04.01.2015 Views

Yaflanabilir Gelecek - Harita ve Kadastro Mühendisleri Odası

Yaflanabilir Gelecek - Harita ve Kadastro Mühendisleri Odası

Yaflanabilir Gelecek - Harita ve Kadastro Mühendisleri Odası

SHOW MORE
SHOW LESS

Create successful ePaper yourself

Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.

8. Yaz E¤itim Kamp›nda<br />

“YEN‹DEN” birlikteydik…<br />

Odam›z›n sürekli e¤itim etkinliklerinden<br />

olan <strong>ve</strong> ‹zmir fiubemizin yürütücülü¤ünde<br />

yap›lan Yaz E¤itim Kamp›‘n›n sekizincisi<br />

bu y›l 22 - 30 A¤ustos tarihlerinde Foça/‹zmir‘de<br />

gerçeklefltirildi.<br />

Yaz E¤itim Kamp›, üni<strong>ve</strong>rsitelerin Jeodezi <strong>ve</strong><br />

Fotogrametri Mühendisli¤i (<strong>Harita</strong> Mühendisli¤i),<br />

di¤er mühendislik <strong>ve</strong> mimarl›k bölümleri ö¤rencilerinin<br />

yan› s›ra Odam›z yöneticileri ile birlikte<br />

TMMOB <strong>ve</strong> di¤er Oda bileflenlerinden de kat›l›m›<br />

ile gerçekleflti.<br />

Yaz E¤itim Kamp›n›n düzenlenmesi ile yak›n<br />

gelecekte meslektafl›m›z <strong>ve</strong> Odalar›m›z›n üyesi<br />

olacak mühendis <strong>ve</strong> mimar adaylar›n›n, Türk<br />

Mühendis <strong>ve</strong> Mimar Odalar› Birli¤i <strong>ve</strong> bilefleni<br />

Odalar›n görevlerini, yetki <strong>ve</strong> sorumluluklar›n›,<br />

çal›flma anlay›fl› <strong>ve</strong> uygulamalar›n› tan›malar›,<br />

bunun yan›nda mühendis <strong>ve</strong> mimarlar›n yaflamdaki<br />

yeri <strong>ve</strong> meslektafllar›na bak›fl›n›n önemini<br />

kavramalar›, tamamlay›c› nitelikteki teknik <strong>ve</strong><br />

uygulamal› e¤itim <strong>ve</strong> atölye çal›flmalar›yla sürece<br />

katk› <strong>ve</strong>rilmesi; bununla birlikte ülkemizde <strong>ve</strong><br />

dünyada yaflan›lmakta olan ekonomik, sosyal <strong>ve</strong><br />

kültürel geliflmelere iliflkin konunun uzmanlar›yla<br />

tart›flma, de¤erlendirme <strong>ve</strong> bilgi paylafl›m›yla<br />

gelece¤e dair de¤erler hakk›nda bilinçlendirme<br />

amaçlanmaktad›r.<br />

Bu etkinlikte ayr›ca farkl› üni<strong>ve</strong>rsitelerde <strong>ve</strong><br />

farkl› bölümlerde okuyan <strong>ve</strong> ileride meslektafl olacak<br />

mühendis, mimar <strong>ve</strong> flehir planc›s›<br />

adaylar›n›n, birbirleriyle tan›flmalar›, birlikte<br />

planlama, karar alma, üretim, yönetim <strong>ve</strong> paylaflma<br />

sürecini yaratmalar›, mesleki, sosyal,<br />

kültürel <strong>ve</strong> toplumsal geliflmeleri birlikte<br />

de¤erlendirmeleri, gelece¤e yönelik umutlar›n›<br />

diri tutmalar› <strong>ve</strong> yaflamla güçlü bir ba¤ kurmalar›na<br />

katk› <strong>ve</strong>rilmesinin üzerine durulmufltur.<br />

Ana temas› "<strong>Yaflanabilir</strong> <strong>Gelecek</strong>" olarak<br />

seçilen bu y›l ki Yaz E¤itim Kamp›nda; ö¤renci,<br />

akademisyen, sanatç›, yazar, gazeteci <strong>ve</strong><br />

TMMOB‘a ba¤l› meslek odalar›n›n yöneticileri ile<br />

bu konu çerçe<strong>ve</strong>sinde düflüncelerin paylafl›ld›¤›<br />

<strong>ve</strong> tart›fl›ld›¤› mesleki <strong>ve</strong> teknik e¤itimlerin<br />

yan›nda, güncel <strong>ve</strong> toplumsal geliflmelerin,<br />

ekonomik, sosyal <strong>ve</strong> kültürel sorunlar›n ele<br />

al›nd›¤› forum, konferans, panel <strong>ve</strong> söylefliler<br />

gerçeklefltirildi. Ayr›ca; e¤itmenler eflli¤inde<br />

teknik, bilimsel, sosyal, kültürel etkinlikler, spor<br />

turnuvalar›, müzik, fliir, tiyatro <strong>ve</strong> do¤açlama,<br />

halkoyunlar› <strong>ve</strong> dans, foto¤raf, resim <strong>ve</strong> karikatür,<br />

sinema <strong>ve</strong> belgesel, yaz›n, heykel <strong>ve</strong> seramik, cin<br />

fikirler <strong>ve</strong> kamp gazete atölyelerinde ö¤renciler<br />

<strong>ve</strong> kat›l›mc›lar atölye çal›flmalar›n› gerçeklefltirerek<br />

birlikte üretmenin heyecan›n› yaflad›lar.<br />

HKMO 9. Yaz E¤itim Kamp›nda ‘Yeniden’<br />

buluflmak üzere…<br />

TMMOB<br />

<strong>Harita</strong> <strong>ve</strong> <strong>Kadastro</strong> Mühendisleri Odas›<br />

‹zmir fiubesi<br />

11. Dönem Yönetim Kurulu


P R O G R A M<br />

8. Yaz E¤itim Kamp› Program›<br />

1. GÜN 22 A¤ustos 2009 Cumartesi (Aç›l›fl)<br />

8:00 Karfl›lama <strong>ve</strong> Kay›t<br />

12:0 Ö¤le yeme¤i<br />

13:00 Çad›rlar›n Kurulmas›<br />

15:30 Kamp Bilgilendirme Toplant›s› <strong>ve</strong><br />

Çal›flma Gruplar›n›n Belirlenmesi<br />

17:00 Dinlenme <strong>ve</strong> Deniz<br />

18:00 Kamp Aç›l›fl<br />

Aç›l›fl Konuflmalar›<br />

HKMO Tan›t›m Filmi <strong>ve</strong> Yaz E¤itim<br />

Kamp› Film Gösterimi<br />

20:30 Akflam Yeme¤i<br />

22:00 Kamp Atefli<br />

0:00 Uyku Zaman›<br />

2. GÜN 23 A¤ustos 2009 Pazar<br />

7:30 Günayd›n<br />

8:00 Sabah Sporu <strong>ve</strong> Deniz<br />

9:00 Kahvalt›<br />

10:30 1. OTURUM / FORUM:<br />

<strong>Yaflanabilir</strong> <strong>Gelecek</strong> ‹çin Haklar <strong>ve</strong><br />

Özgürlükler<br />

Yürütücü: Ali Fahri ÖZTEN<br />

(HKMO Genel Baflkan›)<br />

12:00 Ö¤le Yeme¤i<br />

13:00 Oryantiring Teorik E¤itimi <strong>ve</strong> Yar›flmas›<br />

18:00 Atölye Çal›flmalar› Ön Haz›rl›k<br />

Toplant›s›<br />

20:00 Akflam Yeme¤i<br />

21:30 Kamp Atefli<br />

0:00 Uyku Zaman›<br />

3.GÜN 24 A¤ustos 2009 Pazartesi<br />

7:30 Günayd›n<br />

8:00 Sabah Sporu <strong>ve</strong> Deniz<br />

9:00 Kahvalt›<br />

10:30 2. OTURUM / PANEL:<br />

<strong>Yaflanabilir</strong> <strong>Gelecek</strong> ‹çin Kent<br />

Prof.Dr. Hülya KOÇ<br />

(DEÜ fiehir <strong>ve</strong> Bölge Planlama)<br />

Hüseyin Ülkü<br />

(HKMO Eski Genel Baflkan›)<br />

Hasan ZENG‹N<br />

(HKMO Adana fiube Baflkan›)<br />

12:30 Ö¤le Yeme¤i<br />

14:00 3. OTURUM / PANEL:<br />

<strong>Yaflanabilir</strong> <strong>Gelecek</strong> ‹çin Su <strong>ve</strong> Enerji<br />

Prof. Dr. Kamil Okyay SINDIR<br />

(Bornova Belediyesi Baflkan›-Ziraat Müh.)<br />

Muzaffer Salih ERTAN<br />

(Elektrik Mühendisleri Odas› ‹zmir fiube)<br />

16:30 Arazi Çal›flmas›<br />

Heykel <strong>ve</strong> Seramik Atölyesi<br />

Yunus ÖN (Seramik Sanatç›s›)<br />

Spor Turnuvalar›<br />

19:30 Akflam Yeme¤i<br />

21:00 Atölye Çal›flmalar›<br />

00:00 Uyku Zaman›<br />

4.GÜN 25 A¤ustos 2009 Sal›<br />

7:30 Günayd›n<br />

8:00 Sabah Sporu <strong>ve</strong> Deniz<br />

9:00 Kahvalt›<br />

10:30 Atölye Çal›flmalar› <strong>ve</strong> Turnuvalar<br />

12:30 Ö¤le Yeme¤i<br />

14:00 4. OTURUM / PANEL:<br />

<strong>Yaflanabilir</strong> <strong>Gelecek</strong> ‹çin Ekonomi <strong>ve</strong><br />

Siyaset<br />

Prof. Dr. Hayri KOZANO⁄LU<br />

(Marmara Ün. ‹ktisadi <strong>ve</strong> ‹dari<br />

Bilimler Fakültesi)<br />

Prof. Dr. Aziz KONUKMAN<br />

(Gazi Üni. ‹ktiradi <strong>ve</strong> ‹dari Bilimler Fak.)<br />

Adnan BOSTANCIO⁄LU<br />

(Yazar - Gazeteci - NTV)<br />

16:30 Spor Turnuvalar›<br />

19:30 Akflam Yeme¤i<br />

20:30 Atölye Çal›flmalar›<br />

Belgesel gösterimi <strong>ve</strong> Sohbet<br />

Köy Enstitüleri<br />

Deniz YEfi‹L (Yönetmen-Araflt›rmac›)<br />

0:00 Uyku Zaman›<br />

5. GÜN 26 A¤ustos 2009 Çarflamba<br />

7:00 Günayd›n<br />

7:30 Kahvalt›<br />

8:30 5. OTURUM / PANEL:<br />

<strong>Yaflanabilir</strong> <strong>Gelecek</strong> ‹çin Çevre <strong>ve</strong> Do¤a<br />

Prof. Dr. Tanay S›dk› UYAR<br />

(Marmara Üni<strong>ve</strong>rsitesi Müh. Fak.)<br />

Güneflin AYDEM‹R<br />

(Bu¤day Derne¤i-Atlas Dergisi Yazar›)<br />

12:30 Ö¤le Yeme¤i<br />

13:00 Gezi-Tekne Turu<br />

19:30 Akflam Yeme¤i<br />

20:30 Atölye Çal›flmalar›<br />

Film Gösterimi (Sonbahar)<br />

0:00 Uyku Zaman›<br />

6. GÜN 27 A¤ustos 2009 Perflembe<br />

7:30 Günayd›n<br />

8:00 Sabah Sporu <strong>ve</strong> Deniz<br />

9:00 Kahvalt›<br />

2<br />

<strong>Harita</strong> <strong>ve</strong> <strong>Kadastro</strong> Mühendisleri Odas› ‹zmir fiubesi 8. Yaz E¤itim Kamp› - 2009 Foça/‹zmir


P R O G R A M<br />

10:30 6. OTURUM / SÖYLEfi‹:<br />

<strong>Yaflanabilir</strong> <strong>Gelecek</strong> ‹çin Kültürel<br />

De¤erler<br />

Prof. Dr. fiadan GÖKOVALI<br />

(fiair-Yazar-Gazeteci)<br />

12:30 Ö¤le Yeme¤i<br />

14:00 Atölye Çal›flmalar›<br />

Spor Turnuvalar›<br />

16:00 Atölye Çal›flmalar›<br />

Sinema Atölyesi<br />

Belgesel çekim Teknikleri<br />

Özcan ALPER<br />

(Sonbahar Filmi Yönetmen)<br />

Senem AYTAÇ<br />

(Editör-Sinema Yazar›)<br />

19:30 Akflam Yeme¤i<br />

21:00 Atölye Çal›flmalar›<br />

0:00 Uyku Zaman›<br />

7. GÜN 28 A¤ustos 2009 Cuma<br />

7:30 Günayd›n<br />

8:00 Sabah Sporu <strong>ve</strong> Deniz<br />

9:30 Kahvalt›<br />

10:30 7. OTURUM / PANEL:<br />

<strong>Yaflanabilir</strong> <strong>Gelecek</strong> için Mühendislik<br />

Prof. Dr. Haluk KONAK<br />

(Kocaeli Ün. Jeodezi <strong>ve</strong> Fotogrametri<br />

Mühendisli¤i Bölüm Baflkan›)<br />

Prof. Dr. Dursun Z. fiEKER<br />

(Gifu Uni<strong>ve</strong>rsity - ‹TÜ Jeodezi <strong>ve</strong><br />

Fotogrametri Mühendisli¤i)<br />

Doç. Dr. Haluk ÖZENER<br />

(Bo¤aziçi Üni<strong>ve</strong>rsitesi)<br />

12:30 Ö¤le Yeme¤i<br />

14:00 8. OTURUM / PANEL:<br />

<strong>Yaflanabilir</strong> <strong>Gelecek</strong> için Örgütlülük<br />

Mehmet SO⁄ANCI<br />

(TMMOB Baflkan›)<br />

Nail GÜLER<br />

(TMMOB II. Baflkan›)<br />

Ali Fahri ÖZTEN<br />

(HKMO Genel Baflkan›)<br />

16:00 9. OTURUM / SÖYLEfi‹:<br />

<strong>Yaflanabilir</strong> <strong>Gelecek</strong> ‹çin E¤itim<br />

Prof. Dr. Muhammed fiAH‹N<br />

(‹stanbul Teknik Üni<strong>ve</strong>rsitesi Rektörü)<br />

19:30 Akflam Yeme¤i<br />

20:30 Atölye Çal›flmalar›<br />

0:00 Uyku Zaman›<br />

8. GÜN 29 A¤ustos 2009 Cumartesi<br />

7:30 Günayd›n<br />

8:00 Sabah Sporu <strong>ve</strong> Deniz<br />

9:00 Kahvalt›<br />

10:00 10. OTURUM / SÖYLEfi‹:<br />

<strong>Yaflanabilir</strong> <strong>Gelecek</strong> ‹çin Medya <strong>ve</strong><br />

‹letiflim<br />

En<strong>ve</strong>r AYSEVER<br />

(Yazar-Edebiyatç›-TV Programc›s›)<br />

‹lyas BAfiSOY (Yazar-Reklamc›)<br />

12:30 Ö¤le Yeme¤i<br />

14:00 Atölye Çal›flmalar›<br />

<strong>Yaflanabilir</strong> <strong>Gelecek</strong> ‹çin Sinema <strong>ve</strong><br />

Belgesel<br />

Özcan ALPER<br />

(Sonbahar Filmi Yönetmeni)<br />

Orhan ESK‹KÖY (Belgesel Yönetmeni)<br />

Senem AYTAÇ (Editör-Sinema Yazar›)<br />

18:00 Atölye Çal›flmalar›<br />

Spor Turnuvalar› Final<br />

19:30 Ayr›l›k Yeme¤i<br />

20:30 Kat›l›m Belgelerinin Verilmesi <strong>ve</strong> Atölye<br />

Çal›flmalar› Ödül Töreni<br />

0:00 Uyku Zaman›<br />

9. GÜN 30 A¤ustos 2009 Pazar<br />

(9. Kampta Buluflmak Üzere)<br />

7:30 Günayd›n<br />

8:00 Sabah Sporu <strong>ve</strong> Deniz<br />

9:30 Kahvalt›<br />

10:30 Çad›rlar›n Toplanmas›<br />

13:00 Ö¤le Yeme¤i, Dinlenme <strong>ve</strong> Deniz<br />

14:00 Çevre Temizli¤i<br />

15:00 Kamp Kapan›fl›<br />

ATÖLYE ÇALIfiMALARI<br />

Sinema Atölyesi (Belgesel çekim teknikleri)<br />

Özcan ALPER (Yönetmen)<br />

Orhan ESK‹KÖY (Yönetmen)<br />

Senem AYTAÇ (Editör-Sinema Yazar›)<br />

Yaz›n Atölyesi (Edebiyat üzerine)<br />

En<strong>ve</strong>r AYSEVER (Yazar-Edebiyatç›)<br />

Düflün Atölyesi (Cin Fikirler Atölyesi)<br />

‹lyas BAfiSOY (Yazar-Reklamc›)<br />

Belgesel Atölyesi-(Köy Enstitüleri üzerine)<br />

Deniz YEfi‹L (Araflt›rmac›-Yönetmen)<br />

Heykel <strong>ve</strong> Seramik Atölyesi<br />

Yusuf ÖN (Seramik Sanatç›s›)<br />

Dans Atölyesi<br />

Ozan FIRAT (Dans E¤itmeni)<br />

Resim <strong>ve</strong> Karikatür Atölyesi<br />

S. Selçuk SAVCI (HKMO ‹zmir fiube<br />

Yönetim Kurulu Üyesi)<br />

Kamp Gazete Atölyesi<br />

A. Ülkü KUTLU (HKMO Gen. Sayman›)<br />

Foto¤raf Atölyesi<br />

fiiir Atölyesi<br />

Tiyatro <strong>ve</strong> Do¤açlama Atölyesi<br />

Forum Atölyesi<br />

Halk Oyunlar› Atölyesi<br />

Müzik Atölyesi<br />

<strong>Harita</strong> <strong>ve</strong> <strong>Kadastro</strong> Mühendisleri Odas› ‹zmir fiubesi 8. Yaz E¤itim Kamp› - 2009 Foça/‹zmir 3


Ö Z G E Ç M ‹ fi<br />

KATILIMCI ÖZGEÇM‹fiLER‹<br />

2. Gün Sabah Oturumu<br />

Ali Fahri ÖZTEN<br />

HKMO Genel Baflkan›<br />

1963 y›l›nda Trabzon’un Maçka ilçesinde<br />

do¤du. ‹lk, orta <strong>ve</strong> lise ö¤renimini<br />

Trabzon’da tamamlad›. 1986’da<br />

Karadeniz Teknik Üni<strong>ve</strong>rsitesi’ nden<br />

mezun oldu. Ayn› y›l yüksek lisans›na<br />

bafllad›. 1987 y›l›nda ‹ller Bankas›nda<br />

göre<strong>ve</strong> bafllad›.1992-1995 y›llar›nda<br />

Kamu Emekçileri Sendikas› Kurucu<br />

Üyeli¤i <strong>ve</strong> Yönetim Kurulu Üyeli¤i<br />

yapt›. 2003-2005 tarihleri aras›nda ‹ller<br />

Bankas› Mensuplar› Sosyal Yard›mlaflma<br />

<strong>ve</strong> Emeklilik Vakf› Baflkanl›k<br />

görevini yürüttü.<br />

HKMO 34 <strong>ve</strong> 35’ inci dönem Örgütlenme<br />

Sekreterli¤i, 36,37,38’ inci dönem<br />

Genel Sekreterli¤i, 39 uncu dönem<br />

Yönetim Kurulu üyeli¤i <strong>ve</strong> 40’›nc›<br />

dönem Oda Baflkanl›¤› görevlerinde<br />

bulundu. 1995-2005 y›llar› aras›nda<br />

HKMO Bülten Yay›n Kurulu Üyeli¤i<br />

<strong>ve</strong> Genel Yay›n Yönetmeli¤i görevlerini<br />

sürdürdü. 2003-2006 y›llar› aras›nda<br />

HKMO Jeodezi, Jeoinformasyon <strong>ve</strong><br />

Arazi Yönetimi Dergisi Genel Yay›n<br />

Yönetmenli¤i görevini yürüttü.<br />

HKMO <strong>ve</strong> TMMOB’nin çal›flma grubu<br />

<strong>ve</strong> komisyonlar› ile panel, forum,<br />

sempozyum <strong>ve</strong> kongrelerinde çeflitli<br />

görevler alarak çal›flmalara kat›ld›.<br />

Halen HKMO Genel Baflkanl›¤› görevini<br />

yürütmektedir.<br />

3. Gün Sabah Oturumu<br />

Prof. Dr. Hülya KOÇ<br />

Dokuz Eylül Üni<strong>ve</strong>rsitesi<br />

Ege Üni<strong>ve</strong>rsitesi Güzel Sanatlar Fakültesi<br />

Mimarl›k Bölümü mezunu.<br />

Yüksek lisans›n› ayn› üni<strong>ve</strong>rsitenin<br />

flehir planlama bölümünde flehir mimarl›¤›<br />

bölümünde tamamlad›. DEÜ<br />

Fen Bilimleri Enstitüsü fiehir <strong>ve</strong> Bölge<br />

Planlama Ana Bilim Dal›nda doktoras›n›<br />

1989 y›l›nda tamamlad›. Tez konusu<br />

“Kentsel Konut Sunumuda Konut<br />

Kooperatiflerinin Etkinlikleri<br />

Üzerine Bir Araflt›rma: ‹zmir örne¤idir.”<br />

1983 y›l›nda DEÜ Mühendislik<br />

<strong>ve</strong> Mimarl›k Fakültesi fiehir <strong>ve</strong> Bölge<br />

Planlama Bölümünde Araflt›rma Görevlisi<br />

olarak göre<strong>ve</strong> bafllad›. 1991 y›-<br />

l›nda yard›mc› doçent, 1995 y›l›nda<br />

doçent, 2002 y›l›nda profesör oldu.<br />

Konut politikalar›, toplu konutlar,<br />

sosyal konutlar, yaya mekanlar›, engelsiz<br />

mekan tasar›m›, k›y› düzenlemeleri<br />

özellikle ilgilendi¤i konular<br />

aras›nda. Halen DEÜ Mimarl›k Fakültesi<br />

fiehir Bölge Planlamada Bölümünde<br />

ö¤retim üyesi olarak görev<br />

yapmaktad›r.<br />

Hüseyin ÜLKÜ<br />

HKMO Eski Genel Baflkan›<br />

1943’te Mu¤la-Paflap›nar Köyü’nde<br />

do¤du. ‹lkokulu Bay›r’da Erkek Sanat<br />

Enstitüsü’nü Mu¤la <strong>ve</strong> Ankara’da bitirdi.<br />

‹stanbul Yüksek Teknik Okulu’ndan<br />

(YTÜ) 1963 y›l›nda mezun<br />

oldu. TODA‹E’de Yönetim Bilimi Uzmanl›k<br />

E¤itimi gördü. 1963-1973 y›llar›nda<br />

Bergama <strong>ve</strong> Mu¤la Tapulama<br />

Bölge Müdürlükleri’nde Kontrol Mühendisli¤i<br />

yapt›. 1971-1973 y›llar›nda<br />

HKMO Yönetim Kurulu Üyeli¤i <strong>ve</strong><br />

Genel Sekreterlik, 37, 38 <strong>ve</strong> 39. dönem<br />

Oda Baflkanl›¤› görevlerinde bulundu.<br />

Varl›k, Dost, Su, Beflkaza, Ferayi<br />

<strong>ve</strong> Güç adl› dergilerde fliirleri yay›mland›.<br />

1973-1980 y›llar› aras›nda<br />

iki dönem Mu¤la Belediye Meclis<br />

Üyeli¤i, 1989-1994 y›llar› aras›nda<br />

Mu¤la ‹l Genel Meclis üyeli¤i yapt›.<br />

Hasan ZENG‹N<br />

HKMO Adana fiube Baflkan›<br />

1963 y›l›nda Trabzon’da do¤du. 1985<br />

y›l›nda KTÜ’den mezun oldu. fiube<br />

yazmanl›¤› <strong>ve</strong> baflkanl›¤› görevlerinde<br />

bulundu. Halen ‹ller Bankas› 8.<br />

Bölgede görev yapmaktad›r.<br />

3. Gün Son Oturum<br />

Prof.Dr. Kamil Okyay SINDIR<br />

Bornova Belediye Baflkan›<br />

1962 y›l›nda Bornova’da do¤an SIN-<br />

DIR, 1984 y›l›nda Ege Üni<strong>ve</strong>rsitesi<br />

Ziraat Fakültesinde Lisans, 1988 y›-<br />

l›nda EÜ Fen Bilimleri Enstitüsü, Tar›msal<br />

Mekanizasyon Anabilim Dal›nda<br />

Yüksek Lisans, 1989-1993 y›llar›nda<br />

Freedon From Hunger (Açl›kla<br />

Mücadele) bursu ile ‹ngiltere,<br />

Cranfield Üni<strong>ve</strong>rsitesinde doktora<br />

çal›flmas›n› tamamlam›flt›r. 1997 y›-<br />

l›nda yard›mc› doçent, yine ayn› y›lda<br />

doçent <strong>ve</strong> 2004 y›l›nda profesör ünvan›na<br />

hak kazanm›flt›r.<br />

TMMOB Ziraat Mühendisleri ‹zmir<br />

fiubesi Yönetim Kurulu Baflkanl›¤›,<br />

TMMOB il koordinasyon kurulu sekreterli¤ini<br />

yürütmüfl, ‹nsan Haklar› ‹l<br />

Kurulunda TMMOB il temsilcisi, Güneydo¤u<br />

Avrupa Ziraat Mühendisleri<br />

Birli¤i 2007-2010 dönem baflkan› kurucu<br />

koordinatörlü¤ü, 2008’den itibaren<br />

Ulusal Zeytin <strong>ve</strong> Zeytinya¤›<br />

Konseyi yönetim kurulu üyeli¤i devam<br />

etmekte olan S›nd›r halen Bornova<br />

Belediye Baflkan›d›r. Birçok<br />

konsey <strong>ve</strong> kurulda görev alm›fl S›nd›r<br />

alt›s› kitap, biri uluslararas› kitap olmak<br />

üzere ço¤u uluslararas› olmak<br />

üzere 120 varan eseri bulunmaktad›r.<br />

Ayr›ca çeflitli gazete <strong>ve</strong> dergi, sanat<br />

yay›n organlar›nda köfle yaz›lar› <strong>ve</strong><br />

makaleleri bulunmaktad›r.<br />

Muzaffer Salih ERTAN<br />

Elektrik Mühendisleri Odas› ‹zmir<br />

fiubesi<br />

ODTÜ Elektrik Mühendisli¤i Bölümü<br />

mezunu olan Ertan Elektrik Mühendisleri<br />

Odas› ‹zmir fiubesinde, Bölgemizde<br />

uygulanan enerji politikalar›n›<br />

izleyerek, elektrik enerjisi konusunda<br />

kamuoyunu do¤ru bilgilendirecek<br />

görüfl <strong>ve</strong> önerilerini içeren 2008 <strong>ve</strong><br />

2009 y›l› enerji raporunu oluflturmak<br />

olan Enerji Kurulunun üyesidir. Önceki<br />

dönemlerde nükleer enerji izleme<br />

komisyonu, yenilenebilir enerji<br />

kaynaklar› üzerinde çal›flmalar› vard›r.<br />

4. Gün Sabah Oturumu<br />

Prof. Dr. Aziz KONUKMAN<br />

Gazi Üni<strong>ve</strong>rsitesi ‹‹BF<br />

1955 Sinop do¤umlu, 1978’de ODTÜ<br />

‹ktisat bölümünü bitirdi, araflt›rma<br />

görevlisi olarak çal›flt›. Daha sonra<br />

kamu kurumlar›nda üst düzey görevlerde<br />

bulundu. Halen Gazi Üni<strong>ve</strong>rsitesi<br />

‹ktisat bölümünde profesör olarak<br />

görev yap›yor. Türk-‹fl’de dan›flmanl›k<br />

yapan Konukman Emek Platformuna<br />

kat›larak çal›flmalarda bulunuyor.<br />

4<br />

<strong>Harita</strong> <strong>ve</strong> <strong>Kadastro</strong> Mühendisleri Odas› ‹zmir fiubesi 8. Yaz E¤itim Kamp› - 2009 Foça/‹zmir


Ö Z G E Ç M ‹ fi<br />

Prof. Dr. Hayri KOZANO⁄LU<br />

Marmara Üni<strong>ve</strong>rsitesi ‹‹BF<br />

1956 y›l›nda Adana’da do¤ru. ODTÜ<br />

Endüstri Mühendisli¤i bölümünü bitirdikten<br />

sonra Marmara Üni<strong>ve</strong>rsitesi<br />

‹flletme bölümüne araflt›rma görevlisi<br />

olarak girdi. Yüksek Lisans <strong>ve</strong> doktoras›n›<br />

‹flletme Finansman› konusunda<br />

yapt›. 1992 y›l›nda Marmara Üni<strong>ve</strong>rsite<br />

‹ngilizce ‹ktisat bölümüne girdi,<br />

halen ayn› bölümde iktisat bölümü<br />

profesörüdür. Profesör Doktor Hayri<br />

Kozano¤lu iki dönem Özgürlük <strong>ve</strong><br />

Dayan›flma Partisi Baflkanl›¤›nda bulunmufltur.<br />

Adnan BOSTANCIO⁄LU<br />

Yazar, Gazeteci, NTV<br />

1961 y›l›nda Ankara’da do¤du. OD-<br />

TÜ ‹ktisat bölümünde okudu. Baz›<br />

bas›n yay›n organlar›nda çal›flt›. fiu<br />

anda NTV’de çal›flmakta olan Bostanc›o¤lu,<br />

ayr›ca Birgün gazetesinde yaz›<br />

yazmaktad›r.<br />

5. Gün Oturumu<br />

Prof. Dr. Tanay S›dk› UYAR<br />

Marmara Üni<strong>ve</strong>rsitesi Müh. Fak.<br />

Marmara Üni<strong>ve</strong>rsitesi görevli. Bo¤aziçi<br />

Mühendislik Fakültesinden 1976<br />

y›l›nda elektrik mühendisi olarak mezun<br />

oldu. 1991-94 y›llar› aras›nda<br />

TÜB‹TAK Marmara Bilimsel Araflt›rma<br />

Merkezinde Uzman araflt›r›c› olarak<br />

çal›flt›. 1989 y›l›nda Türkiye ‹statistikleri<br />

projesini tamamlayarak Türkiye’deki<br />

önemli rüzgar gücünden<br />

elektrik üretme potansiyelinin bulundu¤unu<br />

kan›tlad›. 1990 Y›l›nda Y›ld›z<br />

Teknik Üni<strong>ve</strong>rsitesi Makina Mühendisli¤inden<br />

doktora tezini ald›. Tezini<br />

Türkiye linyitlerinden s›v› kar›fl›m›<br />

kar›fl›mlar›n›n haz›rlanmas› <strong>ve</strong> yak›lmas›n›n<br />

incelenmesi konusunda tamamlad›.<br />

1994-2000 y›llar› Kocaeli<br />

üni<strong>ve</strong>rsitesi Teknik E¤itim Fakültesinde<br />

yard›mc› doçent olarak görev<br />

yapt›. Halen Marmara Üni<strong>ve</strong>rsitesinde<br />

Yenilenebilir Enerji dal›nda profesör<br />

olarak çal›flmaktad›r. Marmara<br />

Üni<strong>ve</strong>rsitesi Yeni Teknolojiler Araflt›rma<br />

<strong>ve</strong> Uygulama Merkezi Müdürüdür.<br />

TMMOB Çevre Koruma Platformu<br />

Koordinasyonu <strong>ve</strong> EMO Enerji<br />

Komisyonu Üyesidir.<br />

Güneflin AYDEM‹R<br />

Bu¤day Derne¤i<br />

Atlas Dergisi Yazar›<br />

Bu¤day Derne¤i, Atlas Dergisi yazar›.<br />

Aktivist do¤a koruma kimli¤i ile tan›nmaktad›r.<br />

Bu¤day Derne¤i <strong>ve</strong> Do-<br />

¤a Derne¤i üyesi. 1990 y›l›ndan itibaren<br />

Bu¤day Derne¤i ile birlikte birçok<br />

aktivitelerde bulunmufltur. Ekolojik<br />

dengeyi sa¤lamak ad›na çal›flmalar›na<br />

devam etmektedir.<br />

6. Gün Oturumu<br />

Prof. Dr. fiadan GÖKOVALI<br />

fiair, Yazar, Gazeteci,<br />

fiadan GÖKOVALI ço¤umuzun bildi-<br />

¤i bir isim. Kendisi 2009’da “Alt›n<br />

Y›l”›n› yafl›yor. Çünkü, gazetecilik <strong>ve</strong><br />

ard›ndan iletiflim bilimleri dal›nda yar›m<br />

yüzy›l› doldurdu.<br />

fiadan, soyad›¤›ndan da belli: Gökova’l›.<br />

‹zmir ‹ktisadi Ticari ‹limler Akademisini<br />

bitirdikten sonra “Turizm”<br />

dal›nda “Üni<strong>ve</strong>rsite Doktoru”, “‹letiflim”<br />

dal›nda “Üni<strong>ve</strong>rsite Doçenti” <strong>ve</strong><br />

“Profesörü” ünvan <strong>ve</strong> yetkisine hak<br />

kazand›. 1980’den bu yana ‹zmir üni<strong>ve</strong>rsitelerinde<br />

ö¤retim üyeli¤i yap›-<br />

yor.<br />

Araflt›rma, dizi yaz›, turizm vb dallar›nda<br />

birçok ödülü var. “Y›l›n Gazetecisi”<br />

seçildi. “Efes”, “Fethiye” <strong>ve</strong><br />

“Bergama”y› en iyi anlatan yazar ünvanlar›n›<br />

kazand›. Türk Dil Kurumu<br />

“Radyo-TV Dil Ödülü”nü ald›. Kültür<br />

Bakanl›¤› taraf›ndan “Anadolu Uygarl›¤›na<br />

Katk›” ödülüne lay›k görüldü.<br />

Halikarnas Bal›kç›s› <strong>ve</strong> Azra Erhat taraf›ndan<br />

“manevi evlat” edildi. Bal›kç›’m›z›n<br />

tüm yap›klar›n› bas›ma haz›rl›yor.<br />

Kendisinin, çeflitli dillerde<br />

yay›nlanm›fl kitaplar›n›n say›s› 30’u<br />

buluyor.<br />

6. Gün Söyleflisi<br />

Özcan ALPER<br />

Yönetmen-Senarist<br />

1975 Artvin-Hopa do¤umlu. Trabzon<br />

Lisesi'nden mezun oldu. 1992 y›l›nda<br />

‹stanbul Üni<strong>ve</strong>rsitesi Fen Fakültesi<br />

Fizik Bölümü'ne bafllad›. 1996 y›l›nda<br />

ise ‹stanbul Üni<strong>ve</strong>rsitesi Bilim Tarihi<br />

bölümüne girdi <strong>ve</strong> 2003 y›l›nda mezun<br />

oldu. 1996 y›l›ndan itibaren Mezopotamya<br />

Kültür Merkezi, Naz›m<br />

Kültür Merkezi gibi yerlerde sinema<br />

atölyesi çal›flmalar›na kat›ld›. 2000<br />

y›l›ndan aralar›nda Yeflim Ustao¤lu'nun<br />

filmlerinin de oldu¤u çeflitli<br />

sinema filmlerinde asistanl›k yapt›.<br />

Yönetmenin di¤er çal›flmalar›: "Momi"<br />

K›sa Hemflince çekilen ilk filmdir.<br />

"Tokai City'de Melankoli <strong>ve</strong> Rapsodi"<br />

ise Japonya'da çekilmifl bir belgeseldir.<br />

"Bir Bilimadam›yla Zaman<br />

Enleminde Yolculuk" imza att›¤› di-<br />

¤er belgeselidir<br />

Senem AYTAÇ<br />

Editör-Sinema Yazar›<br />

1978’de Ankara’da do¤an Senem Aytaç,<br />

ODTÜ Psikoloji Bölümü’nde lisans<br />

e¤itimini tamamlad›. Üni<strong>ve</strong>rsite’den<br />

mezun olduktan sonra ‹stanbul’a<br />

tafl›n›p bir y›l çeflitli ifllerde çal›flt›ktan<br />

sonra, 2000 y›l›nda Bilgi<br />

Üni<strong>ve</strong>rsitesi Sinema-TV Bölümü’nde<br />

yüksek lisans e¤itimine bafllad›. Ayn›<br />

bölümde 2001-2005 y›llar› aras›nda<br />

‘Araflt›rma Görevlisi’ olarak çal›flt›.<br />

2004’ten itibaren yaz›lar›yla katk›da<br />

bulundu¤u Altyaz› Ayl›k Sinema Dergisi’ndeki<br />

yay›n kurulu üyeli¤ini <strong>ve</strong><br />

2006’dan itibaren yürüttü¤ü içerik<br />

koordinatörlü¤ü görevini halen sürdürmekte.<br />

7. Gün Oturumu<br />

Prof.Dr. Haluk KONAK<br />

Kocaeli Üni. JFM Bölüm Baflkan›<br />

1960 y›l›nda Maçka’da do¤du. 1982<br />

y›l›nda lisans, 1986 y›l›nda yüksek lisans<br />

<strong>ve</strong> 1995 y›l›nda doktora e¤itimini<br />

tamamlayan KONAK 1996-2001<br />

y›llar› aras›nda Yrd. Doç. olarak Karadeniz<br />

Teknik Üni<strong>ve</strong>rsitesi Mühendislik<br />

<strong>ve</strong> Mimarl›k Fakültesi Jeodezi <strong>ve</strong><br />

Fotogrametri Mühendisli¤inde görev<br />

yapt›. 2001 y›l›nda Kocaeli Üni<strong>ve</strong>rsitesi<br />

Mühendislik Fakültesi, Jeofizik<br />

Mühendisli¤i Bölümü Uygulamal› Jeofizik<br />

Anabilim Dal›’nda Doçentlik<br />

ünvan›n› ald›. 2005 y›l›nda Kocaeli<br />

Üni<strong>ve</strong>rsitesi Jeodezi <strong>ve</strong> Fotogrametri<br />

Mühendisli¤i Bölümünde Profesör<br />

ünvan›n› alan KONAK, 2006 y›l›ndan<br />

bu yana Bölüm Baflkanl›¤› görevini<br />

sürdürmektedir.<br />

<strong>Harita</strong> <strong>ve</strong> <strong>Kadastro</strong> Mühendisleri Odas› ‹zmir fiubesi 8. Yaz E¤itim Kamp› - 2009 Foça/‹zmir 5


Ö Z G E Ç M ‹ fi<br />

Prof. Dr. Dursun Z. fiEKER<br />

G‹FU Un., ‹TÜ Geomatik Müh.<br />

1985 ‹TÜ ‹nflaat Fakültesi Jeodezi <strong>ve</strong><br />

Fotogrametri Müh. Bölümünden mezun<br />

oldu. 1988 y›l› ‹TÜ Fen Bilimleri<br />

Enstitüsü Yüksek Lisans›n› tamamlad›.<br />

Doktoras›n› 1993 y›l›nda ‹TÜ<br />

Fen Bilimleri Enstitüsünde bitirdikten<br />

sonra ayn› üni<strong>ve</strong>rsitede profesörlük<br />

ünvan›n› ald›. Araflt›rma konular›<br />

yersel fotogrametri, CBS, Digital Fotogrametri.<br />

Japonya’da G‹FU Üni<strong>ve</strong>rsitesinde<br />

Ri<strong>ve</strong>r Basin Researc Center’da<br />

“Su Havzalar›nda CBS kullan›-<br />

m›” konusunda araflt›rma yapmak <strong>ve</strong><br />

seminerler <strong>ve</strong>rmek üzere misafir ö¤retim<br />

üyesi olarak görev yapmaktad›r.<br />

Prof.Dr. Haluk ÖZENER<br />

Bo¤aziçi Üni<strong>ve</strong>rsitesi<br />

1984 y›l›nda ‹stanbul Vefa Lisesinden<br />

mezun oldu. Lisans e¤itimini ‹stanbul<br />

Teknik Üni<strong>ve</strong>rsitesi, Jeodezi <strong>ve</strong><br />

Fotogrametri Mühendisli¤i Bölümünde<br />

1984-1988 y›llar› aras›nda tamamlad›.<br />

1988-1989 y›llar› aras›nda<br />

Bo¤aziçi Üni<strong>ve</strong>rsitesinde yabanc› dil<br />

e¤itimi ald›. 1989-1992 y›llar›nda Bo-<br />

¤aziçi Üni<strong>ve</strong>rsitesinde yüksek lisans<br />

e¤itimini tamamlad›. Bo¤aziçi Üni<strong>ve</strong>rsitesi<br />

Kandilli Rasathanesi <strong>ve</strong> Deprem<br />

Araflt›rma Enstitüsü Jeodezi<br />

Anabilim dal›nda görev yapmaktad›r.<br />

7. Gün ‹kinci Oturum<br />

Mehmet SO⁄ANCI<br />

TMMOB Baflkan›<br />

1958 Samsun Ladik do¤umlu. 1985<br />

y›l›nda ODTÜ Makina Mühendisli-<br />

¤inden mezun oldu. 1994-2002 Makina<br />

Mühendisleri Odas› Yökenit Kurulu<br />

Baflkanl›¤› görevinde bulundu.<br />

2004 y›l›ndan bu yana TMMOB Yönetim<br />

Kurulu Baflkanl›¤›n› yürütüyor.<br />

Özel sektörde tesisat mühendisli¤i<br />

alan›nda proje yöneticisi olarak<br />

çal›flmaktad›r<br />

Nail GÜLER<br />

TMMOB II. Baflkan›<br />

1959 y›l›nda Tokat Aktepe do¤umlu.<br />

1983 y›l›nda Y›ld›z Teknik Üni<strong>ve</strong>rsitesi-<br />

<strong>Harita</strong> <strong>ve</strong> <strong>Kadastro</strong> Mühendisli¤i<br />

Bölümü’nden mezun oldu. 1983’de<br />

‹stanbul Belediyesi Mesken <strong>ve</strong> Gecekondu<br />

‹flleri Müdürlü¤ünde <strong>Harita</strong><br />

Mühendisi olarak bafllad›. 1988-1990<br />

TMMOB-HKMO ‹stanbul fiubesi Yönetim<br />

Kurulu Üyeli¤i, 1990-1992<br />

TMMOB-HKMO ‹stanbul fiube Yönetim<br />

Kurulu Yazman Üyeli¤i yapt›. ‹stanbul<br />

Büyükflehir Belediyesi Mesken<br />

<strong>ve</strong> Gecekondu ‹flleri Müdürlü¤ü yapt›.<br />

1998-2000 TMMOB-HKMO ‹stanbul<br />

fiubesi Yönetim Kurulu II. Baflkan<br />

Üyeli¤i, TMMOB Yönetim Kurulu<br />

Üyeli¤i yapm›flt›r. Bu dönem<br />

TMMOB II. Baflkan› olarak görevini<br />

sürdürmektedir.<br />

7. Gün Akflam Söylefli<br />

Prof. Dr. Muhammed fiAH‹N<br />

‹TÜ Rektörü<br />

Prof. Dr. Muhammed fiahin, 1965 y›-<br />

l›nda Rize, Pazar'da do¤mufltur. 1987<br />

y›l›nda ‹TÜ ‹nflaat Fakültesi jeodezi<br />

<strong>ve</strong> fotogrametri mühendisli¤i bölümünden<br />

mezun oldu. 1991'de Uni<strong>ve</strong>rsity<br />

College London'dan master <strong>ve</strong><br />

1994 y›l›nda Uni<strong>ve</strong>rsity of Newcastle<br />

upon Tyne'dan Doktora derecelerini<br />

ald›. 1996'da doçent <strong>ve</strong> 2002 y›l›nda<br />

profesör oldu. 2008 y›l›ndan itibaren<br />

‹TÜ rektörlü¤ü görevine bafllam›flt›r.<br />

8. Gün Sabah Oturumu<br />

En<strong>ve</strong>r AYSEVER<br />

Yazar, Edebiyatç›, TV Programc›s›<br />

1971 ‹stanbul do¤umlu. Mimar Sinan<br />

Üni<strong>ve</strong>rsitesi Sosyoloji Bölümü mezunu.<br />

Uzun y›llar Tiyatro Çisenti’nin<br />

Sanat Yönetmenli¤i’ni yapt›. “Durdurulmufl<br />

Zaman›n Foto¤raf›”, “Renkler<br />

<strong>ve</strong> Günce”, “Ya¤murla Gelen Yüzler”,<br />

“Yabanc›’da Camus”, “Aç›k Evlilik”,<br />

“Dilekçe”, “Frankie and Johnny”,<br />

“Bir ‹stanbul Masal›”, “fiimdi Yafla<br />

Sonra Öde”, Attilâ ‹lhan fliirlerinden<br />

oyunlaflt›rd›¤› “Ne Kad›nlar Sevdim”<br />

sahneye koydu¤u oyunlardan baz›lar›.<br />

“Bebifller Karnaval›”, “Renkler<br />

Cumhuriyeti”, “Beyaz Difller Ülkesi”,<br />

“Günefli Güldüren Soytar›”, “Kakaolu<br />

Olsun”, “Yaflamak Güzel Arkadafl›m”<br />

adl› çocuk oyunlar›n› yazd›, yönetti.<br />

Bu oyunlar› “Çocuk Oyunlar›<br />

1” adl› bir kitapta toplad›. TV8’de<br />

“Laci<strong>ve</strong>rt”, NTV Radyo’da “Kurflun<br />

Kalem” adl› edebiyat programlar›n›<br />

haz›rlay›p sundu. Finansal Forum gazetesinde<br />

köfle yazarl›¤› yapt›. Varl›k,<br />

Gösteri, ‹nsanc›l, Cumhuriyet gibi<br />

gazete <strong>ve</strong> dergilerde makale, deneme,<br />

araflt›rma yaz›lar› yay›nlad›. Halen<br />

Do¤ufl Üni<strong>ve</strong>rsitesi Kültür Sanat Yönetmenli¤i’ni<br />

yürütmekte, ayn› üni<strong>ve</strong>rsitede<br />

yazarl›k atölyesi çal›flmalar›n›<br />

sürdürmektedir. “Televizyon Gazetecili¤i”,<br />

“Sahne Sanatlar›” derslerini<br />

de <strong>ve</strong>ren yazar, Remzi Kitap Gazetesi’nin<br />

Genel Yay›n Yönetmenli¤i’ni<br />

sürdürmektedir. Akbank Kültür Sanat<br />

Merkezi’nde “Ay›n Güncesi” ad›<br />

alt›nda halka aç›k kültür, sanat tart›flmalar›<br />

düzenlemifltir. Uzun süre TV8<br />

“Haber Aktif” program›n›n içinde<br />

“Yaz›n Aktif” köflesinin sürekli konu-<br />

¤u olarak yorum <strong>ve</strong> elefltiriler yapan<br />

yazar›n; “Geç Kalm›fl Romantik” adl›<br />

öykü, “Bir An Bin Parça” adl› roman,<br />

“Nas›l Yazar Olunur”, “Yaral›s›n Türkiye”<br />

adl› deneme kitaplar› bulunmaktad›r.<br />

Halen Skytürk televizyonunda<br />

“Ayk›r› Sorular” <strong>ve</strong> “Laci<strong>ve</strong>rt”<br />

adl› siyasal tart›flma <strong>ve</strong> edebiyat programlar›n›<br />

haz›rlay›p, sunan yazar,<br />

2007 Yunus Nadi Roman Ödülü sahibidir.<br />

‹lyas BAfiSOY<br />

Yazar, Reklamc›<br />

1983 y›l›nda F›rt dergisinde ilk mizah<br />

yaz›s› yay›nland›. Bu tarihten<br />

sonra G›rg›r, Avni, H›b›r, Piflmifl Kelle<br />

dergilerinde yaz›lar› <strong>ve</strong> öyküleri<br />

ç›kt›. Limon Dergisi’nde düzenli yaz›lar›<br />

da ç›kan ‹lyas Baflsoy çeflitli<br />

edebiyat dergilerinde kitap elefltirilerinde<br />

bulundu. 1985 y›l›nda Bursa’daki<br />

yerel bir gazeteye girdi <strong>ve</strong><br />

gençlik köflesi ç›kartt›. Arabesk <strong>ve</strong><br />

Heavy Metal müzikleri ile ilgili yapt›-<br />

¤› yaz› dizileri ‹stanbul bas›n›n da ilgisini<br />

çekti. 1989’da Cumhuriyet Gazetesi’nde<br />

haber merkezinden ifle kabul<br />

edilme flans›n› yakalam›fl olmas›-<br />

na ra¤men, e¤itim gerekçesiyle bu ifli<br />

sürdüremedi. Radikal ‹ki gazetesinde<br />

yaz›lar› yay›nlanm›flt›r. Halen her pazartesi<br />

Birgün Gazetesi'nde gün›fl›¤›-<br />

n› aramaktad›r. Yaz›, yorum <strong>ve</strong> kitaplar›nda<br />

Metin Ünkazanan <strong>ve</strong> Tayfun<br />

Y›lmaz takma isimlerini de kullanm›flt›r.<br />

Yüksek Volüm adl› bir öykü<br />

kitab›, ÖSS Matematik’te 20 Soru Garanti<br />

adl› bir ders kitab› <strong>ve</strong> Reklamc›<br />

Nedir Nas›l Reklamc› Olunur adl›<br />

deneysel bir çal›flmas› yay›nland›.<br />

6<br />

<strong>Harita</strong> <strong>ve</strong> <strong>Kadastro</strong> Mühendisleri Odas› ‹zmir fiubesi 8. Yaz E¤itim Kamp› - 2009 Foça/‹zmir


KATILIMCILAR<br />

Ö⁄RENC‹LER<br />

JEODEZ‹ VE FOTOGRAMETR‹<br />

MÜHEND‹SL‹⁄‹ BÖLÜMÜ<br />

Afyon Kocatepe Üni<strong>ve</strong>rsitesi<br />

Rabia Reyhan KOCAKAYA<br />

Seda YILDIZ<br />

Erciyes Üni<strong>ve</strong>rsitesi<br />

Fatmagül GÜZEL<br />

Hasan Ali SALMAN<br />

Kemal GENÇ<br />

Gümüflhane Üni<strong>ve</strong>rsitesi<br />

Koray U¤ur GÜNEfi<br />

Mahmut Sami ÖZBEK<br />

Sad›k EREZER<br />

Sedat SEVER<br />

Yaflar F‹DANCI<br />

‹stanbul Teknik Üni<strong>ve</strong>rsitesi<br />

Ahmet Engin ERKAN<br />

Do¤a DEM‹RTAfi<br />

M. Kadri O¤uzhan ULUTAfi<br />

Mustafa Onur G‹R‹fiKEN<br />

Karadeniz Teknik Üni<strong>ve</strong>rsitesi<br />

Ali ‹PEK<br />

Baflak ERNEZ<br />

Burcu YURT<br />

Cem ÖZENTÜRK<br />

Ça¤r› ADA<br />

Emre KARAGÖZ<br />

Ferda YANIK<br />

Gizem fiARLAK<br />

Kerim ATAMAN<br />

Özer AKYÜREK<br />

Sinem YAVUZ<br />

Tu¤ba AKDA⁄<br />

Ufuk KANSU<br />

Volkan B‹LG‹N<br />

Yusuf AYDIN<br />

Kocaeli Üni<strong>ve</strong>rsitesi<br />

Berivan YA⁄IZ<br />

Efe ERTEK‹N<br />

Gökçe Deniz KINAY<br />

Mahir SEVER<br />

Pelin ÇA⁄AN<br />

Ondokuz May›s Üni<strong>ve</strong>rsitesi<br />

Ayfle Gülcan GÜNER<br />

Damla ERDO⁄AN<br />

Emrah TEPE<br />

‹hsan EGEMEN RE‹S<br />

Selçuk Üni<strong>ve</strong>rsitesi<br />

Alper ÖZGÜR<br />

Ba¤›fl Tayyip YILMAZ<br />

Bilge TUMAN<br />

Burcu ÇEL‹KBAfi<br />

Esra SONEL<br />

‹brahim ÖZDEM‹R<br />

Mehmet Ali YÜCEL<br />

Y›ld›z Teknik Üni<strong>ve</strong>rsitesi<br />

Dicle Özge ÖZTÜRK<br />

Eylem TURAN<br />

Fatih KORKMAZ<br />

Fatma AKBABA<br />

Güliz TAfiKIRAN<br />

‹shak ALTAY<br />

Kemal AKBULUT<br />

Ça¤r› KAYNAR<br />

Ulafl F‹L‹Z<br />

Zonguldak Karaelmas<br />

Üni<strong>ve</strong>rsitesi<br />

Melih KARAASLAN<br />

Serap ÖZADA<br />

Sercan DO⁄ANAY<br />

ÇEVRE MÜHEND‹SL‹⁄‹<br />

BÖLÜMÜ<br />

Dokuz Eylül Üni<strong>ve</strong>rsitesi<br />

Mustafa Kemal AK<br />

ELEKTR‹K ELEKTRON‹K<br />

MÜHEND‹SL‹⁄‹ BÖLÜMÜ<br />

Karadeniz Teknik Üni<strong>ve</strong>rsitesi<br />

Serhat ÖZTÜRK<br />

ENDÜSTR‹ MÜHEND‹SL‹⁄‹<br />

BÖLÜMÜ<br />

Dokuz Eylül Üni<strong>ve</strong>rsitesi<br />

Özlem fiAH‹N<br />

ODTÜ<br />

Utkucan ARI<br />

JEOLOJ‹ MÜHEND‹SL‹⁄‹<br />

BÖLÜMÜ<br />

Karadeniz Teknik Üni<strong>ve</strong>rsitesi<br />

Erman B‹RBEN<br />

K‹MYA MÜHEND‹SL‹⁄‹<br />

BÖLÜMÜ<br />

Ege Üni<strong>ve</strong>rsitesi<br />

Tayfun EVC‹L<br />

MADEN MÜHEND‹SL‹⁄‹<br />

BÖLÜMÜ<br />

Dokuz Eylül Üni<strong>ve</strong>rsitesi<br />

Reha SEZEN<br />

Ozan AYKURT<br />

MAK‹NE MÜHEND‹SL‹⁄‹<br />

BÖLÜMÜ<br />

Çukurova Üni<strong>ve</strong>rsitesi<br />

Cem AVfiAR<br />

‹stanbul Teknik Üni<strong>ve</strong>rsitesi<br />

Umut Ça¤lar UZUN<br />

Mersin Üni<strong>ve</strong>rsitesi<br />

Salih KARA<br />

SU ÜRÜNLER‹<br />

MÜHEND‹SL‹⁄‹ BÖLÜMÜ<br />

Çukurova Üni<strong>ve</strong>rsitesi<br />

Mehmet Yunus KIZILTAfi<br />

fiEH‹R VE BÖLGE PLANLAMA<br />

BÖLÜMÜ<br />

Dokuz Eylül Üni<strong>ve</strong>rsitesi<br />

Adem KARABÖRKLÜ<br />

Ali GÜNGÖRMÜfi<br />

‹zmir Yüksek Teknoloji Enstitüsü<br />

Ezgi KUNDAKÇI<br />

<strong>Harita</strong> <strong>ve</strong> <strong>Kadastro</strong> Mühendisleri Odas› ‹zmir fiubesi 8. Yaz E¤itim Kamp› - 2009 Foça/‹zmir 7


KATILIMCILAR<br />

KATILIMCILAR<br />

AKADEM‹SYEN<br />

Prof.Dr. Aziz KONUKMAN (Gazi Üni<strong>ve</strong>rsitesi ‹ktisadi <strong>ve</strong><br />

‹dari Bilimler Fakültesi)<br />

Prof.Dr. Hayri KOZANO⁄LU (Marmara Üni<strong>ve</strong>rsitesi ‹‹BF<br />

- Endüstri Mühendisi)<br />

Prof.Dr. Hülya KOÇ (Dokuz Eylül Üni<strong>ve</strong>rsitesi fiehir <strong>ve</strong><br />

Bölge Planlama)<br />

Prof.Dr. Kamil Okyay SINDIR (Bornova Belediyesi<br />

Baflkan›-Ziraat Mühendisi)<br />

Prof.Dr. Tanay S›tk› UYAR (Marmara Üni<strong>ve</strong>rsitesi<br />

Mühendislik Fakültesi)<br />

Prof. Dr. Dursun Z. fiEKER (Gifu Uni<strong>ve</strong>rsity - ‹TÜ Jeodezi<br />

<strong>ve</strong> Fotogrametri Müh.)<br />

Prof. Dr. Haluk KONAK (Kocaeli Ünv. Jeodezi <strong>ve</strong><br />

Fotogrametri Müh. Bölüm Bflk.)<br />

Doç. Dr. Haluk ÖZENER (Bo¤aziçi Üni<strong>ve</strong>rsitesi)<br />

Doç. Dr.Çetin CÖMERT (KTÜ JFM Bölümü, HKMO CBS<br />

Komisyon Baflkan›)<br />

Doç. Dr. Ali Can DEM‹RKESEN (‹YTE fiBP-<strong>Harita</strong> Müh.)<br />

Prof.Dr.Onur GÜRKAN (Bo¤aziçi Üni<strong>ve</strong>rsitesi)<br />

Prof.Necla ULU⁄TEK‹N (‹TÜ, Geomatik Mühendisli¤i)<br />

GAZETEC‹ - YAZAR<br />

Adnan BOSTANCIO⁄LU (Yazar-Gazeteci-NTV msnbc<br />

Yay›n Yönetmeni)<br />

Prof. Dr. fiadan GÖKOVALI (fiair-Yazar-Gazeteci)<br />

En<strong>ve</strong>r AYSEVER (Yazar-Edebiyatç›-TV Programc›s›)<br />

‹lyas BAfiSOY (Yazar-Reklamc›)<br />

Güneflin AYDEM‹R (Bu¤day Derne¤i-Do¤a Korumac› -<br />

Atlas Dergisi Yazar›)<br />

SANATÇI - ATÖLYE E⁄‹TMEN‹<br />

Özcan ALPER (Yönetmen)<br />

Orhan ESK‹KÖY (Yönetmen)<br />

Senem AYTAÇ(Editör-Sinema Yazar›)<br />

Deniz YEfi‹L (Araflt›rmac›-Yönetmen)<br />

Yusuf ÖN (Seramik Sanatç›s›)<br />

Ozan FIRAT (Dans E¤itmeni)<br />

TMMOB YÖNET‹M KURULU <strong>ve</strong> BA⁄LI ODALAR<br />

Mehmet SO⁄ANCI (TMMOB Yönetim Kurulu Baflkan›)<br />

Nail GÜLER (TMMOB Yönetim Kurulu II. Baflkan›)<br />

Muzaffer Salih ERTAN (Elektrik Müh. Odas›-‹zmir fib.)<br />

HKMO GENEL MERKEZ YÖNET‹M KURULU<br />

Ali Fahri ÖZTEN (HKMO Genel Baflkan›)<br />

Fazl› Yaflar ÇET‹NTAfi (HKMO II. Baflkan)<br />

Ertu¤rul CANDAfi (HKMO Genel Sekreteri)<br />

Asiye Ülkü KUTLU (HKMO Genel Sayman›)<br />

Özkan TALAY (HKMO Yönetim Kurulu Üyesi)<br />

Ufuk Serdar ‹NC‹ (HKMO Örgütlenme Sekreteri)<br />

Ayhan B‹NGÖL (HKMO Genel Merkez Yedek Üye)<br />

HKMO ‹ZM‹R fiUBE YÖNET‹M KURULU<br />

Muhittin SELV‹TOPU (HKMO ‹zmir fiube Baflkan›)<br />

Ser<strong>ve</strong>t ALABALIK (HKMO ‹zmir fiube II. Baflkan›)<br />

Lütfi ÜNAL (HKMO ‹zmir fiube Sekreteri)<br />

‹brahim AYKOL (HKMO ‹zmir fiube Sayman›)<br />

S. Selçuk SAVCI (HKMO ‹zmir fiube Yönetim Kur. Üyesi)<br />

Okan ÖZEGE (HKMO ‹zmir fiube Yönetim Kur. Üyesi)<br />

Ömer GÜNGÖRMÜfi (HKMO ‹zmir fiube Yön. Kur. Üyesi)<br />

Mahmut Celalettin KIZILTAfi (HKMO ‹zmir fiube Ydk.<br />

Yönetim Kurulu Üyesi)<br />

Zerrin ERTAN (HKMO ‹zmir fiube Ydk. Yön. Kur. Üyesi)<br />

Özhan KAYNARCA (HKMO ‹zmir fiube Ydk. Yön. Kur. Ü.)<br />

Asl› TOPAL (HKMO ‹zmir fiube Ydk. Yön. Kur. Üyesi)<br />

HKMO KURULLARI<br />

Atakan SERT (HKMO Ankara fiube II.Baflkan›)<br />

Cemil CANDAfi (HKMO Temsilci)<br />

Do¤an Kamil AKSOY (HKMO Temsilci)<br />

Gürkan ÖZ (HKMO Denetleme Kurulu Üyesi)<br />

Halil ERKAYA (HKMO Onur Kurulu Üyesi)<br />

Halil KAYNARCA (HKMO Onur Kurulu Üyesi)<br />

Hasan ZENG‹N (HKMO Adana fiube Baflkan›)<br />

Hüseyin ÜLKÜ (HKMO Eski Genel Baflkan›)<br />

Mustafa ERDO⁄AN (HKMO Ankara fiube Yön. Kur. Üyesi)<br />

Prof. Hüseyin ERKAN (HKMO <strong>Kadastro</strong> Komis. Bflk.)<br />

Prof.Dr. Ahmet YAfiAYAN<br />

Rabia SATIR (HKMO Ankara fiube Sayman›)<br />

Yard.Doç.Dr.M.Tevfik ÖZLÜDEM‹R (HKMO ‹stanbul<br />

fiube Baflkan›)<br />

Yusuf B‹LEN (HKMO Diyarbak›r fiube Baflkan›)<br />

Zafer BEYD‹LL‹ (HKMO Denetleme Kurulu Üyesi)<br />

Zeynel Abidin ÖZTÜRK (HKMO Diyarbak›r fiube Ydk.<br />

Yönetim Kurulu Üyesi)<br />

KATILIMCILAR<br />

Atilla AYDIN<br />

Aysu DE⁄‹RMENC‹ (<strong>Harita</strong> Mühendisi)<br />

Ayflegül ÖZTÜRK (Ö¤retmen)<br />

Betül ÇET‹NTAfi (Ö¤renci)<br />

Birgül GENÇ KONAK (Jeoloji Mühendisi)<br />

Bora KUTLU (Ö¤renci)<br />

Can TALAY (Ö¤renci)<br />

Deniz KONAK (Ö¤renci)<br />

Diyar SARAÇO⁄LU (Bilgisayar Mühendisi)<br />

Fügen SELV‹TOPU (Mimar)<br />

Hatice KIZILTAfi (Ev Han›m›)<br />

Hüseyin EVRAN (<strong>Harita</strong> Mühendisi)<br />

‹dil Ada ÜNAL (Ö¤renci)<br />

Kubilay YILDIRIM (<strong>Harita</strong> Mühendisi)<br />

M.Yahya SARAL<br />

Mehmet GÜNGÖRMÜfi (Emekli <strong>Kadastro</strong> Teknisyeni)<br />

Melek AYDIN<br />

Mert Direnç ERDO⁄AN (Ö¤renci)<br />

Mine ERDO⁄AN (Emekli)<br />

Murat CESUR (<strong>Harita</strong> Mühendisi)<br />

Nevzat YILDIRIM (Seferihisar <strong>Kadastro</strong> Müdür)<br />

Saadet TOKDEM‹R (<strong>Harita</strong> Mühendisi)<br />

Semih KIZILTAfi (Ö¤renci)<br />

Semiha ERKAYA<br />

Suzan ÜNAL (E¤itimci)<br />

Tolunay YAfiAYAN<br />

Zengül ÜLKÜ (Emekli Ö¤retmen)<br />

Ziya Can KEÇEL‹ (<strong>Harita</strong> Mühendisi)<br />

Ece YELKENC‹O⁄LU (Ö¤renci)<br />

8<br />

<strong>Harita</strong> <strong>ve</strong> <strong>Kadastro</strong> Mühendisleri Odas› ‹zmir fiubesi 8. Yaz E¤itim Kamp› - 2009 Foça/‹zmir


<strong>Harita</strong> <strong>ve</strong> <strong>Kadastro</strong> Mühendisleri Odas› ‹zmir fiubesi 8. Yaz E¤itim Kamp› - 2009 Foça/‹zmir 9


A Ç I L I fi<br />

8. Yaz E¤itim Kamp› Aç›l›fl›<br />

Odam›z›n sürekli e¤itim etkinliklerinden<br />

olan <strong>ve</strong> ‹zmir<br />

fiubesinin yürütücülü¤ünde<br />

gerçeklefltirilen Yaz E¤itim Kamp›’n›n<br />

sekizincisi 22/30 A¤ustos<br />

2009 tarihlerinde ‹zmir‘in flirin tatil<br />

beldesi Foça’n›n güzel koylar›ndan<br />

biri olan, Polen Tatil Köyü’nde<br />

gerçeklefltirildi.<br />

Ana temas› “<strong>Yaflanabilir</strong> <strong>Gelecek</strong>”<br />

olarak seçilen bu y›lki Yaz<br />

E¤itim Kamp›nda; ö¤renci, akademisyen,<br />

sanatç›, yazar, gazeteci <strong>ve</strong><br />

TMMOB’a ba¤l› meslek odalar›n›n<br />

yöneticilerinin kat›l›m› ile ana tema<br />

çerçe<strong>ve</strong>sinde düflüncelerin paylafl›ld›¤›<br />

<strong>ve</strong> tart›fl›ld›¤› mesleki <strong>ve</strong><br />

teknik e¤itimlerin yan›nda, güncel<br />

<strong>ve</strong> toplumsal geliflmelerin, ekonomik,<br />

sosyal <strong>ve</strong> kültürel sorunlar›n<br />

ele al›nd›¤› seminerler, konferanslar<br />

<strong>ve</strong> sunumlar gerçeklefltirildi.<br />

Aylarca süren çal›flmalar bitmifl,<br />

kampla ilgili tüm ön haz›rl›klar<br />

tamamlanm›flt›. Kamp alan›na<br />

bir gün önceden gelen, HKMO ‹z-<br />

HKMO ‹zmir fiube Sekreteri<br />

Lütfi ÜNAL<br />

HKMO ‹zmir fiube Baflkan›<br />

Muhittin SELV‹TOPU<br />

mir fiubesi Yönetim Kurulu Üyeleri,<br />

Kamp Komisyonu üyeleri,<br />

HKMO Genel Merkez Yönetim Kurulu<br />

Üyeleri, gönüllü meslektafl <strong>ve</strong><br />

ö¤rencilerin iflbirli¤iyle ile erzak<br />

<strong>ve</strong> malzemeler tafl›nd›, toplant› <strong>ve</strong><br />

etkinlik alanlar› düzenlendi.<br />

Aç›l›fl toplant›s›nda ilk konuflmay›<br />

yapan HKMO ‹zmir fiube<br />

Yazman› Lütfi Ünal, kamp›n amac›n›<br />

anlatt›ktan sonra gelen telgraflar›<br />

okudu.<br />

fiube Baflkan› Muhittin SELV‹-<br />

TOPU aç›l›fl konuflmas›nda, Yaz<br />

E¤itim Kamplar›n›n sürecine de¤inerek<br />

kamp›n önemini dile getirdi<br />

10<br />

<strong>Harita</strong> <strong>ve</strong> <strong>Kadastro</strong> Mühendisleri Odas› ‹zmir fiubesi 8. Yaz E¤itim Kamp› - 2009 Foça/‹zmir


A Ç I L I fi<br />

<strong>ve</strong> yaflanabilir gelecek için gençlerin<br />

bu süreçteki yerini <strong>ve</strong> önemini<br />

vurgulad›. Kamp Yürütme Kurulu<br />

olarak gençler için her türlü haz›rl›klar›n<br />

tamamland›¤›n› belirtti <strong>ve</strong><br />

bu y›lki kamp›n da baflar›l› bir flekilde<br />

tamamlanaca¤›n› ifade ederek<br />

kamp için eme¤i geçenlere teflekkür<br />

etti.<br />

SELV‹TOPU’nun ard›ndan konuflmay›<br />

yapmak üzere mikrofono<br />

da<strong>ve</strong>t edilen HKMO Genel Baflkan›<br />

Ali Fahri Özten flunlar› söyledi:<br />

Ali Fahri ÖZTEN<br />

HKMO Genel Baflkan› Ali Fahri<br />

ÖZTEN<br />

Sevgili ö¤renci arkadafllar›m,<br />

bir önceki y›l turuncu, geçen y›l<br />

beyaz idi bu y›l mor renk size çok<br />

yak›flm›fl. Arkadafllar güzel bir<br />

renk seçmifl. Sizler ad›na buradan<br />

ben teflekkür ederim.<br />

Bu y›l sekizincisini düzenledi-<br />

¤imiz yaz e¤itim kamp›n› Türkiye’de<br />

ilk kez hayata geçiren Oda<br />

<strong>Harita</strong> <strong>ve</strong> <strong>Kadastro</strong> Mühendisleri<br />

Odas›d›r. Daha sonra baz› Odalar›n<br />

k›smi çal›flmalar› oldu.<br />

Mutlaka buraya geldi¤iniz gibi<br />

konferans salonunun önündeki<br />

merdi<strong>ve</strong>nlerden ç›kmayacaks›-<br />

n›z. Herfley çok de¤iflecek, sürece<br />

çok farkl› bakacaks›n›z. Kamp›-<br />

m›z›n bu y›l ki temas› “<strong>Yaflanabilir</strong><br />

gelecek”... 1980 darbesinden<br />

sonra bizi baflka bir fleye al›flt›rmaya<br />

çal›flt›lar... Bas›nda, televizyonda<br />

neoliberal politikalar›n<br />

egemen oldu¤u siyaset kurumunda,<br />

üni<strong>ve</strong>rsitelerde, “yaflanabilir<br />

gelecek” yerine, “sürdürülebilir<br />

gelecek” kavram›n› yerlefltirmeye<br />

çal›flt›lar. O dönem bir furya idi<br />

<strong>ve</strong> bu kelimelere tak›ld› herkes.<br />

Asl›nda 80’lerde bize kabul ettirilmeye<br />

çal›fl›lan olgu; ülkenin<br />

sömürülmesinin önünü açmakt›.<br />

<strong>Yaflanabilir</strong> bir gelece¤i yakalayabilmek<br />

için flunlar› sormam›z<br />

gerekiyor. Bu ülkelede gençlerin<br />

kaçta kaç› iflsiz Yüzde 30’u. Bu<br />

ülkede üni<strong>ve</strong>rsiteye al›nan ö¤renci<br />

say›s›, üni<strong>ve</strong>rsite say›s› ne kadar<br />

90’›n üzerinde devlet üni<strong>ve</strong>rsitesi,<br />

30’un üzerinde vak›f üni<strong>ve</strong>rsitesi<br />

olmak üzere toplam<br />

140’a yak›n üni<strong>ve</strong>rsite <strong>ve</strong> üç milyon<br />

üni<strong>ve</strong>rsite ö¤rencisi var. Donan›m<br />

uygun mu diye bakmadan<br />

her ilçeye bir üni<strong>ve</strong>rsite aç›l›yor.<br />

Elbette e¤itimin çok önemli<br />

oldu¤unu yads›m›yoruz, ama donan›m<br />

<strong>ve</strong> altyap› yeterli olmadan<br />

gerçekleflebilir mi Önceki kamplar›m›za<br />

kat›lan baz› arkadafllar›-<br />

n›z; “profesör görmeden okuldan<br />

mezun olduklar›n›” söylediler. Bilimi<br />

<strong>ve</strong> teknolojiyi uygulamaya<br />

dönüfltüren mühendislerin nitelikli<br />

<strong>ve</strong> donan›ml› olmas› gerekiyor.<br />

Gençlerimize bunu <strong>ve</strong>rebiliyor<br />

muyuz Bunun için neler yap›yoruz<br />

As›l soru olmas› gereken<br />

budur...<br />

Son çeyrek as›rda o kadar çok<br />

yasa de¤ifltiki bu ülkede, gelece-<br />

¤imizi o nedenle sorgulamak zorunday›z.<br />

Bunun için mühendisler<br />

sorgulayan, araflt›ran, düflünen,<br />

inceleyen insanlar olmak zorundad›r.<br />

Üni<strong>ve</strong>rsite ö¤rencileri<br />

olarak; belletmeye, ezbere karfl›<br />

ç›kmal›; düflünen, araflt›ran, irdeleyen<br />

bir kimlikle donan›ml› olarak<br />

yüksek ö¤renimi bitirmek zorunday›z.<br />

Çünkü alana ç›kt›¤›-<br />

m›zda üzerinde çal›flaca¤›m›z<br />

uzun bir süreç var.<br />

Üni<strong>ve</strong>rsiteler özerk <strong>ve</strong> demokratik<br />

olmal›. Harçlar›n yüzde<br />

500’e varan bir oranda art›r›lmas›<br />

üzerine ö¤renciler bir karfl› ç›k›fl<br />

bafllatt›lar. TMMOB <strong>ve</strong> ö¤renciler<br />

harçlar›n art›r›lmas›na karfl› mücadele<br />

<strong>ve</strong>rdiler Ankara’da. Bu<br />

oran yüzde 8’lere kadar indirildi.<br />

Bu ülkede her koflulda e¤itimin<br />

paras›z olmas› gerekmiyor mu<br />

Bir de yaz okullar› var. E¤itimin<br />

paras›z, üni<strong>ve</strong>rsitenin özerk <strong>ve</strong><br />

demokratik olmas› gerekiyor.<br />

Üni<strong>ve</strong>rsiteler, akademisyenler,<br />

bilim insanlar› <strong>ve</strong> ö¤rencile-<br />

<strong>Harita</strong> <strong>ve</strong> <strong>Kadastro</strong> Mühendisleri Odas› ‹zmir fiubesi 8. Yaz E¤itim Kamp› - 2009 Foça/‹zmir 11


A Ç I L I fi<br />

rin alan›d›r. Bir araya gelip ortak<br />

üretim sürecinde olmak zorundalar.<br />

Üni<strong>ve</strong>rsiteler ticarethane olmamal›.<br />

Bilim insanlar› üni<strong>ve</strong>rsitelerde<br />

bilim üretmek zorundalar.<br />

Yaflam koflullar› o kadar zor<br />

ki farkl› alanlara kayabiliyor. E¤itimin<br />

gelecekle ilgisini çok iyi irdelemek<br />

zorunday›z.<br />

<strong>Yaflanabilir</strong> gelecek noktas›na<br />

do¤adan bakt›¤›m›zda; ç›kart›lan<br />

yasalarla bu ülkenin k›y› alanlar›<br />

ya¤malan›yor, mera <strong>ve</strong> tar›m<br />

alanlar›, hazine arazileri yok ediliyorsa<br />

gelecek konusunda bunlar›<br />

sorgulamak zorunday›z. Bütün<br />

meslek odalar› ormanlar›n <strong>ve</strong> mera<br />

alanlar›n›n yok olmas›na karfl›<br />

direniyor. Bir bak›yorsunuz siyasi<br />

kararlarla <strong>ve</strong> uluslararas› flirketlerin<br />

arac›l›¤› ile bu alanlar›n talan›<br />

gündemde.<br />

Bu noktada odam›z›n mühendisli¤i,<br />

tekni¤i, teknolojiyi emekten<br />

<strong>ve</strong> halktan yana bu toplumun<br />

geliflmesi için her zaman kulland›¤›n›<br />

söylemek istiyorum.<br />

Sorunlar›m›z çok ama mutlaka<br />

tart›fl›n. Mutlaka soru sorun.<br />

Burada çok de¤erli insanlar var.<br />

Bilim insanlar›, gazeteciler, deneyimli<br />

uzmanlar var. Akl›n›za ne<br />

geliyorsa özgürce soracaks›n›z.<br />

Asla çekinmek yok.<br />

Hem özgürlü¤ün haritas›n› çiziyoruz<br />

diyece¤iz hem de özgürlükten<br />

yana s›k›nt› duyaca¤›z,<br />

böyle bir fley olamaz. Kamp süresince<br />

‹zmir fiubemiz bütün olanaklar›<br />

sizlere sunuyor. Burada<br />

bütün yöneticilerin farkl› görevleri<br />

var. Farkl› yerlerde çal›flmaktay›z.<br />

Çal›flma saati d›fl›ndaki bütün<br />

vaktimizi Oda çal›flmalar›nda,<br />

komisyonlarda, bilimsel toplant›larda<br />

bir araya gelerek üretmeye<br />

çal›fl›yoruz. Sizler de bu<br />

odan›n yöneticileri olacaks›n›z.<br />

Sizlerin de gelecekte bu bayra¤›<br />

tafl›yaca¤›n›za inan›yoruz. Sizlere<br />

çok teflekkür ediyorum, bu güzel<br />

yaz gününde buraya geldiniz, bu<br />

çal›flmalara kat›lacaks›n›z, sonra<br />

okula döneceksiniz. Bu yaflad›klar›n›z›<br />

arkadafllar›n›zla paylaflman›z›<br />

diliyorum. Teflekkürler.<br />

Lütfi ÜNAL<br />

Onur konu¤umuz Osman<br />

Yurtse<strong>ve</strong>n burada. Eski Yeni Foça<br />

Belediye Baflkan›, Yeni Eski Foça<br />

Belediye Baflkan Yard›mc›s› diye<br />

tan›taca¤›m. Foça’da bu üçüncü<br />

kamp›m›z, baflkan›m›z ciddi destekler<br />

sa¤l›yor. Yeni Foça bir belde<br />

ama bedelini a¤›r ödedi. Böyle<br />

bir turizm beldesinin kapat›lmas›<br />

ne kadar do¤ru Foça’dan 20-30<br />

km uzakta, kopuk bir yerleflim<br />

alan› <strong>ve</strong> Foça’dan oraya hizmet<br />

götürülmeye çal›fl›l›yor. Foça Belediye<br />

baflkan yard›mc›m›z Osman<br />

Yurtse<strong>ve</strong>n’i konuflmas›n›<br />

yapmas› için da<strong>ve</strong>t ediyorum.<br />

Osman YURTSEVEN<br />

Say›n baflkan›m, Diyarbak›r<br />

<strong>ve</strong> ‹zmir fiube baflkanlar›, odam›-<br />

z›n de¤erli yöneticileri <strong>ve</strong> gelece-<br />

¤in temsilcileri, sizlerle birlikte<br />

böyle güzel bir temada, böyle güzel<br />

bir ortamda bulunmaktan<br />

mutluluk duydu¤umu ifade etmek<br />

istiyorum. Hepiniz hoflgeldiniz.<br />

fiu anda Foça’da bir söylefli<br />

var. CHP grup baflkan<strong>ve</strong>kili Kemal<br />

K›l›çdaro¤lu’nun bir söyleflisi<br />

devam etmekte. Kemal Anadol,<br />

Foça Belediye Baflkan› Gökhan<br />

Demira¤, CHP ‹l Baflkan› R›fat<br />

Nalbanto¤lu’nun sizlere selamlar›n›<br />

getirdim. Kamp›m›z› düzenleyen<br />

‹zmir fiubemizi bir kez daha<br />

kutluyorum. Son derece keyifli<br />

<strong>ve</strong> güzel bir çal›flmaya imza att›-<br />

lar.<br />

Sevgili arkadafllar baz›lar›n›z<br />

belki ilk kez geliyorsunuz ilçemize.<br />

Son yasa ile birlikte Yeni Foça<br />

Beldesi kapat›larak Foça ilçesine<br />

ba¤land›. Foça’n›n bir mahallesi<br />

haline geldi. Bunu niye gündeme<br />

getiriyoruz Gelece¤imizi flekillendiren<br />

kararlardan bir örnekti<br />

bu. Biliyorsunuz yerel yönetimlerin<br />

temel amac›, yerinden yönetimdir.<br />

Yani o ilçede, o beldede ya<br />

da o ilde yaflayan insanlar›n en temel<br />

hizmetlerini en yak›n yerden<br />

almalar› gereken bir anlay›flt›.<br />

Maalesef hiç kimsenin böyle bir<br />

talebi olmad›¤› halde, buralarda<br />

yaflayan halk›n böyle bir iste¤i olmad›¤›<br />

halde, b›rak›n iste¤ini,<br />

muhalefetine ra¤men bir oldu<br />

bittiyle, ‘ben yapt›m, oldu’ zihniyetiyle<br />

Yeni Foça, Gerenköy, Ba-<br />

¤aras›, Türkelli, Helvac›, Seyrek<br />

<strong>ve</strong> daha birçok beldede belediyeler<br />

kapat›l›p ilçelere ba¤land›.<br />

Bunun üzerinde flunun için<br />

duruyorum; bu ülkenin yönetimi,<br />

bu ülkede yaflayanlara ra¤men<br />

sürdürülüyor. Bu nas›l bir gelecekle<br />

karfl› karfl›ya oldu¤umuz ya<br />

da nas›l bir gelece¤i oluflturdu¤umuz,<br />

bize ra¤men nas›l bir gelecek<br />

oluflturuldu¤una küçük bir<br />

örnek. Onun için siz gençlerin,<br />

sizler için haz›rlanan gelece¤i çok<br />

iyi görmeniz bunun için gereken<br />

donan›ma sahip olman›z, yeterli<br />

12<br />

<strong>Harita</strong> <strong>ve</strong> <strong>Kadastro</strong> Mühendisleri Odas› ‹zmir fiubesi 8. Yaz E¤itim Kamp› - 2009 Foça/‹zmir


