Paraneoplazik Deri Hastalıkları - Klinik GeliÅim
Paraneoplazik Deri Hastalıkları - Klinik GeliÅim
Paraneoplazik Deri Hastalıkları - Klinik GeliÅim
Create successful ePaper yourself
Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.
<strong>Paraneoplazik</strong> <strong>Deri</strong><br />
Hastalıkları<br />
Ertuğrul H. AYDEMİR<br />
İstanbul Üniversitesi, Cerrahpaşa Tıp Fakültesi, Dermatoloji Anabilim Dalı, İstanbul<br />
“<strong>Paraneoplazik</strong> <strong>Deri</strong> Hastalıkları” kanserli hastalarda,<br />
kanserin seyrine paralel olarak seyreden deri belirtileriyle<br />
seyreden bir grup hastalıktır. Bu terim genellikle internal<br />
olan bir maliniteyle birlikte bulunan bir hastalık veya<br />
semptom kompleksini ifade eder. Bunların bizim için<br />
önemi, bazen kanserin erken yakalanmasını sağlayabilecek<br />
şekilde, kanserin kendi belirtileri çıkmadan ortaya<br />
çıkmalarıdır. “Bir iç organ kanserinin varlığını ifade eden<br />
deri hastalığı” olarak tanımlanır. <strong>Paraneoplazik</strong> hastalıkların<br />
genel özellikleri şöyle sıralanabillir:<br />
a.<br />
b.<br />
c.<br />
d.<br />
e.<br />
Dermatozla malinite paralel seyir izlerler. Başlangıç<br />
eş zamanlı veya birbirine çok yakındır. Malinitenin<br />
çıkartılmasıyla da dermatoz genellikle geriler.<br />
Dermatoza özgü malinite vardır, yani hemen hemen<br />
her zaman aynı dermatoz, aynı kanser türüyle birlikte<br />
görülür.<br />
Dermatoz sık görülen bir dermatoz değildir.<br />
Dermatozla malinite arasında istatistiksel olarak anlamlı<br />
bir birliktelik vardır.<br />
Dermatozla malinite arasında kalıtsal bir bağ bulunur.<br />
İç organ kanseriyle deri belirtilerinin birlikte görülmesinin<br />
mekanizması bazen açık olarak belirlenebilir, fakat<br />
bazen de bilinemeyen bazı mekanizmalar söz konusu<br />
olabilir.<br />
Bilinen Mekanizmalar:<br />
1.<br />
2.<br />
3.<br />
İmmün Baskılama: Bu mekanizma enfeksiyonlar<br />
için öne sürülür fakat bunlara tam paraneoplazik<br />
demek olanağı yoktur.<br />
Enflamatuar yanıt: Buradaki mekanizma net değildir,<br />
tümöre veye tümörün salgıladığı bir ürüne karşı<br />
olup olmadığı bilinmemektedir. Karsinoid sendrom,<br />
prurigo, kaşıntılar, eritema giratum repens vb bu<br />
gruptandır.<br />
Tümörün salgıladığı hormonlara ait belirtiler:<br />
Hipertrikoz, Cushingoid tablolar, hiperpigmentasyon,<br />
malin akantozis nigrikans, nekrolitik migratuar<br />
eritem vb bu grubun örnekleridir, ilişki çok somut<br />
ve açıktır.<br />
4.<br />
Otoimmün mekanizma: Dermatomiyozit, <strong>Paraneoplazik</strong><br />
pemfigus, pemfigoid, paraneoplazik lupus<br />
eritematodes vb.<br />
<strong>Paraneoplazik</strong> hastalıklar, doğrudan kansere spesifik<br />
özel hastalıklar olabileceği gibi, bir çok neden arasında<br />
kanserin de bulunduğu, çok spesifik olmayan tablolara<br />
değişebilir.<br />
Karsinoid sendrom<br />
Çok ender görülen bu sendromda yüz ve boyunda sık<br />
aralıklarla ve akut ataklar halinde kızarmalar oluşur.<br />
Atakların sıklığı ve süresi giderek artar ve günde on atağın<br />
