PDF Dosyası - Ankara Üniversitesi Kitaplar Veritabanı
PDF Dosyası - Ankara Üniversitesi Kitaplar Veritabanı PDF Dosyası - Ankara Üniversitesi Kitaplar Veritabanı
mahsur de ğildir. Haddi ve nihayeti yoktur. Kadimdir; O'ndan ba şka he şey muhdestir" 1 . Mutezilenin ikinci aslı cadrdir. Buna göre, Allah Tacala fesad ı sevmez; insanlara zulmetmez. Onlara daima iyi ve güzel olan yolu gösterir. Kullar ın fiillerini yaratmaz; fakat insan, kendisine emr ve nehyolunan şeyleri, Allah' ın verdiği kudretle yapar. O, murad etti ği şeyi emr, kerib gördüğü şeyden de nehyeder. Kullan ım takatlar ı ve kudretleri d ışında hiç bir şey teklif etmez. Mezheb akaidinde tevhidden sonra en mühim yeri i şgal eden bu as ıl ile mutezile, insan iradesinin hiirriyetini ileri Sürerek kaderi kâmilen reddetmi ş ve kaderiyye ad ıyle de şöhret kazanm ıştır. Üçünü as ıl vacid3dir. Allah Tdala murtekibu'l-kebireyi, tövbeden ba şka hiç bir yolla affetmez. O, vdd ve vdidinde sa ılıkt ır; hiç bir suretle vacd ve vdidinden dönmez. Dördüncü as ıl, menzile beyne menzileteyndir. Daha önce de i şaret etti ğimiz gibi, murtekibu'l-kebire (büyük günah sahibi), mu'min de de ğildir, kâfir de; fakat iman ile küfür aras ındaki bir mertebededir ve bu kimseye fâsik denir. Be şinci asıl, emr bil macruf nehy 'ana munker olup, her müslümana, kudreti nisbetinde mdrafu emr ve munkerden nehyetmek vacibtir. K ılıcla da olsa kafir ve fas ıkla dövüşmenin, sair cihaddan fark ı yoktur. K ısaca i şaret etti ğimiz bu be ş as ıl, mutezile kelarıum te şkil ettiği gibi, bu as ıllardan her hangi birini reddeden kimse de mutezili olmak vasf ını kaybeder 572 . Mutezile, zuhurundan itibaren z ındıklarla ve sair din mensuplar ıyle münazara ve mücadeleyi gaye edinmi şlerdir. Telif ettikleri kitaplar ın büyük bir kısmını bunlara ve mecasilerin çe şitli fırklarına reddiye olarak tahsis etmi şlerdir. İlk imamlarından say ılan Va şıl İbn (Ata', kar ısından rivayet edilen bir haberden ö ğrenildiğine göre, gece namaza ba şladığı zaman, önünde daima bir kalem ve ka ğıt bulundurur, namazda okudu ğu ayetler aras ında muhaliflerine kar şı delil olarak ileri sürebilece ği bir ayet gelirse, hemen onu kaydedercli 573. Mani dinine mensup olanlara kar şı telif etti ği bir reddiye, bin meseleyi ihtiva ediyordu 574 . Arkada şı (Anır İbn (Ubeyd'in ifadesine göre, havaric, zandaka, dehriye ve murci'e kelanum Va şıl'clan daha iyi bilen bir kimse yoktur"5. 571 Daha geni ş bilgi için bkz. Ebul-Hasan el-E ş'ari, Makaitıt, I. 148. 572 El-Dayy5t, Kitrıbu'l-intiş r, s. 126. 573 ibılu'l-Murtaz'a, Tabalditu'l-muctezile, s. 32. 574 Aynı eser, s. 35. 575 Aynı eser, s. 29-30. 132