A Ç I L I fi<br />

birikimi oluflturabilmeniz için bu<br />

tür çal›flmalar bu nedenle, say›n<br />

baflkana <strong>ve</strong> ‹zmir fiube yönetimine<br />

bir kez daha teflekkür ediyorum.<br />

Gençlerimizi bu gelece¤e<br />

haz›rlanmalar›nda bu kampla hayati<br />

derecede önemli bir görev yap›ld›¤›<br />

inanc›nday›m. Burada sizlerin<br />

bir yandan e¤lenirken, dinlenirken<br />

ayn› zamanda çok<br />

önemli fleylerle donanaca¤›n›za<br />

da inan›yorum. fiubemizin gelecek<br />

y›llarda bu yaz kamplar›n›<br />

devam ettirece¤i konusunda eminim.<br />

Bizler de Foça Belediyesi<br />

olarak, Foçal›lar olarak sizleri<br />

tekrar tekrar burada görmekten<br />

<strong>ve</strong> a¤›rlamaktan mutlu olaca¤›z.<br />

Hepinize sayg› <strong>ve</strong> sevgilerimi sunuyorum.<br />

Teflekkür ederim.<br />

Lütfi ÜNAL<br />

fiimdi sözü bir ö¤renci arkadafl›ma<br />

<strong>ve</strong>rmek istiyorum. Geçen<br />

sene en çok konuflan arkadafl›m›z<br />

Onur’a söz <strong>ve</strong>rmifltim. Tan›ma-<br />

d›ysan›z en k›sa sürede tan›yaca-<br />

¤›n›za eminim. Bu y›l, geçen sene<br />

yine aram›zda olan bir ö¤renci<br />

arkadafl›m›z var; Gizem fiARLAK.<br />

Gizem fiARLAK, KTÜ<br />

Hepinize hoflgeldiniz diyorum<br />

arkadafllar. Yeni yüzler görüyorum.<br />

Ben 7. Çeliflkiler Yaz<br />

Kamp›na kat›lm›flt›m. Umar›m<br />

bu kamp›n amac›n› <strong>ve</strong> bu kamp<br />

için <strong>ve</strong>rilen eme¤i görürsünüz.<br />

Burada gerçekten karfl›l›ks›z bir<br />

emek var. Tek istenilen örgütlenmeyi<br />

sa¤lamak. Gelece¤e daha<br />

ayd›nl›k bakabilmek. Burada toplanmam›z›n<br />

temel sebeplerinden<br />

biri, hepimizin benzer meslektafllar<br />

olmas›. Do¤al olarak çal›flma<br />

hayat›m›zda birbirimizle s›k karfl›laflaca¤›z.<br />

Bu nedenle ortak<br />

alanlar›m›zda hem gelecekte<br />

emek mücadelesi <strong>ve</strong>rirken, hem<br />

de ö¤renciyken hakk›m›z› savunmal›y›z.<br />

Umar›m yeni gelen arkadafllar<br />

kamp›n de¤erini anlarlar.<br />

Çünkü takdir edilecek emek <strong>ve</strong><br />

öz<strong>ve</strong>ri var. Teflekkür ederim.<br />

Lütfi ÜNAL<br />

Biz teflekkür ederiz. Gizem’i<br />

geçen seneden tan›yoruz, özü sözü;<br />

saz›, sözü bir arkadafl›m›z.<br />

Teflekkür ediyoruz eme¤e <strong>ve</strong>rdi¤i<br />

önem için. fiimdi on dakikal›k<br />

mesleki tan›t›m filmimiz <strong>ve</strong> kamp<br />

tan›t›m filmimiz var onu izleyece¤iz.<br />

<strong>Harita</strong> <strong>ve</strong> <strong>Kadastro</strong> Mühendisleri Odas› ‹zmir fiubesi 8. Yaz E¤itim Kamp› - 2009 Foça/‹zmir 13


1 . O T U R U M<br />

FORUM<br />

<strong>Yaflanabilir</strong> <strong>Gelecek</strong> ‹çin Haklar <strong>ve</strong> Özgürlükler<br />

Moderatör: Ali Fahri ÖZTEN<br />

Kamp›n ilk oturumunda<br />

“<strong>Yaflanabilir</strong> <strong>Gelecek</strong> ‹çin<br />

Haklar <strong>ve</strong> Özgürlükler”<br />

konulu forum yap›ld› <strong>ve</strong><br />

halk›n e¤itim, sa¤l›k,<br />

bar›nma gibi k›sacas› onurlu<br />

bir yaflam için hak <strong>ve</strong><br />

özgürlükleri tart›fl›ld›.<br />

Bunun yan›nda, üni<strong>ve</strong>rsite<br />

harçlar›, kentsel dönüflüm,<br />

orman, mera <strong>ve</strong> k›y› alanlar›<br />

gibi konulara da de¤inildi.<br />

Haklar›m›z›n çeflitli<br />

mücadeleler <strong>ve</strong>rilerek<br />

kazan›labilece¤i <strong>ve</strong> umudun<br />

hiçbir zaman tükenmemesi<br />

gerekti¤i dile getirildi.<br />

14<br />

<strong>Harita</strong> <strong>ve</strong> <strong>Kadastro</strong> Mühendisleri Odas› ‹zmir fiubesi 8. Yaz E¤itim Kamp› - 2009 Foça/‹zmir


Ali Fahri ÖZTEN<br />

Vecihi Timuro¤lu sa¤l›k sorunu<br />

oldu¤u için gelemedi. Bizler<br />

sevgili hocam›z›n yazd›¤› kitaplardan<br />

da yararlanarak bu forumda<br />

neler düflünüyoruz Neler düflünmemiz<br />

gerekiyor Sürece<br />

elefltirel bakabilecek miyiz Dünyada<br />

<strong>ve</strong> ülkede yaflanan nelerdir<br />

Yaflananlar› sadece kabullenmek<br />

mi gerekiyor yoksa sorgulamak<br />

m› gerekiyor, bunlar› birlikte konuflal›m.<br />

Sorunun soruyu açaca¤›<br />

forumda bütün arkadafllar özgürce<br />

konuflsun.<br />

Sizler üni<strong>ve</strong>rsiteleri de konuflmal›s›n›z,<br />

üni<strong>ve</strong>rsiteler için mevcut<br />

durum nedir, ne olmal›d›r<br />

Üni<strong>ve</strong>rsitelerde bilgi üretimi var<br />

m› Akademisyenler bilim sürecine<br />

özgürce yaklaflabiliyor mu<br />

Elefltirel bak›fl aç›lar› var m›<br />

Yoksa onlar da egemen güç dedi-<br />

¤imiz kesimin istemleri do¤rultusunda<br />

sadece belirli bir yönden<br />

mi bakabiliyorlar Bunlar› birlikte<br />

konuflal›m.<br />

Tarihsel sürece bakt›¤›m›z zaman<br />

flunu sorgulamam›z gerekiyor;<br />

okullarda tarih derslerinde<br />

Birinci Dünya Savafl› ard›ndan<br />

‹kinci Dünya Savafl›n› okuttular.<br />

Bunlar›n arkas›ndaki sosyal <strong>ve</strong><br />

politik nedenler nelerdi Ya da<br />

gündemde olan konu Ortado¤u<br />

<strong>ve</strong> Irak’ta ABD <strong>ve</strong> emperyal güçlerin<br />

Ortado¤uya özgürlük getirme<br />

ad›na bir giriflimi oldu. Gerçekten<br />

egemen güçler özgürlük <strong>ve</strong><br />

1 . O T U R U M<br />

demokrasi için mi oraya gittiler<br />

Yoksa t›pk› sömürgeleflme sürecinde<br />

oldu¤u gibi kendi varl›klar›n›<br />

sürdürmek için mi oradalar<br />

Oradaki halklar gerçekten özgürlefltirildi<br />

mi<br />

Sorunu çözme noktas›nda var<br />

olan süreci meflrulaflt›rmak m›d›r<br />

önemli olan yoksa o sürece elefltirel<br />

bir bak›flla m› bak›lmal› Hep<br />

flunu söyleriz; sokak çocuklar›<br />

için yard›m edilmeli, Sosyal Hizmetler<br />

Kurumu de¤iflsin, bu çocuklar›n<br />

bak›m <strong>ve</strong> beslenme sorunlar›<br />

giderilsin mi denilmeli ya<br />

da bu çocuklar›n sokakta olma<br />

nedenleri, toplumsal <strong>ve</strong> sosyal<br />

koflullar› m› irdelenmeli Bu bak›fl<br />

aç›s›nda flöyle söyleyebiliriz,<br />

t›pk› ABD’nin Ortado¤u’daki özgürlefltirme<br />

mücadelesindeki yaratt›¤›<br />

savafl <strong>ve</strong> bak›fl aç›s›yla<br />

Irak’taki bir annenin; çocu¤unu,<br />

kocas›n› kaybetti¤i koflullarda,<br />

ABD’ye bak›fl› nedir ABD’nin Ortado¤u’ya<br />

yaklafl›m› nedir<br />

Üni<strong>ve</strong>rsitelerde harçlarda<br />

özellikle ikinci ö¤retimde astronomik<br />

bir yükselme var. Neredeyse<br />

özel üni<strong>ve</strong>rsitelerin paras›-<br />

na denk gelebilecek bir noktada.<br />

Bu harçlar ne zaman konuldu, gerekçesi<br />

neydi Bizim dönemde<br />

katk› pay› diye al›n›yordu <strong>ve</strong> biz<br />

son s›n›ftayken konmufltu. Ancak<br />

bugün harç ad› alt›nda astronomik<br />

rakamlar al›n›yor. E¤itimin<br />

<strong>ve</strong> sa¤l›¤›n paras›z olmas› devletin<br />

görevi olmal›. Bu astronomik<br />

rakamlar› herkesin kabul etmesi<br />

mi gerekir ya da e¤itim neden paras›z<br />

de¤il, bunu mu sorgulamak<br />

gerekir<br />

Sürece nas›l bakt›¤›m›zdan<br />

çok nereden bakt›¤›m›z önemli.<br />

Özgürlük <strong>ve</strong> haklar konusuna da<br />

böyle bakal›m. Vecihi hocan›n<br />

sorgulay›c› yöntemini uygulayal›m.<br />

Biz ö¤rendiklerimizi onlardan<br />

ald›k. Onun da akl› burada<br />

kalmas›n. Düflüncelerinizi paylaflman›z›<br />

istiyorum. Eski oda<br />

baflkan›m›z Hüseyin Ülkü; “dünyada<br />

sevgi <strong>ve</strong> bilgi paylaflarak ço-<br />

¤al›r” der. Ben de buna inan›yorum.<br />

Biz de burada bunu yapmal›<br />

<strong>ve</strong> bilgimizi paylaflarak ço¤altmal›y›z.<br />

Üni<strong>ve</strong>rsitedeki harç konusunu,<br />

e¤itimi, yurt <strong>ve</strong> staj sorununu<br />

ya da Türkiye’de yaflanan özgürlükler<br />

konusunda üni<strong>ve</strong>rsite ö¤rencilerinin<br />

yaflad›klar› s›k›nt›lar›<br />

paylaflabilirsiniz. Demokrasi nedir,<br />

demokrasi ile özgürlükler<br />

yan yana nas›l durabilir Demokrasiden<br />

ne anl›yoruz Kapitalist<br />

<strong>ve</strong> sosyalist sistem vard›r, bunun<br />

d›fl›nda baflka bir sistem yoktur,<br />

arada bir yerde demokrasi olmaz.<br />

Demokrasiden çok demokratikleflme<br />

önemli. Bunu yakalayam›-<br />

yorsak bunun çok da bir anlam›<br />

yok.<br />

Frans›z devrimini an›msay›n,<br />

milyonlarca insan›n o dönemki<br />

<strong>ve</strong>rdi¤i mücadele ki buna burjuva<br />

devrimi denir. Demokrasi ad›na<br />

dünyada bugüne kadar milyonlarca<br />

insan›n can›n› feda etti¤ini<br />

görürsünüz. Hiç bir zaman demokrasi<br />

zembille inmemifltir.<br />

T›pk› konufltu¤umuz kavramlar›n<br />

gökten zembille inmedi¤i<br />

gibi. Verilen bir mücadele vard›r.<br />

Verilmeyen mücadeleyle al›nan<br />

haklar bir gecede bir yasa düzenlemesiyle<br />

al›n›r. Türkiye’ye bakt›-<br />

¤›m›zda çok önemli bir mücadele<br />

<strong>ve</strong>rildi¤i söylenemez. Onun için<br />

bugün teker teker bu haklar yasal<br />

düzenlemeleriyle elden al›nd›¤›-<br />

na bakt›¤›n›zda hiç tepki göremiyorsunuz.<br />

Türkiye’de hiç bir mücedele<br />

<strong>ve</strong>rilmeden 60’l› y›llarda<br />

sendikal süreç bafllam›flt›r. Bugün<br />

sendikalar›n geldi¤i noktaya bak›n<br />

sadece hükümetle pazarl›k<br />

yapma aflamas›ndalar. Hele Türk-<br />

‹fl genel baflkan›n›n son ücret pazarl›¤›ndaki<br />

tutumuna bakt›¤›-<br />

n›zda; ekonomik ç›karlar›n› temsil<br />

etti¤i iflçi s›n›f›n› terk etti¤ini<br />

görürsünüz. Bulundu¤u koltu¤u<br />

b›rak›p, %3’lük bir zamm› dayatan<br />

karfl› tarafa geçmifltir. Toplam<br />

% 7’lik ücret art›fl›yla hükümetle<br />

anlaflm›fl, ancak iflçi s›n›f› karfl›<br />

ç›kmam›flt›r. Çünkü iflçiler bu<br />

haklar›n› mücadele <strong>ve</strong>rerek almad›¤›<br />

için bunun de¤erini bilmi-<br />

<strong>Harita</strong> <strong>ve</strong> <strong>Kadastro</strong> Mühendisleri Odas› ‹zmir fiubesi 8. Yaz E¤itim Kamp› - 2009 Foça/‹zmir 15


1 . O T U R U M<br />

yorlar. Onun için % 7’lik art›fl›<br />

kabul ediyorlar. Halbuki üni<strong>ve</strong>rsitelerde<br />

% 400’e varan harç art›fl›<br />

var.<br />

fiunu aç›klayay›m sonra konuflmalara<br />

geçeriz, kapitalizm <strong>ve</strong><br />

emperyalizmin ortaya ç›k›fl süreci<br />

çok tart›fl›l›yor. Emperyalizmin<br />

yaflad›¤› bunal›mlar <strong>ve</strong> arkas›ndan<br />

yaflanan savafllar çok ciddi<br />

boyutlarda oldu. 80’lerde bu kavramlar<br />

de¤ifltirilip yerine baflka<br />

fleyler konuldu. Emperyalizmin<br />

yerine küreselleflme, globalleflme<br />

denildi. Kula¤a çok hofl gelen bir<br />

kelime. Kapitalizmin yerine serbest<br />

piyasa denildi. Tam da özgürlükler<br />

gibi serbest piyasa ne<br />

güzel de¤il mi Bugün gelinen<br />

noktada emperyalizm bir oluflum<br />

<strong>ve</strong> bunlar› hayata geçirecek birimleri<br />

vard›r. Bunlar›n bir tanesi<br />

Dünya Bankas›, di¤eri IMF, Dünya<br />

Ticaret Örgütü. Emperyalizmin<br />

hayata geçmesine yard›mc›<br />

olan örgütlerdir. Art›k 40’lardaki<br />

yaflanan savafl sürecinden sonra<br />

bu kurumlarla ülkelere giriliyor.<br />

Türkiye’de özellefltirme öyle<br />

anlat›ld› ki, herkes bunun çok güzel<br />

bir fley oldu¤unu devlet denen<br />

ayg›t›n yok olaca¤›n›, herkesin<br />

özgürleflece¤ini, mutlu olaca¤›n›<br />

sand›. Bu tam bir balondur. Özellefltirme<br />

ile Türkiye 80 y›lda kazand›¤›<br />

bütün de¤erlerini elinden<br />

ç›kard›. Tüm bunlar 40 milyar<br />

dolara sat›ld›. fiimdi bu tesisleri<br />

almaya kalksan›z gücünüz yetmez.<br />

Bu süreçler görülmeden demokratikleflmeden<br />

söz etmek hiç<br />

de kolay de¤il. Bütün bunlar birbirine<br />

paralel yürüyecek fleyler.<br />

Buyurun sizlere söz <strong>ve</strong>rmek istiyorum.<br />

Hüseyin EVRAN<br />

<strong>Harita</strong> mühendisiyim. ‹zmir’de<br />

serbest çal›fl›yorum. Baflkan›n<br />

söylediklerine elbette kat›-<br />

l›yorum. Fabrikalar›, Telekom’u<br />

satt›k. Gerekçe, zarar ediyoruz.<br />

Politikac›lar›m›z, beflyüz kiflinin<br />

çal›flmas› gereken fabrikaya beflbin<br />

kifli koydular. Bu fabrika elbette<br />

çal›flamaz.<br />

<strong>Harita</strong> mühendisli¤i bütün<br />

teflkilatlarda çal›fl›yor. Siz harita<br />

mühendisli¤inde ölçme tekni¤ini,<br />

mühendisli¤ini bilmiyorsan›z,<br />

mesleki bir gücünüz yoksa masa<br />

bafl›nda baflka ifller yapars›n›z.<br />

Bilgi olmazsa bulundu¤unuz yerde<br />

baflka insanlar› ayd›nlatabilir<br />

misiniz<br />

Ali Fahri ÖZTEN<br />

Bilgi olmadan fikir sahibi olamazs›n›z.<br />

Gerçek bilgiyi, bilimsel<br />

bilgiyi yakalamak zorunday›z.<br />

Sinem YAVUZ, KTÜ<br />

Ben üni<strong>ve</strong>rsitelerdeki özgürlüklerden<br />

bahsetmek istiyorum.<br />

Bunun asl›nda teoride kald›¤›n›<br />

biliyoruz. Sadece bizim taraf›m›zdan<br />

de¤il, bunun mücadelesi önceki<br />

kuflaklarca da <strong>ve</strong>rilmifl. Belki<br />

bizim çocuklar›m›z da bunun<br />

mücadelesini <strong>ve</strong>rmek zorunda<br />

kalacak. Belki de bu yaln›zca bir<br />

amaç olarak kalacak. Bu kadar<br />

olumsuz olmamak laz›m belki<br />

ama ben böyle görüyorum.<br />

Ali Fahri ÖZTEN<br />

Üni<strong>ve</strong>rsitelerde öyle bir bask›-<br />

c› yaklafl›m var ki YÖK yasas›nda<br />

çok ciddi yapt›r›mlar› getirmifller.<br />

Mutlaka bu yasan›n de¤iflmesi<br />

gerekiyor.<br />

Emre KARAGÖZ, KTÜ<br />

Tart›flmay› bafllatabilmek için<br />

bu kavramlar› incelememiz gerekiyor.<br />

Hak denince benim akl›-<br />

ma, insan›n insan oldu¤u için sahip<br />

olmas› gereken baz› haklar<br />

akl›ma geliyor. Mesela sa¤l›k, e¤itim,<br />

bar›nma hakk›... Günümüzde<br />

görüyoruz ki bu haklar›n hepsi<br />

tahrip ediliyor. ‹nsanlara bu<br />

haklar›ndan yararlanmalar› için<br />

önkoflul konuyor. Bu da ücretlendiriliyor.<br />

Paran varsa e¤itim al›-<br />

yorsun, sa¤l›ktan yararlan›yorsun,<br />

bar›n›yorsun. Bence irdelenmesi<br />

gereken fley bu benim aç›mdan.<br />

Bu da sistem elefltirisine tekabül<br />

ediyor. Bu hükümetin en<br />

güzel yapt›¤› fley, kentsel dönüflüm<br />

ad› alt›nda her yeri y›k›p<br />

geçmesidir örne¤in. ‹nsanlar›n<br />

bar›nma hakk› kalm›yor.<br />

Bak›yoruz e¤itimde paras›<br />

olan daha iyi e¤itim al›yor <strong>ve</strong> bilgiye<br />

daha kolay ulafl›yor. Bilgi bir<br />

flekilde tekellefliyor. Bizim mücadele<br />

etmemiz gereken fley bence<br />

bilginin toplumsallaflt›r›lmas›<br />

olabilir. E¤itim paral› flu an, ama<br />

paras›z e¤itim için mücadele etmek<br />

gerekiyor.<br />

Haklar <strong>ve</strong>rilmez kazan›l›r, Ali<br />

Fahri hocam›z›n dedi¤i çok do¤ru.<br />

Bir yerden bafllay›p, hak mücadelesini<br />

ö¤renmemiz gerekir.<br />

Bizler de üni<strong>ve</strong>rsitelerde bir yerden<br />

bafllamam›z laz›m. Bugünden<br />

yar›na belki birfleylerin de¤iflmesi<br />

kolay olmayacak ama de¤iflmesi<br />

16<br />

<strong>Harita</strong> <strong>ve</strong> <strong>Kadastro</strong> Mühendisleri Odas› ‹zmir fiubesi 8. Yaz E¤itim Kamp› - 2009 Foça/‹zmir


1 . O T U R U M<br />

için u¤raflmak, güzel fleyler için<br />

çaba sarfermek, onurlu bir durufl<br />

bence. Sa¤l›k için de ayn› para<br />

odakl› bir durufl var.<br />

Özgürlük konusunda ise bugün<br />

herkes özgür asl›nda. Ancak<br />

sizin özgürlü¤ünüz baflkas›n›n<br />

özgürlü¤ünü engelliyor mu Kapitalizmde<br />

özgürlük çok s›n›rl›<br />

bir kesimin özgürlü¤üdür. Sermayenin<br />

egemenli¤ini sürdürmesi<br />

için belirlenmifl bir özgürlük<br />

bence. Özgürlük asl›nda çok ince<br />

bir çizgi. Baz›lar› için özgürlük<br />

olan, baz›lar› için özgürlük olmuyor.<br />

Ali Fahri ÖZTEN<br />

Kentsel dönüflümün konusuna<br />

flöyle bakmam›z gerekiyor.<br />

Avrupada ortaya ç›kan bir kavram.<br />

Bir dönem kent d›fl›nda<br />

planlanan fabrikalar <strong>ve</strong> buna benzer<br />

tesisler, kentlerin büyümesi<br />

ile art›k kent içinde kal›yor. O<br />

dönem kent planc›lar› <strong>ve</strong>ya benzer<br />

meslek gruplar› bunlar›n kente<br />

kazan›lmas› yaklafl›m›yla dönüflüm<br />

planlar› yap›yorlar.<br />

Ancak Türkiye’de kentsel dönüflüm<br />

Emre’nin dedi¤i gibi rantsal<br />

dönüflüm oldu. Var olan alanlar›n<br />

kente kazand›r›lmas› yerine<br />

ranta aktar›ld›; yeflil alanlar azalt›l›p<br />

yap› yo¤unlu¤u artt›r›ld›. O<br />

yerlerde yaflayan insanlar›n kültürü<br />

de yok edilmeye bafllan›ld›.<br />

‹stanbul’da Sulukule bunun bir<br />

örne¤idir. Bu bir anlamda yaflam<br />

hakk›n›n yok edilmesidir. Bu<br />

hakk›n nas›l talan edildi¤ini <strong>ve</strong><br />

edilmeye devam etti¤ini görüyoruz.<br />

Biliyorsunuz dünyada da bu<br />

böyledir emek <strong>ve</strong>rmeden en kolay<br />

rant alanlar›ndan biri mülkiyettir.<br />

Hüseyin EVRAN<br />

Kentsel dönüflüm ile ilgili iktidar›n<br />

bir gerekçesi var. Sadece<br />

rant de¤il söz konusu olan. Gerekçe<br />

olarak depremi söylüyorlar,<br />

iki katl› evler befl katl› olmufl. Alt<br />

yap›, kanalizasyon, su, elektrik<br />

gibi hizmetler tam gidemiyor deniliyor.<br />

Kaçak yap›laflma neticesinde<br />

bir flehirleflme olufltu. Avrupadaki<br />

gibi de¤il. ‹flimiz zor. Meslek<br />

olarak bizi çok fleyler bekliyor.<br />

Bunun bilincinde olmam›z<br />

laz›m. Kentsel yenileflmenin içinde<br />

ranttan daha ziyade önem <strong>ve</strong>rilecek<br />

fleylere dikkat edelim.<br />

Ali Fahri ÖZTEN<br />

TMMOB olarak kentsel dönüflüm<br />

konusunda Hüseyin Beyle<br />

ayn› bak›fl aç›s›ndan bak›yoruz,<br />

farkl›l›k yok. Siz bir bölgeyi yenilerken<br />

oradaki kültürü yok edemezsiniz.<br />

Oradaki insanlar› kentin<br />

d›fl›na ç›karamazs›n›z. Kenti<br />

bütüncül olarak ele al›p yorumlama<br />

flehir planc›lar›n›n iflidir. Bir<br />

alan, tüm planlama anlay›fllar› hiçe<br />

say›larak, tamamen dikey anlamda<br />

planlan›yor; yap› yo¤unlu-<br />

¤u, trafik, altyap›s› düflünülmeden<br />

ticaret merkezi haline dönüfltürülüyor.<br />

Buna haklar› yok tabii.<br />

Do¤a DEM‹RTAfi, ‹TÜ<br />

1950-60’l› y›llarda sanayinin<br />

geliflmesi <strong>ve</strong> fabrikalar›n kurulmas›yla<br />

birlikte köyden kente göç<br />

bafllam›flt›. Belediyeler bu yo¤un<br />

göçü karfl›layamad›. Yüksek yo-<br />

¤unlukla gelen göçmenlerin bar›nma<br />

ihtiyaçlar›n› hemen karfl›-<br />

lamak zordu. Bunun için belediyeler<br />

gelen iflçilere konut yaps›n<br />

diye malzeme <strong>ve</strong>rdi. Böylece ilk<br />

gecekondu bölgesi Etiler’de olufltu,<br />

sonra Zeytinburnu’na gelindi.<br />

Bu tip plans›z yap›laflma devlet<br />

politikas›d›r. Sonra Etiler flehir<br />

merkezinde kald› <strong>ve</strong> paras› olan<br />

kapitalistler için ilgi oda¤› haline<br />

geldi. Burada oturanlar da Tozkoparan’a<br />

gönderildi. Bu bölgenin<br />

zemininde deprem riskinin<br />

az oldu¤u görülünce bu kez Tozkoparan<br />

gözde semtler aras›na<br />

girdi. Emre’nin dedi¤i gibi burada<br />

da paras› olan bar›n›yor, paras›<br />

olmayan ikinci s›n›f vatandafl<br />

muamelesi görüyor.<br />

Ali Fahri ÖZTEN<br />

Do¤a’n›n kurultayda suyun<br />

özellefltirilmesi ile ilgili sunumu<br />

çok güzeldi. Su <strong>ve</strong> yaflam hakk›<br />

konusunda <strong>ve</strong>rilen bir mücadele<br />

örne¤i var. Suyun özellefltirilmesi<br />

sonras› Bolivya’da ‹ngiliz flirketi<br />

suyun fiyat›n› yüzde 300 artt›r›-<br />

yor. Yine özellefltirmede oldu¤u<br />

gibi vatandafltan ses yok. Ard›ndan<br />

bir fiyat art›fl›, vatandafl›n suya<br />

ödeyece¤i para kalm›yor. Çat›-<br />

lara variller koyup, ya¤mur suyunu<br />

kullanacaklar. Özellefltirmeyi<br />

yapan ‹ngiliz flirketi ya¤mur suyunun<br />

kullan›lmas›n› yasaklayan<br />

yasa ç›kart›yor. Damlardan bidonlar›<br />

toplat›yor. Sonra halk isyan<br />

etti <strong>ve</strong> flirket ülkeyi terk etti.<br />

Bolivya o flirketin zarar›n› büyük<br />

fiyatlarla ödedi. Bu rakamlar› da<br />

halk ödüyor. fiirketi ülkeden<br />

kovmakla bu ifl bitmiyor. O flirket<br />

ülkeyi terk etti do¤ru ama tazminat›<br />

yine halktan ald›.<br />

K›y›larla ilgili bir yasa ç›kt› biliyorsunuz<br />

çok mücadele ettik.<br />

K›y› fleridi var, k›y› var bu alanlar<br />

ç›kan mevzuat gere¤i halk›n kullan›m›ndad›r.<br />

K›y›dan sonra ilk<br />

yüz metre içinde kumsal alan tamamen<br />

halk›n kullan›m›ndad›r.<br />

Asla iflgal edilemez, halka kapat›-<br />

lamaz. May›s ay›nda bir yasa ç›-<br />

kart›ld›, k›y› alanlar›n› iflgal<br />

edenler, iflgal paras› ödeyerek iflgale<br />

devam edebiliyorlar. Dolay›-<br />

s›yla siz art›k k›y› alan›ndan geçemezsiniz.<br />

Bunlar bir günde olmuyor.<br />

Süreç içinde yasalar parça parça<br />

<strong>Harita</strong> <strong>ve</strong> <strong>Kadastro</strong> Mühendisleri Odas› ‹zmir fiubesi 8. Yaz E¤itim Kamp› - 2009 Foça/‹zmir 17


1 . O T U R U M<br />

de¤ifltiriliyor. K›y› alanlar›n›n<br />

kullan›m›nda iflgal yasakt›, bir flekilde<br />

kald›r›l›yordu. Son yasa de-<br />

¤iflikli¤i ile k›y› alanlar›n›n iflgali<br />

serbest oldu. Siyasal iktidar k›y›<br />

alanlar›nda planlama arac›l›¤›yla<br />

yap›laflmay› yasaklad›. Belediyeler<br />

bu tür giriflimlere giremeyecek,<br />

art›k siyasal iktidar söz sahibi<br />

olacak. Bunu da tart›flabiliriz.<br />

Do¤a’n›n söyledi¤i gibi bir<br />

kentte fabrikalar kuruldu¤unda<br />

oralarda insanlar›n çal›flmas› gerekir.<br />

Bu ucuz iflgücü nereden gelecek<br />

Köylerden kentlere bir<br />

ak›fl olacaksa, bu insanlar nerede<br />

yaflayacaklar fiehir merkezlerinde<br />

lüks apartmanlarda yaflayacak<br />

de¤iller, fabrikalar›n hemen yan›nda<br />

ulafl›m›n kolay oldu¤u gecekondularda<br />

yaflamalar›na bilerek<br />

izin <strong>ve</strong>rildi. Mülkiyet hakk›<br />

elde edildi. Kentlerin geliflmesiyle<br />

buradaki mülkiyetler çok de¤er<br />

kazand›. Dolay›s›yla bunun bir<br />

flekilde elde edilmesi gerekiyordu.<br />

‹flçilerden buralar›n geri al›nmas›<br />

amac›yla kentsel dönüflüm<br />

planlamas› yap›ld›.<br />

Avrupa’da bu böyle de¤il.<br />

Malmö’ye Avrupa Sosyal Formu<br />

için gitti¤imizde gördük ki bir çikolata<br />

fabrikas›n› kültür merkezine<br />

dönüfltürmüfller. Dönüflüm<br />

budur asl›nda.<br />

Gizem fiARLAK, KTÜ<br />

Konu hak <strong>ve</strong> özgürlüklerdi.<br />

Türkiye’de akflamlar› bütün evlerde,<br />

kah<strong>ve</strong>lerde, ülkenin hali<br />

konuflulur ancak eyleme hiç bir<br />

zaman geçilmez. Herkesin mutlaka<br />

yapaca¤› birfleyler vard›r. Ev<br />

han›m› bir annenin çocu¤una <strong>ve</strong>rece¤i<br />

karakter özellikleri büyüdü¤ünde<br />

o ülkeye geri dönecektir.<br />

Herkesin belli oranda yapaca-<br />

¤› bir fley olaca¤›n› düflünüyorum.<br />

Hak <strong>ve</strong> özgürlüklere ne kadar<br />

gereksinimimiz var<br />

Türkiye’de flu anda her tuttu-<br />

¤umuz fley elimizde kal›yor. E¤itimden<br />

sa¤l›¤a, imardan herfleye<br />

kadar. ‹nsanlar belli bir mevkiye<br />

geldi¤inde eskiyi unuturlar. Cebine<br />

para gelince kendi gibi olmayan<br />

insanlar› d›fllarlar <strong>ve</strong> onlar<br />

ne yaparsa yaps›n, denir.<br />

Hak <strong>ve</strong> özgürlüklerimizi ne<br />

kadar koruyoruz Hepimiz ö¤renciyiz,<br />

hepimiz ileride bir koltu¤a<br />

oturdu¤umuzda, sorumlu<br />

bir mevkiye geldi¤imizde “ne kadar<br />

yararl› olaca¤›m Ma¤dur insanlar›<br />

ne kadar savunaca¤›m”<br />

diye kendimize sormal›y›z. Buna<br />

kaç›m›z ‘e<strong>ve</strong>t’ cevab›n› <strong>ve</strong>rebilir<br />

Bence özgü<strong>ve</strong>n <strong>ve</strong> vatan sevgisinin<br />

eksikli¤inden buna olumlu<br />

cevap <strong>ve</strong>rilemiyor. Tarih bilgimizin<br />

eksik olmas›ndan kaynaklan›-<br />

yor. Bugün hala “üni<strong>ve</strong>rsitede siyaset<br />

olmas›n” diyen arkadafl›m›z<br />

varsa, durup düflünmeliyiz. ‹nkilap<br />

dersine ne gerek var diyen insanlar<br />

varsa durup düflünmeliyiz.<br />

Herkes ÖSS’yi kazan›p bir yere<br />

gelebilir, ama üni<strong>ve</strong>siteyi do¤ru<br />

kullan›p gelifltirmek elimizde.<br />

Küçük ya da büyük haklar›-<br />

m›z› ne kadar savunuyoruz Örne¤in<br />

her gün geçti¤imiz sokakta<br />

lamba patlam›fl, yanm›yor, hangimiz<br />

belediyeye dilekçe yaz›yor.<br />

Ya da yemekhanede yemekten<br />

tafl ç›kt›¤›nda kaç›m›z flikayet<br />

ediyor. Çok küçük gibi görünen<br />

bu tür hak aramalara bile üni<strong>ve</strong>rsitede<br />

izin <strong>ve</strong>rilmiyor.<br />

Bizim fakülteden örnek <strong>ve</strong>reyim.<br />

S›nav sonuçlar› itirazdan<br />

sonra aç›klan›yor. Zaman›nda<br />

hak özgürlük <strong>ve</strong>rilmeyen hocalar›m›z<br />

taraf›ndan yap›l›yor. Bunu<br />

oturup düflünmemiz gerek. Hak<br />

<strong>ve</strong> özgürlük diyen hocalar›m›z›n<br />

bizim hakk›m›z› yedi¤inde kaç<br />

kifli karfl› ç›kabiliyor<br />

Bizde çiftçi para etmeyen ürününü<br />

›rmaklara dökerek protesto<br />

ederken Türk hükümetinin k›l›<br />

k›p›rdama†e; hükümet bir gecede<br />

çiftçinin iste¤i yerine getirdi.<br />

Kaç›m›z yolda giderken yanl›fl<br />

gördü¤ümüzü düzeltmek ad›na<br />

küçük de olsa bir fley yap›yoruz<br />

Bunlar› tart›flma yarats›n diye<br />

söyledim. Dilekçe <strong>ve</strong>rdi¤imizde<br />

karfl›laflt›¤›m›z sorunlar varsa<br />

paylafl›n arkadafllar. Yapt›klar›n›-<br />

z› <strong>ve</strong>ya yapamad›klar›n›z›, karfl›-<br />

n›za ç›kan engelleri paylafl›n. Hocaya<br />

karfl› ç›k›yorsunuz, o da sizi<br />

mezun etmemekle tehdit ediyor.<br />

Bu tür olaylar var, paylafl›rsan›z<br />

sevinirim. Teflekkür ederim.<br />

Ali Fahri ÖZTEN<br />

Güzel bir konuflmayd›, teflekkür<br />

ediyorum. Konuflmay› flöyle<br />

bütünlefltirmede yarar var. Çok<br />

güzel örnekler <strong>ve</strong>rdi, özellikle tar›m<br />

<strong>ve</strong> Yunanistan çok iyi bir örnekti.<br />

Türkiye’de bu bilinçlenme<br />

süreci ne zaman bafllat›ld› Özellikle<br />

e¤itimle ilgili ç›kan yasa, arkas›ndan<br />

toprak reformu, tar›m<br />

de¤il dikkat edin, 1945. Arkas›ndan<br />

köylünün <strong>ve</strong> toplumun bilinçlenmesiyle<br />

birlikte köy enstitülerinin<br />

kuruluflu var. Ö¤retmen<br />

okullar› zaten var. Köy enstitülerinin<br />

kuruluflunun amac›, köyden<br />

çocu¤u alarak befl y›ll›k e¤itimden<br />

sonra tekrar köye dönen<br />

kifli tar›mdan sa¤l›¤a kadar köylüyü<br />

bilinçlendirme amac›n› güdüyordu.<br />

Kooperatifleflmenin<br />

bafllamas› da bu dönemdir. Köylüyü<br />

bilinçsiz b›rak›rsan›z ne<br />

beklersiniz, üretti¤i ürünü nereye<br />

tafl›yacakt›r. Bu birinci boyut...<br />

‹kinci boyut toprak reformu<br />

denildi. Hala a¤al›k, fleyhlik, fl›hl›k<br />

varsa hala topraks›z köylüler<br />

varsa hala topraks›z çiftçiler varsa<br />

bunu da sorgulamak gerekiyor.<br />

Bunlarla bütünlefltirerek, emper-<br />

18<br />

<strong>Harita</strong> <strong>ve</strong> <strong>Kadastro</strong> Mühendisleri Odas› ‹zmir fiubesi 8. Yaz E¤itim Kamp› - 2009 Foça/‹zmir


1 . O T U R U M<br />

yal dönem içinde nas›l bir oluflum<br />

gündeme gelmeli bu küresel<br />

sald›r›ya karfl› nas›l cevap <strong>ve</strong>rilebilmeli<br />

fiimdi yavafl yavafl oluflumlar<br />

oluyor. Biliyorsunuz her güç karfl›<br />

gücünü de oluflturuyor. fiu anda<br />

Avrupa Sosyal Formu ‘Savafla<br />

Hay›r’ diye ortaya ç›kt›. Küresel<br />

iflgale karfl› küresel direnifl var.<br />

Ülkelerin demokratik kitle örgütleri,<br />

sivil kurulufllar, sendikalar,<br />

meslek örgütleri bu süreçte<br />

yer al›yor. Biz Atina’da bir mitinge<br />

kat›ld›k, yaklafl›k yüzbin kifli<br />

vard›. Bu anlatt›¤›m›z sömürüye<br />

iflgale karfl› bir oluflumdu <strong>ve</strong> devam<br />

ediyor.<br />

Tar›m konusuna gelince, AB<br />

bize tar›m üretimini yüzde dokuzlara<br />

kadar düflüreceksiniz, tar›m<br />

alanlar›n› yap›laflmaya açacaks›n›z<br />

ya da üretmeyin, biz size<br />

dönüm bafl›na flunu <strong>ve</strong>relim diyor.<br />

Teflvik primi ad› alt›nda AB<br />

fonlar›ndan para <strong>ve</strong>rildi. fiu anda<br />

üretmiyoruz. Verilen paralar›<br />

köylü bir günde harcad›, bugün<br />

üretim yok. Biz size bunu pazarl›-<br />

yoruz, sat›yoruz, diyorlar. Özal<br />

flunu söylüyordu; sizin üretti¤iniz<br />

pirinç flu kadara mal oluyor,<br />

Çin’den daha ucuza al›yoruz,<br />

üretmeyin, oturun demiflti. O<br />

gün bu gündür pirinç üreticileri<br />

oturuyor.<br />

fiimdi f›nd›k için bu söyleniyor.<br />

Avrupa <strong>ve</strong> dünyada f›nd›k<br />

üretiminin yüzde 75’i Türkiye’de.<br />

F›nd›¤›n çikolatadaki de¤erini<br />

yükseltemiyoruz. F›nd›¤›n da<br />

içinde bulundu¤u kuruyemifl birli¤inin<br />

bafl›nda Zapsu var. Kimin<br />

dan›flman› Baflbakan›n, flimdi<br />

millet<strong>ve</strong>kili. Piyasada bu adam<br />

söz sahibi. F›nd›klar›n›z› sökün<br />

çiçek ekin, daha çok kazan›rs›n›z<br />

diyor. ‹nsanlarla dalga geçiyorlar.<br />

Üretim araçlar›n›n hakimiyeti<br />

kimde ise sizi de sat›n alacakt›r.<br />

Bu forumun bitiminde tabloya<br />

bütün olarak bakmak gerek.<br />

Üni<strong>ve</strong>rsitede dilekçe hakk›.<br />

Dilekçeyi <strong>ve</strong>rdi¤inizde ö¤retim<br />

üyesi sürece elefltirel bakabiliyor<br />

mu Verileni kabul etme <strong>ve</strong> sadece<br />

var olan sistem içinde yürümek<br />

mi Hiç bir ö¤retim üyesinin<br />

paral› e¤itime hay›r deyip ö¤rencileriyle<br />

kol kola alana ç›kt›¤›n›<br />

görmedim.<br />

Hüseyin EVRAN<br />

Hocalar da bu sistem içinde<br />

bask› alt›nda. Ekonomik s›k›nt›<br />

içinde olduklar› için onlara da<br />

hak <strong>ve</strong>rmek laz›m, onlar da bask›<br />

alt›nda.<br />

Ali Fahri ÖZTEN<br />

Biz hocalar› de¤il, sistemi<br />

elefltiriyoruz. Hepimizin ba¤l› oldu¤u<br />

kurumlar var, bu kurumlarda<br />

sürgünler de yoluyor. Biz olaya<br />

elefltirel bakmak zorunday›z.<br />

Biz üni<strong>ve</strong>rsiteleri bilimsel bilginin<br />

üretildi¤i mekanlar olarak<br />

görmek istiyoruz. Biz üni<strong>ve</strong>rsiteleri<br />

ticarethane olmaktan ç›kartmak<br />

istiyoruz. Ö¤rencilerin müflteri<br />

olarak görülmesini istemiyoruz.<br />

O yüzden hocalar›m›z›n da<br />

bizim yan›m›zda olmas› gerekiyor.<br />

Zafer BEYD‹LL‹<br />

Ö¤renci arkadafllar›mdan<br />

özür diliyorum. Bu ö¤renci forumu<br />

olarak bafllad› ama ben pratik<br />

bir örnek <strong>ve</strong>rmek istiyorum.<br />

Ben ‹ller Bankas›nda çal›fl›yorum.<br />

Haklar <strong>ve</strong> özgürlükler aras›ndaki<br />

iliflkinin günlük yaflamda çok içiçe<br />

oldu¤una örnek <strong>ve</strong>rmek istiyorum.<br />

Gölmarmara <strong>ve</strong> Saruhanl›’ya<br />

s›k s›k giderim. Buralar tar›mla<br />

u¤rafl›lan yerler. Her gitti-<br />

¤imde çiftçiyle konufluyoruz. Her<br />

gitti¤imizde giderlerin çok fazla<br />

olmas›ndan dolay› zarar ettiklerini<br />

söylüyorlar ama toplumsal bilinçimiz<br />

olmad›¤› için hak arama<br />

noktas›nda tav›r konmuyor. Tepkisiz<br />

kal›n›yor. Bu durum iki üç<br />

y›ld›r devam ediyor. Geçen hafta<br />

gittim. Domatesleri, karpuzlar›<br />

hep derelere dökmüfller. Bu nedir,<br />

tepki <strong>ve</strong>rilmiyor, herkes burnundan<br />

soluyor ama tepki yok.<br />

Sanki sihirli bir de¤nekle tepki<br />

<strong>ve</strong>rilecek. Çiftçiye kredi <strong>ve</strong>rilmifl<br />

ama üretim paraya dönüflmedi¤i<br />

için kredi için ipoteklenen topraklara<br />

el konacak. Gördü¤ünüz<br />

gibi iflgal topla tüfekle olmuyor.<br />

IMF, Dünya Bankas› böyle iflgal<br />

ediyor. Çok yak›n bir süre içinde<br />

Söke, Ödemifl, Saruhanl›, Gölmarmara<br />

gibi <strong>ve</strong>rimli ovalar bu<br />

bankalar el koyacak. Kendi hakk›n›z›<br />

aram›yorsan›z topra¤›n›zda<br />

da özgür olamayacaks›n›z.<br />

Ali Fahri ÖZTEN<br />

Denizbank kimin biliyor musunuz<br />

Dexia grubun yani Frans›z<br />

<strong>ve</strong> ABD ortakl›¤›. ‹smi Denizbank<br />

ama Türk bankas› de¤il,<br />

Türktelekom gibi. Bu banka çiftçiye<br />

kredi <strong>ve</strong>riyor. Kredi karfl›l›-<br />

¤›nda topra¤› ipotekliyor. AB sürecinde<br />

dayat›lan bir uyum paketi<br />

var. Toprak burada nas›l iflgal<br />

edecek denilebilir. Tahkim yasas›<br />

diye bir fley ç›kard›lar. Bu yasa ile<br />

ortaya ç›kan anlamazl›klarda<br />

Türk yasalar› de¤il uluslararas›<br />

yasalar geçerlidir. Küresel sermayenin<br />

avukatlar› vard›r. Onlar<br />

tahkim üyesi diye atan›rlar. Onlar›n<br />

<strong>ve</strong>rdi¤i kararlarla hareket edilir.<br />

Çokuluslu flirketler bir ülkeye<br />

girerken yap›sal, hukuksal<br />

de¤iflikliklerle birlikte geliyor.<br />

Kamu ihale yasas› Türkiye’ye<br />

geldi, en büyük amac›ndan bir tanesi<br />

de kamu ihalelerinin uluslararas›<br />

flirketlere <strong>ve</strong>rilmesiydi. Yasa<br />

5 y›lda 17 kez de¤iflti. Tutmu-<br />

<strong>Harita</strong> <strong>ve</strong> <strong>Kadastro</strong> Mühendisleri Odas› ‹zmir fiubesi 8. Yaz E¤itim Kamp› - 2009 Foça/‹zmir 19


1 . O T U R U M<br />

yor, yap› oluflmuyor, bunun için<br />

sürekli de¤ifliyor.<br />

Özlem fiAH‹N, DEÜ<br />

Haklar, özgürlükler, bilinçten<br />

söz ediyoruz. Hak <strong>ve</strong> özgürlü¤ün<br />

birbiriyle iliflkili oldu¤u söylendi.<br />

Ben de ayn› flekilde düflünüyorum.<br />

Bu iki sözcük neden bir arada<br />

kullan›l›yor diye düflündüm,<br />

özgürlükler haklardan do¤ar. ‹nsanlar›n<br />

özgürlükleri varsa bu<br />

haklar›ndan do¤ar. ‹nsan›n öncelikle<br />

yaflama hakk› vard›r. ‹nsan,<br />

insan oldu¤u için yaflama hakk›<br />

vard›r. Bir çocuk savaflta ölüyorsa,<br />

bu daha çocukken yaflama<br />

hakk› elinden al›n›yor demektir.<br />

Afrikada ölmek üzere olan bir çocu¤u<br />

bekleyen akbaban›n foto¤raf›<br />

çekilirken nas›l haklardan<br />

bahsedilir. Daha biz yaflama hakk›n›<br />

oturtamam›fl›z. Yaflama hakk›ndan<br />

sonra e¤itim, sa¤l›k hakk›<br />

gelir. Bunlar çok temel haklard›r,<br />

bunlar› sa¤layabilirsek, özgürlük<br />

bundan sonra daha do¤al kavramlard›r.<br />

‹nsanlar›n haklar› varsa<br />

özgürce düflünebilirler. ‹nsanlar<br />

niye yaflar, mutlu olabilmek<br />

için. Ben kendi ad›ma nas›l bir gelecek<br />

istiyorum Nas›l mutlu olabilece¤im<br />

bir gelecek yaratmal›-<br />

y›m Üni<strong>ve</strong>rsitede kaç›m›z istedi-<br />

¤imiz bölümlerde okuyoruz <strong>Yaflanabilir</strong><br />

gelecek diyoruz, bunun<br />

için ben endüstri mühendisli¤i<br />

okuyorum. Belki gelecek kayg›s›<br />

y›l›na kadar biz iki darbe gördük.<br />

‹spanya hala diktatörlükle yönetiliyordu.<br />

74’de ‹spanya bir halk<br />

hareketiyle diktatörlü¤ü y›kmay›<br />

baflard›. 77-78 y›llar›nda AB üyesi<br />

oldu. Bu ara dönem içinde ‹spanya’da<br />

herkes sosyalizme yak›n bir<br />

süreç yafland›¤›n›, eflit do¤up, eflit<br />

yaflan›lan bir dönem oldu¤unu<br />

söylüyordu. En temel e¤itim, sa¤l›k,<br />

bar›nma, ulafl›m, iletiflim gibi<br />

haklar›n devlet taraf›ndan karfl›-<br />

land›¤› gibi. O günden bugüne<br />

‹spanya yeni yeni tar›mda geliflme<br />

sa¤l›yor. Ancak AB’nin sömürgeci<br />

tavr›n› biliyoruz, flimdi<br />

bunun etkisi alt›nda.<br />

Biz ne yapt›k 60, 70 <strong>ve</strong> 80 darbelerini<br />

gördük. Örgütlü mücadelelerin<br />

yükseldi¤i dönemlerde<br />

biz darbelerle karfl›laflt›k. Hak <strong>ve</strong><br />

özgürlük talebinin doru¤a ç›kt›¤›<br />

noktalarda kendisine zarar gelece¤ini<br />

düflünen sermaye sahipleri,<br />

devlet odaklar›, erkler bunu<br />

bir flekilde bast›rmak zorundalard›.<br />

Özellikle ABD <strong>ve</strong> emperyalizmin<br />

arkas›nda bulunan darbeler<br />

bütün dünyada oldu¤u gibi bizde<br />

de böyle yafland›. 90’larda Sovyetlerin<br />

y›k›lmas›yla toplumsal kurtulufl<br />

<strong>ve</strong> bir arada yaflama umutlar›<br />

bir anda tükendi.<br />

Bunlar›n hepsi tabii ki Sovyet<br />

Rusya’ya ba¤l› de¤ildi <strong>ve</strong>ya o<br />

ayakta tutmuyordu. Bu temel sebep<br />

de¤il, sonuç asl›nda. Tek kutuplu<br />

dünyan›n ilan› gerçekleflti.<br />

ABD <strong>ve</strong> emperyalizmin <strong>ve</strong>ya yeni<br />

ad›yla neoliberalizmin egemenli-<br />

¤ini ilan etmesiydi. Özelefltiri yatafl›masayd›k<br />

çok daha farkl›<br />

alanlarda, kendimizi daha iyi ifade<br />

edebilece¤imiz alanlarda birfleyler<br />

yapabilece¤imizi düflünüyorum.<br />

Bizim üni<strong>ve</strong>rsitede, ayd›n <strong>ve</strong><br />

bilinçli bir flekilde gelece¤e dair<br />

birfleyler yapmam›z› istiyorlar.<br />

Önemli olan üni<strong>ve</strong>rsiteye gelinceye<br />

kadar geçen süreç, yoksa bir<br />

anda üni<strong>ve</strong>rsiteye gelince ayd›nlanaca¤›z<br />

diye bir fley olamaz.<br />

Çocuklukta kaç kifli kitap okuyor,<br />

kitap okuma oran› ne kadar<br />

Daha temel fleyler üzerine düflünmeliyiz<br />

bence. ‹nsanlar kar›nlar›<br />

açken nas›l haklar›n› savunabilir<br />

ki Öyle bir bilince ulaflmam›fl.<br />

‹nsanlar eflit olarak do¤muyorlar.<br />

Baz› insanlar bir ad›m geriden hayata<br />

bafll›yor, karn›n› doyurma<br />

kayg›s› olunca hangi hak <strong>ve</strong> özgürlükten<br />

bahsediyorsunuz.<br />

Bence konuflulmas› gereken<br />

daha temel konu eflitlik... Yaflama<br />

eflit flartlarda bafllam›yoruz. Bir<br />

çiftçinin hakk›n› aramas›n› ne kadar<br />

bekleyebiliriz ki Eflit koflullarda<br />

do¤mam›fllar. Daha temel<br />

sorunlar var, bunun üzerine<br />

odaklanmal›y›z diye düflünüyorum.<br />

Ali Fahri ÖZTEN<br />

Özlem’in katk›lar› için de teflekkürler.<br />

Bir tar›m iflçisinin sürece<br />

bak›fl› nas›l, bizim buna bak›fl›m›z<br />

nas›l Olay yine bilinçlenmeye<br />

gelip dayan›yor. Bilinçlenme<br />

<strong>ve</strong> örgütlenme. Hak <strong>ve</strong> özgürlüklerin<br />

örgütlenmeden geliflemeyece¤inin<br />

tan›m›d›r bu.<br />

Salih KARA, Mersin<br />

Üni<strong>ve</strong>rsitesi<br />

Tart›flman›n geldi¤i nokta<br />

önemli; örgütlenme. Bunun da<br />

bafllang›ç noktas› bakt›¤›m›zda<br />

darbeler süreci geçirmifl bir ülkeyiz.<br />

‹spanya’da Franco dönemini<br />

örnek <strong>ve</strong>rmek istiyorum. San›yorum<br />

1944-74 y›llar›, yani yaklafl›k<br />

30 y›ll›k diktatörlükle yönetildi<br />

‹spanya. Biz ayn› y›llarda daha<br />

demokratik bir süreçteydik. 74<br />

20<br />

<strong>Harita</strong> <strong>ve</strong> <strong>Kadastro</strong> Mühendisleri Odas› ‹zmir fiubesi 8. Yaz E¤itim Kamp› - 2009 Foça/‹zmir


1 . O T U R U M<br />

p›lmas› gerekiyor burada bence.<br />

Çünkü hak <strong>ve</strong> özgürlüklerden<br />

bahsediliyordu. Ancak anlad›k ki<br />

belli bir s›n›fa, erklere hak <strong>ve</strong> özgürlük<br />

idi. S›n›rs›zlaflt›r›lan dünya<br />

de¤il, sermaye idi. Sermaye<br />

hak <strong>ve</strong> özgürlüklerini en üst düzeyde<br />

yaflamaya bafllad›. Liberalizm<br />

denen fley en çok o dönem<br />

ortaya ç›kt›. Bugün ÖSS en büyük<br />

örne¤idir bence. Omuz omuza<br />

de¤il de birbirinin omzuna basarak<br />

yükselmeye çal›flan bir süreç<br />

yaflan›yor. ‹nsanlar haklar› talep<br />

etmek yerine çal›p, öldürüp, gasp<br />

ederek baflkas›ndan almay› tercih<br />

etti. Bunu bir erkten, egemen<br />

odaktan beraberce de¤il de birbirbirinden<br />

karfl›lamaya bafllad›lar.<br />

Bu da toplumsal dejenerasyonun<br />

bafllang›c› oldu. Örgütlülü¤ün liberalizmle<br />

çözülmeye bafllad›¤›<br />

nokta oldu. Bugün örgütlü mücadele<br />

çok zor bir fley görüyor. Bu<br />

liberalizm <strong>ve</strong> bireysel kurtulufl<br />

düflüncesiyle beslenen toplumda<br />

umut olarak yaflamas› bile unutuldu.<br />

Geçen gün babam üni<strong>ve</strong>rsitenin<br />

nüfusunu sordu, ’27 bin’ diye<br />

cevap <strong>ve</strong>rdim. ‘Kaç› günlük gazete<br />

okuyor’ diye sordu. ‘En fazla ikiüç<br />

bini’ dedim iyimser tahminlerle.<br />

Babam, o günlerde iki-üç gazete<br />

okuduklar›n› söyledi. Babam<br />

üni<strong>ve</strong>rsite okumad›, lise mezunu.<br />

Bir üni<strong>ve</strong>rsite ö¤rencisi, o gün ülkede<br />

bir yasa m› tart›fl›l›yor, üstü<br />

örtülü bir fley mi tasarlan›yor, kritik<br />

birfleyler mi var, bilmiyorsa<br />

‹nönü’nün söyledi¤i gibi o ülkede<br />

kurtulufl çok zordur.<br />

Tart›flma örgütlü mücadele<br />

noktas›na geldiyse bu çok güzel.<br />

Bu noktada birbirimizin s›rt›na<br />

basarak de¤il, birbirimize s›rt <strong>ve</strong>rerek<br />

bu toplumda birfleyler yapmak<br />

gerekir diye düflünüyorum.<br />

Ali Fahri ÖZTEN<br />

Çok güzel konuflmalar gelmeye<br />

bafllad›, ben çok mutlu oluyorum.<br />

Neoliberal politikalar bireysellefltirir,<br />

ç›k›fl yolu bireyselleflme<br />

de¤il, örgütlenme olmal›d›r.<br />

Arkadafl›m›z çok güzel özetledi.<br />

Kapitalizm yoksulluk yaratmadan<br />

yol alamaz. Yoksulluk yaratacak<br />

ki birileri zenginleflsin. Bunun<br />

karfl›s›ndaki mücadele nas›l olmal›<br />

Bu e¤itim <strong>ve</strong> bilinçle olur.<br />

Bilincimiz özgürleflmeli. Bilinç<br />

özgürleflmiyorsa orada s›k›nt› var<br />

demektir. Umudu yok etmemek<br />

gerekiyor. Toplumun mutlaka bilinçlenmesi<br />

gerekiyor. Burada ayd›n<br />

dedi¤imiz, baflta üni<strong>ve</strong>rsiteler<br />

ayd›n kimli¤ini korumak zorunda.<br />

Örgütlenmeden bu duruma<br />

karfl› koymalar› mümkün de¤il.<br />

Demek ki örgütlü mücadeleyi<br />

hep birlikte yürütmek gerekiyor.<br />

Dicle ÖZTÜRK, YTÜ<br />

Harçlar ile ilgili ben de birkaç<br />

fley söylemek istiyorum. Bu y›l birinci<br />

ö¤retimlere yüzde 8, ikinci<br />

ö¤retimlere yüzde 500 olmak<br />

üzere zamlar yap›ld›. Birçok gösteri<br />

yap›ld›, pekçok arkadafl›m›z<br />

destek <strong>ve</strong>rdi. Bizler koyun de¤iliz,<br />

gelece¤in umutlar›y›z bizler gelecekte<br />

mühendis, flehir planc›s›,<br />

mimar, avukat, doktor olaca¤›z.<br />

Bizlerin okuma hakk›n› elimizden<br />

al›yorlar. ‹kinci ö¤retimde<br />

okuyan birçok arkadafl›m harçlar›n›<br />

ödeyemeyecek duruma geldi.<br />

Bizlerin haklar›m›z› savunmas›<br />

gerekiyor, ne yapal›m demekle<br />

olmuyor. Annelerimiz, babalar›-<br />

m›z nas›l mücadele etti, bizler bu<br />

ruhu kaybetmemeliyiz. Biz buralara<br />

kolay yollarla gelmedik.<br />

Bizim Y›ld›z Teknik Üni<strong>ve</strong>rsitesi<br />

olarak Davutpafla <strong>ve</strong> Befliktafl<br />

olmak üzere iki kampüsümüz<br />

var. Befliktafl kampüsü Sabanc›ya<br />

ait <strong>ve</strong> bizim orada bar›nmam›z<br />

gerekti¤ini söylemifl. Bizi Davutpafla’ya<br />

tafl›yacaklar. Geçen sene<br />

bizi okulun aç›lmas›na bir hafta<br />

kala apar topar tafl›d›lar. ‹nsanlar<br />

Befliktafl’ta ev tutmufl Davutpafla’ya<br />

okul tafl›n›yor bir haftada.<br />

Bir baflka örnek de bizi Davutpafla’ya<br />

yollad›lar iyi güzel ama<br />

binalar ile girifl aras›nda uzun bir<br />

yol var. Servis konulmufl ama paral›.<br />

E¤er bizi öyle bir yere gönderiyorsan<br />

paras›z servis sa¤lamal›-<br />

s›n. ‹yilik yapt›klar›n› söyleyip<br />

250 bin liradan 100 bin liraya<br />

düfltüklerini söylüyorlar utanmadan.<br />

Durum çok vahim. Ö¤retim<br />

üyesi hocalar›m›z da bu konuda<br />

bizleri desteklemedi. Bu durumlara<br />

tepki koymazsak <strong>ve</strong> iflte flu<br />

dersten flu notu al dersek daha<br />

çok koyun olmay› sürdürürüz.<br />

Lütfen içimizdeki gençlik heyecan›n›<br />

kaybetmeyelim.<br />

Ali Fahri ÖZTEN<br />

Dicle’nin söyledi¤i çok do¤ru,<br />

umut asla yok olmayacak. <strong>Gelecek</strong><br />

gençlerde <strong>ve</strong> sizin elinizde.<br />

Slogan›m›z da o, gelecek, yaflanabilir<br />

gelecek.<br />

Odam›z›n Onur Kurulunda<br />

görevli Halil a¤abeye söz <strong>ve</strong>rmek<br />

istiyorum.<br />

Halil KAYNARCA<br />

Örgütlülük deyince sanatç›<br />

Timur Selçuk akl›ma geliyor. ‹nsan›n<br />

kendisine, ülkesine yararl›<br />

olabilmesi için öncelikle bir ifli<br />

olmas› laz›m. Ad› olta ile bal›k tutucusu<br />

olsa bile insan›n benimsedi¤i<br />

bir ifli olmas› laz›m. Ve daha<br />

sonra bu iflinin örgütlülü¤ünün<br />

içinde olmas› laz›m. Yani örgütlenmesi<br />

gerekir. Ben buna mühendis<br />

olarak flunu ila<strong>ve</strong> etmek<br />

istiyorum. Bir mühendisin yapt›-<br />

¤› iflin neye yarayaca¤›n› bilmesi<br />

gerekir. Bir baflka fley de bütün<br />

bunlar›n gerçekleflebilmesi için o<br />

bireyin mensubu oldu¤u ulusun<br />

dünya kamuoyunda egemenli¤i-<br />

<strong>Harita</strong> <strong>ve</strong> <strong>Kadastro</strong> Mühendisleri Odas› ‹zmir fiubesi 8. Yaz E¤itim Kamp› - 2009 Foça/‹zmir 21


1 . O T U R U M<br />

nin kendi ulusuna ait olmas› gerekir.<br />

‹flte haklar <strong>ve</strong> özgürlükler deyince<br />

örgütlenme özgürlü¤ünü<br />

düflünüyorum. HKMO 1954 y›-<br />

l›nda, gerekçesi içinde yaz›l› oldu¤u<br />

gibi yani ilim <strong>ve</strong> fenni art›-<br />

rarak ülkemizin geliflmesini sa¤lamak<br />

için kuruldu. O günkü hükümet<br />

bu yasay› ç›kararak örgütlenmemizi<br />

sa¤lam›fl. Bugün karfl›<br />

örgütlenme <strong>ve</strong>ya örgütlü olmama<br />

konusunda bir hak varm›fl gibi<br />

günümüzün hükümetleri bu örgütlenme<br />

hakk›n› bertaraf edebilmek<br />

için kurulufl s›ras›nda asker<br />

mühendisleri <strong>ve</strong> kamuda çal›flan<br />

meslektafllar›m›z›n üye olma zorunlulu¤unu<br />

kald›rd›lar. Bu örgütlü<br />

mücadelenin önüne geçebilmenin<br />

yeter olmasa da flartlar›ndan<br />

biri oldu¤u için.<br />

‹smet Pafla, ‹nönü savafl›n›n<br />

y›ldönümünde ‘Yunanl›lar da çarp›fl›yorlard›,<br />

askerce say›lar› üstündü,<br />

teknolojileri üstündü.<br />

Ama bizim bir üstünlü¤ümüz<br />

vard›. Özgürlü¤ümüz için çarp›-<br />

fl›yor olmam›zd›’ sözünü söylemifltir.<br />

Dolay›s›yla Mustafa Kemal’in<br />

kazand›rmak istedi¤i hak<br />

<strong>ve</strong> özgürlükler içinde Kurtulufl<br />

Savafl› özgür olman›n bir flart› idi.<br />

Ama Kurtulufl Savafl› kazan›ld›ktan<br />

sonra hak <strong>ve</strong> özgürlükleri yerli<br />

yerinde yaflayabilmek için Mustafa<br />

Kemal’in getirdi¤i bir dizi özgürlük<br />

önlemleri vard›. Yapt›¤›<br />

devrimin ad›, tek adam hakimiyetine<br />

son <strong>ve</strong>rmek, ikincisi düflünmenin<br />

önündeki engelleri kald›rmak.<br />

Yani hilafeti kald›rmak.<br />

‹flte Vecihi Timuro¤lu hocam<br />

gelseydi kurgulayaca¤›n› düflündü¤üm<br />

olay buradan bafllayacakt›.<br />

Hak <strong>ve</strong> özgürlükler ‹zmir’de<br />

noktalanan savaflta kazan›ld› diyebiliyor<br />

muyuz Hay›r, hemen<br />

o gün karfl› devrim süreci bafllad›.<br />

Bugün odalar olarak özgürlüklerimiz<br />

için kendi meslek yarar›m›z<br />

için, dolay›s›yla ülke yarar› için,<br />

çal›flmalar›m›z›n ortadan kald›r›lmas›<br />

için, varl›k nedenlerimiz günün<br />

hükümetleri taraf›ndan ortadan<br />

kald›r›lmak isteniyor.<br />

Terakki Per<strong>ve</strong>r Cumhuriyet<br />

F›kras› Partisinin kuruluflundan<br />

günümüze kadar bu karfl› devrimciler<br />

Mustafa Kemal zaman›nda<br />

uyur gibi gözüktüler, onun<br />

ölümüyle hortlad›lar. ‹flte her arkadafl›mdan<br />

benim rica etti¤im<br />

odam›z›n bundan önceki y›llar›nda<br />

da¤›tt›¤›, tüm ö¤retmen okullar›nda<br />

demirbafl olarak <strong>ve</strong>rilen,<br />

tüm harb okulu mezunlar›na demirbafl<br />

olarak <strong>ve</strong>rilen Mustafa Kemal’in<br />

kendi kaleminden ç›km›fl<br />

Nutuk’u okumalar›d›r.<br />

Bütün arkadafllar›m›n olana¤›<br />

vard›r, karfl› devrim kronolojisi<br />

olarak google’den t›klad›¤›n›zda<br />

ç›kacak iki-üç sayfal›k metni haklar<br />

<strong>ve</strong> özgürlüklerde hepimizi ilgilendiren<br />

konusunun tamam›n›<br />

içermektedir. H›fz› Veldet Velidedeo¤lu<br />

hocam›z›n ‘1980-1990<br />

Karfl› Devrim’ yap›t›nda bütün<br />

bunlar› anlatt›ktan sonra hocam›z<br />

flunlar› söylüyor. Bir sürü tan›m›<br />

yap›yor, pekçok koyunu bar›nd›-<br />

ran, bafl›nda çoban› olan, bir a¤aya<br />

ba¤l› olan, saati geldi¤inde otlayan<br />

<strong>ve</strong> sadece a¤alar› için var oldu¤unu<br />

bilen varl›kt›r sürü. Hatta<br />

topluca mezbahaya giderlerken<br />

bile olay›n fark›nda de¤illerdir.<br />

Topluca bir yerlere götürülmemek<br />

için hakk›n›z›n özgürlü-<br />

¤ünüzün ne oldu¤unu bilin. Örgütlü<br />

yap›n›zla bunun mücadelesini<br />

<strong>ve</strong>rmeniz gerekir diye düflünüyorum.<br />

Mustafa Onur G‹R‹fiKEN,<br />

‹TÜ<br />

Hepimiz ö¤renciyiz <strong>ve</strong> ulafl›m<br />

konusunda s›k›nt› çekiyoruz. Büyükflehirlerde<br />

neden indirimli bilet<br />

uygulamas› yap›l›yor, bunu bilen<br />

var m› ‹ETT y›llar önce<br />

tramvay› özellefltirdi¤inde ö¤rencilere<br />

ücretsiz olan ulafl›m bir anda<br />

ücretli hale gelmifl. Bunu ‹stanbul<br />

T›p Fakültesi ö¤rencileri<br />

Bayaz›t Meydan›nda protesto etmifl<br />

<strong>ve</strong> iki t›p fakültesi ö¤rencisi<br />

bu protesto gösterisinde can <strong>ve</strong>rmifl.<br />

Daha sonra bu indirimli uygulama<br />

konulmufl. Ö¤renciler<br />

her zaman en korkulan s›n›f olmufl.<br />

Çünkü genç beyinler, iradeleriz.<br />

Gücümüzün fark›nda olmal›y›z.<br />

‹lerde karfl›lafl›lacak s›k›nt›-<br />

lar› engelleyebilmek için bugünden<br />

ad›mlar atmam›z gerekiyor.<br />

Ben içinizdeki ›fl›¤›n <strong>ve</strong> bilincin<br />

fark›na var›n diyorum. Temel<br />

hak <strong>ve</strong> özgürlükler istiyorsak o<br />

bilinci kaybetmeyelim.<br />

Ali Fahri ÖZTEN<br />

Osmanl› 1860’l› y›llarda ekonomik<br />

bunal›mdan dolay› ‹ngiliz<br />

bankalar›ndan <strong>ve</strong> Galata bankerlerinden<br />

ilk borcunu almaya bafllam›flt›r<br />

<strong>ve</strong> ard›ndan tramvay iflletmesini<br />

özellefltirmifltir <strong>ve</strong> arkas›ndan<br />

da Osmanl› çökmüfltür.<br />

Muhittin SELV‹TOPU<br />

Tart›flt›¤›m›z konu ülkemiz<br />

aç›s›ndan kaydade¤er konulardan<br />

biridir. Hak <strong>ve</strong> özgürlükleri<br />

ülkenin kurulufl tarihinden, ekonomik<br />

yap›s›ndan ba¤›ms›z düflünemezsiniz.<br />

Bunun için bir ülkedeki<br />

hak <strong>ve</strong> özgürlükleri iyi anlayabilmek<br />

için ülkenin tarihini<br />

iyi bilmek gerekir. Maalesef bizim<br />

ülkemizin e¤itim sisteminde<br />

bu bizlere do¤ru dürüst anlat›lm›yor.<br />

Daha sonra gerçek yaflam-<br />

22<br />

<strong>Harita</strong> <strong>ve</strong> <strong>Kadastro</strong> Mühendisleri Odas› ‹zmir fiubesi 8. Yaz E¤itim Kamp› - 2009 Foça/‹zmir


la karfl› karfl›ya kald›¤›m›zda ülkemizdeki<br />

tarihsel geliflmeleri,<br />

ancak özel ilgi duyarsak <strong>ve</strong><br />

araflt›rarak ö¤renebiliyoruz. Burada<br />

benim size söyleyebilece¤im<br />

fley, ülkenizin tarihini çok iyi ö¤renin.<br />

Kurtulufl Savafl›n› çok iyi<br />

anlamam›z gerekir. Osmanl›daki<br />

yap›y› çok iyi anlamam›z gerekir.<br />

Cumhuriyetin bugünlere nas›l<br />

geldi¤ini çok iyi kavramam›z gerekir.<br />

Rahmetli U¤ur Mumcu’nun<br />

bir sözü var: “Bizim ülkemizde insanlar<br />

bilgi sahibi olmadan fikir<br />

sahibi oluyor”. Öncelikle kendimizi<br />

bilgi ile donatmam›z gerekiyor.<br />

Bundan sonra ülkemizde çok<br />

fleyi de¤ifltirebiliriz. Herfley de¤iflmeye<br />

mahkumdur. De¤iflikli¤in<br />

önünde hiç bir güç bulunamaz.<br />

Önemli olan de¤iflimi do¤ru yönlendirmektir.<br />

Ülkemizde haklar <strong>ve</strong> özgürlükler<br />

yeterli midir Örne¤in ö¤rencilerin<br />

harçlara karfl› tepkisi<br />

çok fliddetli bast›r›l›yor. Ama ülkenin<br />

rejimini de¤ifltirecek eylemlere<br />

bak›yorsunuz çok yumuflak<br />

önlemler al›n›yor. Ülkede yap›lmak<br />

isteneni iyi görürsek çok<br />

iyi anlayabiliriz. Önemli olan<br />

bunlar› objektif inceleyebilmektir.<br />

Sadece bizim söylediklerimizin<br />

de etkisinde kalmay›n, araflt›-<br />

r›n, okuyun. Bu olanaklar var.<br />

Bir arkadafl›m›z ‹spanya’n›n<br />

1 . O T U R U M<br />

tarihsel geliflimine de¤indi, biraz<br />

da ülkemizden bahsetti. Bana göre<br />

tarihsel sürecimiz eksik kald›.<br />

Bugün ülkenin baflka sorunlar›n›<br />

parça parça tart›flt›k ama ülkenin<br />

tarihsel geliflimine fazla de¤inemedik.<br />

Bu geliflmeyi çok iyi alg›-<br />

lad›¤›m›z zaman bu ülkede neler<br />

yap›lmas› gerekti¤ine de çok rahat<br />

karar <strong>ve</strong>rebileceksiniz.<br />

Kentsel dönüflüm plan› sosyal<br />

dönüflüm ile bütünleflmeden sa¤l›kl›<br />

bir noktaya varmaz. Dünyada<br />

bu böyle baflar›ya ulafl›yor.<br />

E¤er bir kentsel dönüflüm projesi<br />

yan›nda sosyal dönüflümü koymazsan›z<br />

insanlar ma¤dur olur,<br />

zarar görür, sonuçta da rant kazan›r.<br />

Mustafa ERDO⁄AN<br />

fiöyle bir tespit yapmak istiyorum.<br />

Kapitalizm kendini var edebilmek<br />

<strong>ve</strong> kal›c›l›¤›n› sürekli hale<br />

getirebilmek için bütün sermayesini<br />

ortaya koyarak mücadele ediyor.<br />

Bunu üçüncü dünya ülkelerinde<br />

yap›yor. Hindistan, Laos,<br />

Kamboçya, Vietnam, Güney<br />

Amerika ülkelerinin bir ço¤unda<br />

bunu ya sermaye aktar›m› ya da<br />

militarizmle yap›yor. Bizim ülkemizde<br />

hem sermaye aktar›m›,<br />

hem de e¤itimle yapt›. Dünyada<br />

iki türlü e¤itim var, materyalist<br />

<strong>ve</strong> idealist e¤itim flekli. Bizde<br />

idealist e¤itim flekli uygulan›yordu.<br />

Nedir aralar›ndaki temel fark.<br />

‹dealist felsefe kabul edilmifl, yani<br />

toplumlardaki akil insanlar›n,<br />

genel geçer söylenenleri kabul<br />

etmesi. Materyalist felsefe ise dinsiz,<br />

imans›z, allahs›z felsefe. Bunun<br />

din <strong>ve</strong> imanla hiç bir alakas›<br />

yok. Fark nedir, sorgula! Biz sorgulayacak<br />

e¤itime Köy Enstitüleriyle<br />

bafllad›k. Kapitalizm bunun<br />

fark›na vard› <strong>ve</strong> 1950’de kapatt›rd›.<br />

Biz 80’li y›llardan önce bunu<br />

çok düflündük, ama sonra bize de<br />

size de düflünme f›rsat› <strong>ve</strong>rmediler.<br />

Ne yapmam›z laz›m Kapitalizmin<br />

bütün sermayesini ortaya<br />

koyarak örgütlendi¤i zaman biz<br />

de karfl› örgütlenmemizi yapmam›z<br />

laz›m. Yoksa yaflama flans›-<br />

m›z yok. Biz teknik eleman olarak<br />

yetifliyoruz. Bizim için Odalar<br />

çok önemlidir. Yaflam alanlar›nda<br />

birer mevzi olarak görmeliyiz<br />

Odalar›. Yaflamlar›m›z› özgürlefltirmek<br />

<strong>ve</strong> güzellefltirmek için<br />

bunlar› kullanmal›y›z. Bunun<br />

için size çok görev düflüyor. Bunu<br />

da yapaca¤›n›za inan›yorum.<br />

Diyar SARAÇO⁄LU<br />

Geçen y›l Elektrik Mühendisleri<br />

Odas› arac›l›¤›yla gelmifltim<br />

bu kampa. Bizim de çarflamba günü<br />

kamp›m›z vard›, ba¤›ml›l›k<br />

yapt› san›r›m günü birlik u¤rad›m.<br />

Yaln›zca özgürlük, hak, demokrasi,<br />

eflitlik üzerinden konuflursak<br />

bir yere varamay›z. Bugün<br />

tekelci burjuvazi de söylemlerini<br />

<strong>Harita</strong> <strong>ve</strong> <strong>Kadastro</strong> Mühendisleri Odas› ‹zmir fiubesi 8. Yaz E¤itim Kamp› - 2009 Foça/‹zmir 23


1 . O T U R U M<br />

bu kelimeler üzerinden yap›yor.<br />

Bizim sistem üzerinden konuflmam›z<br />

gerekiyor. fiu anda mevcut<br />

sistem tekelci kapitalizm oldu¤u<br />

için bunun ekonomik <strong>ve</strong> sosyal<br />

olgular›n› iyice alg›lay›p ona karfl›<br />

<strong>ve</strong>rilecek mücadele yani örgütlü<br />

yap›y› gündeme getirmemiz<br />

gerekiyor. Örgütlenme bir süreçtir<br />

<strong>ve</strong> yaln›zca ö¤rencilikle s›-<br />

n›rl› de¤ildir. Örgütlü çal›flmalar›<br />

daha sonra odalar <strong>ve</strong> sendikalarda<br />

da sürdürmeliyiz. Örgütlü mücadele<br />

bilinci kazand›¤›m›z andan<br />

bütün hayat›m›z›n sonuna kadar<br />

devam ettirmek için elimizden<br />

geleni yapmam›z gerekiyor.<br />

Ali Fahri ÖZTEN<br />

Tekelci kapitalizmin oldu¤u<br />

bir süreçte demokrasi, insan haklar›,<br />

özgürlü¤ün ne kadar olaca¤›-<br />

n› sorgulamak zorunday›z. Çünkü<br />

sistemin tart›fl›lmas› gerekmektedir.<br />

Emperyalizmin yaratt›-<br />

¤› savafl› kimin üzerine y›kt›¤›na<br />

bakmam›z laz›m. Emperyalizmin<br />

bugün yaflad›¤› bunal›m›n yükü<br />

yine emekçiye, köylüye çal›flan s›-<br />

n›fa y›k›lmakta. Biraz önce arkadafl›m›z<br />

internetten bak›p ikinci<br />

ö¤retimde harçlar›n 3.5 milyar<br />

liray› buldu¤unu söyledi. Hatta 5<br />

milyar harç bedeli olan bölümler<br />

de var. Kapitalizmin ruhunda var<br />

bu sömürü.<br />

Yar›n sizler Odalarda mutlaka<br />

yer almal›s›n›z. Odalar emekten<br />

<strong>ve</strong> halktan yanad›r. Hiç kimsenin<br />

etkisi alt›nda de¤ildir. Biz bunu<br />

1954 y›l›ndan bu yana söylüyoruz,<br />

söylemeye devam edece¤iz.<br />

Sizlerin de yar›n bu söylemi kullanaca¤›n›z›<br />

görüyoruz.<br />

Biz bayra¤› hocalar›m›zdan ald›k.<br />

Hüseyin Erkan hocam›z<br />

1974 y›l›nda Oda baflkanl›¤›m›z›<br />

yapt›, emekli profesörlerimizdendir.<br />

Bugün hiç konuflmad›. Bir<br />

merhaba der misiniz<br />

Hüseyin ERKAN<br />

Sizi dinlemeyi tercih ediyorum.<br />

Sizlere gü<strong>ve</strong>niyorum, sizlerden<br />

eminim. Sizleri bu gönüllü<br />

çal›flmalar›n›zdan dolay› kutluyorum.<br />

Baflar›lar diliyorum.<br />

Ali Fahri ÖZTEN<br />

Biz bayra¤› sevgili hocalar›-<br />

m›zdan ald›k. Sizlere <strong>ve</strong> di¤er<br />

meslektafllar›m›za iletece¤iz. fiunu<br />

bilmenizi istiyorum TMMOB<br />

1954’den bu yana mücadelesini<br />

sürdürmektedir. Siyasal iktidarlar›n<br />

ürktü¤ü bir örgütlenmedir<br />

TMMOB. 400 bin üyesi var. Mimar,<br />

mühendis <strong>ve</strong> flehir planc›s›<br />

var. Bu müthifl bir beyindir. Tabii<br />

ki korkulacak beyindir. Düflünen,<br />

sorgulayan, araflt›ran bir beyin.<br />

Bu yap›lanmay› birileri mutlaka<br />

parçamak isteyebilir. Bizler<br />

bir floförler odas› de¤iliz. O da bir<br />

oda ama biz öyle bir oda de¤iliz.<br />

Türkiye’de tabipler, eczac›lar, baro,<br />

mühendisler TMMOB, mali<br />

müflavirler gibi bunlar›n d›fl›nda<br />

mesleki örgütlenmeler olabilir,<br />

ama e¤itim anlam›nda bu seviyede<br />

bir yap›lanmaya sahip de¤iller.<br />

O nedenle TMMOB’nin bu yap›s›<br />

çok önemli. Her y›l 25 bine yak›n<br />

mezun gelmektedir. Bu flu demektir;<br />

on y›l sonra bu ülkede<br />

mühendis <strong>ve</strong> mimarlar›n say›s›<br />

bir milyon olacak. Dolay›s›yla bir<br />

milyon düflünen, bu ülkenin<br />

mutlulu¤u için çal›flmay› bafllatt›klar›nda<br />

ülkemizi özgürlefltirebiliriz;<br />

tabiiki örgütlü olabilirsek.<br />

Bu süreç, tarladan, fabrikadan da<br />

geçiyor. Demin çok güzel örnek<br />

<strong>ve</strong>rdi Gizem çiftçi örgütlü de¤ilse,<br />

üretimini yok pahas›na satmak istemiyorsa,<br />

alana ç›km›yorsa sorun<br />

var demektir. Ç›kmal› ama<br />

örgütlü olarak tabi.<br />

Kamp süresince katk›lar›n›z›<br />

sunmaya devam edin. Konufltukça<br />

beyninizde özgürleflme konusunda<br />

geliflmeler oldu¤unu göreceksiniz.<br />

Oturumu burada kapat›-<br />

yorum, teflekkürler.<br />

24<br />

<strong>Harita</strong> <strong>ve</strong> <strong>Kadastro</strong> Mühendisleri Odas› ‹zmir fiubesi 8. Yaz E¤itim Kamp› - 2009 Foça/‹zmir


