PDF Dosyası - Ankara Üniversitesi Kitaplar Veritabanı
PDF Dosyası - Ankara Üniversitesi Kitaplar Veritabanı PDF Dosyası - Ankara Üniversitesi Kitaplar Veritabanı
suplarının Halife el-Me'miin vas ıtas ıyle sultayı ele geçirmelerinden sonra, karşı tarafın tehdit ve i şkencelerle imha edilmesi cihetine bile gidilmi ştir. Mutezile imamlar ı, iyi veya kötü davran ışlar ını, akli ve felsefi görü ş - lerini halka telkin edebilmek gayesiyle plânlarken, hadisçilerin de sunnete dayalı inançlarını yaymak için gayret göstermi ş olmalarını tabii kar şılamak gerekir. Asl ında hadisçilerin dini konularda sahip olduklar ı inanç, mutezileden farklı olarak, Kur'ân ve hadiste bulduklar ı nasslarm ifade ettikleri manadir; çünkü nass ın s ıhhati onlar için sabit olduktan sonra, o nass mutlak surette inanç Nas ıl eder. Bu bakımdan hadisçiler için yap ılması gereken ilk i ş, her biri bir amel veya bir inanc ı gerektiren hadis metinlerinin rivayeti ve daha kolay istifade edilmesi için kitaplarda biraraya getirilmesidir. Halbuki mutezileye göre durum farkl ıd ır. Onlar için nass ın sıhhati, manasm ın prensiplerine uygun olarak gelmesi halinde de ğer ifade eder. Aksi halde nass ın s ıhhatini ve dolayısiyle nass ı inkar etmekte tereddüt göstermezler. İşte, ikinci as ırda hadisçilerle mutezile kelâme ılan aras ında ortaya ç ı- kan ve üçüncü asr ın ba şında en şiddetli şeklini alan bu görüş ayrılığı, hadisçilerin, Hazreti Peygamberin sunnetine dayal ı amel ve itikad ı, kelamc ılann eski Yunan felsefesi ile terbiye edip geli ştirdikleri akli muhakemelerinden ve onun tahripkar tesirlerinden korumak için yo ğun bir tedvin ve tasnif faaliyetine girişmelerine vesile olmu ştur. Bu suretle meydana getirilen kitaplarda, s ıhhatleri tesbit edilmi ş, gerek mutezilenin ve gerekse di ğer mezheplerin görü ş - lerini çürütecek hadislerin biraraya getirilmesine bilhassa dikkat edilmi ştir. Nitekim bu asırda telif edilen ve s ıhhati ile ün salan şabttıu'/-Buttari'deki iman, tevhid, kader, Kitap ve Sunnete sar ılma, haber-i al:M gibi bölümler ve bu bölümler içinde yer alan hadisler, kitab ın, kesinlikle İslam dinini mutezile ve benzeri mezheblerin tasallutundan korumak maksad ıyle hazırland ığım isbat eder. Buna benzer bölümleri Muslim'in Şalıf4'inde de görmek mümkindir. Kutub-i Sitte musaıııııflar ı aras ında bulunan İbn Mace'nin bu konuda takip etti ği yol çok daha aç ık ve kesindir. Sunen adlı eserine, sunnete tâbi olmanın gerekli olduğunu gösteren hadisleri - biraraya getirmekle ba şlamış , bunu s ırasıyle, hadisin ehemmiyeti, hadiste kasden yalan söylemenin kötülüğü, Hulafa-i Ra şidinin sunnetine ittiba, bidat ve cidalden, keyfi rey ve kryastan sak ınma, iman, kader, ashab ın faziletleri, havaric, cehmiyye (mutezile)nin inkar etti ği hususlar, iyi ve kötü olan sunnet (yol) i takip edenler, sunneti ihya edenler ve diğer bâblar takip etmi ştir. İbn Mace, bu bâblarda zikrettiği hadislerle, mutezile ve benzeri mezheblere Hazreti Peygamberin ağzından cevap vermek ve onlar ın İslam dışı görüşlerini çürüt ınek gayesi gütmüştür. 230