Mutezile imamlar ını muhaliflerine kar şı ba şarılı kılan âmil, hiç şüphesiz, eski Yunan felsefesiyle me şgul olmalar ıdır. ,Zira, M. IV. as ırda süryaniler eliyle ba şlayan terceme faaliyeti, daha sonraki devirlerde arapçaya pek çok felsefi eser kazand ırmıştırs". Mutezile imamlar ı, bu eserlerden geni ş çapta istifade etmi şler ve has ımlarına kar şı akli delilleri ba şarıyle kullanmışlard ır. Ancak şuna hemen i şaret etmek laz ımd ır ki, bidayette felsefe, İslam akaidini müdafa etmek için bir araç olarak kullan ılmış olmakla beraber, zaman ilerledikçe araç olmaktan ç ıkmış ve gaye haline gelmi ş ; bu suretle mutezile felsefeyi lizatihi ö ğrenme ğe ve onda derinle şmeğe ba şlamışlardır. Bunun neticesi, bir taraftan İslam akaidini ve onun müdafaas ını bir tarafa iterken, di ğer taraftan, Yunan feylosoflar ını nübüvvete yak ın bir kudsiyetle büyütmü şler ve sözlerinin do ğrulu ğuna kat' ıyetle inanm ışlard ır. Kelâmlar ını Yunan felsefesi esaslar ına göre tesbit ederek, dini nasslar ı bu esaslar ın ışığı alt ında aç ıklamağa çalışmışlard ır. Bu sebepledir ki, felsefelerine ayk ırı düşen bir çok Kur'an ayeti, tevilleriyle manâ de ğiştirmi ş, bir çok sahih hâdis ise, yalan olduğu gerekçesiyle reddedilmi ştir. Ru'yetin, yani Allah Tacalân ın ahırette mü'minler tarafından görülmesinin nefyi, insan iradesinin hür olu şu inanc ıyle kaderin reddi ve Kur'ân ı Kerimin mahltsık olduğu iddias ı bu felsefenin hem kaderiyye hem cehmiyye adlar ıyle de tan ınan mutezileye kazand ırdığı akaid içerisinde yer alan görü şlerdendir. Ileride, bu konular üzerinde daha geni ş bir şekilde durma imkan ını bulacağımız için, biz burada, mutezile tarihine kısaca temas etmeyi faydal ı buluyoruz. Daha önce de aç ıkladığı= gibi, kaynaklar, umumiyetle, mutezilenin Va şıl İbn (At' ile ba şladığını zikrederler. Bu ba şlangıç, Emevi idaresinin sonuna yakla şıldığı bir devirdir. Bununla beraber, Halife (Abdu'l-Melik İbn Mervan (65--86) ın, kaderiyyenin ilk mümesillerinden olan Ma(bed el-Cuheni (Ö. 80) yi577, Hi şam İbn (Abdi'l-Melik (Ö. 105-125) in de halku'l-Kur'an inanc ın ı yayma gayretine dü şen Ca`d İbn Dirhem'i öldürtmeleris", ayn ı görüşleri benimseyen ve müdafa eden mutezile için korku verici birer örnek te şkil eder. Ancak mutezile, bu örneklerden ibret almas ını bilmi ş ; görü şlerini daha rahat bir şekilde yayabilmek için mümkin oldu ğu kadar halifelere yana şmayı ve onlar ın teveccühünü kazanmay ı yegane ç ıkar yol olarak görmü şlerdir. Halife Yezid İbnu'l- Velid (H. 126) bir kaderi ve bir mutezili oldu ğu için", Mervan İbn Muhammed (127-132) ise, halku'l-Kur'ân inanc ını yaydığından Hi şam İbn `Abdi'l-Melik tarafından öldürüldü ğünü biraz önce kaydetti- 576 De Boer, s. 25. 577 E1-Malg121, el-Ijıtat, IV. 181. 578 Ibnu'l-Egr, el-Kamil, IV. 332; İbnu'n-Nedim, el-Fihrist, s. 486. 579 Et-Tabert, V. 596; el-Mesci-idi, Muraeu'z-zeheb, II. 190. 133
- Page 82 and 83: mesiyle ba şlamış, bunu Hazreti
- Page 84 and 85: onun ashab ı hakkında daha neler
