />

temsilci ve Çocuk Büro Amirliği’nden<br />

görevlilerle kurulan Proje ekibi, çocuklarla ve<br />

aileleriyle görüştü. Görüşmeler sonunda<br />

çocuklar, eğilim ve ihtiyaçlarına göre, hem iş<br />

sahibi oldu, hem yaptıkları işlerle ilgili eğitim<br />

almaya başladı.<br />

Işık Biziz Projesi ile çocukların ve ailelerin bilinçlendirilmesi,<br />

bedensel, ruhsal ve fiziki<br />

gelişimleri için zararlı ortamlardan uzak<br />

tutulmaları, ahlaki değer yargılarının yükseltilmesi,<br />

sosyalleşmelerinin sağlanması,<br />

mesleki beceriler kazandırılarak ekonomik<br />

özgürlüklerini elde etmeleri ve bu sayede<br />

kendilerine güven duyan bireyler olmaları<br />

sağlandı. Daha önce sokakta çalışmak<br />

zorunda kalan çocuklardan şimdi kimi pastanede,<br />

gözlükçüde ya da eczanede, kimi<br />

mühendislik ya da mobilya firmalarında<br />

çalışıyor.<br />

Sultanbeyli Belediye Başkanı Hüseyin Keskin:<br />

Sultanbeyli’nin sahip olduğu konum, bize<br />

ciddi sorumluluklar yüklüyor. Çevremizdeki<br />

hızlı gelişim sürecine hem fiziksel, hem de<br />

kültürel ve sosyal olarak uyum sağlamaya<br />

gayret gösteriyoruz. Bir an önce temel<br />

sorunlarımızdan kurtulup ilçemizi hakettiği<br />

gelişmişlik seviyesine yükseltmeliyiz. SBS’de<br />

başarı yakalayan öğrencilerimiz, ilçemizde<br />

eğitim seviyesinde başlayan yükselişin öncüleri<br />

oldu. Öğrencilerimizi tebrik ediyor,<br />

başarılarının devamını diliyorum. Bununla<br />

birlikte her eğitim döneminde yeni okullar<br />

eğitime başlıyor. Okul inşaatları ilçemizde<br />

sürekli artıyor. Sultanbeyli’nin çıtayı her yıl<br />

biraz daha yükselteceğine yürekten<br />

inanıyorum. Hedefimiz elbette geldiğimiz bu<br />

nokta değil, daha ilerisidir. Hayalimiz, sorunsuz,<br />

yaşam kalitesi yüksek, kültürüyle,<br />

eğitimiyle gelecek vaadeden bir ilçede<br />

yaşamaktır.

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!