PDF Dosyası - Ankara Üniversitesi Kitaplar Veritabanı

PDF Dosyası - Ankara Üniversitesi Kitaplar Veritabanı PDF Dosyası - Ankara Üniversitesi Kitaplar Veritabanı

kitaplar.ankara.edu.tr
from kitaplar.ankara.edu.tr More from this publisher
11.01.2015 Views

gerçekte, onlara bir kurtulu ş yolu sağlayamanu şsa, bu elbette, Allah' ın doğrulara yard ımı ve as ıl hadisçilerin onlar ın oyunlarını bozmalar ı sayesinde olmuştur. Hadisin kısaca i şaret etti ğimiz bu üstün de ğeri müslümanlar aras ında yaygın bir şekilde kabul edilmi ş olmakla beraber, ikinci as ırda hadise kar şı yeni bir cereyan ın başlat ıld ığı anla şılmaktadır. Bu cereyan kısmen veya tamamen, hadisin İslam te şriindeki asliyyetini inkâr esas ına dayanmış ; bu suretle hadis, yalanc ıların uydurduklar ı sözlerle onu ifsad etme ğe çalışanların yanında, bir de inkarc ılarm tasallutuna maruz kalm ışt ır. Hadisi kısmen veya tamamen inkâr edenleri, bize, e ş - Şafi`i haber vermek-, tedir. Hadisin yilmaz müdafilerinden biri olan bu büyük imam, el-Umm adlı eserinde üç taifeden bahsetmi ş ve bunlarla yapt ığı münaka şaları özetlemi ş- tir736. E ş - Şafi(rnin verdi ği bilgiye göre, bu üç taifeden biri, Kur'ân ın hadise muhtaç olmad ığı ve esasen hadis ravilerinin, hata, unutkanl ık ve yalandan sâlim bulunmad ıkları cihetle, hadisin İslam teşriinin as ıllarından biri olamayacağı görü şünü ileri sürerek onu tamamen inkâr etmi ştir. Di ğer bir taife, hadisin Kur'âna zâid bir hüküm getiremiyece ğini ve ancak onu beyan edebilece ğini ve dolayısiyle Kur'anda as ıllar ı bulunan ve beyan mahiyetinde vârid olan hadislerin al ınabilece ğini ileri sürerek onlar ı kısmen reddetmi ştir. Üçüncü taife ise, râvileri adalet ve zabt yönünden ne derece güvenilir olurlarsa olsunlar, âhâd yolla gelen hadislere itimad edilmeyece ğini, bu sebeple yaln ız mutevatir olan hadislerin alınabilece ğini iddia ve dolay ısiyle hadislerin tamam ına yakın bir kısm ını inkâr etmi ştir. E ş - Şafi`i, hadisleri tamamen reddeden tâifeden bahsederken şöyle der: "Ashab ının mezhebine göre ilim ehline mensup birisi bana dedi ki: Sen bir Arabs ın. Kur'an senin mensup oldu ğun milletin dili ile nazil oldu. Sen Kur'an ı iyi bilirsin. Bu kitapta Allah' ın inzal ettiği farzlar vard ır. Birisi bunlardan şüphe etse, yahut Kur'ânda iltibasa dü şse, onu hemen tövbeye davet edersin; tövbe etmese öldürürsün. Allah Ta'ala Kur'an hakk ında "onu her şeyi beyan için indirdik" buyurur. Allah' ın farz kıldığı bir şey hakk ında, senin, yahut bir ba şkas ının, bir defa bu farz ammd ır; bir ba şka defa da hast ır, yahut bir defa o şeydeki emir farzd ır, bir ba şka defa da delâlettir, demeniz nas ıl caiz olur Aralar ında böyle ayırımlar yapt ığın pek çok şey vard ır Elinde bir, iki, yahut, üç hadis var; birisinden rivayet ediyorsun; o bir ba şkas ından, o da bir başkas ından; böylece isnad ı Hazreti Peygambere kadar ula şıyor Bununla beraber sen ve senin mezhebinde olanlar, kar şıla şt ığımz, hatta s ıdk ve hafıza yönünden ba şkalar ının üstünde tuttu ğunuz kimselerden hiç birini, yine de 736 Bkz. VII. 250. 190