üzerine de çıkabilir. Alkol, baharatlar, stres, travma<br />
vb değişik basit nedenler atakları tetikleyebilir. Zamanla<br />
telenjiyektaziler ve pigmentasyon da gelişebilir. Epinefrinle<br />
artağın gelişmesi ve idrarda 5-hidroksi indol asetik<br />
asit yükselmesi tanı koydurucudur. Barsak yerleşimli<br />
karsinoid tümörle birliktedir.<br />
Glukagonoma sendromu<br />
(Nekrolitik migratuar eritem)<br />
Bu sendrom da çok enderdir. Üzeri çok az skuamlı, açık<br />
kahverengi, geometrik biçimli, makülopapüler lezyonlar<br />
veya merkezden perifere yayılan, eritemli zeminde bül→<br />
erozyon→ deskuamasyon ve pigmentasyonla seyreden<br />
belirtiler tipiktir. En çok göbekten aşağı alanlarda,<br />
büklüm yerlerinde, yüzde yerleşir. Ayrıca diyare, kilo<br />
kaybı, mukozal belirtiler vb. görülebilir. Belirtiler bazen<br />
akrodermatitis enteropatikayı andırabilir. Kan glukagon<br />
düzeylerinin yükselmesi ve glikoz intoleransı, kilo kaybı<br />
ve hipoaminoasidemi tanıya yardımcıdır. Pankreasta alfa<br />
hücreli, glukagon salgılayan tümörle birlikte görülür.<br />
Malin akantozis nigrikans<br />
Parmak araları da dahil büklüm yerleri başta olmak üzere,<br />
yüz, ağız çevresi, ağız mukozasında, yumuşak, hafif keratozik,<br />
koyu renkli villüs benzeri, kadifemsi görünüm veren,<br />
esmer çıkıntıların ani olarak ortaya çıkmasıyla kendini<br />
gösterir. Klasik akantozis nigrikansa göre çok daha abartılı<br />
<strong>Klinik</strong> Gelişim 21
elirtiler ve kasık, boyun, koltuk altı gibi klasik bölgelerin<br />
dışında yerleşim tipiktir. Çok seyrek görünen bir tablodur.<br />
Eşlik eden kanser tipi adeno karsinom olup %90’ı karın<br />
içindedir ve üçte ikisi de mideden kaynak alır.<br />
Palmo-planter keratoz<br />
Avuç içi ve ayak tabanında ortaya çıkan keratozik kalınlaşmalardır.<br />
Sınırları çok net olmayıp, deskuamasyonla<br />
birlikte görülür. Çok ender görülen tablonun mide ve<br />
akciğer kanserleriyle birlikteliği daha çoktur. Yine palmo-planter<br />
alanda, fakat küçük sınırlı keratozik alanlar<br />
halinde, darı tanesini andırır biçimde ve daha seyrek<br />
görünen bir tablo da daha çok bronş, safra kesesi vb<br />
kanserleriyle birlikte görülür.<br />
Akantozis palmaris<br />
Daha çok ellerde olmak üzere palmoplanter alanda ileri<br />
derecede dermatoglifik değişiklikleri ve kadifemsi veya<br />
bal peteği gibi bir görünüşle kendini gösterir. Bazen<br />
akantozis nigrikans ile birlikte de görülebilir. Bronş kanseri<br />
birlikteliği olabilir.<br />
<strong>Paraneoplazik</strong> akrokeratozis (Bazex sendrtomu)<br />
Ender görülen bir hastalık olup, yüzün üzerinde yayınlanmış<br />
olgu vardır. <strong>Deri</strong>deki değişiklikler aşamalar<br />
halinde görülür. Başta kulak (%79), burun (%63), el<br />
(%58), ayak (%51)gibi alanlarda semptomsuz, morumsu<br />
bir eritem olur, skuamlar ve krutlar eklenebilir. Yaklaşık<br />
bir yıl kadar sonra palmoplanter alanlarda merkezi voler<br />
alanların genellikle tutulmadığı bir keratinizasyon gelişir,<br />
fissürler gelişir, tırnakta kalınlaşma, onikoliz, sırtlanma<br />
