Anton Çehov

Anton Çehov Anton Çehov

kitabxana.net
from kitabxana.net More from this publisher
11.01.2015 Views

yemek yerken bitişik odada birinin yüksek sesle esnediğini duydum. Ben şaşırarak kapıya baktım, çünkü ancak bir erkek böyle esneyebilirdi. Şaşırdığımı gören Çikamasova: - Piotr Semyonoviç'in kardeşi, kaynım Yegor Semyonoviç, diye durumu açıkladı. Bir yıldan beri bizimle birlikte oturuyor. Kusuruna bakmayın, yanınıza çıkamaz. Đnsan kaçkınıdır, yabancılardan utanır hep. Son zamanlarda manastıra kapanmak gibi bir niyeti var... Görevdeyken hakkını yemişler. O da üzüntüsünden böyle yapıyor. Akşam yemeğini bitirdiğimizde, Çikamasova, Yegor Semyoniç'ın kiliseye bağışlamak amacıyla kendi eliyle işlediği papaz atkısını gösterdi. Bunun üzerine Maneçka da bir an ürkekliğini üzerinden atarak babası için ördüğü bir para kesesini getirdi. Ben örgüyü çok beğenmiş gibi yapınca genç kız kıpkırmızı kesildi, eğilip annesinin kulağına bir şeyler fısıldadı. Bunun üzerine annesinin yüzü kıvançla parladı, bana birlikte sandık odasına gitmemizi önerdiler. Burada beş tane büyük sandık, bunlardan başka birçok küçük sandık ve kutular gördüm. Bayan Çikamasova; - Bunlar hep çeyiz. Hepsini kendi elimizle işledik, diye fısıldadı. Đnsanın içini karartan bu sandıkları gördükten sonra konuksever ev sahiplerinden izin isteyip yanlarından ayrıldım. Gitmeden önce benden ilerde gene gelip, kendilerini ziyaret etmem konusunda söz aldılar. Ancak aradan yedi yıl geçtikten sonra bir davada bilirkişi olarak aynı kasabaya yolum düştüğünde verdiğim sözü yerine getirebildim. Tanıdık eve girer girmez gene aynı "ah"ları duydum. Beni tanımışlardı... Ama tanımayabilirler miydi Đlk ziyaretim bu insanlar için önemli bir olaydı, az raslanan önemli olaylarsa kolay kolay unutulmaz. Daha da şişmanlayan, saçları kırlaşan Bayan Çikamasova yerde sürünerek mavi bir bezi biçiyor; kızıysa kanepeye oturmuş, gergef işliyordu. Odanın tabanında gene bez kırpıntıları, evin her yerinde naftalin kokusu, duvarda gene çerçevesi kırık aynı portre... Bununla birlikte birtakım değişiklikler yok değildi. Piskopos portresinin yanına Piotr Semyonoviç'in resmi asılmıştı, ev sahibeleriyse yas giysileri içindeydi. General olmasının ardından Piotr Semyonoviç bir hafta bile yaşayamadan ölmüştü. Eski günler anıldı, bir ara generalin dul karısı ağlamaya başladı: - Ah, üzüntümüz büyük! Artık Piotr Semyonoviç yok! Kızımla yetimiz şimdi, bizi düşünecek kimsemiz kalmadı. Gerçi Yegor Semyonoviç sağ ama onunla ilgili iyi şeyler söyleyemeyeceğiz. Alkole düşkünlüğünden... manastıra da almadılar. Şimdi kederinden daha çok içiyor. Soylular Birliği Başkanı'na gidip içkiciliğini anlatacağım. Biliyor musunuz, birkaç kez sandıkları açıp Maneçka'nın çeyizlerini aldıktan sonra gezgin duacılara dağıtmış. Böyle giderse Maneçkam büsbütün çeyizsiz kalacak. Sandıklardan ikisi tamtakır boşalmış. Maneçka sıkıntıyla: - Siz neler söylüyorsunuz, anne! dedi. Duyanlar da gerçek sanacak. Ben hiçbir zaman evlenmeyeceğim, hiç! Maneçka bunları söylerken heyecan içinde tavana bakıyordu. Sözlerinin doğruluğuna kendisinin de inanmadığı belliydi. O sırada evin girişinde dazlak kafalı, çizme yerine lastik ayakkabılar giymiş, ufak yapılı bir adam bir an görünüp kayboldu. Oradan sıçanların çıkardığı hışırtıya benzer birtakım sesler duyulmaya başladı. "Yegor Semyonoviç olmalı" diye düşündüm. Anneyle kızına daha bir dikkatli baktım. Đkisi de yaşlanmış, çökmüşlerdi. Annenin saçları gümüş gibi parlıyordu, kızın rengi sararıp solmuştu. Đkisini görenler annenin kızından ancak beş yaş büyük olduğunu sanırlardı. Anne biraz önce aynı şeyi söylediğini unutmuş olmalı ki: - Soylular Birliği Başkanı'na gidip anlatacağım durumu, kaynımı şikayet edeceğim, dedi. Yegor Semyonoviç diktiklerimizin hepsini gizlice aşırıp, günahlarını bağışlatmak için yoksullara dağıtıyor. Maneçkam çeyizsiz kalacak, dedi. Maneçka utancından kızardıysa da bu sefer bir şey demedi. Anne: - Hepsini yeniden dikmek gerekiyor, bizse o kadar varlıklı değiliz, dedi. Maneçka da; - Biz artık yetimiz, diye ekledi.

