PDF Dosyası - Ankara Üniversitesi Kitaplar Veritabanı
PDF Dosyası - Ankara Üniversitesi Kitaplar Veritabanı PDF Dosyası - Ankara Üniversitesi Kitaplar Veritabanı
ğimiz Ca`d İbn Dirhem'in yeti ştirmesi olduğu için"° mutezile, bu iki halifenin himayesinde geli şip büyümesine devam etmi ştir. Abbasiler devrinde, baz ı duraklamalar istisna edilirse, mezheb daha çok geli şme imkanı bulmuştur. Ebii Cacfer el-Man şür (136-158), mutezile imamlarından (Anar İbn (Ubeyd'in yakın dostu oldu ğu için mutezile, bu halifeden büyük yard ım görmü ş, ancak z ındıklara kar şı sert davranan ve onlar ı temizlemek için büyük gayret sarfeden Ebu Ca (fer'in o ğlu el-Mehdi (158-169) ve onu takip eden el-Hadi (169-170) devirlerinde sinmek zorunda kalm ışsa da, Haran er-Re şid (170-193) in hilâfetinde daha rahat nefes alm ıştır. Bu devirde kaderiyyeden olduklar ı bilinen baz ı kimselere devlet i şlerinde mühim vazifeler bile verilmi ştir. Mesela D ımaşk kad ılığına getirilen Yahya. İbn Hamza el-Hazrami (Ö. 183) bunlardan birisidirs 81 . Harün er-Re şid'ten sonra yerine geçen o ğlu el-Emin (193-198) zaman ında mutezile bir daha sinmek zorunda kalm ıştır. Çünkü el-Emin, z ındıklara ve bilhassa cehmiyyeye karg ı çok sert davranan bir halife idi. Mutezilenin en parlak y ıldızı el-Emin'in öldürülmesinden sonra yerine geçen karde şi el-Me'man (198-218) devrinde do ğmuştur. Daha önce de i şaret ettiğimiz gibi el-Me'man, alevilere kar şı da yakınlık duyan, Abbasi alâmeti siyah rengi terkederek Alevi alâmeti ye şili alan ve Ali er-Rıza'yı veliand ilan eden bir halife idi. Mutezili fikirlere ve felsefeye karg ı büyük bir dü şkünlüğü vard ı. Bu dü şkünlük, onu, mutezile mezhebini devletin resmi mezhebi olarak kabul ve ilan etmesini sa ğlad ı. Halkı da mezheb umdelerini kabule zorlayan el-Me'mün, bilhassa halkul-Kur'an inanc ında açt ığı kampanya ile şöhret kazand ı. Bu kampanyada hadisçilerin ve fukahan ın ileri gelenlerini Kur'am ikrara ve halk ı da bu inanca davet etme ğe zorlad ı. Karde şi el-Mdta şım (218-227) ve onun o ğlu el-Vasik (227-232) devirlerinde de devam eden bu zorlama, mutezileye hiç bir fayda sa ğlamad ı. Çünkü hiç bir hadisçi ve hiç bir fakih, tatbik edilen i şkencelere ra ğmen bu inanc ı itiraf etmemi şti. Bunun aksine, mutezileye kar şı halk aras ında şiddetli bir tepki ba şgöstermi ş , nihayet el-Mutevekkil'in hilafete geçmesiyle mutezilenin sultas ı da sona ermi ştir. Halife, önce Kur'an üzerinde cidal ve münaka şaları kat'i surette yasaklamış 582, bunu, el-Vasık tarafından muhtelif ülkelerde hapsedilen müslümanlar ın serbest b ırak ılmalar ı takip etmi ştir. 234 senesinde muhaddisler ve 580 Ibnu'n-Nedim, el-Firhtist, s. 486; İbnu'l-E ştr, el-Kamil, IV. 332. Cdd, Merv ıı İbn Muhammed'in miirebbii idi ve ona kaderin nefyi ile halku'l-Kur'an inançlar ını telkin etmi şti. Bu sebeple ona Mervün lakab ı verilmiştir. 581 Bkz. eg-Zehebt, Mizatnu'l-ictidatl, IV. 369. 582 Ilmu'l-E ştr, el-Kamil, V. 291; el-Yackfıbi, III. 209. 134