gibi şekil bozuklukları (%75) ve yüzde DLE benzeri<br />
belirtiler olur. Bu dönemde tümörün belirtileri ortaya<br />
çıkabilir. Gastrointestinal sistem veya üst solunum yollarında<br />
skuamöz hücreli karsinomla birlikte olabilir, bazen<br />
boyun lenflerinin metastazlarına bağlı olarak ta çıkabilir.<br />
Tümör gözden kaçar veya tedavi edilemezse üçüncü<br />
bir döneme geçilir. Eski belirtilere ek olarak gövde, diz<br />
dirsek, el sırtlarında papüloskuamöz belirtiler çıkar, nadiren<br />
vezikülobüllöz belirtiler eşlik edebilir.<br />
Leser-trelat belirtisi<br />
Çok sayıda kaşıntılı seboreik keratoz lezyonlarının aniden<br />
ortaya çıkışı, boy ve sayılarının hızla artması şeklinde görülür.<br />
Mide adenokarsinomu, prostat adenokarsinomu,<br />
pankreas, meme, over, uterus kanserleri ve lenfomalara<br />
eşlik edebilir.<br />
Akiz ihtyozis<br />
Daha çok erkek olmak üzere, erişkin bir kişide derinin<br />
ani ve yaygın bir şekilde kuru, deskuamasyonlu, keratozik<br />
ve fissürlü bir hal almasıdır. Görüntü gerçek ihtyoza<br />
çok benzer. Ençok Hodgkin hastalığı ile birlikte görülür,<br />
ayrıca mikozis fungoides, meme, akciğer ve gastrointestinal<br />
sistem kanserleriyle bir arada görülebilir.<br />
Eritroderma<br />
<strong>Deri</strong>nin baştan ayağa eritem ve skuamlarla kaplanması<br />
ve genel durum bozukluğuyla karakterize bir görüntüsü<br />
vardır. <strong>Paraneoplazik</strong> eritrodermada lösemi, lenfoma,<br />
akciğer, karaciğer, mide, prostat ve tiroid kanserleri görülebilir.<br />
Eritema giratum repens<br />
Çok nadir görülen bir durum olup, hepsinde eşlik eden<br />
tümör bulunur. İç içe geçmiş düzensiz, tahta deseni<br />
benzeri şekiller yapan, eritemli, periferi ince skuamlı ve<br />
merkezden perifere sürekli büyüyen halkamsı lezyonlar<br />
çok tipiktir. Günde bir cm kadar ilerleyebilirler. Merkezde<br />
iyileşen alanlarda normal deri rengi görülür. Bazen<br />
kaşıntının da görülebildiği hastalıkta gövde ve ekstremite<br />
proksimalleri en çok tutulan bölgelerdir eller, ayaklar<br />
ve yüz genellikle tutulmaz. Yaklaşık %80’inde tümörden<br />
önce görülür. Meme, akciğer kanserleri, serviks, safra kesesi<br />
ve prostat kanserleri en çok birlikteliği olan kanser<br />
türleridir. Tüm bildirilen hastalar beyaz ırktan olup, ortalama<br />
yaş 63’tür ve hastalık erkeklerde iki kat fazladır.<br />
Dermatomiyozit<br />
Heliotrop ödem, eritemli lezyonlar ve miyozit ile karakterize<br />
tabloda %10-20 arası malinite asosiyasyonu vardır,<br />
değişik kaynaklarda bu oran %6-50 arası da bildirilmektedir.<br />
Bazen yalnız miyozitle de birlikte görülebilir.<br />
Dört yıl içerisinde, genellikle de ilk yılda ortaya çıkar.<br />
50 yaş üzeri dermatomiyozitli erkeklerde kanser olasılığı<br />
daha fazladır. Erkekte akciğer, kadında meme ve over<br />
kanserleri daha çok birlikte görülür. Eğer bir kanser bulunamazsa<br />
1-2 yıl içerisinde gelişebileceği düşünülerek<br />
takibe alınmalıdır.<br />
Yüzeyel gezici trombofilebit<br />
<strong>Deri</strong>nin herhangi bir bölümünde yüzeyel venlerden birinin<br />
kısa bir segmenti tutulur. Aşırı hassas, eritemli ve<br />