2 . O T U R U M<br />

PANEL<br />

<strong>Yaflanabilir</strong> <strong>Gelecek</strong> ‹çin Kent<br />

Hülya KOÇ<br />

Hüseyin ÜLKÜ<br />

Hasan ZENG‹N<br />

Üçüncü gün, "<strong>Yaflanabilir</strong> <strong>Gelecek</strong> ‹çin Kent" <strong>ve</strong> "<strong>Yaflanabilir</strong><br />

<strong>Gelecek</strong> ‹çin Su <strong>ve</strong> Enerji" panelleri yap›ld›. Yürütücülü¤ünü<br />

HKMO Eski Genel Baflkan› Hüseyin ÜLKÜ’nün yapt›¤›<br />

"<strong>Yaflanabilir</strong> <strong>Gelecek</strong> ‹çin Kent" panelinde, Dokuz Eylül<br />

Üni<strong>ve</strong>rsitesi fiehir <strong>ve</strong> Bölge Planlama Ö¤retim Üyesi Prof.Dr.<br />

Hülya KOÇ, HKMO Adana fiube Baflkan› Hasan ZENG‹N<br />

yaflanabilir kent tan›mlanarak ilkeleri vurguland›. Mevcut konut<br />

çevrelerinde yaflanabilirli¤i <strong>ve</strong> niteli¤i art›rmak üzere neler<br />

yap›labilece¤i hakk›nda bilgiler <strong>ve</strong>rildi. <strong>Yaflanabilir</strong> bir kentin,<br />

yaln›zca do¤ru tasar›mlar <strong>ve</strong> etkin uygulamalar ile de¤il;<br />

tasarlay›c›lar›, uygulay›c›lar›, denetleyicileri <strong>ve</strong> kullan›c›lar›n›n<br />

tümünün katk›lar› ile gerçekleflebilece¤i vurguland›. Uygulanan<br />

neo-liberal politikalar sonucu k›rdan kentlere yap›lan bilinçsiz<br />

<strong>ve</strong> zorunlu göçler nedeniyle kentlerde afl›r› nüfus art›fl› <strong>ve</strong> buna<br />

karfl›l›k planlama, arsa stoku, sosyal konutlar vb. konular›nda<br />

yaflanan eksiklikler ayr›ca gecekondulaflmadaki politik bak›fl <strong>ve</strong><br />

beraberinde çarp›k kentleflmenin h›zla artmas› <strong>ve</strong> sa¤l›ks›z<br />

altyap›n›n anlat›ld›¤› oturumda ayr›ca siyasi rantlar <strong>ve</strong> oy<br />

kayg›s›yla yap›lan imar aflar›n›n kentleri içinden ç›k›lmaz,<br />

çarp›k bir konuma soktu¤u dile getirildi.<br />

Oturumun sunumu Dokuz Eylül<br />

Üni<strong>ve</strong>rsitesi ö¤rencisi Özlem<br />

fiAH‹N taraf›ndan yap›ld›.<br />

<strong>Harita</strong> <strong>ve</strong> <strong>Kadastro</strong> Mühendisleri Odas› ‹zmir fiubesi 8. Yaz E¤itim Kamp› - 2009 Foça/‹zmir 25


2 . O T U R U M<br />

Hüseyin ÜLKÜ<br />

De¤erli gençler, Odam›z›n de-<br />

¤erli yöneticileri <strong>ve</strong> konuklar›-<br />

m›z, HKMO ad›na hepinize hoflgeldiniz<br />

diyorum. Kat›l›m›n›z<br />

için teflekkür ederken bu panele<br />

katk›lar›n›z› bekledi¤imi özellikle<br />

vurgulamak istiyorum.<br />

HKMO ‹zmir fiubesinin <strong>ve</strong> genel<br />

merkezinin böylesine güzel<br />

bir etkinli¤i sekizinci kez baflar›yla<br />

gerçeklefltirmesinden ötürü<br />

kendilerini kutluyorum. Bu etkinli¤in<br />

TMMOB’de özel bir yeri<br />

oldu¤unu biliyorum. Di¤er odalar›m›z›n<br />

da ayn› etkinlik konusunda<br />

ad›m atmalar›ndan dolay› sevinç<br />

duydu¤umuzun alt›n› çizmek<br />

istiyorum. Say›n Hülya Koç<br />

<strong>ve</strong> Hasan Zengin’e panele kat›l›m<br />

<strong>ve</strong> katk›lar› için flimdiden teflekkür<br />

ediyorum. Sözü Hülya Han›m’a<br />

b›rak›yorum.<br />

Hülya KOÇ<br />

Zaman› iyi kullanmak ad›na<br />

iki slaytla bafllamak istiyorum.<br />

Dünyam›zdan gidecek baflka bir<br />

yerimiz de yok. <strong>Yaflanabilir</strong> bir<br />

kent dedi¤imizde yaflanabilirlik<br />

bizim akl›m›z› çokça meflgul ediyor.<br />

<strong>Yaflanabilir</strong>li¤in özelli¤inin<br />

ne oldu¤unu tan›mlamak konusunda<br />

yap›lan çal›flmalar var. Gerek<br />

yurt içi, gerekse yurtd›fl› literatürde<br />

birçok çal›flma var. 1996<br />

y›l›nda ‹stanbul’da yap›lan Habitat-2<br />

konferans›nda Türk heyeti<br />

taraf›ndan yaflanabilirli¤in, bir<br />

yerleflimin amaçlar› aras›nda olmas›<br />

gerekti¤i ilkesi ortaya kondu.<br />

Sürdürülebilirlik yan›nda yaflanabilirlik<br />

ilkesini, Türk heyeti<br />

bir yerleflmenin gerçeklefltirmesi<br />

gereken koflullar aras›nda say›-<br />

yor. Yine Türk delegasyonu taraf›ndan<br />

bir y›ll›k bir süreçte haz›rlanan<br />

kitapta ortaya konuyor.<br />

<strong>Yaflanabilir</strong>li¤in kentlerle ba¤lant›s›<br />

nedir ‹nsanlar›n yaflant›-<br />

s›nda nas›l etkisi vard›r Buna de-<br />

¤inmeye çal›flaca¤›m. Bir aç›dan<br />

bakt›¤›m›zda, yaflanabilir kent<br />

dedi¤imizde insan›n mekana geçmesi<br />

olarak tan›mland›¤›n› söyleyebiliriz.<br />

‹nsan haklar›n› düflündü¤ümüzde<br />

en temel olan›n› yaflama<br />

hakk› olarak görüyoruz.<br />

Havadaki belirli bir orandaki kükürtdioksit<br />

oran›n› tan›mlamak<br />

yaflam hakk›n›n belirli bir ortamda<br />

olmas›n›n hayata geçmesini<br />

gösteriyor.<br />

1948 y›l›nda ‹nsan Haklar› Beyannamesi<br />

yay›nland› biliyorsunuz.<br />

Sadece fizyolojik yaflam hakk›n›<br />

biraz ötesinde tan›ml›yor,<br />

onurlu yaflam hakk› olarak vurguluyor.<br />

Do¤rudan do¤ruya yaflam<br />

kalitesiyle iliflkili bir mesele.<br />

Örne¤in tarihsel de¤erleri korumakla,<br />

kimlik sorunun korunmas›<br />

onurlu yaflama hakk›n›n bir<br />

parças› olarak görülebilir. Onurlu<br />

yaflam hakk›n›n bir bölümü de<br />

yönetim ile ilgili konular. Kentin<br />

herhangi bir performans›n›n, örne¤in<br />

birçok hizmetin birilerinin<br />

taraf›ndan sunulmas› de¤il, bunun<br />

etkileflim ile, insanlar›n kendi<br />

katk›lar› ile birlikte yaflama geçirilmifl<br />

olmas› <strong>ve</strong> insanlar›n buna<br />

kolayca ulaflmas› yaflanabilirlik<br />

kapsam›nda düflünülmesi gerekiyor.<br />

Maslow gereksinmeler hiyerarflisini<br />

duymuflsunuzdur. Psikolojiyle<br />

ilgili pek çok kitapta<br />

vard›r. Fizyolojik düzeyden bafll›-<br />

yor, gü<strong>ve</strong>nlik, sevgi, ait olma, sayg›,<br />

kendini gerçeklefltirme olarak.<br />

Her bir insan›n bir aflamay› tamamlad›ktan<br />

sonra bir üst gereksinmeye<br />

ihtiyaç duydu¤unu belirtiyor.<br />

Ancak kabul edilen fludur<br />

ki onurlu bir yaflam hakk› için bu<br />

gereksinmelerin tümünün sa¤lanmas›<br />

gereklidir.<br />

Fizyolojik gereksinmeler olarak<br />

bildi¤imiz yiyecek <strong>ve</strong> su olmaks›z›n<br />

yaflam›m›z› sürdüremeyece¤imizi<br />

biliyoruz. ‹ç ortam<br />

dengesinin, yani hava, s›cakl›k,<br />

nem gibi koflullar›n uygun olmas›<br />

gerekiyor. Bunun sa¤lanm›fl olmas›<br />

yeterli de¤il; beden, ifl, kaynaklar,<br />

aile, sa¤l›k, mülk konular›nda<br />

da gü<strong>ve</strong>n içinde olmak istiyorlar.<br />

Korku, bask› <strong>ve</strong> gü<strong>ve</strong>nlik<br />

halinin olmas› diye tan›mlan›yor<br />

sözlükte <strong>ve</strong> böyle bir ihtiyac› var<br />

insan›n. ‹nsanlar kendi bafllar›na<br />

bir yerde var olma ötesinde bir<br />

toplum içinde yer almay› istiyorlar.<br />

Aile, arkadafll›k, dostluk, samimiyet<br />

gibi gereksinmeleri var<br />

bunun da sa¤lanm›fl olmas› gerekiyor.<br />

Ayn› zamanda sayg› görme,<br />

sayg› gösterme, özgü<strong>ve</strong>n, bir<br />

ifli baflarmak, bunun da bir üst<br />

kademede gerçekleflmesi gerekiyor.<br />

Bütün bunlar›n yan› s›ra<br />

kendini gerçeklefltirme, moral,<br />

yarat›c›l›k, spontanl›k, problem<br />

çözme, gerçeklerin kabullenilmesi,<br />

önyarg›n›n kalkmas› gibi gereksinmelerin<br />

gerçekleflmesi gerekiyor.<br />

Bu gereksinmelerin karfl›lanmas›<br />

yaflam kalitesiyle ilgili<br />

bir durum. Yaflam kalitesi günlük<br />

ihtiyaçlar›n karfl›lanmas›ndan,<br />

hayatta kalman›n ötesinden bir<br />

varl›k içinde yer alma kademesinden<br />

söz edebiliriz. Alt düzeylerin<br />

tatmin edilmesi yeterli de¤il, insan›n<br />

sa¤l›k içinde, gü<strong>ve</strong>nlik içinde<br />

olmas› yeterli de¤il. Ayn› zamanda<br />

var olmas›, kendini gerçeklefltirmesi,<br />

üst düzeyde varolufl<br />

fleklinde de ortaya ç›k›yor.<br />

Varl›k içinde olma ayn› zamanda<br />

bir yerde tüketmeyi de<br />

içermiyor, onun oluflumuna katk›da<br />

bulunmay› içeriyor. Bu<br />

kentlerimiz aç›s›ndan çok önemli.<br />

Kentlerimizin planlanmas› aç›-<br />

s›ndan çok önemli, çünkü insanlara<br />

tüketebilece¤i bir fleyleri<br />

sunman›n ötesinde onlar›n üretebilece¤i,<br />

yarat›c› olabilece¤i, katk›da<br />

bulunabilece¤i ortamlar›n<br />

haz›rlanm›fl olmas›n› da gerekti-<br />

26<br />

<strong>Harita</strong> <strong>ve</strong> <strong>Kadastro</strong> Mühendisleri Odas› ‹zmir fiubesi 8. Yaz E¤itim Kamp› - 2009 Foça/‹zmir


2 . O T U R U M<br />

ran canl› <strong>ve</strong> cans›z varl›klar›n da<br />

dengede bulundu¤u bir ortam›<br />

yaflanabilir bir ortam olarak niteleyebiliyoruz.<br />

<strong>Yaflanabilir</strong> bir kentin niteli-<br />

¤inden söz ederken de insanlar›n<br />

tüm eserlerine <strong>ve</strong> fiziksel geliflimine<br />

katk›da bulunan bir kentsel<br />

sistemden söz ediyoruz. Bu temaya<br />

güç katan temel ilkeler ise adalet,<br />

insanl›k onuru, eriflebilirlik,<br />

canl›l›k, kat›l›m <strong>ve</strong> yetkilendirme<br />

gücü olarak ortaya ç›k›yor.<br />

De¤iflik yaflanabilir kent tan›mlar›<br />

var. Bunlardan bir kaç tanesini<br />

buraya getirebildim. <strong>Yaflanabilir</strong><br />

kent “sa¤l›kl› bir yaflama<br />

sahip olunan; bisiklet, kamu toplu<br />

tafl›m ya da araba d›fl›nda baflka<br />

bir alternatifin oldu¤u kenttir” diyor<br />

bir tan›m. <strong>Yaflanabilir</strong> kent<br />

tüm insanlar›n kentidir. Bu yaflanabilir<br />

kentte çocuklar, yafll›lar<br />

için de çekici <strong>ve</strong> gü<strong>ve</strong>nli bir yer<br />

oldu¤u anlam›na geliyor. Yine yaflanabilir<br />

kentin ilkelerini ortaya<br />

koyan yazarlar var. Herkesin birbirini<br />

duyabildi¤i, görebildi¤i,<br />

tüm kamusal alan›n yaln›zca insan<br />

olmak nedeniyle, birçok aktivitenin<br />

(kutlamalar, e¤lenceler,<br />

anmalar) tüm hemflehrilerin bir<br />

araya gelmesini mümkün k›lan<br />

bir alan›n oldu¤u kentten söz ediyor.<br />

<strong>Yaflanabilir</strong> bir kentten, kor-<br />

riyor. Herfleyin birlikte olmas›,<br />

hem bir yer - mekan, hem de<br />

onun içinde yaflayacaklar›n birlikte<br />

olmas› anlam›na geliyor.<br />

Demokratik, insanlar›n kendilerini<br />

kamusal özne olarak hissettikleri,<br />

o yerin oluflmas›nda kendilerinin<br />

katk›lar›n›n oldu¤u ortamlar<br />

istiyor; böyle bir yaflam gereksinmesi<br />

duyuyoruz. O zaman<br />

yaflanabilir bir çevreye insanlar›n<br />

yaln›zca fizyolojik gereksinmelerinin<br />

de¤il, gü<strong>ve</strong>nlik, sevgi, ait olma,<br />

sayg› görme <strong>ve</strong> kendini gerçeklefltirmenin<br />

tümünün sa¤lanabildi¤i<br />

bir çevre olarak görüyoruz.<br />

Yap›l› bir çevreyi de ancak bu<br />

gereksinimlerinin sa¤lanabildi¤i<br />

sa¤l›k bir ortam olarak niteleyebiliyoruz.<br />

Tasar›m› yön <strong>ve</strong>recek ilkeler<br />

ele al›nd›¤›nda sa¤l›¤›n› koruyabilece¤i<br />

bina <strong>ve</strong> donat›lara<br />

sahip, do¤al <strong>ve</strong> insandan kaynaklanacak<br />

tehlikelere karfl› sa¤lam,<br />

eriflilebilir, kullan›c›lar›na kendilerini<br />

ifade olana¤› <strong>ve</strong>rebilen, kullan›c›lar›n<br />

geçmifl <strong>ve</strong> bugün ile<br />

ba¤lant›lar›n› kurabilen do¤a ile<br />

ba¤lant›lar›n› kurabilen özel <strong>ve</strong><br />

yar› özel d›fl mekanlar›n bütünleflebildi¤i<br />

yerel <strong>ve</strong> kendine özgü<br />

kimli¤ini yans›tabilen, ortak iletiflim<br />

alanlar›n›n sa¤lanm›fl oldu¤u<br />

insanlar kadar, ekosistemi olufltukunun<br />

hakim olmad›¤› bir kent<br />

anl›yoruz. Kamusal alan› çocuklar<br />

<strong>ve</strong> gençler için vazgeçilmez<br />

bir toplumsal mekan olarak sunuyor<br />

yaflanabilir kent. Yaflayanlar<br />

birbirlerini onayl›yor <strong>ve</strong> birbirlerine<br />

de¤er <strong>ve</strong>rebiliyorlar.<br />

Fiziksel çevrenin estetik durumu<br />

yaflanabilir kentte ne kadar<br />

önemlidir Yani kaba, sert, da<strong>ve</strong>tkâr<br />

olmayan bir kentin iyi bir yaflam<br />

sunmas› yan›lg›s›n› tafl›m›-<br />

yor yaflanabilir kent. Tüm kent<br />

sakinlerinin ak›l <strong>ve</strong> bilgilerinden<br />

de¤erleniyor, yararlan›yor. Bu flekilde<br />

yaflanabilir bir kenti bir insan›n<br />

organlar›na benzeten benzetimler<br />

var. Benzetimler tehlikelidir,<br />

ama burada çok uygun düfltü¤ü<br />

kan›s›nday›m.<br />

‹nsan› sinir sistemi, kalbi, organlar›<br />

<strong>ve</strong> dolafl›m sistemi ile tan›ml›yor.<br />

Beyin <strong>ve</strong> sinir sistemi,<br />

yönetiflim, kat›l›m, izleme, ölçme<br />

<strong>ve</strong> de¤erlendirmeyi öngörüyor.<br />

Kalbi, ortak de¤erlerimizi, kimlik<br />

duygumuzu, yer duygumuzu ortaya<br />

koyuyor. <strong>Yaflanabilir</strong> kentin<br />

organlar› aras›nda tüm yerleflimlerin<br />

bütünü var. Kentin merkezi,<br />

sanayi alanlar›, yeflil alanlar<br />

var. Dolafl›m sistemi de bir insan›n<br />

dolafl›m sistemi gibi do¤al<br />

kaynak ak›fllar›n›n, yeflil koridorlar›n,<br />

enerji a¤lar›n›n, iletiflim,<br />

<strong>Harita</strong> <strong>ve</strong> <strong>Kadastro</strong> Mühendisleri Odas› ‹zmir fiubesi 8. Yaz E¤itim Kamp› - 2009 Foça/‹zmir 27


2 . O T U R U M<br />

ulafl›m›n oldu¤u bir alandan söz<br />

ediyoruz.<br />

Beyin <strong>ve</strong> sinir sistemi dedi¤imizde<br />

kentte yaflayan tüm gruplar›n<br />

izleme, planlama <strong>ve</strong> sonuçlar›<br />

gözleme bak›m›ndan planlama <strong>ve</strong><br />

mekansal sorunlara aktif olarak<br />

kat›labilmesine olanak sa¤layan<br />

bir kentten söz ediyoruz. Yine fikirlerin<br />

denenmesi, geliflimi ölçmek,<br />

deneyimden ö¤renmek, dinamikleri<br />

göz önünde bulundurmak,<br />

stratejileri uygulamak <strong>ve</strong><br />

f›rsat <strong>ve</strong>rmek, yaflanabilir bir kent<br />

gelifltirme yolunda ad›m at›yor.<br />

<strong>Yaflanabilir</strong> bir kentin kalbi<br />

kendi özünü yans›tmak, ortak bir<br />

kimlik yaratmak, ortak de¤erler<br />

konusunda diyalog oluflturmak,<br />

tarihi hat›rlamak, çocuk <strong>ve</strong> gençlerin<br />

toplumsallaflmas› için aktif<br />

bir kamu alan› bulunduruyor.<br />

<strong>Yaflanabilir</strong> kentin organlar›nda,<br />

al›fl<strong>ve</strong>rifl, istihdam, kültür<br />

merkezi, yaya dostu eriflim a¤lar›<br />

var. Ödenebilir <strong>ve</strong> karma konut<br />

olarak gerçeklefltirmifl konut var.<br />

Ortak altyap›s›, tar›m alanlar›, sanayi<br />

öbekleri ile eksiksiz kentleflmeyi<br />

ihtiva ediyor. Su, malzeme,<br />

at›k çöp dahil aktiviteleri sürdürebilen<br />

kaynak ak›fllar› var. Enerji<br />

kaynaklar›na eriflim var. Biyolojik<br />

çeflitlili¤e sahip yeflil koridorlar<br />

var. Bilgi <strong>ve</strong> haber teknolojilerine<br />

dahil eriflim sistemleri var. Ulafl›m<br />

a¤lar› ile, özellikle yaya dostu<br />

ulafl›m a¤lar› ile ba¤lant›land›r›lm›fl<br />

bir kenti ifade ediyor.<br />

<strong>Yaflanabilir</strong> bir kente ulaflmak<br />

için ne yapabiliriz Asl›nda logolardan<br />

oluflan bir set var, bunlar›<br />

pek çok yerde görüyoruz. Bu setler<br />

ile internette araflt›rma yapt›-<br />

¤›n›zda çokça karfl›n›za ç›kacakt›r,<br />

ben bir tanesini ald›m <strong>ve</strong> ne<br />

yap›labilece¤ini az çok biliyorum.<br />

Örne¤in fiehir Planc›lar› Odas›,<br />

Makina Mühendisleri Odas› belki<br />

<strong>Harita</strong> <strong>Kadastro</strong> Mühendisleri<br />

Odas› da zaman zaman de¤iflik<br />

<strong>ve</strong>silelerle kentlerin yaflanabilir<br />

olmas› için ne yap›lmas› gerekti-<br />

¤ine de¤iniyor. Ekolojik planlama,<br />

temiz, do¤al enerji sistemleri,<br />

günefl mimarisi, do¤al enerjiden<br />

yararlan›lmas›, do¤al alanlar›n<br />

korunmas›, kamu alanlar›n güçlendirilmesi,<br />

su tasarrufunun yap›lmas›,<br />

temiz ulafl›m sistemleri<br />

gibi de¤iflik öneriler getiriliyor.<br />

Yap›labilecekleri çokça biliyoruz,<br />

ama herhalde yap›labilecekleri<br />

bir kez daha hat›rlatmak, görevimdir<br />

diye düflündüm. Burada<br />

sunaca¤›m öneriler ‹zmir Kent<br />

Sempozyumunda, ça¤dafl, planl›,<br />

sa¤l›kl›, gü<strong>ve</strong>nli bir ‹zmir için görüfl<br />

<strong>ve</strong> öneriler kapsam›nda kentsel<br />

mekana yönelik öneriler olarak<br />

sunulmufltu. Acaba biz mevcut<br />

konut çevrelerimizde yaflanabilirli¤i<br />

<strong>ve</strong> niteli¤i artt›rmak üzere<br />

neler yapabiliriz Bu önerileri belki<br />

hemen uygulanabilecek, basit<br />

olduklar› için gündeme getirdim.<br />

Yap›labileceklerin yelpazesine<br />

bakt›¤›m›zda; bir çiçek dikmekten<br />

bafllayan, muslu¤u uygun bir<br />

flekilde kullanmaya giden basit<br />

önerilere kadar gidiyor. Konut<br />

çevrelerimizde site baz›nda örgütlenme,<br />

toplu konut bak›m <strong>ve</strong><br />

organizasyona yönelik düzenlemelerin<br />

teflviki olabiliyor. Yüksek<br />

yo¤unluklu parsel baz›nda<br />

gerçekleflmifl konut alanlar›, ada<br />

baz›nda organizasyonlar aray›fl›-<br />

na girmemiz mümkün olan alanlar<br />

olarak görülüyor.<br />

Kullanmad›¤›m›z yan bahçelerimiz<br />

var. Yan bahçeleri ortak<br />

kullan›m alan› olarak de¤erlendiren,<br />

buradaki sert zeminleri azaltan,<br />

yeflil alanlar›n artt›r›lmas›n›<br />

teflvik eden uygulamalar öncelikle<br />

denenebilir. Biz bunu de¤iflik<br />

<strong>ve</strong>silelerle öneriyoruz. Örne¤in<br />

Kalk›nma Planlar› <strong>ve</strong> Yerleflme<br />

fiuras›’nda yan bahçelerin yeflil<br />

alan olarak artt›r›lmas› yerine neden<br />

otopark olarak önermedi¤imi<br />

insanlar sormufltu. Dengeli<br />

yap› <strong>ve</strong> nüfus yo¤unluklar›n›n<br />

belirlenmesi konusunda derinlemesine<br />

müzakere süreçleri gerekli,<br />

Habitat 2 raporumuzda yer al›-<br />

yor. Özel <strong>ve</strong>ya kamusal kullan›m<br />

ile yeflil alanlar <strong>ve</strong> yap›l› çevre ile<br />

dengeli arazi kullan›lmas› konu-<br />

sunda müzakere süreçlerinin<br />

oluflturulmas› gerekti¤ine inan›-<br />

yorum.<br />

Engelsiz fiziksel çevreler oluflturulmas›<br />

konusunda fiziksel<br />

çevrenin düzenlenmesi olarak<br />

uluslararas› örneklere uygun <strong>ve</strong><br />

ülke koflullar›na göre tasarlanan<br />

rehberler haz›rlayabiliriz. Bunun<br />

örnekleri o kadar çok var ki, bizim<br />

yönetmeliklerimizde de zaman<br />

zaman bunlara de¤inmekle<br />

birlikte uygulamaya geldi¤imizde<br />

çok basit önlemlerin sa¤lanamad›¤›n›<br />

görüyoruz. Üni<strong>ve</strong>rsitemiz<br />

ne kadar eriflilebilir diye bir anket<br />

haz›rlam›fl, bina girifllerinde yüzde<br />

6 e¤imli rampalar var m›, diye<br />

sormufltuk. Yüzde 6’y› nas›l ölçece¤iz<br />

diye geri bildirimler oldu.<br />

Bunun nas›l ölçülece¤i konusunun<br />

bile problem oldu¤u görüldü.<br />

Bu çok basit deneyimlerden<br />

geçiyor. Konut alanlar›nda trafik<br />

durultma ile, öncelikli yol uygulamalar›<br />

teflvik edilebilece¤ini düflünüyorum.<br />

‹mar yönetmeliklerimizde<br />

bizim yaya yollar› var, tafl›t<br />

yollar› var. Bu yollara iliflkin bir<br />

lejant›m›z bile yok. Bu yollar gösterilip<br />

gelifltirilebilir.<br />

Bisiklet yollar›n›n artt›r›lmas›-<br />

na yönelik çal›flmalar yap›labilece¤ini<br />

düflünüyorum.<br />

‹klime duyarl›, enerji korunumlu<br />

bina <strong>ve</strong> yerleflim alan› teflvik<br />

edilebilir. Bu konuda yönetmeliklere<br />

bir tak›m maddeler ila<strong>ve</strong><br />

edilmesini önerdi¤inizde, genellikle<br />

mimar arkadafllar›m›z,<br />

“biz zaten biliyoruz, ne gerek var<br />

bu kadar ayr›nt›l› yazmaya” diyorlar.<br />

Biliniyorsa neden yap›lm›-<br />

yor Biraz daha bildiklerimizi uygulamaya<br />

dökmemiz gerekiyor.<br />

Yerleflim esteti¤ine önem <strong>ve</strong>rmemiz<br />

gerekli. Bunun da müzakere<br />

sonucu oluflmufl bir dengeyi<br />

gözeten bir yöntemle oluflturulmas›<br />

gerekiyor. Baz› belediyeler<br />

kendi yönetmeliklerini oluflturuyor.<br />

Ancak bunlar›n nas›l bir döneme<br />

tafl›nd›¤› da ayr› bir tart›flma<br />

konusu olarak gündeme geliyor.<br />

28<br />

<strong>Harita</strong> <strong>ve</strong> <strong>Kadastro</strong> Mühendisleri Odas› ‹zmir fiubesi 8. Yaz E¤itim Kamp› - 2009 Foça/‹zmir


Benzer flekilde arazi kullan›fllar›<br />

konusunda dengelerin müzakere<br />

edilmesi gerekti¤ini düflünüyorum.<br />

Yönetmeliklerimiz var,<br />

rehberlerimiz olabilir diye düflünüyorum.<br />

Bu rehberlerin daha<br />

çok kat›l›mla <strong>ve</strong> tasar›mla hemfikir<br />

olarak gelifltirilebilece¤ini düflünüyorum.<br />

Kentsel tar›m bizim gündemimizde<br />

pek olmayan bir konu. Tar›msal<br />

aktivitelerin d›fl›nda aktivitelerin<br />

oldu¤unu tan›ml›yoruz.<br />

Kentlerde tar›m›n da yap›labilece-<br />

¤ini düflünüyorum. Bu birçok geliflmekte<br />

olan ülke genelinde,<br />

özellikle beslenme aç›s›ndan önerilen<br />

çözümler, baflka geliflmifl ülke<br />

kentlerinde ise rekreasyon anlam›nda<br />

hobi bahçeleri ölçe¤inde<br />

önerilen çözümler geçerli. Toplu<br />

konutlarda flu kadar metrekare<br />

kifli bafl› yeflil alan ay›r›rken neden<br />

insanlar›n kendi ihtiyaçlar›n›<br />

yetifltirebilecekleri yerler olarak<br />

düflünmeyelim. Bunu imar yönetmeliklerimizde<br />

neden belirtmeyelim.<br />

Çat› bahçelerimiz yine gündeme<br />

gelmeyen konular aras›nda.<br />

Semt baz›nda topluluk merkezleri<br />

kurulabilir. Bizim korunakl›<br />

sitelerimiz son zamanlarda<br />

çok artt›. Lüks konut satmak isteyenlerin<br />

de özellikle yapmak istedikleri<br />

bir fley var; hemen her siteye<br />

bir yüzme havuzu öneriliyor.<br />

Asl›nda diflimizi f›rçalarken<br />

bile muslu¤u çok açmamam›z<br />

önerilirken, bu yüzme havuzlar›-<br />

n›n ne kadar su gideri oldu¤u düflünüldü¤ünde<br />

her site için bir<br />

yüzme havuzu yapmak yerine<br />

kent baz›nda topluluk merkezleri<br />

kurarak, hem okuma hem de bedensel<br />

geliflim ile ilgili tesisleri<br />

oluflturabilir miyiz diye düflünüyorum.<br />

Korunakl› siteler yerine gü<strong>ve</strong>nli¤i<br />

sa¤lamak yönünde neler<br />

yapabiliriz, bu konuda insanlar›n<br />

nas›l e¤itilebilir, görülebilir Buyulabilir<br />

olmas› sa¤lanabilir bunun<br />

için müzakere edilmesi gerekti¤ini<br />

düflünüyorum.<br />

2 . O T U R U M<br />

En önemlisi ekosistem duyarl›l›¤›na<br />

dayanan bir yaflam kültürü<br />

sa¤lanmas› yönünde kampanyalar<br />

yap›labilir. Temiz çevreler,<br />

yaya öncelikli sokaklar gibi kampanyalar<br />

teflvik edilebilir.<br />

Eriflilebilir tesislerimizin olmas›<br />

<strong>ve</strong> bunlara nas›l eriflilebilece¤ini<br />

bildi¤imiz rehberler haz›rlanabilir<br />

diye düflünüyorum.<br />

Do¤al afetler <strong>ve</strong> yang›nlar karfl›s›nda<br />

engellilerin <strong>ve</strong> yafll›lar›n<br />

gü<strong>ve</strong>nli bir flekilde tahliye edilebilecekleri<br />

gerekli düzenleme <strong>ve</strong><br />

bilgilendirme çal›flmalar› yap›labilir.<br />

Özellikle kentlerimizde yaflanabilirlik<br />

<strong>ve</strong> gü<strong>ve</strong>nlik dedi¤imizde<br />

çok katl› binalarda yang›n<br />

merdi<strong>ve</strong>ni bulunmamas›n›n ö-<br />

nemli bir sorun teflkil etti¤ini düflünüyorum.<br />

Sa¤l›kl› <strong>ve</strong> nitelikli yerleflmeler<br />

konusunda e¤itimin desteklenebilece¤ini<br />

düflünüyorum. Psikiyatristler<br />

yaflam çevresinin kalitesinin;<br />

kullan›c›lar›n yaflad›klar›<br />

mekana kök salmas›, kendisini<br />

ifade etmesi <strong>ve</strong> sahiplenmesi ile<br />

mümkün oldu¤unu söylüyor. ‹nsan<br />

bir kilometre tafl› gibi bir yere<br />

oturmuyor. Burada oturdu¤umuzda<br />

bile, flu masay› kendimizin<br />

olmas› için acaba kalemim nerededir,<br />

suyum nerededir, ka¤›-<br />

d›m nerededir diye bir düzenleme<br />

yap›yoruz. Her gitti¤imiz yerde<br />

bunu yap›yoruz. Dolay›s›yla insan›n<br />

çeflitli mekanlarda kendine<br />

ait bir mekan bulundu¤unu hissetmesi<br />

bu çevrenin oluflumuna<br />

bir flekilde katk›da bulunmas›yla<br />

mümkün oldu¤u söyleniliyor.<br />

Bunun için ne gerekli ‹letiflimi<br />

güçlendirecek örgütlenme gerekli.<br />

Yerel yönetim ile halk aras›nda<br />

do¤rudan aç›k <strong>ve</strong> eriflilebilir<br />

bir iletiflim ortam› olmas› önemli.<br />

‹letiflimin <strong>ve</strong>ya kat›l›m›n sadece<br />

bilgilendirmekten öte, projeler<br />

hakk›nda görüfl alma <strong>ve</strong> de¤erlendirmeyi<br />

kapsamas› da önemli.<br />

Mutlaka geri bildirimler yapmam›z<br />

gerekiyor. Yani mevcut çevrelerimizin<br />

kullan›m›na iliflkin ne<br />

sorunlar›m›z var, kullan›m sonras›<br />

de¤erlendirmeleri yapmam›z<br />

gerekiyor. Bu özellikle kooperatifler<br />

eliyle TOK‹ gibi, gerçeklefltirilmifl<br />

konut aç›s›ndan daha da<br />

önemlidir diye düflünüyorum.<br />

<strong>Yaflanabilir</strong> bir kent sadece<br />

do¤ru tasar›mlar, etkin uygulamalarla<br />

olmaz. Tasarlay›c›, uygulay›c›,<br />

denetleyici, kullan›c›lar›n<br />

ortak katk›s›yla gerçekleflebilece-<br />

¤i aç›k. Daha yaflanabilir kentlerin<br />

oluflmas›nda toplumdaki herkesin<br />

etkisi <strong>ve</strong> çabalar›n›n yönlendirilmesi<br />

gerekir. Bu yönlendirmede<br />

yerel yönetimler, kitle<br />

iletiflim araçlar›, sivil toplum kurulufllar›n›n<br />

rollerinin bulundu-<br />

¤unu biliyoruz. Yaflam çevresi ile<br />

kalitesi, toplumsal yap› birbiriyle<br />

karfl›l›kl› etkileflim içinde olmal›.<br />

Çevrenin niteli¤inde <strong>ve</strong> yaflamda<br />

olumlu geliflmeler de mekandaki<br />

olumlu etkide bulunacak unsurlar.<br />

Bu etkileflimin giderek etkili<br />

nitelik konusunda duyarl› bir yaflam<br />

kültürü konusunda deneyim<br />

zenginli¤i sa¤layaca¤› da umuluyor.<br />

Teflekkür ederim.<br />

Hasan ZENG‹N<br />

‹zmir fiubesinin de¤erli yöneticileri,<br />

de¤erli ö¤renciler, de¤erli<br />

kat›l›mc›lar, hepinizi sayg›yla selaml›yorum.<br />

Y›llardan beri TMMOB olsun<br />

yerel yönetimler olsun kentleflme<br />

ile ilgili etkinlikler yaparlar.<br />

HKMO olarak da bu konuda birçok<br />

etkinlik yapt›k. Kentleflme<br />

<strong>Harita</strong> <strong>ve</strong> <strong>Kadastro</strong> Mühendisleri Odas› ‹zmir fiubesi 8. Yaz E¤itim Kamp› - 2009 Foça/‹zmir 29


2 . O T U R U M<br />

sorunu, teknik altyap› sorunu devam<br />

etmekte. Hep çözüm yollar›<br />

ar›yoruz ama gelinen noktada bu<br />

sorunlar bilinçli olarak çözülmüyor.<br />

Bunu söyleyerek konuflmama<br />

bafllad›m, zira konuflmam›n<br />

ileriki bölümlerinde, gerçekten<br />

bu iflin de siyasete nas›l alet edildi¤ini<br />

anlatmaya çal›flaca¤›m.<br />

Öncelikle teknik altyap› hakk›nda<br />

sizlere bilgi <strong>ve</strong>rmek istiyorum.<br />

Teknik altyap› temiz su, pis<br />

su, havagaz›, do¤algaz, telefon,<br />

kablolu televizyon, ›s›tma gibi<br />

hatlar ile su kazanma, ar›tma çöp<br />

yok etme tesislerinin <strong>ve</strong>rilen genel<br />

isimdir. Bilindi¤i gibi Türk<br />

Medeni Kanunu’nun 704. Maddesine<br />

göre tafl›nmaz mal olarak<br />

nitelendirilmeyen altyap› sistemleri<br />

kent planlaman›n önemli bileflenleridir.<br />

15 Haziran 2006 tarih <strong>ve</strong><br />

26199 say›l› Büyükflehir Belediye<br />

<strong>ve</strong> Koordinasyon Merkezleri Yönetmeli¤i<br />

<strong>ve</strong> Altyap› Koordinasyon<br />

Merkezi (AKOME) <strong>ve</strong> Ulafl›m<br />

Koordinasyon Merkezi<br />

(UKOME) yönetmeli¤i diye de<br />

adland›r›l›yor. Altyap› tesislerini<br />

de kapsayan teknik altyap› tesisleri<br />

orada flöyle tarifleniyor: ‹çme<br />

suyu <strong>ve</strong> kanalizasyon projeleri<br />

elektrik do¤algaz, kablolu televizyon<br />

ba¤lant› hatlar› gibi telekomünikasyon<br />

projeleri hafif<br />

rayl› toplu tafl›ma <strong>ve</strong> metro projeleri,<br />

termal ›s›nma <strong>ve</strong> enerji besleme<br />

projeleri <strong>ve</strong> benzerleri gibi<br />

rayl› toplu tafl›ma sistemleri yollar<br />

<strong>ve</strong> kaplamalar›.<br />

Bilindi¤i gibi, özellikle 80’li<br />

y›llar›n bafllar›nda kentlere çok<br />

büyük göç yaflanm›flt›r. Asl›nda<br />

50’lerde bafllad› ama yo¤un olarak<br />

80’lerde k›rsalda yaflayan insanlar›m›z<br />

ekonomik s›k›nt›lar›-<br />

na çare bulmak, aile fertlerine daha<br />

iyi e¤itim ortam› yaratmak, bir<br />

baflka neden olarak da köy boflaltma<br />

<strong>ve</strong> terör nedeniyle kentlere<br />

göç etmifltir.<br />

70’li y›llarda nüfusumuzun<br />

yüzde 30’u kentlerimizde yaflarken<br />

son 20-30 y›lda bu tersine<br />

döndü. Göç hareketi bildi¤iniz<br />

gibi bilinçli bir flekilde planlama<br />

dahilinde olmam›flt›r. Oradaki<br />

vatandafllar›m›z yoksullu¤unu<br />

kentlerde telafi etmek, orada daha<br />

iyi e¤itim olanaklar› bulabilmek<br />

amac›yla bu göç hareketi olmufltur.<br />

Son 20-30 y›l içinde oluflan<br />

göç ile kentlerde var olan sorunlar<br />

katlanarak artm›flt›r. Geliflen<br />

süreçte h›zl› nüfus art›fl› göç<br />

<strong>ve</strong> benzeri nedenlerden sonra<br />

yüzde 70’lere varan ruhsats›z kaçak<br />

yap›, altyap› eksikli¤i, çarp›k<br />

kentleflmeyi oluflturmufl elbette<br />

bu sorun ülkemizin temel sorunu.<br />

Burada hiç bir kesim biz bundan<br />

sorumlu de¤iliz diyemez.<br />

Acilen çözülmelidir diyoruz.<br />

Son y›llarda Mera Kanunu,<br />

Yerel Yönetimler Kanunu, ‹mar<br />

Kanunu gibi kanunlarda yap›lan<br />

birçok de¤ifliklik ile özellefltirmeler<br />

ile kent alanlar› <strong>ve</strong> topraklar›<br />

ticari de¤er haline dönüfltürülmüfltür.<br />

Siyasetin de yo¤un olarak<br />

bu rantlardan beslendi¤i ülkemizde<br />

çarp›k kentleflmeye göz<br />

yumulmufltur. Hatta teflvik edilmifltir.<br />

Büyükflehir Kanununa göre<br />

kurulan AKOME <strong>ve</strong> UKO-<br />

ME’ler hiç çal›flt›r›lmam›fl, dolay›-<br />

s›yla bir çözüm olmam›flt›r. Siyasi<br />

iktidarlar kaçak yap›laflmadan yararlanarak<br />

imar aflar›yla süreci siyasi<br />

ranta tafl›m›fllar, çarp›k kentleflmeyi<br />

çözmek yerine daha da<br />

katmerlefltirmifllerdir.<br />

Buna bir örnek <strong>ve</strong>rmek istiyorum;<br />

yak›n bir tarihte temmuz<br />

ay›nda bu konuda Odam›z›n bir<br />

çal›flmas› oldu. HKMO olarak<br />

Adana Havaalan› manea planlar›-<br />

n› yapt›k. Kontrol <strong>ve</strong> muayenesini<br />

de yapt›k. Türkiye’de bir ilk olmufltu.<br />

Burada idarecilerle iliflkilerimiz<br />

gayet iyi oldu¤undan,<br />

Mart Yerel Seçimleri öncesi; “flu<br />

bölgenin tamam›na yak›n› hazine<br />

arazisi” diye bizi uyard›lar. Bu<br />

30<br />

<strong>Harita</strong> <strong>ve</strong> <strong>Kadastro</strong> Mühendisleri Odas› ‹zmir fiubesi 8. Yaz E¤itim Kamp› - 2009 Foça/‹zmir


2 . O T U R U M<br />

bölgede mantar gibi binalar yap›ld›¤›n›<br />

gördük. Hem hazine arazisi<br />

olmas›na hem de tel örgüye<br />

ra¤men binalar yükseliyordu. Havaalanlar›n›<br />

koruma band›n›n<br />

400 metre olmas› gerekiyor. Belediyeyi<br />

uyard›k, dikkat edilmedi.<br />

Adana Valili¤i’ne gittik, izinle burada<br />

resimler çektik. Uça¤›n neredeyse<br />

kanatlar› binalara de¤ecek<br />

durumda yap›laflma var.<br />

Burada biz çözümler ar›yoruz.<br />

Altyap› eksikli¤inden, çarp›k<br />

kentleflmeden bahsediyoruz. Süreç<br />

böyle devam etti¤i sürece, konuflaca¤›m<br />

<strong>ve</strong> çözüm olmayaca¤›-<br />

n› söylemek durumunday›m.<br />

Bay›nd›rl›k Bakanl›¤›’nca<br />

26.06.2008 tarihinde Kentleflme<br />

fiuras› ‹stiflare toplant›s› yap›ld›.<br />

HKMO olarak biz de kat›ld›k.<br />

Kentsel Teknik Alyap›, Ulafl›m,<br />

Kentsel Dönüflüm, Konut <strong>ve</strong> Arsa<br />

Politikalar›, Afetlere Haz›rl›k gibi<br />

bafll›klar alt›nda on adet komisyon<br />

kuruldu. fiûrada bu komisyonlar<br />

görüfllerini dile getirdiler.<br />

Genel Baflkan›m›z da Kentsel<br />

Teknik Altyap› <strong>ve</strong> Ulafl›m Komisyonunda<br />

görev ald›. Kendisiyle<br />

görüfltü¤ümde, deprem fluras› gibi<br />

mi olacak diye sordum. Bunu<br />

müsteflara iletmifl <strong>ve</strong> “Görüfllerimizi<br />

topluyorsunuz, deprem fluras›<br />

gibi olacaksa hiç görüfl bildirmeyelim”<br />

demifl. Orada önemli görüfller<br />

bildirildi, bunlardan birkaç›n›<br />

sizlere aktaraca¤›m. fiûra kararlar›<br />

bütünleflik kentsel geliflme<br />

stratejisi, eylem plan› <strong>ve</strong> projesi<br />

kentin temelini oluflturacak, bakan›n<br />

bizzat burada sözü var. Bakal›m<br />

ne kadar gerçekleflecek.<br />

Kentsel geliflim altyap›s› yaflanabilir<br />

kent <strong>ve</strong> kentsel çevreler<br />

yarat›lmas› do¤rultusunda son<br />

derece önemli bir konudur. Kentsel<br />

altyap› sistemlerinin de¤erlendirilmesi<br />

<strong>ve</strong> planlanmas› yap›l›rken<br />

kent geliflimi, planlar›, ekonomisi,<br />

kentsel çevrenin korunmas›,<br />

kent sa¤l›¤›, yaflanabilirlik<br />

<strong>ve</strong> kentsel hizmet altyap›s› olarak<br />

nitelikli altyap›s›n›n kentlilere<br />

adil bir flekilde ulaflt›r›lmas› gibi<br />

eden iklim de¤iflikli¤i süreciyle<br />

birlikte de¤erlendirildi¤inde su<br />

rejiminin temelini oluflturan bu<br />

alanlara mutlaka özen gösterilmesi<br />

gerekmektedir.<br />

Kent ölçe¤inde parçac› yaklafl›mlar<br />

tüm kentin ortak olmas›<br />

gerçe¤ini yok saymakta plan bütünlü¤ünü<br />

<strong>ve</strong> tüm altyap› de¤erlerini<br />

yok etmektedir.<br />

Bu komisyonda özellikle Ulusal<br />

Co¤rafi Veri Altyap›s› <strong>ve</strong> Kent<br />

Bilgi Sistemlerine de vurgu yap›ld›.<br />

Bu bizim mesle¤imiz aç›s›ndan<br />

da çok önemli.<br />

Altyap› hizmetlerinde günümüzün<br />

temel gereksinimi olan<br />

Co¤rafi Bilgi Sistemi özetle bilginin<br />

yönetimi olarak tan›mlanmaktad›r.<br />

Söz konusu bilgilerin<br />

yüzde 80’ini mekansal konumsal<br />

bilgi oluflturmaktad›r. Ülkemizde<br />

son y›llarda belediyeler kamu kurum<br />

<strong>ve</strong> kurulufllar› CBS çal›flmalar›n›<br />

yürütmekle de görevlendirdi.<br />

Her kurum kendi CBS’ini kurmaktad›r.<br />

Bu bilimsel bir yaklafl›m<br />

de¤ildir. Olmas› gereken kamu<br />

kurum <strong>ve</strong> kurulufllar›n kullan›labilir,<br />

standart anl›k <strong>ve</strong>ri üretmesi<br />

daha do¤ru olacakt›r. Ulusal<br />

konumsal <strong>ve</strong>ri altyap›s›n›n hayata<br />

geçmesi gerekmektedir.<br />

Belediyelerin oluflturdu¤u altyap›<br />

<strong>ve</strong>rileri daha çok proje <strong>ve</strong> yat›r›m<br />

bilgilerini kapsamaktad›r.<br />

Bu bilgiler di¤er bilgilerle entegre<br />

durumda de¤ildir. Mevcut tesislerin<br />

konumsal bilgileri, iflletme<br />

planlar› bulunmad›¤›ndan altyap›<br />

hizmetlerinin yönetimi bilgi ça¤›<br />

olarak adland›r›lan günümüzde<br />

halen yar›m as›r öncesi yöntemlerle<br />

yap›lmaktad›r. Hepimiz biliyoruz<br />

belediyelerde su ustas›<br />

emekliye ayr›lm›flsa, <strong>ve</strong>fat etmiflse<br />

altyap›ya ait bilgiler, ba¤lant›-<br />

lar kopmaktad›r.<br />

Teknik altyap› tesisleri birbirinden<br />

zarar görmeyecek flekilde<br />

<strong>ve</strong> belirli bir düzen içinde konumland›r›lmal›d›r.<br />

Bunun için<br />

6.2.1972 tarihinde 1797 say›l›<br />

Türk Standartlar›yla ilgili kanun<br />

haz›rlanm›fl; fakat var olan tesisilkelerin<br />

yan› s›ra, ülkedeki nüfusun<br />

kentsel <strong>ve</strong> k›rsal alandaki da-<br />

¤›l›m› nüfus yo¤unluklar›, nüfusun<br />

k›rsal <strong>ve</strong> kentsel hareketlili¤i,<br />

yerli-yabanc› turizm hareketlili¤i<br />

çok çeflitli alanlarda sürece dahil<br />

edilerek karfl›m›za hem teknik<br />

hem de sosyal boyutlara sahip disiplinler<br />

aras› bir alan ç›kmaktad›r.<br />

Kentsel teknik altyap› <strong>ve</strong> ulafl›m<br />

komisyonundan ald›¤›m<br />

önemli bafll›klar bunlar.<br />

Kentsel <strong>ve</strong> mekansal geliflme<br />

<strong>ve</strong> kent planlama ile kentsel teknik<br />

altyap› aras›nda önemli bir<br />

iliflki vard›r. Dolay›s›yla kent<br />

planlama ile kentsel teknik altyap›<br />

planlamas›n›n eflgüdüm içerisinde<br />

yürütülmesi önemlidir.<br />

fiimdiye kadar hiç böyle bir fley<br />

yap›lmam›flt›r.<br />

Ülkemizde yaflanan h›zl› kentleflme,<br />

plans›z yap›laflma <strong>ve</strong> kontrolsuz<br />

mekansal büyüme plan de-<br />

¤ifliklikleri ile asl›nda plans›z olarak<br />

artt›r›lan nüfus yo¤unluklar›;<br />

aranan bu eflgüdüm koflullar›n›n<br />

<strong>ve</strong> bütünleflik planlama yaklafl›-<br />

m›n›n hayata geçirilememesine<br />

neden olmaktad›r.<br />

Kaçak yap›laflman›n yüksek<br />

oranlarda gerçekleflti¤i kentlerimizde<br />

bu kontrolsuz, plans›z <strong>ve</strong><br />

denetimsiz yap›laflmaya hangi yasalar<br />

çerçe<strong>ve</strong>sinde <strong>ve</strong> ne flekilde<br />

altyap› hizmetlerinin götürülece-<br />

¤i bafll›ca sorun alanlar›ndan biridir.<br />

Bunun yan› s›ra mekansal <strong>ve</strong><br />

kontrolsuz h›zl› yay›lan kentlerde<br />

teknik altyap›n›n bu geliflmeyi takip<br />

etmek zorunda kalmas› büyük<br />

maliyetler yan›nda <strong>ve</strong>rimlili-<br />

¤i de olumsuz etkilemektedir.<br />

Plan de¤ifliklikleri de teknik altyap›<br />

üzerinde son derece olumsuz<br />

bir etki yaratmakta, yetersizli¤ine<br />

yol açmaktad›r.<br />

Ülkemizde yeni yerleflim alanlar›n›n<br />

planlanmas›nda özellikle<br />

korunmas› gereken tar›m arazileri,<br />

mera alanlar› <strong>ve</strong> yeflil alanlar<br />

dikkate al›nsa da, süreç içinde<br />

mevzuat de¤ifliklikleriyle bu alanlar<br />

da yap›laflmaya aç›labilmektedir.<br />

Tüm dünya gündemini iflgal<br />

<strong>Harita</strong> <strong>ve</strong> <strong>Kadastro</strong> Mühendisleri Odas› ‹zmir fiubesi 8. Yaz E¤itim Kamp› - 2009 Foça/‹zmir 31


2 . O T U R U M<br />

ler daha önce yap›ld›¤›ndan, daha<br />

sonra buna uyulmad›¤›ndan dolay›<br />

telefon hatlar›, yüksek gerilim<br />

hatlar›ndan, içme suyu kanalizasyon<br />

hatlar›ndan zarar görebilmektedir.<br />

Bu nedenle say›sal<br />

iflletme planlar›n›n yap›lmas› zorunludur.<br />

2007’de yürürlü¤e giren<br />

bilgi toplumu stratejisinde<br />

co¤rafi <strong>ve</strong>rilere iliflkin de¤iflim<br />

stantardlar›n›n belirlenmesine<br />

yer <strong>ve</strong>rilmifl <strong>ve</strong> ilk kez belediyeler<br />

bu uygulamadan sorumlu tutulmufltur.<br />

Bu durumda ‹ller Bankas›<br />

hakk›nda bilgi <strong>ve</strong>rmek istiyorum.<br />

Çok önemli bir kurum. 3225 belediye<br />

81 il özel idaresi <strong>ve</strong> 16 su<br />

<strong>ve</strong> kanalizasyon idaresi olmak<br />

üzere 3322 adet mahalli idareye<br />

do¤rudan hizmet <strong>ve</strong>rmekte olan<br />

bir kurumdur. Ayr›ca köylere de<br />

destek olmaya devam etmektedir.<br />

Özellikle belediyelerin çok büyük<br />

teknik kadrosu <strong>ve</strong> donan›m› olmad›¤›<br />

dikkate al›nd›¤›nda, tamamlanan<br />

tüm altyap› <strong>ve</strong> üstyap›da<br />

‹ller Bankas›n›n rolü göze<br />

çarpmaktad›r. Ancak gelinen süreçte<br />

küresel sermaye ‹ller Bankas›n›<br />

kendisine engel olarak görmüfltür.<br />

1932 y›l›ndan beri belediyelere<br />

bu sayd›¤›m hizmetleri<br />

yapman›n yan›nda teknik yard›m<br />

da yapan ‹ller Bankas› belediye<br />

hisselerinden kesilen yüzde 5’leri<br />

belli bir hesapta tutarak belirli<br />

program dahilinde projeleri, halihaz›r<br />

haritalar›, imar planlar›n› <strong>ve</strong><br />

baz› projeleri hibe fonundan yapan<br />

bir kurum. Ama gelinen süreçte<br />

‹ller Bankas› da özellefltirme<br />

kapsam›na al›nd›. Süreç biraz<br />

uzad› ama özellefltirilmese de de-<br />

¤iflen bir durum olmayacak çünkü,<br />

fon deste¤i kald›r›ld› <strong>ve</strong> içi<br />

boflalt›ld›. ‹flletme giderleri olarak<br />

‹ller Bankas›n›n 2000 y›l›nda<br />

deprem bölgesinde bafllad›¤› bir<br />

çal›flma olmufltur. Sonra Türkiye<br />

genelinde bu iflletme planlar›n› ‹ller<br />

Bankas› tüm yerel yönetimlerde<br />

uygulamaya koymufltur. Bunun<br />

için Büyük Ölçekli <strong>Harita</strong><br />

Yap›m Yönetmeli¤i kapsam›nda<br />

Hülya Han›m bize genifl bir<br />

perspektif çizdi. Hasan Zengin<br />

arkadafl›m›zda <strong>ve</strong>rdi¤i teknik altyap›lar<br />

konusunda bize sundu¤u<br />

bilgiler için kendilerine teflekkür<br />

ediyorum.<br />

De¤erli gençler, kat›l›mc›lar,<br />

hepimiz demokrasiden, demokratikleflmeden,<br />

yaflanabilir kentlerden<br />

söz ederiz. TMMOB <strong>ve</strong><br />

meslek odalar› da kendileri Anayasal<br />

bir kurulufl oldu¤u için demokratik<br />

kitle örgütleri, demoratik<br />

meslek örgütleri deyimleri<br />

içinde adland›r›rlar. Yani sivil<br />

toplum örgütleri ad›nda adland›rmazlar.<br />

Bunun temel nedenlerini<br />

mutlaka kendi aran›zda tart›-<br />

fl›yorsunuzdur, tart›flmal›s›n›z.<br />

TMMOB <strong>ve</strong> Odam›z demokratik<br />

meslek örgütleri oldu¤u için demokraside<br />

de bir hesap <strong>ve</strong>rme bir<br />

de hesap sorma kural› var. Biz<br />

Oda olarak sizlere hesap <strong>ve</strong>rme,<br />

siz gençler de bize hesap sorma<br />

durumundas›n›z. O nedenle konuyu<br />

bu aç›dan de¤erlendirmek<br />

istiyorum. Özellikle flunu belirtmek<br />

istiyorum, dünümüzü <strong>ve</strong><br />

bugünümüzü iyi bilmez isek, gelece¤imizi<br />

do¤ru flekillendirebilir<br />

miyiz Madem yaflanabilir geleyeni<br />

bir flartname haz›rlam›flt›r.<br />

Bu flartname içme suyu, kanalizasyon<br />

koruma <strong>ve</strong> toprak alt›<br />

enerji nakil hatt› tesislerinin yasal<br />

iflletme planlar› düzenlenmesine<br />

ait teknik flartname, normal<br />

halihaz›r harita yap›l›yormufl gibi<br />

iflletme planlar› ‹ller Bankas› taraf›ndan<br />

gerçeklefltirilmekte.<br />

Bir de 15.02.2007 tarihinde<br />

yay›nlanm›fl Afet Yönetmeli¤inde<br />

“Proje inflaat aflamas›nda imalat›<br />

tamamlanm›fl olan tesisler inflaat<br />

bitim projeleri koordinatl› olarak<br />

say›sal olarak idareye teslim edilir”<br />

deniliyor. ‹ller Bankas›n›n çal›flmalar›<br />

ile ilgili birkaç foto¤raf<br />

gösterece¤im, kanalizasyon tesisleri,<br />

içme suyu tesisleri, koordinatland›r›p,<br />

kodlanmaktad›r. Sonunda<br />

yap›lan ölçümler imar paftalar›na<br />

aktar›larak bir cilt halinde<br />

belediyesine teslim edilmektedir.<br />

Sonuç olarak flunlar› söyleyebiliriz.<br />

Teknik altyap› tesislerinin<br />

say›sal girifllerinin yap›lmas› <strong>ve</strong><br />

CBS ortam›na entegre edilmesi<br />

gerekmektedir. Altyap› yat›r›m<br />

maliyetlerinin fizibilite raporlar›<br />

do¤rultusunda gerçekçi yap›lmas›<br />

gerekmektedir. Teknik altyap›<br />

tesislerinin tamamlanmas›nda topografik<br />

yap› göz önüne al›nmal›d›r.<br />

Kent planlama ile teknik<br />

altyap› planlamas› aras›nda eflgüdüm<br />

sa¤lanmal›d›r. Kent planlama<br />

karar alma süreçlerinde kentlilerin<br />

kat›l›m›n›n sa¤lanmas› gerekir.<br />

Burada flüra toplant›lar›nda<br />

oldu¤u gibi sadece oturup görüflleri<br />

sunum gibi de¤il de, ilgililerin<br />

direkt sürece kat›lmas› gerekmektedir.<br />

Kentsel teknik altyap›-<br />

ya iliflkin olarak ülkemizde mevzuat<br />

da¤›n›kl›¤›n›n ortadan kald›-<br />

r›lmas› gerekir. Birçok yat›r›mc›<br />

kurulufl, belediyeler ayr› ayr›<br />

kentsel altyap› projeleri yapmakta<br />

<strong>ve</strong> uygulamakta, burada mevzuat<br />

da¤›n›kl›¤› var <strong>ve</strong> bunun<br />

kald›r›lmas› gerekir.<br />

Yat›r›mlar›n planlanmas› <strong>ve</strong><br />

finansman› aç›s›ndan önemli bir<br />

kurulufl olan ‹ller Bankas›’n›n<br />

özellefltirilmesi çal›flmalar›ndan<br />

vazgeçilmesi gerekir. AYKO-<br />

ME’ler çal›flt›r›lmal› ayr›ca teknik<br />

altyap› tesisleri sürekli olarak denetlenmelidir.<br />

Teflekkürler.<br />

Hüseyin ÜLKÜ<br />

32<br />

<strong>Harita</strong> <strong>ve</strong> <strong>Kadastro</strong> Mühendisleri Odas› ‹zmir fiubesi 8. Yaz E¤itim Kamp› - 2009 Foça/‹zmir


2 . O T U R U M<br />

cek için kentleri burada konuflaca¤›z,<br />

o zaman bu kentlerin dününü,<br />

bugününü çok iyi irdelelememiz<br />

gerekiyor. Kendi düflüncemizin<br />

ötesinde meslek odalar›-<br />

m›z bugüne kadar bu konuda<br />

acaba ne dedi, diye birkaç araflt›rma<br />

yapt›m.<br />

Elinize geçerse Kent Topraklar›<br />

Sorunu diye bir kitap var.<br />

1973 y›l›nda Mimarlar Odas› taraf›ndan<br />

yay›nlanm›fl. Kitab›n giriflinde<br />

flöyle deniyor: “Önümüzdeki<br />

10-15 y›l içinde 20 milyondan<br />

fazla kifli kentlerimize yeniden<br />

yerleflecektir. Bu ülkemizin yap›sal<br />

de¤ifliminde en önemli olaylardan<br />

biridir. Böyle bir de¤iflmenin düzensiz,<br />

plans›z kamu aleyhine gerçeklefltirilmesi<br />

bizim oldu¤u kadar<br />

gelecek kuflaklar›n da alt›ndan kalkamayacaklar›<br />

önemli sorunlar<br />

yaratacakt›r.” Yani sorunlar›<br />

TMMOB bileflenleri daha 70’li<br />

y›llar›n bafl›nda dile getiriyorlar.<br />

Bu kitab›n önemli bir yan› 1928-<br />

30 y›llar›n›n Ankaras›ndaki imar<br />

hareketlerini de inceleyerek bu<br />

küçük hacminin içine çok önemli<br />

bilgileri koymas›.<br />

Falih R›fk› Atay’dan bir al›nt›-<br />

da: “Büyük Millet Meclisinin bugünkü<br />

yerini almak için 20 bin lira<br />

gibi bir ödenek gerekir” demek istiyor.<br />

“Kabul etmediler.” Kimler<br />

TBMM’dekiler. “Biz meclisi oraya<br />

yapt›rmayaca¤›z” dediler.<br />

Proje tatbik edilince TBMM’<br />

nin orada yap›lmas› gerekmiflti.<br />

Fakat y›llar geçti¤i için 2.5 milyon<br />

liradan fazla kamulaflt›rma<br />

paras› harcanm›flt›r. Ankara’n›n o<br />

bölümünde flimdiki bakanl›klar›n<br />

oldu¤u yerde bakanl›klar› bir araya<br />

meclisin hemen yan›na toplamak<br />

isteyen imar planc›s›na karfl›<br />

millet<strong>ve</strong>killeri arsa rant› için farkl›<br />

yerlerden yer kapatt›klar›ndan<br />

bakanl›klar›n da¤›lmas› gerekti-<br />

¤ini bunun da gerekçesi olarak<br />

herhangi bir sald›r›da bir topla<br />

hepsi yok edilir, korunmas› için<br />

farkl› yerlerde olmas› gerekir. Yani<br />

her bakanl›¤›n etraf›ndaki rant›n<br />

art›r›lmas› gerekir deniyor, gü<strong>ve</strong>nlik<br />

aç›s›ndan ortaya koyuyor.<br />

Konu afl›lamad›¤›ndan Atatürk’e<br />

gidiliyor. Elbette topluca tamam›-<br />

n› bir yerde savunuruz. Ondan<br />

sonra TBMM <strong>ve</strong> bakanl›klar›n ayn›<br />

yerde planlanmas› yap›l›yor,<br />

ama kamulaflt›rma bedelinin nereden<br />

nereye ç›kt›¤›n› baflta söylemifltik.<br />

Ankara örne¤inde 1952-68<br />

y›llar› aras›nda onyedi senede 21<br />

bin hektarl›k imar s›n›r›na ulaflt›-<br />

r›l›yor. Sürekli artt›r›l›yor. Burada<br />

meydana gelen 40 milyar TL’lik<br />

arsa spekülasyonunun 30 milyar›<br />

kent merkezindeki 900 hektarl›k<br />

alanda meydana geliyor. fiöyle bir<br />

de¤erlendirme yap›yor Mimarlar<br />

Odas›: “Kentsel arsa spekülasyonu<br />

toprakta özel mülkiyetin ortaya<br />

koyaca¤› ya¤ma miktar›n› göstermektedir.<br />

Bu mertebede do¤acak<br />

de¤eri almak için ortaya ç›kacak<br />

politik bask›n›n ne kadar fliddetli<br />

olaca¤› aç›kt›r.” Böylece güçlü<br />

politik bask› içinde kent planlamas›<br />

bir oyuncak, bir k›l›f haline<br />

gelir. Ayn› rantlar›n bütün kentlerimizin<br />

merkezlerinde özellefltirme<br />

sonras› –ki özellefltirmenin<br />

ne için yap›ld›¤› yafl›n›z itibariyle<br />

bilmeyebilirsiniz ama okumuflsunuzdur.<br />

K‹T’ler zarar etti¤i için<br />

kamburlar›n ortadan kalkmas›,<br />

devletin bunlardan kurtulmas›<br />

için özellefltirme yap›l›yordu. Bir<br />

allah›n kulu da flunu size söyledi<br />

mi; Sümerbank, Et-Bal›k Kurumu’nun<br />

yerleri sat›lacak sonra o<br />

fabrikalar bir baflka yere tafl›nacak<br />

kentin ortas›nda kalan bu büyük<br />

araziler kent topraklar›na dönüfltürülecek,<br />

ortas›na al›fl<strong>ve</strong>rifl<br />

merkezleri kurulacak, dünya pazarlar›nda<br />

pazarlanacak, imar<br />

plan› parça parça yap›lacak, plan<br />

kararlar›na uyulmamas› için özel<br />

imar plan› yapma yetkisi aktar›lacak,<br />

denmifl miydi Denmemiflti.<br />

Bütün bunlar›n nas›l geliflti¤ini<br />

bir özellefltirmenin nerelerle iliflkisi<br />

oldu¤unu, kararlar›n nereye<br />

vard›¤›n›, 1973 y›l›nda bu kitapta<br />

mimarlar›m›z, TMMOB görmüfl<br />

oluyor.<br />

Yine ayn› kitapta flöyle bir de-<br />

¤erlendirme yap›l›yor: “Türk ka-<br />

pitalist burjuva s›n›f› üretim güçlerini<br />

d›fla ba¤›ml› olmadan gelifltirip,<br />

örgütleyemedi¤i gibi üst yap›<br />

de¤erlerini de bu arada güzellik<br />

anlay›fl›n› da d›flar›dan nakletmeye<br />

çal›flmaktad›r. Kent arazisini<br />

kullanma <strong>ve</strong> mekan› düzenleme<br />

tekni¤inde bu nakilcili¤in <strong>ve</strong> ezbercili¤in<br />

izleri aç›kt›r.” Bu 1973<br />

y›l›nda yaz›lm›fl. Bugün bütün<br />

büyük kentlerimizde yap›lan bütün<br />

büyük yat›r›mlar›n rezidans,<br />

al›fl<strong>ve</strong>rifl merkezi, siteler gibi tesislerin<br />

planlar›, mimari projeleri<br />

nereden kopya ediliyor de¤erli<br />

arkadafllar. Yabanc›lar sadece burada<br />

ruhsat alabilmek için Türk<br />

mimarlarla birlikte çal›fl›yorlar.<br />

Bu tespit son derece do¤rudur.<br />

fiöyle bir tespit daha yap›l›-<br />

yor. Özel mülkiyetin varl›¤› <strong>ve</strong><br />

spekülasyonlar Türkiye gibi zengin<br />

tarihi dokulara, tarihi kentsel<br />

mahallelere, tarihi eserlerin <strong>ve</strong><br />

do¤a de¤erlerinin korunmas›n›<br />

olanaks›z hale getirmektedir. O<br />

güzelim dokular rant gözüyle bak›ld›¤›<br />

için art›k bu binalar eskidi,<br />

y›kal›m yenisini yapal›m. Bunun<br />

en tipik örneklerinden biri<br />

kentsel dönüflüm projeleri aras›nda<br />

en çok tart›fl›lan Sulukule<br />

örne¤idir. Son zamanlarda buras›<br />

ile ilgili olumlu haberler okunuyor,<br />

dilerim bu gerçekleflir.<br />

Bu örnekleri <strong>ve</strong>rirken sizlere,<br />

sadece kente bakt›¤›m›z zaman,<br />

orada birçok güzel hülyam›z›n<br />

gerçekleflmesinin önündeki en<br />

büyük engelin mülkiyet iliflkileri<br />

oldu¤unu bilmek zorunday›z.<br />

E¤er kent topraklar›nda mülkiyeti<br />

çözemezsek hiçbir zaman yaflanabilir<br />

gelece¤imizde güzel kentleri<br />

kurmam›z mümkün de¤ildir.<br />

Bir kitap盤›m›z daha var:<br />

“Kentleflme Sorunlar› <strong>ve</strong> ‹stanbul”.<br />

HKMO’nun haz›rlad›¤› bir<br />

kitapç›k. Biz tabii ki mülkiyet<br />

aç›s›ndan bak›yoruz kentlere.<br />

An›s› önünde sayg›yla e¤ildi¤im<br />

Dr. Haldun Özen sundu¤u bildiride<br />

Anayasa Mahkemesinden bir<br />

al›nt› yap›yor. Burada kadastro<br />

müdürlü¤ünde görev yapm›fl ar-<br />

<strong>Harita</strong> <strong>ve</strong> <strong>Kadastro</strong> Mühendisleri Odas› ‹zmir fiubesi 8. Yaz E¤itim Kamp› - 2009 Foça/‹zmir 33


2 . O T U R U M<br />

Baflbakan iken Celal Bayar<br />

1.11.1937 tarihli TBMM hükümet<br />

program›n› okurken Türkiye’de<br />

topraks›z çiftçinin kalmayaca¤›n›<br />

belirtiyor flu cümleyi söylüyor:<br />

“Her Türk çiftçisinin çal›flabilece¤i<br />

topra¤a malik olmas›n› vatan<br />

için sa¤lam bir temel saymaktay›z.”<br />

Bunu söyleyen Celal Bayar<br />

1945’de toprak reformuna karfl›<br />

1946 seçimlerine girmek üzere<br />

CHP’den ayr›l›p DP’yi kuruyor.<br />

Bir gruba göre bu Türkiye’nin demokrasiye<br />

geçifli anlam›n›<br />

tafl›yor. T›pk› flimdi DTP’nin baflkan›<br />

Ahmet Türk arkadafl›m›z›n<br />

köy sahibi olup, ayn› zamanda<br />

demokrasinin önderli¤ini sürdürmesi<br />

gibi. ‹kisi birbirine ne kadar<br />

benziyor.<br />

fiunu özellikle yorumlaman›z›<br />

istiyorum; Güneydo¤u’da zilliyetlikten<br />

elde edilmifl topraklar›n<br />

bugün GAP’ta sulamas› gerçekleflecek...<br />

Oysa bölgede topraks›z<br />

köylülerin sorunlar› çözülmedi¤i<br />

için ad› ne olursa olsun, ister Güneydo¤u,<br />

ister Kürt sorunu densin<br />

bu sorun devam edecektir. Bu<br />

bölgenin sulamas› ile ilgili yeni<br />

yat›r›mlar yap›ld›¤›nda o topraklar›n<br />

de¤eri artacak m› Bir toprak<br />

reformu yapacak olsak, devletin<br />

yat›r›mlar› sonucu elde edilen<br />

de¤er art›fl› kimin cebine gidecek<br />

Elbette toprak a¤as›n›n!<br />

Bütün bu ifller böyle giderken<br />

devletin gelirleri arts›n diye ö¤rencilerin<br />

harc› ne olacak; artacak.<br />

Sizin giderleriniz art›yor, sistemde<br />

baz› kifli <strong>ve</strong> s›n›f›n gelirleri<br />

art›yor. Arsa vurguncular›n›n,<br />

toprak a¤alar›n›n, komisyoncular›n,<br />

mafyatik iliflkilerin cepleri flirek<br />

tapuya tescil edildi¤inden bugün<br />

yaflanabilir bir kentin planlamas›<br />

yap›ld›¤›nda trilyonlarca lira<br />

kamulaflt›rma paras› ödemek<br />

zorunda kal›yor belediyelerimiz.<br />

<strong>Yaflanabilir</strong> gelecek için elimizdeki<br />

arazileri önce siyaset yapanlar,<br />

kendi gelecekleri aç›s›ndan birilerine<br />

<strong>ve</strong>rip oy al›yorlar. Sonra<br />

bak›yorlar bu da çok iyi de¤il,<br />

kentsel dönüflüm planlar› ad› alt›nda<br />

onlarla pazarl›k yap›p ‘size<br />

flu kadar daire <strong>ve</strong>rece¤iz, biz de burada<br />

flunlar› yapaca¤›z’ diyerek<br />

ikinci bir ad›m› atarak kentleri<br />

kendi ç›karlar› <strong>ve</strong> rant u¤runa yeniden<br />

flekillendirip gelecek için<br />

olumsuz noktalara do¤ru ad›m<br />

at›yorlar.<br />

Haldun Özen ayn› bildiride<br />

flöyle de¤erlendirme yap›yor:<br />

“Arsa mülkiyetinin toplum yarar›-<br />

na düzenlenmemesi, kent planlamas›n›n<br />

kiflisel planlar›n›n arac›<br />

haline dönüflmesine kentsel yap›-<br />

n›n özel ç›karlar› maksimize eden<br />

bir biçim kazanmas›na neden olmaktad›r.<br />

Bu nedenle kent topraklar›<br />

kamulaflt›r›lmal›d›r”. Bunu<br />

mimarlar da harita kadastro mühendisleri<br />

de söylüyor. Hiç bir<br />

zaman böyle bir ifllem yap›lm›-<br />

yor.<br />

Kentlerimizi yine do¤rudan<br />

etkileyen, Hasan arkadafl›m›z›n<br />

belirtti¤i k›rdan kente h›zl› göç<br />

olay› var. Odam›z 1978’de Toprak<br />

Reformu Kongresi yapm›fl, bu<br />

kongrede belli konular› ele alm›fl.<br />

Burada birkaç noktaya de¤inmek<br />

istiyorum.<br />

Türkiye’de Osmanl› ‹mparatorlu¤u<br />

döneminde 1858’lerde<br />

bafllayan <strong>ve</strong> Cumhuriyet Döneminde<br />

de devam eden egemen bir<br />

süreç vard›r. Bu süreç kamu topraklar›n›n<br />

yasal <strong>ve</strong> yasad›fl› ya¤malanmas›yla<br />

simgelenmektedir.<br />

Bunun karfl›s›nda güçsüz bir süreç<br />

vard›r. Çiftçiyi toprakland›rma<br />

<strong>ve</strong> toprak reformu süreci. <strong>Kadastro</strong><br />

birinci sürecin içindedir.<br />

Yani biraz önce belirtti¤im zilliyetlik<br />

hükümleri kadastro yasas›nda<br />

yer ald›¤› sürece bu aleyhte<br />

kadafllar var, zilliyetli¤in ne anlama<br />

geldi¤ini onlar daha iyi bilir.<br />

Anayasa Mahkemesi zilliyetlikle<br />

edinme noktas›nda tapulama kanununun<br />

o maddesine aç›lan dava<br />

konusunda flöyle bir karar <strong>ve</strong>riyor.<br />

“fiüphesiz kanun koyucu,<br />

devletin tasarrufu alt›nda bulunan<br />

sahipsiz yerlerin mutlaka kifliler<br />

taraf›ndan iflgal, ihya <strong>ve</strong> imar<br />

yollar›yla <strong>ve</strong>ya baflka biçimlerde<br />

mal edinebilmesinin sebep <strong>ve</strong><br />

flartlar›n› tesis etme zorunlu¤unda<br />

de¤ildir. Hatta bir kanunla bu<br />

hükümlerin tümünü ilga ederek<br />

zilliyetlik yoluyla bir hak do¤mayaca¤›n›<br />

inkar da edebilir.” Yani<br />

aç›lan davada o maddeyi iptal etmiyor,<br />

Anayasaya ayk›r› bulmuyor<br />

ama meclisin yetkisi içindedir,<br />

tersi bir yasay› da ç›karsa, engellese<br />

de, o da Anayasaya uygundur,<br />

böyle bir yasa da düzenleyebilirsiniz<br />

diye yol <strong>ve</strong> yön gösteriyor.<br />

Ayn› bildirinin sonunda dördüncü<br />

befl y›ll›k plan›n birinci y›-<br />

l›nday›z, diyor Haldun Özen.<br />

1979’da bu bildiri yaz›lm›fl, planda<br />

konut bölümüne konmufl bir<br />

hüküm var. “Kazand›r›c› zaman<br />

afl›m› <strong>ve</strong> zilliyetlik hükümleriyle,<br />

imar <strong>ve</strong> ihya yollar›yla devletin hüküm<br />

<strong>ve</strong> tasarrufu alt›ndaki arazilerin<br />

özel mülkiyete geçirilmesi yasal<br />

düzenlemeler yap›larak önlenecektir,<br />

deniliyor. Güzel ancak sorun,<br />

bunlar› planlara, kitaplara, Anayasaya<br />

geçirmek de¤il, sorun bunlar›<br />

hayata geçirmektir” diyor<br />

Haldun Özen.<br />

Y›l 1979, ard›ndan 12 Eylül<br />

1980 Darbesi, ard›ndan devletin<br />

hüküm <strong>ve</strong> tasarrufunda bulunan<br />

iflgal edilen yerlerin tümünün tapular›<br />

bu hükmün tersine devredilmifltir.<br />

Bugün örnek ‹zmir kentinin<br />

en iyi uygulamalar›ndan biridir<br />

2981. Gecekondu ile ilgili<br />

yaflanan ›slah, imar planlar›nda<br />

yeteri kadar yol geniflli¤i, yeflil<br />

alan, otopark, yani kentin teknik<br />

<strong>ve</strong> sosyal altyap›lar› yap›lmadan<br />

›slah planlar› düzenlendi¤i için o<br />

parsellerden yüzde 10-15 kadar<br />

düzenleme ortakl›k pay› düflüleiflledi¤ini<br />

belirtmektedir. Ayn›<br />

toprak reformu kitap盤›m›zda<br />

bugünkü Oda baflkan›m›z›n bas›n<br />

aç›klamas›nda flöyle bir de¤erlendirme<br />

yap›lm›fl: “Urfa bölgesinden<br />

elde edilen <strong>ve</strong>rilere göre bölgede tapulanan<br />

16 milyon 600 bin dönüm<br />

arazinin 8 milyon 525 bin dönümü<br />

zilliyetlik hükümlerine göre büyük<br />

toprak sahiplerine tapulanm›flt›r,<br />

yani yar› yar›ya.”<br />

34<br />

<strong>Harita</strong> <strong>ve</strong> <strong>Kadastro</strong> Mühendisleri Odas› ‹zmir fiubesi 8. Yaz E¤itim Kamp› - 2009 Foça/‹zmir


