Create successful ePaper yourself
Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.
Denis mırıldanıyor:<br />
- Zaten susuyorum. Allah beni çarpsın, muhtar hesapları yaparken<br />
karıştırmadıysa... Biz üç kardeşiz. Kuzma Grigoryev, Yegor Grigoryev, bir de ben<br />
Denis Grigoryev...<br />
Sorgu yargıcı:<br />
- Yeter, çalışmama engel oluyorsun! diye bağırıyor. Hey, Semyon, götür şu adamı<br />
başımdan!<br />
Đri yarı iki jandarma kolundan tutup çıkarırlarken Denis durmadan söyleniyor:<br />
- Biz üç kardeşiz, ama kimseden kimseye yarar yok. Kuzma borcunu ödemedi diye<br />
gitsin Denis cezasını çeksin! Bunlar da sözüm ona yargıç! Bizim beyefendi<br />
general şimdi sağ olsa, Tanrı rahmet eyleye, şimdi size dünyanın kaç bucak<br />
olduğunu gösterirdi. Yargıç dediğin yargıçlığını bilmeli. Sırasında dayak da<br />
atılır, ama fol yok, yumurta yokken...<br />
PRĐŞĐBEYEV BAŞÇAVUŞ<br />
- Başçavuş Prişibeyev, siz eylül ayının üçünde polis Jigin'e, bucak başkanı<br />
Alyapov'a, korucu Yelimov'a, yaşlılar kurulu üyelerinden Đvanov ile Gavrilov'a,<br />
bunların dışında altı köylüye sözle ve tavırlarınızla hakaret etmişsiniz, ayrıca<br />
ilk üç kişiye görevleri başındayken aşağılayıcı davranışlarda bulunmuşsunuz.<br />
Suçunuzu kabul ediyor musunuz<br />
Tıraşı uzamış, buruşuk yüzlü bir adam olan başçavuş Prişibeyev hazırol<br />
durumunda, kısık, boğuk bir sesle ve her sözcüğün üzerine basarak, komut verir<br />
gibi;<br />
- Sayın yargıç beyefendi, dedi, yasanın ilgili hükümlerine göre konuyu bütün<br />
yönleriyle ortaya koymak gerekmektedir. Suçun olmadığını en başta söylemeliyim.<br />
Bu işler, Tanrım rahmet eylesin, bir ceset yüzünden çıkmıştır. Bu ayın üçünde<br />
eşim Anfisa ile birlikte ağır ağır, bize yakışacak bir ciddilikle yürüyorduk.<br />
Tam ırmak kıyısına varmıştık ki, baktım, bir ceset. Başına büyük bir kalabalık<br />
toplanmış, "Dağılın!" diye bağırdım. Ne hakla oraya toplanmışlardı Yasada böyle<br />
bir şey yazılı mıydı Bunca insanın orada ne işi vardı Đşte o yüzden kalabalığı<br />
itip kakmaya, evlerine gitmelerini söylemeye başladım. Korucu Yefimov'a da<br />
dağılmayanların ensesine patlatmasını buyurdum...<br />
- Durun bakayım, siz ne polissiniz, ne de bucak başkanı. Halkı dağıtmak sizin<br />
göreviniz değil ki...<br />
Salonun her köşesinden;<br />
- Görevi değil, görevi değil! sesleri yükseldi. Bu adamdan bize rahat yüzü yok.<br />
On beş yıldır anamızdan emdiğimiz süt burnumuzdan geldi. Askerden döndü döneli<br />
böyle bu... Bucaktan çekip gitmek en iyisi. Herkesi bıktırdı, canından bezdirdi.<br />
Tanık olarak dinlenen bucak başkanı da;<br />
- Doğrudur, sayın yargıç, dedi. Hepimiz şikayetçiyiz ondan, bize yaşama hakkı<br />
tanımıyor. Bir düğün dernek yapsak, kutsal tasvirlerle bir yerde toplansak hemen<br />
bağırıp çağırmaya, şamata çıkarmaya başlıyor. Kendine göre bir düzen kurmak<br />
bütün amacı. Çocukların kulaklarını çekiyor, kayınbabalarıymış gibi kadınları<br />
susta durduruyor. Demin de bir bir köy evlerini dolaşıyor, sağa sola buyruklar<br />
yağdırıyordu: Şarkı söylemeyin, ateş yakmayın... Sanki şarkı söyleme yasağı<br />
varmış ülkede.<br />
Yargıç; - Sırası gelince sizin ifadenizi de alacağız, dedi. Şimdi Prişibeyev<br />
konuşuyor. Devam edin, başçavuş.<br />
Başçavuş hırıltılı sesiyle anlatmasını sürdürdü:<br />
- Başüstüne, sayın yargıç. Demin buyurdunuz ki, kalabalığı dağıtmak benim<br />
görevim değilmiş... Pek güzel.. Ya düzensizlik olursa halkın kargaşalık<br />
çıkarmasına göz mü yummalı Đnsanların istediklerini yapacakları nerede yazılı<br />
Hayır ben buna izin veremem! Ben onları dağıtmaya, düzensizliği önlemeye<br />
çalışmazsam kimse bu işi yapmaz. Çünkü toplum düzenini bilen başka kimse yok.<br />
Sayın yargıcım, koskoca bucakta halka, sıradan insanlara karşı nasıl<br />
davranılacağını yalnızca ben bilirim. Böyle şeylere aklım iyi erer, köylü<br />
değilim, çavuşken orduda depo komutanlığı yaptım. Varşova'da ordu karargahında<br />
hizmet etmiş bir adamım. Emekliye ayrıldıktan sonra itfaiyede göreve devam