You also want an ePaper? Increase the reach of your titles
YUMPU automatically turns print PDFs into web optimized ePapers that Google loves.
- Anacığım, ne olur, yapmayın! Kulunuz, köleniz olayım, bağışlayın beni! diye<br />
yalvardıkça iki sevgilinin yüzlerindeki sevinci görmeliydiniz.<br />
Đki sevdalı, birbirlerini sevmeye başladıklarından beri, Kolya'nın kulaklarını<br />
çektikleri o an kadar mutlu olmadıklarını birçok kez anlatıp durdular...<br />
HEP DĐLĐMĐN YÜZÜNDEN<br />
Gülünecek bir olay<br />
Öylesine ağlamak istiyorum ki! Ah, bir ağlasam, birazcık açılacağım.<br />
Olağanüstü bir akşamdı. Đki dirhem bir çekirdek giyindim, tarandım, kokular<br />
süründüm, bir Don Juan tavrıyla sevdiğim kızın evine gittim. Sokolniki<br />
semtindeki yazlıklardan birinde oturuyorlar. Sevdiğim kız gençtir, güzeldir,<br />
30.000 ruble drahoması vardır, yeterince öğrenim görmüştür, bu satırların<br />
yazarını deli gibi sever.<br />
Sokolniki'ye vardığımda onu parkta, göğe dimdik yükselen köknarların altında,<br />
her zaman buluştuğumuz sıramızda oturur buldum. Beni görünce ayağa fırladı, yüzü<br />
sevinçten parlayarak hızla bana doğru yürüdü.<br />
- Çok katı yüreklisiniz! dedi. Bu kadar gecikilir mi Biliyorsunuz, beklemekten<br />
çok sıkılırım. Bir daha böyle yapmayın, olur mu<br />
Cici, tatlı elini öptüm; mutluluktan titreyerek, yan yana, sıramıza oturmaya<br />
gittik. Yüreğim sızılar içinde, sanki göğsüm yarılıp dışarı fırlayacakmışçasına<br />
küt küt atıyordu. Yürek atışlarım gibi nabzım da hızlı hızlı vuruyordu.<br />
Belli ki bir nedeni vardı heyecanımın. Sevgilimle buluşmaya, geleceğimizle<br />
ilgili kesin bir sonuç almak için gitmiştim. Ya hep ya hiçti, her şey o akşamki<br />
görüşmemize bağlıydı.<br />
Hava çok güzeldi ama ben havanın güzelliğine aldıracak durumda değildim.<br />
Başımızın üstünde bülbüller şakıdığı halde bülbülleri dinlemiyordum, aşk<br />
buluşmalarının kaçınılmaz süsü olan bu gibi şeyler vız geliyordu bana.<br />
Sevgilim yüzüme bakarak;<br />
- Niçin konuşmuyorsunuz dedi.<br />
- Hiç... öyle... Nasıl, anneniz iyi mi<br />
- Đyi...<br />
- Ya... demek, öyle... Şey; ben... Varvara Petrovna, buraya sizinle konuşmaya<br />
geldim. Sizinle buluşmamızın nedeni... Şey... bugüne dek sustum hep, artık<br />
konuşacağım...<br />
Varya başını önüne eğdi, titreyen parmakları arasında tuttuğu çiçeği örselemeye<br />
başladı. Kendisine ne söyleyeceğimi biliyordu.<br />
Bir süre suskun bekledikten sonra asıl konuyu açmaya karar verdim.<br />
- Evet, susmayacağım artık. Bugüne dek konuşmaktan çekinip hep sustum, ama artık<br />
duygularını açıklamak zorundayım. Belki de söyleyeceklerimden dolayı<br />
güceneceksiniz, belki beni hiç anlamayacaksınız. Ama ne yapalım..<br />
Gene sustum. En doğru sözcükleri seçmeye çalışıyordum. O sırada sevgilimin<br />
gözlerinde de aynı heyecanı okudum. "Hadi, konuş! Daha ne duruyorsun Sen de<br />
amma mıymıntıymışsın! Bana ne acılar çektirdiğini bilmiyor musun Hadi, durma!"<br />
der gibiydi.<br />
- Buraya her gün niçin sizinle buluşmaya geldiğimi, niçin çevrenizde dönüp<br />
dolaştığımı tahmin ediyorsunuzdur herhalde. Bunda tahmin edilmeyecek ne var<br />
zaten O size özgü derin kavrama yeteneğimizle içimde beslediğim duyguları, size<br />
karşı beslediğim duyguları anlayacağınızı... (Gene sustum.) umarım, Varvara<br />
Petrovna!..<br />
Varya başını daha bir aşağı eğdi, parmaklarının çiçekle oynaması hızlandı.<br />
- Evet, sizi dinliyorum...<br />
- Ben...ben... ama söylemeye gerek var mı Her şey açıkça ortada...<br />
Şey...seviyorum sizi. Tanrım, evet, oldu işte! (Gene sustum.) Delice seviyorum!<br />
Öylesine çok seviyorum ki, yeryüzündeki bütün romanları, bu romanlarda yazılan<br />
bütün aşk açıklamalarını, yeminleri, verilen sözleri bir araya getirin, ancak o<br />
zaman... yüreğimde size karşı beslediğim...duyguları... Varvara Petrovna! (Gene<br />
sustum.) Varvara Petrovna! Peki, siz niçin susuyorsunuz