Yazgımda o evi bir daha görmek varmış. Geçen yıl küçük ev karşıma gene çıktı. Oturma odasına girdiğimde Bayan Çikamasova'yı tepeden tırnağa karalar giymiş, kanepede dikiş dikerken buldum. Yanında kahverengi redingotlu, çizme yerine lastik ayakkabı giymiş, yaşlı bir adam vardı. Adam beni görür görmez oturduğu yerden fırlayıp dışarı kaçtı. Bayan Çikamasova selamıma karşılık: - Je suis charmée de vous revoir, monsieur! (30) dedi. Aradan bir süre vakit geçince - Neler dikiyorsunuz, bakalım diye sordum. - Gömlek. Bitirir bitirmez papaz efendiye götüreceğim. Orada saklamazsam Yegor Semyonoviç çalıyor. Önündeki masanın üstünde duran kızının resmine bakarak içini çekti. - Biz yetimiz. Kızı neredeydi acaba Maneçka nereye gitmişti. Karalar giymiş anneye böyle bir şey sormadım, sormak içimden gelmedi. Orada oturduğum sürece, evlerinden kalkıp giderken, Maneçka ne beni görmeye, ne de uğurlamaya çıktı. Đçerden konuşmalarını, ürkek, sessiz ayak seslerini de duymadım. Her şeyi anlamıştım, yüreğimde öylesine ağır bir duygu vardı ki! ĐÇĐNDEKĐLER Berber Dükkânında 15 Memurun Ölümü 20 Yaramaz Çocuk 24 Hep Dilimin Yüzünden 28 Söğüt Ağacı 36 Kale Gibi Kadın 42 Nasıl Evlendiğimin Resmidir 48 Korkunç Bir Gece 53 Yağmurdan Kaçarken Doluya Tutuldu 63 Çıkar Đçin Evlilik 73 Yaşayan Tarihler 81 Unvanlar Kaldırıldı 85 Çizmeler 93 Atla Đlgili Soyadı 99 Yolunu Şaşıranlar 105 Kundakçı 111 Prişibeyev Başçavuş 117 Ayyaşlığın Đlacı 123 Bu Kadarı Da Fazla 132 Yaşlılık 138 Ah Şu Đnsanlar 146 Çeyiz 152

Yazgımda o evi bir daha görmek varmış. Geçen yıl küçük ev karşıma gene çıktı.<br />

Oturma odasına girdiğimde Bayan Çikamasova'yı tepeden tırnağa karalar giymiş,<br />

kanepede dikiş dikerken buldum. Yanında kahverengi redingotlu, çizme yerine<br />

lastik ayakkabı giymiş, yaşlı bir adam vardı. Adam beni görür görmez oturduğu<br />

yerden fırlayıp dışarı kaçtı.<br />

Bayan Çikamasova selamıma karşılık:<br />

- Je suis charmée de vous revoir, monsieur! (30) dedi.<br />

Aradan bir süre vakit geçince<br />

- Neler dikiyorsunuz, bakalım diye sordum.<br />

- Gömlek. Bitirir bitirmez papaz efendiye götüreceğim. Orada saklamazsam Yegor<br />

Semyonoviç çalıyor.<br />

Önündeki masanın üstünde duran kızının resmine bakarak içini çekti.<br />

- Biz yetimiz.<br />

Kızı neredeydi acaba Maneçka nereye gitmişti. Karalar giymiş anneye böyle bir<br />

şey sormadım, sormak içimden gelmedi. Orada oturduğum sürece, evlerinden kalkıp<br />

giderken, Maneçka ne beni görmeye, ne de uğurlamaya çıktı. Đçerden<br />

konuşmalarını, ürkek, sessiz ayak seslerini de duymadım. Her şeyi anlamıştım,<br />

yüreğimde öylesine ağır bir duygu vardı ki!<br />

ĐÇĐNDEKĐLER<br />

Berber Dükkânında 15<br />

Memurun Ölümü 20<br />

Yaramaz Çocuk 24<br />

Hep Dilimin Yüzünden 28<br />

Söğüt Ağacı 36<br />

Kale Gibi Kadın 42<br />

Nasıl Evlendiğimin Resmidir 48<br />

Korkunç Bir Gece 53<br />

Yağmurdan Kaçarken Doluya Tutuldu 63<br />

Çıkar Đçin Evlilik 73<br />

Yaşayan Tarihler 81<br />

Unvanlar Kaldırıldı 85<br />

Çizmeler 93<br />

Atla Đlgili Soyadı 99<br />

Yolunu Şaşıranlar 105<br />

Kundakçı 111<br />

Prişibeyev Başçavuş 117<br />

Ayyaşlığın Đlacı 123<br />

Bu Kadarı Da Fazla 132<br />

Yaşlılık 138<br />

Ah Şu Đnsanlar 146<br />

Çeyiz 152

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!