2 . O T U R U M<br />

flerken, sizin harçlar›n›z da, gelecekteki<br />

iflsizli¤inizle birlikte art›-<br />

yor.<br />

Bu nedenle biz gelece¤imizi<br />

flekillendirirken gerçekten daha<br />

iyi düflünerek ad›m atmak zorunday›z.<br />

2005’de HKMO <strong>ve</strong> Ziraat<br />

Mühendileri Odas› sekretaryalar›<br />

aras›nda TMMOB ad›na, fianl›urfa’da<br />

yine toprak reformu kongremiz<br />

oldu. Orada bir belirtme yapm›flt›m,<br />

flu tarih çak›flmas›n› özellikle<br />

an›msatmak istiyorum. Burjuva<br />

devrimlerinin baflkenti Paris<br />

27 Ekim günü, saat 18.15’de yan›yordu.<br />

Nedeni 15 yafl›ndaki<br />

Mari ile 17 yafl›ndaki Tunuslu Ziyed<br />

polisten kaçarken sakland›klar›<br />

trafoda 20 bin volt ile yan›p<br />

kül olmufltu. Ne raslant› 21 yafl›ndaki<br />

fianl›urfal› Muhittin yaral›<br />

kurtulmufltu. Üzüntümüz ölenler,<br />

sevincimiz Muhittin içindir.<br />

Muhittinler bugün Türkiye’ye dayat›lan<br />

AB uyum yasalar›, ‹MF <strong>ve</strong><br />

Dünya Bankas› programlar› do¤rultusunda<br />

uygulanan tar›m politikalar›<br />

sonucu kentlere savrulanlardan<br />

<strong>ve</strong> yaflamlar›n› sürdürebilecekler<br />

mi diye sormuflum.<br />

Art›k k›rsal yaflam›n desteklenmesi,<br />

kentlere göçün geciktirilmesi,<br />

sonuçta sa¤l›kl› yaflanabilir<br />

kentler için zorunlu oldu¤u<br />

kadar, o insanlar›n sa¤l›kl› biçimde<br />

yaflamalar› için de zorunludur.<br />

Türkiye’de söylenen de flu, tar›m<br />

topraklar› küçüktür, mutlaka büyütülmesi<br />

gerekir, iflletme baz›nda<br />

ele al›nmas› söz konusudur, bu AB<br />

uyum yasalar› ad› alt›nda uygulanan<br />

programd›r.<br />

Ülkemizde tar›m unutulmufltur,<br />

ama 2006’da iktisat tarihi<br />

profesörü Huricihan ‹slamo¤lu<br />

araflt›rma yap›yor; genç bir ekiple<br />

TÜB‹TAK bu araflt›rmay› destekliyor.<br />

Sonuç; tar›m politikalar›n›n<br />

küçük iflletmeleri tasfiye etti¤i<br />

söylenenlerin aksine küçük iflletmelerin<br />

<strong>ve</strong>rimsiz olmad›¤›n›, onlar›n<br />

örgütlendi¤i <strong>ve</strong> iyi organize<br />

olmalar› durumunda baflar›l› olabildiklerini<br />

ortaya koyuyor.<br />

Biz her söylenene inanmak<br />

zorunda de¤iliz. Zaten odalar›m›z<br />

<strong>ve</strong> TMMOB de böyle yapt›¤› için<br />

sevimsiz odalar oluyoruz. Neden<br />

böyle oluyoruz, an›msayacaks›-<br />

n›z: ‹stanbul Sal›pazar› liman›<br />

Galataport özellefltirilmek istenmiflti,<br />

onun özellefltirilmesi öncesi<br />

k›y› yönetmeli¤imizde de¤ifliklik<br />

yap›lm›flt›. Cruisier Liman tan›m›<br />

getirilmiflti. K›y› yönetmeli-<br />

¤inin bu maddelerinin iptali için<br />

fiehir Planc›lar› Odas› <strong>ve</strong> HKMO<br />

olarak dan›fltaya baflvurduk. Kufladas›<br />

liman› da özellefltirilmiflti.<br />

Ofer <strong>ve</strong> Kutman alm›flt›. Dava sürecinde<br />

yürütmeyi durdurma karar›<br />

<strong>ve</strong>rmiflti Dan›fltay. Ofer <strong>ve</strong><br />

Kutman’a soruldu¤unda, ‘Ne olacak<br />

bugünkü yönetmelik yak›nda<br />

yasa olarak gelir.’ dedi. Aynen yasa<br />

olarak geldi. Ormanlarla ilgili<br />

Dan›fltay’›n bir karar› oldu. fiimdi<br />

o yönetmelik iptalini yasaya çevirip<br />

ayn› flekilde uygulanmas› yönünde<br />

TBMM’ne yasa geçiyor.<br />

Bu, Türkiye’nin bütün ormanlar›<br />

içinde madenciler istedikleri kadar<br />

maden arama ifllemleri yapabiliyorlar.<br />

Art›k ÇED raporu anlams›z<br />

noktaya geliyor.<br />

Siz k›y›lar›n›z›, ormanlar›n›z›,<br />

yasal olarak elden ç›kar›labilir<br />

noktaya getirebiliyorsan›z, yaflanabilir<br />

kentleri kurmam›z mümkün<br />

olur mu Olmad›¤› için odalar›m›z<br />

Dan›fltaya baflvuruyor. Bu<br />

Anayasaya hukuk kurallar›na ayk›r›<br />

oldu¤u için Dan›fltay yürütmeyi<br />

durdurma kararlar› <strong>ve</strong>riyor,<br />

yönetmelikleri iptal ediyor. Türkiye’de<br />

parmak demokrasisi, yasa<br />

demokrasisi noktas›na geliyor.<br />

De¤erli gençler yasa demokrasisinden<br />

korkun. Bütün diktatörlükler<br />

kendi ç›kard›klar› yasalarla<br />

toplumlar› yönetmifller, o yasalarla<br />

insanlara iflkence etmifller, asm›fllar,<br />

kurfluna dizmifllerdir.<br />

Y›llar önce ‹nsan <strong>ve</strong> Kent diye<br />

bir kitap okumufltum. Burada<br />

kent ile ilgili güzel bir de¤erlendirme<br />

yap›lm›fl. Henri Laborit<br />

ad›nda bir bilim insan›, ‘kent sanayi<br />

uygarl›¤›ndan önce de vard›.<br />

Ama ça¤dafl kent yap›s› pazar eko-<br />

nomisinin zorunlu sonucundan<br />

baflka bir fley de¤ildir.’ diyor. Bu<br />

kitab›n bas›m tarihi rastlant› belki<br />

1971. Di¤eri 1973 idi. fiöyle diyor,<br />

‘son on y›l içinde Paris’in 13.<br />

Bölgesi gibi kimi esenli¤e ayk›r›<br />

mahallelerin y›k›l›fl›na, burada<br />

oturanlar›n d›fl mahalalelere itilifline,<br />

eski kulubelerin yerine orta s›-<br />

n›f için toplu konutlar›n dikilifline<br />

tan›k olduk. Bu evrim kuflkusuz en<br />

yüce insanl›k maskesi alt›nda olufluyor.<br />

Konut al›fl<strong>ve</strong>riflini çekip çevirenler,<br />

bankalar serbest u¤rafllarla,<br />

tecimsel ticari u¤rafllar gibi<br />

konut yap›lacak alanlardaki de¤ifliklerle<br />

yak›ndan ilgili kesimler bu<br />

iflten kar sa¤l›yorlarsa bu kuflkusuz<br />

sa¤l›¤a <strong>ve</strong> esenli¤e ayk›r› bir<br />

yeri hoflça yaflanacak bir alana dönüfltürmenin<br />

ödülü olmaktad›r.<br />

Ama kimin hoflça yaflayaca¤›n›,<br />

mallar›na el konmasa da al›n›p<br />

baflka yerlere tafl›nan insanlar›n bu<br />

konuda ne düflündüklerini sormamaktad›r.’<br />

Bize Avrupada kentler flekillendirilirken<br />

topluma sorulup<br />

onlar›n görüflleri al›n›r, deniliyor.<br />

Baz› büyükflehirde arkadafllar›-<br />

m›z Paris’in atölyelerinden ithal<br />

ettiklerini söylüyor, ama öyle olmad›.<br />

Bu yazar›m›z, kentte ne yap›-<br />

l›r diye soruyor, ‘Kentte herfley al›-<br />

n›r, sat›l›r. Dostluklar, onurlar,<br />

rütbeler, unvanlar, görüfller.’ Burada<br />

bafl uygulay›c›n›n yetkisi nedir<br />

denildi¤inde: ‘En küçük bir<br />

karar gücü yoktur. Tasar›mlar› gerek<br />

uzam içindeki yeri, gerek harcanacak<br />

para aç›s›ndan paray› <strong>ve</strong>renlerin<br />

isteklerine boyun e¤mek<br />

zorundad›r. Bay›nd›rl›k Bakanl›-<br />

¤›’nda çal›flan mühendisler de parasal<br />

<strong>ve</strong> siyasal güçlerin boyunduru¤undad›r.<br />

Ayr›ca siyasal erk de<br />

parasal gücün dile gelmesinden<br />

baflka bir fley de¤ildir. Do¤ada açl›k<br />

güdüsü olmadan öteki canl›lar›<br />

öldüren tek varl›k olan insano¤lu<br />

iflledi¤i suçlar› kendi soyunu tüketmeden<br />

durdurabilir mi’ diye soruyor.<br />

‘Yasaya gelince o da her zaman<br />

daha sald›rgan <strong>ve</strong> güçlü ola-<br />

<strong>Harita</strong> <strong>ve</strong> <strong>Kadastro</strong> Mühendisleri Odas› ‹zmir fiubesi 8. Yaz E¤itim Kamp› - 2009 Foça/‹zmir 35


2 . O T U R U M<br />

n›n yasas›d›r. Gerçekten bafl›ndan<br />

sonuna yasa özel mülkiyetin savunulmas›na<br />

adanm›flt›r. ‹nsano¤lu<br />

ilke olarak herkesin olmas› gereken<br />

bir dünyada birbiri ard›ndan<br />

eline geçirdiklerini koruma yollar›-<br />

n› yasallaflt›r›p düzene koymaktan<br />

baflka bir fley yapmam›flt›r.’ Yani<br />

arsa mafyas›, spekülatörler, para<br />

babalar› ellerine geçirdikleri bu<br />

topraklar›, ellerinde tutabilmenin<br />

yasalar›n› ç›kartarak kendi geleceklerini<br />

kurmufllar <strong>ve</strong> korumufllard›r.<br />

Biz böylesine bir terslik<br />

içinde gerçekten demokratik bir<br />

siyasal iktidar› oluflturabilme becerisini<br />

yakalayamad›¤›m›z sürece<br />

ister merkezi, ister yerel yönetimlerde<br />

yaflanabilir gelecek için<br />

özledi¤imiz kentleri kurmam›z›n<br />

mümkün olmad›¤›n› düflünüyoruz.<br />

TMMOB, odalar, bizler bunu<br />

söyleye söyleye geldik.<br />

Gizem fiARLAK<br />

Sayg›de¤er konuklar›m›za teflekkür<br />

ediyoruz. Soru cevaplar<br />

bölümüne geçiyoruz, buyurun arkadafllar.<br />

Ça¤r› KAYNAR, YTÜ<br />

Türkiye, Adnan Menderes döneminde<br />

tar›m reformunu da gördü.<br />

Nas›l bir reformdu ki devlet<br />

hazine arazilerini fakir köylüye<br />

<strong>ve</strong>rdi, baflka birfleyleri olmad›¤›<br />

için köylü de topraklar›n› a¤alara<br />

satmak zorunda kald›. Tar›m reformu<br />

ad› alt›nda yap›lm›fl olan<br />

fley yine zenginlere, toprak a¤alar›na<br />

yarad›.<br />

Bir belgeselde izlemifltim,<br />

ABD ekonomi suikastçileri ülkelere<br />

önce gidiyorlar borç para <strong>ve</strong>receklerini<br />

söylüyorlar. Borç paray›<br />

kabul etmezseniz ikinci fl›kka<br />

geçeriz tehdit ederiz, bunu da<br />

yemezseniz, suikast giriflimi olur,<br />

darbe yapt›r›r›z. Bunlar da ifle yaramazsa<br />

askerimiz topumuz, tüfe¤imizle<br />

gireriz. O ülkeyi tamamen<br />

y›kar›z, bizim inflaat flirketlerimiz<br />

var, bu y›k›lan flehirler<br />

yeniden kurulur. Böyle bir mant›kla<br />

yönetilen dünyada yafl›yoruz.<br />

Kentsel dönüflüm, toprak reformu<br />

herfley mülkiyetten kaynaklan›yor.<br />

Sorunlar vard›r, çözümü<br />

de bu sistemin içinde aramal›y›z.<br />

Tar›m reformu yap›l›p<br />

sonucunun ne oldu¤unu gördük.<br />

Özellefltirmeler iyilefltirme denildi<br />

bunun da nas›l sonuçland›¤›n›<br />

gördük.<br />

Hülya hocam <strong>ve</strong> Hasan Beye<br />

tekrar sormak istiyorum nas›l bir<br />

çözüm öneriyorsunuz. Yunus<br />

Emre, bozuk düzende do¤ru gidifl<br />

olmaz, diyor. Siz ne öneriyorsunuz<br />

Hüseyin ERKAN<br />

Öncelikle ö¤renci arkadafllar›-<br />

m›n konuflmas›n› isterdim. Ama<br />

konuflmad›klar› için söz ald›m.<br />

Kat›l›m çok önemli, sorular gelsin<br />

isterdim. Hülya hocam bizim<br />

daha önce de kadastro kongrele-<br />

rimize kat›lan de¤erli hocalar›-<br />

m›zdand›r, bize <strong>ve</strong>rdi¤i, gösterdi-<br />

¤i ufuktan dolay› teflekkür ediyorum.<br />

Biliyorum ki Türkiye kentleri<br />

de bundan sonra <strong>ve</strong>rdi¤iniz bu<br />

hayal kentler biçimine dönüflür.<br />

Ben göremem ama dilerim sizler<br />

görürsünüz. Hasan Zengin arkadafl›ma<br />

sormak istiyorum. Teknik<br />

altyap› gerçekten kentlerin damarlar›,<br />

sinirleri, yaflam kaynaklar›.<br />

Ancak çok pahal› tesisler. Bu<br />

tesislerin yap›lmas› yaflat›lmas›<br />

konusunda söylediniz, ama bizim<br />

mesle¤imizle ilgili benim bekledi¤im<br />

konulara girmediniz.<br />

Biliyorsunuz Türk Standard›<br />

70’li y›llarda yürürlü¤e konmufl<br />

hala uygulanm›yor. Bu standart<br />

uyar›nca yeralt› tesislerini üretti-<br />

¤imiz yapt›¤›m›z› düflünemeyiz,<br />

yap›lmam›flt›r. 1960’l› y›llardan<br />

itibaren yeralt› kadastrosunu söylemeye<br />

bafllad›k. Bugün farkl› adlarla<br />

tan›mlayabiliriz. Bunun Almanya’daki<br />

uygulamalar›n› iyi biliyorum.<br />

1875 y›l›nda Göttingen<br />

isimli o y›llarda küçük bir kent,<br />

yeralt› tesislerinin kadastrosu düzenlenmeye<br />

bafllam›flt›r. Ayn› y›llarda<br />

Türkiye’de düflünülemez<br />

çünkü ne elektrik, ne merkezi<br />

›s›tma sistemlerinin olmad›¤› dönemlerde<br />

yeralt› tesisleri <strong>ve</strong> kadastrosu<br />

da yok. Zaman içinde<br />

elektrikler yeralt›na al›nm›flt›r.<br />

Merkezi ›s›tma sistemleri gelmifltir,<br />

birçok iletiflim hatt› yeralt›ndad›r.<br />

Dolay›s›yla giderek artan<br />

yeralt›na al›nan tesislerdir. 1097<br />

ile bunu bir ölçüde önlemek istemifl<br />

ama mevcut yap›laflm›fl alanlarda<br />

kullan›lmas› mümkün de-<br />

¤il. O zaman mevcut tesisleri ölçüp<br />

planlar›n› haz›rlamak bunlar›<br />

herhangi bir ar›za halinde kolayca<br />

bulunmalar›n› sa¤lamak gerekirdi.<br />

Sizin de örnek <strong>ve</strong>rdi¤iniz<br />

gibi Ankara’da Vedat Dalokay’›n<br />

baflkanl›¤› döneminde bir Mustafa<br />

Efendi vard›, adam› emekli<br />

edememifllerdir. Bu adam bütün<br />

tesisleri çok iyi bilir.<br />

Bunun yan›nda yeralt› tesisle-<br />

36<br />

<strong>Harita</strong> <strong>ve</strong> <strong>Kadastro</strong> Mühendisleri Odas› ‹zmir fiubesi 8. Yaz E¤itim Kamp› - 2009 Foça/‹zmir


2 . O T U R U M<br />

rinin de bir ömrü vard›r. Ekonomik<br />

ömrünün doldu¤u zaman,<br />

yar›n sorunlar yaflanmas›n diye<br />

de¤ifltirmeniz gerekir. Yeralt› tesislerinin<br />

planlar›n› kadastroda<br />

teknoloji deste¤inde üretmenin<br />

çok kolay oldu¤unu düflünüyorum.<br />

<strong>Kadastro</strong>nun bir alt katman›<br />

olarak bunlar›n saklanabilece¤ini,<br />

mülkiyet iliflkileri kurmak bak›-<br />

m›ndan da gerekli oldu¤unu düflünüyorum.<br />

Bu konuya neden<br />

girmedi¤inizi ö¤renmek istiyorum.<br />

Hüseyin Ülkü arkadafl›mla<br />

çok uzun y›llar kent topraklar›n›n<br />

mülkiyeti konusunu tart›fl›yoruz,<br />

konufluyoruz. Dünyada birkaç<br />

kent var Avustralya’n›n Sdyney <strong>ve</strong><br />

Melbourn kenti topraklar› kamu<br />

mülkiyetidir. Bu konuyu sizden<br />

ö¤renmek istiyorum.<br />

Ferda YANIK, KTÜ<br />

Alper ÖZGÜR, Selçuk<br />

Üni<strong>ve</strong>rsitesi<br />

Hasan Zengin’e sorumu sormak<br />

istiyorum. Avrupal›lar y›llar<br />

önce altyap›ya önem <strong>ve</strong>rip elektrik,<br />

kanalizasyon gibi hatlar›n›<br />

yeralt›na alm›fllard›r. Biz hala<br />

bunlar› günü kurtarmak amac›yla<br />

hiç bir flekilde onlar› yeralt›na<br />

alamad›k. Bir yerde ifl yap›laca¤›<br />

zaman kepçenin yan›nda mutlaka<br />

jeneratör filan da gidiyor; çünkü<br />

elektrik tesislerine <strong>ve</strong>ya baflka bir<br />

hatta zarar <strong>ve</strong>riliyor. fiu anda<br />

CBS, KBS’yi ö¤reniyoruz bu ö¤rendiklerimiz,<br />

saf duygular›m›z<br />

mezun olduktan sonra de¤iflecek<br />

mi<br />

Ça¤r› ADA, KTÜ<br />

Zafer BEYD‹LL‹<br />

‹zmir fiubesi bülteninin her<br />

say›s›nda bir belediye baflkan›yla<br />

söylefliyoruz. Baflkanlara y›llard›r<br />

sordu¤um bir soru var: “Kente<br />

iliflkin kararlar al›rken, kentte yaflayan<br />

halk› bu sürece nas›l kat›-<br />

yorsunuz” diye. Tüm belediye<br />

baflkanlar› birbirinden farkl› fleyler<br />

söylüyorlar. Bu soruyu flöyle<br />

de¤ifltirerek size sormak istiyorum.<br />

<strong>Yaflanabilir</strong> bir kent yarat›rken<br />

kentliyi bu sürece katabiliyor<br />

muyuz Bunun bir yolu yöntemi<br />

var m›d›r Benzer flekilde bizim<br />

d›fl›m›zdaki ülkeler bu süreci nas›l<br />

yafl›yorlar<br />

Emre KARAGÖZ, KTÜ<br />

Hülya hocama, Türkiye’deki<br />

flehir bölge planlama hakk›nda<br />

görüflünün neler oldu¤unu sormak<br />

istiyorum. Do¤al yaflama<br />

alanlar›n azl›¤›na neden olan insanlar<br />

yeterli özeni gösteriyorlar<br />

m› Biz toplumsal, bireysel olarak<br />

neler yapabiliriz<br />

Belki alakas›z bir konu olacak<br />

ama ‹stanbul’a yap›lacak üçüncü<br />

köprü olay› var. Bunun hakk›nda<br />

ne düflünüyorsunuz Buna da de-<br />

¤inirsek iyi olur.<br />

<strong>Yaflanabilir</strong> kent olarak, çok<br />

fazla göç oldu¤unu söylüyoruz.<br />

Göç <strong>ve</strong>ren flehirlerin bafl›nda,<br />

Tunceli, Gümüflhane, fi›rnak gibi<br />

kentler geliyor. Bu kentleri yaflanabilir<br />

kent haline getirmek çok<br />

mu zor<br />

Benim gördü¤üm kadar›yla<br />

kentler, günümüzde yaflad›¤›m›z<br />

sistemin yans›d›¤›, yani tüketim<br />

toplumunun aynas› fleklinde. Bunu<br />

da fluradan anl›yoruz, kentin<br />

birçok merkezi noktas›nda herkesin<br />

ulaflabilece¤i noktalara al›fl<strong>ve</strong>rifl<br />

merkezleri yap›l›yor, bu<br />

merkezler gereksinimlerin d›fl›n-<br />

<strong>Harita</strong> <strong>ve</strong> <strong>Kadastro</strong> Mühendisleri Odas› ‹zmir fiubesi 8. Yaz E¤itim Kamp› - 2009 Foça/‹zmir 37


2 . O T U R U M<br />

da, gereksiz tüketim koflullar›n›<br />

sa¤layan yerler haline geliyor.<br />

Bunlar bizler dahil birçok insan›<br />

olumsuz yönde etkiliyor. Bunun<br />

karfl›s›nda sizin de de¤indi¤iniz<br />

gibi daha insan <strong>ve</strong> üretim odakl›<br />

sosyal bir kentleflmeyi nas›l oluflturabiliriz<br />

Sadece yerel yönetimler<br />

üzerinden mi olabilir, yoksa<br />

devlet üzerinden köklü dönüflümlere<br />

mi ihtiyac›m›z var<br />

Hülya KOÇ<br />

Sorular <strong>ve</strong> katk›lar için teflekkür<br />

ederim. Asl›nda baz› sorular›n<br />

cevaplar›n› <strong>ve</strong>rmek o kadar<br />

kolay de¤il. S›rayla ald›¤›m notlara<br />

göre gitmeye çal›flay›m.<br />

‹lk soru soran Ça¤r› arkadafl›-<br />

m›z, “yanl›fl sistemde do¤ru ifl yoktur.<br />

Çözümü bu sistemde ararken<br />

ne yapabiliriz“ diye bir soru sormufltu.<br />

fiöyle bir bak›fl aç›s›na sahip<br />

oldu¤umuzu itiraf etmeliyim. Sistemi<br />

de¤ifltirmek için birfleylerin<br />

de¤iflmesi gerekiyor. Buna psikiyastristler<br />

kitaplarda flöyle diyorlar:<br />

“Birfleyleri çözme çabam›z ayn›<br />

sorular›n yinelenmesiyle sonuçlan›yorsa,<br />

de¤iflim çok zorlay›c›d›r.”<br />

De¤iflim zorlay›c›, sistemi<br />

bütünüyle de¤ifltirmek ise zor<br />

bir ifl. Demek ki gücümüzün yetti¤i<br />

kadar›yla, de¤ifltirebildi¤imiz<br />

kadar›yla yetinmek, bafllang›çta<br />

gerekli olur diye düflünüyorum.<br />

Biz birfleyleri de¤ifltirirken, biz<br />

ne yapabiliriz diye sormakta yarar<br />

var. Bizim d›fl›m›zda yanl›fl birfleyler<br />

oluyor ama biz bunlar› do¤ruya<br />

döndürmek ya da yanl›fl ifller<br />

oluflmamas› için birfleyler yapmak<br />

ad›na sormam›z gerekiyor.<br />

Benim önerilerim, o sorudan ç›-<br />

kan önerilerdir. Biz çevremizde<br />

küçük de olsa de¤ifliklikler oluflturabilirsek,<br />

bunlar mutlaka baflka<br />

olumlu de¤iflikliklere neden<br />

olacakt›r. Bu giderek katlanarak<br />

artacakt›r. Ben kendi yap› alan›m,<br />

mahallemde olumlu birfleyler gerçeklefltirebiliyorsam,<br />

di¤er insanlar<br />

da bundan etkilenerek olumlu<br />

bir flekilde yola ç›kabilirler diye<br />

düflünüyorum. Bireysel olarak<br />

kendi tüketimlerimizden geri dönüflümü<br />

gerçeklefltirebiliriz. Ben<br />

okulda stüdyoya girdi¤imde ö¤renci<br />

pet fliflesini masan›n üzerinde<br />

b›rak›p gidiyor. Onlar› toplay›p<br />

bir geri dönüflümü gerçeklefltirebilirsek,<br />

dönüflüm ad›na<br />

önemli bir fley yapm›fl oluruz.<br />

Kendi çevremize bakarak bir<br />

izolasyon yaparken kendi konutumuzla<br />

ilgili belki ›s›tma sistemini<br />

<strong>ve</strong>ya klimay› daha az kullanmak<br />

durumunda kalabiliriz.<br />

Yapt›¤›m›z her küçük ya da büyük<br />

eylemin bir etkisinin olaca¤›-<br />

n› düflünüyorum. Bu iyimser bir<br />

bak›fl aç›s› olabilir ama bunu da<br />

yapmak zorunday›z gelece¤imiz<br />

için. Kendimizi gerçeklefltirmek<br />

ad›na örne¤in markete bez torba<br />

ile gitti¤imde bir poflet daha harcamam›fl<br />

oldu¤um için mutlu<br />

hissediyorum.<br />

Her bireyin küçük de olsa katk›s›<br />

olacakt›r. Bu katk›lar giderek<br />

artacakt›r <strong>ve</strong> bu sorular› kendimize<br />

sormal›y›z diye düflünüyorum.<br />

Fark›ndal›k çok moda bir tabir,<br />

bunun oluflmas› gerekiyor. Çevremizde<br />

ne olup bitiyor, bunun<br />

için biz ne yapabilirizin fark›nda<br />

olmak gerekiyor. Bir baflka önerim,<br />

meslek insanlar›n›n bilinçlenmesi.<br />

Asl›nda mutlaka geri bildirimlerin<br />

olmas› gerekir. Bir flehir<br />

planc›s›na deseniz ki, sana bir<br />

alan <strong>ve</strong>riyorum, burada bir mülkiyet<br />

problemi yok, bu alan› en<br />

iyi yaflanabilir flekilde tasarla, acaba<br />

bunun için yeterli birikimimiz<br />

var m› Asl›nda var demek istiyorum<br />

ama, TOK‹ taraf›ndan gerçeklefltirilen<br />

yeni konut alanlar›n›<br />

düflünüyorum. Çok katl› <strong>ve</strong> daireli<br />

apartmanlardan oluflmufl, mülkiyet<br />

sorunu olmayan alanlar. Konutlar›n<br />

ço¤u için uygun yönlenme<br />

sa¤lanm›fl m› Dört daireli <strong>ve</strong><br />

her dairesi baflka yöne bakan konutlardan<br />

en az›ndan yüzde 25<br />

için sa¤layamazs›n›z. Belki farkl›<br />

bir plan uygulayabilirdik. Acaba<br />

insanlar aç›s›ndan örne¤in 48-50<br />

dairenin ayn› girifli kullanmas›,<br />

komfluluk iliflkileri aç›s›ndan daha<br />

iyi yaflanabilirlik sunuyor mu<br />

Bunu mimarlar›m›z›n <strong>ve</strong> planc›lar›m›z›n<br />

da mevcut çevrelerimizi<br />

inceleyerek birazc›k daha tart›flmas›<br />

gerekti¤ini düflünüyorum.<br />

Diyelim ki baz› s›n›rlamalar› kald›rd›k,<br />

bizim meslek insanlar›<br />

olarak birikime sahip olmam›z<br />

gerekiyor. Hem ne tür çözümler<br />

üretebilece¤imiz konusunda, hem<br />

de belirli s›n›rlamalar olmaks›z›n<br />

da ideali bulmak ad›na neler yapabilece¤imiz<br />

konusunda birikimimizi<br />

art›rmam›z gerekti¤ini düflünüyorum.<br />

Bir yerleflmeye gidiyorsunuz,<br />

rant filan bir yana; mesela Isparta<br />

Yalvaç’a örne¤in. ‹ki katl›lardan<br />

oluflan harika bir doku var. Buraya<br />

üç kat getirilmifl. Bir kat art›fl›-<br />

n›n hemen hemen rant sa¤lamaya,<br />

o konutlar›n yenilenmesi aç›-<br />

s›ndan getirece¤i çok bir fley yok.<br />

Üç kat <strong>ve</strong> bitiflik nizam›n oradaki<br />

yaflama getirece¤i çok olumsuz<br />

fleyler var. Günlük yaflant›m›z<br />

aç›s›ndan bakt›¤›m›zda daha insanca<br />

yaflanabilir çevreler haline<br />

gelmesi ad›na ne yapabiliriz, bunun<br />

mekansal ipuçlar›n› nas›l bulabiliriz,<br />

bunu sorgulamak gerekiyor.<br />

Parselasyon planlar› diyelim,<br />

bu da mülkiyetle ilgili ama yaflanabilirlik<br />

ad›na yapabilece¤imiz<br />

bir fley var m› Güney cepheli<br />

parsellerimizin eni <strong>ve</strong> boyunun<br />

ya da parsellerin geniflli¤i <strong>ve</strong> üzerine<br />

<strong>ve</strong>rdi¤imiz yap›laflma nizam›n›n<br />

binalar aras› gölge aç›s›ndan,<br />

enerji korunumlu parselasyon<br />

plan›m›z var m›, bunu tart›flmam›z<br />

gerekiyor. Çünkü yurtd›-<br />

38<br />

<strong>Harita</strong> <strong>ve</strong> <strong>Kadastro</strong> Mühendisleri Odas› ‹zmir fiubesi 8. Yaz E¤itim Kamp› - 2009 Foça/‹zmir


2 . O T U R U M<br />

Bir arkadafl›m›z Adnan Menderes<br />

döneminde köylüye toprak<br />

<strong>ve</strong>rildi¤i, baflka bir fley <strong>ve</strong>rilmedi-<br />

¤i <strong>ve</strong> köylünün daha sonra topraklar›n›<br />

a¤aya satmak zorunda<br />

kald›¤›n› söyledi. Köylüye toprak<br />

<strong>ve</strong>rip onun örgütlenmesi önündeki<br />

engelleri kald›rmazsan›z, üretim<br />

araçlar›n› <strong>ve</strong>rmezseniz, a¤aya<br />

teslim olacakt›r. Köylünün, çiftçinin<br />

örgütlü olmas› gerekir. Bize<br />

flu söylenmifltir; köylüyü örgütlemeyin<br />

yoksa, gelir ülkeyi bafl›n›za<br />

y›kar. Bu görüfl hakim oldu¤u<br />

için sonuç da bu olacakt›r.<br />

Avrupada her kurum tüm altyap›<br />

sürecini tamamlam›fl, biz bunu<br />

niye yapamad›k Biz bir kez<br />

kent topraklar›na ticari meta olarak<br />

bakt›k. Kentlerimizi gelip hep<br />

birileri planlad›. Kent topraklar›-<br />

n› istedi¤i gibi al›p satt›, birçok<br />

suç ifllendi. Bizde bunun cezas› da<br />

yok. Hiç bir zaman planlama ile<br />

birlikte altyap› çal›flmalar› birlikte<br />

düflünülmedi. Sanki planlama<br />

farkl› bir fley altyap› çal›flmalar›<br />

farkl› bir fleymifl gibi bak›ld›. ‹kisini<br />

yani altyap› ile üstyap›y› bir<br />

arada düflünmezseniz bu tip sorunlar<br />

do¤ar.<br />

Altyap›, üstyap› tesislerinin<br />

entegre edilmesinden bahsediyoruz,<br />

çarp›k kentleflmenin önlenebilmesi<br />

için do¤ru dürüst haritalar›n<br />

olmas›n› söylüyoruz. ‹ller<br />

Bankas› 1932 y›l›ndan beri halihaz›r<br />

haritalar›, tekni¤in el<strong>ve</strong>rdi¤i<br />

en yüksek teknoloji ile <strong>ve</strong> tamamen<br />

hibe fonlar›ndan yap›yor,<br />

belediyelerden para al›nm›yordu.<br />

Hibe fonlar› kald›r›ld›. Belediyelerin<br />

halihaz›r haritalar›n› yaparken<br />

onun hisselerinden kesmek durumunda.<br />

Bu oldu¤u zaman da belediyeler<br />

haritaya ölü yat›r›m diye<br />

bak›yor. Ben bir kanalizasyon, içme<br />

suyu müteahhitine ifl <strong>ve</strong>rip yapfl›nda<br />

böyle bir fley görüyorsunuz.<br />

Toronto belediyesi daha çok<br />

enerji korunumlu parselasyonun<br />

nas›l yap›labile¤ini, güneflin gelifl<br />

aç›lar›, binan›n yüksekli¤i ile ne<br />

gölge olur bunun çal›flmalar›n›<br />

yap›yor. Meslek insanlar›n›n, bir<br />

parça daha kendilerini meslekleri<br />

konusunda donatmalar› gerekti-<br />

¤ini, bu konuda daha umutlu olmalar›<br />

gerekti¤ini düflünüyorum.<br />

Tabii ki tüm insanlar›n bilinçlenmesi<br />

gerekiyor.<br />

Kiflisel olarak ben ne yapabilirim<br />

olgusunu daha fazla sorgulamam›z<br />

gerekiyor. Asl›nda flu anda<br />

da yapt›¤›m›z yaflanabilir kent<br />

oluflturma konusunda bir çal›flma.<br />

Demokratik toplum örgütlerinin<br />

bu konuda çok ciddi çabalar›n›n<br />

oldu¤undan bahsettik biraz<br />

önce. fiu yapt›¤›m›z da yaflanabilirlik<br />

konusunda bir ad›md›r diye<br />

düflünüyorum. Bugün buradan<br />

ç›k›p gitti¤imizde kendi çevremizde<br />

baz› fleyleri de¤ifltirmek <strong>ve</strong><br />

tart›flmak aç›s›ndan yararl› oldu-<br />

¤unu düflünüyorum.<br />

fiehir planc›s› <strong>ve</strong>ya mimar teknik<br />

eleman oldu¤unda de¤ifltirebilece¤i<br />

çok fazla fley yok. Ama<br />

birbirini <strong>ve</strong> toplumu etkileyerek<br />

daha yaflanabilir çevreler konusunda<br />

bir bilinç, bir hareket, duyarl›l›k<br />

oluflturabilirse elbetteki<br />

yapabilecekleri daha fazlad›r, diye<br />

düflünüyorum. Kiflisel olarak mimar<br />

kökenli bir planc› olarak büroda<br />

çal›flt›¤›m dönem de oldu,<br />

patronum, Çeflme’de bir parsel<br />

<strong>ve</strong>rdi, burada üç bina s›¤acak kadar<br />

plan çiz ama tek bina gibi görünsün,<br />

dedi. Yapmaya çal›fl›rsan›z<br />

bu mümkün oluyor ama buna<br />

yaflanabilirlik aç›s›ndan bakt›¤›-<br />

n›zda rant sa¤lamaya yöneliktir.<br />

Bana flunu da söylemifl olabilirdi,<br />

al sana parsel burada yaflanabilir<br />

en ideal plan› çiz. Onu mutlaka<br />

çizmifl olmam gerekirdi. Hâlâ<br />

onun nas›l gerçekleflebilece¤ini,<br />

gerçekleflmesinin araçlar›n› çok<br />

fazla tart›flam›yoruz diye düflünüyorum.<br />

Yine planl› bir yere gidiyorsu-<br />

nuz, do¤al yap›yla hiç de uyumlu<br />

olmayan yollar geçirildi¤ini görüyorsunuz.<br />

Bunu bizden mezun<br />

ö¤renciler yapt›, kesin, bunu nas›l<br />

yapt›lar, biz buna nas›l engel<br />

olamad›k diye özelefltiri yap›yorum.<br />

Diyelim buray› <strong>ve</strong>rdik <strong>ve</strong> güzel<br />

bir dinlenme alan› oluflturun,<br />

diyoruz. Çocuk eskiz getiriyor,<br />

bak›yoruz, “buradaki a¤aç nereye<br />

gitti onu kestim, yerine yeni a¤ac›<br />

diktim. Onu tespit edip, var<br />

olan a¤aca göre plan haz›rlaman<br />

gerekirdi.” Önce bunu de¤ifltirmemiz<br />

gerekiyor. Onun korunmaya<br />

de¤er bir varl›k oldu¤unu<br />

göstermeliyiz. Bofl bir alan <strong>ve</strong>rip<br />

toplu konut tasarlamalar›n› istiyoruz<br />

ö¤rencilerimizden, oradan<br />

bir dere geçiyordu, hofl bir fley,<br />

bak›yoruz planlara yönü de¤ifltirilmifl,<br />

neden, ‘yapt›¤› planlara engel<br />

oluyormufl’. O varken plan<br />

oluflturmaya çal›fl, sonuçta do¤al<br />

<strong>ve</strong>rilere göre yaflant›m›z› oluflturmam›z<br />

gerekiyor. Biz do¤ay› kendimize<br />

göre uydurmak durumunda<br />

de¤iliz.<br />

Sonuçta bu bilinci kazanmam›z<br />

gerekiyor. Toplumdaki her<br />

insan bu bilinci kazand›kça daha<br />

iyiye do¤ru ad›mlar›n at›labilece-<br />

¤ini de düflünüyorum.<br />

Kente iliflkin kararlara kentliler<br />

nas›l kat›l›yor diye soruldu,<br />

maalesef yeterince kat›lam›yor.<br />

Hatta ironik bir flekilde göstermeye<br />

çal›flm›flt›m. Dengeli yap› <strong>ve</strong><br />

nüfus yo¤unluklar›n›n sonuçlar›<br />

derinlemesine müzakere edilmeli,<br />

diye. Ben ‹zmir’de oturuyorum.<br />

Alsancak’ta bir tak›m rezidanslar<br />

oluyor. Bunlar› bir meslek<br />

insan› olarak da, üni<strong>ve</strong>rsite<br />

ö¤retim üyesi olarak da sormuyorlar,<br />

Alsancak’ta oturan vatandafl<br />

olarak da sormuyorlar. Sorufl<br />

biçimi de önemlidir diye düflünüyorum.<br />

Olsun mu olmas›n m› diye<br />

sormak yerine burada ne olur<br />

diye sormak gerekir. Ben daha<br />

küçük gruplar halinde birbirimizle<br />

etkileflirsek bunun büyüyen bir<br />

çaba haline dönüflece¤ine inan›-<br />

yorum. Daha yaflanabilir çevre<br />

oluflturma konusunda ad›m atabiliriz<br />

diye düflünüyorum.<br />

Hasan ZENG‹N<br />

<strong>Harita</strong> <strong>ve</strong> <strong>Kadastro</strong> Mühendisleri Odas› ‹zmir fiubesi 8. Yaz E¤itim Kamp› - 2009 Foça/‹zmir 39


2 . O T U R U M<br />

t›r›r›m gözü ile bak›yor. ‹ller Bankas›<br />

özellikle 2000 y›l›ndan beri<br />

ITRF koordinat sistemi ile haritalar›<br />

üretiyor idi. Belediyelerin bu<br />

imkan› da ellerinden al›nm›fl oldu.<br />

Altyap› ile ilgili iflletme planlar›na<br />

yine deprem bölgesinde<br />

baflland›. ‹ller Bankas›n›n yapt›¤›<br />

bütün tesisleri, iflletme planlar›n›<br />

yine ITRF koordinat sistemiyle<br />

belediyelere teslim ediyordu. Gelinen<br />

süreçte ‹ller Bankas›n›n<br />

yapt›¤› bütün çal›flmalar bugün<br />

itibariyle henüz durmad› ama içi<br />

boflalt›lmakta <strong>ve</strong> ilerde tamamen<br />

kapat›lmas› planlanmaktad›r.<br />

Türkiye’de altyap› kadastrosu<br />

henüz yap›lmad›. Medeni Kanun’un<br />

174. maddesinde teknik<br />

altyap› tesisleri tafl›nmaz olarak<br />

de¤erlendirilmedi¤inden dolay› kadastrosu<br />

yap›lam›yor <strong>ve</strong> tapuya<br />

tescili de mümkün de¤il. Hüseyin<br />

Ülkü ile sabah bunu konuflmufltuk,<br />

halihaz›r haritaya ifllenmesi<br />

yeterli mi de¤il mi diye.<br />

Hüseyin ÜLKÜ<br />

De¤erli gençler üçüncü köprünün<br />

ne anlama geldi¤ini son<br />

zamanlarda gazete manfletlerinde<br />

rahat okuyorsunuz. Karayolu her<br />

zaman için kente olumsuz etkileri<br />

ile birlikte gelir. Ne yaz›k ki topraklar›,<br />

sadece Türkiye’de yaflayan<br />

insanlar için k›rsal <strong>ve</strong> kentsel<br />

alanda planlaman›n ötesinde, yabanc›lara<br />

toprak sat›fl› gündeme<br />

geldi¤i günden bugüne 12 Eylül’den<br />

bu yana daha h›zland›¤›<br />

için Odam›z›n bu konuda kitapç›-<br />

¤› var.<br />

Art›k kentler, dün oldu¤u gibi<br />

o kentteki nüfus art›fl›na alaca¤›<br />

göçe göre planlan›rken, flimdi bu<br />

kenti nas›l pazarlayabiliriz, en<br />

az›ndan toplu konut idaresinin<br />

bafl›ndaki bir kifli <strong>ve</strong> hükümetin<br />

yetkilisi maliye bakan› Çanakkale’den<br />

Hatay’a kadarki k›y›lar›n<br />

arazilerin planlan›p, ‹spanya örne¤inde<br />

oldu¤u gibi pazarlanaca-<br />

¤›n› söylüyorsa bu köprülerin, k›-<br />

y›lar›n d›fl›nda bir mant›¤›n Türkiye’de<br />

egemen oldu¤unu gör-<br />

mek zorunday›z. Egemen mant›-<br />

¤›n yanl›fll›¤›n›n toplumun bilincine<br />

ç›kar›lmas› gerekir ki toplum<br />

buna dur demeli.<br />

‹stanbul’daki üçüncü köprü<br />

son derece yanl›fl, hem su havzalar›<br />

hem ormanlar›n konumu, bölünmesi<br />

<strong>ve</strong> yok edilmesi aç›s›ndan<br />

hem de kente getirece¤i çekim<br />

merkezi olup göç aç›s›ndan<br />

çok yanl›flt›r.<br />

Medeni yasaya dayan›larak tapu<br />

planlar› tüzü¤ü ç›kar›ld›. Burada<br />

üç önemli madde var. Bunlardan<br />

biri vaziyet plan›. Aynen<br />

okuyorum: Parsellerde infla edilecek<br />

yap› <strong>ve</strong> eklentilerinin, teknik<br />

altyap›lar›n yap› ruhsat›na esas<br />

projeleri ile yerleflim plan›ndaki<br />

ölçülerine göre kontrol noktalar›-<br />

na dayal› bir flekilde teknik mevzuata<br />

uygun olarak say›sal <strong>ve</strong> çizgisel<br />

bir flekilde düzenlenen kat<br />

irtifak›na <strong>ve</strong>ya kat mülkiyetine<br />

esas olan konumlar›n› gösteren<br />

harita plan›.<br />

Bu tan›m›n temelini oluflturan<br />

yasa maddelerinden biri kat mülkiyeti<br />

yasas›ndaki toplu yap›larla<br />

ilgili maddesidir. Toplu yap›larda<br />

parsellerin komflu olmas› tan›mlamas›n›n<br />

yan›nda farkl› imar<br />

alanlar›ndaki, yani yollar <strong>ve</strong> yeflil<br />

alanlarla ayr›lm›fl parsellerin<br />

komflu say›lmas› nedeniyle bu<br />

toplu yap›lar›n, ister ›s›tma, ister<br />

kanalizasyon gibi teknik altyap›-<br />

lar› bir yoldan, otoparktan ya da<br />

yeflil alandan geçilebilece¤i düflünülerek<br />

konmufl bir maddedir.<br />

Bundan sonra di¤er teknik altyap›lar,<br />

Botafl’›n borular› <strong>ve</strong> benzeri<br />

altyap›lar›n› kapsayabilecek<br />

bir düflünceyi getirmifltir. O konuda<br />

özel bir düzenleme de yap›lm›flt›r;<br />

12. Maddedeki tescile tabi<br />

olmayan tafl›nmazlar da tapu<br />

planlar›n›n yap›lmas›. Tescile tabi<br />

olmayan tafl›nmazlardaki yap›lar<br />

da tescil gerektirir. Bir ayni hak<br />

tesis edilece¤i zaman tafl›nmaz›n<br />

niteli¤ini esas alan <strong>ve</strong> hakk›n kapsad›¤›<br />

k›sm› gösteren tescile uygun<br />

tapu plan›n›n yap›lmas› zorunludur.<br />

Eskiden bu zorunluluk<br />

yoktu, flimdi getirildi. Dilerim bu<br />

uyguma bütün belediyeler <strong>ve</strong> yerel<br />

yönetimler taraf›ndan da fark<br />

edilir, odam›z bu konuda bir çal›flmay›<br />

sürdürüyor. Dedi¤iniz<br />

olumsuzluklar›n ortadan kalkmas›<br />

mümkün.<br />

Baflka ülkelerde mülkiyet ile<br />

ilgili örnek <strong>ve</strong>rilebilir mi Öteden<br />

beri biliriz, ‹ngiltere’de topra¤›n<br />

hakk› bir arpa boyudur. Mülkiyeti<br />

devredilemez, kullanma hakk›<br />

<strong>ve</strong>rilir. T›pk› bizim orman içi<br />

alanlarda yap›lm›fl olan turizm tesislerinde<br />

alttaki arsan›n mülkiyetinin<br />

hazineye kald›¤›, kullanma<br />

hakk›n›n 49 <strong>ve</strong>ya 99 y›ll›¤›na<br />

yat›r›m yapan tesis sahibine <strong>ve</strong>rildi¤i<br />

gibi. Ayn› flekilde Çin’de de<br />

böyle oldu¤unu okudu¤umuz<br />

makalelerden biliyorum.<br />

De¤erli gençler birinci dünya<br />

ekonomik bunal›m› 1929, ikincisi<br />

2008. Temel nedeni nedir<br />

Kentlerle ilgisi var m›<br />

Birinci dünya ekonomik krizi<br />

de flimdiki kriz de tamamen bankalar›n<br />

ticari yap›lar, turistik yap›lar<br />

için açm›fl oldu¤u krediler<br />

üzerinden o kentteki tafl›nmazlar›n<br />

fiyat balonlar›n›n fliflmesi, sonunda<br />

delinip sönmesi <strong>ve</strong> iflas etmeleri<br />

sonucudur. Mortgage yasas›<br />

ile do¤rudan ilgilidir. ‘Bu y›l<br />

batan dördüncü Teksasl› banka<br />

olan Guernic’in <strong>ve</strong>rdi¤i riskli<br />

mortgage kredileri ile iflas etti¤i<br />

belirtiliyor. Bankalar›n ayr›ca Kaliforniya’da<br />

h›zl› bir flekilde yükselen<br />

emlak piyasas›nda yer almak<br />

isteyen firmalara 1.2 milyar<br />

dolarl›k kredi <strong>ve</strong>rmesi nedeniyle<br />

bu büyük darbeyi yedi¤i belirtiliyor.<br />

ABD’lerinde bu kriz nedeniyle<br />

11 trilyon, halk›n elinden al›nd›¤›<br />

söyleniyor. Dolay›s›yla gelece¤imizin<br />

de nelere ba¤l› oldu¤unu<br />

bu anlamda da ekonominin<br />

içinde kentleflmenin çok özel bir<br />

yerinin oldu¤unu bilmek zorunday›z.<br />

Kat›l›m <strong>ve</strong> katk›lar›n›z için teflekkür<br />

ediyoruz.<br />

40<br />

<strong>Harita</strong> <strong>ve</strong> <strong>Kadastro</strong> Mühendisleri Odas› ‹zmir fiubesi 8. Yaz E¤itim Kamp› - 2009 Foça/‹zmir


2 . O T U R U M<br />

Panel sonunda konuflmac›lara, topraktan yap›lm›fl teflekkür plaketleri ö¤renciler taraf›ndan sunuldu<br />

Panel sonunda birlikte çektirilen an› foto¤raf›<br />

<strong>Harita</strong> <strong>ve</strong> <strong>Kadastro</strong> Mühendisleri Odas› ‹zmir fiubesi 8. Yaz E¤itim Kamp› - 2009 Foça/‹zmir 41


3 . O T U R U M<br />

PANEL<br />

<strong>Yaflanabilir</strong> <strong>Gelecek</strong> ‹çin Su <strong>ve</strong> Enerji<br />

Kamil Okyay SINDIR<br />

Muzaffer Salih ERTAN<br />

"<strong>Yaflanabilir</strong> <strong>Gelecek</strong> ‹çin Su <strong>ve</strong> Enerji" panelinde,<br />

Bornova Belediyesi Baflkan›-Ziraat Mühendisi<br />

Prof.Dr. Kamil Okyay SINDIR <strong>ve</strong> Elektrik<br />

Mühendisleri Odas›-‹zmir fiubesi üyesi Muzaffer<br />

Salih ERTAN taraf›ndan, suyun do¤ru kullan›m›,<br />

küresel ›s›nma <strong>ve</strong> yenilenebilir alternatif enerji<br />

kaynaklar› üzerinde duruldu. Bunun yan›nda, suyun<br />

önemine, küresel ›s›nmaya, dünyada su, tar›mda su<br />

yönetimi, Türkiye‘de su yönetiminde aray›fllar,<br />

konular›na de¤inildi. Suyun bir meta olmad›¤› <strong>ve</strong> kar<br />

amac› do¤rultusunda rantsal ç›karlar için<br />

kullan›lmamas› gerekti¤i belirtildi. Ayr›ca, Bornova<br />

Belediyesinin çevrenin <strong>ve</strong> suyun korunmas›na yönelik<br />

yap›lan çal›flmalar› da örnek olarak de¤erlendirildi.<br />

Oturumun sunumu KTÜ’den<br />

Sinem YAVUZ taraf›ndan yap›ld›<br />

42<br />

<strong>Harita</strong> <strong>ve</strong> <strong>Kadastro</strong> Mühendisleri Odas› ‹zmir fiubesi 8. Yaz E¤itim Kamp› - 2009 Foça/‹zmir


3 . O T U R U M<br />

Kamil Okyay SINDIR<br />

Bu benim kat›ld›¤›m dördüncü<br />

kamp... Bundan önce de üç<br />

kez HKMO ‹zmir fiubesinin<br />

kamplar›nda konuflma f›rsat›m<br />

oldu. Bize f›rsat <strong>ve</strong>ren ‹zmir fiube<br />

yönetimine, genel merkez yönetimine<br />

çok teflekkür ediyorum.<br />

Her kamp farkl› konulardayd›.<br />

TMMOB disiplininden geliyoruz.<br />

Dayan›flma, paylaflma, düflüncelere<br />

de¤er <strong>ve</strong>rme ad›na bu çal›flmay›<br />

önemsiyorum. fiimdiye kadar<br />

hiç ‘hay›r’ demedim. Bu geçti-<br />

¤imiz yerel seçimlerde belediye<br />

baflkanl›¤›na adayl›¤›m süreci arkas›ndan<br />

seçilmifl olmam, mesle-<br />

¤imden k›smen beni ay›rm›fl olsa<br />

da takip etmeye çal›fl›yorum. Halen<br />

bilgimi s›cak tutmaya çal›fl›-<br />

yorum. Bugün sizlerle su konusunda<br />

birfleyleri paylaflmak istiyorum.<br />

Meslek alan›m itibariyle E.Ü.<br />

Ziraat Fakültesi Tar›m Makinalar›<br />

alan›nday›m ama hassas tar›m<br />

uygulamalar› konusunda çal›flt›m.<br />

Bu konuda dersler <strong>ve</strong>rdim,<br />

araflt›rmalar yapt›m. Özellikle<br />

GPS ile Co¤rafi Bilgi Sistemleriyle<br />

do¤rudan ilgili olan uygulama<br />

fleklidir. Hareket halindeki araçlar›n<br />

koordinat <strong>ve</strong>rileriyle uygulamada<br />

de¤iflkenlik yaratabilmeleridir,<br />

teknolojik olarak. Navigasyona<br />

çok ilgim var. Polen Tatil<br />

köyünü en k›sa yoldan nas›l<br />

buluruz diye makam arac›nda navigasyon<br />

kiti var. Ararken<br />

HKMO’nun koordinat <strong>ve</strong>rilerini<br />

buldum. Bu çok hofluma gitti.<br />

Kim el att›ysa teflekkür ediyorum.<br />

Bizi buraya en k›sa yoldan<br />

ulaflt›rd›.<br />

<strong>Yaflanabilir</strong> gelecek için sudan,<br />

küresel ›s›nmadan bahsedece¤im;<br />

kurakl›ktan, dünyada suyun<br />

durumu nedir, tar›mda su<br />

yönetiminden –ki suyun yüzde<br />

70’ini tar›mda kullan›yoruz- konuflaca¤›z.<br />

Ulusal su yönetiminde<br />

aray›fllar, küresel olgular neler,<br />

bunlara de¤inmek istiyorum.<br />

Su, bilinen bütün yaflam formlar›<br />

için gerekli bir madde. Tats›z,<br />

kokusuz bir madde. Kimyasal formülü<br />

H 2 O, iki hidrojen <strong>ve</strong> bir oksijen<br />

atomundan olufltu¤u basit<br />

bir madde. Adland›r›lmas› kimyasal<br />

bir terim de¤il, ayr› bir kelimeyle<br />

adland›r›yoruz, k›saca su<br />

diyoruz. Çevremizde görünen <strong>ve</strong><br />

görülmeyen ama devaml› bulunan<br />

gizemli bir do¤al kaynak. Bütün<br />

canl›lar›n en temel yap›tafl›.<br />

Örne¤in insan›n yüzde 65’ini<br />

oluflturuyor. Bitkilerin yafl a¤›rl›-<br />

¤›n›n yüzde 95’e varan oran›nda<br />

su oldu¤unu bilmek laz›m. Bir dilim<br />

karpuzu tart›n, kurutup tart›n<br />

yüzde 95’ten fazlas›n›n su oldu-<br />

¤unu görürsünüz. Terledi¤imizde,<br />

boflalt›m <strong>ve</strong> solunum yoluyla<br />

yaklafl›k 3 litre su kaybediyoruz.<br />

Birçok rahats›zl›¤›n nedeninde su<br />

yat›yor. Böbrek rahats›zl›¤›, bafl<br />

dönmesi, konsantrasyon bozuklu¤u,<br />

derideki k›r›fl›kl›klar, bebeklerdeki<br />

zihinsel geliflimde suyun<br />

çok önemli etkileri var. Beslenmenin<br />

olmazsa olmaz›, tar›msal<br />

üretimin vazgeçilmezi, sanayinin<br />

vazgeçilmezi. Ekolojik aç›dan<br />

toprak oluflumunda önemli bir etken.<br />

Yeryuvarla¤›n›n kat› kayalar›n<br />

parçalanmas› <strong>ve</strong> bunun <strong>ve</strong>rimli<br />

topra¤a dönüflmesinde temel<br />

faktör. Yani bugün sahip oldu¤umuz<br />

toprak zenginli¤imiz üzerinde<br />

önemli bir etken. Bitki besin<br />

elementlerinin bitki kökleri taraf›ndan<br />

al›nmas› <strong>ve</strong> yapraklara tafl›nmas›nda<br />

tafl›y›c› rolü var. Yapraklar›n<br />

fotosentez sürecinin de<br />

vazgeçilmezi. Baz› besin maddelerinin<br />

yenilebilir hale gelebilmesi<br />

için gerekli su miktarlar›, örne¤in<br />

bir kilogram tereya¤ 400 litre, bir<br />

kilo bonfile için 980 litre, bir adet<br />

piliç için 1200 litre bir ekmek için<br />

400 ila 1200 litre su gerekiyor;<br />

sürecin bafl›ndan sonuna kadar<br />

geçen zaman diliminde. Dünyada<br />

sulanan alanlar, ekili alanlar›n sadece<br />

yüzde 17’lik k›sm›n› oluflturmalar›na<br />

ra¤men toplam bitkisel<br />

üretimin yüzde 40’› bu alanlardan<br />

elde ediliyor. Dünyada<br />

toplam ekilebilir alan›m›z›n ancak<br />

yüzde 17’sini sulayabiliyoruz.<br />

Kalan yüzde 83’ü ya¤›fl varsa sulanabilen<br />

üretim. Ancak suyu <strong>ve</strong>rdi¤inizde<br />

<strong>ve</strong>rimi önemli ölçüde<br />

artt›rabiliyorsunuz. Hava <strong>ve</strong> iklime<br />

dayal› afetlerin de yüzde 75’i<br />

sudur.<br />

BM raporunda dünya nüfusunun<br />

yüzde 42’si yani 2.6 milyar<br />

insan yeterli sa¤l›k flartlar›nda yaflayam›yor.<br />

Yüzde 20’si ise gü<strong>ve</strong>nli<br />

sa¤l›kl› içme suyuna sahip de-<br />

¤il. Tar›m alanlar›n›n yüzde 70’i<br />

çölleflme tehlikesi alt›nda, bulafl›-<br />

c› hastal›klar›n ço¤u sudan nedenlerle<br />

olufluyor. Dünya Sa¤l›k<br />

Örgütü her y›l 1.8 milyondan fazla<br />

çocu¤un -ki bunun yüzde 90’›<br />

befl yafl alt›- su ile ilgili hastal›klardan<br />

ölüyor.<br />

Yerkürede bir su döngüsü var.<br />

Hiç durdu¤u yerde durmuyor. Bizim<br />

enerji kayna¤›m›z günefl,<br />

onun sayesinde yerküredeki buharlaflma,<br />

terleme gibi nedenlerle<br />

su atmosfere gidiyor. Bulutlar›<br />

oluflturuyor <strong>ve</strong> çeflitli nedenlerle<br />

ya¤›fla dönüyor. Kar, çi¤, ya¤mur<br />

gibi. Ya¤an ya¤›fllar, yüzey ak›fl›<br />

<strong>ve</strong>ya s›zma gibi yeralt› sular›na<br />

gidiyor <strong>ve</strong>ya yeralt› sular›ndan<br />

yukar› ç›k›yor. Göller olufluyor.<br />

Böylesine bir döngü içinde. Yeralt›<br />

sular›ndan bitki kökleri de yararlan›yor.<br />

Toprak da su ile flifliyor,<br />

buradan derelere, göllere,<br />

<strong>Harita</strong> <strong>ve</strong> <strong>Kadastro</strong> Mühendisleri Odas› ‹zmir fiubesi 8. Yaz E¤itim Kamp› - 2009 Foça/‹zmir 43


3 . O T U R U M<br />

okyanuslara, su hareketi söz konusu.<br />

Kuyularla suyu yeryüzüne çekiyoruz,<br />

kimi yerlerde madencilik<br />

faliyetleri nedeniyle ya¤›fllarla<br />

akan su, kirlenerek yeralt›na giriyor,<br />

bir kirletici filitrasyonundan<br />

geçiyor. Her zaman bildi¤iniz gibi<br />

temiz, saf halde olmayabiliyor.<br />

Yeralt› sular›m›z›n kirlenmesinde<br />

çok farkl› etkenler var. Bunlardan<br />

bir tanesi sanayi. Ya kazara oluflan<br />

s›z›nt›lar ya da sanayinin yeralt›na<br />

gömdü¤ü at›klardan kirleticiler,<br />

konut alanlar›ndan kaynaklanan<br />

kirleticiler, tar›mda<br />

kullan›lan pestisitler <strong>ve</strong> tar›msal<br />

kirleticiler, petrol <strong>ve</strong> akaryak›t istasyonlar›n›n<br />

depolar›ndan s›zma<br />

sonucu meydana gelen kirleticiler<br />

gibi daha birçok etmen yeralt› suyunun<br />

kirlenmesine neden olabiliyor.<br />

Kirlenen yeralt› suyunun<br />

temizlenmesi de çok zor. Bir litre<br />

kullan›lm›fl motorya¤› 800 bin litre<br />

suyu kirletiyor.<br />

Küresel ›s›nma önemli bir olgu.<br />

Bir karbondioksit döngüsü<br />

var ayn› suyun döngüsü gibi. Yeralt›ndaki<br />

milyonlarca y›lda oluflmufl<br />

organik kökenli enerji kaynaklar›n›,<br />

kömürü, petrolü, do-<br />

¤algaz›, al›p yerüstüne ç›kart›yoruz,<br />

orada hapsolmufl olan karbonu<br />

yerüstüne ç›kart›p döngüye<br />

kat›yoruz. Atmosferdeki karbondioksit<br />

gaz› oran› da gittikçe art›-<br />

yor. Sanayi devriminin bafllang›-<br />

c›ndan bu yana atmosferdeki karbondioksit<br />

oran› yüzde 35 oran›nda<br />

artt›¤›n› biliyoruz. Karbon<br />

hepimizin en temel bilefleni, benim<br />

vücudumun en temel elementi<br />

karbon.<br />

Kömürü yeralt›ndan al›p atmosfere<br />

<strong>ve</strong>rmifl oldu¤umuz gibi<br />

ormanlar› da al›p yok etti¤imizde<br />

birikmifl karbonu da al›p atmosfere<br />

gönderiyoruz. E¤er biz yeflil<br />

örtüyü artt›rmaz isek, ormans›zlaflt›rma<br />

de¤il, ormanlama yapmaz<br />

isek, yeralt›ndan ç›kard›¤›-<br />

m›z fazla karbonu yeniden bitki<br />

dokusuna ulaflt›rmaz isek, bu<br />

karbondioksit oran› daha da artacakt›r.<br />

Karbon döngüsünü do¤an›n<br />

<strong>ve</strong> yerkürenin aleyhine sürekli<br />

biz insan eliyle etkilemifl<br />

olaca¤›z. Bu da küresel ›s›nman›n<br />

en temel nedenini oluflturuyor.<br />

Atmosferdeki battaniye örtüsü,<br />

yerküreye gelen günefl ›fl›nlar›n›n<br />

yans›malar›n› geriye <strong>ve</strong>remiyor,<br />

o battaniye aynen içinde<br />

tutuyor. O moleküller ›s› enerjisini<br />

bünyelerinde tutarak atmosferde<br />

sürekli ›s› art›fl›na neden olabiliyorlar.<br />

Buna su buhar› da dahil.<br />

Su buhar› da ›s› tutucu özelli¤e<br />

sahip. Metan gaz› gibi, kloroflorür,<br />

karbondioksit gibi ›s› tutucu<br />

özelli¤i var.<br />

Küresel ›s›nman›n nedenleri<br />

nedir Bitkilerin sal›n›m› ile karbon<br />

atmosfere kar›fl›yor ama fotosentez<br />

ile karbonu bünyesine al›p<br />

maddeye dönüfltürüyor, büyüyor<br />

<strong>ve</strong> gelifliyor. Bizler de soluyarak,<br />

bir flekilde beslenerek karbona<br />

dönüflüyoruz. Ama ormanlar›n<br />

yok edilmesi yüzde 1-3 etkiye sahip.<br />

En büyük olan› okyanuslardan<br />

sal›nan karbon. Ama okyanuslar›n<br />

çekti¤i karbon ondan<br />

daha fazla.<br />

Topraktan sal›nan karbon,<br />

bitkilerin solumas›, fosil yak›tlardan<br />

kaynaklanan karbon art›fllar›<br />

önemli düzeyde. Küresel ›s›nman›n<br />

bahsetti¤im çerçe<strong>ve</strong>de en büyük<br />

etkeni enerji kullan›m›ndan<br />

kaynaklan›yor. Onun üzerinde<br />

sanayileflme %24 etkiye sahip, ormans›zlaflt›rma<br />

%14, tar›m %13<br />

etkiye sahip küresel ›s›nma üzerinde.<br />

Elektrik <strong>ve</strong> ulafl›m amaçl› sera<br />

gaz› kaynaklar› <strong>ve</strong> etki seviyeleri;<br />

ulafl›mda %43, metan, ›s›nma <strong>ve</strong><br />

endrüstride %23.<br />

Küresel ›s›nma sonucu kurakl›ktan<br />

bahsediyoruz, yerküre ›s›-<br />

n›yor diyoruz, bunun için en az<br />

yüz y›ll›k sürece bakmak laz›m.<br />

Kurakl›k; meteorolojik olarak ya-<br />

¤›fllar›n ortalaman›n alt›na düflmesidir.<br />

Bunun sonucunda arazi<br />

<strong>ve</strong> su kaynaklar›n›n olumsuz etkilenmesi<br />

<strong>ve</strong> hidrolojik dengelerin<br />

bozulmas›na neden olan olay.<br />

Kurakl›¤› bu kadar basit tan›mlamak<br />

da kolay de¤il.<br />

Kurakl›¤›n üç temel tan›m›<br />

var. Biz bunlar› birbirine çok kar›flt›r›yoruz.<br />

“Ya¤›fllar az oldu, kurakl›k<br />

yaflad›k.” Meteorolojik olarak<br />

bu do¤ru. Hidrolojik kurakl›k;<br />

yeralt› nehir <strong>ve</strong> göllerin seviyelerinde<br />

keskin bir düflüfltür.<br />

Tar›msal kurakl›k ise bitki <strong>ve</strong><br />

hayvanlar›n gereksinim duydu¤u<br />

suyu bulamamas›d›r. Sulama yap›lan<br />

yerlerde tar›msal kurakl›ktan<br />

bahsetmek do¤ru de¤il. Sulama<br />

yap›lmayan, ya¤›fla dayal› bitkisel<br />

üretimde, ya¤›fl olmad›¤›<br />

takdirde, hidrolojik kurakl›k yafland›¤›<br />

takdirde tar›msal kurakl›k<br />

da söz konusu olabilir.<br />

Ekonomik, çevresel, sosyal<br />

çok temel etkileri var. Ülkemizin<br />

yar› kurak iklim kufla¤›nda bulundu¤unu<br />

söyleyebiliriz, sürekli<br />

kurakl›k riski olan bir ülkeyiz.<br />

Dünyada su çok yanl›fl kullan›l›yor,<br />

bunun sonucu ciddi bir<br />

çölleflme ile karfl› karfl›yay›z. Çölleflmenin<br />

en temel nedenlerinden<br />

bir tanesi, tuzluluk oluflmas›, yani<br />

ya¤›fllarla gelen suyun topraktaki<br />

tuzu afla¤›ya inerken almas›,<br />

sonra biz o suyu yeralt›ndan çekiyoruz,<br />

biz o tuzu yerüstüne ç›karm›fl<br />

oluyoruz. Buharlaflan su bünyesinde<br />

tuzu b›rak›yor bu da toprakda<br />

birkaç santim de¤il 10-15<br />

santime varan tuzlulaflmaya varabiliyor.<br />

Orta Asyada karfl›lafl›lan<br />

bir sorun. Güneydo¤u Anadolu’da<br />

yanl›fl su kullan›m›na ba¤l›<br />

bir sorun. Yeralt›ndaki suyu çekmeniz<br />

gerekmiyor, arazi iyi tesviyeli<br />

de¤il ise, çukur alanlarda yerüstüne<br />

ç›kan su buharlafl›p üzerindeki<br />

tuzu yine toprak yüzeyine<br />

b›rakabiliyor. Böylesine bir<br />

nedenle çölleflme bütün dünyada<br />

büyük bir risk.<br />

Dünyada su tüketiminin yüzde<br />

73’ü tar›msal amaçl› sulama<br />

için kullan›l›yor. 1995 itibariyle<br />

dünyada sulanan tar›m alanlar›<br />

253 milyon hektar iken 2010 y›-<br />

l›nda 290 milyon hektara, 2025<br />

y›l›nda 330 milyon hektara ulafl-<br />

44<br />

<strong>Harita</strong> <strong>ve</strong> <strong>Kadastro</strong> Mühendisleri Odas› ‹zmir fiubesi 8. Yaz E¤itim Kamp› - 2009 Foça/‹zmir


3 . O T U R U M<br />

en önemli sorunlar›ndan bir tanesi<br />

buharlaflman›n çok yüksek<br />

olmas›d›r. Yüzde elliye varan buharlaflma<br />

katsay›s›na sahiptir.<br />

Ya¤murlama sulama bir baflka<br />

yöntem. Kapal› borularla yap›l›r.<br />

Buharlaflma en aza indirilmifltir.<br />

Hareketli sulama sistemleri<br />

var. Çok büyük bir makara sulama<br />

borusunu çekiyor dolanarak,<br />

bir su tabancas› 30-40 metrelik<br />

alan› sulayarak <strong>ve</strong> çekilerek flerit<br />

halinde sulama gerçeklefltirilebiliyor.<br />

Damla sulamay› çok konufluyoruz,<br />

ya¤murlama <strong>ve</strong> yüzey sulamaya<br />

göre yüzde 30 civar›nda<br />

su sa¤l›yor. Birinde damla damla,<br />

di¤erinde oluk oluk su <strong>ve</strong>riyoruz<br />

arada çok büyük fark var diye düflünmeyin.<br />

Damla sulamada sürekli<br />

su <strong>ve</strong>rilir. Suyun yer alt›na<br />

inmesi önlenir. Bitkinin kök bölgesinde<br />

ihtiyaç duydu¤u kadar su<br />

vard›r. Bu sayede bitkinin su stresi<br />

yaflamas› engellenir. Bitki iki<br />

üç günde bir su <strong>ve</strong>rilerek suyu ald›¤›<br />

zamanlar suya doymufl mutlu<br />

mesut bir bitki, gittikçe susuz<br />

kald›¤› zamanlar strese girdi¤inde,<br />

su ald›¤›nda yine mutlu<br />

olmufl süreci yaflamaz. Damla sulama<br />

sayesinde hep mutlu mesuttur,<br />

kök bölgesinde hep nem vard›r.<br />

Tabi kendine göre sorunlar›<br />

var. Toprakalt› damlama, topraküstü<br />

damlama var. Topraküstü<br />

damlamada su çabuk buharlafl›r.<br />

Damla sulamada yüzde 90’lara<br />

varan uygulama etkinli¤i var.<br />

Yani yüz litre suyun yaklafl›k 90<br />

litresi bitkiye yaray›fll› su olarak<br />

kullan›l›yor. Yüzey sulamada ise<br />

100 litre suyun 50-65 aras›ndaki<br />

k›sm› bitkiye yaray›fll› su olarak<br />

kullan›labiliyor.<br />

Türkiye’de sulanabilir arazimiz<br />

8.5 milyon hektar. Bunun<br />

ancak yüzde 50-60’l›k k›sm›n›<br />

sulayabiliyoruz. Geriye kalan %<br />

40’l›k k›sm›n› yat›r›m yaparsak<br />

ancak sulayabiliriz. Yeterli yat›-<br />

r›m olmazsa sulamak mümkün<br />

olmayacakt›r.<br />

Biraz da politikas›na de¤inmas›<br />

bekleniyor. Daha çok teknoloji<br />

yat›r›m›, sulama olaca¤› öngörülüyor.<br />

Son y›llarda geliflmifl ülkelerde<br />

kiflibafl›na düflen tar›m arazisi<br />

yüzde 14.3 azalm›fl durumda, geliflmekte<br />

olan ülkelerde ise yüzde<br />

40 oran›nda azalm›fl durumda.<br />

Neden azal›yor tar›m arazisi, ya<br />

nüfus art›yordur, kifli bafl›na bölüflüm<br />

azal›yordur <strong>ve</strong>ya tar›m<br />

alanlar› yok ediliyordur. Geliflmifl<br />

ülkelerdeki azalman›n en temel<br />

nedeni yok olan tar›m alanlar›, az<br />

geliflmifl ülkelerde ise artan nüfus<br />

etken konumunda. Azalan tar›m<br />

alanlar› suyun kullan›m› üzerinde<br />

önemli bir etkiye sahip. K›tl›k<br />

<strong>ve</strong> açl›¤›n dünyay› önemli ölçüde<br />

tehdit etti¤i 21. yüzy›lda toprak<br />

<strong>ve</strong> su en önemli stratejik maddeler<br />

olarak kabul ediliyor.<br />

Günümüzde 6000 bin y›l önce<br />

Mezapotamya bölgesinde Sümerler,<br />

hendekler kazarak F›rat<br />

<strong>ve</strong> Diclenin sular›n› tarlalar›na<br />

ak›tmakla, insano¤lunun ilk sulu<br />

tar›ma geçiflini sa¤lam›fl <strong>ve</strong> uygarl›¤›<br />

bu anlamda bafllatm›fllar. M›-<br />

s›r, Hindistan <strong>ve</strong> Çin’de de yaflanm›fl.<br />

fiimdi bu bölgeler neredeyse<br />

çöl durumunda. Buralar neredeyde<br />

yok olmufl tar›m alanlar› içinde.<br />

F›rat nehrinin iyi kalitedeki<br />

suyu bile on dekar topra¤›n 1.1<br />

eriyebilir tuzlar›n› dahil ediyor.<br />

Bu nehirler özellikle kar suyuna<br />

ba¤l› bir ak›fl olmad›¤› için <strong>ve</strong>ya<br />

yeralt›ndan gelen tuzlu suyu bünyelerine<br />

ald›klar› için, ciddi bir<br />

tuz sorunu yaratabiliyor.<br />

Çeflitli amaçlar için tesis edilen,<br />

amac› da sulama olan barajlar›m›z;<br />

akarsular›n tafl›d›¤› materyalle<br />

ekonomik süreleri planlanandan<br />

daha k›sa bir sürede dolmakta<br />

<strong>ve</strong> ifllevini yitirmektedir.<br />

Kemer baraj›n›n 22 y›l, Kartalkaya’n›n<br />

19 y›ll›k bir ömrü var. Yap›lan<br />

ölçümlere göre Dicle nehrinin<br />

y›lda 26 milyon ton, F›rat<br />

nehrinin 16.8 milyon ton, K›z›l›rmak’›n<br />

15.7 milyon ton, Çoruh<br />

nehrinin 7.8 milyon ton sediment<br />

tafl›d›¤› tespit edilmifl. Bu nehirler<br />

bir yandan da sediment, yani topraklar›<br />

tafl›yor.<br />

Dünyada erozyonla kaybedilen<br />

toprak miktar› 24 milyar ton.<br />

Ülkemizde bu rakam 500 milyon<br />

ton olup, bununla 900 milyon<br />

ton bitki <strong>ve</strong> besin maddesi de yitiriliyor.<br />

Bu özelli¤iyle de erozyon,<br />

sular›n kirletilmesi <strong>ve</strong> eko sistemi<br />

kirletmede en büyük etken.<br />

Tar›mda su yönetimine girerek<br />

toparlamak istiyorum. Bitkilerin<br />

normal geliflmesi için gerekli<br />

olan fakat do¤al yollarla karfl›-<br />

lanamayan suyun zaman›nda <strong>ve</strong><br />

bitkinin istedi¤i miktarda, bitkinin<br />

topra¤›na <strong>ve</strong>rilmesine sulama<br />

diyoruz. Sulama ya¤›fllarla sa¤lanamayan<br />

su ihtiyac›n›n suni olarak<br />

topra¤a <strong>ve</strong>rilmesi. Bitkiler<br />

için yaflamsal öneme sahip, çimlenmesini<br />

sa¤l›yor, bitkilerin di-<br />

¤er organlar›n›n canl›l›¤›n› sa¤l›-<br />

yor, bitkiye gerekli olan besin<br />

maddelerini eriterek kökler taraf›ndan<br />

emilmesini <strong>ve</strong> bitki içinde<br />

tafl›nmas›n› sa¤l›yor. Bitkiyi fazla<br />

so¤uk <strong>ve</strong> s›caklardan koruyor.<br />

Böyle bir etkisi var.<br />

Tar›mda su yönetimi deyince<br />

sadece damla su uygulamas› gelmesin<br />

akl›n›za. Topra¤›n fiziksel,<br />

kimyasal <strong>ve</strong> biyolojik özelliklerine,<br />

suyun fiziksel, kimyasal özelliklerine,<br />

kültürü yap›lan bitkinin<br />

su gereksinime ba¤l› olarak<br />

seçilen su sistemidir. Damla sulama<br />

her zaman en uygun yöntem<br />

olarak düflünülmesin. Sulama<br />

yöntemleri içinde yüzey sulama<br />

sistemleri var, salma sulama diyoruz.<br />

Suyun tarlada rastgele yay›lmaya<br />

b›rak›lmas›d›r. Bu yöntemle<br />

tarlan›n her taraf›n› eflit olarak<br />

sulamak mümkün de¤ildir, tarla<br />

iyi tesviye edilmemiflse, kar›klar<br />

halinde, kar›klar›n doldurulmas›<br />

fleklindedir. Su da¤›l›m› çok homojen<br />

olmayabilir. Bir meyil varsa<br />

suyu ilk <strong>ve</strong>rdi¤iniz noktada<br />

meyil afla¤›ya gidiflte en alttaki<br />

bitki aras›nda topra¤›n geçirgenli¤ine<br />

ba¤l› su al›m› da farkl› olacakt›r.<br />

De¤iflik aletlerle tesfiye<br />

edilmesi laz›m. Yüzey sulamanan<br />

<strong>Harita</strong> <strong>ve</strong> <strong>Kadastro</strong> Mühendisleri Odas› ‹zmir fiubesi 8. Yaz E¤itim Kamp› - 2009 Foça/‹zmir 45


3 . O T U R U M<br />

mek istiyorum. “Ulusal Su Yönetiminde<br />

Yasal, Kurumsal Aray›fllar<br />

Sempozyumu”nun sonuç bildirgesinden<br />

baz› noktalara özellikle<br />

de¤inmek istiyorum. Su bu<br />

kadar masum bir fley de de¤il.<br />

Dünya küresel ekonomik politikalar›<br />

içinde suyun kendisi masum<br />

da yönetenler aç›s›ndan çok<br />

da masum olarak görülmüyor. 22<br />

Mart Dünya Su Günü nedeniyle<br />

ZMÜ, TMMOB, Ankara Ticaret<br />

Odas› <strong>ve</strong> TOB taraf›ndan ortaklafla<br />

düzenlenen sempozyumda<br />

güncel sorunlar olarak “su yönetiminin,<br />

kamu mülkiyeti <strong>ve</strong> kamu<br />

iflletmecili¤ine gücünü, merkeziyetçi<br />

örgütlenmeden alan, suyu<br />

ekonomik mal olarak de¤il toplumsal<br />

de¤er olarak gören <strong>ve</strong> sistemi<br />

arz odakl› yöneten yap›s› k›-<br />

r›lmaktad›r” diye uyar›da bulunulmufl.<br />

Sistem içinde kamu mülkiyeti<br />

<strong>ve</strong> kamu iflletmecili¤ine<br />

son <strong>ve</strong>rilmeye çal›fl›l›yor. Küresel<br />

bir politikad›r. Dünya Bankas›n›n<br />

kredi karfl›l›¤›nda getirmeye çal›flt›¤›<br />

bir özellefltirme sistemidir.<br />

Merkeziyetçi örgütlenmeyi yok<br />

etmeye çal›fl›yorlar. Suyu ekonomik<br />

mal olarak görmeye bafll›yorlar,<br />

toplumsal bir de¤er olarak de-<br />

¤il. Su ile sistemi arz odakl› iflleten<br />

yap›s›n› k›rmaya çal›fl›yorlar.<br />

Su yönetimi uluslararas› politikalar<br />

do¤rultusunda özel mülkiyet<br />

<strong>ve</strong> iflletmecili¤e dayanan yerelleflmifl,<br />

suyu ekonomik mal<br />

olarak gören <strong>ve</strong> temel ilkesini fiyatland›rma<br />

olarak benimseyen,<br />

sistemi talep olarak iflletmeyi<br />

odaklayan bir yap› içine girdi¤i<br />

uyar›s›nda bulunuluyor.<br />

Burada karfl›laflt›rmal› <strong>ve</strong>rmek<br />

istiyorum. Su kaynaklar›m›z, dolay›s›yla<br />

toprak kaynaklar›m›z<br />

devlet egemenli¤inin bir parças›-<br />

d›r. Su kaynaklar› ulusal varl›¤›n<br />

<strong>ve</strong> ba¤›ms›zl›¤›n sembolüdür. Yaflam<br />

için temel bir madde olan su,<br />

kamu mal›d›r, herkesin mal›d›r.<br />

Su, asl›nda do¤an›n, bütün canl›<br />

yaflam›n mal›d›r. Bir meta de¤il-<br />

Su yönetiminde ulusal planlama<br />

<strong>ve</strong> yönetimin de¤il, küreselci<br />

standartlar›n egemenli¤inin sa¤lanmas›<br />

da önemli. Su konusunda<br />

do¤rudan çevre bakanl›¤›n›n yetkilendirilmesi<br />

anlam›nda önemli.<br />

Çok riskli yönetim anlay›fllar›ndan<br />

biri ‘Talebe göre yönetim’dir.<br />

Suyu ihtiyaca göre sunmak de¤il,<br />

satma esas›na göre sunmak. Talebe<br />

göre yönetim, talebi artt›rmay›<br />

teflvik eder. Suyun tasarrufunu<br />

de¤il, suyun vahflice kullan›m›n›<br />

öngörür. Talep ne kadar artarsa o<br />

kadar çok para kazan›r›m. Talep<br />

ile fiyat iliflkisini kurgulamaya<br />

yöneliktir. Suyu korumak tasarruf<br />

etmek, de¤er yaratmak ad›na,<br />

do¤a ad›na de¤il, sürdürülebilir<br />

yaflam ad›na de¤il, sudan para kazanma<br />

esas›na dayal›d›r.<br />

‘Özel kamu ortakl›¤› ile, özel<br />

sektör eliyle iflletme’ Bunun anlam›<br />

da su yönetimin dünya devi<br />

özel flirketlerin yönetimine <strong>ve</strong>rilmesi.<br />

Bunun karfl›l›¤›nda, ulusal<br />

<strong>ve</strong> kamusal yönetim esaslar›, siyasal<br />

<strong>ve</strong> co¤rafi s›n›rlarda bütünleflik<br />

nehir havzas› yönetimi; yani<br />

su yönetiminde ulusal <strong>ve</strong> siyasal<br />

s›n›rlar›n esas say›lmas›.<br />

Merkeziyetçilik ilkesinin kabulü<br />

ile su yönetimi merkezi yönetim<br />

esaslar›na göre yap›l›r, yerinden<br />

yönetim ona yard›mc› roller<br />

üstlenir. Yerellik yard›mc› bir<br />

role sahiptir. Devlet taraf›nda bay›nd›rl›k<br />

bakanl›¤›n›n yetkilendirilmesi<br />

esast›r, çevre bakanl›¤›n›n<br />

de¤il. Ulusal planlama, temel<br />

plan dürtüsü, halk›n <strong>ve</strong> ulusal<br />

üretimin su ihtiyac›d›r.<br />

Toplumsal ihtiyaç odakl› yönetim,<br />

talebe dayal› de¤il, ihtiyaca<br />

dayal› yönetimdir.<br />

Yerel idare <strong>ve</strong> kooperatifler<br />

eliyle iflletmede; su yönetiminin<br />

en ucunda yerel yönetimler <strong>ve</strong><br />

kooperatifler yer al›r, bunlar<br />

planlama <strong>ve</strong> kamu yönetimi esas›-<br />

na göre çal›fl›rlar.<br />

Bir su yasas›n›n haz›rlanmas›-<br />

n›n gerekli oldu¤unu ama seçenedir.<br />

Ülkemiz bir su zengini ülke<br />

de¤ildir. Ülkemiz toprak kaynaklar›<br />

aç›s›ndan da zengin bir ülke<br />

de¤ildir. Su <strong>ve</strong> toprak kaynaklar›-<br />

m›z›n ülkesel ölçekte planlanmas›<br />

gerekir. Havza, alt-havza baz›nda<br />

de¤erlendirilmesi gereken<br />

do¤al kaynaklar›m›zd›r. Herkesin<br />

suya ulaflma hakk› vard›r. Su<br />

ekolojik sistem içinde üretilmeli,<br />

korunarak gelifltirilmeli, planl›<br />

kullan›lmal›d›r.<br />

Birgül Ayman Güler hocam›-<br />

z›n küreselci, ulusalc› karfl›laflt›rmas›n›<br />

<strong>ve</strong>rerek konuflmam› bitiriyorum.<br />

‘fiu anda su üzerinde<br />

küresel politikalar bize flunlar›<br />

dayat›yor; do¤al co¤rafi s›n›rlar<br />

bütünleflik nehir havzas› yönetimini<br />

getiriyor.’ Yani bunun anlam›,<br />

ulusal siyasal s›n›rlar›n hesap<br />

d›fl› b›rak›lmas›, sizin ulusal<br />

<strong>ve</strong>ya siyasal s›n›r›n›z› yok say›-<br />

yor, bunun yerine uluslararas›<br />

yönetimleri devreye sokmaya çal›fl›yor.<br />

‘Su yönetiminde özerklik<br />

<strong>ve</strong> yerellik esaslar›n›n kabulü’ yani<br />

merkeziyetçilikten uzaklaflt›-<br />

r›p yerelli¤i, özerkli¤i getirmeye<br />

çal›fl›p yerli <strong>ve</strong> yabanc› tekellerin<br />

hakim olacaklar› bir üst kurul ya<br />

da su konseyini kurarak su ifllerini<br />

özellefltirme gayreti var flu anda<br />

ülkemizde; Devlet taraf›ndan<br />

çevre bakanl›¤›n›n yetkilendirilmesi.<br />

Bu da anlaml›.<br />

46<br />

<strong>Harita</strong> <strong>ve</strong> <strong>Kadastro</strong> Mühendisleri Odas› ‹zmir fiubesi 8. Yaz E¤itim Kamp› - 2009 Foça/‹zmir