fukaha hediyyelerle taltif edilmi şler, cami ve mescidlerde ilim halkalar ı te şkil edip hadis rivayet etmeleri istenmi ştir583. 237 senesinde ise mutezileye kar şı aç ıkça harp ilân edilmi ş, daha önceleri muhtelif vazifelere getirilen mutezililer, bu vazifelerden azl ve baz ıları hapsedilmi şlerdir584. Fakat mutezile için en büyük darbe, el-Cubbn'nin dizi dibinde yeti şmi ş ve büyük bir mutezile imamı olarak şöhret kazanm ış olan Ebu'l-Hasan el-E şcad (260-330) nin, bu mezhebten ayr ılarak ehli sunnete intisab ı olmuştur. Bundan sonra şi'llerin hakim oldukları yerlerde bir müddet daha hayatiyetlerini devam ettirme ğe çalışan mutezililer, zamanla silinip yok olmu şlard ır. B. HADIS VAZeINDA GELI ŞMELER VE SEBEPLERI 1. Siyasi ihtilâflar Birinci Hicri asr ın ilk yar ıs ında, Halife `Osmân İbn
- Page 84 and 85: onun ashab ı hakkında daha neler
- Page 86 and 87: heyetlerinin başında veya içinde
- Page 88 and 89: Hâlid ibnu'l-Velid gibi me şhur s
- Page 90 and 91: Hadis ve fıkıh sahas ında şöhr
- Page 92 and 93: olan `Ata' İbn Ebi Rabüh 403 ki M
- Page 94 and 95: ese te şekkül etmi ştir. Basra'd
- Page 96 and 97: Diğer iki sahabi cUbade İbnu's-Sa
- Page 98 and 99: önünde bulundurmak gerekir. Ne va
- Page 100 and 101: den i şitti ği bir hadis nass ın
- Page 102 and 103: disle me şgul olan bir çok tabi%
- Page 104 and 105: 2. Hadis vaz`mm ba şlangıcı Hadi
- Page 106 and 107: Biz, yine kaynaklardan edindi ğimi
- Page 108 and 109: cak dereceye gelebilece ğini kabul
- Page 110 and 111: lara yalanc ılık isnad etme ğe d
- Page 113 and 114: II. BÖLÜM HADIS İLM İNİN TEŞE
- Page 115 and 116: Er-Re şid devri (170-193), imparat
- Page 117 and 118: ç ırmak istemiyorlard ı. Bu iki
- Page 119 and 120: İbnu'n-Nedim, z ınd ıklığı i
- Page 121 and 122: den sonra imametin Muhammed İbn (A
- Page 123 and 124: Mukannacm, kar ılarmı ve kendisin
- Page 125 and 126: Abbasi devri tarihinde mühim rol o
- Page 127 and 128: yapan büyliciidürs". Buna benzer
- Page 129 and 130: takip etti ğini, birinci asr ın s
- Page 131 and 132: çok yoğunluk kazand ığı anla
- Page 133: Mutezile imamlar ını muhaliflerin
- Page 137 and 138: El-Hakem İbn `Umeyr'den rivayet ed
- Page 139 and 140: itina gösteriyorlar ve bunun için
- Page 141 and 142: Goldziher'in delil olarak ele ald
- Page 143 and 144: "binekler yaln ız üç mescide do
- Page 145 and 146: Ebü (Abdillah'tan şu sözleri nak
- Page 147 and 148: İbn Muhammed İbn Harb olup, İbn
- Page 149 and 150: Aslında islânı, halku'l-Kur'ân
- Page 151 and 152: laştırılmasına sebep olmuştur.