- Page 86 and 87: heyetlerinin başında veya içinde
- Page 88 and 89: Hâlid ibnu'l-Velid gibi me şhur s
- Page 90 and 91: Hadis ve fıkıh sahas ında şöhr
- Page 92 and 93: olan `Ata' İbn Ebi Rabüh 403 ki M
- Page 94 and 95: ese te şekkül etmi ştir. Basra'd
- Page 96 and 97: Diğer iki sahabi cUbade İbnu's-Sa
- Page 98 and 99: önünde bulundurmak gerekir. Ne va
- Page 100 and 101: den i şitti ği bir hadis nass ın
- Page 102 and 103: disle me şgul olan bir çok tabi%
- Page 104 and 105: 2. Hadis vaz`mm ba şlangıcı Hadi
- Page 106 and 107: Biz, yine kaynaklardan edindi ğimi
- Page 108 and 109: cak dereceye gelebilece ğini kabul
- Page 110 and 111: lara yalanc ılık isnad etme ğe d
- Page 113 and 114: II. BÖLÜM HADIS İLM İNİN TEŞE
- Page 115 and 116: Er-Re şid devri (170-193), imparat
- Page 117 and 118: ç ırmak istemiyorlard ı. Bu iki
- Page 119 and 120: İbnu'n-Nedim, z ınd ıklığı i
- Page 121 and 122: den sonra imametin Muhammed İbn (A
- Page 123 and 124: Mukannacm, kar ılarmı ve kendisin
- Page 125 and 126: Abbasi devri tarihinde mühim rol o
- Page 127 and 128: yapan büyliciidürs". Buna benzer
- Page 129 and 130: takip etti ğini, birinci asr ın s
- Page 131: çok yoğunluk kazand ığı anla
- Page 135 and 136: fukaha hediyyelerle taltif edilmi
- Page 137 and 138: El-Hakem İbn `Umeyr'den rivayet ed
- Page 139 and 140: itina gösteriyorlar ve bunun için
- Page 141 and 142: Goldziher'in delil olarak ele ald
- Page 143 and 144: "binekler yaln ız üç mescide do
- Page 145 and 146: Ebü (Abdillah'tan şu sözleri nak
- Page 147 and 148: İbn Muhammed İbn Harb olup, İbn
- Page 149 and 150: Aslında islânı, halku'l-Kur'ân
- Page 151 and 152: laştırılmasına sebep olmuştur.
- Page 153 and 154: kimseye, bu i şin nas ıl yap ıld
- Page 155 and 156: — Medine fukahas ı kimlerdir
- Page 157 and 158: Ebü Hurayra'dan merf0 olarak rivay
- Page 159 and 160: Ebıl Hanife ile ilgili olan bu had
- Page 161 and 162: itirdikten sonra kendisine verilen
- Page 163 and 164: de yer alan her çe şit konuya gir
- Page 165 and 166: açıldamaktan çekinraemi ş ve on
- Page 167 and 168: farkederek cerh ve ta`dil ilmini ge
- Page 169 and 170: . Be şeri zafiyetler Cerh ve ta
- Page 171 and 172: ile ilgili bahislerimizde Ininun ç
- Page 173 and 174: hadisine uyar, mülâki oldu ğu ş
- Page 175 and 176: zabt şartt ır; çünkü hadisinde
- Page 177 and 178: lerinin sorulup, güvenilir olanlar
- Page 179 and 180: cOmer İbn (Abdi'l- (Aziz'in emriyl
- Page 181 and 182: Ez-Zuhrrnin sözünde "bilinmeyen v
Mutezile imamlar ını muhaliflerine kar şı ba şarılı kılan âmil, hiç şüphesiz,<br />
eski Yunan felsefesiyle me şgul olmalar ıdır. ,Zira, M. IV. as ırda süryaniler<br />
eliyle ba şlayan terceme faaliyeti, daha sonraki devirlerde arapçaya pek<br />
çok felsefi eser kazand ırmıştırs". Mutezile imamlar ı, bu eserlerden geni ş çapta<br />