3 . O T U R U M<br />

¤in hangisi olmas› gerekti¤inde<br />

soru iflaretini size b›rak›yorum.<br />

Gerçi soru iflaretine gerek yok,<br />

san›r›m hepimiz ayn› fikirdeyiz.<br />

Küreselci, piyasac› politikaya göre<br />

mi su yasas› haz›rlanmal› <strong>ve</strong> su<br />

yönetimi kurgulanmal›, yoksa<br />

ulusal <strong>ve</strong> kamusal politikaya göre<br />

mi<br />

Hem ülkenin hem dünyan›n<br />

gerçek yarar›na, iklim de¤iflmesine<br />

karfl›, do¤ru çözüm; küreselci,<br />

piyasac› politikan›n reddi <strong>ve</strong> ulusal<br />

politikan›n kabul edilmesidir.<br />

Be¤endi¤im bir fleyi sizlerle paylaflmak<br />

istiyorum.<br />

Do¤a ile bütünleflik yaflayan<br />

bir k›z›lderili kabile reisi Seattle’dan<br />

1854 y›l›nda Washington’daki<br />

büyük reise flunlar› yazm›fl:<br />

“Topraklar›m›z› sat›n almak<br />

istedi¤inizi bildiren bir mektup<br />

yollam›fls›n›z. Sahi beyaz adam<br />

neyi sat›n almak istiyor. Gökyüzünün<br />

ayd›nl›¤›n› m›, yeryüzünün s›-<br />

cakl›¤›n› m›, rüzgar›n u¤ultusunu<br />

mu, antiloplar›n çabuklu¤unu mu<br />

Biz bunlar› size nas›l satabiliriz,<br />

hem siz nas›l sahip olabilirsiniz<br />

Son buffalo öldü¤ünde onlar› yerine<br />

nas›l koyabilirsiniz Hayvanlar›n<br />

bafl›na gelen insanlar›n bafl›na<br />

da gelmez mi Topra¤›n bafl›na gelen,<br />

o¤ullar›n›n da bafl›na gelmez<br />

mi Bence Washington’daki büyük<br />

flef ne istedi¤ini bilmiyor. Buna<br />

ra¤men arzusunu yapaca¤›z. Çünkü<br />

o güçlü, biz zay›f›z. Beyaz<br />

adam tabiata gece mal çalan h›rs›zlar<br />

gibi davran›yor. O toprakla,<br />

›rmakla kardefl de¤il. Patlayan<br />

goncalar›, oynaflan kelebekleri sevmiyor.<br />

Kendisini do¤an›n parças›<br />

kabul etmiyor. Do¤aya hükmetmeye<br />

kalk›yor. Ne babas›n›n mezar›-<br />

n›, ne çocuklar›n yurdunu düflünüyor.<br />

Topra¤› al›n›p sat›lan tafl parçalar›<br />

san›yor. Topra¤›n› kirleten,<br />

yata¤›n› pisletene benzer. Birgün o<br />

toprak sizi bo¤ar.”<br />

Sab›rla dinledi¤iniz için hepinize<br />

çok teflekkür ederim.<br />

Muzaffer Salih ERTAN<br />

Hoflgeldiniz, kat›l›m›n›z için<br />

teflekkürler. Bu tür bir toplant›ya<br />

ilk kez kat›l›yorum. Umar›m sonuncu<br />

olmayacak. Bu panelde bana<br />

enerji konusunu anlatmak düflüyor.<br />

Enerji, yaflam› sürdürmek için<br />

temel unsurlardan biri. Hava <strong>ve</strong><br />

suyun ard›ndan ekmek gelmiyor,<br />

enerji geliyor. Ekme¤i sa¤layabilmemiz<br />

için de enerji gerekli.<br />

Dünyada enerji sektöründe genel<br />

görünüfl ne Buradan bafllay›p<br />

Türkiye’ye gelmek istiyorum.<br />

Durumu saptay›p, sorunlar›<br />

kendi bak›fl aç›m›zdan koymaya<br />

çal›flal›m. Yine o bak›fl aç›s›ndan<br />

çözümler sunmay› deneyelim. Bu<br />

arada usul yönünden bir teklifim<br />

olacak, akl›n›za tak›ld›¤› anda<br />

lütfen araya girin. Etkileflimli olsun,<br />

tart›flarak ilerlemeyi tercih<br />

ederim.<br />

Dünyada enerji sektörü, enerji<br />

üretimini a¤›rl›kl› olarak geleneksel<br />

fosil yak›tlar› ile gerçeklefltiriyor.<br />

Enerji derken ›s› <strong>ve</strong> elektri¤i<br />

bir arada kastediyorum.<br />

A¤›rl›kl› olarak fosil kökenli yak›tlara<br />

dayal› bir enerji üretimi<br />

paradigmas› egemen. Ülkemizde<br />

de bu böyle, ülkemizde geçen y›l<br />

<strong>ve</strong>rilerine göre 200 milyar kw/s<br />

elektrik enerjisi üretmifl <strong>ve</strong> tüketmifl<br />

bulunuyoruz.<br />

Son on y›ll›k e¤ilimlere bakt›-<br />

¤›m›zda ortalama %7-8 y›ll›k art›fl<br />

var. Bu trendin sürece¤ini düflünüyoruz.<br />

Ekonomik olgu <strong>ve</strong> kriz<br />

konusunu bir kenara b›rakal›m;<br />

bunun arkas›nda nüfus art›fl›,<br />

kentleflme gibi olgulara ba¤l› olarak,<br />

önümüzdeki en az on y›ll›k<br />

periyotta, y›ll›k enerji talebinin %<br />

7-8 oran›nda art›fl›n›n sürece¤ini<br />

düflünüyoruz.<br />

200 milyar kw/s üretim <strong>ve</strong> tüketim<br />

içinde %20 dolay›nda kay›p<br />

<strong>ve</strong> kaçak var. Kay›p için belli<br />

bir istatistik yok, toplam rakam<br />

bu. Kay›p kaçak oran›n›n en aza<br />

indirilmesi konusunda bir stratejimizin<br />

olmas› gerek. Buradaki<br />

anahtar sözcük tasarruf. Daha etkin<br />

teknolojilerin kullan›lmas›<br />

gereklidir. ‹flte tasarruflu ampuller<br />

vs. çok bahsediliyor.<br />

Önemli bir sorun var Türkiye’de,<br />

enerji yo¤unlu¤u diye bir<br />

tabirimiz var. OECD ülkeleri<br />

içinde Türkiye bu anlamda onuncu.<br />

Nedir enerji yo¤unlu¤u; bir<br />

dolar ya da bir TL’lik varl›k üretebilmek<br />

için gerekli olan enerji<br />

miktar›. Türkiye’nin bu soruna<br />

da parmak basmas› gerekiyor.<br />

Enerji yo¤unlu¤u konusunda,<br />

mutlaka iyilefltirici program›m›z<br />

olmak zorunda.<br />

Sürdürülebilir bir yaflamda<br />

enerji neden bu kadar önemli<br />

fiöyle bir varsay›m›m olsun; kriz<br />

koflullar›n› yine bir yana koyal›m,<br />

Türkiye y›lda % 7 büyümeyi hedeflesin.<br />

Böylesine ulusal plan›-<br />

m›z olsun, ama sat›p savmadan,<br />

üreterek. Bu flu demektir, benim<br />

ekonomim 10 y›l sonra yüzde<br />

yüz büyüyecek. Kifli bafl›na düflen<br />

y›ll›k gelir de büyüyecek. O gelirin<br />

nas›l da¤›laca¤›n› da bu panelin<br />

d›fl›na b›rakal›m. Bu flundan<br />

önemli en az›ndan. Yüzde yüz<br />

karfl› karfl›ya bulundu¤umuz<br />

Türkiye gündemi var, AB projesi<br />

var. 5-6 bin dolarl›k y›ll›k geliri-<br />

<strong>Harita</strong> <strong>ve</strong> <strong>Kadastro</strong> Mühendisleri Odas› ‹zmir fiubesi 8. Yaz E¤itim Kamp› - 2009 Foça/‹zmir 47


3 . O T U R U M<br />

nizle 25-30 bin dolara ortak olmaya<br />

çal›fl›yorsunuz. Burada koskoca<br />

bir soru iflareti k›vr›l›yor kafamda.<br />

Ben %7 hedefini koyarsam,<br />

benim 10 y›l içinde ekonomim<br />

10 kat büyüyecektir. Türkiye<br />

gibi ülkeler için OECD’nin<br />

yapt›¤› çal›flmalar var. Macro iktisatç›lar›n<br />

saptamas›na göre, e¤er<br />

iki kat büyüyeceksiniz, elektrik<br />

üretiminiz de iki kat artmal›.<br />

2020 dolay›nda bizim 400<br />

milyar kw/s tasarruf yapsak da<br />

enerji üretmeye ihtiyac›m›z var.<br />

Bu da flu demek olur; flu anda<br />

Türkiye’de kurulu güç 41 bin megavat.<br />

Puant de¤erlere ulafl›ld› diyoruz.<br />

Herkes klimas›n›, televizyonunu<br />

açt›¤› anda 41 bin megavat›n<br />

tamam›n› tüketmeye koyuluyoruz.<br />

Asl›nda yüzde 33 fazlam›z<br />

var. 23-24 bin megawat uç<br />

uca eklenen tüketim gerçekleflti-<br />

¤inde puant de¤ere var›yoruz.<br />

Burada da bir sorun var. Hiçbir<br />

geliflmifl ülkede bu kadar büyük<br />

kapasite varken puant de¤erlere<br />

ulafl›ld›¤› olmuyor. Demek ki<br />

2000 y›l›ndan itibaren enerji piyasas›n›<br />

düzenleyen bugünkü<br />

mevzuatta, özellefltirmede, yapifllet-devret<br />

gibi yayg›n benimsenen<br />

modelde bir sakatl›k var. Buna<br />

da de¤inmemiz gerek.<br />

41 bin megawat kurulu güç,<br />

baz› yüklerimiz sürekli olarak<br />

devrede, emre amadeli¤i y›l içinde<br />

6500-7000 bin saatin üzerinde<br />

tercihen olmas› gereken do¤algaz<br />

<strong>ve</strong> kömüre dayal› santraller. Bunlar<br />

sürekli devrede. Bugünkü yap›<br />

içinde de linyit giderek artan<br />

miktarda ithal kömür <strong>ve</strong> do¤al<br />

gaza dayal›. Devreye kolay al›n›p,<br />

ç›kar›labilen hidrolik santraller,<br />

yani puant saatlerde bunlar›n<br />

devreye girip daha sonra ç›kmas›<br />

gerekiyor.<br />

Bizim enerji üretim <strong>ve</strong> da¤›t›m<br />

flebekemizin topolojisi bu. Birçok<br />

yerde bu böyle. Soru flu, her fley<br />

yolunda gider de 10-15 y›ll›k<br />

perspektif içinde bir bu kadar<br />

enerji santral› kurdu¤umda benim<br />

ulusal flebekem neye benzeyecek.<br />

10 y›l sonra da do¤algaz <strong>ve</strong><br />

kömüre dayal› büyük 500 bin<br />

megawat’l›k dü¤ümler oluflturmaya<br />

devam edecebilecek miyim<br />

Bu merkezi yap›y› sürdürmeye<br />

devam edebilecek miyim<br />

Veya burada baflka bir çözüm var<br />

m›<br />

Bunlar›n hepsinin öncesinde<br />

flunu sormak laz›m, Türkiye’nin<br />

bir enerji politikas› var m› Yok.<br />

Kervan yolda düzelir diye bir politikan›z<br />

da yok, planlama da yok.<br />

Anahtar sözcük planlamad›r,<br />

bundan eser yok.<br />

Puant de¤erlere 2008 yaz›nda<br />

ulafl›ld›¤›nda ne merkezi yönetim<br />

ne de özel sektör tafl tafl üzerine<br />

koyup yeni bir kapasite yaratamad›lar.<br />

Bunun eksikli¤i ile göz<br />

göre göre uç de¤erlere vard›k.<br />

Enerji gereksinimi karfl›m›za dikildi.<br />

Geçen sene 650 megawat<br />

toplam yeni kurulu güç öngören<br />

12 santral için EPDK özel sektöre<br />

ruhsat <strong>ve</strong>rdi. Bunlardan üçü yan›-<br />

bafl›m›zda Alia¤a’da biri 800 megawat,<br />

biri 600, di¤eri 300 megawat,<br />

tamam› ithal kömüre dayal›<br />

termik santraller. O bölgenin fiziksel<br />

planlamas› yok.<br />

Yüzbinlik haritada parma¤›m›<br />

koydu¤um yerde 15 y›l sonra ne<br />

olmas› gerekti¤ini söyleyemiyorum.<br />

Türkiye’de bu hiç bir yerde<br />

yok.<br />

Peki bu ithal kömür nereden<br />

gelecek Güney Afrika’dan. Devaml›<br />

gelecek mi Diyelim ki gelecek.<br />

Kaç paraya gelecek Bunun<br />

maliyeti ne 10 y›l önce do¤algaz›n<br />

maliyetinden haberdar m›yd›k<br />

De¤ildik. Geçen sene o kömürün<br />

ç›k›fl› tonu 70 dolar idi.<br />

fiu anda 150 dolar. Tercihin nedeni<br />

yüksek enerji de¤eri. 6-7 bin<br />

kilokalori civar›nda ›s›l de¤eri.<br />

Di¤er taraftan Türkiye linyit zengini;<br />

12 milyar ton olarak hesaplanan<br />

rezervi ile dünyada 7 <strong>ve</strong>ya<br />

8. durumda. Kül <strong>ve</strong> kükürtdioksit<br />

oran› çok yüksek. Bunlar kadar<br />

önemli olan› ›s›l de¤erinin<br />

düflük <strong>ve</strong> 1150-1200 kilokalori<br />

civar›nda olmas›. Elektrik üremi<br />

için bu de¤er 4000’den bafll›yor.<br />

Türkiye’deki linyitlerin ancak<br />

yüzde 1.5’u bu s›n›flama içinde<br />

yer al›yor. Bunu da bir kenara koyuyorum,<br />

daha sonra dönece¤im.<br />

Arz gü<strong>ve</strong>nli¤i diye bir kavram<br />

var. Enerji hammaddeniz nerede,<br />

bu musluk ne kadar sizde. Son on<br />

y›lda do¤algaz›n elektrik üretimdeki<br />

pay› t›rmand›, ivmelenerek<br />

artt›. Geçen sene ilk kez % 52’yi<br />

buldu. Bugünkü Tedafl’a ödedi¤imiz<br />

elektrik ücretleri petrol fiyatlar›<br />

50 ila 70 dolar band›nda iken<br />

Türkiye’nin yapt›¤› anlaflmalara<br />

dayal› o flekilde gerçekleflen fiyatlar.<br />

Umar›m krizin bir sonu var.<br />

Olmayaca¤› yönünde de beklentiler<br />

var. 2010’lu y›llarda krizin arkas›ndan<br />

ekonomik canlanma ile<br />

petrol <strong>ve</strong> buna koflut olarak do-<br />

¤algaz›n fiyatlar› çok ciddi t›rman›fla<br />

geçecek. Beklentiler 2010-11<br />

y›llar›nda petrol varil band›n›n<br />

100-120 dolar dolay›na yerleflece-<br />

¤i yönünde. Bunun anlam›, çok<br />

k›sa süre zarf›nda Türkiye’nin fosil<br />

yak›tlar›n ithalat›na ödedi¤i<br />

50-60 milyar dolar seviyesindeki<br />

paran›n çok üzerine ç›kaca¤›d›r.<br />

D›fl ödemeler dengesi a盤›nda<br />

çok ciddi bir gediktir bu.<br />

Böyle bir yap› sürdürülebilir<br />

mi Biz fosil yak›tlar›na dayal›<br />

olan enerji paradigmas›n› korumaya<br />

devam edebilir miyiz ‹ki<br />

nedenle edemiyoruz; birincisinde<br />

maliyetler... Yeni petrol <strong>ve</strong> do¤algaz<br />

alanlar› denizlerde maliyetler<br />

giderek art›yor. Karada bir petrol<br />

sondaj›n› 30 milyon dolara yapabilirken,<br />

denizde 400 milyon dolar›n<br />

üzerinde yapabiliyorsunuz.<br />

Rafineri kapasiteleri s›n›rl› yenilenebilir<br />

enerji kaynaklar›na mukadder<br />

oldu¤u için hiçbir petrol<br />

devi devasa bütçeleri <strong>ve</strong> kazançlar›na<br />

ra¤men yeni rafineri kapasitesi<br />

oluflturmaya yanaflm›yorlar.<br />

Arz taleplerinin d›flar›da oluflu<br />

önemli. Türkiye bu konuda çok<br />

önemli hatalar yapt›. Mavi ak›ma<br />

gelince; Botafl, Rusya ile metrekübünü<br />

20 centten anlaflt›¤› zaman,<br />

bu rakam dünyada her fiyat›n<br />

48<br />

<strong>Harita</strong> <strong>ve</strong> <strong>Kadastro</strong> Mühendisleri Odas› ‹zmir fiubesi 8. Yaz E¤itim Kamp› - 2009 Foça/‹zmir


3 . O T U R U M<br />

üzerindeydi. Varil petrol fiyat› 50<br />

dolar› bulmam›flt›. fiu anda do¤algaz›n<br />

metrekübünün maliyeti 45<br />

cent. Bunu çok yak›n bir zamanda<br />

iki ile çarpaca¤›z.<br />

Hükümet ikinci mavi ak›m<br />

hatt›n› görüyor. Birincisi devreye<br />

al›nd›¤› zaman bu bir hatayd›.<br />

Ancak hükümet bununla yetinmemifl,<br />

‹ran ile de benzer bir anlaflmay›<br />

yapm›fl, sonuçta o günün<br />

hükümeti, 57. Hükümet de son<br />

noktay› koymufl. Türkiye’nin<br />

enerji politikalar›n› 2020’li y›llar›n<br />

ortalar›na kadar ipotek alt›na<br />

alm›fl. Tahkime de gitmiflsiniz.<br />

Söylemifltim, Türkiye’nin bir<br />

enerji politikas› yok. Arz gibi çok<br />

kritik bir parametrede Türkiye<br />

kendi dizine kurflun s›km›fl. Bunu<br />

yapmay› sürdürüyor. 6 fiubat<br />

2009’da TBMM nihayet Kyoto<br />

anlaflmas›n› onaylad›. Ard›ndan<br />

ne yapt› EPDK, ço¤u ithal kömüre<br />

dayal› 46 santrala ruhsat<br />

<strong>ve</strong>rdi. Bu ne perhiz bu ne lahana<br />

turflusu. Bu da gösteriyor ki, Türkiye<br />

böyle bir enerji anlay›fl› yaklafl›m›ndan<br />

yoksun.<br />

Bir ara nükleere de de¤inmem<br />

gerekecek. Enerji a盤› karfl›lanmas›nda<br />

nükleer bir çare olabilir<br />

mi Türkiye do¤al gaz olarak<br />

Rusya’ya ba¤l›, söz konusu iki<br />

nükleer santral da Rusya üzerinden<br />

al›nmaya çal›fl›l›yor. Rusya<br />

ile tarihsel iyi iliflkilerimiz var <strong>ve</strong><br />

bunun devam› önemli. Ancak tamamen<br />

bir yere ba¤lanmak enerji<br />

arz› aç›s›ndan çok vahim bir yoldur.<br />

Mutlaka alternatifleri olmas›<br />

gereken bir yol.<br />

Nükleer enerji neden olamaz<br />

Türkiye deprem kufla¤›nda, bu<br />

çok basit bir neden, sabaha kadar<br />

nedenleri anlat›labilir, baflka bir<br />

toplant›n›n konusu olabilir. Hükümetin<br />

nükleer santral› kurmak<br />

istedi¤i yer Akkuyu. Akkuyu’nun<br />

10 km a盤›ndan Ecemifl fay› geçer.<br />

1998-99 y›l›nda Prof. Dr. Atila<br />

Ulu¤, DEÜ’ne ba¤l› Pirireis<br />

Araflt›rma Gemisiyle, orada kesin<br />

kesitler ald›. Fay üzerinde gaz ç›-<br />

k›fllar› gördü. Beklenen deprem<br />

7,5 fliddetinde.<br />

Sizin hafla, Allahla muka<strong>ve</strong>leniz<br />

mi var. Beklenen depremin<br />

derinli¤i 4-10 km. Odam›z›n <strong>ve</strong><br />

enerji bakanl›¤› bürokratlar›n›n<br />

devre d›fl› b›rak›ld›¤›, Ahmet<br />

Yüksel Özemre’nin ihale komisyonu<br />

baflkan› olarak d›flar›dan<br />

görevlendirildi¤i, bypass ile haz›rlanan<br />

flartnamede oradaki depremin<br />

6.5 fliddetinde olaca¤›, bunun<br />

üzerinde bir depremin oluflma<br />

olas›l›¤›n›n onbinde bir oldu-<br />

¤u yaz›l›yor. Delilik! Yüzlerce y›l<br />

deprem olmam›fl Ontario gölünde<br />

-ki deprem burada 250-280<br />

km’de oluyor- hesaplar 7-8 fliddetindeki<br />

depremlere göre yap›l›-<br />

yor.<br />

Fay›n üzerinde de oturabilirsiniz,<br />

Kaliforniya eyaleti San Andreas<br />

fay› üzerinde yafl›yor, ama<br />

binas›n› da ona göre yap›yor. Ben<br />

buna Titanic etkisi diyorum. Bu<br />

gemi hiç batmamak üzere yap›lm›flt›<br />

<strong>ve</strong> ilk seferinde batt›. Fay›n<br />

10 km kuzeyinde deprem kufla¤›-<br />

n›n ortas›na böyle bir inflaat› yapamazs›n›z.<br />

Buradaki risk o kadar<br />

büyük ki.<br />

Bunu geçelim, teknik nedenlerle<br />

santral›n infla yap›m süresi<br />

on y›l. Kurulu gücüne ne ekleyeceksiniz:<br />

5 bin, bilemedin 10 bin<br />

megawat. Gereksinim neydi, neyi<br />

hedefliyoruz: 40-45 bin megawat<br />

kurulu güç. Ne kadar›n› karfl›lad›,<br />

ürküttü¤ünüze de¤di mi Bizim<br />

bir nükleer enerji sto¤umuz<br />

yerli uranyum sto¤umuz var m›<br />

Burada da arz gü<strong>ve</strong>nli¤i sorunu<br />

var.<br />

Biz Elektrik Mühendisleri<br />

Odas› olarak nükleer enerjiye<br />

karfl› ç›kt›¤›m›zda hep flu suçlama<br />

geldi, teknolojiye karfl› m›s›-<br />

n›z Hay›r, tam tersine o teknolojinin<br />

gelifltirilmesinden yanay›z.<br />

Bize soru soranlara karfl› sorumuz,<br />

kaç makale yazd›n›z, kaç<br />

gönderme yap›l›yor buna. Acaba<br />

o laboratuvar›n›zda sizi saat<br />

19:00’da bulma imkan› var m›<br />

OECD ülkelerinde tamam›<br />

gü<strong>ve</strong>nlik üzerine gerçeklefltirilmifl<br />

330 milyar AR-GE yap›ld›.<br />

Türkiye bunun ne kadar›n› yapt›<br />

Kamuoyundan gizlenen Çekmece<br />

kazas›, kamuoyuna nas›l<br />

yans›d› Perflembe pazar›nda<br />

hurdac›da plütonyum çubuklar<br />

bulunmufl! Böyle bir kepazeli¤in<br />

dünyada benzeri yok.<br />

Burada biz bize konufluyoruz;<br />

kol k›r›l›r yen içinde kal›r, k›l›ç<br />

k›n›n› kesmez. Dünyan›n en laubali<br />

insanlar›n›n çok kritik kararlar<br />

ald›¤› bir ülkedeyiz. O<br />

santral, 2,5 megawatl›k bir santrald›.<br />

Dönemin TAEK Baflkan›<br />

Ahmet Yüksel Özemre, gecekondu<br />

misali bunu 5 megawat’a ç›-<br />

kard›, Türkiye orada bir kaza<br />

yapmay› baflarabildi!<br />

Bu alanda bir nükleer kültürümüz<br />

yok. Amerika, Bush döneminde<br />

erteledi ama bu dönemde<br />

hayata geçirerek; önümüzdeki 10<br />

y›ll›k periyodda nükleer santrallarinin<br />

yar›s›n› kapatmaya haz›rlan›yor.<br />

Söz konusu AR-GE’nin<br />

tamam› orada yap›ld›. Onlar bunu<br />

sürdüremezken Türkiye’nin<br />

böyle bir fleye kalk›flmas› nas›l bir<br />

hesab›n sonucu. Böyle bir hesap<br />

yok, hesap olsa burada olmazd›k.<br />

Bizim 10 y›l sonraki flebekemiz<br />

neye benzeyecek. 300-500<br />

megawat’l›k merkezi modlar›<br />

<strong>Harita</strong> <strong>ve</strong> <strong>Kadastro</strong> Mühendisleri Odas› ‹zmir fiubesi 8. Yaz E¤itim Kamp› - 2009 Foça/‹zmir 49


3 . O T U R U M<br />

kurmayaca¤›z. En fazla 50 megawatl›k.<br />

5 ile 50 megawatl›k yenilenebilir<br />

enerji kaynaklar›n› esas<br />

alan, geniflleme stratejimiz olmal›.<br />

Anahtar sözcük: Yenilenebilir<br />

enerji kaynaklar›.<br />

Burada sadece ekonominin<br />

gerekleri, artan maliyetler ekonomideki<br />

sürdürülebilir kalk›nma<br />

ad›na baflka kaynaklara yönelmek<br />

zorunlulu¤u bizi bu noktaya getirmiyor.<br />

Bizi bu noktaya tafl›yan<br />

hocam›z›n da de¤indi¤i son derece<br />

önemli bir sorun var. Atmosferdeki<br />

›s›nma <strong>ve</strong> buna ba¤l› iklim<br />

de¤iflikli¤i.<br />

Burada karfl› bir görüfl de ortaya<br />

ç›kar gibi oluyor, G-7, G-20<br />

ülkeleri kalk›nd› flimdi s›ra bizim<br />

kalk›nmam›za geldi¤inde mi biz<br />

baca gaz›n› denetleyece¤iz. E<strong>ve</strong>t<br />

ne yaz›k ki böyle. Çünkü bu gezegende<br />

yaflam tehdit alt›nda. Hesap<br />

kitaba göre her 10 dakikada<br />

bir canl› türü ortadan kalk›yor.<br />

Ortadan kalkan, zebra, zürafa,<br />

gergedan de¤il ama onlar da ortadan<br />

kalkacak. 500 milyon y›ll›k<br />

bu dengede oluflmufl çok kritik<br />

canl›lar ortadan kalk›yor.<br />

Okyanuslar›n birkaç ay öncesine<br />

kadar bir karbon yuta¤› oldu¤u<br />

düflünülürdü. Antartika yak›nlar›nda<br />

Rosfershild’e yak›n<br />

NASA <strong>ve</strong> baflka kurulufllar›n yürüttü¤ü<br />

çal›flmalar var. Hay›r, durum<br />

öyle de¤il. Okyanuslar da<br />

sonsuz yutak de¤il. Ald›klar› karbondioksitin<br />

neredeyse tamam›n›<br />

geri <strong>ve</strong>riyorlar. Sonuç olarak sera<br />

gazlar›n›n birikmesi devam ediyor.<br />

Baz› toplant›lara kat›l›yorum,<br />

çok kötümser senaryolar, beklentiler<br />

var. Bunlar›n en kötümseri;<br />

flu anda atmosferdeki 380 ppm<br />

karbondioksit miktar›n›n 400-<br />

450 aras›na gelmesidir. Buna geri<br />

dönüflü olmayan nokta deniyor.<br />

Yerkürenin bir-iki derece daha<br />

›s›nmas›nda özellikle kuzey kutbunu<br />

çevreleyen termofrost, sü-<br />

rekli olarak donmufl alan erimeye<br />

bafll›yor. En büyük tehlike sera<br />

gaz›. Oradaki canl› varl›klar ölüp<br />

buzul aras›nda kal›yor, daha tehlikeli<br />

metan gaz› olarak buzulu<br />

bozuyor <strong>ve</strong> on milyarlarca ton<br />

gaz a盤a ç›k›yor. Bu daha büyük<br />

bir tetikleyici <strong>ve</strong> geri dönüflü olmayan<br />

nokta.<br />

Var olan de¤erlerin alt›na inilebilir<br />

mi Uzmanlar bu konuda<br />

da kötümser. G-20 ülkelerinin<br />

Kyoto’nun d›fl›nda tedbirler almas›<br />

durumunda belki cevap olabilir,<br />

o da durdurulmas› bak›m›ndan,<br />

ama alt›na inilemiyor.<br />

Bu senaryonun sonu nedir<br />

Bu gezegende yaflam ortadan kalk›yor.<br />

Bu kalk›nan ülkelerin demagojisi<br />

de¤il. Bu çok ciddi bir<br />

tehdit. Bundan sonra fosil yak›tlar›n›<br />

kullanmaya bu gezegendeki<br />

yaflam›n korunmas› ad›na devam<br />

edemeyiz. Bu nedenle yenilenebilir<br />

enerji kaynaklar› seçenek de-<br />

¤il, zorunluluk. Olmazsa olmaz<br />

bir zorunluluk. Neler giriyor bu<br />

bafll›¤›n alt›na: Kamuoyunun s›kça<br />

tart›flt›¤› günefl, rüzgar, jeotermal,<br />

küçük hidroelektrik (50 megawat’a<br />

kadar) santraller, bu kat<br />

kat salyangozlara dayal›, yapay<br />

jeotermal (burada jeotermali siz<br />

oluflturuyorsunuz), bir de biyokütle.<br />

Biyokütle benim de çal›flma<br />

alan›m. Bunlardan hiçbiri alt›n<br />

mermi de¤il.<br />

Mühendislerde bir e¤ilim vard›r.<br />

Sadece bir çözümün ipine sar›l›r›z.<br />

Bunlar›n hiçbiri tek bafl›na<br />

çözüm de¤il. Bunlar›n hepsinin<br />

bir planlama içinde ele al›nmas›<br />

laz›m. Büyük Menderes vadisi,<br />

orada büyük bir jeotermal kapasite<br />

var, Güneydo¤u Anadoluda<br />

genifl alanlar, enerji bitkileri ziraati<br />

için uygun.<br />

Bat›da nüfus yo¤unlu¤unun<br />

oldu¤u kentlerde evsel at›klar. ‹zmir’de<br />

bunu güncel olarak yafl›-<br />

yoruz. At›ktan enerji!.. Hiçkimsenin<br />

istemedi¤i bertaraf etmek istedi¤i<br />

bir maddeden herkesin ge-<br />

reksinimi olan enerjinin üretilmesi.<br />

Tar›msal at›klar, bir hesaba<br />

göre hayvan yemi olarak kullan›lmayan,<br />

çiftçinin, köylünün yakmak<br />

istedi¤i 14 milyon ton tar›msal<br />

at›k var.<br />

Bunun ard›nda hep bir fizibilitenin<br />

olmas› laz›m. Bunlar›n<br />

toplan›p bir yere getirilmesi, s›-<br />

k›flt›r›l›p peletlenmesi, linyitini<br />

ikame edecek flekilde yak›lmas›<br />

laz›m. Bu alt› milyon ton petrol<br />

eflde¤eridir <strong>ve</strong> ciddi bir potansiyeldir.<br />

Büyük k›sm› da Afyon’un<br />

bat›s›ndaki tar›m alanlar›d›r. Büyük<br />

bir tesadüfle nüfusun yo¤unlaflt›¤›<br />

yerdedir. Biyokütle bir<br />

baflka özelli¤i de, enerji bitkisinden<br />

elde etti¤im biyodizeli <strong>ve</strong>ya<br />

onu kuruttuktan sonra s›k›flt›r›p<br />

linyiti ikamet etmek üzere yakaca¤›m<br />

biriketi, peleti ya da her<br />

türlü tar›msal, ormansal at›ktan<br />

hatta tafl›tlar›n araba lastkilerinden,<br />

ar›tma çamurundan elde<br />

edece¤im böyle bir ürün tayf› var.<br />

Mevcut enerji altyap›s›nda bunu<br />

kullanabiliyorsunuz. Linyitle paçal<br />

edebiliyorsunuz, buna bir arada<br />

yakma deniyor.<br />

Elde etti¤iniz biyodizel <strong>ve</strong> biyobenzin,<br />

fosil yak›tlar›na kar›flt›-<br />

r›l›yor <strong>ve</strong>ya kar›flt›r›lmadan do¤rudan<br />

yak›labiliyor. Ulafl›m <strong>ve</strong><br />

elektrik sektöründe kullan›labilir,<br />

bazyük karakterinde hammaddenin<br />

süreklili¤i sa¤land›¤›nda<br />

lojistik bir sorun sonuçta, 800<br />

bin saat çal›flabilecek, merkezi olmayan<br />

küçük santrallar oluflturma<br />

flans›n›z var. Enerjiyi iletim<br />

kay›plar›, ba¤lanma sorunlar› olmaks›z›n,<br />

tüketti¤iniz yerde üretmeyi<br />

öngören bir anlay›fl.<br />

Günefl <strong>ve</strong> rüzgar›n hakk›n› yedi¤imi<br />

düflünmeyin. Biyokütle tafl›nabilir<br />

<strong>ve</strong> depolanabilir nitelikte.<br />

Bugünkü mevcut yak›tlar› ikame<br />

etmeye hemen haz›r. Onlardan<br />

da bir gecede vazgeçmek zorunda<br />

kalmadan. Çünkü mevcut<br />

enerji yap›s›ndan yenisine geçmek<br />

bir gecede olmayacak, fren<br />

50<br />

<strong>Harita</strong> <strong>ve</strong> <strong>Kadastro</strong> Mühendisleri Odas› ‹zmir fiubesi 8. Yaz E¤itim Kamp› - 2009 Foça/‹zmir


3 . O T U R U M<br />

mesafesi var. Geçifl süreleri olacak.<br />

‹nternette hidrojen ile do¤algaz›<br />

bir arada yakan reaktörlerin<br />

yap›ld›¤›n› göreceksiniz. Neredeyse<br />

500 firma var ço¤u Almanya<br />

<strong>ve</strong> Amerika’da. Kombi santraller<br />

daha bugünden var.<br />

Günefl <strong>ve</strong> rüzgar elbette birer<br />

yap›tafl›, kesikli karakterleri nedeniyle<br />

problem, depolayabilmeniz<br />

gerekiyor. Çözümler çok, literatür<br />

çok zengin, hemen akl›ma<br />

geleni söyleyeyim, depolanabilir<br />

bir enerjinin üretiminde kullanabilirsiniz.<br />

Mesela hidrojenin üretiminde<br />

kullanabilirsiniz. Burada<br />

gerçi tedarik zinciri bir bakla daha<br />

uzam›fl olacak, bunun anlam›<br />

maliyet artmas›d›r. Art›fl flu anlama<br />

geliyor, mesela cep telefonlar›n›<br />

hat›rlay›n, ben telefonumu<br />

2750 dolara alm›flt›m, sokaktan<br />

karfl›dan karfl›ya geçerken kaplama<br />

alan›n›n d›fl›na ç›k›<strong>ve</strong>riyordum.<br />

Sekiz saatte bir flarj etmek<br />

zorundayd›m. Bugün hakemin<br />

kafas›na at›yorum. Yenilenebilir<br />

kaynaklarda da böyle olacak.<br />

Bafllang›çta yat›r›m maliyetleri<br />

yüksek, bir yasa ile teflvik düzenlemesi<br />

laz›m. Almanya fotovoltoik<br />

enerji üretimine 55 cent<br />

<strong>ve</strong>riyor, borsaya ç›k›p, krizin etkisiyle<br />

40 centlerin alt›na düfltü.<br />

Neden bunu <strong>ve</strong>riyor, sosyal maliyetler<br />

dolay›s›yla. Yata¤an’› gördünüz<br />

mü bilmiyorum. Sürekli<br />

bir sis var. Herkes y›lda bir kez<br />

yorgan döflek yat›yor. Sosyal maliyet<br />

dedi¤imiz o ifl gücünün düflmesidir,<br />

harcad›¤› ilaç paras›,<br />

üretemeyiflidir. Amerikada oldu-<br />

¤u gibi her an 3-4 milyon kiflinin<br />

kas›rgan›n önünden kaçmas›d›r.<br />

Bu büyük maliyetler getiriyor.<br />

Allahtan diyeceksiniz ama<br />

bundan yüz y›l önce tropik kas›rgalar<br />

y›lda 30-40 civar›nda idi<br />

bugün 100-150. Katrina gibi bütün<br />

Meksika körfezini kaplayan<br />

kas›rgalar eskiden yoktu. Bunlar<br />

sosyal maliyetlerdir. BM raporlar›na<br />

göre, d›fl maliyetler denilen<br />

fosil yak›tlar›ndan kaynaklanan<br />

bu tür çevre felaketlerinin art›fl›,<br />

hastal›klar, olumsuz çevre etkisi<br />

dolay›s›yla maliyet, 5 trilyon dolar<br />

olarak hesaplan›yor. Bunun<br />

%60’›na da ABD katlanmak zorunda<br />

kal›yor.<br />

Konuflmam›n bafl›nda fosil yak›tlar›n<br />

bitti¤ini <strong>ve</strong>ya çok pahal›<br />

hale geldi¤ini söylemifltim. Dolay›s›yla<br />

yenilenebilir enerji kaynaklar›na<br />

zorlayan amir etken<br />

var. Dünyan›n en zengin petrol<br />

yataklar› ABD’de <strong>ve</strong> buradaki rezerv<br />

Suudi Arabistan’›n sekiz kat›:<br />

2 trilyon varil. Amerika bunu<br />

1902 y›l›nda farketti. Yeflil Irmak<br />

Vadisi ad›yla an›l›yor. 1910’da<br />

baflkan Taft yönetimi esnas›nda<br />

buras› özel flirketlerin kazma<br />

vurmas›n›n yasakland›¤› federal<br />

alan haline geldi. Bu ta ki<br />

Bush’un giderayak 2005 y›l›nda<br />

yeni enerji yasas›n› yay›nlayarak<br />

buraya özel sektörün girmesine<br />

izin <strong>ve</strong>rmesine kadar sürdü.<br />

Utah’da bir firma petrolün varilini<br />

10 dolara imal edece¤ini iddia<br />

ediyor.<br />

Petrol var diye bunu son damlas›na<br />

kadar kullanmak de¤il,<br />

tam tersine kullanmamak zorunday›z.<br />

Varili 10-120 dolar olan<br />

petrol yak›lmayacak kadar de¤erlidir.<br />

Petro-kimya sanayi var, cebinizdeki<br />

paray› yakmak daha iyi<br />

diye düflünmek gerekir belki.<br />

Petrol bundan böyle yaln›zca petro-kimya<br />

endüstrisinde kullan›lmal›.<br />

Geçti¤imiz birkaç y›lda özellikle<br />

Cha<strong>ve</strong>z’in benimsedi¤i tutum<br />

nedeniyle ABD’nin stratejik<br />

petrol rezervleri ço¤unlukla 8 binin<br />

alt›na indi <strong>ve</strong> fiyatlar f›rlad›<br />

gitti. Amerika neden Yeflil Irmak<br />

vadisindeki kayna¤›n› kullanmad›<br />

Irak’ta ne ar›yor kendi 2 trilyon<br />

varil petrolü varsa Yayg›n<br />

söylem enerji kaynaklar›n› elinde<br />

bulundurmak, bunlar›n gü<strong>ve</strong>nli-<br />

¤ini sa¤lamak, iletiminde gü<strong>ve</strong>nli¤i<br />

sa¤lamak.<br />

Kendi 6 mil a盤›ndaki petrolün<br />

ç›kar›lmas›na Amerikan Kon-<br />

gresi hala izin <strong>ve</strong>rmiyor. Daha<br />

ötesi; Alaska aç›klar›nda <strong>ve</strong> Meksika<br />

körfezinde çok ciddi rezervleri<br />

var. Buna da Kongreden izin<br />

yok. Temsilciler Meclisi karar› ile<br />

bu bir k›s›t alt›nda. Biraz h›zl› <strong>ve</strong><br />

kar›fl›k anlatt›m san›r›m, sorular›n›z<br />

varsa alay›m.<br />

Ça¤r› KAYNAR, YTÜ<br />

Dünyadaki <strong>ve</strong>rilere göre en az<br />

çevreyi kirleten ülkelerden biri<br />

Küba, en çok kirleten ABD. Bir<br />

ülkedeki sistemin, enerji kullan›-<br />

m›na nas›l bir etkisi oluyor<br />

Muzaffer Salih ERTAN<br />

Yol açt›¤›m›z çevre kirlili¤i tamamen<br />

sistemik bir sorun. Egemen<br />

siyasal sistemin getirdi¤i bir<br />

sorun. Kâr güdüsüyle kazanç u¤runa,<br />

do¤ay› <strong>ve</strong> insan› feda edecek<br />

sistemin bir baflka soruna yol<br />

açmas› da beklenemezdi.<br />

Siz soruyu sorarken ipuçlar›-<br />

n› <strong>ve</strong>rdiniz. Bir yanda ABD di¤er<br />

yanda Küba. Bunlar›n duruflunda<br />

çok ciddi fark var. Sorunun kökeninde<br />

de siyaset var. Bask›n<br />

ekonomik sistem <strong>ve</strong> bunun üretti¤i<br />

siyasetler. Gezegenin sonunu<br />

getirip, yaflam› sürdürülemez hale<br />

getiren bizatihi budur, kader<br />

de¤ildir, kaç›n›labilir.<br />

Mustafa Onur G‹R‹fiKEN<br />

Ülkemizde günefl panellerinden<br />

yararlan›labilir mi<br />

<strong>Harita</strong> <strong>ve</strong> <strong>Kadastro</strong> Mühendisleri Odas› ‹zmir fiubesi 8. Yaz E¤itim Kamp› - 2009 Foça/‹zmir 51


3 . O T U R U M<br />

Muzaffer Salih ERTAN<br />

Konuflmam› onunla bitirmeyi<br />

düflünüyordum. Tabii ki ülkemiz<br />

bir günefl ülkesi, ancak merkezi<br />

hükümetin destekleme mekanizmas›na<br />

ihtiyaç var. Hepimiz mevcut<br />

koflullarda 7 euro cent’e kullan›yoruz<br />

elektri¤i. Ben fotovoltoit<br />

paneller kurarsam, silikon panellerdir.<br />

Bunun ard›ndan gelen<br />

devrimci teknolojiler var. On y›l<br />

içinde hayata geçecek <strong>ve</strong> maliyetleri<br />

düflürecek. Bir kilovat enerjiyi<br />

5-6 bin euroya mal ediyorsunuz.<br />

Bu yat›r›m›n geri dönüflüne<br />

bakt›¤›n›z zaman yirmi y›l› geçiyor.<br />

Karl›l›k oranlar› ekonomik<br />

kriterler bak›m›ndan ak›lc› de¤il<br />

bu tür yat›r›mlar› yapmak. Bir<br />

yayg›nl›k kazanmas› mümkün<br />

de¤il.<br />

Merkezi yönetim bunu destekleyici<br />

ad›mlar atmazsa görsel<br />

amaçl› fark›ndal›k yaratacak, sosyal<br />

k›s›tl›l›k yaflatacak içerikte<br />

belki belediyelerin çal›flmalar›<br />

olabilir. ‹zmir Büyükflehir Belediyesinin<br />

bir çal›flmas› var. Kayna¤›<br />

d›flar›da de¤ildir, bedavad›r, ama<br />

mekanizma önemlidir. Bununla<br />

ilgili 5 Haziran 2009’da, enerji<br />

komisyonundan ç›kan bir yasa tasar›s›<br />

var genel kurula sunulmak<br />

üzere, amaç meclis tatil olmadan<br />

yasay› geçirmek idi. 2005 y›l›nda<br />

ç›kan yenilenebilir enerji yasas›<br />

var, eksikleri vard›. Teflvik <strong>ve</strong><br />

destekleme tan›mlar›, orada tan›ml›<br />

de¤ildi. Yönetmelikler eksikti,<br />

hala eksik. O yasa ile bu eksikler<br />

kapat›lmak istendi.<br />

Ayda 3000 kilowata kadar<br />

üretim yap›yor <strong>ve</strong> flebekeye ba¤l›<br />

iseniz, 35 centten Tedafl bunu sizden<br />

alacak. O zaman mevcut teknolojilerle,<br />

yenilerini beklemeden<br />

bir yat›r›m yapma imkan›<br />

vard›. Ali Babacan’›n son dakika<br />

giriflimi ile yasa ertelendi. Bundan<br />

sonraki akibeti de belli de¤il.<br />

Ekim’de genel kurula gelecek.<br />

Erteleme gerekçesi, Dünya Ticaret<br />

Anlaflmas›na Marakefl’te imza<br />

koyduk, orada yerli üretime<br />

teflvik d›fl tedarikçilerin aleyhine<br />

oldu¤u için yasak. Türkiye kendini<br />

kay›t alt›na al›yor. Bu nedense<br />

son dakika akl›na geliyor. ‹spanya’da<br />

benzeri anlaflmaya imza<br />

koymufl ama üreticisine teflvik<br />

<strong>ve</strong>rerek 5-6 y›l içinde kendi panellerini<br />

üretmek için müthifl bir<br />

ARGE yat›r›m› yapt›. O da Dünya<br />

Ticaret Örgütüne dahil bir ülke.<br />

Ama biz her nas›lsa DTÖ’ne <strong>ve</strong>rdi¤imiz<br />

taahütle elimizi kolumuzu<br />

ba¤lam›fl olduk. Umar›m gerekçe<br />

yaln›z bundan ibarettir.<br />

Ben flahsen böyle bir ertelemenin<br />

ard›ndan do¤algaz <strong>ve</strong> petrol tekellerinin<br />

belli cemaatler üzerinde<br />

yapt›¤› çal›flmalar› görüyorum.<br />

Türkiye bu oyunlara çok s›k kurban<br />

gidiyor.<br />

Ayn› kifli 2005 y›l›nda yenilenebilir<br />

enerji kaynaklar› ile ilgili<br />

yasan›n bir y›l gecikmesine yol<br />

açt›. ABD’ye gitti geldi, BP <strong>ve</strong><br />

Shell’in CEO’lar› ile görüfltü¤ünü,<br />

yenilenebilir enerji kaynaklar›n›n<br />

gereksiz oldu¤unu gördüklerini<br />

söyledi. Bunu ilk tekzip<br />

eden BP <strong>ve</strong> Shell oldu. Onlar kendilerine<br />

petrol flirketi demiyorlar,<br />

enerji flirketiyiz, diyorlar. Fotovoltoit<br />

panellerin patentlerini en<br />

fazla bu iki flirket topluyor. 5346<br />

niteli¤indeki yasan›n devam›n›<br />

izleyelim. Meclisten bir kazaya<br />

u¤ramaz <strong>ve</strong> geçerse dedi¤imiz tür<br />

uygulamalar›n önü aç›lacak. Buralarda<br />

yap›lan yat›r›m, makul<br />

sürelerde geri gelebiliyor, yoksa<br />

t›kan›yor. Bu yasa bir zorunluluk.<br />

Volkan B‹LG‹N, KTÜ<br />

Enerjiye gerçekten ihtiyac›-<br />

m›z olup olmad›¤›n› sormak istiyorum.<br />

Enerjiye kapitalistlerin<br />

ihtiyac› var; daha fazla telefon, televizyon,<br />

araba olmas› için. Bizim<br />

daha fazla televizyon, arabaya ihtiyac›m›z<br />

yok san›yorum. O halde<br />

daha fazla elektri¤e ihtiyac›m›z<br />

yoksa do¤an›n daha fazla içine etmeye<br />

de gerek yoktur. Onun için<br />

daha fazla üretmeyelim. Çok da<br />

ihtiyac›m›z varsa, günefli <strong>ve</strong> rüzgar›<br />

kullanabiliriz diye düflünüyorum.<br />

Di¤er sorum HES’ler ile ilgili.<br />

Ben Karadenizliyim. 300 kadar<br />

HES projesi geçti diye biliyorum.<br />

Ancak birkaç köyde yürütmenin<br />

durdurulmas› için köylüler birfleyler<br />

yap›yor. Orada çal›flan mühendisler<br />

sizin odan›za da üye.<br />

Bu mühendislere yapt›r›m uygulayam›yor<br />

musunuz Yoksa benim<br />

anananem o derelerden su<br />

içemezse kendisi çözüm için el<br />

atacak.<br />

Belediye baflkan›m›z kamu<br />

mülkiyeti <strong>ve</strong> kamu iflletmecili¤ini<br />

yok eden küresel su politikalar›-<br />

na karfl› ulusalc› su politikalar›<br />

önermiflti. Suyun ticarilefltirilmesi<br />

karfl›t› platformdan farkl› m›,<br />

yoksa ayn› fleyi mi söylüyorsunuz<br />

Ulusalc› kelimesi iflin içine<br />

girdi mi suyu Cola de¤il de Sabanc›,<br />

Koç yönetsin anlam›na geliyor.<br />

Bu mant›k yanl›flt›r, su kamu<br />

mal›d›r, bunun karar›n› halk<br />

<strong>ve</strong>rmelidir.<br />

Kamil Okyay SINDIR<br />

Bir arkadafl›m›z rejim yani<br />

devlet ile çevre iliflkisini sordu.<br />

Bir iki kelime söylemek isterim.<br />

‹çine sürüklendi¤imiz kalk›nma<br />

modeli rekabete dayal› kalk›nma,<br />

neoliberal ekonomilerin getirdi¤i<br />

model. Kalk›nmay› rekabetle öngören,<br />

tasarrufu de¤il, tüketimi<br />

artt›r›c›. bir model. Talebe dayal›<br />

üretim tarz›nda, talebi artt›r›c›,<br />

buradan tüketimi artt›ran bir sistem,<br />

kapitalist sistem bunu getiriyor.<br />

52<br />

<strong>Harita</strong> <strong>ve</strong> <strong>Kadastro</strong> Mühendisleri Odas› ‹zmir fiubesi 8. Yaz E¤itim Kamp› - 2009 Foça/‹zmir


3 . O T U R U M<br />

Tabii ki do¤ay› çevreyi gözeten,<br />

koruyan, gelifltiren ama üreterek<br />

büyüyen, ihtiyaçlar›n üzerine<br />

ç›kmayan, ihtiyaca dayal› üretim<br />

modelinin uyguland›¤› bir<br />

dünya, çevre sorunu da yaratmaz.<br />

Hocam›z enerji konusunda çok<br />

keyifle dinledi¤imiz bir konuflma<br />

yapt›, söylediklerinin tamam›na<br />

kat›l›yorum. Hatta flunu da merak<br />

ediyorum. Bugün ülkemizde<br />

nükleer santraldan bahsediliyor.<br />

3.5-4 milyar dolar civar›nda maliyetinin<br />

oldu¤unu duydum, do¤ru<br />

mudur bilemiyorum Bugün evlerin<br />

ço¤unda tek cam kullan›l›-<br />

yor, bunu ikiye ç›karacak bir önlem<br />

al›nsa, neredeyse iki kat› tasarruf<br />

yapaca¤›z. E¤er iki cam›<br />

teflvik ederseniz birden fazla nükleer<br />

enerji santral› kadar tasarruf<br />

edilebilir. Gereksiz <strong>ve</strong> anlams›z<br />

bir sürece itildi¤imizi düflünüyorum.<br />

Enerjinin çeflitlili¤i, gü<strong>ve</strong>ncesi,<br />

<strong>ve</strong>rimlili¤ini hocam›zdan<br />

keyifle dinledik.<br />

Ulusalc›, vatanse<strong>ve</strong>r, yurtse<strong>ve</strong>r<br />

gibi terminolojik kavram kargaflas›na<br />

girmek istemiyorum.<br />

Kamusal diyebiliriz, devletin,<br />

halk›n mal› oldu¤unu söylüyoruz<br />

suyun. Talebe dayal› de¤il, ihtiyaca<br />

göre üretim diyorum.<br />

Suyun ticarilefltirilmesine<br />

karfl› oluflan platformun ilk üyelerinden<br />

birisiyim. Dünya Su<br />

Formunun karfl›s›nda mücadele<br />

içinde oldum, ayr›ca TMMOB<br />

olarak olduk. Sözlerim yanl›fl anlafl›lmas›n,<br />

sermayenin, dini,<br />

iman›, devleti olmaz. Onun için<br />

ulusal <strong>ve</strong>ya uluslararas› sermaye<br />

olarak de¤il, kamu mal› <strong>ve</strong>ya de-<br />

¤ildir, olarak de¤erlendiriyorum.<br />

Suyun bir meta olmad›¤›n›, herkesin<br />

ücretsiz sudan yararlanmas›<br />

gerekti¤ini söylüyoruz, savunuyoruz.<br />

Asl›nda bugün k›smen<br />

de özellefltirildi¤ini söylemek laz›m.<br />

‹zmir’de arsenik konusunu<br />

biliyorsunuz. Bu hep flunu beraberinde<br />

getiriyor, devlet yapam›-<br />

yor, kamu hantal, bir ifli beceremez,<br />

kaliteli yapamaz anlay›fl›.<br />

Daha sonra Dünya Bankas› kredileri<br />

gündeme getirildi <strong>ve</strong> dünya<br />

su forumu arkas›ndan geldi. Bu<br />

süreç iyi takip edildi¤inde; suyun<br />

devlet eliyle <strong>ve</strong>ya kamu eliyle yönetilmesinin<br />

do¤ru olmad›¤› iddias›n›n<br />

arkas›nda, “özellefltirelim,<br />

özel sektör size arseniksiz su<br />

sa¤lar” anlay›fl› yatmaktad›r.<br />

Muzaffer Salih ERTAN<br />

Elektrik enerjisine ihtiyac›m›z<br />

var. Ondan vazgeçemeyiz ama<br />

onu elde etme yöntemlerini tart›-<br />

flabiliriz.<br />

Kapitalizm, insan-do¤a iliflkilerini<br />

bu hale getirdi. ‹nsan iliflkilerini<br />

de ne hale getirdi¤ini biliyoruz.<br />

Bugüne kadar böyle geldi,<br />

ama gitmemeli, yaflam ad›na gidemez.<br />

19. Yüzy›lda para birinden<br />

ç›k›p, di¤erinin cebine giriyordu.<br />

Bugün öyle bir hal ald› ki<br />

egemenleri de tehdit ediyor. O<br />

zaman yaflam›n kendisi tehdit alt›nda<br />

de¤ildi. fiu anda ciddi bir<br />

tehdit alt›nda. Elektri¤i artan bir<br />

oranda kullanaca¤›z ama geleneksel<br />

flekillerde üretip, tüketmeye<br />

devam edemeyiz. Anahtar sözcük,<br />

yenilenebilir enerji kaynaklar›<br />

<strong>ve</strong> planlamad›r. Bu seçenek<br />

de¤il, zorunluluktur. Sistem varl›¤›n›<br />

sürdürmek için o çözümleri<br />

kullanmaya zorlan›yor.<br />

Elektrik mühendisleri <strong>ve</strong> HES<br />

santralleri sorusuna gelince; 50<br />

megawatt’a kadar takati olan sizin<br />

deli ›rmaklar›n›z var; Do¤u<br />

Karadeniz’de. Buralar uygun ama<br />

iletim sorunlar› var. Oralarda çok<br />

kayda de¤er tüketim yok. Nüfus<br />

art›fl› göstermiyor, tersine hala<br />

göç <strong>ve</strong>ren bir bölge. Orada üretilen<br />

elekti¤in 1000-1500 km ulaflt›r›lmas›<br />

sorunu var <strong>ve</strong> bu ciddi<br />

maliyet art›fllar›n› beraberinde<br />

getiriyor. Bunun için bu tür yat›-<br />

r›mlar pek akla yatk›n de¤il.<br />

Do¤u Karadeniz d›fl›nda Akdeniz’de<br />

Manavgat sürekli su<br />

olan bir yatak. Ama Egeye dökülen<br />

dört nehir bu tür santrallerin<br />

kurulmas›na izin <strong>ve</strong>rmez.<br />

Orada çal›flan mühendislere<br />

ne yapabiliriz Biz bir meslek kurulufluyuz,<br />

sivil toplum örgütü<br />

de¤iliz. EMO’ya mevcudun d›fl›nda<br />

bir rol biçmemek gerekir. Çok<br />

k›sa ifade edersek; yapmam›z gereken,<br />

meslektafllar›m›z›n ç›karlar›n›,<br />

geleceklerini savunucu politikalar›<br />

üretmek. EMO’nun fiilen<br />

baflka bir duruflu daha var. Biraz<br />

politizeyiz ama üyelerimize<br />

flu ifli yap, bunu yapma diyecek<br />

durumda de¤iliz. fiubemiz enerji<br />

komisyonundaki arkadafl›m buradaki<br />

EVKA kurumunun bafl›nda.<br />

‹thal kömüre dayal› santral<br />

kuruyor diye oportünist cevap<br />

<strong>ve</strong>rmiyorum ama ekmek paras›n›<br />

oradan kazan›yor. O faliyetin<br />

içinde olmak baflka birfley, ona<br />

karfl› durufl sergilemek baflka bir<br />

fley. Sorun sistemiktir <strong>ve</strong> ona<br />

karfl› ç›kmak gerek.<br />

Ozan AYKURT, DEÜ<br />

Son zamanlarda günefl f›rt›nalar›<br />

kopaca¤›; bunun da tüm<br />

elektrik aksamlar›n›n altüst olmas›na<br />

yol açaca¤› söyleniyor. Bu<br />

ne derece do¤ru, bahsedildi¤i kadar<br />

tehlikeli mi<br />

Muzaffer Salih ERTAN<br />

Konumun d›fl›nda ama bu s›k<br />

s›k olan bir fleydir. Teleskoplar›n<br />

kaydetti¤i bir fley oluyor, ilk defa<br />

<strong>Harita</strong> <strong>ve</strong> <strong>Kadastro</strong> Mühendisleri Odas› ‹zmir fiubesi 8. Yaz E¤itim Kamp› - 2009 Foça/‹zmir 53


3 . O T U R U M<br />

olan bir fley de¤il. Buna karfl› yap›lacak<br />

bir fley yok. Dönemsel olmayan<br />

güneflte bu tür etkinlikler,<br />

do¤ru. Haberleflmeyi engelliyor.<br />

‹yonosferin düfley s›n›rlar›n› geniflletiyor<br />

san›yorum. Atmosferde<br />

uzun mesafe iletiflimine engel.<br />

Röle olarak uzayda bulunan uydular<br />

var, bunlar arac›l›k ediliyor.<br />

Günefl f›rt›nas›n›n bir kas›rgadan<br />

fark› yok. Nas›l ya da neyle önlem<br />

alacaks›n›z Bunun etkisini s›n›rlaman›n<br />

yollar›n› düflünemiyorum.<br />

Dursun KÜÇÜK, DEÜ<br />

Elektri¤e muazzam zamlar geliyor.<br />

En pahal› elektrik kullanan<br />

ülkelerin bafl›nda geliyoruz. Bunun<br />

nedenleri nedir Üretti¤imiz<br />

elektrik uç s›n›rlara dayansa da<br />

bize yetiyor.<br />

Muzaffer Salih ERTAN<br />

Yetmeyecek, ucu ucuna yetiyor.<br />

Neden fiyat› art›yor, zaten<br />

artmas› gerekirdi. Seçimlerin hemen<br />

ard›ndan hükümet ‘biz rasyonel<br />

politikalar uygulayaca¤›z.<br />

Çok milyar dolar (flu anda akl›mda<br />

de¤il) sübvanse ettik bu alan›.’ demeye<br />

bafllam›flt›. Seçim öncesi o<br />

zamlar› yapmad›lar.<br />

Hammadde maliyetlerimiz<br />

yüksek. Do¤algazla elde etti¤imiz<br />

elektrik yüzde 50’yi bulmufl. O<br />

zamlar da enteresan bir flekilde,<br />

özellefltirmede, özel sektörün<br />

üretiminin yüzde 50’yi geçti¤i bir<br />

dönemde gerçekleflti. Burada flunu<br />

sormak gerekir; hani özellefltirme<br />

rekabeti getirece¤i için daha<br />

iyi fiyatland›rma olacakt› Fiyatlarda<br />

bir azalma beklerken bu<br />

niye böyle oldu Bunlar hepimizin<br />

bildi¤i gibi teknik de¤il, politik<br />

göndermeli sonuçlar.<br />

Gürkan ÖZ<br />

Say›n S›nd›r suyun halk›n mal›<br />

oldu¤unu söyledi. Dikili belediye<br />

baflkan› su halk›n mal› düflüncesiyle<br />

yapt›¤› uygulamadan dolay›<br />

yarg›lan›yor. Meslektafl›na<br />

nas›l bir destek <strong>ve</strong>rilebilir, onun<br />

görüfllerini almak istiyorum.<br />

Özlem fiAH‹N, DEÜ<br />

Sorum Kyoto prokokolü hakk›nda<br />

olacak. Türkiye imzalad›,<br />

2012’den sonra uygulamaya geçecek.<br />

Karbondioksit emisyonunu<br />

belirli bir seviyeye indirmemiz<br />

gerekiyor.<br />

Türkiye’nin enerji konusunda<br />

belirli bir stratejisi yokken böyle<br />

bir yükümlülü¤ün alt›na girmesi<br />

ne derece do¤ru Kyoto protokolünü<br />

insani sorumluluk gere¤i<br />

imzalamal›y›z ama bir stratejimiz<br />

olmas› gerekmez miydi Belirlenen<br />

hedeflere ulaflabilece¤imizi<br />

düflünüyor musunuz<br />

Kyoto protokolünün mekanizmalar›ndan<br />

biri olan karbondioksit<br />

emisyonu ticareti var. Bu<br />

da beni endiflelendiriyor. ‹nsani<br />

bir fley için, gelecek için olan bir<br />

fleyi ticarete döküyoruz. ABD halen<br />

bu protokolü imzalamad›.<br />

Dünyaya zarar <strong>ve</strong>rilmesi aç›s›ndan<br />

bak›ld›¤›nda azgeliflmifl ülkelerin<br />

bu yükümlülü¤ün alt›na<br />

girmesi, bu sorumlulu¤un ne kadar›n›<br />

üstlenmesi ne kadar mant›kl›,<br />

bunu sormak istiyorum.<br />

Efe ERTEK‹N, Kocaeli Üni<strong>ve</strong>rsitesi<br />

Ulusal <strong>ve</strong> kamusal su politikas›<br />

<strong>ve</strong> sermayenin su politikas›n›n<br />

yap›lan örneklerle ne kadar tutarl›<br />

oldu¤unu sormak istiyorum.<br />

‹stanbul’daki Melen çay› projesi<br />

ile yüksek maliyetle su tafl›nmaya<br />

baflland›. Bunu yürüten kamu<br />

kuruluflu, ‹stanbul Büyükflehir<br />

Belediyesi. Bu proje ile 15-20<br />

y›ll›k su s›k›nt›s›n›n afl›ld›¤› söylendi<br />

<strong>ve</strong> sorun ötelenip insanlar<br />

yine su tasarrufu yapmadan bugünlere<br />

gelindi.<br />

fiimdi de gündemde 3. Köprü<br />

var. Su havzalar›n yo¤un oldu¤u<br />

‹stanbul’da son kalan yeflil yerlerin<br />

içine yap›lmas› düflünülüyor.<br />

Burada maliyetleri artt›rmak yerine<br />

elimizdekini nas›l koruyabiliriz<br />

Bununla ilgili çözüm önerisi<br />

var m› acaba<br />

54<br />

<strong>Harita</strong> <strong>ve</strong> <strong>Kadastro</strong> Mühendisleri Odas› ‹zmir fiubesi 8. Yaz E¤itim Kamp› - 2009 Foça/‹zmir


3 . O T U R U M<br />

Emre KARAGÖZ, KTÜ<br />

Su hakk›nda birçok bilgi <strong>ve</strong>rdiniz,<br />

suyun meta olmad›¤›n›<br />

söylediniz. fiu anda belediyenizde<br />

su kaynaklar›n›n kullan›m›na dair,<br />

ekolojik çevreye iliflkin neler<br />

yap›yorsunuz<br />

Suyun halk taraf›ndan daha<br />

ucuz kullan›labilmesi için bir çal›flman›z<br />

olabilecek mi<br />

Hüseyin ERKAN<br />

Kamil hocama sormak istiyorum.<br />

Sudan hep do¤al bir kaynak,<br />

bitmeyecek bir kaynak varsay›m›yla<br />

bahsettiniz. Ormanlar›n<br />

su üreten kaynaklar oldu¤u,<br />

onun için ayr› bir öneme sahip<br />

oldu¤unu söyleyen bir çal›flma<br />

okumufltum. Türkiye’de de nüfus<br />

dünya ortalamas›n›n üzerinde art›yor.<br />

Dünyada k›sa süre sonra 10<br />

milyar›n üzerinde nüfus olunca<br />

su s›k›nt›s› daha üst boyutlarda<br />

olacak. Orman›n su üretimi aç›-<br />

s›ndan de¤erlendirilmesi, buna<br />

göre bir fonksiyon düflünülmesi<br />

sizin aç›n›zdan mümkün mü, neler<br />

yap›labilir<br />

Muzaffer hocama flunu sormak<br />

istiyorum, her türlü enerji<br />

kayna¤› do¤al olarak s›k›nt› <strong>ve</strong><br />

kirlilik yarat›yor. Bu korkuyla yenilenebilir<br />

kaynaklar dedi¤imiz<br />

zaman, günefl, su, rüzgardan elde<br />

edece¤imiz <strong>ve</strong> yar›n daha yo¤un<br />

kulland›¤›m›z takdirde, bu yenilenebilir<br />

kaynaklar bize baflka do-<br />

¤al sorunlar, kirlilik sorunlar› yaratacak<br />

m›<br />

Kamil Okyay SINDIR<br />

Ben buraya belediye baflkan›<br />

olarak gelmedim. Belediye icraat›n›<br />

savunmak <strong>ve</strong>ya anlatmak<br />

için gelmedim. Ege Çevre <strong>ve</strong> Kültür<br />

Platformu, EGEÇEP üyesiyim.<br />

Suyun ticarilefltirilmesi konusunda<br />

‹stanbul’da sürdürülen<br />

platform da dahil kat›l›mc›lar› <strong>ve</strong><br />

ilk destekleyenlerin aras›nday›m.<br />

Dikili Belediye baflkan›n›n yapt›¤›<br />

uygulamay› sonuna kadar destekliyorum.<br />

Elimden gelse ben de<br />

yapar›m.<br />

Bizim Bornovam›zda bu biraz<br />

zor. Büyükflehir <strong>ve</strong> ba¤l› bütün<br />

belediyelerde su tamamen ‹Z-<br />

SU’nun denetiminde. Su kaynaklar›yla<br />

ilgili, korunmas›, gelifltirilmesi,<br />

›slah›, bunlar›n tüketime<br />

sunulmas›, tümüyle ‹ZSU’nun<br />

idaresi alt›ndad›r. ‹lçe belediyelerinin<br />

ne yetkisi, ne de müdahalesi<br />

mümkündür. Küçük bir derenin<br />

islah›n› bile yapam›yoruz.<br />

Kirleticilerin önüne geçmek,<br />

çevreyi korumak hepimizin, baflta<br />

belediyelerin görevi. Geçen<br />

gün bir tafloca¤› ile sorun gündeme<br />

geldi. Tafloca¤›ndaki üretimin<br />

miktar›n› ölçmeye çal›fl›yor arkadafllar.<br />

Hem gürültü hem de toz<br />

aç›s›ndan, hem hava hem de su<br />

kirlili¤i aç›s›ndan kirletici etmen<br />

olarak konut alanlar›n›n dibinde.<br />

Bu tür müdahalelerle çevre <strong>ve</strong><br />

kirlilik üzerine müdahaleler yapmaya<br />

çal›fl›yoruz.<br />

Suyun halk›n mal› oldu¤unu<br />

söylüyoruz ama halk›n ihtiyac›<br />

olan suyu, özellefltirmeden ö-<br />

zerklik ad›na özelliflterme yapmadan,<br />

kamusal bir hizmet olarak<br />

talebe dayal› de¤il, ihtiyaca yönelik<br />

su yönetimimin esas oldu¤unu;<br />

bir su yasas› ç›kmas› <strong>ve</strong> bu<br />

eksenli korumac› bir yasa olmas›<br />

gerekti¤ini söyledim. ‹htiyaca göre<br />

su yönetimi, talebi artt›rmay›,<br />

teflvik etmeyi suyu daha fazla<br />

kullanmay› öne sürmez. Tam tersine<br />

suyun tasarrufunu öne sürer.<br />

Melen çay› gibi uygulamalarda,<br />

halk›n su ihtiyac› var. Bunu<br />

da karfl›lamak gerekiyor. Ticarilefltirilen<br />

su farkl› fiyat politikalar›n›<br />

da beraberinde getirir. Ne kadar<br />

su tüketirsen fiyat avantajlar›<br />

getirir. Paras› olan›n sudan daha<br />

fazla yararlanmas›, paras› olmayan›n<br />

sudan yararlanamamas› gibi<br />

sorunlar› beraberinde getirir.<br />

Sudan yararlanan halk›n eflit haklara<br />

sahip olmas› gerekirken hak<br />

farkl›l›klar› yarat›r. Bunun da<br />

önemli oldu¤unu düflünüyorum.<br />

Bir kentin kullanma suyu ihtiyac›n›<br />

karfl›lamakla yükümlüdür<br />

devlet. Devletin kurumu olan belediyeler<br />

de bunu sa¤lamakla yükümlüdür.<br />

Devlet Su ‹flleri vard›r,<br />

Köy Hizmetleri Genel Müdürlü¤ü<br />

var idi ki, sulama yat›-<br />

r›mlar›n›n yüzde 40-45’ini sa¤l›-<br />

yordu; ne yaz›k ki tasfiye edildi.<br />

Bizim karfl› durdu¤umuz neoliberal<br />

politikalar›n, küreselleflme ad›<br />

alt›nda Türkiye’yi içine sürüklemeye<br />

çal›flan politikalar›n bir sonucu<br />

olarak bir su hizmeti götüren<br />

kurum yok edilmifltir. Böylesi<br />

durumda belediyelere de görev<br />

<strong>ve</strong>rildi¤i için belediyeler de su yat›r›m›<br />

yapabiliyor. ‹zmir’de ‹ZSU,<br />

‹stanbul’da ‹SK‹ bu yat›r›mlar›<br />

yapabilmektedir. Ne yaz›k ki devlet<br />

yerel yönetimlere para aktar›-<br />

m›n› k›st›kça, yerel yönetimler<br />

gelir artt›r›c› önlemler almaya çal›fl›yorlar<br />

hizmet götürebilmek<br />

için. Gelir artt›r›c› önlemler içinde,<br />

suya zam yapmak, ulafl›ma<br />

zam yapmak gibi baflka alternatif<br />

bulamay›nca bunlar› yap›yor. Bize<br />

dayat›lan sosyo ekonomik politikalar<br />

yukar›da musluklar›n k›-<br />

s›lmas›na neden oluyor, bu da<br />

afla¤›da belediyeden hizmet bekleyen<br />

halka yans›yor. Bu zincirleme<br />

döngü. Böyle de¤erlendirmek<br />

laz›m.<br />

<strong>Harita</strong> <strong>ve</strong> <strong>Kadastro</strong> Mühendisleri Odas› ‹zmir fiubesi 8. Yaz E¤itim Kamp› - 2009 Foça/‹zmir 55


3 . O T U R U M<br />

Kyoto protokolü do¤rudan<br />

karbonla iliflkilendirilebilecek<br />

protokoldür. Yoksa çevre korunumu,<br />

sa¤l›¤› gözeten protokol<br />

de¤ildir. Bunu özellikle belirtmek<br />

istiyorum.<br />

Ormanlar›n çok yönlü yarar›<br />

var. Özellikle su döngüsü üzerinde<br />

büyük etkisi var. Ayn› zamanda<br />

karbondioksit döngüsü üzerinde<br />

de büyük etkisi var. Ayr›ca<br />

yaratt›klar› ekolojik sistem sayesinde<br />

hem yeralt›, hem de yerüstü<br />

suyunu koruyan bir yap› olufltumas›<br />

önemlidir. Suyu temizlerler.<br />

Ormanlar›n yok edilmesiyle<br />

su da etkileniyor. Hem enerji,<br />

hem tar›m, hem su içine baflka ne<br />

katarsan›z kat›n, kriz yarat›larak,<br />

sorun yarat›larak arkas›ndan geliyor.<br />

Suda da bu böyle.<br />

Suda bir kriz yarat›larak arkas›ndan<br />

suyun özellefltirilmesinin<br />

halk taraf›ndan kabullenilmesi<br />

sa¤lanmaya çal›fl›l›yor. Sigara konusunda<br />

kriz yarat›ld›. ‹thal sigara<br />

geldi. Marlboro’y› biz de içebiliyoruz<br />

dendi 80’li y›llarda. Bir de<br />

g›da krizi yarat›ld›. Yenilenebilir<br />

enerji kaynaklar›n›n bafl›nda gelen<br />

özellikle biyodizel, biyoetanol<br />

fleker pancar›, fleker kam›fl›ndan<br />

<strong>ve</strong>ya birçok bitkisel at›k ya¤dan<br />

üretilen yak›t. Küresel g›da krizinin<br />

aya¤›n› da biyo yak›tlara ba¤lad›lar.<br />

M›s›r üretim alanlar› artt› diye<br />

dünyada bir küresel kriz yafland›.<br />

Oysa bunun birçok etkeni vard›.<br />

Ülkeler, bizim ülkemiz de dahil<br />

halk›n g›da gü<strong>ve</strong>ncesini sa¤lay›c›<br />

politikalar uygulamad›klar› için<br />

azalan stoklar› nedeniyle bir anda<br />

ihracat› engellediler. Tayland,<br />

Çin gibi birçok ülke ihracat› k›-<br />

s›tlay›nca küresel bu¤day ticaretinde<br />

sorunlar yafland›. ‹htiyaç<br />

duyan Afrika ülkeleri ihtiyac› olan›<br />

bulamaz oldu <strong>ve</strong>ya çok fahifl<br />

rakamlara buldu.<br />

Türkiye’de g›dada bir arz sorunu<br />

yoktur, da¤›l›m sorunu vard›r.<br />

Bu da¤›l›m sorunu ciddi boyuta<br />

getirildi. M›s›r <strong>ve</strong> biyodizel<br />

“tukaka” yap›ld›. Biyodizel üzerinde<br />

ÖTV uygulamas› halen devam<br />

ediyor. Oysa burada m›s›ra<br />

dikkat etmek gerekir. GDO m›-<br />

s›rda büyük oranda yap›lan bir<br />

üretimdir. Bunun alt›n› özellikle<br />

çizmek isterim. GDO’ya hay›r<br />

platformunun da kurucular› aras›nday›m.<br />

M›s›r, biyodizel diyoruz<br />

ama GDO’suz. Bu ayr› bir tart›flma<br />

konusu, hepinize teflekkür<br />

ediyorum.<br />

Muzaffer Salih ERTAN<br />

Kyoto’yu Türkiye 90 art› 3’de<br />

imzalam›flt›, izledi¤i yol ile ald›¤›<br />

yükümlülükler aras›nda bir iliflki<br />

görülmüyor. Az önce bahsetti¤im<br />

gibi, 6 fiubatta meclis onay›ndan<br />

ç›k›yor <strong>ve</strong> 46 kömür santral›na<br />

izin <strong>ve</strong>riliyor. Nas›l bir yol izleyece¤i<br />

belli de¤il.<br />

O emisyonlar› azaltma imkan›<br />

var m›, e<strong>ve</strong>t, sanayici, üretici <strong>ve</strong><br />

tüketici bunu ö¤renmek zorunda.<br />

Maalesef ö¤renmek için iki<br />

yol var, ödül <strong>ve</strong> ceza. Karbondioksit<br />

ticareti bizim devletin s›kça<br />

yapt›¤› gibi, kendisine bir gelir<br />

kayna¤› olacaksa, bunu tedbirli<br />

karfl›lamak laz›m. Kyoto’nun 4.<br />

maddesi der ki; “Alia¤a rafinerisi<br />

bu y›l 400 bin karbondioksit basabilir.”<br />

Ondan sonraki bir tonu<br />

Londra borsas›ndan 40 euroya<br />

sat›n al›r. Bir baflkas› da 50 bin<br />

dekar araziye çok h›zl› geliflen bir<br />

a¤ac› diker, o kadar a¤ac›n ne kadar<br />

karbondioksidi hapsetti¤i<br />

bellidir. Karbondioksidi basan o<br />

cezay› ödüyor, kirleten öder<br />

prensibi gere¤i, karbondioksidi<br />

emen de o paray› kazan›yor. Bu<br />

yan›yla düzenleyici mekanizma<br />

kabul edilebilir. Ödül <strong>ve</strong> ceza d›-<br />

fl›nda baflka bir yöntem yok. Bunu<br />

ö¤renmemiz gerekiyor.<br />

Amerika tabii ki bir milyon<br />

sanayi bacas›n› denetime açmak<br />

istemiyor. Yan›lm›yorsam elektrik<br />

enerjisinin %47’sini kendi<br />

linyitlerinden karfl›l›yor. Elbette<br />

uluslararas› bir denetimi getirecek<br />

mekanizmaya e<strong>ve</strong>t demez.<br />

Gerekçe olarak da; “Hindistan,<br />

Çin, Avustralya Kyoto’yu tan›mazken<br />

ben niye tan›yay›m”› ileri sürüyor.<br />

Onlar da, “siz kalk›n›rken<br />

iyi de biz kalk›n›rken mi böyle oldu”<br />

diyorlar.<br />

Amerikan Temsilciler Meclisin<br />

çok farkl› bir kad›n baflkan›<br />

var. Daha koltu¤una oturmadan<br />

Çin baflkan›na yazd›¤› yaz›da;<br />

“aya¤›m›z› denk alal›m, gezegen<br />

aya¤›m›z›n alt›ndan kay›yor. Dünyay›<br />

en çok kirleten iki ülke siz <strong>ve</strong><br />

biziz, birfleyler yapal›m” dedi. Yap›l›yor<br />

da, ümit <strong>ve</strong>rici bulmak zorunday›z.<br />

2011 y›l›ndan sonra<br />

karbon ticareti çok yerleflik bir<br />

parametre haline gelecek. Türkiye<br />

bence flansa da sahip. Güneydo¤u<br />

Anadolu’da çok büyük karbon<br />

yutaklar› oluflturma olanaklar›<br />

var tar›md›fl› alanlarda. ‹stihtam<br />

sa¤layacak <strong>ve</strong> erozyonu bir<br />

nebze ortadan kald›racakt›r. Belki<br />

bunun alt›nda ziraat yapma olana¤›<br />

olacak.<br />

fiu anda ekonomi d›fl› olan<br />

alanlar›n ekonomiye kazand›r›lmas›<br />

için baz› yollar ç›kacakt›r diye<br />

düflünüyorum. Kategorik olarak<br />

karfl› de¤ilim. Kyoto’nun devam›<br />

da çok önemli. Amerikan›n<br />

enerji bakanl›¤›n›n <strong>ve</strong> ba¤l› birimlerinin<br />

sitelerine bakarsan›z<br />

ciddi müeyideler getiriyorlar.<br />

Mesela 150 dolardan bahsediliyor.<br />

Tart›flman›n önde gelenleri<br />

de Exxon Mobil, Shell, befl k›z<br />

kardefller, yedi idiler, evlenmeleri<br />

ile befle düfltü. Onlar tart›fl›yor.<br />

Bir k›sm› <strong>ve</strong>rgiyi savunuyor. Onlar›n<br />

söylemine göre düflük karbon<br />

ekonomisine geçmekte yarar<br />

var.<br />

Türkiye’deki sivil toplum kurulufllar›,<br />

akademiler belli bir tart›flman›n<br />

içinde olmal›lar. Yol haritas›n›<br />

belirlemede önemli, sadece<br />

beklememeliler.<br />

Yenilebilir kaynaklar risk getirir<br />

mi Kendileri çözüm iken bafl-<br />

56<br />

<strong>Harita</strong> <strong>ve</strong> <strong>Kadastro</strong> Mühendisleri Odas› ‹zmir fiubesi 8. Yaz E¤itim Kamp› - 2009 Foça/‹zmir