Kutub-i Sitte'nin zuhuru dolayısiyle hicretin üçüncü asr ını, hadis tasnifinin altın ça ğı olarak tavsif ederken, bu as ırda tasnife hız veren âmillerin başında, mutezile ve benzeri mezheblerin zuhurun.u, Kelâm ilminin do ğuşunu ve kelâmellarla hadisçiler aras ında ortaya ç ıkan mücadeleyi zikretmi ş bulunuyoruz. Ancak şunu hat ırdan uzak tutmamak gerekir ki, tasnife h ız veren âmiller sadece bunlardan ibaret de ğildir. Daha önce çe şitli vesilelerle üzerinde durduğumuz hadis yaz(' da, tedvin ve tasnife h ız veren âmillerin ba şında hat ırlanmas ı gereken hususlardan biridir. Çünkü sahih hadislerin belirli kitaplarda toplanmas ı halinde, bu kitaplar d ışında kalan hadislere itibar ın azalaca ğı tabiidir. Her ne kadar hiç bir hadis toplay ıcısı, kitab ında bütün sahih hadisleri toplamayı gaye edinmemi ş ise de, hiç olmazsa topladığı hadisler aras ına mevzi"' olanlar ın karıştırmamağa dikkat sarfetti ği için, viiciida gelen kitaplara güven içinde müracaat etmek imkan ı has ıl olmuştur. Bu bakımdan hicretin üçüncü asr ı, sahîh hadis kitaplar ının viicild bulduğu, mütea k-ıb as ırlara bu konuda art ık yap ılmas ı gerekli fazlaca bir i şin b ırakılmadığı bir devir olarak görülür. Hadis haf ızı büyük imamlar ın çoğunluğu bu asırda yaşam ış; hadislerin isnadlar ına, isnadlar ın illetlerine, ricalin cerh ve tadil yönünden mertebelerine vak ıf me şhur üstadlar yine bu as ırda yeti şmiş ve sahih hadis mecmualar ı bu asırda onların eliyle vücüd bulmuştur. Bu asrı takip eden devirlerde her ne kadar baz ı müstakil hadis eserlerinin telif edildiği görülürse de, as ıl telif faaliyeti, üçüncü as ırda ortaya ç ıkmış olan eserlerdeki hadislerin bir kitap içinde cem'ine, yahut isnadlarm ın hazfedilmek suretiyle ihtisar ına, yahutta mustedrek veya mustahreclerinin yap ılmas ına hasredilmiştir. Keza müteak ıb as ırlarda telif edilen rical tarihi ile ilgili eserlerin bilgi yönünden kayna ğı, üçüncü as ır müellifleri olduğu gibi, ricalin cerh ve tadili hakkında ileri sürülen görü şlerin as ıl sahipleri de, yine bu as ır imamlarıdır. İşte, üçüncü asr ın hadis ilmi yönünden bu üstün özellikleri dolay ısiyledir ki onu alt ın ça ğı olarak vas ıfland ırmayı uygun gördük. 2. Hadis eserleri ve müellifleri Birinci asrın sonlarına doğru önce tedvin daha sonra tasnif faaliyetinin başlamas ı üzerine telif edilen ve ikinci as ır boyunca telifi devam eden hadis eserlerini, siyex ve ma ğazi, sunan, cami`, musannaf ve belirli konulara tahsis edilenler olmak üzere be ş guruba ayırarak zikretmi ştik. Üçüncü as ırda ise bu faaliyet daha çok süratlenmi ş ve vildula getirilen eserlerle bu as ır, hadis tarihinin en parlak devri olmu ştur. Bir taraftan yukar ıda zikrettiğimiz be ş gurupla ilgili yeni ve daha güvenilir eserler tasnif edilirken, di ğer taraftan, bu guruplar d ışında yeni tasnif şekilleri ortaya ç ıkmış ve hadis ilminin çeşitli konular ında ve bilhassa usüle mütealhk kitaplar telif edilme ğe ba şlamıştır. El-Buliari, Muslim, en-Nesal, Ebn Da'vücl, et-Tirmizi ve İbn Mace gibi imam- 231
