11.01.2015 Views

Anton Çehov

Anton Çehov

Anton Çehov

SHOW MORE
SHOW LESS

Create successful ePaper yourself

Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.

Güvey Aplombov masadan kalkıyor, fırça sertliğindeki saçlarını elleriyle<br />

tarıyor.<br />

- Siz bu iftiraya inandınız mı Çok, çok teşekkür ederim! Doğrusu, böyle bir<br />

kanıya vardığınız için sizi kutlarım!<br />

Sonra telgrafçı gence dönüyor:<br />

- Beni iyi dinleyin, Bay Blinçikov! (18) Tanıdık biri de olsanız, başkasının<br />

evinde rezalet çıkarmanıza göz yumamam! O nedenle buradan defolup gitmenizi rica<br />

edeceğim!<br />

- Nasıl yani<br />

- Basbayağı, defolup gideceksiniz! Sizin de benim gibi namuslu bir adam olmanızı<br />

isterdim. Şimdi çıkıp gidin artık!<br />

Arkadaşları güveyi yerine oturtuyorlar.<br />

- Bırak canım, yeter artık! Bu kadar canını sıkmaya değer mi Hadi, otur!<br />

- Hayır, buna hakkı olmadığını göstermek istiyorum! Severek evlendiğimi bilsin!<br />

E, daha ne oturuyorsunuz "Çıkıp gidin!" dedik ya size!<br />

Şaşkına dönen telgrafçı genç masadan kalkarken;<br />

- Ben ne yaptım ki diyor. Şey... Bundan bir şey anladımsa... Peki, peki, hemen<br />

gidiyorum. Ama önce pike yelek için benden aldığınız üç rubleyi geri verin. Bir<br />

kadeh daha içtikten sonra gideceğim. Ama borcunuzu ödeyin önce!<br />

Güvey arkadaşlarıyla uzun uzadıya fısıldaşıyor... Berikiler ceplerindeki<br />

bozuklukları birleştirip üç rubleyi denkleştiriyorlar. Güvey bu parayı<br />

telgrafçının önüne fırlatıyor, o da kokartlı resmi şapkasını güçlükle arayıp<br />

bulduktan sonra selam veriyor, hızla oradan ayrılıyor. Elektrik üstüne masum bir<br />

konuşmanın ne beklenmedik bir sonuç doğurduğunu görün işte! Neyse, yemek<br />

bitiyor, gecenin karanlığı iyice çöküyor. Terbiye görmüş yazarınız da düşlem<br />

(19) gücüne sıkı bir gem vurarak bu arada olup bitenler üzerine koyu bir<br />

bilinmezlik perdesi çekiyor. Pembe parmaklı Tanyeri, Piatisobaçyi Sokağı'nda<br />

Evlenme Tanrısı'na bir kez daha raslıyor ve roman yazarına ikinci bölüm için<br />

zengin veriler sağlıyor.<br />

ĐKĐNCĐ VE SONUNCU BÖLÜM<br />

Bulutlu bir güz sabahı. Henüz saat 8 olmamış, oysa Piatisobaçyi Sokağı'nda<br />

olağanüstü bir hareketlilik göze çarpıyor. Yaya kaldırımlarda polisler,<br />

kapıcılar telaş içerisinde koşturuyorlar; evlerin önlerinde toplanan aşçı<br />

kadınların morarmış yüzlerinde büyük bir şaşkınlık okunuyor... Bütün pencereler<br />

meraklı insanlarla dolu. Sokağı seyretmek için ortak çamaşır yıkama yerinin<br />

penceresinden dışarı uzanmış kadın başları birbirlerini şakaklarıyla,<br />

çeneleriyle ezecekler nerdeyse...<br />

Bazı sesler duyuluyor şuradan buradan:<br />

- Kar desem, kar değil... Bu nasıl bir şey, anlayamadım gitti...<br />

Apartmanların çatılarından aşağıya savrulan kar benzeri beyaz beyaz şeyler her<br />

yeri dolduruyor, sağa sola uçuşuyor... Yaya kaldırımları bu beyaz şeylerle<br />

örtülü; sokak fenerleri, evlerin çatıları, kapı önlerindeki sıralar, yoldan<br />

gelip geçenlerin omuzları, şapkaları hep beyaz kırpıntılarla kaplanmış...<br />

Çamaşır yıkayan kadınlar aynı yöne doğru koşan kapıcılara soruyorlar:<br />

- Ne var Ne olmuş, anlatsanıza!<br />

Berikiler yanıt verecekleri yerde ellerini sallayarak koşmalarını sürdürüyorlar.<br />

Sonunda kapıcılardan biri geriye dönüyor, kendi kendine bir şeyler söyleyerek<br />

ellerini garip garip oynatıyor. Olayı yakından gördüğü, her şeyi bildiği nasıl<br />

da belli!<br />

Çamaşırcı kadınlar soruyorlar:<br />

- Ne olmuş, iki gözüm, anlatır mısın<br />

- Hiç sormayın! Dul Bayan Mımrina vardı ya, hani dün düğün yapıp kızını<br />

evlendiren! Güveyini kandırmış, bin ruble yerine dokuz yüz ruble drahoma vermiş.<br />

- Peki, güvey ne yapmış<br />

- Deliye dönmüş, ne olacak! Açmış ağzını, yummuş gözünü, kadıncağıza<br />

söylemediğini bırakmamış. Daha da öfkesini alamayınca kuş tüyü yatağın kılıfını<br />

yırtarak tüyleri pencereden dışarı atmış... Görmüyor musunuz şu uçuşan şeyleri<br />

Sanki kar yağıyor.<br />

O sırada:

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!