Create successful ePaper yourself
Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.
Đnsan ve tavuk bağrışmaları köpek havlamalarına karışıyor. Bu curcuna arasından<br />
Kozyavkin'in konuşmasını duyuyor Layev:<br />
- Hayır, hakkınız yok buna! Zararınız neyse öderim! Benim kim olduğumu yakında<br />
öğreneceksiniz!<br />
Sesler yavaş yavaş uzaklaşıyor, Layev birinin omzundan tutup onu sarstığını<br />
duyumsuyor...<br />
KUNDAKÇI<br />
Sorgu yargıcının karşısında sıska mı sıska bir köylü duruyordu. Köylünün<br />
sırtında evde dokunmuş bezden alacalı bulacalı bir gömlekle yamalı bir pantolon<br />
vardı. Uzun sakalının kapladığı çopur yüzü, sarkık gür kaşlarının altından<br />
zorlukla seçilen gözleri, çoktandır tarak yüzü görmemiş karmakarışık saçlarının<br />
bir şapka gibi örttüğü başı adama iri, öfkeli bir örümcek görünüşü veriyordu.<br />
Köylünün ayakları çıplaktı.<br />
Sorgu yargıcı:<br />
- Denis Grigoryev, diye söze başlıyor. Yanıma yaklaş da sorularımı yanıtla. Bu<br />
temmuzun yedisinde demiryolu bekçisi Đvan Semyonuv Akinfov sabahleyin<br />
demiryolunu denetlerken yüz kırk birinci kilometrede seni, raylarla traversleri<br />
birbirine bağlayan cıvata somunlarından birini sökerken yakalamış. Đşte somun<br />
şurada. Senin çıkardığın somun. Öyle mi<br />
- Ha<br />
- Bekçi Akinfov'un anlattığı gibi mi oldu, diyorum.<br />
- Öyle oldu ya.<br />
- Peki, somunu niçin çıkardın<br />
- Ha<br />
- Sen şu "ha"ları bırak da sorduklarıma yanıt ver. Somunu niçin çıkarıyordun<br />
Denis gözlerini tavana dikerek kısık bir sesle;<br />
- Gerekmese çıkarmazdım, diyor.<br />
- Somun ne işine yarar ki<br />
- Somun mu Biz somunu olta yapmada kullanırız.<br />
- Kim bu biz dediğin<br />
- Biz işte, halk. Klimov köyünün adamları yani...<br />
- Bak kardeşim, karşıma geçip de aptal numarası yapma, doğru dürüst yanıt ver.<br />
Oltayı işe karıştırıp ne kıvırttırıyorsun Yalan söyleme!<br />
Denis gözlerini kırpıştırarak mırıldanıyor:<br />
- Anamdan doğdum doğalı yalan söylemedim de şimdi mi söyleyeceğim Olta<br />
ağırlıksız olur mu beyim Oltaya küçük bir balık ya da kurt geçir bakalım,<br />
ağırlık olmazsa dibe gider mi (Gülüyor.) Hıı, bir de yalan söylüyormuşum! Suyun<br />
yüzünde yüzen yemden hayır mı gelir Levrek, turnabalığı, yayınbalığı hep suyun<br />
dibinden gider, suyun yüzünde yalnızca alabalık yakalanabilir. O da binde bir.<br />
Bizim ırmakta alabalık bulunmaz. Geniş suları sever alabalık...<br />
- Şimdi konumuz alabalık mı Bunları ne anlatıp duruyorsun<br />
- Ha Kendiniz sordunuz da... Bizim burada beyler de böyle avlarlar. Parmak<br />
kadar çocuklar bile ağırlıksız olta kullanmaz. Ama işten anlamayanlara bir<br />
diyeceğim yok. Đnsan budala olursa...<br />
- Demek, sen bu somunu oltaya ağırlık takmak için çıkardın<br />
- Elbette, oyuncak diye kullanacak değildim ya!<br />
- Ağırlık için kurşun, mermi, çivi filan bulamadın mı<br />
- Kurşunu nereden bulacaksın Satın almak gerekir. Çiviyse bir işe yaramaz...<br />
Somundan iyisi can sağlığı. Hem ağırdır, hem deliği var.<br />
- Şuna bak, kendini aptal göstermeye çalışıyor! Sanki anasından dün doğmuş,<br />
dünyadan haberi yok... Sersem herif, somun çıkarmanın ne gibi kazalara yol<br />
açabileceğini bilmiyor musun Bekçi görmeseydi koca katar yoldan çıkar, bir sürü<br />
insan ölürdü. Onların katili sen olurdun!<br />
- Aman beyim, siz neler söylüyorsunuz Ben insanları niçin öldüreyim ki Beni<br />
gavur ya da cani mi sandınız Tanrı'ya şükür, efendiciğim, birisini öldürmek<br />
şöyle dursun, böyle düşünceleri aklımıza bile getirmeden yaşadık bugüne dek.<br />
Tanrım korusun, olacak şey mi