- Page 179 and 180: cOmer İbn (Abdi'l- (Aziz'in emriyl
- Page 181 and 182: Ez-Zuhrrnin sözünde "bilinmeyen v
- Page 183 and 184: Mutevatir haber, bizâtihi kesinlik
- Page 185 and 186: aziz ve garib çe şitlerini içine
- Page 187 and 188: duğunu biliyoruz. Hele Allah' ın
- Page 189 and 190: hangilerinin yaln ız amell hangile
- Page 191 and 192: galattan, unutkanl ıktan ve hatada
- Page 193 and 194: aç ıklamamıştır. Bununla berab
- Page 195 and 196: Görüldüğü gibi, mutezilenin il
- Page 197 and 198: fasik olanlar ın haberiyle huccet
- Page 199 and 200: larıyle İslam tarihinde büyük b
- Page 201 and 202: men devvenel-hadIse İbn Sihabin" (
- Page 203 and 204: Her halde z ıt görünüşlü bu h
- Page 205 and 206: kat Halife el-Velid İbn Yezid öld
- Page 207 and 208: ayr ı ayr ı faaliyetlerden ibaret
- Page 209 and 210: 103) 787, Ebü Bekr Muhammed İbn M
- Page 211 and 212: İbn 'Abdirralıman İbni'l-Muğire
- Page 213 and 214: t ır. Bununla beraber şuna da i
- Page 215 and 216: teslim edilmi ştir. Hazreti Peygam
- Page 217 and 218: şu görüşü nakletmi ştir: "Mal
- Page 219 and 220: dir. Allah, kullarma Rasülünün d
- Page 221 and 222: s ıfatlar isbat edildi ği takdird
- Page 223 and 224: yönünden sebeb-i vüradundaki hik
- Page 225 and 226: Hazreti Peygmaberden, Allah Ta'alâ
- Page 227 and 228: larda mutezile imamlar ına a şır
- Page 229: Emiru'l-mu'minin eliyle katletti ğ
- Page 233 and 234: Ebâ Ahmed (Elin MUHAMMED İBN c.L=
- Page 235 and 236: Ebü Zekeriyy' YAHYA İBN cABD İLH
- Page 237 and 238: HÂRi el-Cdfi (Ö. 256) 893 ; Ebü
- Page 239 and 240: Ahmed İbn Hanbel ve Musned'i Büy
- Page 241 and 242: erler hariç 30 bine yak ın hadis
- Page 243 and 244: `ABDU'L-VAHHAS İbn `Ata' EL-HAFKF
- Page 245 and 246: az ı hadislerin malül oldu ğunu,
- Page 247 and 248: terdiğine karde şi için de r ız
- Page 249 and 250: Et-Tirmizrnin kitab ı, en-Nesa'i v
- Page 251 and 252: Ebü Bekr (ABDURRAZZAK İbn Hemnı
- Page 253 and 254: El-Buhari, fıkıh sahas ında ve s
- Page 255 and 256: onların mıulrızİara karşı bir
- Page 257 and 258: Bu açıklamadan anla şıld ığı
- Page 259 and 260: tekrars ız olarak vermeyi gaye edi
- Page 261 and 262: aren ortaya ç ıkmağa başlamış
- Page 263 and 264: Kitdbu'l-Edeb ve Kitdbu't-Tefslr'i;
- Page 265 and 266: ikinci isnad, şüphesiz, o hadisi
- Page 267 and 268: Üçüncü as ırda, başta sababe
- Page 269 and 270: BİBLİYOĞRAFYA Ahmed Emin, Fecru'
- Page 271 and 272: İbn Ebi Hatim er-Razi, (Ilelu'l-ha
- Page 273: INDEKS 1. Yer, Şahıs ve Tabirler
- Page 276 and 277: Bid`at 171 Bidcat ehli 171 hasene 1
- Page 278 and 279: Ebü Ndaym 90, 91, 92, 94, 96, 146,
Kutub-i Sitte'nin zuhuru dolayısiyle hicretin üçüncü asr ını, hadis tasnifinin<br />
altın ça ğı olarak tavsif ederken, bu as ırda tasnife hız veren âmillerin<br />
başında, mutezile ve benzeri mezheblerin zuhurun.u, Kelâm ilminin do ğuşunu<br />