enflamasyonlu bir belirtiyle atak olur ve iki hafta kadar<br />
bir zamanda kendiliğinden geriler. Bir yandan yakın<br />
çevredeki yüzeyel venlere doğru da yayılma görülebilir.<br />
Altta yatan enfeksiyöz veya koagülopatik bir neden de<br />
bulunamaz. %50 oranında malinite birlikteliği görülür.<br />
Sık olan kanser türleri pankreas, akciğer, mide, gastrointestinal<br />
sistemin diğer bölümlerinin kanserleri ve sarkomlardır.<br />
Kaşıntı<br />
Özellikle orta yaş üzerinde görülen, uzun süren ve herhangi<br />
bir neden bulunamayan her türlü kaşıntıda internal<br />
malinite aranmalıdır. En çok Hodgkin Hastalığının<br />
prodrom döneminde rastlanır. Ayrıca lösemiler, mikozis<br />
fungoides gibi tablolarda da görülebiliir.<br />
Veziko-büllöz hastalıklar<br />
Bu konuda en eski tanınan büllöz pemfigoiddir. Birliktelik<br />
oranı kesin bilinmemektedir. Mesane, akciğer, serviks,<br />
deri vb. çok değişik tümörlerle birlikte olabilir. Son zamanlarda<br />
pemfigusun da paraneoplazik tipleri tanımlanmıştır.<br />
Çok ağrılı ağız tutulumu tipiktir. Non Hodgkin<br />
lenfoma, lösemi, timoma, bronş Ca. Kaposi sarkomu vb.<br />
eşlik edebilir.<br />
22<br />
<strong>Klinik</strong> Gelişim
Piyoderma gangrenozum<br />
Değişik birliktelikler gösterebilen bu hastalıkta da paraneoplazik<br />
bir özellik bulunabilir. Lösemi, lenfoma, kolon,<br />
safra kesesi kanserleri eşlik edebilir. İyileşme özelliği<br />
olmadan sürekli yayılma eğilimi gösteren, düzensiz, büyük<br />
derin bir ülser veya bir taraftan sikatrisle iyileşirken,<br />
bir taraftan açılan daha küçük ve yüzeyel ülserlerle karakterizedir.<br />
Dijital iskemi<br />
Raynaud sendromu görünüşünde inatçı, ağrılı ve genellikle<br />
gangrene giden görüntü tipik olup, bazı solid tümörler<br />
ve retiküloendotelyal sistem tümörleriyle birlikte<br />
görülebilir.<br />
Enfeksiyonlar<br />
Normalden çok yaygın ve abartılı görülen her türlü deri<br />
enfeksiyonlarında eğer kolaylaştırıcı başka bir neden<br />
bulunamazsa altta yatan bir malinite düşünülmelidir.<br />
Kandidiyazis, herpes simpleks, herpes zoster, furonkulozis<br />
ve hatta Norveç Gale’i gibi enfeksiyon veya enfestasyonların<br />
abartılı tipleri görülebiilir. Altta yatan olay<br />
lösemiler, Hodgkin, lenfomalar vb olabilir.<br />
Kaynaklar<br />
1.<br />
2.<br />
3.<br />
4.<br />
5.<br />
Braun-Falco O, Plewig G Wolff HH, Burgdorf WHC. Dermatology.<br />
Springer, Berlin. 2000.<br />
Weismann K, Graham RM: Systemic disease and the skin. Textbook<br />
of Dermatology. Eds. Champion RH, Burton JL, Breathnach SM.<br />
Blackwell, Oxford. 1998: 2703-41.<br />
Tüzün Y: <strong>Paraneoplazik</strong> Hastalıklar. Dermatoloji’de Yaz. Tüzün Y, Kotoğyan<br />
A, Aydemir EH, Baransü O. Nobel İstanbul. 1994: 709-16.<br />
Stone SP, Buescher LS, Life-threatining paraneoplastic cutaneous<br />
syndromes Clinics in Dermatology. 2005; 23: 301-6.<br />
James WD, Berger TG, Elston DM. Andrew’s <strong>Deri</strong> Hastalıkları. Çeviri<br />
Ed. Ertuğrul H. Aydemir. İst. Medikal Yay. 2008<br />
<strong>Klinik</strong> Gelişim 23