3 . O T U R U M<br />

ka sorunlar ç›karabilirler mi Ç›-<br />

kar›rlar. Bizim de mütevazi katk›-<br />

da bulundu¤umuz bir çerçe<strong>ve</strong> alt›<br />

projesi var. Orada bir üretim modeli<br />

haz›rland›. Buna göre miskantus<br />

tatl› sorgum <strong>ve</strong> enerji bitkilerinin<br />

ziraati düflünüldü. Kütahya’n›n<br />

güneyindeki eski orman<br />

taban›, Dumlup›nar yaylas›, Sand›kl›<br />

ovas› oradan göller bölgesine<br />

dönen bir alan. Tar›m d›fl›, çünkü<br />

tar›mda teknoloji kullan›lmad›¤›<br />

için. Belli bir iflgücüne yatk›n <strong>ve</strong><br />

tar›ma da el<strong>ve</strong>riflli oldu¤u düflünülen,<br />

belki çok kaliteli araziler<br />

de¤il ama enerji bitkilerine uygun<br />

bir alanda Türkiye bugün 100<br />

milyon ton petrol eflde¤erde enerji<br />

tüketiyor. Petrolün yanma de-<br />

¤erlerine dönüfltürüldü¤ünde kulland›¤›<br />

enerjinin tamam› bu kadar.<br />

Türkiye izdüflümü alan›n›n<br />

sadece %7’sinde bunu üretmek<br />

mümkün.<br />

Bu bitkilerden miskantus bizim<br />

co¤rafyam›zda yok. Egzotik<br />

bir bitki, yay›l›c›d›r. Di¤er bitki<br />

türleri aleyhine yay›l›m gösterir.<br />

Bizim bu kokar a¤aç gibi. Burada<br />

steril bitkiler kullanmak zorundas›n›z.<br />

Bir de genetik çöller oluflmamal›.<br />

Kafam› çevirdi¤im her<br />

yerde miskantus arazileri görmemeliyim.<br />

Yerli türlerin ›slah› burada<br />

önemli.<br />

Biyokütleyi yakarken de bir<br />

soruna yol açabilirim. E¤er bacagaz›nda<br />

furan, dioksinler, kanserojen<br />

gibi bir tak›m maddeler varsa,<br />

özellikle pirinay› yakarken<br />

orada da bir soruna yol açabilirim.<br />

Orada depolamak zorunda<br />

oldu¤um s›rada bir maddeyi<br />

enerji kayna¤› olarak kullan›rsan›z,<br />

zeytin posas› örne¤inde, o<br />

sorunu tafl›m›fl olurum.<br />

O zaman baz› normlara uygun<br />

filitrasyonlar yapmak laz›m. Bacagaz›nda<br />

çevreye zararl› birfleyler<br />

olmamal›. Onun için biyokütleden<br />

enerji elde etmenin maliyetleri<br />

yüksek. Do¤rudan yakman›n<br />

getirdi¤i sorunlarla, çok pahal›<br />

bir teknolojiyi gerektiriyor.<br />

Bunlar›n hepsi dikkatli olunmas›<br />

gereken fleyler, sonuçta do¤a-insan,<br />

insan-teknoloji iliflkisine<br />

ba¤l› bir sorunsal var.<br />

Panel sonunda konuflmac›lara, topraktan yap›lm›fl teflekkür plaketleri<br />

ö¤renciler taraf›ndan sunuldu<br />

Panel sonunda birlikte çektirilen an› foto¤raf›<br />

<strong>Harita</strong> <strong>ve</strong> <strong>Kadastro</strong> Mühendisleri Odas› ‹zmir fiubesi 8. Yaz E¤itim Kamp› - 2009 Foça/‹zmir 57


4 . O T U R U M<br />

PANEL<br />

<strong>Yaflanabilir</strong> <strong>Gelecek</strong> ‹çin Ekonomi <strong>ve</strong> Siyaset<br />

Aziz KONUKMAN<br />

Hayri KOZANO⁄LU<br />

Adnan BOSTANCIO⁄LU<br />

Dördüncü gün, Gazi Üni<strong>ve</strong>rsitesi<br />

‹ktisadi <strong>ve</strong> ‹dari Bilimler Fakültesi<br />

Ö¤retim Üyesi Prof.Dr. Aziz<br />

KONUKMAN’›n yürütücülü¤ünde,<br />

Marmara Üni<strong>ve</strong>rsitesi ‹ktisadi <strong>ve</strong> ‹dari<br />

Bilimler Fakültesi Ö¤retim Üyesi<br />

Prof.Dr. Hayri KOZANO⁄LU <strong>ve</strong><br />

Yazar-Gazeteci Adnan<br />

BOSTANCIO⁄LU’nun konuflmac›<br />

oldu¤u "<strong>Yaflanabilir</strong> <strong>Gelecek</strong> ‹çin<br />

Ekonomi <strong>ve</strong> Siyaset" konulu panelde;<br />

yaflan›lmakta olan mali krizin<br />

dünyaya <strong>ve</strong> Türkiye’ye etkileri <strong>ve</strong><br />

tüketici kimlikle mücadele edilmesi<br />

gereklili¤inden bahsedildi. Toplumun<br />

üç aflamal› bir sald›r›: neo-liberalizm,<br />

küreselleflme <strong>ve</strong> finansallaflma ile<br />

karfl› karfl›ya oldu¤undan söz edilen<br />

panelde krizin sadece kapitalistler<br />

aras›nda sermayenin el de¤ifltirmesine<br />

yol açt›¤›na <strong>ve</strong> toplumun bir piyasa<br />

toplumu haline getirilmesinin<br />

tehlikelerine dikkat çekildi.<br />

Oturumun sunumu DEÜ<br />

fiehir Planlama Bölümü<br />

ö¤rencisi Ali GÜNGÖRMÜfi<br />

taraf›ndan yap›ld›.<br />

Aziz KONUKMAN<br />

Böyle güzel bir havada deniz<br />

bir yanda, spor etkinlikleri bir<br />

yanda bunlar› b›rak›p buraya gelmek<br />

büyük fedakarl›k istiyor. Bunun<br />

için hepinizi kutluyorum.<br />

fiahs›m ad›na flunu söyleyebilirim.<br />

Buran›n gedikli bir konuflmac›s›<br />

oldum. Bu benim için bir<br />

onur. Odan›n bir üyesi gibi görüyorum<br />

kendimi. Oda ile empati<br />

kurmam onun için kolay oluyor.<br />

‹lk olarak Adnan kardeflimizi dinleyece¤iz.<br />

Daha çok nerede durdu¤umuza<br />

flöyle bir bakacak. Ard›ndan<br />

gelece¤e dönük olarak<br />

bugünkü moda deyimle, “aç›l›m<br />

yapabilece¤imizi” tart›flmaya açacak.<br />

Hayri hoca daha çok ekonomik<br />

tespitlere de¤inecek, dünyadaki<br />

geliflmeleri de de¤erlendirerek.<br />

Ben de Türkiye ekonomisine<br />

yans›malar› üzerinde duraca¤›m.<br />

58<br />

<strong>Harita</strong> <strong>ve</strong> <strong>Kadastro</strong> Mühendisleri Odas› ‹zmir fiubesi 8. Yaz E¤itim Kamp› - 2009 Foça/‹zmir


4 . O T U R U M<br />

Adnan BOSTANCIO⁄LU<br />

De¤erli arkadafllar, iki hocan›n<br />

yan›nda oturuyorum, böyle<br />

formel toplant›larda çok rahat<br />

konuflamad›¤›m› biliyorum. Sizler<br />

de bulundu¤um durumu iyi<br />

kötü tahmin edebiliyorsunuzdur.<br />

Meselenin ikinci zorlu¤u, ele al›-<br />

nan konu yaflanabilir bir gelecek<br />

için siyaset <strong>ve</strong> iktisat, olarak tarif<br />

edildi¤inde hayli çetrefilli bir mesele<br />

ile karfl› karfl›ya oldu¤umuz<br />

aflikar. Buradaki herkesin arzu etti¤i,<br />

önüne koydu¤u hedef; daha<br />

iyi bir dünyada, onurlar›na sahip<br />

ç›kt›klar›, asgari refah› hakim oldu¤u<br />

bir dünya düzenidir. Belki<br />

yüzy›llard›r insanlar bu düflünceler<br />

içinde. Lakin bu beklentiye<br />

ulafl›lamam›fl olmas›, hem de buna<br />

nas›l ulafl›laca¤›na dair fikrin<br />

orta yerde olmas›; buna mukabil<br />

çok önemli mesafelerin katedilememesi<br />

bize hakikaten bu sorunun<br />

öyle haz›r <strong>ve</strong> kolay bir cevab›n›n<br />

olmad›¤›n› gösteriyor.<br />

Ben bu sorunu ortaya koydu-<br />

¤umda; hangi sahnede oldu¤umuz,<br />

hangi aktörlerle oynad›¤›-<br />

m›z, hem evrensel ölçekler içinde,<br />

hem yerel bazda durdu¤umuz<br />

yeri iflaret etmek, hem de uzun<br />

süredir kafamda olan soru iflaretlerini<br />

birlikte masaya yat›rarak<br />

onlar› irdelemeye çal›flaca¤›m.<br />

<strong>Yaflanabilir</strong> gelece¤e iliflkin çok<br />

fazla haz›r cevab›m olmad›¤›n›<br />

bafltan söyleyeyim.<br />

<strong>Yaflanabilir</strong> gelecek öngörüyorsak<br />

bunu genel olarak insanl›k<br />

için öngörüyoruzdur. Böyle bir<br />

gelece¤i infla edece¤imiz bafll›ca<br />

aktör de insanlar olacakt›r. Sokaktaki,<br />

tatil yerlerindeki, iflyerlerindeki<br />

insanlar. Ancak genellemelerde<br />

benim kafam› öteden beri<br />

meflgul eden, sanki gerçekli¤ine<br />

tam tekabül etmeyecek flekilde<br />

iyimser bir havan›n hakim oldu-<br />

¤udur. ‹nsanlara lay›k iyimser bir<br />

nitelemenin ne oldu¤u düflünüldü¤ünde<br />

genel olarak bar›fltan yana<br />

oldu¤u söylenebilir mi E<strong>ve</strong>t,<br />

söyleyebiliriz, öyledir de genellikle.<br />

Dönüp insanl›k tarihine bakt›-<br />

¤›m›zda ise bunun böyle olmad›-<br />

¤›na dair çok fazla iflaret var. Modern<br />

tarihin tek bir y›l› savafls›z<br />

geçmemifltir. Kuflkusuz; kendi ç›-<br />

karlar› do¤rultusunda u¤ursuz<br />

bir savafl› k›flk›rtt›klar›nda, insanlar›n<br />

bir k›sm›n›n baflka bir k›sm›n›<br />

katletmeye sebep oldu¤unu<br />

söylemek durumunday›z. Sonuçta<br />

flunu da görmezden gelemeyiz.<br />

Bir k›sm›n›n hayat›na son <strong>ve</strong>renler,<br />

di¤er bir k›sm›d›r. Diyelim ki,<br />

bar›fl içinde bir dünya özlemi öyle,<br />

insanlar aras›nda koflulsuz bir<br />

flekilde kabul edilmifl, hedef al›nm›fl<br />

bir fley de¤il. En az›ndan insanlar›n<br />

önemli bir k›sm› bundan<br />

yana de¤il. Bizim ona atfetti¤imiz<br />

vas›flar›n su götürür oldu¤unu<br />

düflünüyorum.<br />

‹nsanl›k tarihine bakt›¤›m›zda<br />

kendi türüne <strong>ve</strong> di¤er canl›lara<br />

karfl› örgütlü fliddet uygulayan<br />

tek tür oldu¤unu görürüz. fiöyle<br />

de ironik bir yan› vard›r, tarihteki<br />

bütün medeniyetlerin gerisinde<br />

insan›n örgütlü fliddeti de vard›r.<br />

fiiddetin örgütlenmedi¤i yerde<br />

medeniyetlerin oldu¤unu görmüyoruz.<br />

fiiddetten uzak kimi toplum<br />

kesimlerinde ya yok olmaya<br />

mahkum oluyorlar tarih boyunca<br />

ya da o fliddet döngüsünün içine<br />

çekiliyorlar. Hatta flunu söylemek<br />

de mümkün neandartal türün<br />

bizzat bizim atalar›m›z taraf›ndan<br />

yok edildi¤ine dair kan›tlar her<br />

geçen gün daha fazla art›yor. Tabii<br />

ben burada moral bozucu ol-<br />

mak istemem, kötümser bir tablo<br />

çizmek istemem ama katil bir türün<br />

devam› oldu¤umuzu söylemek<br />

mümkün. Beyni daha büyük<br />

olan primatlar›n daha fazla protein<br />

tüketmek zorunda kald›¤›ndan<br />

etobur oldu¤u dikkat çekiliyor.<br />

Bunu fazla uzatmadan bir de kültürel<br />

evrime bakal›m. Kültürel<br />

evrimin iki sorunlu yan› var, din,<br />

ulus, tarih, co¤rafya, gelenek olarak<br />

ayr›flma noktalar› ortaya ç›km›flt›r.<br />

Günümüzde bunlar kal›c›-<br />

laflm›fl, keskinleflmifl <strong>ve</strong> durmaks›z›n<br />

çat›flmalar›n nedeni haline<br />

gelmifltir. Biyolojik evrim <strong>ve</strong> kültürel<br />

evrim k›yasland›¤›nda o kadar<br />

h›zl›, neredeyse ›fl›k h›z›nda<br />

geliflmifltir ki bu ayr›flmalar›n yaratt›¤›<br />

travma daha güçlü yaflanm›flt›r.<br />

Kabile toplumundan karmafl›k<br />

modern topluma geçifl süreci<br />

tek hücreliden memeliye,<br />

oradan insana geçifl düflünüldü-<br />

¤ünde çok h›zl›d›r. Bugün insan›n<br />

geldi¤i medeniyet düzeyi hem<br />

bu türün kendisinin hem de bu<br />

gezegenin canl› yarat›klar›n›n çok<br />

a¤›r bedeller ödemesi sonucu ortaya<br />

ç›km›flt›r. Tarihi buradan<br />

okumam›zda yarar var. Buna de-<br />

¤er miydi demek çok geç, olan olmufltur.<br />

Temel baz› sorunlarla karfl›<br />

karfl›ya oldu¤umuz gerçe¤ini hiç<br />

bir zaman göz ard› edemeyiz.<br />

Bundan sonra ne tür bir uygarl›k<br />

beklentisi içindeyiz Biz nas›l bir<br />

gelecekte yaflamak istiyoruz sorusuna<br />

baz› temel cevaplar üretmek<br />

zorunday›z. Modern hayat›n<br />

kaç›n›lmaz sonuçlar›yla, do¤a ile<br />

daha uyumlu bir medeniyetin paradigmalar›<br />

nerede örtüflür, nerede<br />

çat›fl›r gibi benzeri sorunlar<br />

üzerine düflünmemiz kaç›n›lmaz.<br />

Böyle devam etmeyece¤i kesin,<br />

bunun alt›n› çizmek gerekir.<br />

Dünyaya bakt›¤›m›zda bir k›ta<br />

ölüme terk edilmifl durumda. Do-<br />

¤al kaynaklar› d›fl›nda insan aç›-<br />

s›ndan en ufak flekilde dikkat<br />

edilmiyor. Dünyada her befl kifliden<br />

biri açl›k s›n›r›n›n alt›nda yafl›yor.<br />

Yoksulluk s›n›r›nda yaflayanlar<br />

bunun kat kat daha fazlas›.<br />

<strong>Harita</strong> <strong>ve</strong> <strong>Kadastro</strong> Mühendisleri Odas› ‹zmir fiubesi 8. Yaz E¤itim Kamp› - 2009 Foça/‹zmir 59


4 . O T U R U M<br />

Modern tarihin bir tek y›l›, belki<br />

bir tek günü bar›fl içinde geçmemifltir.<br />

Ayr›ca bu türün do¤aya yani<br />

yaln›zca, a¤açlar, orman, deniz<br />

de¤il kendi türünün d›fl›ndaki<br />

canl›lara karfl› tutumu <strong>ve</strong> yolaçt›-<br />

¤› tahribat bundan sonra katlanarak<br />

büyüyecek. Çok flükür ki bu<br />

tür sorunlar daha fazla tart›fl›l›-<br />

yor. Dünyan›n hali fena durumda.<br />

Bundan sonra baflka bir gelecek<br />

tasarlanmas› kaç›n›lmazd›r.<br />

Bu noktada kendimize, ülkemize<br />

bak›p kendi özgünlüklerimizin<br />

alt›n› çizmekte yarar oldu-<br />

¤unu düflünüyorum. Bu ülke de<br />

ar›zal› bir durumdad›r. Sorunlar›<br />

her zaman çok büyük olmufltur.<br />

Gerilimleri hep yüksek düzeylerde<br />

cereyan etmifltir. Bir ç›k›fl noktas›<br />

olarak alacaksak 8. Yüzy›lda<br />

Türkler buraya; Anadolu <strong>ve</strong> Rumeliye<br />

gelmifltir. O günden bu yana<br />

hiç bir dönem siyasi istikrar tesis<br />

edilemiyor. 11. Yüzy›lda Mo¤al<br />

istilas›, arkas›ndan Selçuklu egemenli¤i,<br />

Osmano¤ullar›n›n süreci<br />

bizim kitaplardan okudu¤umuzdan<br />

çok daha tart›flmal›, çat›flmal›<br />

geçmifl. Osmanl›n›n her on y›l›-<br />

n›n alt› y›l› savafllar içinde geçiyor.<br />

Di¤er dört y›l da iç isyanlarla<br />

u¤raflmakla geçiyor. Bu co¤rafya<br />

k›sa bir dönem de olsa ‘oh be<br />

dünya varm›fl’ diyecek durumda<br />

olmam›flt›r.<br />

Bu co¤rafyada siyasi demokrasinin<br />

temelleri geleneksel olarak<br />

bir türlü oluflam›yor. Bunun birçok<br />

nedeni var kuflkusuz. Osmanl›<br />

Anadoluda bir türlü mekan<br />

birli¤i sa¤layam›yor. Kentleflme<br />

neredeyse hiç yok. Bu flu anlama<br />

geliyor, Erzincan’da 1930’lu y›llara<br />

kadar ticaret, ‹stanbul’dan<br />

Trabzon üzerinden gemiyle sonra<br />

kat›rlarla yap›l›yor. 1930’larda<br />

demiryolu geldikten sonra mekan<br />

birli¤i olufluyor, evrensel ölçekte<br />

epey geç tarihe tekabül eder.<br />

Kentleflme olmay›nca demokrasi<br />

bilincinin oluflmas› çok zordur.<br />

Bu kentli s›n›flar›n talebidir. Öyle<br />

bir s›n›f olmay›nca bu talep gelifl-<br />

memifltir. Belediyecilik de ite kaka,<br />

yukar›dan afla¤›ya zorla bafllam›fl.<br />

Tar›msal alanlarda istihdam<br />

yarat›lamay›nca büyük göç dalgalar›<br />

bafllay›nca flehirler muazzam<br />

rant kap›lar› haline dönüflmüfl.<br />

Son zamanlarda daha modern ölçekler<br />

içinde belediyecilik anlay›-<br />

fl› olsa bile hali ortada. Ulafl›m,<br />

teknoloji, iç pazar›n geniflli¤i,<br />

kentleflme <strong>ve</strong> benzeri unsurlar zay›f<br />

kald›¤› zaman onun siyasi demokrasiyi<br />

nas›l etkiledi¤i gündelik<br />

hayat içinde gözlenebilir.<br />

Meselenin bir baflka boyutu<br />

da bu topraklardaki halk›n siyasi<br />

otoritenin yasland›¤› kesim olarak<br />

Müslüman olmas›. Müslümanl›¤›n<br />

reforma aç›k olmamas›,<br />

y›llar y›l› alttan alta iflleyen çat›flmalar›n<br />

da sebebi olmufltur. Katoliklik<br />

de reforma engeldi diye<br />

akla gelebilir ama diyelimki ‹talya’da<br />

ulusal birlik sa¤lan›rken<br />

kent devletleri aras›nda ona öncülük<br />

eden burjuvazi var. Türkiye’de<br />

böyle bir s›n›f da geliflmedi-<br />

¤i için, onlar gibi “Vatikan’›n topraklar›na<br />

el koyma” benzeri bir<br />

hamle gerçekleflemedi. Bu ayn›<br />

zamanda Türkiye toplumunda <strong>ve</strong><br />

tarihinde önemli bir kadere sebebiyet<br />

<strong>ve</strong>rdi. Devlet hep reformcu<br />

demokrasi ile dinci muhafazakar<br />

bir kesimin çat›flmas›ndan kurtulamad›.<br />

Üçüncü Selim’den, Tanzimattan,<br />

31 Mart vakas›ndan,<br />

Cumhuriyetten, Kemalist devrimlerden,<br />

DP iktidar›na kadar<br />

tarihin böyle bir okunabilir taraf›<br />

da vard›r. Türkiye muhtelif tezahürleri,<br />

karanl›¤› sürekli yaflayagelmifltir.<br />

Her dönemde de yoksul<br />

halk›n büyük kesimi dinci, muhafazakar<br />

kesimin yan›nda olagelmifl,<br />

bugün de farkl› de¤ildir.<br />

fiimdi karfl› karfl›ya kald›¤›m›z,<br />

evrensel ölçekte sorunlar bunlard›r.<br />

Bu sorunlar› bilerek görerek,<br />

hayat›n gerçekli¤inden geri durmaks›z›n,<br />

onu iyi anlay›p ona göre<br />

hareket etmekte fayda vard›r<br />

diye düflünüyorum.<br />

Çok uzun y›llard›r afl›r› iyimserlik<br />

nedeniyle önemli hatalar<br />

yapt›¤›m›z kanaatindeyim. Bizim<br />

gibi insanlar›n yani yaflanabilir<br />

bir gelecek için bir araya gelen insanlar›n<br />

bafl› belada diyebiliriz.<br />

Çünkü biraz ak›l <strong>ve</strong> vicdan sahibi<br />

olan bu ülkenin insanlar›n›n, bu<br />

beladan kaç›nmas› çok kolay de-<br />

¤il hatta mümkün de¤ildir. Bu,<br />

insan›n bafl›n› gönüllü olarak belaya<br />

sokmas›d›r. Bütün bu kötülük<br />

ile u¤raflmak buna müdahale<br />

etmek bu ülkenin yaflanabilir gelecek<br />

öngören ak›l <strong>ve</strong> vicdan sahibi<br />

insanlar›n›n kaçamayaca¤› bir<br />

görevdir. Bir kad›n mahkumun<br />

kanserden ölüm döfle¤inde iken,<br />

yasalar›n bile uygulanmad›¤› durumda,<br />

bizim gibi insanlar›n susmayaca¤›,<br />

müdahil olaca¤› durumda<br />

bafl›m›z beladad›r. O belaya<br />

da biz eyvallah diyoruz.<br />

Arkadafllar bu müdahale edece¤imiz<br />

fley nedir diye bakt›¤›-<br />

m›zda benim için; kapitalizmin<br />

afl›lmas› gerekti¤ini düflüyorum.<br />

‹nsan›n kendi üretti¤ine yabanc›-<br />

laflmas›, köleleflmesi, insanlar›n<br />

büyük bir bölümünün insan onuruna<br />

yak›flmayacak koflullarda yafl›yor<br />

olmas› zaten sorunun ne oldu¤una<br />

bafll›bafl›na iflaret ediyor.<br />

Kapitalizmi aflma fikrinden söz<br />

ediyorum ama, bu bizim akl›m›za<br />

ilk defa gelmiyor. Kapitalizmin<br />

daha ilk dönemlerinden bu yana,<br />

bu sistemden ma¤dur olmufl kesimler,<br />

bu mücadele içinde oldular.<br />

Marks’›n Kapital’de yapt›¤›<br />

kapitalizmin elefltirisi <strong>ve</strong> Manifesto’da<br />

yapt›¤› bu çarp›c› tablonun<br />

bize yöneltti¤i ça¤r›n›n hala baki<br />

oldu¤una inan›yorum. Öncelikle<br />

alt›n› çizmek istedi¤im husus bu.<br />

Ancak flunu da gözard› etmemek<br />

gerekir. Manifesto 1848 y›l›nda<br />

yaz›lm›flt›r, 1872 bask›s›n›n önsözünde<br />

Marks <strong>ve</strong> Engels flöyle der:<br />

“Manifestonun kendisinin her yerde<br />

<strong>ve</strong> her zaman belirtildi¤i gibi burada<br />

yaz›lan ilkelerin pratikte uygulanmas›,<br />

var olan tarihsel koflullara<br />

ba¤l› olacakt›r.” Yaz›ld›ktan<br />

24 sene sonra yani k›sa bir süre<br />

buna iflaret etmifllerdir. ‹çinde<br />

bulundu¤umuz tarihsel koflullar<br />

için yeni kavramlar, anlay›fllar gelifltirmek<br />

durumunday›z. Siyase-<br />

60 <strong>Harita</strong> <strong>ve</strong> <strong>Kadastro</strong> Mühendisleri Odas› ‹zmir fiubesi 8. Yaz E¤itim Kamp› - 2009 Foça/‹zmir<br />

60


4 . O T U R U M<br />

tin eski kavramlar› ile gelecek infla<br />

etmek mümkün de¤ildir arkadafllar.<br />

Marksizmin 20. Yüzy›ldaki<br />

serü<strong>ve</strong>nine bakt›¤›m›z zaman,<br />

asl›nda yaflanan da bundan çok<br />

farkl› de¤ildir. Kapitalizmin, emperyalizm<br />

evresini anlamam›z<br />

için buna Lenin, Rosa Lüksemburg’un<br />

müdahalesi gerekmiflti.<br />

Bir toplumun devlet <strong>ve</strong>ya kapitalist<br />

sistem taraf›ndan yönetilmesinin<br />

sadece bask› araçlar›yla de-<br />

¤il ayn› zamanda o toplumun zaaf›n›<br />

sa¤layacak hegemonya araçlar›yla<br />

gerçekleflti¤i, buradan yola<br />

ç›karak sivil toplum, oradan yola<br />

ç›karak bir refah devleti fikriyle<br />

bu konularda aç›l›m getiren<br />

Gramsci’ye ihtiyac›m›z olmufltur,<br />

böyle zenginleflebilmifltir.<br />

Üretim iliflkilerini yukar›dan<br />

afla¤›ya de¤ifltirseniz bile; bir sosyalist<br />

toplum yaratman›n insanlar›n<br />

hayat›nda, kültürel yaflamlar›nda<br />

bir dönüflüm sa¤lanamazsa<br />

mümkün olmayaca¤›na iflaret<br />

eden; bir Mao’ya, Frankfurt Okuluna<br />

ihtiyaç vard›r. Dolay›s›yla<br />

Marksizmin tarihi bir dogmalar<br />

y›¤›n› de¤il, süreç içinde o düflünceyi<br />

zenginlefltiren insanlar›n<br />

müdahaleleriyle sürekli kendini<br />

evrilten, gelifltiren anlay›fl olmufltur.<br />

Bunu gözden kaç›rmamam›z<br />

gerekiyor. Bugün de yapmam›z<br />

gereken bu anlay›fla sahip ç›kmaktan<br />

ibarettir. Bu son krizle<br />

ortaya ç›kt› ki, kapitalizm de<br />

önemli yap›sal de¤ifliklikler geçirmifltir.<br />

Endüstriyel merkezli<br />

üretim iliflkilerinden finans merkezli<br />

hizmet anlay›fla yönelmesi<br />

80-90’lar boyunda devam eden<br />

neoliberalizm, kamusal fikrin<br />

yerle bir olmas›, tüketim odakl›<br />

kapitalizm anlay›fl›n›n öne ç›kmas›,<br />

gündelik hayat›m›zda yaflad›klar›m›z,<br />

bütün bunlar bizlerin<br />

insanlar› ikna edebilecek argümanlar<br />

gelifltirmesini flart k›lm›flt›r.<br />

Kamusal iyi fikri, art›k kamu<br />

taraf›ndan bile tehlikeli bulunuyor.<br />

Ekonomik, siyasi iktidar›m›z<br />

sars›l›r gibi fleylerden söz edebiliyor<br />

insanlar. Neyse ki 2008 krizi<br />

insanlar›n akl›n›n bafl›na gelmesine<br />

sebep oldu. Bu kriz karfl›s›nda<br />

dahi kapitalizmin toplumsal kesimler<br />

taraf›ndan inand›r›c› bulunan<br />

bir alternatifi maalesef hala<br />

yok. Bu krizden etkilenen önümüzde<br />

daha a¤›r bir darbe ile sars›lacak,<br />

sokaklara ç›kacak kitleler<br />

ne yapacak diye düflünüyoruz.<br />

Almanya, Fransa’da ne yapacak<br />

Bu tür sonuçlarla karfl›laflmak<br />

mümkün. Yak›p y›kabilirler, ama<br />

ne vaat etti¤i konusunda hala bir<br />

fikrimiz yok. Hem alternatif, hem<br />

de toplum nezlinde inand›r›c›<br />

projelerimizin olmas› gerekiyor.<br />

Burada da bir noktan›n alt›n› çizip,<br />

toparl›yorum.<br />

<strong>Gelecek</strong> biraz tehlike bar›nd›-<br />

r›yor. Asl›nda “gelecek” diye bir<br />

fley yoktur, “bugün” vard›r. <strong>Gelecek</strong>te<br />

sosyalist bir toplum infla<br />

edilece¤i fikri ile bir önceki sosyalizm<br />

deneyiminde o kuflat›lm›fll›k<br />

koflullar› alt›nda bir sosyalist<br />

devlet kurmay› baflarm›flt› önceki<br />

sosyalistler. Sosyalist devletin<br />

kendisi sosyalist toplum yaratma<br />

arac› haline gelemedi¤i gibi onun<br />

dahi önünde engel teflkil etti. 80-<br />

90 y›ll›k süreçte ç›karaca¤›m›z en<br />

önemli deneyimlerden birisidir.<br />

Bir ayg›tla ele geçirdi¤iniz toplumu<br />

infla etmek, gelece¤ini ertelemek<br />

gibi bir fley söz konusu olamaz.<br />

<strong>Yaflanabilir</strong> gelece¤i infla etmenin<br />

yegane yolu bugünün siyasetinden<br />

geçmektedir. Bugün<br />

do¤ru bir siyasi çizgi ile müdahale<br />

edersek, do¤ru kavramlar, do¤ru<br />

siyasi anlay›flla zaten gelece¤in<br />

do¤ru siyasetini infla ediyoruz demektir.<br />

Bunun için de iki koflul<br />

vard›r; dogmatizmden kesinlikle<br />

uzak durup, cesur bir hayal gücüne<br />

sahip olmak; ikincisi zihnin<br />

kötümserli¤i karfl›s›nda iradenin<br />

iyimserli¤ini öne ç›karmakt›r.<br />

fiimdilik söyleyeceklerim bunlar,<br />

teflekkür ederim.<br />

Aziz KONUKMAN<br />

Teflekkür ederim, Bostanc›o¤lu,<br />

konuyu çok güzel anlatt›. Sosyalist<br />

devlet yarat›ld› ama sosyalist<br />

toplum yarat›lamad›, dedi.<br />

Buras› çok önemli; devlete araçsal<br />

yaklaflan Marksist anlay›fllar var.<br />

Devleti ele geçirirsek herfley arkas›ndan<br />

gelir mant›¤›yla olmuyor.<br />

En az›ndan bu gelecek projesi ile<br />

ilgili masaya yat›r›lmas› gereken<br />

önemli bir tespitti. fiimdi sözü<br />

sevgili Hayri’ye <strong>ve</strong>riyorum.<br />

Hayri KOZANO⁄LU<br />

Merhaba arkadafllar, her zaman<br />

gençler karfl›s›nda konuflmak<br />

zevkli <strong>ve</strong> heyecan <strong>ve</strong>rici, insana<br />

sorumluluk hissini hat›rlatan<br />

bir f›rsat. Bu kadar güzel bir<br />

manzara <strong>ve</strong> do¤ada çok az konuflma<br />

f›rsat› bulmufluzdur. ‹ktisad›,<br />

kendi terminolojisiyle tarif edersek,<br />

flu anda yap›lan konuflmalar›n<br />

f›rsat maliyeti çok yüksek. fiu<br />

anda burada bulunmasan›z, denize<br />

girmek, günefllenmek, do¤ada<br />

yürüyüfl yapmak gibi çekici alternatiflere<br />

sahipsiniz. Bu insana ayr›<br />

bir sorumluluk hissi <strong>ve</strong>riyor.<br />

Adnan’›n söyledi¤inin tersine<br />

isimlerimizin önüne belirli s›fatlar<br />

gelse de, konuflurken her zaman<br />

belirli bir tedirginlik, heyecan,<br />

sorumluluk hissediyoruz. Bu<br />

ünvanlarla dünyaya gelmedik. Bir<br />

televizyon program›na kat›lm›fl-<br />

<strong>Harita</strong> <strong>ve</strong> <strong>Kadastro</strong> Mühendisleri Odas› ‹zmir fiubesi 8. Yaz E¤itim Kamp› - 2009 Foça/‹zmir 61


4 . O T U R U M<br />

t›m ö¤retim elemanlar›n›n temsilcisi<br />

olarak, geçmiflte kaybetti¤imiz<br />

ö¤retim üyelerinden, faflist<br />

sald›r›larda kaybetti¤imiz ö¤retim<br />

üyelerinden bahsetmek istedim.<br />

Eski Ülkü Ocaklar› baflkan›,<br />

“seni hiç forumlarda konuflturmad›lar<br />

galiba” dedi. Ben de flu cevab›<br />

<strong>ve</strong>rdim ama ekranlara yans›yamad›:<br />

“E<strong>ve</strong>t ben fazla konuflma f›rsat›<br />

bulamad›m, en yetenekli, en iyi<br />

konuflan arkadafllar›m›z› siz öldürdünüz,<br />

ondan sonra gelenlere de<br />

devlet bu f›rsat› <strong>ve</strong>rmedi, onun için<br />

bizim gibi insanlara konuflma sorumlulu¤u<br />

kald›”. Ali K›rca “bu<br />

kadar gerginleflmesin” dedi.<br />

‹nsan her zaman gençli¤ine<br />

dönüyor <strong>ve</strong> gelecek dedi¤i zaman<br />

biz nas›l bakard›k, ona bak›yor.<br />

Çok kestirme olarak flunlar› söyleyebilirim.<br />

Biz sizlere göre daha<br />

flansl›yd›k. Yaflad›¤›m›z dünyan›n<br />

çok eflitsiz, adaletsiz dünya oldu-<br />

¤unu düflünüyorduk, Türkiye’nin<br />

bu durumda oldu¤unu düflünüyorduk.<br />

Ama gelece¤in bize ait<br />

oldu¤una daha eflitlikçi, paylafl›mc›,<br />

daha dayan›flmac› bir dünyaya<br />

yelken açaca¤›m›za inan›-<br />

yorduk. Tabii endiflemiz vard›.<br />

De¤iflik gruplar, fraksiyonlar at›<br />

al›p Üsküdar› geçer mi Onlar<br />

kendi projelerini gerçeklefltirirken<br />

biz kenarda yaya kal›r m›y›z<br />

diye endiflemiz vard›. Genel olarak<br />

gelece¤in emekten, sosyalizmden<br />

yana oldu¤una inan›yorduk.<br />

Bu bizi karamsarl›¤a sürüklememeli.<br />

Toplumsal olaylar çok<br />

h›zl› akar, karamsarl›k dönemlerinin<br />

hemen arkas›ndan, insana<br />

umut <strong>ve</strong>ren, gelece¤e daha heyecanla<br />

bakmam›z› teflvik eden dönemler<br />

gelebilir. Bize bazen, belli<br />

kavramlar›, de¤erleri kulland›¤›-<br />

m›z zaman “siz geçmifli mi tekrar<br />

edeceksiniz” diye soruyorlar. Bugün<br />

kim geçmifli tekrar etmek isterse<br />

yaya kal›r. Geçmiflte halk›n,<br />

genifl kitlelerin umudu olmak,<br />

gelece¤in farkl› bir toplumsal sistemden<br />

yana oldu¤una inanmak<br />

<strong>ve</strong> en az›ndan kitlelerin belirli bir<br />

k›sm›n› inand›rmak ad›na keflke<br />

geçmifli tekrar edebilsek. Bir gelecek<br />

olabilmesi için geçmifli de aflmak<br />

laz›m. Bizler gelece¤in geçmiflin<br />

elefltirisinden yükselece¤ine<br />

inanan insanlar›z. Bugün geçmifle<br />

öyle bir sald›r› var ki, büyük<br />

öz<strong>ve</strong>rilerle kendi gelece¤ini, kendi<br />

yaflam›n› feda ederek, daha iyi<br />

bir gelecek için mücadele eden<br />

insanlara o kadar haks›z, vicdans›z<br />

sald›r› var ki, buna gö¤üs germek<br />

sorumlulu¤unu hissediyoruz.<br />

Bu bazen bizi geçmifle elefltirel<br />

yaklaflma fikrinden de uzaklaflt›rabilir.<br />

Bu o anlamda böyle<br />

rahat ortamlarda geçmifle de elefltirel<br />

yaklaflmal›y›z ama geçmiflte<br />

iyi, güzel, dürüst olan ne varsa<br />

bunu da unutmamal›y›z. Bildi¤iniz<br />

gibi geçmifli olmayan›n gelece¤i<br />

de olmaz.<br />

Ben buraya dünyadaki krizle<br />

ilgili bir sunufl yapmaya gelmifltim.<br />

Bundan sonra ona de¤inece-<br />

¤im. Politikayla bafltan iliflkisini<br />

kurmak gerekirse bizler s›fatlar›-<br />

m›z iktisatç› ö¤retim üyesi olsa<br />

da uzun süre hakim k›l›nan mevcut<br />

anlay›fl›n bize dayatt›¤›n›n<br />

tersine; ekonominin insan ihtiyaçlar›ndan,<br />

toplumsal ihtiyaçlardan<br />

kopuk, kendine göre kurallar›,<br />

mant›¤› olan <strong>ve</strong> piyasan›n ulaflt›¤›<br />

sonuçlar› kaç›n›lmaz gerçek,<br />

kader olarak kabul etmemiz gereken<br />

bir alan olmad›¤›n› söylemeliyiz.<br />

Tam tersine, insanlar›n sorunlar›na<br />

çözüm getirilmesi gereken,<br />

toplumsal ihtiyaçlar›n› karfl›lamak<br />

için seferber olunmas›<br />

gereken bir alan oldu¤unu düflünüyorum.<br />

Sizlerin de bildi¤i gibi, dünya<br />

çok ciddi bir krizden geçiyor. Bu<br />

bir anlamda kapitalist küreselleflmenin<br />

ilk krizi. Bu krizi de¤erlendirirken<br />

bir olumlu, bir de<br />

olumsuz analiz yapmak mümkün.<br />

‹nsanl›k çok daha fazla iflsizlik,<br />

yoksulluk, d›fllanma ile karfl›-<br />

laflacak. Türkiye’de iflsizlik %15’i<br />

aflt›. ILO’nun son istatistikleri 50<br />

milyon insan›n iflsizler kervan›na<br />

eklenece¤ini gösteriyor. Açl›k istatistiklerine<br />

bakt›¤›n›z zaman s›-<br />

n›rl› bir geliflmenin ard›ndan gittikçe<br />

açlar›n, yoksullar›n artaca-<br />

¤›n› görüyoruz. Hindistan <strong>ve</strong> Çin<br />

gibi dünya nüfusunun neredeyse<br />

yüzde 40’›na sahip bu iki ülkenin<br />

açlar›n›n say›s› etkilidir. ‹nsanl›-<br />

¤›n yak›n gelecekte önünde parlak<br />

bir tablo olmayaca¤›n› söyleyebiliriz.<br />

Kapitalizmin, küreselleflmenin,<br />

serbest piyasa düzeninin<br />

getirdi¤i bütün önceliklerin<br />

piyasa mant›¤› ile flekillendirilmifl<br />

varl›¤›n›n afl›naca¤›, inanc›n› yitirece¤i,<br />

bu içinde yaflad›¤›m›z düzenin<br />

de¤iflmez, insanlar›n mutlaka<br />

itaat göstermeleri gereken<br />

bir düzen olmad›¤›, alternatif<br />

toplum biçimlerinin insanlar› orgazine<br />

etme seçeneklerinin insanlar›n<br />

önünde oldu¤unu, bizim<br />

daha gü<strong>ve</strong>renek yüksek sesle söyledi¤imiz<br />

<strong>ve</strong> umut etti¤imizde,<br />

insanlar› daha kolay inand›rabilece¤imiz<br />

süreç var.<br />

Hiç bir fley kendili¤inden olmuyor.<br />

‹nsanlar›n kriz oldu¤undan,<br />

daha fazla iflsizlik <strong>ve</strong> yoksulluk<br />

oldu¤undan örgütlenip, düzeni<br />

de¤ifltirmek için yola ç›kaca-<br />

¤›n› söyleyemeyiz. Buradaki en<br />

genç insan›n bile bir flekilde örgütlü<br />

toplumu benimsemifl, tutunmufl<br />

insanlar oldu¤unu söyleyebiliriz.<br />

Sizler ö¤rencili¤inizde<br />

bile meslek kuruluflunun bir parças›s›n›z.<br />

Burada bulunuyorsunuz.<br />

Tüm insanlar›n kurtuluflu,<br />

bunu benimsemesiyle olacak.<br />

Yaflanan kriz s›ras›nda benim<br />

en fazla akl›mda kalan; Amerikal›<br />

doland›r›c› m› <strong>ve</strong>ya para madrabaz›<br />

m› diyelim, Bernie Meydorf’un<br />

yat›r›mc›lar›n› 57 milyar<br />

dolar zarara u¤ratmas›d›r. Bu<br />

krizle birlikte, rakamlara iliflkin<br />

bilgilerimizin hepsi sars›ld›. Buras›<br />

ne kadar güzel turistik bir<br />

yöre, bütün Türkiye’de turizm<br />

gelirleri toplam› 11 milyar dolar›<br />

daha yeni yeni aflmaya bafllad›.<br />

Henüz 20 milyar dolar› bile bulamad›.<br />

Düflünün tek bir kifli yat›-<br />

r›mc›lardan para topluyor <strong>ve</strong><br />

onlar› 57 milyar dolarl›k zarara<br />

u¤rat›yor. Bu zarar›n ne kadar›<br />

gerçek bu da ayr› bir fley.<br />

Kapitalizmin insanlara mutlu-<br />

62<br />

<strong>Harita</strong> <strong>ve</strong> <strong>Kadastro</strong> Mühendisleri Odas› ‹zmir fiubesi 8. Yaz E¤itim Kamp› - 2009 Foça/‹zmir


4 . O T U R U M<br />

luk getirece¤i, insanl›¤›n önünü<br />

açaca¤›, bütün çal›flanlar›n gayret<br />

gösterenlerin, tembel, miskin insanlar<br />

d›fl›nda herkesin gemisinin<br />

yüzece¤i, herkesin yelkeninin fliflece¤i<br />

bir toplum, bir dünya vaadi<br />

belki yaland›. ‹nsanlar bunun<br />

hepsini sorgulamak <strong>ve</strong> yeniden<br />

gelece¤e yönelik tasar›mlar›n›<br />

düflünmek zorunda. Özellikle<br />

80’li y›llardan beri çok büyük<br />

ideolojik bombard›manla karfl›<br />

karfl›yay›z.<br />

‹nsanlar mesleki örgütlenmenin,<br />

kollektif dayan›flman›n, sendikal<br />

örgütlenmenin de¤il de bireysel<br />

mücadelenin, h›rs›n, ne<br />

pahas›na olursa olsun kazanma<br />

güdüsünün Türkiye’yi düzlü¤e<br />

ç›kartaca¤›, örgütlü toplum de¤il,<br />

gemisini kurtaran kaptan anlay›-<br />

fl›n›n, bugünkü ça¤dafl anlay›fl›<br />

temsil etti¤i düflüncesi Özal ile<br />

birlikte yayg›nlaflt›. Bugün sa¤ <strong>ve</strong><br />

sol, AKP’li liberal muhafazakarlar<br />

bir anlamda atalar› olarak Özal’›<br />

kabul ediyorlar, ona toz kondurmuyorlar.<br />

Dünyada bu anlay›fl Reagan<br />

ile Thacher ile “toplumlar yoktur,<br />

bireyler vard›r. Ç›kar›n› düflünen<br />

insanlar vard›r” anlay›fl› ile geçerlilik<br />

kazanm›fllard›r.<br />

‹çinde yaflad›¤›m›z neoliberal<br />

süreci üç aflamaya ay›rabiliriz. Bir<br />

ülkenin içinde mal piyasas›n›n,<br />

emek piyasas›n›n insani de¤erlerden,<br />

dayan›flma, kollektif de¤erler<br />

d›fl›nda tamamen rekabete dayal›<br />

piyasa ile de¤erlendirilmesi<br />

gerekti¤i, buna ba¤l› olarak d›fl ticaretin<br />

liberalleflmesi, kamusal<br />

mallar›n ortadan kald›r›lmas›,<br />

özellefltirilerek kamu iflletmelerinin<br />

tasfiye edilmesi anlay›fl›n› genel<br />

olarak neoliberalizm olarak<br />

sunabiliriz. Bunun ikinci aflamas›,<br />

bu anlay›fl›n ‹ngiltere, Amerika’da<br />

Kohl ile birlikte Almanya’da<br />

<strong>ve</strong> Avrupa’da yayg›nlaflan<br />

anlay›fl›n dünyan›n bütün co¤rafyalar›na<br />

yay›lmas›. Kapitalist iliflkilerin,<br />

Afrika gibi çok parlak görülmeyen<br />

dünyan›n s›n›rl› co¤rafyalar›nda<br />

bütün dünyaya bu<br />

anlay›fl›n, bu kurgunun yayg›nlaflmas›na<br />

küreselleflme diyebiliriz.<br />

Bugün yaflad›¤›m›z süreç ise<br />

bunun üçüncü bir aflamas›n›n; finansallaflman›n<br />

gelmesiyle büyük<br />

karlar›n, kazançlar›n finans sektöründen<br />

elde edilmesi, bir taraftan<br />

da sade vatandafl›n günlük<br />

hayat› içinde bunun bir parças›<br />

olmas›d›r. Bir anlamda bu hem<br />

yeni bir kar alan› oluflturdu, hem<br />

de kapitalizmin mevcut krizini<br />

erteledi. Kenarda 800 lira paras›<br />

olan, tan›d›k birini bulup borsaya<br />

yat›r›yor, borsa yüzde 2-3 düfltü-<br />

¤ü zaman eyvah diyor. Cebindeki<br />

100 dolar <strong>ve</strong>ya euro’nun ona özgürlük<br />

<strong>ve</strong>rece¤ini düflünüyor.<br />

Bunun ötesinde ABD’de bafllay›p<br />

bütün dünyaya yay›lan; e¤itim,<br />

sa¤l›k, konut gibi temel insani<br />

hizmetlerden yararlan›rken,<br />

çok karmafl›k finansal hesaplar›n<br />

içine düflüldü. Bunun en güzel<br />

örne¤i 25-30 y›ll›k vadelerle insanlara<br />

ev sat›fl›d›r. ‹nsanlar konut<br />

ihtiyac›n›n karfl›land›¤›n› düflününce<br />

baflka yerlere harcayacaklar›<br />

paralar› oluyor. Bir flekilde<br />

ekonomide hareketlilik görülüyor.<br />

Bu öyle bir noktaya vard› ki,<br />

önce çok s›k› bir denetimden geçirilirken,<br />

örne¤in Afro-Amerikal›lar,<br />

Hispaniklere bu olanak <strong>ve</strong>rilmezken<br />

son aflamada zorla onlara<br />

dahi ödeyemeyecekleri evler<br />

pazarlan›yor. Bu balonun iyice<br />

fliflmesi bu sonucu do¤rudu.<br />

Dünya, faizlerin düfltü¤ü bir<br />

likidite denizine bo¤ulunca, bütün<br />

varl›k fiyatlar› fliflti. ‹nsanlar<br />

kendilerini gittikçe daha zengin<br />

hissediyor. Evinin de¤eri artan<br />

insan, 3000 dolar geliri varken<br />

4000 dolar harcayabiliyor, bu<br />

arada borsa yat›r›mlar› yükselince<br />

insanlar kendilerini daha güçlü,<br />

mutlu hissediyor. Haftada iki<br />

yevmiyeye giden üç gidiyor. Y›lda<br />

iki tatile ç›kan, dört tatile ç›k›yor,<br />

böylece kriz <strong>ve</strong> yoksulluk gittikçe<br />

erteleniyor. Bugün zemberek tam<br />

tersine döndü. Sorunsuz kapitalizme<br />

geçildi¤i hissi bir anda da-<br />

¤›ld›. fiu anda k›sa bir toparlanma<br />

hakim ama benim kiflisel tahminim<br />

bu krizin tekrarlayaca¤› <strong>ve</strong><br />

uzayaca¤› yönünde.<br />

Krizle birlikte evinin de¤erinin<br />

düfltü¤ünü gören <strong>ve</strong> fakirleflti¤ini<br />

düflünen insanlar, harcamalar›n›<br />

olmas› gerekenin alt›na<br />

çekti, iflsizleri gören çal›flanlar<br />

belki ben de iflsiz kal›r›m diye<br />

harcamalar›n› k›st› <strong>ve</strong> böylece<br />

kriz daha da derinleflti. Bu krizin<br />

çözümü bence yoksullardad›r.<br />

Toplumda en yoksul insanlar ilk<br />

olarak gelire sahip olmas› gereken;<br />

e¤itim, sa¤l›k, sosyal gü<strong>ve</strong>nlik,<br />

toplu tafl›ma <strong>ve</strong> konut gibi<br />

hizmetlere kavuflmas› gereken insanlard›r.<br />

Bir ekonomik mekanizma<br />

olarak böyle bir dönemde sistemin<br />

rahatlamas›n› sa¤layacak<br />

olan yoksullar›n ekonomik olarak<br />

desteklenmesidir. Çünkü, “çok<br />

yer gezdim, görece¤im yer kalmad›<br />

bu y›l tatile gitmeyeyim” diyen<br />

<strong>ve</strong>ya haftada iki-üç kez d›flar›da<br />

yemek yerken, al›fl<strong>ve</strong>rifl yap›p<br />

piflirdi¤i yeme¤ini televizyonun<br />

karfl›s›nda yemeyi düflünenler<br />

olabilir. Ama kimse çocu¤una<br />

“bugün süt <strong>ve</strong>rmeyeyim, yar›n <strong>ve</strong>ririm”<br />

<strong>ve</strong>ya “bu k›fl ›s›nmayay›m,<br />

seneye ›s›n›r›m” demez. Onun<br />

için yoksullar›n harekete geçmesini<br />

sa¤lamak gerekir. K›sa sürede<br />

yoksullara gelir kazand›rmakla<br />

de¤il, toplumun ser<strong>ve</strong>t yap›s›n›n,<br />

mülkiyet yap›s›n›n, ekonomide<br />

karar <strong>ve</strong>rme mekanizmalar›n›n tamamen<br />

gözden geçirilmesi, yeniden<br />

belirlenmesiyle mümkün.<br />

Bizlere neler yapmak düfler<br />

derseniz, bence çok farkl› alanlarda<br />

sorumluluklar düfltü¤ünü düflünüyorum.<br />

‹nsanlar›n emekçi<br />

kimli¤i ile bulunduklar› yerde<br />

mücadele etmeleri, kendi iflyerlerini,<br />

istihdamlar›n› korumak,<br />

kendi sektörlerinde bütün eme¤i<br />

ile geçinenlerin istihdam›n› korumak<br />

için mücadele etme sorumlulu¤u<br />

var.<br />

‹kincisi hepimizin tüketici<br />

kimli¤i var. Hepimizde kredi kart›<br />

var. Bu kartlara uygulanan faiz<br />

oranlar›na karfl› hareket etmek<br />

için, temel ihtiyaç maddelerinin<br />

<strong>Harita</strong> <strong>ve</strong> <strong>Kadastro</strong> Mühendisleri Odas› ‹zmir fiubesi 8. Yaz E¤itim Kamp› - 2009 Foça/‹zmir 63


4 . O T U R U M<br />

uygun fiyata bize ulaflmas›n› talep<br />

ederek, örne¤in ulafl›m zamlar›na<br />

karfl› ç›karak, ö¤rencilerin<br />

harçlara karfl› mücadelesi fleklinde<br />

tüketici kimli¤imizle mücadele<br />

etmemiz önemli.<br />

Üçüncü olarak ekolojist pencereden<br />

karfl› durufl olmal›. <strong>Yaflanabilir</strong><br />

dünyay› temel almak, gelecek<br />

nesillere karfl› sorumluluk<br />

hissi tafl›mak çok önemli.<br />

Dördüncü boyutu ise, bizler<br />

her zaman sözün, yetkinin halkta<br />

olmas› gerekti¤ini slogan fleklinde<br />

ifade ederiz. Bankac›l›k, finans<br />

sisteminde, finansal kurumlar›n<br />

demokratik denetimi için dünyada,<br />

Türkiye’de bir f›rsat olmal›.<br />

Çal›flanlar›n yönetimi <strong>ve</strong> denetimine<br />

iliflkin öneriler, planlar<br />

konmal›. Bunun iyi örnekleri yaflanmal›.<br />

Böyle bir mücadelenin<br />

öncelikle anti-kapitalist olmas›<br />

gerekti¤ini düflünüyorum. Üretici<br />

sermaye, finans sermayesi diye<br />

ayr›m koymak pek mümkün de-<br />

¤il. Finans flirketlerinin üretim<br />

aya¤› var, üretim flirketlerinin<br />

kendi finans flirketleri var. Türkiye’de<br />

de öyle. Dolay›s›yla direkt<br />

kapitalist sisteme karfl› ç›karak.<br />

Anti-emperyalist olmak uzun bir<br />

süreç ama en k›sa yoldan flunu<br />

vurgulamak gerekiyor. Bugün<br />

MÜS‹AD üyeleri dahil olmak<br />

üzere uluslararas› tedarik zincirleri<br />

için üretim yap›yor. Yabanc›<br />

sermaye, yerli sermaye ile iç içe<br />

geçmifl durumda. Ulusal sermayeye<br />

sahip ç›k›p da yabanc› sermayeye<br />

karfl› mücadele mümkün<br />

de¤il.<br />

Di¤erleri kadar önemli enternasyonalist<br />

olmal›. Bugün Türkiye’de<br />

yaflananlar›, kendi tan›k olduklar›m›z›<br />

21. Yüzy›l› Türk yüzy›l›<br />

yapma tehlikesine karfl› 7 dü<strong>ve</strong>lin<br />

birleflmesi olarak de¤il, bütün<br />

dünyada yaflanan süreçlerin<br />

Türkiye’ye yans›mas› olarak düflünüyorsak,<br />

bugün Arjantin’de,<br />

Venezuela’da, Güney Afrika, Kore’de<br />

insanlar direniyorsa hem<br />

onlardan ö¤renmek, izlemek hem<br />

de onlarla dayan›flma içinde olmak<br />

çok önemli.<br />

Bizim aç›m›zdan özgürlükçü,<br />

demokrat, insandan yana olmal›-<br />

y›z. ‹nsana inan›yorsak e¤er; hem<br />

dünyada hem de içinde bulundu-<br />

¤umuz toplumda etnik, mezhepsel,<br />

cinsiyetten kaynaklanan ayr›mlar›<br />

f›rsat bilecek, korku <strong>ve</strong> öfkeyi<br />

hakim k›lacak, ›rkç›, dinci<br />

ak›mlara karfl› bütün insanlar›n<br />

kardeflli¤inden, bar›fltan yana,<br />

eflitlikten yana olmal›y›z. Eflitlik<br />

<strong>ve</strong> özgürlü¤ün birbirini tamamlayan<br />

çok önemli iki de¤er oldu¤unu<br />

hiç bir zaman ak›ldan ç›karmamal›y›z.<br />

Adnan konuflmas›n› Gramsci’nin,<br />

“akl›n kötümserli¤i, iradenin<br />

iyimserli¤i” sözü ile bitirdi.<br />

Bugün sermaye de Gramsci’yi çok<br />

hat›rl›yor. R›fat Hisarc›kl›o¤lu da<br />

bir konuflmas›na; “ölmüfl ‹talyan<br />

bir filozof” diye al›nt›yla bafllad›.<br />

Ben de onun meflhur sözüyle bitireyim,<br />

“gerçek, devrimcidir” arkadafllar.<br />

Aziz KONUKMAN<br />

Öncelikle bu paneli düzenleyenleri<br />

kutluyorum. Kavramlara<br />

flöyle dikkatli bakal›m. Çok<br />

önemli bir sözcük var: “<strong>Yaflanabilir</strong>”.<br />

Buradaki bafll›k, “Sürdürülebilir<br />

gelecek için ekonomi <strong>ve</strong> siyaset’<br />

olsayd› bunu Dünya Bankas›<br />

finansa etti, AB fonlar›ndan<br />

da karfl›lan›yor diye gelmez <strong>ve</strong><br />

tepkimi koyard›m. fiu anlafl›l›yor<br />

ki <strong>Harita</strong> Mühendisleri Odas› burada<br />

ciddi bir tav›r koymufl durumda.<br />

Sürdürülebilir kavram›<br />

yerine yaflanabilir kavram›n› koyarak<br />

tavr›n› koymufltur. <strong>Yaflanabilir</strong><br />

demek, bir seçene¤i bar›nd›-<br />

ran bir durum. Var olan› nas›l<br />

sürdürübelirizi, bugün sorun yarat›yor<br />

yar›n nas›l sorun yaratmadan<br />

sürdürebiliriz, kapitalist üretim<br />

iliflkilerini tüm düzeyleri ile<br />

yeniden nas›l üretebilirizi tart›-<br />

flan bir oda yok, tam tersine onu<br />

sorgulayan bir oda var. Bu umut<br />

<strong>ve</strong>rici bir durum.<br />

<strong>Yaflanabilir</strong>, kimin ad›na yaflanabilir<br />

Sermaye ad›na bakarsak<br />

bugünkü kriz bile onlar›n ad›na<br />

yaflanabilir. Krizlerde mülkler el<br />

de¤ifltiriyor, birileri kaybediyor,<br />

birileri kazan›yor; toplam› s›f›r<br />

olan oyundur bence. Kriz herkesi<br />

ezmifl filan de¤il. Kriz bu masada<br />

oturanlar›, sizleri yerin dibine bat›rd›.<br />

Kapitalistlerin bir k›sm› durumunu<br />

düzeltirken, biri k›sm›-<br />

n›n durumunu iyilefltirdi. Al Gore’un<br />

küresel ›s›nma ile ilgili filmini<br />

izledi¤inizde birden onun<br />

ABD’nin baflkan aday› oldu¤unu<br />

unutup heyecanlan›yorsunuz,<br />

sanki onunla birlikte çal›flabilice-<br />

¤inizi düflünüyorsunuz. Siz çözümü<br />

oluflturamazsan›z, birileri<br />

kendi ad›na çözüm bulabiliyor.<br />

<strong>Yaflanabilir</strong> dedi¤imiz zaman genifl<br />

halk y›¤›nlar› aras›ndan bak›-<br />

yoruz. Baflta emekçi kesim olmak<br />

üzere yap›labilir bir model peflindeyiz.<br />

Bunun unsurlar› nedir Bugün<br />

toplumun bir piyasa toplumu<br />

haline dönüfltürülmüfl olmas›d›r.<br />

Bu çok ürkütücü bir fley.<br />

Herfleyi al›n›p sat›labilir hale getiren<br />

bir dünya. Sizin heyecanlar›-<br />

n›z›, vatan-millet, spor, hayal<br />

dünyan›z› herfleyi meta haline getirebiliyorlar.<br />

Gazetelerden birinde<br />

flöyle bir ilan vard›: “Öldükten<br />

sonra rahat etmek istiyorsan›z, filan<br />

tabutlar› ile gömülün”. Bu<br />

müthifl bir fley. Ölüyorsunuz, ötesi<br />

yok. Ama merak edip bunu<br />

araflt›rd›m. Bunun statü oldu¤u-<br />

64<br />

<strong>Harita</strong> <strong>ve</strong> <strong>Kadastro</strong> Mühendisleri Odas› ‹zmir fiubesi 8. Yaz E¤itim Kamp› - 2009 Foça/‹zmir


4 . O T U R U M<br />

nu, yani; ‘sizin peder neyle gömüldü’<br />

‘ya... belli oluyor!’ tarz› bir<br />

anlay›fl... Kapitalizmin dinami¤i<br />

öyle bir durum yarat›yor ki ihtiyaç<br />

olmayan bir fleyi ihtiyaç haline<br />

getiriyor. Sanal dünya gerçekmifl<br />

gibi aktörleri harekete geçirebiliyor.<br />

‹stanbul 2010 kültür kenti<br />

olacak, benim o¤lum bu projede<br />

çal›fl›yor. Kentteki camilerin nas›l<br />

pazarlanabilece¤i üzerine dehflet<br />

tart›flmalar›n yafland›¤›n›, bunlar›<br />

yapanlar›n da sol liberal hocalar<br />

oldu¤unu söyledi. Arap ‹slam›ndan<br />

farkl› bir imajla bunlar›n nas›l<br />

pazarlanaca¤›, nas›l marka yarat›laca¤›<br />

konufluluyor. Birinci<br />

olarak piyasa toplumunun sol ile<br />

iliflkilendirilmesi son derece yanl›fl.<br />

Sola en büyük ihaneti yapm›fl<br />

oluruz. Ne yaz›k ki ideolojik liderlik<br />

bunlar›n elinde. Üstelik<br />

neoliberalizm piyasa toplumu savunma<br />

aç›s›ndan inan›lmaz bir<br />

ortamda darbe yemesine ra¤men<br />

bu noktaya gelmifltir.<br />

“Türkiye’de <strong>ve</strong> Dünyada Ekonomik<br />

Bunal›m”, diye ba¤›ms›z<br />

sosyal bilimcilerin, benim de<br />

üyesi oldu¤um, bir çal›flmas› yay›nland›.<br />

Dünya krizini <strong>ve</strong> yans›-<br />

malar›n› anlat›yor. Türkel Minibafl’›n<br />

bir makalesini oraya koyduk.<br />

Obama’n›n bir sözünü alm›fl<br />

Türkel hoca, “Hofl olmayan kararlar<br />

alaca¤›z. Piyasan›n gerektirdiklerini<br />

bofl <strong>ve</strong>rin, bu kriz bize bir<br />

ders <strong>ve</strong>rdi.” Obama bunlar› söyledi<br />

diye piyasada müthifl bir elefltiri<br />

bafllad›. O güne kadar kamunun<br />

piyasaya müdahaleleri tukaka<br />

ilan edilmifl. Asl›nda konuflman›n<br />

tamam›na bakt›¤›n›zda<br />

onun böyle bir flans› yok, çünkü<br />

Türkel hoca da yazm›fl zaten,<br />

Obama da piyasan›n bir aktörü.<br />

Piyasan›n aktörleri Obama’y› oraya<br />

tafl›d›. Obama’n›n 2010 program›<br />

Bush’u aratacak durumda.<br />

Savafl bütçesinde inan›lmaz art›fllar<br />

var; Afganistan, Pakistan, Ortado¤u<br />

nedeniyle. Dengelemek<br />

için sa¤l›k bütçesine kaynak aktarmak<br />

istiyordu, neoliberaller<br />

sald›r›ya geçti. Obama’n›n gücü<br />

yetmeyecek. Sa¤l›k reformunu<br />

yapabilme ihtimali çok düflük.<br />

Sa¤l›k karnesi olmayan, kay›ts›z<br />

milyonlarca insan var Amerika’da.<br />

Kapitalizmin mabedi say›-<br />

lan yerde insanlar›n yoksullu¤u,<br />

toplumun önemli bir k›sm›n›n<br />

d›fllanm›fll›¤› söz konusu.<br />

Neoliberal ideolojinin hegemonyac›l›¤›n›n<br />

çökmesini kapitalizmin<br />

çökmesi ile eflde¤er tutan<br />

yaklafl›mlar var. Bu da çok do¤ru<br />

de¤il. Kriz, kapitalizmin krizi ise<br />

önemli olan bunu aflmak. Aflarken,<br />

yeri gelir Keynesçi olursunuz,<br />

yeri gelir devletçi, kamulaflt›rmalara<br />

bakarsan›z genifl k›sm›<br />

halk y›¤›nlar› aleyhine yap›lm›fl<br />

düzenlemelerdir. Latin Amerika’daki<br />

kamulaflt›rmalar›, devletlefltirmelerle<br />

kar›flt›r›rsak yanar›z.<br />

Buradaki devletlefltirmeler, sermayenin<br />

kendi aras›ndaki çeliflkisini,<br />

devletin o flirketleri al›p satmas›<br />

<strong>ve</strong> kamusal alana geçmesi ile<br />

olan bir olay, bir süre sonra o flirketler<br />

yine çal›flmaya bafll›yor.<br />

Dolay›s›yla o kavramlar›n da içerikleri<br />

boflalt›lacak bir dönemde.<br />

Türkiye’de flöyle yaz›lar ç›kt›,<br />

‘Amerikan türü sosyalizm geliyor’.<br />

O flirketlerin Amerikan halk›<br />

ad›na el konmas› anlam›na gelmiyor.<br />

Kapitalizm bu durumdan ç›-<br />

kabilmek için kendi içinde ne seçenekler<br />

varsa her birini yeniymifl<br />

gibi her birini ›s›t›p piyasaya<br />

sokacak. Keynesçili¤in gündeme<br />

gelmesi budur.<br />

Siyaset de bu tür piyasa toplumlar›<br />

olufltururken, neoliberal<br />

ekonomiyi flekillendirirken siyasetin<br />

renklili¤i de kayboluyor. Siyaset,<br />

ad› üstünde s›n›fl› toplumda,<br />

örgütler ad›na yürütülen bir<br />

fley. Orada tüzel kifliliklerin mücadele<br />

arenas› var. Devlet zaman<br />

zaman eflit mesafede kal›r, bazen<br />

de aç›k bir flekilde bir taraf›n lehine<br />

kaynak tahsis eder.<br />

Neoliberal ekonomi çökmeden<br />

önce, Türkiye’deki siyasi partilere<br />

bakt›¤›n›z zaman kendine<br />

sol, sosyal demokrat diyen partiler,<br />

faflist partiler hepsinin ekonomik<br />

program› birbirine benzemeye,<br />

özdeflleflmeye bafllad›. Biz sosyal<br />

bilimciler olarak flöyle bir kitap<br />

ç›kard›k: “98’den bu yana IMF<br />

Gözetiminde Tek Siyaset, Tek ‹ktidar.”<br />

Toplum, piyasa toplumunun<br />

aktörlerine dönüflmüfl. Piyasa<br />

toplumu s›n›fl› bir toplum, orada<br />

karfl› durufllar olmas› laz›m. O<br />

kadar homojen bir yap› ortaya<br />

ç›kt› ki, adeta siyasi partilerin iktisat<br />

programlar› birbirinin kopyas›<br />

oldu. Kriz bu aç›dan bir f›rsat<br />

oldu. Ne kadar s›n›fs›z toplum<br />

imaj› <strong>ve</strong>rilirse <strong>ve</strong>rilsin, ne kadar<br />

yönetiflim gibi modellerle, herkesi<br />

dinleyip, görüfl al›yoruz gibi demokrasi<br />

k›l›f› da olan mükemmel<br />

planlanm›fl proje olursa olsun, sonuçta<br />

bu projenin birilerini d›fllad›¤›<br />

ortaya ç›k›yor.<br />

Ayr›ca bugün yoksulluk tan›-<br />

m› da de¤iflti. Biz eskiden üretim<br />

d›fl›nda kalanlara yoksul derdik.<br />

Yoksul, afl›, ifli olmayan, kenar<br />

mahallede oturan, toplumun d›flland›¤›<br />

kesim idi. fiimdi adam flehirde,<br />

merkezde oturuyor, iflçi s›-<br />

n›f›n›n bir parças›, sendikal› ama<br />

çal›flan yoksul. Bunu ben de¤il<br />

ILO söylüyor. Üretim süreçlerinde<br />

bir yoksullaflman›n oldu¤unu<br />

söylüyor. IMF <strong>ve</strong> Dünya Bankas›<br />

programlar› inan›lmaz yoksulluk<br />

üretiyor. Bunu elbette kendileri<br />

de biliyor. Dünya Bankas› içinde<br />

yoksulluk bölümü kuruluyor.<br />

Projesi sosyal riskleri minimalize<br />

etmek. Piyasa toplumu oluflturulurken<br />

IMF programlar› uygulan›rken,<br />

biliniz ki bir kesim ciddi<br />

anlamda yoksullaflacak. Bunun<br />

için “yoksullu¤u azalt›c›, yoksullu-<br />

¤un yönetimi programlar›” ifadeleri<br />

kullan›l›rken, dikkat edin yok<br />

edilmesi sözcü¤ü yok.<br />

fiimdi dinler de ayn› fleyi yap›-<br />

yor. Yoksullu¤u ortadan kald›r›c›<br />

bir din göremezsiniz, hangisi<br />

olursa olsun, z›tlar›n birli¤ini içerir.<br />

Zengin <strong>ve</strong> yoksul mutlaka olacak.<br />

Siyah <strong>ve</strong> beyaz gibi. Hatta<br />

yoksula; “sen çal›flsan, emek <strong>ve</strong>rsen<br />

bu adam gibi olacaks›n. Tembel oldu¤un<br />

için yoksulsun” denecek.<br />

<strong>Harita</strong> <strong>ve</strong> <strong>Kadastro</strong> Mühendisleri Odas› ‹zmir fiubesi 8. Yaz E¤itim Kamp› - 2009 Foça/‹zmir 65


4 . O T U R U M<br />

Zengine de dönüp; “vicdan›n› dinle,<br />

kazand›¤›n›n bir k›sm›n› bu<br />

yoksula <strong>ve</strong>r. Aç oldu¤unu hisset.<br />

Bu ramazanda sana bu imkan› <strong>ve</strong>riyorum.<br />

Sen de aç kal, flu yoksulla<br />

empati kur” denecek.<br />

Sermayenin yoksullu¤u yönetme<br />

politikas›yla, dinci partilerin<br />

yoksullu¤u yönetme politikalar›<br />

inan›lmaz örtüfltü. Fak-fukfon,<br />

müthifl bir program. Vak›flar<br />

kanal›yla bu yard›mlar› da¤›t›yor.<br />

Hepimizi flafl›rtan sonuçlar da yaratt›.<br />

Piyasa bütün bu çeliflkilerle<br />

bu programlar› yaratmas›na ra¤men<br />

kendini sürdürebildi. Sosyal<br />

riskleri azaltma projeleriyle bunlar›<br />

sürdürdü. Bu hükümet büyük<br />

bir fley keflfetti <strong>ve</strong> g›da flirketleri<br />

kurdurdu. Bir flirket olarak<br />

g›da yard›m› yaparsan›z bunun<br />

faturas› <strong>ve</strong>rgiden muaf olacak.<br />

Hem sosyal prestij kazan›yor, buna<br />

sosyal sorumluluk deniyor,<br />

hem de faturas›n› kullan›yor.<br />

Halbuki flöyle olmal›, bu üst zengin<br />

kesimden <strong>ve</strong>rgi olarak al›n›p,<br />

ser<strong>ve</strong>t <strong>ve</strong>rgisi olabilir, kurumlar<br />

<strong>ve</strong>rgisi olabilir, onu da halk ad›na<br />

devletin yapmas› uygun olur,<br />

devlet bütçeden kaynak göstererek<br />

yapabilir. Piyasa toplumunu<br />

oluflturanlar sosyal riskleri de yönetebilir<br />

duruma geliyorlar, Sabanc›<br />

k›z yurdu kurup <strong>ve</strong>rgiden<br />

düflebiliyor.<br />

AKP’nin oyunun düflmemesi<br />

sonucuna flafl›rmamak gerekiyor.<br />

Sosyal risk projesiyle adamlar<br />

bunlar› yönetiyor, sonucu da oy<br />

olarak al›yor. Bunu yerel yönetimler<br />

aya¤› ile çok güzel yap›yor.<br />

Yerel yönetim bütçesinde flu kadar<br />

kaynak ayr›ld› diye bir kay›t<br />

yok. fiirketleri ihaleye ça¤›r›yor,<br />

kazanan›n ramazanda flu kadar<br />

kifliyi doyuraca¤›n›, finanse edece¤ini<br />

de taahüt edecek, flu çocuklar›n<br />

yurt sorununu halledecek,<br />

diyerek sistemi çözüyorlar.<br />

Piyasa toplumunun meflrulu-<br />

¤u düzen partileri taraf›ndan da<br />

benimsenmifl durumda. Fakat sorun,<br />

siyasal düzlemde o meflruiyeti<br />

sa¤layabilecek mekanizmalardan<br />

yoksunluk. Örne¤in sosyal<br />

demokratlar... Atatürkçü<br />

Düflünce Dernekleri, yoksullara<br />

bir fley <strong>ve</strong>remiyor, çünkü sermaye<br />

ile çok ba¤lant›lar› olmad›¤›<br />

için. Sermaye laik olup, çok iyi<br />

para kazanacak, iktidardan nemalanacak,<br />

ADD’ye de ba¤›fl yapacak.<br />

Atatürkçü derneklerin en<br />

büyük problemleri bu oldu. Bunun<br />

için Atatürkçülük ideolojik<br />

düzlemde, hofl, güzel ama somut<br />

projeye geldi¤i zaman adam›n sorununu<br />

çözmüyor. Devlet de çözmüyor.<br />

Toplumsal yap› boflluk<br />

kald›rmaz. O zaman tarikatç›lar<br />

bu bofllu¤u dolduruyor. Piyasac›<br />

toplum dincilerle tarihi ittifak<br />

döneminden geçiyoruz. AKP’nin<br />

ideolojisi ile IMF <strong>ve</strong> Dünya Bankas›n›n<br />

ideolojisi inan›lmaz bir<br />

flekilde örtüflüyor. Bunun siyasete<br />

yans›mas› ise burjuvazinin yasalar›n›n<br />

zaman kayb› olarak görülmesi.<br />

Mecliste tüzük de¤iflikli-<br />

¤i yap›ld›; ço¤u, temel yasa kapsam›nda<br />

görüflülüyor <strong>ve</strong> 15 dakikada<br />

bitiyor. Topyekün maddeler<br />

görüflülüyor. Tek tek maddeler<br />

görüflülürse muhalefet saatlerce<br />

görüflüp, görüflmeyi cumhurbaflkan›na<br />

gidecek yerde t›kayabilir.<br />

Temel yasa gelip bir-iki günde<br />

geçiyor. Ya da geceyar›s› operasyonlar›yla<br />

geçiyor. AKP’nin bugün<br />

oluflturdu¤u yap› resmen faflizan,<br />

sivil bir diktatörlü¤ün hayata<br />

geçirilmesi oldu. O zamana<br />

kadarki burjuvazinin kulland›¤›<br />

usullerin hepsi tarihe kar›flt›.<br />

Böyle bir yap›n›n oldu¤u yerde<br />

seçenek üretebilmek kolay de-<br />

¤il. Sürdürülebilirin yerine yaflanabilir<br />

gelecek; neoliberal politikalardan<br />

kopmay› beraberinde<br />

getiriyor. Onun toplum projesi<br />

çok zor. Ailelerden bafllayarak bu<br />

projeyi uygulaman›n karfl›l›¤›<br />

yok. Karfl›l›¤› olmayan bir fleye<br />

nas›l biz umut <strong>ve</strong>rece¤iz. Yurt sorunu<br />

oluyor, ben yard›mc› olam›-<br />

yorum, çocuklar›n problemi oluyor<br />

yard›mc› olma flans›m yok.<br />

<strong>Yaflanabilir</strong> bir gelecek için ne<br />

yapmal›y›z derken hepimiz flapkam›z›<br />

önümüze koyup düflünmeliyiz.<br />

Hepimizin örgütlerde yer<br />

almas› gerekiyor. Bir arkadafl›m<br />

kaç tane kart›m oldu¤unu sordu-<br />

¤unda ben de banka kartlar›m›<br />

saymaya bafllam›flt›m. Halbuki<br />

hangi örgütlere üye oldu¤umu<br />

sormufltu. O zaman Sinoplular<br />

Derne¤i, bir de Gazi Üni<strong>ve</strong>rsite<br />

Ö¤retim Üyeleri Derne¤i üyesiydim.<br />

Sonra hemen E¤itim-<br />

Sen’e üye oldum <strong>ve</strong> Gazi Üni<strong>ve</strong>rsitesi’nin<br />

temsilcisiyim. Tüketici<br />

Haklar› Derne¤i üyesi oldum. Vatandafl›n<br />

Vergisini Koruma üyesiyim.<br />

Sanal ortamda yaz›lar yaz›-<br />

yorum. Biz örgütlü toplumu oluflturamazsak<br />

piyasa toplumu geçici<br />

bir süre için geri çekilecek ama<br />

bir süre sonra buldozer gibi bizi<br />

ezebilir.<br />

Ulafl F‹L‹Z, YTÜ<br />

Elefltirim olacak, konu <strong>Yaflanabilir</strong><br />

<strong>Gelecek</strong> için Siyaset <strong>ve</strong><br />

Ekonomi ama gelecek önerisi<br />

sunmayan konuflmalar yapt›n›z.<br />

Sosyalistim dediniz ama hiç bir<br />

heyecan tafl›mayan konuflmalar›-<br />

n›z vard› gelecek hakk›nda. Böyle<br />

örgütlü toplumu kuracak kadar<br />

heyecanl›, yapabilirim, diyecek<br />

konuflma yoktu. Burada sloganvari<br />

konuflmaya çok gerek olmayabilir,<br />

biraz daha insanlar›n bir<br />

fleyi merak etmesi için konuflabilirdiniz.<br />

Mesela neden sosyalizm<br />

66<br />

<strong>Harita</strong> <strong>ve</strong> <strong>Kadastro</strong> Mühendisleri Odas› ‹zmir fiubesi 8. Yaz E¤itim Kamp› - 2009 Foça/‹zmir