- Page 153 and 154: kimseye, bu i şin nas ıl yap ıld
- Page 155 and 156: — Medine fukahas ı kimlerdir
- Page 157 and 158: Ebü Hurayra'dan merf0 olarak rivay
- Page 159 and 160: Ebıl Hanife ile ilgili olan bu had
- Page 161 and 162: itirdikten sonra kendisine verilen
- Page 163 and 164: de yer alan her çe şit konuya gir
- Page 165 and 166: açıldamaktan çekinraemi ş ve on
- Page 167 and 168: farkederek cerh ve ta`dil ilmini ge
- Page 169 and 170: . Be şeri zafiyetler Cerh ve ta
- Page 171 and 172: ile ilgili bahislerimizde Ininun ç
- Page 173 and 174: hadisine uyar, mülâki oldu ğu ş
- Page 175 and 176: zabt şartt ır; çünkü hadisinde
- Page 177 and 178: lerinin sorulup, güvenilir olanlar
- Page 179 and 180: cOmer İbn (Abdi'l- (Aziz'in emriyl
- Page 181 and 182: Ez-Zuhrrnin sözünde "bilinmeyen v
- Page 183 and 184: Mutevatir haber, bizâtihi kesinlik
ğimiz Ca`d İbn Dirhem'in yeti ştirmesi olduğu için"° mutezile, bu iki halifenin<br />
himayesinde geli şip büyümesine devam etmi ştir.<br />
Abbasiler devrinde, baz ı duraklamalar istisna edilirse, mezheb daha çok<br />
geli şme imkanı bulmuştur. Ebii Cacfer el-Man şür (136-158), mutezile imamlarından<br />
(Anar İbn (Ubeyd'in yakın dostu oldu ğu için mutezile, bu halifeden<br />
büyük yard ım görmü ş, ancak z ındıklara kar şı sert davranan ve onlar ı temizlemek<br />
için büyük gayret sarfeden Ebu Ca (fer'in o ğlu el-Mehdi (158-169) ve<br />
onu takip eden el-Hadi (169-170) devirlerinde sinmek zorunda kalm ışsa da,<br />
Haran er-Re şid (170-193) in hilâfetinde daha rahat nefes alm ıştır. Bu devirde<br />
kaderiyyeden olduklar ı bilinen baz ı kimselere devlet i şlerinde mühim vazifeler<br />
bile verilmi ştir. Mesela D ımaşk kad ılığına getirilen Yahya. İbn Hamza<br />
el-Hazrami (Ö. 183) bunlardan birisidirs 81 .<br />
Harün er-Re şid'ten sonra yerine geçen o ğlu el-Emin (193-198) zaman ında<br />
mutezile bir daha sinmek zorunda kalm ıştır. Çünkü el-Emin, z ındıklara<br />
ve bilhassa cehmiyyeye karg ı çok sert davranan bir halife idi.<br />
Mutezilenin en parlak y ıldızı el-Emin'in öldürülmesinden sonra yerine<br />
geçen karde şi el-Me'man (198-218) devrinde do ğmuştur. Daha önce de i şaret<br />
ettiğimiz gibi el-Me'man, alevilere kar şı da yakınlık duyan, Abbasi alâmeti<br />
siyah rengi terkederek Alevi alâmeti ye şili alan ve Ali er-Rıza'yı veliand ilan<br />
eden bir halife idi. Mutezili fikirlere ve felsefeye karg ı büyük bir dü şkünlüğü<br />
vard ı. Bu dü şkünlük, onu, mutezile mezhebini devletin resmi mezhebi olarak<br />
kabul ve ilan etmesini sa ğlad ı. Halkı da mezheb umdelerini kabule zorlayan<br />
el-Me'mün, bilhassa halkul-Kur'an inanc ında açt ığı kampanya ile şöhret<br />
kazand ı. Bu kampanyada hadisçilerin ve fukahan ın ileri gelenlerini<br />
Kur'am ikrara ve halk ı da bu inanca davet etme ğe zorlad ı. Karde şi el-Mdta<br />
şım (218-227) ve onun o ğlu el-Vasik (227-232) devirlerinde de devam eden<br />
bu zorlama, mutezileye hiç bir fayda sa ğlamad ı. Çünkü hiç bir hadisçi ve<br />
hiç bir fakih, tatbik edilen i şkencelere ra ğmen bu inanc ı itiraf etmemi şti.<br />
Bunun aksine, mutezileye kar şı halk aras ında şiddetli bir tepki ba şgöstermi ş ,<br />
nihayet el-Mutevekkil'in hilafete geçmesiyle mutezilenin sultas ı da sona ermi<br />
ştir. Halife, önce Kur'an üzerinde cidal ve münaka şaları kat'i surette yasaklamış<br />
582, bunu, el-Vasık tarafından muhtelif ülkelerde hapsedilen müslümanlar<br />
ın serbest b ırak ılmalar ı takip etmi ştir. 234 senesinde muhaddisler ve<br />
580 Ibnu'n-Nedim, el-Firhtist, s. 486; İbnu'l-E ştr, el-Kamil, IV. 332. Cdd, Merv ıı İbn<br />
Muhammed'in miirebbii idi ve ona kaderin nefyi ile halku'l-Kur'an inançlar ını telkin etmi şti.<br />
Bu sebeple ona Mervün lakab ı verilmiştir.<br />
581 Bkz. eg-Zehebt, Mizatnu'l-ictidatl, IV. 369.<br />
582 Ilmu'l-E ştr, el-Kamil, V. 291; el-Yackfıbi, III. 209.<br />
134