ve kelâmellarla hadisçiler aras ında ortaya ç ıkan mücadeleyi zikretmi ş<br />
bulunuyoruz. Ancak şunu hat ırdan uzak tutmamak gerekir ki, tasnife h ız veren<br />
âmiller sadece bunlardan ibaret de ğildir. Daha önce çe şitli vesilelerle üzerinde<br />
durduğumuz hadis yaz(' da, tedvin ve tasnife h ız veren âmillerin ba şında<br />
hat ırlanmas ı gereken hususlardan biridir. Çünkü sahih hadislerin belirli kitaplarda<br />
toplanmas ı halinde, bu kitaplar d ışında kalan hadislere itibar ın<br />
azalaca ğı tabiidir. Her ne kadar hiç bir hadis toplay ıcısı, kitab ında bütün<br />
sahih hadisleri toplamayı gaye edinmemi ş ise de, hiç olmazsa topladığı hadisler<br />
aras ına mevzi"' olanlar ın karıştırmamağa dikkat sarfetti ği için, viiciida<br />
gelen kitaplara güven içinde müracaat etmek imkan ı has ıl olmuştur. Bu bakımdan<br />
hicretin üçüncü asr ı, sahîh hadis kitaplar ının viicild bulduğu, mütea<br />
k-ıb as ırlara bu konuda art ık yap ılmas ı gerekli fazlaca bir i şin b ırakılmadığı<br />
bir devir olarak görülür. Hadis haf ızı büyük imamlar ın çoğunluğu bu asırda<br />
yaşam ış; hadislerin isnadlar ına, isnadlar ın illetlerine, ricalin cerh ve tadil<br />
yönünden mertebelerine vak ıf me şhur üstadlar yine bu as ırda yeti şmiş ve<br />
sahih hadis mecmualar ı bu asırda onların eliyle vücüd bulmuştur. Bu asrı<br />
takip eden devirlerde her ne kadar baz ı müstakil hadis eserlerinin telif edildiği<br />
görülürse de, as ıl telif faaliyeti, üçüncü as ırda ortaya ç ıkmış olan eserlerdeki<br />
hadislerin bir kitap içinde cem'ine, yahut isnadlarm ın hazfedilmek suretiyle<br />
ihtisar ına, yahutta mustedrek veya mustahreclerinin yap ılmas ına<br />
hasredilmiştir. Keza müteak ıb as ırlarda telif edilen rical tarihi ile ilgili eserlerin<br />
bilgi yönünden kayna ğı, üçüncü as ır müellifleri olduğu gibi, ricalin cerh<br />
ve tadili hakkında ileri sürülen görü şlerin as ıl sahipleri de, yine bu as ır imamlarıdır.<br />
İşte, üçüncü asr ın hadis ilmi yönünden bu üstün özellikleri dolay ısiyledir<br />
ki onu alt ın ça ğı olarak vas ıfland ırmayı uygun gördük.<br />
2. Hadis eserleri ve müellifleri<br />
Birinci asrın sonlarına doğru önce tedvin daha sonra tasnif faaliyetinin<br />
başlamas ı üzerine telif edilen ve ikinci as ır boyunca telifi devam eden hadis<br />
eserlerini, siyex ve ma ğazi, sunan, cami`, musannaf ve belirli konulara tahsis<br />
edilenler olmak üzere be ş guruba ayırarak zikretmi ştik. Üçüncü as ırda ise bu<br />
faaliyet daha çok süratlenmi ş ve vildula getirilen eserlerle bu as ır, hadis tarihinin<br />
en parlak devri olmu ştur. Bir taraftan yukar ıda zikrettiğimiz be ş<br />
gurupla ilgili yeni ve daha güvenilir eserler tasnif edilirken, di ğer taraftan,<br />
bu guruplar d ışında yeni tasnif şekilleri ortaya ç ıkmış ve hadis ilminin çeşitli<br />
konular ında ve bilhassa usüle mütealhk kitaplar telif edilme ğe ba şlamıştır.<br />
El-Buliari, Muslim, en-Nesal, Ebn Da'vücl, et-Tirmizi ve İbn Mace gibi imam-<br />
231