4 . O T U R U M<br />

istiyoruz Neden demokrasi, ba-<br />

¤›ms›zl›k istiyoruz Sizin birtak›m<br />

örnekler <strong>ve</strong>rerek konuflman›-<br />

z› beklerdim. Türkiye’de herkesin<br />

yaflad›¤› sorunlar var, Venezuela<br />

örne¤i <strong>ve</strong>rmeye gerek yok.<br />

Emekten, bar›fltan yana bir<br />

gelecek diyorsunuz, nas›l bir bar›fl<br />

<strong>ve</strong> demokrasi amaçlad›¤›n›z›<br />

aç›klaman›z› beklerdim.<br />

Do¤a DEM‹RTAfi, ‹TÜ<br />

Adnan beye soruyorum, krizden<br />

bahsettiniz. Demokratik aç›-<br />

l›m gündemin bafl›nda bulunuyor.<br />

Sizce bu aç›l›m›n yap›lmas›<br />

ülkenin gerçek anlamda tüm bileflenlerinin<br />

hak <strong>ve</strong> özgürlükleri<br />

için midir ‹ktidar›n özellikle gücünü<br />

yitirdi¤i bölgelerde tekrar<br />

söz sahibi olabilmek için at›lan<br />

bir ad›m m›d›r Sizce yap›lacak<br />

demokratik aç›l›m hangi niteliklere<br />

sahip olmal›d›r<br />

Salih KARA, Mersin<br />

Üni<strong>ve</strong>rsitesi<br />

Üçünüzün konuflmas›n› da<br />

çok besleyici buldum. <strong>Yaflanabilir</strong><br />

gelecek gibi bir bafll›¤›n yaflanabilir<br />

olmas›na dikkat çekmek, asl›nda<br />

birçok fleyi ifade etmek anlam›na<br />

geliyor. Adnan hocan›n<br />

söyledi¤i gibi kimse savafl yanl›s›<br />

de¤ildir. Burjuvazi de kendi iktidar›n›<br />

<strong>ve</strong> dayanaklar›n› korumak<br />

için bar›fl yanl›s›d›r. Ama savafl<br />

karfl›t› olmak bambaflka bir fleydir.<br />

Kapitalizmde tüm toplumlar<br />

büyük ölçüde vicdan tahribat›na<br />

u¤rad›. Bu çok önemli bence. <strong>Yaflanabilir</strong><br />

gelece¤e dair söylemlerimizde<br />

tüm dünya toplumlar›n›n<br />

bu vicdans›zl›¤›n› dikkate almak<br />

zorunday›z. Ciddi bir kiflilik deformasyonu<br />

var. Bunun üzerine<br />

kurulacak sosyalizm ne kadar<br />

sa¤lam olabilir.<br />

Adnan hocan›n konuflmas›<br />

iyimserlik, Aziz hocan›n son sözü<br />

örgüt, Hayri hocan›n ise devrim<br />

oldu. Burada çok önemli bir birliktelik<br />

oldu. ‹yimserlik, örgüt <strong>ve</strong><br />

devrim yaflanabilir gelece¤in<br />

anahtar sözcükleridir.<br />

Hayri hocaya flunu sormak istiyorum.<br />

Bu bahsetti¤imiz deformasyon<br />

içinde insanlar›n bir sonraki<br />

yaflamlar› üzerinde, insani<br />

koflullarda, sosyal bir yap› içinde<br />

rol almas›n›n ekonomik dayanaklar›<br />

bugünün tezahürlerini nas›l<br />

aflacak<br />

Mustafa Onur G‹R‹fiKEN,<br />

‹TÜ<br />

Adnan a¤abeye flunu sormak<br />

istiyorum. NTV ailesini özellikle<br />

takip etmeye çal›fl›yorum. Siz genel<br />

yay›n yönetmeni olarak, sosyalist<br />

kimli¤inizi haber yaparken<br />

arka plana atabiliyor musunuz<br />

Gerekli mi Bu etik midir Özellikle<br />

merak etti¤im için söylüyorum,<br />

fazla bilgim yok bu konuda.<br />

Aziz a¤abeye sorum, bir day›m<br />

var zaman›nda Marks, Engels’i<br />

okumufl <strong>ve</strong> bana flöyle bir<br />

fley söylemiflti ‘ben kapitalizme,<br />

emperyalizme karfl›y›m ama ben<br />

kapitalizme kapitalizmle karfl›l›k<br />

<strong>ve</strong>riyorum. Sizce bu do¤ru mudur<br />

Ça¤r› KAYNAR, YTÜ<br />

Sermaye sahibi flirketler<br />

STK’lara para <strong>ve</strong>rerek halk›n gözünde<br />

flirin gözükmeye çal›fl›yorlar.<br />

Halbuki do¤ay› onlar kirletiyor,<br />

insanlar› sömürüyorlar, yoksullaflt›r›yorlar.<br />

Bu konuda sizin<br />

ne düflündü¤ünüzü merak ediyorum.<br />

Adnan a¤abey, kavramlardan<br />

bahsettiniz. Kapitalizm kavramlar›n<br />

içini o kadar boflalt›yor ki, bir<br />

<strong>Harita</strong> <strong>ve</strong> <strong>Kadastro</strong> Mühendisleri Odas› ‹zmir fiubesi 8. Yaz E¤itim Kamp› - 2009 Foça/‹zmir 67


4 . O T U R U M<br />

kola içilmesi bile özgürlük olarak<br />

gösteriliyor. Veya telefonla konufluyorum,<br />

özgürüm gibi. Terör <strong>ve</strong><br />

terörist kavramlar› için de bu<br />

böyle, bu kavramlar üzerine bilgi<br />

almak istiyorum.<br />

Kapitalizm bar›fl yanl›s› dedik,<br />

ama görülmeyen bir savafl da var.<br />

Savafllarda, açl›ktan insanlar ölüyor,<br />

iflte flu kadar insan yoksulluk<br />

s›n›r› alt›nda yafl›yor. Bu da bir<br />

katliamd›r. Buna karfl› bir direnifl<br />

göstermek, devrimci fliddet hakk›nda<br />

ne düflünüyorsunuz<br />

Fatma AKBABA, YTÜ<br />

‘aman siyaset yapma’ dedi¤i dönemde<br />

yafl›yoruz. 60’lar, 70’lerdeki<br />

s›k›nt›dan dolay› insanlar›n<br />

a¤z› yand›¤›ndan aileler, çocuklar›n›n<br />

iyi bir gelecek için okula<br />

gitmesini istiyor. Örgütlenme<br />

için öncelikle bilinçli bir ebe<strong>ve</strong>yn<br />

olunmas› gerekmiyor mu Bunu<br />

sormam›n nedeni bu co¤rafyadaki<br />

savafllardan dolay›, hiçbir zaman<br />

insanlar›n kafas› rahat olmad›¤›ndan<br />

flu andaki ebe<strong>ve</strong>ynlerin<br />

s›k›nt›dan dolay›, ekonomik s›-<br />

k›nt›yla ‘seni üni<strong>ve</strong>rsiteye gönderiyorum,<br />

sen politikayla u¤rafl›p<br />

do¤ru düzgün okumuyorsun’ denildi¤ini<br />

kendi ailemiz <strong>ve</strong> yak›n<br />

çevremizden görüyoruz.<br />

Volkan B‹LG‹N, KTÜ<br />

Özlem fiAH‹N, DEÜ<br />

Toplumlar›n sosyalistlefltirilemedi¤i<br />

<strong>ve</strong> yoksulluk üzerinde duruldu.<br />

Sistemi de¤ifltirip insanlar›<br />

bu sisteme adapte etmek ne kadar<br />

do¤ru ‹nsanlar›n düflünce<br />

yap›lar›n› de¤ifltirip, sisteme kendili¤inden<br />

dahil olmas›n› sa¤lamak<br />

gerekir.<br />

Yoksulluk kavram›n› açabilir<br />

misiniz Yoksulluk nedir Yoksulluk<br />

tam olarak yok edilebilir<br />

mi Azalt›labilir mi Kapitalizm<br />

azaltmay› düflünüyor, e¤er yok<br />

edilemezse bizim kapitalizmden<br />

fark›m›z ne olacak o zaman<br />

Cem ÖZENTÜRK, KTÜ<br />

Atatürk, güdümlü ekonomi<br />

üzerine çal›flma yapm›flt› ölmeden<br />

önce. Bu konuda ne düflünüyorsunuz<br />

‹hsan Egemen RE‹S,<br />

Ondokuz May›s<br />

Üni<strong>ve</strong>rsitesi<br />

Örgütlenme deniyor, san›yorum<br />

en büyük eksikliklerden biri<br />

olsa gerek. Ö¤rencilere ailelerinin<br />

Ülkemizde sosyalist hareket<br />

neden yükselemiyor AKP’nin dilencilefltirme<br />

politikas›, bugün iflten<br />

att›¤› iflçinin yar›n bir cemaat<br />

üyeli¤i ile gaz›n› al›yor. Dünyada<br />

böyle bir örnek var m› Din ile<br />

örgütlenmenin önünü kesip, sosyalist<br />

hareketleri etkileyen baflka<br />

ülke var m›<br />

Örgütlenme konusunda ne gibi<br />

taktikler <strong>ve</strong>rebilirsiniz, Ergenekoncu<br />

filan olmayal›m.<br />

Sinem YAVUZ, KTÜ<br />

Ben Türkiye’yi bir yandan Asya<br />

di¤er yandan Avrupa aras›nda<br />

s›k›flm›fl ara form olarak görüyorum.<br />

<strong>Gelecek</strong> devrimden geçecek<br />

deniyor, biz bunu istesek de yapam›yoruz<br />

gibi geliyor. Türkiye’nin<br />

konumu buna uygun de-<br />

68<br />

<strong>Harita</strong> <strong>ve</strong> <strong>Kadastro</strong> Mühendisleri Odas› ‹zmir fiubesi 8. Yaz E¤itim Kamp› - 2009 Foça/‹zmir


4 . O T U R U M<br />

¤ilmifl gibi geliyor. Sol kendi içinde<br />

birçok kola ayr›l›yor. Sosyalizm<br />

denilince bile herkes ayn› fleyi<br />

anlam›yor. Burada bile bir anket<br />

yap›lsa çok farkl› yan›tlar al›-<br />

naca¤›na inan›yorum. Türkiye’de<br />

bu nas›l gerçeklefltirilebilir bunu<br />

merak ediyorum.<br />

Mahir SEVER, Kocaeli<br />

Üni<strong>ve</strong>rsitesi<br />

Adnan hocaya flunu sormak<br />

istiyorum, bas›nda tamamen Bat›<br />

özentili¤i var. Çin’den, Afrikadan,<br />

Asyadan hiç haber yay›nlanm›yor.<br />

Bunun sebebi nedir Küreselleflme<br />

deniyor, baflka ülkelerden<br />

haberdar olmam›z kapitalizmi<br />

güçlendirmez mi<br />

Adnan BOSTANCIO⁄LU<br />

Ulafl soru sormad› ama heyecanland›ramad›¤›m›z›<br />

söyledi.<br />

Benim elimden gelen bu. Burada<br />

yaflanabilir bir gelecek üzerine<br />

konufluyoruz. Sen de söyledin,<br />

daha sloganc› ele al›nmas›ndan<br />

ziyade, ne tür sorunlarla bafla ç›kmam›z<br />

gerekti¤ine dikkat çekmeye<br />

çal›flt›¤›m›. Burada miting olsayd›<br />

belki daha heyecanl› konuflma<br />

yap›labilirdi, bunun faydas›<br />

ne kadar olur <strong>ve</strong>ya sizin heyecanlanmaya<br />

m› ihtiyac›n›z var, bilemiyorum.<br />

Demokratik aç›l›m, kendi bafl›na<br />

tart›fl›lmas› gereken bir fley<br />

ama ana hatlar›yla flunu söylemek<br />

istiyorum. ‹ktidar›n oy kaybetti¤i<br />

zaman yeni bir hamle yapmas›<br />

bana çok yeterli bir bak›fl olarak<br />

gelmiyor. Bunun arkas›nda daha<br />

büyük emperyalist karar oldu¤u<br />

kanaatindeyim. Mesele Ortado-<br />

¤u’nun bir de¤il birden fazla ülkesini<br />

ilgilendiren bir mesele. Bir<br />

süredir iflgal alt›nda tuttuklar› bir<br />

ülke var. Buray› bir s›çrama tahtas›<br />

olarak kullanarak bütün co¤rafyay›,<br />

Afganistan’dan, Kuzey<br />

Afrika’ya kadar ellerinde tutma<br />

gayreti içindeler. Irak’› terk etme<br />

durumundalar. Kuzey Kürdistan<br />

Federe Devleti’nde bir istikrar<br />

kurma çabas› içindeler. Bunun<br />

önünde önemli engel PKK’n›n silahl›<br />

varl›¤›. Türkiye’nin sürekli<br />

oraya müdahalesi olas›l›¤› ile<br />

beklentilerini karfl›layamazlar.<br />

Oraya çekidüzen <strong>ve</strong>rmek niyetindeler.<br />

Kürt aç›l›m› söyleminin ard›ndaki<br />

nedenin bu oldu¤u düflüncesindeyim.<br />

AKP burada kaybetti¤i<br />

oyu devflirmeyi görüyorsa<br />

-ki görüyor, bu ayr› mesele- bu<br />

politikan›n karfl›s›nda, “bu emperyalizmin<br />

bir oyunu” fleklinde bir<br />

yorum olamaz. Gerçe¤e tekabül<br />

etmez. Bu politikan›n sonucunda<br />

bafllang›çta en az›ndan Kürtlerin<br />

asgari ölçekli dahi olsa varl›¤›, siyasi<br />

temsilcilerinin varl›¤› kabul<br />

edilecek, savafl duracak, kan dökülmesinin<br />

önüne geçilecekse,<br />

bizim bu sürece köstek olmamam›z<br />

gerekir. Burada gencecik insanlar›n<br />

ölüyor olmas› <strong>ve</strong> ölmeye<br />

devam etmesi, önce bunun bitmesi<br />

laz›m. Daha sonraki süreç<br />

bunun üzerine konuflulabilir.<br />

‹nsanlar vicdans›zd›r diye bir<br />

fley de söylemek istemiyorum. ‹nsanlar<br />

aras›ndaki iliflkileri tamamen<br />

sat›n alma üzerine oluflturan<br />

bir sistem bunu yarat›yor. Bu sistemin<br />

insan›n do¤as›na olabildi-<br />

¤ince yabanc› olmas›d›r. Giderek<br />

bireyselleflme, herkesin kendi gemisini<br />

kurtarma çabas›n›n yayg›nlaflmas›<br />

<strong>ve</strong> benzeri. Bu kapitalizmin<br />

ortadan kalkmas›yla hemen<br />

oluflacak bir fley de¤ildir, bir<br />

evrim sürecidir. En bafltaki engelin<br />

kapitalizm oldu¤u gerçe¤ini<br />

gözard› etmeyelim. ‹nsanlar› tek<br />

tek ‘vay vicdans›z’ diye suçlamak<br />

yerine as›l bunun sebebi olan sistemi<br />

sorgulamam›zda fayda var.<br />

Mustafa’n›n sorusu güzel, “sen<br />

buraya gelip sosyalistim deyip at›p<br />

tutuyorsun, genel yay›n yönetmeli-<br />

¤ini nas›l yap›yorsun” Bir dönem<br />

NTV yay›n kurulundayd›m, bir<br />

dönem NTVMSNBC’nin yay›n<br />

koordinatörü idim. NTV’de<br />

muhtelif ifllerde çal›flt›m. Elbette<br />

büyük bir haber ajans›nda çal›fl›p<br />

sosyalist olman›n bir y›¤›n sorunu<br />

var. NTV’nin genel yay›n yönetmeni<br />

hiç olmad›m. ‹kinci,<br />

üçüncü kademelerde görev ald›-<br />

¤›m dönemler oldu. Haber niteli-<br />

¤inde olan fleyin ekrana yans›mas›,<br />

habere kamunun yarar›na bakma<br />

konusunda ›srarl› dayatmalar<br />

içinde oluyorsunuz. Biz 10 kiflilik<br />

yay›n kurulunun 8 kiflisi ÖDP’ye<br />

oy <strong>ve</strong>rmiflti. Biri TKP biri CHP’ye<br />

oy <strong>ve</strong>rmiflti. ‹nsan nas›l yafl›yorsa<br />

öyle düflünmeye bafll›yor. Bu benim<br />

söyledi¤im on y›l önce. Zaman<br />

içinde fikir ayr›l›klar› olufluyor.<br />

Bunun bafl›nda patron var,<br />

onun beklentisi var. Do¤ufl grubunun<br />

bir toplant›s›na kat›lm›flt›m.<br />

Grup tan›t›l›yor; kat›l›mlar›<br />

içinde inflaat, turizm, vs s›ralan›-<br />

yor, en altta vs. olan en küçük bölümde<br />

NTV’nin de içinde oldu¤u<br />

di¤erleri var. Grubun içindeki ye-<br />

<strong>Harita</strong> <strong>ve</strong> <strong>Kadastro</strong> Mühendisleri Odas› ‹zmir fiubesi 8. Yaz E¤itim Kamp› - 2009 Foça/‹zmir 69


4 . O T U R U M<br />

ri böyle ancak sosyal getirisi oldukça<br />

yüksek. Yap›lan haber,<br />

program patronun beklentisine<br />

de denk düflmeli. Sonuçta elinizden<br />

geldi¤ince bulundu¤unuz<br />

yerde bir haberin hakk›n› <strong>ve</strong>rme,<br />

bir hayvan›n hakk›na sahip ç›kma,<br />

haks›zl›¤a müdahale etme çabas›<br />

içinde olursunuz.<br />

Burada sonuna kadar ›srar da<br />

edebilirsiniz. Bir mucizeye elinizi<br />

atamazs›n›z. Bir noktadan sonra<br />

önünüzde muhtelif engeller ç›kmaya<br />

bafll›yor. Ben art›k spor belgeseli<br />

yap›yorum NTV’de. Büyük<br />

kurulufllarda hem sosyalist olup<br />

hem yay›n yapman›z mümkün<br />

de¤il. Ben yapar›m diyenlere de<br />

inanmay›n. Herkes vicdans›zca<br />

buna teslim olmuyor. Çok iyi<br />

muhabir arkadafllar var, iflin üstesinden<br />

olabildi¤ince gelmeye çal›-<br />

flan, iflin hakk›n› <strong>ve</strong>rmeye çal›flan,<br />

bu arada bu iflten ekme¤ini yiyen.<br />

Onlar›n da baflar›lara imza att›¤›-<br />

n› yak›n tarihimizde görmüflüzdür.<br />

On y›l sonunda geldi¤im nokta<br />

gördü¤ünüz gibi spor belgeseli<br />

çekmek oluyor. Bundan flikayet<br />

etmiyorum, sevdi¤im ifli yap›yorum,<br />

e<strong>ve</strong> ekmek götürüyorum.<br />

Ama art›k siyaseti ilgilendiren<br />

programlara beni katm›yorlar. Kibarca<br />

benim dinlenmemi istediler.<br />

Medyada çal›flan insanlardan<br />

buna benzer çok hikaye dinleyebilirsiniz.<br />

Terör konusunda her statüko<br />

<strong>ve</strong> onu temsil eden devlet ayg›t›,<br />

kendisine karfl› yönelmifl, bir silahl›<br />

tehdidi dünyan›n her yan›nda<br />

terör diye tan›mlar. Bu ifli icra<br />

edenlere de terörist der. Bu gezegende<br />

her yerde gördü¤ümüz<br />

fleydir. Devletlerin terörist dedi¤i<br />

topluluklar›n yine yak›n tarih<br />

içinde biliyoruz; zaman içinde<br />

belli bir halk›n temsilcisi olarak<br />

görüldüklerini... Hatta BM kürsüsüne<br />

ç›k›p konuflma yapt›klar›-<br />

n›, bugün k›rm›z› hal›lar üzerinde<br />

sayg›nl›klar›yla yürüyebildiklerini<br />

biliyoruz. Bunlar tarihsel <strong>ve</strong><br />

co¤rafi olarak de¤iflen kavramlard›r.<br />

‹srail devletinin bütün kurucular›<br />

<strong>ve</strong> baflkanlar› duvarlara<br />

‘Aran›yor’ diye afiflleri as›lm›fl eski<br />

teröristlerdir, eskiden ‹ngiltere<br />

mandas›yken. Sonra bütün Filistin<br />

yöneticileri terörist olarak adledildi.<br />

Onlar›n da bir ölçüde itibarlar›<br />

teslim edildi, keza Güney<br />

Afrika, say›s›z örnek <strong>ve</strong>rilebilir.<br />

Amerika bütün Vietnam halk›n›n<br />

terörist oldu¤unu söyledi <strong>ve</strong> bütün<br />

dünyaya bunu ikna etmeye<br />

çal›flt›. Bunun da böyle olmad›¤›<br />

anlafl›ld›. Tarihsel olarak manas›<br />

de¤iflen kavramlard›r.<br />

Yine yak›n tarihe bak›l›p mutlaka<br />

terörden söz edilecekse en<br />

fazla terör uygulamas›n› yapanlar<br />

da devletlerdir. Bunu gözard› etmeyelim.<br />

20. Yüzy›lda siyasi boyutu<br />

olan çat›flmalarda öldürülen<br />

her dört kifliden üçü Avrupal›lar<br />

<strong>ve</strong>ya medeni toplumlar taraf›ndan<br />

öldürülmüfltür. Dolay›s›yla her<br />

dört kifliden üçünün katili kendilerine<br />

yönelen fliddeti de bar›nd›-<br />

ran gösteriler karfl›s›nda hemen<br />

bir terörist refleksine girmesine<br />

manidar olarak bakmaktan baflka<br />

yapacak bir fley yoktur.<br />

Ebe<strong>ve</strong>ynler konusunda ne diyebilirim<br />

bilmiyorum. Benim de<br />

ebe<strong>ve</strong>ynlerim vard› <strong>ve</strong> 70’li y›llarda<br />

sorunlu geçti, bunun de¤iflece-<br />

¤ini pek sanm›yorum. Anne <strong>ve</strong><br />

babalar›n bafl›n›n derde girece¤ini<br />

düflündü¤ü çocuklar›na onlar<br />

sosyalist dahi olsalar, ‘tabii o¤lum,<br />

k›z›m, eylemin önünde yer<br />

al, geride kalma, sen de tafl at, birfley<br />

yap’ diyeceklerini sanm›yorum.<br />

Bu hep sorunlu olmufltur.<br />

Bir kuflak fark› vard›r. ‹nsan›n siyasi<br />

duruflu bir baflka fleydir, kendi<br />

çocu¤u ile iliflkisi baflka birfleydir.<br />

Burada siyasi iliflki tesis etmek<br />

ne kadar mümkün bilemiyorum.<br />

Baba olmad›¤›m için ne söylesem<br />

havada kal›r.<br />

Oportünist <strong>ve</strong> sekter olmayan<br />

70<br />

<strong>Harita</strong> <strong>ve</strong> <strong>Kadastro</strong> Mühendisleri Odas› ‹zmir fiubesi 8. Yaz E¤itim Kamp› - 2009 Foça/‹zmir


4 . O T U R U M<br />

sosyalistler ne yap›yor Türkiye’de<br />

de kendi çap›nda birfleyler<br />

oluyor. Yaprak k›m›ldam›yor demek<br />

mümkün de¤il. ‹stanbul’da<br />

yafl›yorum, her cumartesi, pazar<br />

Mecidiyeköy’den, Taksim’e mutlaka<br />

bir grup insan ellerinde pankartlar,<br />

bayraklar, Kürtlerden eflcinsellere<br />

kadar çok genifl bir yelpaze<br />

gösteri yap›yor. Bu ülkede<br />

bir k›p›rt› var, sosyalistler de bunun<br />

içinde yer almaya çal›fl›yor.<br />

Hatta bunlar› yönlendirenler büyük<br />

ölçüde sosyalistler. Tabii<br />

Yunanistan’daki boyutuyla bir<br />

fleye rastlamad›k. Orada çok büyük<br />

fleyler oluyor bizde bir fley<br />

yok, psikolojisine girmemek laz›m.<br />

Orada olan› da bir s›n›f mücadelesi<br />

olarak almak bence erkendir,<br />

eksik <strong>ve</strong> yanl›flt›r. O toplumun<br />

kendine özgü çeliflkileri,<br />

problemleri üzerinden ortaya ç›km›fl<br />

tepkilerdir. Keza Fransa’daki<br />

olaylar. Baflka sosyal sorunlar<br />

üzerinden ç›km›fl meselelerdir.<br />

Hem Fransa, hem de Yunanistan’da<br />

bu eylemleri gerçeklefltirenlerin<br />

yaflamlar› sürecince sol<br />

hareket p›rasa do¤ran›r gibi do¤ranmam›fl,<br />

ezilmemifl, üzerlerinden<br />

a¤›r bir yük geçmemifltir ki o<br />

nesil hala hayattad›r. Taksim’e<br />

girme eyleminde polis terörüne<br />

karfl› olanlar bu ülkelerdeki gibi<br />

burjuva devrimi kazan›mlar› aç›-<br />

s›ndan bizden daha iyi durumdalar,<br />

bizim maruz kald›¤›m›z tepki<br />

ile karfl›laflmad›klar› aflikar. Baz›<br />

fleyleri karfl›laflt›r›rken muhtelif<br />

boyutlar›yla karfl›laflt›rmak gerekir.<br />

Sosyalistlerin ald›¤› halk deste¤i<br />

önemlidir. Soka¤a ç›k›p ç›kmama,<br />

araba yak›p yakmamadan<br />

öte daha temel bir mesele bizim<br />

yan›nda oldu¤umuz, içinde yer<br />

almak istedi¤imiz siyasi hareketin<br />

öznesi oldu¤unu varsayd›¤›m›z<br />

insanlar flimdi karfl›da duruyorlar.<br />

En temel mesele bence bu.<br />

Bunlarla nas›l organik ba¤ kurma<br />

yollar› bulabiliriz Bu nereden geçiyor<br />

Hangi siyasetten geçiyor<br />

Bunu çözümlemek gerek. Dayan›flma<br />

merkezli bir hareket yürütece¤iz,<br />

sokakta kafa kafaya bir<br />

siyaset örgütleyece¤iz. Bunun de-<br />

¤iflik yollar› <strong>ve</strong> yöntemleri var.<br />

Hangi programla ç›k›yoruz insanlar›n<br />

karfl›s›na Bunlar düflünülmesi,<br />

çerçe<strong>ve</strong>sinin ç›kar›lmas› gereken<br />

meseleler.<br />

Türkiye’nin durumu buna uygun<br />

de¤il, bir türlü olmuyor devrim.<br />

Özel durumu var dedi bir arkadafl›m›z.<br />

Mesele bize bunu<br />

inand›rmalar›. En son inanaca¤›-<br />

m›z belki de hiç inanmamam›z<br />

gereken fley budur. ‘Buras› Türkiye<br />

bu böyle devam eder’, düflüncesi<br />

hakim olursa zaten öyle olur.<br />

Önemli olan devrime olan inanc›<br />

terk etmemektir. Dünyada bu kadar<br />

büyük haks›zl›k, adaletsizlik,<br />

bu kadar vahfli sömürü, bu kadar<br />

alçakça katliamlar varken bizim<br />

devrime olan inanc›m›z› kaybetmemiz,<br />

insanl›ktan istifa etmemizi<br />

gerektirir. Zor olacakt›r.<br />

1917’den bir ya da iki y›l önce<br />

kendi neslinin devrimi göremeyece¤ini<br />

söylemifltir Lenin. Bundan<br />

iki y›l sonra Ekim Devrimi gerçekleflmifltir.<br />

Bu dünyan›n iflleri belli olmaz,<br />

“keser döner sap döner, bir<br />

gün hesap döner”, diye bir deyifl<br />

vard›r. Bunun hep böyle gidece¤ini<br />

düflünmemek laz›m. ‹nsanl›ktan<br />

umudumuzu her fleye ra¤men<br />

kesemeyiz. Biz görmeyecek olabiliriz.<br />

Vicdanen rahat yaflayal›m,<br />

rahat ölelim. Bu nas›l mümkün<br />

olacak “Ben ömrümce haks›zl›¤a<br />

karfl› ç›kt›m, bedelini de ödedim,<br />

bunun huzuru içindeyim” diyebilmek.<br />

S›n›f mücadelesi uzundur,<br />

bir-iki nesle s›¤maz. Önemli<br />

olan bir tafl›n üzerine bir tafl koyabilmek.<br />

Ben iki tafl koydum demenin<br />

huzuru önemlidir.<br />

Türk bas›n›nda afl›r› ABD merak›<br />

nas›l oluyor Türk bas›n›<br />

ABD’yi seviyor, çünkü sermaye<br />

kurulufllar›n›n organlar›d›r, bunlar<br />

da emperyalizme ba¤›ml›d›r.<br />

Uluslararas› haber tekelleri<br />

vard›r, dünyan›n her yerinde<br />

kimsenin muhabiri yok. Hergün<br />

bütün ajanslar haberleri geçer.<br />

D›fl haberler denilen fley de uluslararas›<br />

haber ajanslar›n›n AP,<br />

BBC, AFP gibi ajanslar›n haberlerinin<br />

toplamas›d›r. Oradan haber<br />

editörleri seçip, bültenlere <strong>ve</strong>ya<br />

sayfalara koyarlar. Haberlerin<br />

yüzde 90’n› bat› dünyas› ile ilgilidir.<br />

Bu ajanslar haberlere bat›<br />

merkezli bakarlar. Onlar nas›l bak›yorsa<br />

buraya da öyle yans›r. Buradaki<br />

gazete sahipleri, sermayedarlar›n<br />

ifline gelen de budur. ‹fline<br />

gelmeyen de kendi çabas›yla<br />

birfleyler yap›yor. Onlar da befl<br />

bin sat›yor. Bizim sorgulayaca¤›-<br />

m›z fley ABD neden bas›nda çok<br />

yer al›yor de¤il, ABD’ye yer <strong>ve</strong>rmeyen,<br />

posta atan gazete neden<br />

az sat›yor, biz bu anlamda ne yapmal›y›z<br />

diye sormal›y›z.<br />

Hayri KOZANO⁄LU<br />

En güzel söz söylenmeyendir,<br />

en güzel konuflma yap›lmayand›r.<br />

Biz de en güzel sözü sizlerin söyleyece¤ine<br />

inand›¤›m›z için atlad›k<br />

geldik. <strong>Gelecek</strong> y›l daha haz›rl›kl›<br />

gelmeye <strong>ve</strong> daha heyecanl›<br />

konuflmalar yapmaya çal›fl›r›z<br />

ama Ulafl’› tatmin edece¤imiz konusunda<br />

pek umudum yok. Ama<br />

önemli olan insan›n kendini aflabilmesi.<br />

Konuflmamda, “hepimiz e-<br />

mekçiyiz ama ayn› zamanda tüketiciyiz”<br />

demifltim. Burada konuflmac›y›m<br />

ama Adnan <strong>ve</strong><br />

Aziz’in konuflmalar›ndan heye-<br />

<strong>Harita</strong> <strong>ve</strong> <strong>Kadastro</strong> Mühendisleri Odas› ‹zmir fiubesi 8. Yaz E¤itim Kamp› - 2009 Foça/‹zmir 71


4 . O T U R U M<br />

canland›m. Amerikan emperyalizmine<br />

posta atanlara niye sahip<br />

ç›km›yoruz diye konufltu, ben izleyici<br />

olarak arkadafllar›ma teflekkür<br />

ederim.<br />

Yoksulluk <strong>ve</strong> sosyalizm iliflkisinden<br />

yola ç›karak bir-iki fley<br />

söylemek istiyorum. Hayatta<br />

pekçok kavram görecelidir. Açl›k<br />

çok somut bir kavram. ‹nsanlar<br />

karn›n› doyurabiliyorsa, besin<br />

maddelerini alabiliyorsa açl›¤›n<br />

d›fl›na ç›k›yor. Açl›k genel olarak<br />

dengeli beslenmeyi, sebze, mey<strong>ve</strong><br />

yeme¤i içermiyor, sadece ölmeyecek<br />

kadar yeme¤i içeriyor.<br />

Yoksulluk çok daha kapsaml› bir<br />

kavram. Dünya Bankas›, günde<br />

2.5 dolar geliri olan yoksulluk s›-<br />

n›r›n›n üstündedir, diyor. Gerçek<br />

anlamda bir insan›n yoksullu¤u<br />

sadece, ›s›namamas›, giyinememesinden<br />

kaynaklanmaz. ‹nsan›n<br />

kendisini gelifltirebilece¤i, gerçeklefltirebilece¤i<br />

bir düzen olarak<br />

sosyalizmi görüyoruz. Dünyan›n<br />

de¤iflik yerlerini görebilmek<br />

ile de¤iflik yiyeceklerini yiyebilmek,<br />

daha fazla okuyabilmek,<br />

en güzel müzikleri dinleyebilmek,<br />

en güzel filmleri izleyebilmekle<br />

insan kendini gelifltirebilir.<br />

Kendini gelifltirdikçe, kendini<br />

gerçeklefltirecek hem de baflka<br />

insanlar›n kendisini gerçeklefltirebilmesi<br />

için daha güzel binalar,<br />

daha güzel besteler yapabilir,<br />

fliirler yazabilir, bütün insanlar›n<br />

önünü açabilir. Bizim sosyalizmden<br />

anlad›¤›m›z bu. Yoksa bir<br />

partinin iktidara gelmesi, yöneticilerinin<br />

baflbakan, bakan olmas›-<br />

n› anlam›yoruz.<br />

Yoksulluk anlay›fl›m›z ile sosyalizm<br />

anlay›fl›m›z birbirine paraleldir.<br />

Bu ulafl›lmas› zor bir hedeftir.<br />

U¤runa her zaman müdacadele<br />

edece¤imiz bir hedeftir.<br />

Ben de kendi ad›ma bunlara çok<br />

takm›yorum. Bulundu¤um yerde<br />

vicdan›m› rahatlatacak ölçüde<br />

hayattaki eflitsizliklere haks›zl›klara<br />

karfl› birfleyler yapabiliyor<br />

muyum, buna bak›yorum. Eksik<br />

kald›¤›m zaman da sorguluyorum.<br />

‹nsan›n kendini devrim olup<br />

olmayaca¤›na kitlemesinden öte<br />

bulundu¤u yerde <strong>ve</strong>rdi¤i mücadele<br />

önemli. Vicdan›m›m›z› dinliyoruz<br />

yoksa kiflisel ç›karlam›z›n<br />

peflinden mi kofluyoruz bunu<br />

sorgulamak bile kendimiz aç›s›ndan<br />

önemli.<br />

Annelerimiz, babalar›m›z<br />

gençli¤imizde bizi söyledi¤iniz<br />

anlamda desteklemiyor, haydi<br />

o¤lum çok iyi yap›yorsun, ‘bravo,<br />

yürü’ demiyordu. Ayr›ca bizim<br />

isimlerimiz gördü¤ünüz gibi<br />

Adnan, Hayri, Aziz. Ulafl, Mahir,<br />

Devrim isimlerini anne-babalar›-<br />

n›z sizlere koyarken sorun bakal›m,<br />

neden size bu isimleri koymufl.<br />

Tarikatlar›n mücadelelerinin<br />

önlerini kesti¤i baflka ülkeler var<br />

m› Elbette, Türkiye çok özgün<br />

bir örnek de¤il. M›s›r, ‹ran, Endonezya<br />

örne¤i var. Buralar özellikle<br />

ulusal kalk›nmac›, anti-emperyalist<br />

mücadelelerin yükseldi-<br />

¤i, Nas›r, Musadd›k yönetimi gibi<br />

anlay›flta hükümetlerin göre<strong>ve</strong><br />

geldi¤i, sosyalist, komünistlerin<br />

de, bu koalisyonlar içinde, o ülkelerin<br />

ekonomik hegemonyas›n›<br />

oluflturmakta çok önemli oldu¤u<br />

ülkelerdir. Buralarda solun, ayd›nlanmac›<br />

hareketlerin gerilemesi<br />

tesadüf de¤il. Tarih incelendi¤inde<br />

ABD emperyalizminin<br />

buralardaki çok sistemli müdahalelerini<br />

görürsünüz. Endonezya<br />

Komünist Partisinden bir milyon<br />

kiflinin katledildi¤i tahmini yap›-<br />

l›yor. Dünyan›n en güçlü komünist<br />

partisiydi <strong>ve</strong> bu katliam, y›llar<br />

içinde de¤il bir-iki gecede oldu.<br />

O anlamda Türkiye çok özel<br />

bir ülke de de¤il. Türkiye’de neden<br />

sol güçsüz, neden kitleselleflmiyoruz,<br />

geçmiflteki gibi kitlelerin<br />

umudu olam›yoruz, bunu çok<br />

uzun düflünmemiz, tart›flmam›z<br />

gerek. Dünyada sol hareketlerin<br />

bir panaromas› çizilirken Türkiye<br />

asl›nda en fazla derginin ç›kt›¤›,<br />

en fazla sol hareketin, partinin<br />

oldu¤u ülke olarak zikrediliyor.<br />

En fazla benzedi¤i ülke Filipinler.<br />

Orada da çok kitlesel bir hareket<br />

yok. Ama teorik donan›m aç›s›ndan,<br />

çeflitlilik, yay›n aç›s›ndan<br />

ciddi sosyalist kültür var. Türkiye<br />

çok da geri durumda de¤il.<br />

Bizim sizlerin bu faaliyetler<br />

içinde olman›z› önemsememiz,<br />

sol bir hareketin gerçek anlamda<br />

ezilen, d›fllanan, sömürülen insanlarla<br />

ortak bir mücadele yürütebildi¤i<br />

zaman, köylerde, fabrikalarda<br />

kendi mücadelesine kazanabildi¤i<br />

zaman bir anlam› olabilir.<br />

Türkiye’de <strong>ve</strong> dünyan›n birçok<br />

yerinde solun bir yere ulaflmas›<br />

gençlik hareketinin yükselmesiyle<br />

mümkün. 60’l› y›llardan<br />

bafllayarak özellikle 70’li y›llarda<br />

kitlelerle bulufluldu ise bunu sa¤layan<br />

gençlik hareketleriydi. Ayn›<br />

yol izlenebilir mi, farkl› alternatifler<br />

olabilir mi Venezuela’da<br />

böyle olmad›. Do¤rudan do¤ruya<br />

mahalle örgütlenmeleri genifl kitle<br />

hareketlerinin öz örgütlenmeleri<br />

vas›tas›yla gerçekleflti. Bizim<br />

co¤rafyam›zda bu gençlerle oluyor.<br />

Venezuela <strong>ve</strong> Bolivya örneklerini<br />

baflka toplant›larda <strong>ve</strong>riyorum,<br />

bunun önemi yerlilerin<br />

kimlik <strong>ve</strong> tan›nmalar›yla özgürlük<br />

mücadelesiyle sosyal mücadeleyle,<br />

neoliberalizme karfl› direniflin<br />

ortak potata toplanmas›ndan<br />

kaynaklanan hareketlerdi. Türkiye’de<br />

de böyle bir mücadele tarz›-<br />

n›n önemli oldu¤unu, gelece¤in<br />

orada bulundu¤unu düflünüyorum.<br />

Güdümlü ekonomi konusunda,<br />

bizim kendi tarihimiz içinde<br />

olumlu bütün uygulamalar›<br />

önemsemeliyiz. Adnan’›n konuflmas›nda<br />

vard›, bizim sosyalistler<br />

olarak en önemli fark›m›z, tarihsel<br />

materyalizme inan›r›z. Üretim<br />

iliflkileri, üretim tarz› önemlidir.<br />

‹çinde bulunulan tarihsel süreç<br />

önemlidir. Liberallerden, sosyalist<br />

Marksistleri ay›ran en önemli<br />

fark budur. Fikirlerinin her dönem<br />

için geçerli oldu¤unu, evrensel<br />

oldu¤unu düflünürler. Her<br />

toplum için tarihin her dönemi<br />

geçerli oldu¤unu söylerler. Biz ta-<br />

72<br />

<strong>Harita</strong> <strong>ve</strong> <strong>Kadastro</strong> Mühendisleri Odas› ‹zmir fiubesi 8. Yaz E¤itim Kamp› - 2009 Foça/‹zmir


4 . O T U R U M<br />

rihsel aflamalarla bakar›z olaylara.<br />

Kendi tarihimizi de öyle de¤erlendirmemiz<br />

laz›m.<br />

Ben Kemalist olmamama ra¤men,<br />

tarihsel süreç içindeki rolünü<br />

de¤erlendirdi¤im zaman,<br />

olumlu rolünün çok önde oldu-<br />

¤unu düflünüyorum. Bir vatandafl<br />

olarak bakt›¤›m zaman tarihsel<br />

süreç aç›s›ndan kendisine teflekkür<br />

borçlu oldu¤umuza inan›yorum.<br />

Biz sosyalistler olarak bunlar›<br />

aflma perspektifinde olmal›-<br />

y›z. Bizim mülkiyet biçimiyle karar<br />

alma süreçlerinin demokratikleflmesini<br />

biraz düflünmemiz laz›m.<br />

Benim inand›¤›m düzende<br />

mülkiyet kamuda olmal›, özel<br />

mülkiyet olmamal›. Özellikle büyük<br />

üretim yapan kurulufllar, e¤itim,<br />

sa¤l›k kurulufllar› kamu mülkiyetinde<br />

olmal›d›r.<br />

Di¤er taraftan geçmiflteki devletçi<br />

sosyalizm örneklerindeki gibi,<br />

bürokratlar›n karar <strong>ve</strong>rdi¤i,<br />

genifl kitlelerin sorunlar›ndan, taleplerinden<br />

soyutlanm›fl olmamal›.<br />

Bu kurulufllar en genifl kamuoyunun<br />

kat›ld›¤› süreçlere yöneltilmelidir.<br />

Yöre halk› süreçlere<br />

kat›lmal›, onun üretti¤i ürünlerden<br />

etkilenen, bunu tüketenler<br />

kat›lmal›d›r. Sizler bir meslek örgütüne<br />

mensupsunuz, meslek örgütleri<br />

kat›lmal›d›r. Mümkün olabildi¤i<br />

kadar demokratik, kat›-<br />

l›mc›, yerel özellikleri bulunan<br />

bireylerin kar aray›fllar›na endekslenmemifl<br />

bir tarzda düflünülmelidir.<br />

Benim terörizm tan›m›m fludur;<br />

korkuyu ça¤r›flt›ran bir fley.<br />

Yap›lan bir eylemin do¤rudan<br />

do¤ruya insanda endifle uyand›rma,<br />

insanlara müdahale etmekten,<br />

hayat›n içinde yer almaktan<br />

cayd›ran bir özelli¤i varsa terördür.<br />

El Kaide benim ölçülerime<br />

göre bir terör örgütüdür. Kendi<br />

d›fl›nda düflünenleri, inançlar›<br />

olanlar› düflman olarak kabul ediyor.<br />

‹nsanlar› ortak bir ça¤r›ya ça-<br />

¤›rma gibi bir perspektifi yok.<br />

‹talya’da solcular›n yo¤un oldu¤u<br />

Bolonya’da faflistlerin uygulad›¤›<br />

fliddet, orada insanlar›n<br />

korku <strong>ve</strong> endifleli olmalar›n›<br />

amaçl›yor. Siyasi mücadelede silah,<br />

fliddet kullan›m› çok uzun<br />

bir tart›flmad›r. Nerelerde do¤rudur,<br />

ne aflamada hayata geçer,<br />

bunlar› çok daha uzun tart›flabiliriz.<br />

Bunlar›n cevaplar›n› da kolay<br />

bulamay›z.<br />

Genel hatlar›yla insanlar› ortak<br />

bir hedef, mücadele program›na<br />

ça¤›ran hareketleri terörist<br />

hareket olarak nitelendirmek<br />

do¤ru de¤ildir. Yapt›klar› baz› eylemler<br />

çok yanl›flt›r. Baz› eylemler<br />

bizim insan haklar› anlay›fl›-<br />

m›za uymaz, bunlar› elefltirebiliriz.<br />

O ayr› bir fleydir.<br />

Bugünden sonra kendi söylediklerimiz,<br />

yapt›klar›m›z <strong>ve</strong>rdi¤imiz<br />

mücadele ile yetinmemeli,<br />

her zaman kendimizi aflmam›z›,<br />

bulundu¤umuz örgütün kendini<br />

aflmas›n› istemeliyiz. Her zaman<br />

ufkumuzun gelecek olmas› gerekti¤ini,<br />

bizim içinde bulundu-<br />

¤umuz döneme aya¤›m›z›n sa¤lam<br />

basmas›n›n önem tafl›d›¤›n›<br />

bu amaçlara ulaflmak için de her<br />

zaman geçmifli, tarihi önemsememiz<br />

gerekir diye düflünüyorum.<br />

Aziz KONUKMAN<br />

Sevgili arkadafllar çok yoruldunuz.<br />

Fiziki olarak oturmak bile<br />

yorar insan›. ‹htiyaç molas› da <strong>ve</strong>rilmedi.<br />

Biz akflam da burada oldu¤umuz<br />

için sabaha kadar tart›-<br />

flabiliriz. Onur’un cesaretine teflekkürler.<br />

Ancak flu da var burada<br />

ünvanlar›m›z yaz›yor, ama<br />

herfleyin cevab›n› da <strong>ve</strong>remeyiz.<br />

Bazan, param› nereye yat›ray›m,<br />

alt›n m›, döviz mi alay›m, diye<br />

sorular geliyor. Ben nereden bileyim.<br />

Cevap <strong>ve</strong>rmeyince de, kinayeli<br />

bak›fllar geliyor.<br />

Bu tür sorular zor sorular. Latin<br />

Amerika’daki yazarlar›n bildirileri<br />

var, yay›nland›. Biz otursak<br />

üçümüz bu bildiriyi kaleme al›rd›k.<br />

Latin Amerika’daki mücadele<br />

zenginli¤i inan›lmaz boyutta.<br />

Seçenek flu, filan demek kolay de-<br />

¤il. Durum tespitleri hepimizin<br />

kolay yapaca¤› fleyler. Sosyalizmde<br />

aç›l›m flöyledir; bar›fl <strong>ve</strong> demokrasi<br />

bu flekilde korunacak<br />

öyle flaka de¤il.<br />

Demokrasi aç›l›m› deniyor,<br />

daha içeri¤inde anlafl›lamad›. ‹fl<br />

zor, onun için Onur her sorunun<br />

yan›t›n› bilen kifliler olarak bizleri<br />

de¤erlendirmesin, baflkalar›n›<br />

da de¤erlendirmesin.<br />

‹hsan kardeflim ebe<strong>ve</strong>ynler ne<br />

yapacak diye sordu. Benim çevremde,<br />

ben hariç ço¤u arkadafl›m<br />

78 kufla¤›ndan, çocuklar›na flu<br />

telkinlerde bulunan; “aman o¤lum<br />

biz çok ac›lar çektik, iflkenceler<br />

gördük, cezaevlerinde bittik,<br />

periflan olduk, bir kuflak gitti. Ayn›<br />

duruma düflmeyin. Politikayla ilgilenin<br />

ama eylem, örgüt iliflkilerine<br />

çok girmeyin” arkadafllar›m oldu.<br />

Benim çocu¤um böyle bir soru<br />

sormad›¤› için leyhte <strong>ve</strong> aleyhte<br />

telkinde bulunmad›m. ‹ki çocu-<br />

¤um var, üni<strong>ve</strong>rsitedeki özgürlü-<br />

¤ün tad›na tamamen var›n, dedim.<br />

Hatalar›yla, sevaplar›yla ö¤renin,<br />

dedim. Bu söyledi¤im ifle<br />

yaramad›, ikisi de örgütlü olmad›,<br />

ama genel olarak durufllar›<br />

solda.<br />

Ergenekon konusunda, Türkiye’de<br />

darbeler filan nas›l oluyor<br />

diye merak ettim. Her darbenin<br />

arkas›nda 27 May›s da dahil bir<br />

Amerikanc› hikaye var. ABD emperyalizminden<br />

ba¤›ms›z bir darbe<br />

giriflimi baflar›ya ulaflam›yorsa<br />

zaten tutuklan›p öldürülüyor. Baflar›l›<br />

olanlar ABD’nin iyi örgütledikleri<br />

oluyor. Sonuçta sermayenin<br />

önündeki bütün engeller demokratik<br />

mekanizmalarla afl›la-<br />

<strong>Harita</strong> <strong>ve</strong> <strong>Kadastro</strong> Mühendisleri Odas› ‹zmir fiubesi 8. Yaz E¤itim Kamp› - 2009 Foça/‹zmir 73


4 . O T U R U M<br />

mad›¤› için bu darbelerle afl›lm›fl<br />

durumda. Sermayenin önünü t›-<br />

kayan ne var 15 günde 15 yasa;<br />

istediklerini ç›kar›yorlar. Burada<br />

darbeci olman›n nedeni yok. Birinin<br />

darbeci olmas› için bariyerlerin<br />

olmas› gerek. Baflar›s›z darbeci<br />

her zaman olur, bugüne özgü de-<br />

¤il.<br />

Benim korkum, Susurluk’a<br />

bulaflm›fl, derin devlete bulaflm›fl<br />

birileri de yarg›lan›yor ya, onlar›<br />

yarg›larken, cumhuriyetçi, ulusalc›<br />

adamlar› monte edip, temiz<br />

ka¤›tlar› al›p aram›za kat›labilirler.<br />

Kurunun yan›nda yafl da yanar<br />

ya onun gibi.<br />

Naz›m’›n dedi¤i gibi ‘sen yanmazsan,<br />

biz yanmazsak, nas›l ç›-<br />

kar karanl›klar ayd›nl›¤a’ yeri gelecek<br />

biz de yanaca¤›z. Belki bu<br />

konuflmadan sonra beni de Ergenekoncu<br />

diye alacaklar, filan.<br />

Bunlara haz›rl›kl› olmal›y›z.<br />

Panel sonunda konuflmac›lara topraktan yap›lm›fl teflekkür plaketleri ö¤renciler taraf›ndan <strong>ve</strong>rildi<br />

Panel sonunda birlikte çekilen an› foto¤raf›<br />

74<br />

<strong>Harita</strong> <strong>ve</strong> <strong>Kadastro</strong> Mühendisleri Odas› ‹zmir fiubesi 8. Yaz E¤itim Kamp› - 2009 Foça/‹zmir


5 . O T U R U M<br />

PANEL<br />

<strong>Yaflanabilir</strong> <strong>Gelecek</strong> ‹çin Do¤a <strong>ve</strong> Çevre<br />

Tanay S›dk› UYAR<br />

Güneflin AYDEM‹R<br />

Beflinci gün, “D›flar›da da<br />

dumans›z hava sahas›<br />

istiyoruz. Alia¤a‘da termik<br />

santrale hay›r!” slogan›ndan<br />

yola ç›k›larak Foça<br />

Merkezde halk›n da kat›l›m›<br />

ile gerçekleflen "<strong>Yaflanabilir</strong><br />

<strong>Gelecek</strong> ‹çin Çevre <strong>ve</strong> Do¤a"<br />

panelinde konuflmac›lar›<br />

Marmara Üni<strong>ve</strong>rsitesi<br />

Mühendislik Fakültesi<br />

Ö¤retim Üyesi Prof.Dr.<br />

Tanay S›tk› UYAR <strong>ve</strong><br />

Bu¤day Derne¤i-Do¤a<br />

Korumac› -Atlas Dergisi<br />

Yazar› Güneflin<br />

AYDEM‹R’di. Do¤an›n<br />

korunmas›ndaki<br />

düflüncelerin bilimsel <strong>ve</strong>rilere<br />

dayand›r›larak tart›fl›ld›¤›<br />

panelde; enerji elde etmede<br />

do¤aya zarar <strong>ve</strong>recek<br />

yöntemler yerine<br />

yenilenebilir alternatif enerji<br />

kaynaklar›n›n devreye<br />

girmesi gerekti¤i <strong>ve</strong> Alia¤a -<br />

Foça yöresinde oldukça<br />

<strong>ve</strong>rimli bir flekilde<br />

faydalanabilecek rüzgar <strong>ve</strong><br />

günefl enerjisinin<br />

kullan›lmas›n›n gereklili¤i<br />

dile getirildi.<br />

Foça Belediyesi Reha Kültür<br />

Merkezi’ndeki panelin<br />

aç›l›fl›nda HKMO ‹zmir fiube<br />

Baflkan› Muhittin<br />

SELV‹TOPU ile Foça<br />

Belediye Baflkan› Gökhan<br />

DEM‹RA⁄ da birer konuflma<br />

yapt›.<br />

HKMO ‹zmir fiube Baflkan›<br />

Muhittin Selvitopu<br />

Foça Belediye Baflkan›<br />

Gökhan Demira¤<br />

<strong>Harita</strong> <strong>ve</strong> <strong>Kadastro</strong> Mühendisleri Odas› ‹zmir fiubesi 8. Yaz E¤itim Kamp› - 2009 Foça/‹zmir 75


5 . O T U R U M<br />

Tanay S›dk› UYAR<br />

Konumuz: <strong>Yaflanabilir</strong> <strong>Gelecek</strong><br />

‹çin Çevre <strong>ve</strong> Do¤a. Çok s›k›-<br />

fl›p do¤ay› tahrip etmeye bafllad›-<br />

¤›m›z zaman <strong>ve</strong>ya o bizi tahrip etmeye<br />

bafllad›¤›nda durup düflünmeye<br />

bafll›yoruz. Do¤a bize kibarca<br />

hat›rlat›yor, e¤er flunlar› yaparsan<br />

atmosfer içinde yaflars›n, yoksa<br />

sen bilirsin! E¤er görmezden<br />

gelirsek de bizsiz yola devam edebilece¤ini<br />

daha çok beyin hücresini<br />

kullanan, etrafta ne olup bitti¤ini<br />

bilen, do¤an›n k›s›tlar›n›<br />

uyan insanlarla yoluna devam<br />

edece¤i mesaj›n› <strong>ve</strong>riyor. Do¤an›n<br />

iliflkilerinin, etkilerinin onun<br />

k›s›tlar›n›n fark›nda olan insanlar<br />

biraz daha fazla di¤er insanlara<br />

karfl› duyarl› olup onlar›n bilgi <strong>ve</strong><br />

beklentilerini karar <strong>ve</strong>rme süreçlerine<br />

katmay› gerekli görüyorlar.<br />

Onu bir lütuf olarak görmüyorlar.<br />

Daha çok demokrasiye inan›-<br />

yorlar. Ben istedi¤imi yapar›m,<br />

do¤ay› da kendime göre biçimlendiririm<br />

diyerek kendinde güç<br />

görmeyen insanlar daha demokrat<br />

oluyorlar. Ekolojik yaflamdan<br />

yana olmak, insani kalite <strong>ve</strong> demokrasinin<br />

ilk temel ad›m› oluyor.<br />

Tersi birbirini yok ederek var<br />

olmak. Do¤an›n içinde bütün<br />

canl›lar aras›nda da var olan bir<br />

<strong>ve</strong>rmedi¤imiz, do¤du¤umuz yerin<br />

kalite <strong>ve</strong> özelliklerini, sorunlar›n›<br />

üstlendi¤imiz, baflka kültürlere<br />

ço¤unlukla tolerans göstermedi¤imiz<br />

yaflam çevresinin<br />

oluflmas›n›n tek kayna¤› günefl.<br />

“Biz her sabah do¤uyor” diyoruz<br />

ama o atmosferin etraf›nda sürekli<br />

olarak var. Güneflin ›s› <strong>ve</strong> ›fl›¤›<br />

<strong>ve</strong> onunla gelen enerjinin atmosferin<br />

içinde tutulmas› <strong>ve</strong> bu s›-<br />

cakl›¤› +16 dereceye getirmesiyle<br />

olufluyor yaflam. Bu aflamada insanlar›n<br />

olup olmamas› fark etmiyor,<br />

insanlar›n katk›s› yok.<br />

Günefl ›s›s› <strong>ve</strong> ›fl›¤› atmosfer<br />

içinde sera gazlar› denilen gazlar<br />

taraf›ndan tutuluyor. Böylece atmosfer<br />

içinde yaflam çevresi olufley.<br />

Nedeni ne olursa olsun karfl›<br />

karfl›ya gelen iki canl› biri di¤erinin<br />

varl›¤›n› yok ederek sürdürüyor.<br />

‹nsanlar olarak biz de do¤aya<br />

uyumlu yaflamam›z gerekti¤ini<br />

anlamam›z gerekiyor. Bunu anlamad›¤›m›z<br />

zaman ileriye gidemiyoruz,<br />

içinde yaflad›¤›m›z yaflam<br />

çevremizi yok ediyoruz.<br />

“Yaflam, enerjisini nereden<br />

al›yor” sorusuyla bafllayal›m.<br />

Her sabah do¤an güneflten al›yor.<br />

Uça¤a binmifl olanlar›n›z vard›r.<br />

10 bin km.’de -60 dereceye geliyor<br />

s›cakl›k. Atmosferin, yani<br />

“küresel hapishane” dedi¤im<br />

içinde hep beraber yaflad›¤›m›z,<br />

nerede do¤aca¤›m›za da karar<br />

76<br />

<strong>Harita</strong> <strong>ve</strong> <strong>Kadastro</strong> Mühendisleri Odas› ‹zmir fiubesi 8. Yaz E¤itim Kamp› - 2009 Foça/‹zmir


5 . O T U R U M<br />

fluyor. 2000 y›lda dengeye gelmifl<br />

bu. Sera gazlar› bünyelerinde ›s›<br />

tutuyor. Ne kadar sera gaz› varsa<br />

atmosferin etraf›n› bir battaniye<br />

gibi sar›yor <strong>ve</strong> atmosfer içinde belirli<br />

bir s›cakl›¤a ulafl›yor. Is›tt›¤›<br />

yerde hava yükselince, mesela ekvatorda<br />

en yak›n yerde, yükselen<br />

havan›n yerini kuzey <strong>ve</strong> güney<br />

kutuplar›ndan gelen so¤uk hava<br />

al›yor. Okyanuslardaki ak›nt›lar›n<br />

da etkisiyle bu binlerce y›ld›r<br />

bir dengeye oturmufl. Ya¤mur,<br />

rüzgar <strong>ve</strong> suyun buharlaflmas›yla<br />

oluflan hareketler de insan›n etkisi<br />

alt›nda olmuyor. Bitkiler fotosentez<br />

ile atmosferde var olan sera<br />

gazlar› içinde olan karbondioksiti<br />

al›p, bünyelerinde karbonu<br />

tutup d›flar›ya oksijen <strong>ve</strong>riyorlar.<br />

Bir yandan insan›n ihtiyaç duydu¤u<br />

oksijeni sa¤l›yorlar bir yandan<br />

da bitki olarak günefl enerjisinin<br />

bir k›sm›n› kimyasal olarak<br />

depoluyorlar. Suyu esirgemezseniz,<br />

üzerine beton dökmezseniz,<br />

topra¤› kirletip yok etmezseniz,<br />

bir yandan da insanlar›n faaliyetiyle<br />

asit ya¤murlar› arac›l›¤›yla<br />

bitkileri yak›p yok etmezseniz, bu<br />

do¤al süreç kendili¤inden iflliyor<br />

<strong>ve</strong> güneflin enerjisi kimyasal olarak<br />

depolan›yor. Bu arada fotosentez<br />

ile oluflmufl bitkiler, organik<br />

canl›lar, flu ya da bu nedenle<br />

yeralt›nda hapis kald›¤›nda -depremler<br />

<strong>ve</strong>ya volkanlar olabilir,<br />

kömür, do¤algaz <strong>ve</strong> petrol dedi¤imiz<br />

oluflumlar ortaya ç›k›yor.<br />

Onlar›n da kayna¤› yerüstünde<br />

oluflmufl, yeralt›na gömülmüfl güneflin<br />

enerjisini kimyasal olarak<br />

depolam›fl malzemeler. Kömür,<br />

do¤algaz <strong>ve</strong> petrol aras›ndaki fark<br />

içindeki karbon <strong>ve</strong> hidrojen oranlar›d›r,<br />

benzerlikleri ise hepsi karbon<br />

<strong>ve</strong> hidrojen içeriyor. Kömür<br />

kat› malzeme içinde oldu¤undan<br />

kat›, petrol s›v›, do¤algaz ise gaz<br />

halinde bulunuyor. Bunlar› yakt›-<br />

¤›m›zda atmosferde oluflturdu¤umuz<br />

gazlar ek sera gaz› oluflturuyor.<br />

Atmosfer içinde binlerce y›ld›r<br />

denge oluflmufltu. 1800’lü y›llardan<br />

itibaren fosil yak›tlar› fazla<br />

ihtiyaç oldu¤u gerekçesiyle yak-<br />

›lmaya bafllad›. Yeralt›nda bulunan<br />

karbonu dengede bulunan atmosfere<br />

sald›k. Her yakt›¤›m›z<br />

termik santralda üretti¤imiz kilowat/saat<br />

elektrik bafl›na bir kilogram<br />

karbondioksit <strong>ve</strong>riyoruz atmosfere.<br />

Bir petrol santral›nda<br />

üretti¤imiz her kilowat saat bafl›-<br />

na 640 gr. karbondioksit <strong>ve</strong>riyoruz.<br />

Her do¤algaz santral›nda ise<br />

450 gr. karbondioksit <strong>ve</strong>riyoruz.<br />

Yani yeralt›nda depolu bulunan<br />

karbondioksiti çözüp atmosfere<br />

aktar›yoruz. Her aktard›¤›m›z<br />

karbondioksit molekülü, battaniyemizi<br />

kal›nlaflt›rmaya bafll›yor.<br />

Küresel ›s›nma dedi¤imiz bu.<br />

Da¤lardaki buzlar çözülüyor, su<br />

seviyesi yükseliyor, ak›nt›lar de-<br />

¤ifliyor. Bütün bunlar günlük gazetelerdeki<br />

3. sayfa cinayet haberlerine<br />

dönüfltü.<br />

Jeotermal kaynak dedi¤imizde<br />

ise yeralt›nda 6000 derecelik<br />

magman›n ›s›tt›¤›n› yerüstüne<br />

ç›kard›¤›m›zda, ›s› <strong>ve</strong> elektrik<br />

üretebildi¤imiz enerji kayna¤›.<br />

Bu da do¤an›n bize sundu¤u bir<br />

imkan.<br />

Enerjiye biraz daha detayl›<br />

girmek istiyorum. Termik santraller<br />

<strong>ve</strong> ulaflt›rma dedi¤imiz bütün<br />

araçlar›n tümünde küresel<br />

›s›nmaya yol açan tehdit var. Bunun<br />

için toplu tafl›m <strong>ve</strong> yenilenebilir<br />

enerjiyle giden araçlar› tercih<br />

ediyoruz.<br />

Metan gaz›n›n büyük k›sm›<br />

tar›mdan özellikle pirinç tarlalar›ndan<br />

geliyor. Kesti¤imiz her<br />

a¤aç ile atmosferde dengeyi sa¤layan<br />

bir arac›n yok edilmesine yol<br />

aç›yoruz. Biliyorsunuz at›klarda<br />

metan gaz› birikmesi çok oluyor.<br />

Sanayide özellikle çimento<br />

fabrikalar› atmosferi çok kirletiyor.<br />

Fransa, Türkiye’nin imtiyazl›<br />

ortak al›nmas›n› istiyor, çünkü<br />

burada birçok çimento fabrikas›<br />

sat›n alarak faaliyetlerini sürdürmeyi<br />

amaçl›yor. Üretilen her ton<br />

çimento bafl›na bir ton karbondioksit<br />

sal›n›m› yap›yor. AB standartlar›n›n<br />

2020 hedefi sera gaz›<br />

sal›n›m›n› %20, enerji kullan›m›-<br />

n› da %20 daha azaltmak <strong>ve</strong> %20<br />

yenilenebilir enerjiye geçmek.<br />

Böylece AB üyeleri imtiyazl› ortakl›k<br />

yoluyla bizim gibi ülkelere<br />

bu teknolojileri transfer ederek<br />

kendisi için iyi olan› infla etmek<br />

istiyor. Bir de bu ülkelerde kirli<br />

teknoloji yat›r›mlar›n› do¤ru bulan,<br />

yani neoliberal politikalar›<br />

benimseyen muhataplar bulursa<br />

isteklerini gerçeklefltiyorlar.<br />

1980’den itibaren özellikle endüstrileflmifl<br />

ülkelerin kendi krizlerini<br />

aflmak için kredi <strong>ve</strong>rerek,<br />

tahkim mahkemelerinin yetkili<br />

k›l›nd›¤› <strong>ve</strong> bu da yetmezmifl gibi<br />

sorun ç›kt›¤›nda kirli teknoloji<br />

transfer eden belediye <strong>ve</strong>ya flirket<br />

ödeyemedi¤inde bütün TC vatan-<br />

<strong>Harita</strong> <strong>ve</strong> <strong>Kadastro</strong> Mühendisleri Odas› ‹zmir fiubesi 8. Yaz E¤itim Kamp› - 2009 Foça/‹zmir 77


5 . O T U R U M<br />

dafllar›n›n ödemesi için hazine<br />

garantisi isteyerek neoliberal sald›r›lar›n›<br />

gerçeklefltiriyorlar. Bu<br />

mekanizma ifllemeye bafllad›.<br />

Hollanda da bizim imtiyazl›<br />

ortakl›¤›m›z› savunuyor, di¤er<br />

yandan da asbestli gemilerini bize<br />

yolluyor. Bizim imtiyazl› ortakl›kl›¤›m›zla<br />

standard›m›z› yükseltmememiz<br />

onlar›n ifline yar›-<br />

yor. Fransa <strong>ve</strong> Hollanda’yla birlikte<br />

Almanya da imtiyazl› ortak<br />

olmam›z› istiyor. Kirli yat›r›mlar›nda<br />

bizim ülkemiz onlar için<br />

ideal. Ancak bizim de ortakl›k<br />

içinde yer almam›z› isteyen, AB<br />

üyesi ülkeleri de var.<br />

AB iyi <strong>ve</strong>ya kötü, girelim <strong>ve</strong>ya<br />

girmeyelim tart›flmas› yerine, benim<br />

anlay›fl›ma göre ülkemizin<br />

yaflam kalitesinin yükseltilmesi<br />

<strong>ve</strong> çevresinin korunmas› için bir<br />

mücadele içinde olmal›y›z. Gözlerimizi<br />

kapamak, beni ilgilendirmiyor<br />

demek, her dediklerini yapal›m<br />

demek ayn› kap›ya ç›k›yor.<br />

Müzakere sürecini bir mücadele<br />

süreci haline getirmek laz›m.<br />

Tar›mda AB standartlar›na uymayan<br />

gübreler geldi¤ini <strong>ve</strong> bu<br />

gübreyle üretilen ürünlerin AB<br />

standartlar›na uygun olmad›¤›<br />

için geri çevrildi¤ini biliyoruz. Bu<br />

ülkeleri <strong>ve</strong> ticaret erbaplar›n› suçlaman›n<br />

anlam› yok. Onlar kendileri<br />

için iyi olan› yap›yorlar.<br />

Bunlar› talep etmememiz laz›m.<br />

Uygun kurum <strong>ve</strong> kurulufllar›<br />

oluflturmam›z, yerel <strong>ve</strong> merkezi<br />

yönetimlerin, üni<strong>ve</strong>rsitelerin, maafllar›n›<br />

yurttafllar›n <strong>ve</strong>rgilerinden<br />

<strong>ve</strong>rdi¤imiz herkesin, özetle kamunun<br />

kamulaflt›r›lmas› gerekiyor.<br />

1980’den beri kamu özellefltirildi<br />

biliyorsunuz, bizim özel sektörü<br />

özellefltirmemiz, kamuyu da<br />

kamulaflt›rmam›z gerekiyor. Bunu<br />

yapmad›¤›m›z zaman kamu<br />

gücüyle donanm›fl olan yetkili,<br />

söyledi¤i herfleyin do¤ru oldu¤unu<br />

dayatmaya bafll›yor. Dokunulmazl›¤›<br />

da var.<br />

Kamudan süzülerek gelen konular<br />

parlamentoda yeterince her<br />

yönüyle tart›fl›lmad›¤› zaman, al›-<br />

nan kararlar her zaman do¤ru olmuyor.<br />

BM’de de çevre bir sorun. ‘Ardus<br />

Sözleflmesi’ ad›nda bir sözleflme<br />

var. Bilgiye eriflim, karar <strong>ve</strong>rme<br />

süreçlerine kat›l›m <strong>ve</strong> adalete<br />

eriflim diye. Bunun sizlerin bilmesinde<br />

yarar var.<br />

Ülkeler aras› iklim de¤iflikli¤i<br />

panelinde 2500 bilim insan›, hakikaten<br />

küresel ›s›nma var m› diye<br />

sorgulad›lar <strong>ve</strong> oldu¤una karar<br />

<strong>ve</strong>rildi. BM’de konufluluyor, kimse<br />

“bana ne” diyemiyor, çünkü<br />

herkesi tehdit ediyor. Kirleten ülkeler<br />

ise kendi sorumluluklar›n›<br />

emisyon ticareti gibi mekanizmalarla<br />

baflka ülkelerde bu indirimi<br />

yaparak mevcut durumu sürdürmek<br />

istiyorlar. Bedeli kendi ülkelerinin<br />

d›fl›nda ödettirmeye çal›fl›-<br />

yorlar.<br />

Fosil yak›tlar›n atmosferdeki<br />

tahribat› nedeniyle bizim de hiç<br />

bir flekilde termik santral kurmamam›z<br />

gerekiyor. Çünkü kurulan<br />

termik santraller hem yak›n çevreyi<br />

tahrip ediyor, hem de küresel<br />

kirlenmeye katk›s›n› artt›rd›¤›<br />

için Kopenhag’dan bafllayarak<br />

karbon <strong>ve</strong>rgisi ödeme yükümlülü¤ümüz<br />

bafll›yor. ‹talya fosil yak›tlarla<br />

elektri¤i Arnavutluk’ta,<br />

temiz enerjiyi ise kendisi üretiyor.<br />

Kirli enerji üretti¤i için Arnavutluk<br />

halk›n›n hanesine borç<br />

olarak yaz›l›yor. Rusya, rafinerisini<br />

Türkiye’de kurmak istiyor.<br />

Çünkü o rafineriden ç›kan ürünlerin<br />

karbon <strong>ve</strong>rgisi TC vatandafllar›<br />

taraf›ndan ödenecek. Bu genç<br />

arkadafllar› ilgilendiriyor, çünkü<br />

daha önlerinde en az 30-40 y›l<br />

yaflayacak ömürleri var. Bu bilgileri<br />

sizlerle paylafl›yoruz, uyumaman›z<br />

gerekiyor. Bu konular› izlemeniz,<br />

ilgi alanlar›n›za bu konular›<br />

katman›z gerekiyor.<br />

Nükleer enerji çözüm gibi anlat›l›yor.<br />

Almanya gibi endüstrileflmifl<br />

ülkeler en k›sa zamanda<br />

fosil <strong>ve</strong> nükleerden uzaklaflmay›<br />

hedefledikleri için böyle bir plan<br />

yap›yorlar. Bunun için termik<br />

santrallerini ‹skenderun Sugözü’ne<br />

aktarmak istiyorlard›. Bunu<br />

sa¤lad›lar. Türkiye’nin % 7 elektri¤i<br />

ithal kömürle burada üretiliyor.<br />

Bu elektri¤i almak zorunda.<br />

Almak istemese de paras›n› ödemek<br />

zorunda. Bu büyük borçlar<br />

özellikle genç arkadafllar›m›z›n<br />

borcu. Kredi kartlar›ndaki borçlar<br />

gibi.<br />

Günefli bize göre yar› yar›ya<br />

az olan Almanya’da her çat›ya günefl<br />

pili koyup, bulduklar› her yere<br />

rüzgar tribünü dikiyorlar. Ekonomilerini<br />

enerji duyarl›kl› olmaya,<br />

savafllardan uzak durmaya çal›fl›yorlar.<br />

Yüksek lisans›m› nükleer<br />

enerji konusunda yapm›flt›m.<br />

Amerika’da 1978 y›l›ndan beri<br />

santral siparifl edilmedi¤i, daha<br />

önce siparifl edilen 100 tanesinin<br />

de iptal edildi¤ini biliyoruz. Bakanlar<br />

Kurulunda Bülent Ecevit<br />

ça¤›rd›¤›nda bunlar› sunmufltum.<br />

1999 y›l›ndaki iptalde bu çal›flman›n<br />

etkisi olmufltu. Son nükleer<br />

santral 1970’de inflaata bafllanm›fl<br />

96’da sonuçlanm›fl. Nükleer<br />

endüstrinin sorunlar› olarak flunlar<br />

söyleniyor; ‹nflaat maliyetleri,<br />

at›klar›n sorunu, santrallar›n çal›flmas›n›n<br />

düzenlenmesi konusundaki<br />

yüksek maliyetler, denetlenmesi<br />

zor, kaza oldu¤unda<br />

haber <strong>ve</strong>rmiyor, nükleer denetleme<br />

komisyonuna ra¤men büyük<br />

bir altyap› kurmas› gerekiyor, her<br />

yere bir görevli koymas› laz›m<br />

vs... Amerika’dan bafllayarak<br />

70’lerden bu yana nükleer santraller<br />

kurulmuyor. Uzun süredir<br />

kurulum olmad›¤› için kimse bilmiyor,<br />

karfl› olanlar neden karfl›<br />

olduklar›n› bilmiyor, destekleyenler<br />

nas›l bir yanl›fl yapt›¤›n›<br />

bilmiyor. <strong>Yaflanabilir</strong> bir do¤a<br />

için bunu bilmemiz laz›m.<br />

Bu santrallerin hangi amaçla<br />

kullan›ld›¤› da bu arada söylenmiyor.<br />

Nükleer santraller elektrik<br />

üretmek için kurulmuyor. 1950’<br />

lerden 70’lere kadar geliflmifl ülkeler<br />

bunu nükleer silah malzemesi<br />

üretmek için kurdu. As›l<br />

78<br />

<strong>Harita</strong> <strong>ve</strong> <strong>Kadastro</strong> Mühendisleri Odas› ‹zmir fiubesi 8. Yaz E¤itim Kamp› - 2009 Foça/‹zmir


5 . O T U R U M<br />

amaç nükleer bombada kullan›lacak<br />

plütonyumu <strong>ve</strong> di¤er malzemeleri<br />

üretmek. Bu s›rada santralde<br />

reaksiyon s›ras›nda biriken<br />

›s›n›n d›flar›ya al›nmas› gerekiyor<br />

ki reaksiyon devam edebilsin.<br />

Elektrik, at›k yan ürün olarak ortaya<br />

ç›k›yor. Rusya bunu merkezi<br />

›s›tmada kulland›. Amerika elektrikte<br />

kulland›. Bir nükleer santral<br />

ömrü boyunca üretti¤i enerjinin<br />

üç mislini tüketiyor. Uranyum<br />

295 santrifüjlerde haz›rlan›rken<br />

çok fazla enerji gerekiyor.<br />

Amerika bunun için yan›na baflka<br />

bir termik santral kuruyordu.<br />

Ama as›l ürüne ulaflmak için üç<br />

misli de¤il yirmi misli de enerji<br />

kullan›rs›n›z. Burada elektrik<br />

enerjisi üretebilecekmifl gibi düflünmemek<br />

gerek.<br />

Bu arada ‹ngiltere’den bahsetmek<br />

laz›m. 1980’de nükleer santralleri<br />

özellefltiremedi <strong>ve</strong> kamuda<br />

kald›. Bugün ‹ngiltere, süresi<br />

dolan santralleri kapatmas› gerekiyor.<br />

Bunun maliyeti 19 santral<br />

için 91 milyar Sterlin. Her bir<br />

santralin kapatma maliyeti 10<br />

milyar dolara mal oluyor. Bizim<br />

nükleer enerji yasam›z›n bir köflesinde<br />

1000 megawat›n üzerindeki<br />

termik santrallerin 15 y›ll›¤›-<br />

na al›m garantisi tahkim anlaflmas›<br />

yasas›yla yap›lmas› yer al›yor.<br />

Nükleer olmazsa, o yasa termik<br />

santral yasas› olacak. ‹çinde bir<br />

de at›klar›n bertaraf›n›n yüzde<br />

flu kadar›n›n kamu taraf›ndan yap›laca¤›<br />

diye bir kay›t var. Bu 5<br />

santral için 50 milyar dolar demektir.<br />

Yani bu 50 milyar dolar›,<br />

daha genç arkadafllar›m›z ödeyecek<br />

anlam›na geliyor.<br />

Baflka ülkelerde kurulan santraldan<br />

al›nan kullan›lm›fl yak›tlar›n<br />

içinden plütonyum çekilmifl<br />

olanlar›n, araflt›rma enstitülerinde<br />

küresel nükleer enerji ortakl›¤›<br />

ad› alt›nda bar›flç› kullan›m› fleklinde<br />

at›klar›n transferi söz konusu.<br />

Bizim Atom Enerji Kurumu<br />

baflkan›m›z, bunlar›n çok de¤erli<br />

oldu¤unu, gerekirse at›k tesisini<br />

kurabilece¤imizi, söyledi. Üçüncü<br />

safhada da son pislikler de bize<br />

geliyor. Böylece bunun ad› bar›flç›<br />

kullan›m oluyor. Plütonyumu di-<br />

¤er ülke al›yor, siz hammaliyesini<br />

yap›yorsunuz, bu arada elektrik<br />

üretmifl gibi oluyorsunuz. Bütün<br />

dünyan›n terketti¤i fleye yönelmifl<br />

oluyorsunuz.<br />

Do¤aya uyumlu fleyler yap›ls›n,<br />

enerjimizi günefl, rüzgardan<br />

üretelim diyoruz. Bunun mümkün<br />

olabilece¤ini <strong>ve</strong> yüzde yüz<br />

yenilenebilir enerji ile bütün<br />

enerji ihtiyaçlar›m›z› karfl›layabilece¤imizi<br />

kan›tlayaca¤›m.<br />

1850’lerde atmosferin içinde<br />

günefl vard›, bugün var, yar›n da<br />

olacak. Günefl bizi terk edip gitmedi¤i<br />

sürece ayn› kararl›l›k var.<br />

Hergün bir flekilde yüzyüzeyiz.<br />

Bu denge oldu¤u sürece güneflin<br />

atmosferin içine <strong>ve</strong>rdi¤i enerji<br />

çok fazla. Oluflturdu¤u rüzgarlar<br />

da enerji aç›s›ndan çok fazla. Dalgalar,<br />

biyokütle <strong>ve</strong> su gücü, jeotermal<br />

ise çok daha fazla, çatlaklar<br />

aras›nda buhar <strong>ve</strong>rip ›s› almak<br />

üzerine çal›fl›l›yor ki bu çok<br />

önemli. Bu kaynaklar her zaman<br />

vard›, peki neden do¤algaz, kömür,<br />

petrol kullan›m›na geçildi.<br />

H›zl› sanayileflmenin ihtiyaç duydu¤u<br />

›s› <strong>ve</strong> elektri¤e dönüfltürecek<br />

teknoloji yoktu. Bu teknoloji<br />

kopuklu¤u nedeniyle kolay olan›<br />

yani yeralt›ndan bu kaynaklar›<br />

kullanmaya bafllad›lar.<br />

Türkiye’ye y›lda 25 milyon insan<br />

günefllenmeye geliyor, demekki<br />

yeteri kadar var. TÜB‹TAK<br />

çal›fl›rken 1988 y›l›nda topograf<br />

<strong>ve</strong> flöför arkadafl›mla Anadolu’da<br />

60 bin km. dolaflarak rüzgar haritas›n›<br />

yapt›k. Rüzgardan iki misli<br />

elektrik üretebilece¤imizi söyledik.<br />

91 y›l›nda bunu söyledik, 92<br />

y›l›nda da böyle saçma sapan ifllerle<br />

u¤raflt›¤›m›z için TÜB‹-<br />

TAK’tan ifl akdimiz fesh edildi.<br />

Nükleer konusunda, kömür konusunda<br />

çal›flmalar yapm›fl bir<br />

mühendis olarak modas› geçmifl<br />

bir fleyle u¤raflman›n bedelini<br />

ödedim. Sa¤olsunlar onlar›n sayesinde<br />

üni<strong>ve</strong>rsiteye girdim. Kamudaki<br />

insanlar zaten o y›llardan itibaren<br />

özelleflmeye bafllam›flt›.<br />

Abuk sabuk günefl, rüzgar diyenleri<br />

temizleyip petrol, do¤algaz,<br />

kömür diyenlerden bir yap› oluflturmaya<br />

karar <strong>ve</strong>rdiler. Ona göre<br />

de seçim sistemi de¤ifltirildi. Siyasi<br />

Partiler Kanunu da bu flekile<br />

ulaflt›. Yap› çok de¤iflmesin diyorsan›z<br />

muhalefet olarak siz de<br />

mevcut durumun sizin için daha<br />

gü<strong>ve</strong>nli daha kal›c› bir flekil olarak<br />

görebiliyorsunuz.<br />

Biyokütleye gelince, topra¤›-<br />

m›z ne kadar <strong>ve</strong>rimli biliyorsunuz,<br />

çöl de¤il buras›, do¤an›n<br />

kendili¤inden enerji deposu<br />

›ç›s›ndan da pekçok ülkeye göre<br />

daha avantajl›y›z. Da¤l›k bölgelerimizi<br />

<strong>ve</strong> su potansiyelimizi hepimiz<br />

biliyoruz. Dünya ortalamas›ndan<br />

çok daha fazla su kaynaklar›m›z<br />

var.<br />

1850’den bu yana teknoloji ne<br />

oldu. Petrol, do¤algaz <strong>ve</strong> kömüre<br />

devam edildi. 1970 y›l›nda petrol<br />

kriziyle ‹ngiltere’de bir gecede<br />

ikibin kifli öldü kentlerde kömür<br />

yak›ld›¤› için. ‹ngiltere’de enerjinin<br />

etkin kullan›lmas›na hemen<br />

geçmek zorunda kald›lar. Bütün<br />

endüstrileflmifl ülkeler sorunu yaflad›lar<br />

<strong>ve</strong> bir gecede bunu yapt›-<br />

lar. Sorun çözülmezse sa¤l›k harcamalar›n›n<br />

artt›¤›n› gördüler. ‹lk<br />

olarak enerjinin etkin kullan›m›-<br />

n› hayata geçirdiler. 70’den 2000<br />

y›l›na kadar sanayi, ulafl›m, tar›mda<br />

her ifli dört misli daha az<br />

enerji kullanarak yapmaya bafllad›lar.<br />

Örnek buzdolaplar›; dört<br />

misli daha az enerji tüketen aletler<br />

ürettiler. Kampanyada en<br />

ucuz olan› de¤il en az enerji tüketeni<br />

kullanmay› flart kofltular kamuda.<br />

‹ki ayda o para fark›n› ç›-<br />

kart›yor. Hollandal› belediyeler<br />

daha az enerji tüketsin diye ücretsiz<br />

ampul da¤›tmaya bafllad›-<br />

lar. Bunu kamu inisiyatifiyle yap›yorlar.<br />

Biz enerjinin Etkin Kullan›m›<br />

Yasas›n› 2005 y›l›nda ç›kard›k.<br />

Aram›zdaki 30 y›l fark var. Biz<br />

‹talya’n›n seviyesine 30 y›l sonra<br />

gelece¤iz demek, ‹talya’n›n b›rak-<br />

<strong>Harita</strong> <strong>ve</strong> <strong>Kadastro</strong> Mühendisleri Odas› ‹zmir fiubesi 8. Yaz E¤itim Kamp› - 2009 Foça/‹zmir 79