galattan, unutkanl ıktan ve hatadan tebriye etmiyorsunuz. Ve hatta görüyorum ki, bir çok kimseler hakk ında, fulan şu hadiste, fulan da bu hadiste hata etti, diyorsunuz. Birisi, kendisiyle helal veya haram k ıldığınız ılm-i hassa (haber-i vah ıd) dan bir hadis hakk ında "Hazreti Peygamber bunu söylemedi; siz yahut onu size rivayet eden hataya dü ştünüz; veya siz yahut onu size rivayet eden yalan söylediniz" dese, onu tövbeye davet etmiyorsunuz; ona "bu söyledi ğin ne kadar kötü bir söz" demekten öte bir şey de söylemiyorsunuz. Hiç Kur'ân ahkam ı ile, durumların ı aç ıkladığınız böyle bir kimsenin haberi aras ında tefrik yapmamak caiz olur mu Siz böyle kimselerin haberlerini Allah' ın kitab ı yerine koyuyor, onlarla verip, onlarla menediyorsunuz...' ,73 7 . Görüldüğü gibi, e ş-Safi`i'ye hadisin de ğeri hakkında bu sözleri söyleyen şahıs, Kur'ândan ba şka bir şey kabul etmemekte ve râvileri, yalandan, hatadan ve nisyandan beri olmayan hadisin Kur'ân mertebesine yükseltilmesine ve onunla Kur'an âyetlerinin tahsis, takyid veya tafsil yolu ile beyan edilmesine kar şı koymaktad ır. Oysa ki e ş-Safi% yukar ıda bir k ısmını naklettiğimiz bu münaka şada, muhatab ına verdiği cevapta, Allah Ta'alân ın, Hazreti Peygamberin emrine tâbi olmay ı üzerimize farz k ıldığını ve "Rasfıl'iin size getirdiğini alın, nehyettiği şeyden de sabrım" buyurduğunu belirtmi ş , Hazreti Peygamberin devrine yeti şmeyen ve onu görmeyen kimselerin, onun emrine tâbi olmak hususundaki farz ı edâ edebilmelerinin de ancak haber yolu ile mümkin olabilece ğini söylemi ştir738. Keza e ş-Safiq'nin aç ıkladığına göre, namaz, zekat ve hacc gibi mücmel olarak zikredilen farzlar ın, hadisin beyan ı olmaks ız ın anlaşılıp edâ edilmesi de mümkin de ğildir739 . E ş-Sfi(T, hadisleri tamamen reddeden mezhebe \ mensup bir şahısla yaptığı bu münaka şa s ıras ında, hakkında Kur'an nass ı bulunan şeylerle ilgili hadislerin kabul edilebilec ğini, fakat bunun d ışındaki haberlerin kabul edilmemesi gerekti ğini ileri süren taifeyi de zikreder 74° ve bunlar ın da, hakkında Kur'an nass ı bulumadıkça hiç kimse üzerine her hangi bir farz ın terettüb etmiyeceğine dair birinci taifenin sahip oldu ğu görü şe yakın görüşler ileri sürdüklerini aç ıklar. E ş-Saficrye göre bu görü ş de, nâsih ve mensilhun, hâs ve amm ın bilinmesine imkan vermez 741 . E ş-Saficrnin haber-i hassa dedi ği haber-i vahıdi reddeden üçüncü taife hakkında verdi ği bilgi de şöyledir: "Bir taife de, haberleri tesbit etmenin 737 Ayni eser, VII. 250. 738 Aynı eser, VII. 251. 739 Aynı eser, VII. 252. 740 Aynı yer. 741 Aynı yer. 191

gerçekte, onlara bir kurtulu ş yolu sağlayamanu şsa, bu elbette, Allah' ın doğrulara<br />