istifade etmi şler ve has ımlarına kar şı akli delilleri ba şarıyle kullanmışlard ır.<br />
Ancak şuna hemen i şaret etmek laz ımd ır ki, bidayette felsefe, İslam akaidini<br />
müdafa etmek için bir araç olarak kullan ılmış olmakla beraber, zaman ilerledikçe<br />
araç olmaktan ç ıkmış ve gaye haline gelmi ş ; bu suretle mutezile felsefeyi<br />
lizatihi ö ğrenme ğe ve onda derinle şmeğe ba şlamışlardır. Bunun neticesi,<br />
bir taraftan İslam akaidini ve onun müdafaas ını bir tarafa iterken, di ğer<br />
taraftan, Yunan feylosoflar ını nübüvvete yak ın bir kudsiyetle büyütmü şler<br />
ve sözlerinin do ğrulu ğuna kat' ıyetle inanm ışlard ır. Kelâmlar ını Yunan felsefesi<br />
esaslar ına göre tesbit ederek, dini nasslar ı bu esaslar ın ışığı alt ında aç ıklamağa<br />
çalışmışlard ır. Bu sebepledir ki, felsefelerine ayk ırı düşen bir çok<br />
Kur'an ayeti, tevilleriyle manâ de ğiştirmi ş, bir çok sahih hâdis ise, yalan olduğu<br />
gerekçesiyle reddedilmi ştir. Ru'yetin, yani Allah Tacalân ın ahırette<br />
mü'minler tarafından görülmesinin nefyi, insan iradesinin hür olu şu inanc ıyle<br />
kaderin reddi ve Kur'ân ı Kerimin mahltsık olduğu iddias ı bu felsefenin hem<br />
kaderiyye hem cehmiyye adlar ıyle de tan ınan mutezileye kazand ırdığı akaid<br />
içerisinde yer alan görü şlerdendir. Ileride, bu konular üzerinde daha geni ş<br />
bir şekilde durma imkan ını bulacağımız için, biz burada, mutezile tarihine<br />
kısaca temas etmeyi faydal ı buluyoruz.<br />
Daha önce de aç ıkladığı= gibi, kaynaklar, umumiyetle, mutezilenin<br />
Va şıl İbn (At' ile ba şladığını zikrederler. Bu ba şlangıç, Emevi idaresinin sonuna<br />
yakla şıldığı bir devirdir. Bununla beraber, Halife (Abdu'l-Melik İbn Mervan<br />
(65--86) ın, kaderiyyenin ilk mümesillerinden olan Ma(bed el-Cuheni (Ö. 80)<br />
yi577, Hi şam İbn (Abdi'l-Melik (Ö. 105-125) in de halku'l-Kur'an inanc ın ı<br />
yayma gayretine dü şen Ca`d İbn Dirhem'i öldürtmeleris", ayn ı görüşleri<br />
benimseyen ve müdafa eden mutezile için korku verici birer örnek te şkil<br />
eder. Ancak mutezile, bu örneklerden ibret almas ını bilmi ş ; görü şlerini daha<br />
rahat bir şekilde yayabilmek için mümkin oldu ğu kadar halifelere yana şmayı<br />
ve onlar ın teveccühünü kazanmay ı yegane ç ıkar yol olarak görmü şlerdir.<br />
Halife Yezid İbnu'l- Velid (H. 126) bir kaderi ve bir mutezili oldu ğu için",<br />
Mervan İbn Muhammed (127-132) ise, halku'l-Kur'ân inanc ını yaydığından<br />
Hi şam İbn `Abdi'l-Melik tarafından öldürüldü ğünü biraz önce kaydetti-<br />
576 De Boer, s. 25.<br />
577 E1-Malg121, el-Ijıtat, IV. 181.<br />
578 Ibnu'l-Egr, el-Kamil, IV. 332; İbnu'n-Nedim, el-Fihrist, s. 486.<br />
579 Et-Tabert, V. 596; el-Mesci-idi, Muraeu'z-zeheb, II. 190.<br />
133