yard ımı ve as ıl hadisçilerin onlar ın oyunlarını bozmalar ı sayesinde<br />

olmuştur.<br />

Hadisin kısaca i şaret etti ğimiz bu üstün de ğeri müslümanlar aras ında<br />

yaygın bir şekilde kabul edilmi ş olmakla beraber, ikinci as ırda hadise kar şı<br />

yeni bir cereyan ın başlat ıld ığı anla şılmaktadır. Bu cereyan kısmen veya tamamen,<br />

hadisin İslam te şriindeki asliyyetini inkâr esas ına dayanmış ; bu suretle<br />

hadis, yalanc ıların uydurduklar ı sözlerle onu ifsad etme ğe çalışanların<br />

yanında, bir de inkarc ılarm tasallutuna maruz kalm ışt ır.<br />

Hadisi kısmen veya tamamen inkâr edenleri, bize, e ş - Şafi`i haber vermek-,<br />

tedir. Hadisin yilmaz müdafilerinden biri olan bu büyük imam, el-Umm adlı<br />

eserinde üç taifeden bahsetmi ş ve bunlarla yapt ığı münaka şaları özetlemi ş-<br />

tir736. E ş - Şafi(rnin verdi ği bilgiye göre, bu üç taifeden biri, Kur'ân ın hadise<br />

muhtaç olmad ığı ve esasen hadis ravilerinin, hata, unutkanl ık ve yalandan<br />

sâlim bulunmad ıkları cihetle, hadisin İslam teşriinin as ıllarından biri olamayacağı<br />

görü şünü ileri sürerek onu tamamen inkâr etmi ştir. Di ğer bir taife, hadisin<br />

Kur'âna zâid bir hüküm getiremiyece ğini ve ancak onu beyan edebilece<br />

ğini ve dolayısiyle Kur'anda as ıllar ı bulunan ve beyan mahiyetinde vârid<br />

olan hadislerin al ınabilece ğini ileri sürerek onlar ı kısmen reddetmi ştir. Üçüncü<br />

taife ise, râvileri adalet ve zabt yönünden ne derece güvenilir olurlarsa<br />

olsunlar, âhâd yolla gelen hadislere itimad edilmeyece ğini, bu sebeple yaln ız<br />

mutevatir olan hadislerin alınabilece ğini iddia ve dolay ısiyle hadislerin tamam<br />

ına yakın bir kısm ını inkâr etmi ştir.<br />

E ş - Şafi`i, hadisleri tamamen reddeden tâifeden bahsederken şöyle der:<br />

"Ashab ının mezhebine göre ilim ehline mensup birisi bana dedi ki: Sen bir<br />

Arabs ın. Kur'an senin mensup oldu ğun milletin dili ile nazil oldu. Sen Kur'an ı<br />

iyi bilirsin. Bu kitapta Allah' ın inzal ettiği farzlar vard ır. Birisi bunlardan<br />

şüphe etse, yahut Kur'ânda iltibasa dü şse, onu hemen tövbeye davet edersin;<br />

tövbe etmese öldürürsün. Allah Ta'ala Kur'an hakk ında "onu her şeyi beyan<br />

için indirdik" buyurur. Allah' ın farz kıldığı bir şey hakk ında, senin, yahut<br />

bir ba şkas ının, bir defa bu farz ammd ır; bir ba şka defa da hast ır, yahut bir<br />

defa o şeydeki emir farzd ır, bir ba şka defa da delâlettir, demeniz nas ıl caiz<br />

olur Aralar ında böyle ayırımlar yapt ığın pek çok şey vard ır Elinde bir, iki,<br />

yahut, üç hadis var; birisinden rivayet ediyorsun; o bir ba şkas ından, o da bir<br />

başkas ından; böylece isnad ı Hazreti Peygambere kadar ula şıyor Bununla<br />

beraber sen ve senin mezhebinde olanlar, kar şıla şt ığımz, hatta s ıdk ve hafıza<br />

yönünden ba şkalar ının üstünde tuttu ğunuz kimselerden hiç birini, yine de<br />

736 Bkz. VII. 250.<br />

190

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!