5 . O T U R U M<br />

t›¤› çöpleri 30 y›l sonra kullanaca¤›z<br />

anlam›na geliyor. Burada da<br />

kafam›z› düzeltmemiz laz›m. fiu<br />

anda Enerjinin Etkin Kullan›m<br />

Yasas›na bakt›¤›n›z zaman 5-10<br />

y›ld›r erteleniyor. Çünkü do¤algaz,<br />

kömür anlaflmalar› yap›lm›fl,<br />

kullanmad›¤›m›z do¤algaz›n paras›n›<br />

ödüyoruz ya, enerji tasarrufu<br />

yapar da az do¤algaz kullan›rsan›z<br />

tasarruf etti¤inizin hiç<br />

bir de¤eri olmuyor. Çünkü onun<br />

tasarruf etmemifl gibi paras›n›<br />

<strong>ve</strong>rmiflsiniz en yüksek fiyattan.<br />

Samsun’daki mobil santral kirli,<br />

kazlar da dayanam›yor, bal›klar<br />

da dayanam›yor; kapal› tutuluyor.<br />

Kapat›l›nca üretmedi¤iniz fleyin<br />

üretmifl gibi paras›n› ödüyorsunuz.<br />

Bu mobil santralda 1993<br />

y›l›nda Endenozya taraf›ndan<br />

terk edilmifl santral. Birisi anlaflma<br />

yapm›fl tahkim <strong>ve</strong> hazine anlaflmas›<br />

diye ball› börek, ömür<br />

boyu ayl›k gelir. Kapat›n, diye rica<br />

ediyorsun. Kapat›r›m tabi ama<br />

param› <strong>ve</strong>r, diyor. Kendi paran›zla<br />

rezil oluyorsunuz, bilin diye<br />

anlat›yorum.<br />

Her yerde kanserle ilgili birfley<br />

görüyorum, otobüslerde insanlar›n<br />

ellerinde tomografi zarflar›<br />

görüyorum. Ben termik santral<br />

sat›c›s› olsam gitti¤im yerlerde<br />

kanser ilac› satar›m, kanser hastanesi<br />

açar›m. ‹kisi birbirini besleyen,<br />

pazar oluflturan dayan›flmal›<br />

faaliyet halinde.<br />

Atmosferin içindeki problemi<br />

çözmek için Amerika, Almanya,<br />

Japonya günefl pilinden, rüzgar<br />

tribünlerinden elektrik teknolojisini<br />

gelifltirmeye bafllad›lar. ‹lk<br />

olarak Amerika 1980’lerde 15 bin<br />

tane siparifl etti. 1980’de Çeflme<br />

Alt›nyunus Tatilköyünde 55 kilovatl›k<br />

rüzgar tribünü kuruldu. Bizim<br />

çal›flma yapt›¤›m›z dönemde<br />

Tuborg firmas› Yaflar Holdinge<br />

hediye etmiflti. O zaman en büyük<br />

rüzgar tribünü teknolojisiydi<br />

<strong>ve</strong> 80 kilovat düzeyinde Hollanda<br />

üretiyordu. Hollanda, Danimarka<br />

diyorum, çünkü orada do¤a ile<br />

iliflkileri tan›mlarken, okyanustan<br />

gelen suyu geriye atmak için rüzgar<br />

tribünlerini kullanm›fllar.<br />

Hollanda 1985’ten itibaren bir saatte<br />

80 kilovat/saat enerji üreten;<br />

yani on tane 100 vatl›k ampülü<br />

bir saat yakacak ya da 80x10=800<br />

watl›k ampulu yakacak enerji<br />

üreten bir rüzgar tribünü<br />

yapm›fllard›. Almanlar Hollanda’dan<br />

ithal etmeye bafllam›fllar.<br />

Bu arada Amerikan hükümeti ise,<br />

80’den itibaren her üreticiye siparifl<br />

<strong>ve</strong>riyor. fiu anda 15 bin tane<br />

rüzgar tribünü Californiyada üretim<br />

yap›yor. Bu talep bu sektörü<br />

gelifltirmeye bafllad›. 1995’de 600<br />

kilowatl›k tribünler üretilmeye<br />

bafllad›. AB daha sonra 1000 kilowatlar›n<br />

üretilmesi için destek<br />

<strong>ve</strong>rdi. 1500’lükler 2000 y›l›nda<br />

ç›kt›. fiu anda denizüstü tribünler<br />

6000 kilowatl›k. Her biri 25 bin<br />

kiflinin elektri¤ini <strong>ve</strong>riyor. Bütün<br />

bu teknolojik geliflme 20 y›lda oldu.<br />

Biz de 88’de rüzgar haritas›n›<br />

yapm›flt›k. Bedelimizi ödedik, cezam›z›<br />

ald›k. Avrupa 89’da yapt›<br />

bunu. O günden bugüne teknolojinin<br />

geliflti¤i hali görüyorsunuz.<br />

Dünya flu anda buna dönüyor.<br />

Mesela Çin’de befl bin kiflinin çal›flt›¤›<br />

rüzgar tribün üretim tesisleri<br />

var.<br />

Güneflte çat›ya konan günefl<br />

pilleri var. Almanya’da her çat›ya<br />

bu paneller konuyor.<br />

Su tribünlerini yenilenebilir<br />

olarak görmüyoruz. Çünkü barajlar<br />

çevreyi tahrip ediyor.<br />

Biyoteknoloji yani yakmaya<br />

gelince, Avustralya’da bitki art›klar›ndan<br />

oluflan odunlarla toplam<br />

›s›nmalar›n›n yüzde 70’ini sa¤l›-<br />

yorlar. Bu teknolojiler geliflmifl<br />

durumda. Eksik olan kamu iradesi.<br />

Geçen hafta Çin’deydim. ‹ki<br />

bölgede valiler, belediye baflkanlar›<br />

onlar›n öncülü¤ünde insanlar<br />

toplanm›fl yat›r›mc›lar, gençler,<br />

ö¤retim üyeleri, o bölgede nas›l<br />

yenilenebilir enerjiye geçilebilece¤ini<br />

tart›fl›yorlar. Ben de Rüzgar<br />

Enerji Birli¤i’ni temsilen dünyada<br />

neler olup bitti¤ini onlara<br />

anlatt›m. Kamu iradesi olarak Almanya<br />

örne¤ini <strong>ve</strong>riyordum bundan<br />

sonra Çin’i örnek <strong>ve</strong>rece¤im.<br />

Ama art›k Küba’y› örnek <strong>ve</strong>rece-<br />

¤iz, dün Castro aç›klama yapt›,<br />

küresel ›s›nmayla ilgili önlem alman›n<br />

ne kadar önemli oldu¤unu<br />

2004 y›l›nda yenilenebilir enerji<br />

devrimini bafllatt›klar›n› 9 milyon<br />

tane elektrik ampulü da¤›tt›klar›-<br />

n› yüzde 30-40 tasarruf sa¤lad›klar›n›<br />

söyledi. Konferans için da<strong>ve</strong>t<br />

ettiklerinde gitti¤im zaman<br />

bakanl›¤a girerken Che’nin foto¤raf›n›n<br />

yan›nda, üç tane rüzgar<br />

tribünü ile yenilenebilir enerji<br />

devriminin afiflini gördüm. Dün<br />

Fidel Castro yapt›¤› aç›klamada<br />

küresel ›s›nmaya dikkat çekerek,<br />

termik santrallerin kullan›lmas›-<br />

n›n devrimci bir uygulama olmad›¤›n›<br />

çok net olarak ifade etti.<br />

Almanya’da 97’de bir yasa getiriyorlar<br />

meclise, rüzgar tribünlerinin<br />

öncelikli bina olmas› için.<br />

Nisanda yasay› ç›kart›yorlar.<br />

2001’de mahkemeye <strong>ve</strong>riliyorlar<br />

AB mahkemesine haks›z rekabet<br />

yap›l›yor diye. Mahkeme ‘hay›r,<br />

yenilenebilir enerji bir kamu hizmetidir,<br />

bir an önce geçilmelidir<br />

diyor.<br />

Almanya rüzgar› bize göre yar›<br />

yar›ya az oldu¤u için destek<br />

<strong>ve</strong>rmek zorunda. Türkiye’de deste¤e<br />

gerek yok çünkü 5 cent’e<br />

üretiliyor. fiu anda bakanl›kta 83<br />

bin megavat baflvuru var lisans almak<br />

için, hiç bir destek de istemiyorlar.<br />

Tabii ki lisanslar›n düzgün<br />

<strong>ve</strong>rilmesi laz›m. Kamu ç›karlar›na<br />

zarar <strong>ve</strong>rilmeden <strong>ve</strong>rilmesi<br />

laz›m. Di¤er bütün yat›r›mlardaki<br />

denetimlerin yap›lmas› laz›m.<br />

Rüzgar santrallar›n›n da 95 y›-<br />

l›ndaki çöp olanlar›n›n burada tesisini<br />

engellemek laz›m. Daha önce<br />

buzdolab›, tekstil <strong>ve</strong> fotokopi<br />

makinalar›nda olan fleyin olmamas›<br />

için. Neoliberal sald›r› burada<br />

da ayn› flekilde iflliyor. Bunun<br />

önlemini alacak olan da, kamulaflt›r›lm›fl<br />

kamu olmak zorunda.<br />

2010 y›l›nda 15-17 Haziran<br />

Eurosolar konferans› ‹stanbul’da<br />

yap›lacak, bunu not etmenizi istiyorum.<br />

80<br />

<strong>Harita</strong> <strong>ve</strong> <strong>Kadastro</strong> Mühendisleri Odas› ‹zmir fiubesi 8. Yaz E¤itim Kamp› - 2009 Foça/‹zmir


5 . O T U R U M<br />

Son olarak flunu söylemek istiyorum,<br />

kömür, petrol <strong>ve</strong> do¤algaz<br />

ba¤›ml›l›¤›ndan kurtulup bar›flç›<br />

enerjiye yönelmeliyiz. Bildi-<br />

¤iniz gibi günefli özellefltiremezsiniz.<br />

Bu ifli nas›l yapaca¤›z, bunu<br />

yapacak insanlar›n yaflamlar›n›n<br />

kalitesini yükseltmek gerekiyor.<br />

Bunun için ne yapmam›z gerekti-<br />

¤ini Güneflin anlatacak.<br />

Güneflin AYDEM‹R<br />

Yenilenebilir enerji kaynaklar›yla<br />

bugün mevcut ihtiyac›m›z›<br />

karfl›layabiliriz dediniz. Bunun<br />

için ne olmas› gerekiyor Artan<br />

bir enerji iste¤i var, doymak bilmeyen<br />

ifltah›m›z oldu¤u için bunu<br />

da karfl›layabilir miyiz<br />

Tanay S›dk› UYAR<br />

Yüzde yüzünü karfl›lamak için<br />

öncelikle kaynak var m›, buna<br />

bakmak gerekir. Kayna¤›n oldu-<br />

¤unu gördük, hergün do¤an günefl<br />

bunu bize <strong>ve</strong>riyor <strong>ve</strong> yan›m›zdan<br />

akan petrol boru hatt› gibi<br />

ak›p gidiyor. Kullanmazsan›z ertesi<br />

gün yeniden var, onun için<br />

yenilenebilir.<br />

Teknoloji geliflmifl ama talebin<br />

tamam›n› karfl›layabilir mi<br />

Sorumuz bu. Avrupa Yenilenebilir<br />

Enerji Birli¤i, Eurosolar olarak<br />

her y›l depolama için konferans<br />

yap›yoruz. Bu enerjinin yüzde<br />

yüz karfl›lama sorunlar›, depolama<br />

teknikleri üzerine konufluyoruz.<br />

Ona gerek olmadan da flunu<br />

görüyoruz ki güneflin kimyasal<br />

enerjisini depolayan biyokütlenin<br />

bir son olarak do¤an›n kendi deposu<br />

oldu¤unu, biyokütle ile beraber<br />

rüzgar› <strong>ve</strong> günefli birlikte<br />

ele ald›¤›m›zda bir çözüm oldu-<br />

¤unu görüyoruz. ‹kincisi, büyük<br />

barajlar›n oldu¤u ülkelerden mesela<br />

Kanada 3000 wat rüzgar<br />

enerjisi kuruyor. Rüzgardan geldi¤inde<br />

üretecek, baraja suyu depolayacak<br />

ihtiyac› oldu¤unda<br />

karfl›layacak.<br />

Eurosolar baflkan›ndan duydu¤umuza<br />

göre ‹spanya’da, yüzde<br />

60 binalara yenilenebilir enerji<br />

kullan›lmas›na göre ruhsat <strong>ve</strong>riliyor.<br />

Böyle önlemler almaya çal›fl›-<br />

yorlar.<br />

Birinci çözüm enerjinin etkin<br />

kullan›m›. Bir kiflinin en az enerji<br />

<strong>ve</strong> en az çevre kirleterek, en h›zl›<br />

bir flekilde ulaflmas›. Bunu sa¤lad›¤›n›zda<br />

sorunu çözüyorsunuz.<br />

Bunu kendi ülkeniz için çözüyorsunuz<br />

ama di¤er ülke için sorun<br />

yarat›yorsunuz. Müflteri olmad›-<br />

¤›n›z, neoliberal ekonomiye katk›<br />

sa¤lamad›¤›n›z zaman o çöpün<br />

üretildi¤i ülke için bir sorun yarat›yorsunuz.<br />

Avrupadaki çevrecilere flunu<br />

söylememiz gerekiyor, kendi ülkenizde<br />

üretti¤iniz çöpü kendi<br />

ülkenizde temizleyeceksiniz.<br />

Fransa’daki çevreci arkadafllara<br />

at›klar›n›z› lütfen kendi ülkenizde<br />

depolay›n, Türkiye’ye yollamay›n,<br />

buradaki yap›lacak nükleer<br />

santral protestosuna kat›l›p hay›r<br />

demek yerine, onun buraya<br />

gelmemesi için kendi ülkenizde<br />

çal›fl›n.<br />

Hollandal› arkadafllardan asbest<br />

yüklü gemilerinin kendi ülkelerinde<br />

temizlemelerini talep<br />

etmek gerekiyor.<br />

AB ile müzakere süreci bir an<br />

önce bafllamal›. Bafllamas›n›n ertelenmesinin<br />

bir nedeni bütün<br />

termik santrallerin tahkim <strong>ve</strong> hazine<br />

anlaflmalar›n›n bitirilmesi, o<br />

ülkelerin yükü de¤il, bizim yükümüz<br />

haline geldikten sonra müzakere<br />

aç›lmas› bekleniyor. Erteleme<br />

nedeni bu.<br />

Güneflin AYDEM‹R<br />

Buraya Küçükkuyu, Çanakkale’den<br />

geldim. Bu¤day Derne¤inin<br />

k›rsal e¤itim merkezini kuruyoruz.<br />

Orada köyde yafl›yorum. K›rsal<br />

yaflam› daha iyi gözleme flans›m<br />

oluyor.<br />

<strong>Yaflanabilir</strong> çevre <strong>ve</strong> do¤a için<br />

ne yapabiliriz, sorusunu sizlerle<br />

paylaflaca¤›m. Tanay hocan›n sunumunda<br />

ac› gerçekler var. Ama<br />

Ömer Madra’n›n söyledi¤i gibi<br />

‘silah elde ölmek’ gerekir diye düflünüyorum.<br />

Uluslararas› organik tar›m ile<br />

ilgili bir toplant›da konuflmac›lardan<br />

birinin söyledi¤i bir cümleyi<br />

konuflman›n bafl›na koymak istiyorum.<br />

Yaflad›¤›m›z gezegen, Tanay<br />

hocan›n deyimiyle küresel<br />

hapishane, geliflmifl ülkelerle, geliflmemifl<br />

ülkelerden oluflan de¤il,<br />

oluflmuyor, asl›nda tek bafl›na geliflen<br />

bir dünyadan olufluyor. Bu<br />

bence önemli, sürekli her konuflmada<br />

geliflmifl ülkelerden bahsediyoruz.<br />

Bir de az geliflmifl ülkeler<br />

var. Bu iki dünya birbirinden ayr›ym›fl<br />

gibi kavr›yoruz. Halbuki,<br />

do¤ada böyle bir ayr›l›k yok. Yaflam›n<br />

örgüsü içinde herfley o kadar<br />

birbiriyle ba¤lant›l› ki ay›rmaya<br />

bafllad›¤›m›zda sorunun zeminini<br />

haz›rlam›fl oluyoruz.<br />

Bugünkü sorunlar›n çözümlerini<br />

görmek için de tarihte ufak<br />

bir yolculuk yapmak laz›m. Tarih<br />

anlatmak niyetinde de¤ilim ancak<br />

geçen hafta Bursa’da bir ören<br />

yerine gittim. Kaz›lan yer 7000<br />

y›l önce kurulmufl. O bölgede<br />

Bursa’y› merkez al›rsan›z, Çatalhöyük<br />

hariç, Balkanlar dahil o<br />

bölgedeki ilk insan yerleflimi. Alt›<br />

y›ld›r kaz›l›yor on y›l daha kaz›lacak.<br />

Bir mezar alan› <strong>ve</strong> yatan iske-<br />

<strong>Harita</strong> <strong>ve</strong> <strong>Kadastro</strong> Mühendisleri Odas› ‹zmir fiubesi 8. Yaz E¤itim Kamp› - 2009 Foça/‹zmir 81


5 . O T U R U M<br />

letleri gördüm. Bakt›¤›m fley 7000<br />

bin y›l önce ölmüfl bir insan›n iskeletiydi.<br />

Tahayül etmesi güç. ‹nsan›n<br />

son 50 y›lda do¤al bir yaflamdan<br />

flu andaki haline geldi¤ini<br />

düflünürsek 7000 bin y›ldan<br />

bugüne bir süreçte hiç bir de¤ifliklik<br />

olmadan ayn› iskelet, hiç<br />

de¤iflmemifliz. Ancak etraf›m›z›<br />

nas›l de¤ifltirmifliz. Ören yerinin<br />

etraf›na bakt›¤›mda iki kocaman<br />

fabrika görülüyor biri Karsan araba,<br />

di¤eri kimyasal üretim yapan<br />

tesis. O kadar ironik <strong>ve</strong> sembolik<br />

ki.<br />

7000 y›l önce tamamen do¤an›n<br />

s›n›rlar›, kurallar› içinde bir<br />

yaflam oluflturmufl, flehir kurmufl,<br />

mezarl›¤›n› ay›rm›fl. Kemikten<br />

alet, edevat yapm›fl. Küçük figürler<br />

oymufl, sanat yapm›fl, medeniyet<br />

yapm›fl. Di¤er yandan bizim<br />

medeniyetimizin, s›n›r›n› bir tel<br />

örgü çeviriyor.<br />

Biz ne yapt›k da oradan buraya<br />

›fl›nlan›<strong>ve</strong>rdik. Çözümler bunlar›n<br />

içinde yat›yor. Ama tarihe<br />

gömülelim anlam›na gelmiyor. fiu<br />

anda sakl›, buna inan›yorum. ‹ki<br />

konuflma aras› biraz nefes ald›k<br />

oturuflumuz de¤iflti. O zaman bu<br />

de¤iflim çok yak›n›m›zda. Amerika<br />

geneti¤i de¤ifltirilmifl m›s›r› bize<br />

satmaya çal›fl›yor. Ama sat›yor<br />

ne yapal›m deyip pasifleflmeye gerek<br />

yok. Basit önlemlerle büyük<br />

de¤iflim yaratabiliriz.<br />

Yaflam döngüsünde iki önemli<br />

kural var. Biri bütün canl›lar›n<br />

birbirine ba¤l› olma hali. Tek bir<br />

bütünüz <strong>ve</strong> flu an bunu kaybetmifl<br />

durumday›z. Sadece kendimizden<br />

ibaret oldu¤umuzu düflünüyoruz,<br />

ama böyle bir fley yok. Gördü¤ümüz<br />

<strong>ve</strong> görmedi¤imiz bir sürü etkinin<br />

alt›nday›z. Yapt›klar›m›z›n,<br />

bilip bilmedi¤imizin, birçok tepki<br />

yaratt›¤›n› biliyor olmal›y›z.<br />

‹kincisi, do¤ada döngüler<br />

tamd›r <strong>ve</strong> kapal›d›r. Bu süreç oldu¤unda<br />

devam edebilir. Sürekli<br />

içini boflaltt›¤›m›z, sürdürülebilirlik<br />

diye bir tabir var, ama do¤an›n<br />

kendisi tam <strong>ve</strong> kapal› döngüsü<br />

sayesinde sürdürülebiliyor. Bu<br />

kapal› döngü k›r›ld›¤› anda çözülme<br />

bafll›yor zaten. Bugünkü<br />

yok- olufla büyük bir h›zla geliyoruz.<br />

Ufak bir kavun tohumunu<br />

düflünün. Köylerde insanlar bu<br />

küçük kuru kavun tohumunu<br />

bez torbalarda sakl›yorlar <strong>ve</strong> zaman›<br />

gelince topra¤a ekiyor. Zamanla<br />

filizlenip bitki ç›k›yor topraktan.<br />

Yapraklan›yor, büyüyor,<br />

meyva <strong>ve</strong>riyor bu sefer bu meyvadan<br />

ikibin tohum ç›k›yor. Bu ikibin<br />

tohumdan ikibin kavun fidesi<br />

<strong>ve</strong> böyle büyüdü¤ünü düflünün,<br />

matemati¤i zorluyor do¤a. Nas›l<br />

ki hocam›z›n dedi¤i gibi günefl<br />

bize sormadan her sabah do¤uyorsa,<br />

ayn› flekilde bize zormadan<br />

küçük bak›mlarla kendi döngüsünü<br />

sa¤l›yor. ‘Gölge etme baflka<br />

ihsan istemem’diyor. Ve bize ra¤men<br />

hala devam ediyor.<br />

Ne yapabilirizin üzerine<br />

odaklanmak istiyorum konuyu<br />

da¤›tmadan. Yaflamda bütün canl›lar<br />

birbirine ba¤l›d›r, dedik. Bunu<br />

flu ana nas›l uygulayabiliriz.<br />

Tanay hocam nükleer santraller<br />

enerji üretimi için kurulmad›, dedi.<br />

Diyelimki do¤a ile dost bir<br />

teknoloji ürettik. Bunu do¤a için<br />

kullan›yoruz, fakat bunun üretim<br />

sürecinde nükleer santralden elde<br />

edilmifl enerjiyi kulland›k. Bu<br />

çok güzel bir teknoloji olabilir<br />

ama ayn› zamanda bir yerde insanlar›n<br />

yaflam›n›, çocuklar›n,<br />

ma¤durlar›n yaflam›n› etkileyecek<br />

silah›n parças› olduk. Söylemek<br />

istedi¤im bu, herfley birbirine<br />

çok ba¤l›. Bizim göremedi¤imiz<br />

boyutlar› var.<br />

Aktoprakl›k’taki ören yerine<br />

gidecek olursak, orada insanlar<br />

uzun bir süre yaflad›. Bir bölümünde<br />

yaflad›ktan sonra flehri<br />

baflka yere tafl›mak zorunda kalm›fllar.<br />

Sebebi flehri büyütmek.<br />

fiu andaki plan üzerinde üç ayr›<br />

mahalle görünüyor. Mahalleler<br />

halinde geniflliyoruz. Aktoprakl›k<br />

insan› bundan 7000 y›l önce<br />

zaten büyümeye bafllam›fl. Küçük<br />

<strong>ve</strong> gözle görülebilir bir alanda<br />

ama yay›lma bafllam›fl. Arkeolog<br />

arkadafl›n dedi¤ine göre, a¤açtan<br />

indi¤imiz andan itibaren bu bafllam›fl.<br />

Do¤aya hükmetmek gerekiyor,<br />

sorunumuz da burada. Nas›l<br />

zarar <strong>ve</strong>rmeden yaflam›m›z›<br />

devam ettirebiliriz. Sorumuz bu<br />

ancak cevab› çok kolay de¤il.<br />

Çünkü cevab›n gerektirdi¤i sorumlulu¤u<br />

almak kolay de¤il. Bugün<br />

biz tabii ki Aktoprakl› insan<br />

gibi de¤iliz <strong>ve</strong> kantar›n topuzunu<br />

tamamen kaç›rm›fl durumday›z.<br />

Enerji ihtiyac›m›z›n boyutlar›<br />

gittikçe art›yor. Enerjinin üretimi,<br />

kayna¤›, nas›l, nereye, hangi<br />

koflullarda sorular›na karfl› fark›ndal›k<br />

seviyesi genel anlamda<br />

çok düflük. At›k <strong>ve</strong> çöp konusu<br />

çok ciddi mesele. Bir turizm firmas›<br />

olsam, insanlar› çöplüklere<br />

götürürüm, bilinçlendirmek, harekete<br />

geçirmek için. Kendi çöpümüzle<br />

bir türlü yüzleflemiyoruz.<br />

O kadar sorumsuzca hakimiyet<br />

alan›m›zdan ç›kard›¤›m›z bir<br />

fley ki çöp üretiyoruz <strong>ve</strong> arkas›na<br />

bakm›yoruz. Nereye gitti¤ine<br />

bakm›yoruz. Önerilerimden biri<br />

derhal kentinizin çöplü¤üne gidin.<br />

G›dam›za gelince, bütün canl›lar<br />

su <strong>ve</strong> g›daya ba¤l›. Bizim g›-<br />

dam›z kimyasallarla çok ciddi flekilde<br />

kirlenmifl, g›day› üreten tohumun<br />

nereden geldi¤i belli de-<br />

¤il. Molekül yap›s› ne kadar<br />

de¤ifltirilmifl. Adaletsiz bir da¤›-<br />

l›m var. Bir yerde açlar di¤er yerde<br />

obezler var. Do¤ada çok ciddi<br />

iflgal var. Do¤an›n kendini onarabilece¤i<br />

yerler gittikçe azal›yor.<br />

Türlerde çok ciddi yokolufl var.<br />

Bütün bunlar da sa¤l›k <strong>ve</strong> çevre<br />

sorunlar›n›n hepsini bir araya getiriyor.<br />

Kanserin bu kadar artmas›yla<br />

Akdeniz foklar›n›n azalmas›<br />

aras›nda ba¤lant› var. <strong>Yaflanabilir</strong><br />

bir gelecekten bahsetmeden önce<br />

yaflanamaz fluandan bahsetmek<br />

gerekiyor. Biz kendi elimizle sonumuzu<br />

haz›rlam›fl oluyoruz.<br />

Ümitsiz fleylerden söz ettim ama<br />

bugün, flu an ne yapabilirime bak›yorum.<br />

Burada çözüm, sorunlar›n<br />

içinde sakl›. Bizim yaflama<br />

82<br />

<strong>Harita</strong> <strong>ve</strong> <strong>Kadastro</strong> Mühendisleri Odas› ‹zmir fiubesi 8. Yaz E¤itim Kamp› - 2009 Foça/‹zmir


5 . O T U R U M<br />

karfl› sorumlulu¤umuz da çok<br />

büyük özen gerektiriyor. Özenle<br />

yaflamam›z gerekiyor. Özen gösterebilmemiz<br />

için bizim zamana<br />

ihtiyac›m›z var. O kadar h›zland›k<br />

ki bu özeni gösterecek zaman<br />

da yok. Bu sadece do¤a ile de¤il,<br />

kendi aram›zda olan iliflkilerdeki<br />

özenle de ba¤l›.<br />

Bir baflka fley de do¤al s›n›rlar›n<br />

afl›lm›fl olmas›. Sanki do¤a bir<br />

süparmarket raflar›ndaki sonsuz<br />

kutulardan biriymifl, hiç bitmeyecekmifl<br />

gibi davran›yoruz.<br />

Bir di¤eri de köyde <strong>ve</strong> flehirde<br />

de eksikli¤i görülüyor, insan. Bu<br />

sorumlulu¤u yerine getirecek, bu<br />

bedeli ödemeye haz›r insan›n az<br />

olmas› di¤er bir eksiklik.<br />

Burada benim size önerece-<br />

¤im fleyler, telefon faturan›z›<br />

elektronik ortamda isteyin, a¤aç<br />

dikin fleklinde olmayacak. Bunlar<br />

günü geçiren, aldatan, çözüm olmayan<br />

fleyler.<br />

Hemen flu an, burada üzerimize<br />

giydi¤imiz tiflört, içti¤imiz su,<br />

çantam›z, kulland›¤›m›z herhangi<br />

bir malzeme, bugün buraya nas›l<br />

geldik, kulland›¤›m›z herfleyin<br />

üretim süreci nedir ‹çinde ne<br />

var Nas›l üretiliyor Bunlar üretilirken<br />

insanlar sömürülmüfl<br />

mü Baz› insanlar ölmüfl mü Bütün<br />

bu sorular› sormakla oluyor.<br />

Çünkü bu flok etkisi yarat›yor. Bizi<br />

flok edecek gerçekler d›fl›nda<br />

hiçbirfley yaflam› de¤ifltirmeye yetecek<br />

güçte de¤il. Önce flok olaca-<br />

¤›z. Onun için çöpe gidin. Bir hafta<br />

boyunca gitti¤inizde büyüyen<br />

çöpü gördü¤ünüzde bunu ben<br />

nas›l üretiyorum diye düflünüyorsunuz.<br />

Bu çal›flmalar› yapan, savunan,<br />

u¤raflan derneklere üye<br />

olun. Önce yerel çal›flan bir derne¤e<br />

üye olun, sonra ulusal bir<br />

derne¤e üye olun, sonra da uluslararas›<br />

çal›flan dernek, sivil toplum<br />

örgütlerini araflt›r›n <strong>ve</strong> takip<br />

edin. Üye olun, aidat›n›z› yat›r›n,<br />

genel kuruluna gidip seçin, seçilin.<br />

Bu çok önemli.<br />

Bu söylediklerimin arkas›nda<br />

duran, mekanizmalar› oluflturan<br />

benim emek <strong>ve</strong>rdi¤im Bu¤day<br />

Derne¤i böyle bir dernektir. Hemen<br />

birfley yapmak isterseniz üye<br />

olabilirsiniz.<br />

Tanay S›dk› UYAR<br />

fiu ana kadar söylediklerimiz<br />

bizim yaflam›m›z boyunca biriktirdiklerimiz,<br />

sizlerin aktarmak<br />

istedikleriniz <strong>ve</strong> sizde uyand›ran<br />

sorular <strong>ve</strong>ya eksikliklerin giderilmesini<br />

söyleyelim ki birarada bulunmam›z›n<br />

ürünü alal›m. Bir<br />

sonraki ad›m›m›za bu bilgileri ekleyelim.<br />

Ben sorular›n›z› <strong>ve</strong> katk›-<br />

lar›n›z› önemsiyorum. Herkes bir<br />

yerde do¤uyor <strong>ve</strong> do¤du¤u yerden<br />

itibaren dünyaya bakmaya<br />

bafll›yor. Kendi do¤rular›n›, bildiklerini,<br />

bileceklerinin tamam›<br />

bu san›yor. Sizin d›fl›n›zda var<br />

olan insanlar›n ilgi, beklenti <strong>ve</strong><br />

taleplerini karar <strong>ve</strong>rme süreçlerine<br />

katmak insani bir kalitedir.<br />

Bildiklerinizin, bilineceklerin tamam›<br />

oldu¤unu zannetmek insani<br />

olmayan bir kalitedir. Birlikte<br />

elele tutuflup insan kalitesini yükseltmeye<br />

de¤il, tam tersine uzaklaflt›rmaya<br />

yöneliktir. Bunu yaparak<br />

ancak sizleri kirletici ifller<br />

yapmaya yönlendirebilirler. Bunun<br />

için birlikte konuflup de¤erlendirmek<br />

laz›m.<br />

Savafla neden olan ürünler konusunda,<br />

biz sorumlu mühendis,<br />

bilim adam› ad› alt›nda benim de<br />

üye oldu¤um dünya çap›nda silahs›zlanman›n,<br />

savafllar› durdurman›n<br />

do¤rulu¤u <strong>ve</strong> bütün nükleer<br />

herfleyin ortadan kald›r›lmas›,<br />

insana yak›flmad›¤› konusunda<br />

bir çal›flma yürütüyoruz. Üni<strong>ve</strong>rsitede<br />

enerji çevre konusunu inceleyen<br />

bir araflt›rma merkezimiz<br />

var. Onun web sayfas›na girerseniz<br />

toplumsal maliyetler nelerdir,<br />

93’de Avrupa neden bunlar› yapm›fl,<br />

neden toplumsal maliyetlerin<br />

yap›lmad›¤› ülkelere bu pislikler<br />

gidiyor, bunu görebilirsiniz.<br />

20 y›l önce Avrupa yap›lan<br />

saçmal›¤›n, bundan vazgeçilip bize<br />

aktar›ld›¤› <strong>ve</strong> mekanizman›n<br />

böyle çal›flt›¤›n›, reklamlar›n, bas›n›n<br />

bu yönde faaliyet sürdürdü-<br />

¤ünü, kamu özellefltirildi¤inde<br />

ball› börek oldu¤unu orada görebilirsiniz.<br />

Sizin soru <strong>ve</strong> katk›lar›n›zla bu<br />

beraberli¤i daha <strong>ve</strong>rimli hale getirelim,<br />

akl›m›zda birfleyler kals›n.<br />

Buyurun.<br />

Tamer YAVUZBARUT,<br />

Foçep Yürütme Kurulu<br />

Üyesi<br />

7000 y›l içinde insan›n fabrika<br />

sürecine ›fl›nlanmas›nda para<br />

denilen fleyin ortaya ç›kmas›n›n<br />

pay› var. Para h›rs› <strong>ve</strong> bununla<br />

beraber ortaya ç›kan yüksek ego<br />

insanl›¤› bu yere getirmifltir. Temel<br />

sorun bu egonun her anlamda<br />

toplumda yayg›n hale gelmifl<br />

olmas›. Bunun için insanlar›n ç›lg›nca<br />

bir yar›fl içine girdi¤ini düflünüyorum.<br />

Ayr›ca yaflam çok büyük sorumluluklar,<br />

misyonlar yüklenen<br />

bir fley de¤il. Do¤an›n koflullar›-<br />

n›n fark›ndaysan›z <strong>ve</strong> temel ihtiyaçlar<br />

karfl›land›¤› zaman, insan›n<br />

mutlu olaca¤› o kadar çok fley<br />

sunuyorki. Çok daha fazla tüketmeyi<br />

kurgulad›¤›n›zda ortaya ç›-<br />

kan sonuç daha mutsuz insanlar<br />

oluyor. 7000 bin y›l öncesine gitmeye<br />

gerek yok. Cumhuriyetin<br />

kuruluflundaki o kadar s›k›nt›dan<br />

sonra bile bu topraklar üzerinde<br />

mutlu olmufl <strong>ve</strong> ölmüfl pekçok insan<br />

var.<br />

‹zmir metropolünden kaç›p<br />

<strong>Harita</strong> <strong>ve</strong> <strong>Kadastro</strong> Mühendisleri Odas› ‹zmir fiubesi 8. Yaz E¤itim Kamp› - 2009 Foça/‹zmir 83


5 . O T U R U M<br />

400 y›ll›k geçmifli olan Kozbeyli<br />

köyünde yaflamaya bafllad›m. Bu<br />

karar›m›n alt›ndaki neden, bu<br />

standart de¤erlerden uzaklafl›p<br />

basit <strong>ve</strong> sade yaflam› tercih etmekti.<br />

‹nsan›n net bir karar <strong>ve</strong>rmesi<br />

gerekiyor. Yaflamdan ne bekliyorum<br />

<strong>ve</strong> nas›l bir yaflam istiyorum<br />

bu da sizin çevre duyarl›l›¤›n›z›<br />

beraberinde getiriyor.<br />

Yaflad›¤›m bölgede elektrikle<br />

ilgili s›k›nt›lar yaflad›¤›m›z için<br />

rüzgar enerjisi ile ilgili uzun süredir<br />

araflt›rmalar yap›yorum. En<br />

büyük sorun elde etti¤iniz enerjinin<br />

devaml›l›¤› problemi, yani<br />

depolama sorunu. Burada santral<br />

yapmak isteyen ENKA flirketinin<br />

yöneticilerinden bir tanesi televizyondaki<br />

konuflmas›nda flöyle<br />

bir fley söyledi; ‘rüzgar <strong>ve</strong> günefl<br />

enerjisi romantik bir hayaldir.<br />

Dü¤meye bast›¤›n›zda bundan<br />

elektrik elde edemezsiniz’ diye<br />

bir fley söylemiflti. Bu konuda bilgi<br />

<strong>ve</strong>rebilir misiniz<br />

Tanay S›dk› UYAR<br />

Günefl her sabah do¤uyor.<br />

Rüzgar ise iki saat öncesinden<br />

esece¤i belli olan bir kaynak. Gü<strong>ve</strong>nilir<br />

bir kaynak, günefl oldu¤u<br />

sürece rüzgar olacak. Bunun gerisi<br />

yalan. Çanakkale yüzde 20-<br />

25’ini rüzgardan üretiyor. Rüzgar›n<br />

çok esti¤i akflam saatlerinde<br />

yüzde 40’a kadar gidiyor. Çünkü<br />

rüzgar estikçe di¤erlerini kapat›p<br />

ona geçifl <strong>ve</strong>riyorlar. fiu andaki<br />

çal›flmalar yüzde yüz olarak ne<br />

yapabiliriz üzerine. Günefl <strong>ve</strong> rüzgar›n<br />

girifl seviyeleri yüzde 5-10<br />

civar›nda, yüzde yüz olur <strong>ve</strong> o sorundan<br />

söz edilir. Bunun cevab›n›<br />

da sorun ortaya ç›kmadan bulmaya<br />

çal›fl›yoruz.<br />

Zaten flebeke d›fl› uygulamalarda<br />

akü koyarak devam ediyorsunuz.<br />

Herkes kendi yapt›¤› iflin<br />

en do¤ru oldu¤unu anlatmak için<br />

gerekçeler bulmaya çal›fl›yor. Baz›<br />

yerlerde çok komik duruma düflüyorlar.<br />

Kemal AKBULUT, YTÜ<br />

Okudu¤um bir kaynakta Türkiye’nin<br />

nükleer enerjiye yönelmemesi<br />

için çeflitli teflvikler ald›-<br />

¤› yönünde bir bilgi vard›. Bu da<br />

Sovyet Rusya <strong>ve</strong> ABD aras›ndaki<br />

güç dengelerinden kaynaklanabilece¤i<br />

söyleniyor. Bu ne kadar<br />

do¤ru<br />

Nükleer teknolojilerin savafl<br />

arac› olarak kullan›ld›¤›n› söylediniz,<br />

Türkiye’de yap›lacak reaktörün<br />

savafl arac› olarak kullan›lma<br />

durumu var m›<br />

Tanay S›dk› UYAR<br />

Türkiye böyle bir karar al›p<br />

yapabilir de. Benim de¤erlerim<br />

aç›s›ndan bu do¤ru olmaz, ahlaki<br />

olarak kabul etmiyorum. Ama yap›labilir,<br />

elektrik üretiyormufl gibi<br />

baflkalar›n›n çöplerini bu ülkede<br />

depolayarak, onlara silah <strong>ve</strong><br />

t›p malzemesi <strong>ve</strong>rmek de¤ildir.<br />

Silah al›p dolafl›r m›s›n Ben<br />

dolaflmam. Silahla dolaflan da<br />

üflümüflse ›s›ns›n diye de kullanmaz.<br />

Ne güzel üflüyordu ›s›tt›, diyebilir<br />

miyiz, öldürür çünkü.<br />

fiu anda herkes nükleer santrala<br />

karfl› imza at›p görevini yapt›¤›n›<br />

san›yor. Çernobil’de bebekler<br />

ölmüfl, bizde ölmesin, yap›lmas›n<br />

diyor. Deprem kufla¤›nda<br />

da olur, Çernobil’deki bebekler<br />

gibi ölmeyebilir ama nükleer santrala<br />

hay›r demenin, yap›lmamas›n›<br />

savunman›n nedeni bunlar<br />

de¤ildir. Esas olarak silah hammaddesi<br />

üretir, enerji üretmek<br />

için kullan›lan bir teknoloji de-<br />

¤ildir. Bunu söylemek için, bilenlerden<br />

dinlemek laz›m.<br />

Bence toplumu düzenleyenlerin<br />

do¤a ile iliflkisinin do¤ru kurulmas›<br />

gerekti¤ini <strong>ve</strong> yaflam çevresini<br />

dönüfltürmeden toplumun<br />

dönüfltürülemeyece¤ini bilmek<br />

gerekiyor. Demokrasiden, sosyalizmden<br />

söz edenlerin öncelikle<br />

yaflam çevrelerinin korunmas›n›<br />

kendilerine hedef edinmesi gerekti¤ini,<br />

yenilenebilir enerjinin<br />

kullan›lmas›n› savunman›n, demokrasiden<br />

<strong>ve</strong> bar›fltan yana olmak<br />

anlam›na geldi¤ini düflünüyorum.<br />

Maafllar›n› sizlerin <strong>ve</strong>rgilerinden<br />

alan kiflilerin ifllerini iyi<br />

yapmak zorunda oldu¤unu, bizlerin<br />

de do¤ru bilgileri bu iflleri<br />

yapanlara aktarmak oldu¤unu<br />

düflünüyorum. Herhangi bir sorunu<br />

çözmek için do¤ru bilgiye<br />

ulaflmak laz›m. Onu sistemli de-<br />

¤erlendirmeniz laz›m. Bunu taraflarla<br />

görüflmek sonucu elde<br />

edilebilir.<br />

Ferda YANIK, KTÜ<br />

Dünya ölçe¤inde bakt›¤›m›zda<br />

küresel ›s›nmada Türkiye’nin<br />

etkisi nedir<br />

Amerika’da bir bakana küresel<br />

›s›nma var, cilt kanseri ço¤al›-<br />

yor diye soruldu¤unda, <strong>ve</strong>rdi¤i<br />

cevap, ‘ne yapal›m, gözlük taks›nlar,<br />

flapka giysinler, paltoyla dolafls›nlar<br />

cilt kanseri olmazlar’ diyor.<br />

84<br />

<strong>Harita</strong> <strong>ve</strong> <strong>Kadastro</strong> Mühendisleri Odas› ‹zmir fiubesi 8. Yaz E¤itim Kamp› - 2009 Foça/‹zmir


5 . O T U R U M<br />

Tanay S›dk› UYAR<br />

Sera gaz› emisyonlar› ele al›nd›¤›nda<br />

bu soru s›k soruluyor.<br />

Kamuda termik santrallere imza<br />

atan arkadafl›m›z, ‘biz az geliflmifl<br />

ülkeyiz onlar yeterince kömürü<br />

kulland›lar kalk›nd›lar. fiimdi kalk›nma<br />

s›ras› bizde’ diyor. Daha<br />

çok sal›n›m yapma hakk› istiyor.<br />

Halbuki bilmiyor <strong>ve</strong>ya ö¤renecek,<br />

BM’de bugüne kadar yap›lm›fl<br />

sal›n›mlar›n bedeli ekleniyor.<br />

Yani yapt›m yan›ma kâr kald›<br />

olmuyor. Sorun tamamen karbonsuzlaflmak<br />

gerekti¤inden <strong>ve</strong>rgiyi<br />

2012 y›l›ndan önce ülkesinde<br />

kuranlar bunu ödeyecek. Samsun’daki<br />

mobil santralin paras›n›<br />

ödüyoruz. Almad›¤›m›z do¤algaz›n<br />

paras›n› da ödüyoruz.<br />

Bizim sal›n›mlar›m›z az, daha<br />

hakk›m›z var gibi konufluluyor.<br />

Kyto protokolünün imzalanmas›<br />

için yürütülen kampanyay› ben<br />

imzalamad›m. Tüm termik santrallar›n<br />

iptali <strong>ve</strong> karbonsuzlaflmak<br />

ile beraber bu karar› almak<br />

laz›m diye düflündü¤üm için.<br />

Çünkü 2012’ye kadar sorumlulu-<br />

¤umuz yoktur, termik santrallerin<br />

yap›lmas›na engel de¤ildir, diye<br />

bir kararla ç›kt›. Sorunuzu bu<br />

kapsamda de¤erlendirmek gerekiyor.<br />

Kopenhag’da flunu savunaca-<br />

¤›z, biz önlem almasayd›k yüzde<br />

200 olacakt›. Art›fl yüzde yüz oldu.<br />

Biz yüzde yüz azaltt›k.<br />

Güneflin AYDEM‹R<br />

‹klim de¤iflikli¤inde Türkiye’nin<br />

bafl›na neler gelecek <strong>ve</strong> küresel<br />

iklim de¤iflikli¤ine Türkiye’nin<br />

katk›s› nedir diye iki yandan<br />

bakmak gerekir. Birincisinin<br />

cevab› Türkiye çöl olacak. Bütün<br />

Akdeniz havzas›n› kurakl›k bekliyor.<br />

Orta Anadolu zaten çölleflmifl<br />

vaziyette. Su kaynaklar›yla<br />

halen oynamaya devam ediyoruz.<br />

Bütün su havzalar›nda baraj <strong>ve</strong><br />

kurutma projeleri var. Su yönetimi<br />

konusunda kötü yönetimde<br />

birinciyiz.<br />

‹kinci olarak Türkiye’nin küresel<br />

iklime ne katk›s› var sorusuna<br />

ise ‘ne fark eder’ diye cevap <strong>ve</strong>riyorum.<br />

Çünkü iklim de¤iflikli¤i<br />

var <strong>ve</strong> yapmam›z gereken fleyi<br />

yapm›yoruz. Su yönetimi konusunda<br />

çok kötü karnemiz var.<br />

Tanay S›dk› UYAR<br />

Emisyon ticareti 1998’de Buenes<br />

Aires’de yap›lan toplant›da<br />

Kyoto protokolünün ilk anlaflmas›n›<br />

imzalayan ülkeler, biz bunu<br />

imzalar›z ama sal›n›mlar› baflka<br />

ülkelerde indirmek koflulu ile,<br />

dediler.<br />

Böylece 1970’den beri kendi<br />

ülkelerinde yapt›klar› enerjinin<br />

etkin kullan›m› çal›flmalar›, yenilenebilir<br />

enerji için ödedikleri<br />

maliyetler göz önüne al›nd›¤›nda<br />

bir birim sal›n›m indirimi 500<br />

Dolar’a yapabiliyorlarsa, di¤er ülkede<br />

bunu 50 Dolar’a yapabilecekler.<br />

Böylece ucuza getirmifl<br />

olacaklar. Onun için termik santrallerin<br />

ak›fl›na dur demeden küresel<br />

›s›nmaya karfl› oldu¤unu<br />

söylemek emisyon ticaretine evsahipli¤i<br />

yapmak anlam›na geliyor.<br />

Yusuf Sezgin ÖN, Seramik<br />

Sanatç›s›<br />

Avrupa Birli¤i Müktesebat›<br />

uyum yasalar› çerçe<strong>ve</strong>sinde 2012<br />

y›l›nda uygulanacak bir tar›m kanunu<br />

var. Bir ya da iki ine¤i olan<br />

köylü <strong>ve</strong>ya birkaç tavu¤u olan<br />

köylü üretimini asla kimseye satamayacak.<br />

Sat›fl yapabilmeleri<br />

için tar›m iflletmeleri haline gelmeleri<br />

gerekecek. Bu tar›ma son<br />

vurulacak darbe. Bu kanun ç›kt›<br />

ama 2012’de uygulanmaya bafllayacak.<br />

Bu bilgi Ege Üni<strong>ve</strong>rsitesinden<br />

Mustafa Kaymakç›’ya ait. Bu<br />

konuda bir bilginiz var m›, bizimle<br />

paylafl›r m›s›n›z<br />

Güneflin AYDEM‹R<br />

Türkiye’de tar›m zaten bitti.<br />

Kocaman gemiyi götürüyorsunuz,<br />

durmas›n› istedi¤iniz zaman<br />

bir anda durmuyor, onun gibi belirli<br />

bir süreç gerekiyor. Tar›m<br />

Kanunundan önce çok sorunu<br />

var Türk çiftçisinin. fiehirden göç<br />

edip iki tavuk besleyip, domates<br />

yetifltiren de çiftçi de¤il. Tar›m<br />

yapmak öyle kolay bir fley de¤il,<br />

nesiller boyu deneyimin aktar›lmas›yla<br />

oluyor. Türkiye’nin gücü<br />

hala k›rsal nüfusunda, tar›mla ilgili<br />

potansiyelinde. Potansiyel diyorum<br />

çünkü harekete geçirmek<br />

için çal›flmam›z gerekiyor. Türkiye’de<br />

tar›m belirli bir stratejiyle<br />

ad›m ad›m bitirildi. Tar›m kanunu<br />

bunun bir parças›d›r.<br />

Bunun yan› s›ra yine AB’de<br />

küçük çiftçiyi koruyacak önlemler<br />

de var. Bunlar› araflt›rmak <strong>ve</strong><br />

onlar› kullanmak laz›m. Büyük<br />

kötülükler yerine küçük iyilikleri<br />

görebilirsek onlar›n üzerinden<br />

büyük de¤iflim yaratabiliriz. Esas<br />

<strong>Harita</strong> <strong>ve</strong> <strong>Kadastro</strong> Mühendisleri Odas› ‹zmir fiubesi 8. Yaz E¤itim Kamp› - 2009 Foça/‹zmir 85


5 . O T U R U M<br />

olan sistemi y›k›p yerine yenisini<br />

kurmak de¤il, var olan sistemi<br />

kullanarak de¤iflim yaratmak.<br />

Çünkü sistem bizden güç alan bir<br />

fley.<br />

Yusuf Sezgin ÖN<br />

Bunu baflaramayanlar›n durumu<br />

pek iyi olmayacak. Üretti¤i<br />

maydanozu satamayanlar flehirlere<br />

gelecekler <strong>ve</strong> y›¤›lma daha artacak.<br />

Bu da iflgücünün daha da<br />

ucuzlamas›n› getirecek. Bu da<br />

baflka bir fleye hizmet edecek.<br />

Güneflin AYDEM‹R<br />

Bu do¤ru, flu an halihaz›rda<br />

üretti¤i tohumu <strong>ve</strong> fideyi pazarda<br />

satamaz. Kanunen bu yasak. fiu<br />

an gidin yerel pazarlara hepsinde<br />

sat›yorlar. Bu talep arz meselesi,<br />

ekonomik olarak bu olacak.<br />

Tanay S›dk› UYAR<br />

Bu tar›mda oldu¤u gibi, sanayide,<br />

ulafl›mda, konutlarda uyum<br />

sa¤lanmas› gereken standart kollektif<br />

yaflam› öngörüyor. Kollektif<br />

yaflama direnen, AB anayasas›na<br />

da direnen ülkeler var. Geçifl sürecinde<br />

kendi olumsuzluklar›n›<br />

di¤er ülkelere aktararak halletmeye<br />

çal›fl›yorlar.<br />

Cem AVfiAR, Çukurova Ün.<br />

Mevcut durumda ›s›nman›n<br />

<strong>ve</strong>rdi¤i tahribat ortadayken, kapitalizm<br />

de her alanda rant peflinde<br />

koflarken, kuflkusuz küresel ›s›nma<br />

da onlar için rant çevresi olacak.<br />

Buradan yeni bir sermaye<br />

do¤acak. Sol <strong>ve</strong>ya sosyalizm bu<br />

aflamada nerede olacak, bu sermayenin<br />

karfl›s›nda m›, yoksa küresel<br />

›s›nman›n yan›nda m› olmal›<br />

tuhaf bir ikilem var. Siz bu konuda<br />

ne diyorsunuz<br />

Tanay S›dk› UYAR<br />

Kanser olursan›z ilaca ihtiyac›n›z<br />

oluyor. Kabaday›l›k yapt›¤›-<br />

n›zda silaha ihtiyac›n›z oluyor.<br />

Küba flu anda yenilenebilir enerji<br />

<strong>ve</strong> etkin enerji üzerine çal›fl›yor.<br />

Sosyalizmin iflleyiflini savafllara<br />

daha az ba¤›ml› olman›n, petrole<br />

daha az ba¤›ml› olman›n gerekçesi<br />

olarak görüyor. Nükleer santrallar<br />

<strong>ve</strong> fosil yak›tlar›n <strong>ve</strong> bunlar›n<br />

yapt›¤› tahribat›n önlenmesi<br />

de ticarileflmeye bafllad›, emisyon<br />

ticareti böyle bir fley. Bu ticaretin<br />

içine girip yüzünüzü bok çuval›-<br />

na bat›rmazs›n›z. Yüzünüz bok<br />

çukurunda arada yüzünüzü ç›-<br />

kart›yorsunuz, biri su tabancas›yla<br />

biraz temizliyor gidiyor, sizin<br />

yüzünüz yine bokla doluyor, öyle<br />

bir fley emisyon ticareti. Bunun<br />

parças› olup olmamaya karar <strong>ve</strong>rmek<br />

sizin bilece¤iniz bir fley.<br />

fiu anda sorsan›z emisyon ticaretinin<br />

çok iyi bir fley oldu¤unu<br />

söyleyen kamu üni<strong>ve</strong>rsiteleri var.<br />

Bundan projeler yap›yorlar. Bunun<br />

yanl›fl oldu¤unu düflünüyorum.<br />

Kendi imkanlar›m›zla biz<br />

yenilenebilir enerjiyi kurarsak,<br />

savafllardan ba¤›ms›z, üzerinde<br />

kimsenin hükmü olmayan bir<br />

kaynak güneflle bunu yaparsak<br />

gelecek için birfley yapm›fl olaca-<br />

¤›z. Ekonomik krizden etkilenmeyen<br />

bir sektör ayr›ca, bütün<br />

dünyada büyüyor flu anda. Çünkü<br />

ekonomik kaynaklara ba¤l›<br />

bir iliflkisi yok.<br />

Özlem fiAH‹N, DEÜ<br />

Güneflin han›m bizim çöplü¤e<br />

gitmemizi önerdi. Bence evimizin<br />

önünde de bunu görebiliriz. Türkiye’de<br />

bir ifl alan› olarak çöplerin<br />

içinden plastik, ka¤›tlar› ay›r›-<br />

yorlar. Avrupada daha çöpe gitmeden<br />

ka¤›t, cam, plastik, yemek<br />

art›klar› evlerden ayr›l›yor. Biz<br />

neden böyle çözümlere gitmiyoruz<br />

Marketlerde poflet bedava<br />

de¤il parayla sat›l›yor. Bizde tam<br />

tersi yap›l›yor, marketlerden bolca<br />

naylon poflet al›n›yor. Fileleri,<br />

bez torbalar› biz niye kullanm›-<br />

yoruz, bunlar daha basit çözüm<br />

yollar› de¤il mi<br />

Tanay bey Çin’de insanlarla<br />

yenilenebilir enerji kaynaklar›n›<br />

nas›l kurabileceklerini tart›flt›¤›n›<br />

söyledi. Biz daha niçin bunu yapmal›y›z›<br />

tart›fl›yoruz. Bizim de bir<br />

basamak atlamam›z için niçinden,<br />

nas›la geçmek için sizin gibi<br />

hocalar›n daha artmas› gerekmiyor<br />

mu<br />

Biz mühendis aday›y›z, enerji<br />

üzerine nas›l birfleyler yapmam›z<br />

gerekiyor AB’nin teflvikleri var<br />

bunlar› nas›l kullanmam›z gerekiyor<br />

Güneflin AYDEM‹R<br />

Çöplü¤e gitmek flunun için<br />

gerekli, etraf›m›zdaki çöpler bizi<br />

yeterince uyarmaya yetmiyor, onlara<br />

al›fl›lm›fl. Ama çöplükte durulmuyor.<br />

At›klar› birileri ayr›flt›-<br />

yor diye daha fazla tüketmeye devam<br />

m› edece¤iz diye cevap <strong>ve</strong>rmek<br />

istiyorum. At›k ayr›flt›rman›n<br />

da bir maliyeti var. Bunun da<br />

enerji tüketimi var <strong>ve</strong> bunun bir<br />

sonu yok. Susad›m ama pet flifleyi<br />

açmamak için su içmiyorum.<br />

Çünkü bunun çöp oldu¤unu bili-<br />

86<br />

<strong>Harita</strong> <strong>ve</strong> <strong>Kadastro</strong> Mühendisleri Odas› ‹zmir fiubesi 8. Yaz E¤itim Kamp› - 2009 Foça/‹zmir


5 . O T U R U M<br />

yorum. Çöpe gidilince günlük ne<br />

kadar çöp üretildi¤ini görüyorsunuz.<br />

Tanay S›dk› UYAR<br />

Ülke için stratejik olarak uzun<br />

vadeli ç›karlar›m›z› öncelikle belirlemek<br />

gerekiyor. S›k›nt› bu,<br />

uzun vadeli planlama yap›p, bizim<br />

gelecekteki enerji sistemimizi,<br />

bütün bu söylediklerimizi de<br />

dikkate alarak planlanmad›¤› için<br />

bu duruma düflüyoruz. 99 y›l›nda<br />

bakanlar kurulunda nükleer<br />

enerji konusu konuflulurken da<strong>ve</strong>tte<br />

nükleerin neden olmamas›<br />

gerekti¤ini anlatt›k. Depremin<br />

hemen arkas›ndan yap›lm›flt› bu<br />

toplant›. Bo¤aziçi Üni<strong>ve</strong>rsitesi<br />

Endüstri Mühendisli¤i bölüm<br />

baflkan› Prof. Dr. ‹brahim Kavrako¤lu<br />

hocamla 1976-96 y›llar›<br />

için Türkiye’nin elekrik enerjisi<br />

üretimi neyle yap›ls›n. Nükleer<br />

enerjiye karfl› strateji ne olmal›d›r<br />

diye bir tez yapt›m. Neden nükleer<br />

olmamas› gerekti¤ini <strong>ve</strong> di¤er<br />

kaynaklar›n bize yetece¤ini anlatm›flt›k.<br />

1976 y›l›ndan söz ediyorum,<br />

ne günefl santrallar› ne de<br />

toplumsal maliyet bunlar yoktu.<br />

Bu alternatifler yoktu. Kömür,<br />

petrol, nükleer <strong>ve</strong> hidrolik aras›ndan<br />

seçim yapm›flt›m.<br />

Ben kifli olarak TÜB‹TAK’ta<br />

yapt›klar›m› anlatt›m, bunu yapmay›p,<br />

flu anda burada kah<strong>ve</strong> içiyor<br />

olabilirdim, 15-20 y›l daha<br />

yaflayaca¤›m, benden sonrakilerin<br />

bafl›na da tafl düflsün diyebilirdim.<br />

99’daki toplant›dan sonra<br />

nükleer kabul edilmedi. Buradan<br />

da katk›da bulunuyoruz. Çal›flmayan<br />

nükleer santral›n üretilmeyen<br />

elektri¤ini flu anda ödüyor<br />

olacakt›k. Bakanlar Kuruluna flunu<br />

önerdim, uzun vade enerji,<br />

ekonomi, çevre karar destek projemizi<br />

kural›m, yoksa baflkalar›-<br />

n›n telkinlerini uygulamak zorunda<br />

kal›r›z, dedim. Bakanlar<br />

Kurulu yani Bülent Ecevit, Devlet<br />

Bahçeli, Mesut Y›lmaz onaylad›.<br />

TÜB‹TAK sorumlusu Devlet Bahçeli’ydi<br />

<strong>ve</strong> Yüksek Bilim Kurulu’ndan<br />

bu karar ç›kt›, Türkiye’de<br />

enerji <strong>ve</strong> deprem konusunda<br />

planlama yap›lacak denildi. Bugüne<br />

kadar yap›lmad›.<br />

92’de Kyoto Protokolü görüflmeleri<br />

bafllad›¤› anda hem<br />

TÜB‹TAK, hem TOK‹ hem de büyükflehir<br />

belediyelerine, çevre <strong>ve</strong><br />

enerji bakanl›¤›na ifl akdim feshedilmeden<br />

önce Türkiye’deki sera<br />

gaz› emisyonlar›n› azaltma projelerine<br />

ilk cevap TÜB‹TAK’tan geldi,<br />

ifl akdim feshedildi.<br />

fiu anda iki doktora ö¤rencim<br />

ile beraber Türkiye’de enerji modelini<br />

kuruyoruz. Makina mühendisi<br />

bu arkadafllar. Endüstri<br />

mühendisli¤inden kat›l›m olmad›.<br />

Bu asl›nda uzun vadeli ekonomik<br />

model onun için iktisatç›lara<br />

da ihtiyac›m›z var. Bütün dünyada<br />

da bunun araflt›rmalar›n› iktisatç›lar,<br />

çevre <strong>ve</strong> endüstri mühendisleri<br />

yap›yor. Biz bir alt yap›<br />

kurduk, mezun olup aram›za kat›l›rsan›z<br />

bir eksikli¤i gidermifl<br />

olaca¤›z. Uzman olmad›¤›m›z konuda<br />

ahkam kesmekten kurtulaca¤›z,<br />

çünkü yanl›fl yapma ihtimalimiz<br />

var.<br />

Enerji sektöründe karar <strong>ve</strong>rme<br />

grubum var sizi oraya eklemek<br />

isterim. Etsap’a girin burada<br />

OECD ülkeleri uzun vadeli stratejik<br />

modellerini gelifltirdiler<br />

ama biz bunlar› kullanm›yoruz.<br />

Bunlar› okuyup, dönem <strong>ve</strong>ya bitirme<br />

ödevini bizimle beraber yapabilirsiniz.<br />

Sizinle birlikte tafl›<br />

kald›r›r›z ama sonra siz o tafl› kucaklamak<br />

zorundas›n›z. fiimdiden<br />

sizleri birlikte yürümeye da<strong>ve</strong>t<br />

ediyorum.<br />

Ahmet Engin ERKAN, ‹TÜ<br />

Rüzgar tribünleri d›fl›nda evlerin<br />

üzerinde bir balonla uygulanan<br />

baflka bir sistem var, bunun<br />

Türkiye’ye uygulanmas› mümkün<br />

mü<br />

Tanay S›dk› UYAR<br />

Mümkün, atmosferin içinde<br />

oluyor, art›k uçurtmalar var, kabloyla<br />

elektrik geliyor. Bunlar<br />

dünyada kullan›lan enerjinin iki<br />

kat›n› üretecek rüzgar tribünlerinin<br />

önüne getirilecek gibi de¤il.<br />

fiu anda olan gelifltirilmifl bir fley<br />

çünkü, arkas›ndan flu sorular geliyor;<br />

neptünyum, hidrojen, bor<br />

bunlar› niye kullanm›yorsunuz.<br />

Var olan geliflmifl teknolojiyi hemen<br />

kullanmak laz›m, bunun d›-<br />

fl›ndakileri gösterip hedef flafl›rtmamak<br />

laz›m.<br />

Ahmet Engin ERKAN, ‹TÜ<br />

Amerikan›n 30 y›l önce terketti¤i<br />

nükleer teknolojiyi biz flu<br />

anda getirelim mi getirmiyelim<br />

mi diye tart›fl›yoruz. Art›k ölecek<br />

olan müzik gruplar› bile bizim ülkemize<br />

konsere geliyor, biz bu<br />

kadar m› geri kalm›fl bir ülkeyiz.<br />

Benim söylemek istedi¤im neden<br />

yeni bir teknolojiyi biz üretip,<br />

dünyaya pazarlayam›yoruz.<br />

Tanay S›dk› UYAR<br />

‹yi olan› sen kendin için üretip<br />

yapmazsan, iyi olan fley bir ticari<br />

ürün haline geliyor. ‹yi olan›<br />

yapmak için kamunun kamulaflt›-<br />

r›lmas› gerekiyor. Bugün kömüre<br />

devrimci, müslüman, yerli diye<br />

bakanlar var. Rüzgar da baflka ülkelere<br />

de¤erek geldi¤i için emperyalist<br />

olan bir mant›k var ülkemizde.<br />

Bunu aflmad›¤›m›z zaman<br />

dediklerimiz olmuyor.<br />

Çin’deki, Rusya’daki, Ukrayna’daki,<br />

Küba’daki kamu bunu<br />

yap›yor. Buna geçen ülkeler de<br />

<strong>Harita</strong> <strong>ve</strong> <strong>Kadastro</strong> Mühendisleri Odas› ‹zmir fiubesi 8. Yaz E¤itim Kamp› - 2009 Foça/‹zmir 87


5 . O T U R U M<br />

art›klar›n› bize aktarma çabas›<br />

içinde. Öncelikle bundan kurtulmak<br />

laz›m, bunun için de iktidara<br />

gelmeyi beklemeden bugünden<br />

sorunlar› çözmeye u¤raflmak laz›m.<br />

Ahmet Engin ERKAN, ‹TÜ<br />

Nükleer enerjinin silah olarak<br />

kullan›lmas›n› gözard› edersek,<br />

nükleer enerjinin bu kadar öcü<br />

gelmesini siz de destekliyor musunuz<br />

Teknolojiye kendimizi<br />

kapatal›m, kabile halinde mi yaflayal›m<br />

‹nsan kendi egosunu aflt›¤›<br />

zaman, silah olarak kullanmamay›<br />

garanti alt›na ald›¤› zaman,<br />

her teknoloji insan için faydal›.<br />

Cern projesinin hayata geçirilmesi<br />

çal›flmalar›nda internet<br />

yayg›nlaflt› örne¤in.<br />

Tanay S›dk› UYAR<br />

Gelifltirdi¤iniz teknolojinin<br />

neye hizmet etti¤ine ba¤l›. Nükleer<br />

santrallerin elektrik üretmek<br />

için kurulmad›¤›n› söyledim. Termik<br />

santrallerle kanser yap›yorsunuz,<br />

sonra iyilefltirmek için<br />

nükleere baflvuruyorsunuz. Kanser<br />

bu hale gelmese nükleere de<br />

gerek kalmayacak. Nükleer silah<br />

için yap›lm›fl bir fleyin teknolojisine<br />

afl›k olmak yerine do¤aya en<br />

uyumlu olan teknoloji kaliteli<br />

teknolojidir. Arkadafllar›m da, bu<br />

kadar büyük bir teknolojiyi neden<br />

kötülüyorsun, devrimcilerin<br />

yenili¤e <strong>ve</strong> teknolojiye hay›r dememesi<br />

gerekir, diyerek beni<br />

elefltirir. Rüzgar tribünleri de düflünün<br />

100 metre yüksekte 50<br />

metrelik kanatlarla neredeyse bir<br />

futbol sahas›n› yukar›ya kald›rm›fls›n›z<br />

<strong>ve</strong> do¤an›n dinamizmine<br />

karfl› durup 25-30 y›l varl›¤›n›<br />

sürdürüyor, k›r›lmadan, dökülmeden.<br />

Ben do¤aya uyum sa¤layan<br />

bu teknolojinin hayran›y›m.<br />

Çok karmafl›k da olsa do¤ay› tahrip<br />

eden bir teknoloji karfl›y›m.<br />

‹nterneti söylediniz, do¤ru<br />

bilgiye ulaflmak için kullanm›yorsan›z,<br />

röntgencilik yap›yorsunuz,<br />

bu arada sizi yönlendirebiliyorlar.<br />

Ahmet Engin ERKAN, ‹TÜ<br />

Küresel ›s›nmada nüfus art›fl›-<br />

n›n etkisini nas›l görüyorsunuz<br />

Bu kadar nüfus, bu kadar tüketim,<br />

bu kadar fabrikay› beraberinde<br />

getiriyor. Bunun bir s›n›r›<br />

yok mu<br />

Sizin sunumunuzu be¤enmedim,<br />

haz›rl›ks›z gelmiflsiniz, biraz<br />

kar›fl›k anlatt›n›z.<br />

Güneflin AYDEM‹R<br />

Dünyan›n kaynaklar›n›, 300<br />

milyon nüfuslu Amerika’n›n tüketimi<br />

ile Hindistan› karfl›laflt›rd›¤›n›zda<br />

arada ciddi fark var.<br />

Nüfusun de¤il, tüketim biçiminin<br />

etkiledi¤ini gösteriyor. Bunun<br />

nüfusla do¤rudan ba¤lant›s›<br />

olmad›¤› ispatland›.<br />

Bahad›r DO⁄UTÜRK,<br />

Foçep Yürütme Kur. Üyesi<br />

Gencelli’de yafl›yorum. Son<br />

zamanlarda duydu¤um; Kuzey<br />

Afrika’da günefl santralleri kurulup,<br />

Akdeniz’den geçip Avrupaya<br />

tafl›nmas›n› konusunun gerçeklefltirilmesi<br />

nedir Türkiye bu<br />

proje ile ilgilenebilir mi<br />

Tanay S›dk› UYAR<br />

Bu proje do¤ru, rüzgar tribünleri<br />

ticari hale geldi. Avrupa,<br />

dedi¤im gibi yüzde 20 planl›yor<br />

<strong>ve</strong> birkaç elektrik flirketi s›cak bak›yor.<br />

Burada iki tav›r var; benim<br />

de içinde oldu¤um Eurosolar<br />

içinde herkesin kendi çevresi<br />

içinde bunu yapmas›n› isteyenlerle,<br />

büyük elektrik flirketlerinin<br />

bu alan› da tekellerine alma çabas›<br />

içinde olanlar. Global ‹nes diye<br />

bir yer var, oradan izleyin, orada<br />

tart›flmaya getirece¤iz. Herkesin<br />

kendi enerjisinin üretmesinin daha<br />

bar›flç› oldu¤unu, toplumsal<br />

oldu¤unu düflünüyoruz.<br />

Panel sonunda konuflmac›lara<br />

ö¤renciler taraf›ndan plaket<br />

<strong>ve</strong>rildi<br />

88<br />

<strong>Harita</strong> <strong>ve</strong> <strong>Kadastro</strong> Mühendisleri Odas› ‹zmir fiubesi 8. Yaz E¤itim Kamp› - 2009 Foça/‹zmir


6 . O T U R U M<br />

SÖYLEfi‹<br />

<strong>Yaflanabilir</strong> <strong>Gelecek</strong> ‹çin Kültürel De¤erler<br />

fiadan GÖKOVALI<br />

6. gün sabah oturumunda Prof. Dr. fiadan<br />

GÖKOVALI “<strong>Yaflanabilir</strong> <strong>Gelecek</strong> için Kültürel<br />

De¤erler” konulu söylefliye söyleflisine Latince<br />

bir cümleyle bafllad›;<br />

fiadan GÖKOVALI<br />

Konfiçyüs, ‘madem biliyorsun neden ö¤retmiyorsun’,<br />

diyor. 2500 sene önce yaflam›fl üstada<br />

‘tereciye tere mi satay›m’ dedim <strong>Harita</strong>c›lara harita<br />

m› anlatay›m Belki anlataca¤›m k›r›nt›lar<br />

içinde baz› bilgiler ifllerine yarayacak bilgiler<br />

bar›nd›r›r. Asl›nda en büyük ö¤retmen önce yaflam<br />

sonra halkt›r. Halil Kaynarca takdimde,<br />

“ben halk›m hey, fele¤in sillesini çok yemiflim.<br />

Kalem <strong>ve</strong>rmemifller elime, diyeceklerimi türkülerle<br />

demiflim.”<br />

Gelirken 9’a 5 kala telefonum çald›. ‘Sen misin<br />

Ser<strong>ve</strong>t’ dedim. ‘E<strong>ve</strong>t’ dedi. Görmemifltik birbirimizi<br />

... plakal› arabaya bindik geldik. Neden<br />

biz Foça’dan dolaflt›k da, Il›p›nar üzerinden gelmedik,<br />

diye hala düflünüyorum. Herhalde denenmifltir,<br />

denenebilir.<br />

Oturumun sunumu YTÜ’den Fatma AKBABA taraf›ndan yap›ld›<br />

Ben tereciye tere satmay› gerçekten seviyorum.<br />

Mal müflteriye sat›l›r. <strong>Harita</strong>c›l›k, onun dal›<br />

oldu¤u co¤rafya ya da kartografya nas›l bilim <strong>ve</strong><br />

sanatt›r Bir kere tek bafl›na bilim de¤ildir. Hem<br />

bilim hem de sanatt›r. Co¤rafya <strong>ve</strong> onun dal› sayd›¤›m<br />

haritac›l›k aya¤› yere basan bilim <strong>ve</strong> sanat<br />

dal›d›r. Dünyada gelmifl geçmifl en k›sa ö¤reti di-<br />

<strong>Harita</strong> <strong>ve</strong> <strong>Kadastro</strong> Mühendisleri Odas› ‹zmir fiubesi 8. Yaz E¤itim Kamp› - 2009 Foça/‹zmir 89


6 . O T U R U M<br />

ye anlat›lan bilim dal› iletiflim yüksek okullar›nda<br />

okutulur.<br />

Co’ya soruyorlar Mars’› biliyor musun Bilmez<br />

olur muyum, çevresi flu kadar, dünyaya flu kadar<br />

uzakta, herfleyi biliyor. Co adresin nedir, nerede oturuyorsun<br />

Daha onu ö¤retmediler diyor televizyonda.<br />

Önce insan yaflanabilir bir çevre için çal›flmal›.<br />

Önce yaflad›¤› çevreyi bilmeli. fiu anda biz ‹zmir’in<br />

Foça ilçesinde Çanak liman›nda flu enlem <strong>ve</strong> boylam›nday›z.<br />

Yerimiz belli. Bunu 7777’ye yaz›p neredeyiz<br />

diye sordu¤unuzda telefon <strong>ve</strong>riyor. Ama cep telefonuna<br />

bu bilgiyi <strong>ve</strong>ren co¤rafya <strong>ve</strong> harita.<br />

Bolu’da, Abant’ta, A¤r› da¤›nda ölen insanlar var.<br />

Benim ö¤rencim olmas›ndan dolay› sevindi¤im Y›lmaz<br />

Özdil “biraz co¤rafya bilgileri olsayd› <strong>ve</strong>ya<br />

7777’e neredeyim diye sorsalard› ölmeyip kurtulacaklard›”<br />

diyor. Bilimin as›l amac›, yaflam› sa¤lamak<br />

<strong>ve</strong> güzellefltimektir.<br />

Ben Anadoluyum hey,<br />

Beflikler <strong>ve</strong>rmiflim Nuh’a<br />

Sal›ncaklar, hamaklar<br />

Havva Ana'n dünkü çocuk say›l›r,<br />

Anadolu'yum ben,<br />

Tan›yor musun<br />

Siz haritac›l›¤›n <strong>ve</strong> co¤rafyan›n babas› olarak kimi<br />

kabul ediyorsunuz <strong>Harita</strong>y› ilk flu çizmifltir dedi-<br />

¤iniz birisi Neden harita <strong>ve</strong> co¤rafya, aya¤› yere basan<br />

bilimdir<br />

Gençler insano¤lu önce uzay ile u¤raflm›fl. Uzay<br />

haritalar› çizmeye çal›flm›fl, gökcisimleri sabit midir,<br />

hareketli midir diye düflünmüfl, sonra denizlere s›ra<br />

gelmifl. Elimizde bunun kaynaklar› var. Sonra karaya<br />

girmifl. O yüzden aya¤› yere basan bir bilim <strong>ve</strong> sanat<br />

dal›d›r, diyorum. Ben istedi¤im kadar co¤rafya bilgisine<br />

sahip olay›m, iyi bir çizgim yoksa haritac› olabilir<br />

miyim<br />

Tales için bütün bilimlerin kurucusu, bütün bilgilerin<br />

atas› diyor, Aristotales. Tales kim ‹zmir’in<br />

120 kilometre güneyinde Miletos antik kentinde ‹.Ö.<br />

6. Yüzy›lda alt›n ça¤›n› yaflam›fl bir bilim adam›. Ad›<br />

taze filiz anlam›na geliyor. Dünyada bir kilogram<br />

ak›l varsa yar›m kilosu Tales’tedir, deniyor.<br />

O Tales ki durup durmazken ‹Ö 585 y›l›n›n 28<br />

May›s›nda olacak, günefl tutulmas›n› bir y›l öncesinden<br />

hesaplam›fl. Aristotales bütün bilginlerin atas›<br />

dedi¤ine göre co¤rafya biliminin de kurucusu. Birçok<br />

buluflunu co¤rafya bilgisiyle yapm›flt›r.<br />

fiimdi siz çok kolay, M›s›r’daki Keops piramidinin<br />

yüksekli¤ini ölçebilirsiniz. 160 metreden 128<br />

metreye. Tales’in ça¤›nda bir söz var, piramitler gibi<br />

ölçülmez diye. Kalk›p gidiyor, benim Gökova’dan<br />

geliflim gibi Milet’ten M›s›r’a. Gize vadisindeki üç piramit<br />

var Keops, Kefren, Mikerinos. Keops’un yan›nda<br />

yere uzan›yor, boyunun ölçüsünü al›yor, bekliyor.<br />

Kendi gölgesi, boyu kadar olunca, piramidin<br />

gölgesini ölçüyor <strong>ve</strong> piramidin boyu o kadard›r, diyor.<br />

Hiç bir ifle yaramad›¤›n› sand›¤›m›z gölge iflte<br />

böyle ifle yaram›flt›r.<br />

Dünya biliminin flovmeni Carl Sagan’›n onun<br />

için ‘harika’ dedi¤i Eratosthanes. Syene kentinde (flu<br />

an M›s›r’daki Assuan kenti) gün dönümünde yani 21<br />

Haziranda ö¤le saatinde günefl ›fl›¤› kuyunun tam ortas›na<br />

düflüyor. Eratosthanes, ‹skenderiye kütüphanesinde<br />

çal›fl›yor. Syene’deki kuyuya günefl tam dik<br />

düfltü¤ü an ‹skenderiye’deki dikilitafl›n gölgesini<br />

ölçtü. 80 km’lik insan hatt› döfletiyor. -cep telefonu<br />

olmad›¤› için, ‹skenderiye’de de ayn› flekilde oldu¤unu<br />

ö¤renmek için. ‹.Ö. 5. yüzy›lda Eratosthanes<br />

günefl ›fl›¤›n›n dikilitafla yapt›¤› aç› fark›n› kullanarak<br />

harita, üçgen <strong>ve</strong> co¤rafya ile dünyan›n çevresini<br />

hesapl›yor. 46.000 km. olarak buluyor. Dünyan›n<br />

çevresi 40 bin kilometre. ‹nsan sesinin aktar›lmas›<br />

s›ras›ndaki h›zdan da kaynaklanabilir. Ancak hata<br />

oran› kayda de¤meyecek kadar az.<br />

21 Haziranda siz Karadeniz, Maçka oradan Sümela<br />

Manast›r›na gidin saat 11 civar›nda bir delikten<br />

gelen ›fl›k tahtta oturan alt›n taçl› Meryem’in yüzüne<br />

gelir, kuca¤›nda da ‹sa vard›r. Anadolu insan› 21 Haziran’›<br />

ö¤renmifl <strong>ve</strong> dünyan›n her yan›ndan insanlar<br />

geliyor.<br />

Tales, denizdeki gemilerin aras›ndaki aç›kl›¤› ölçüyor.<br />

Denizdeki gemilerin karaya uzakl›¤›n› ölçüyor,<br />

ne ile <strong>Harita</strong> ile. Co¤rafya <strong>ve</strong> harita biliminin<br />

babas› Tales’tir diyebilirim ben. Tales’in olmad›¤› hiç<br />

bir bilgi listesi yoktur. Ayn› fleyi dünyan›n yedi harikas›<br />

için de söyleyebilirim. Efes, Artemis olmayan<br />

yedi harika listesi yoktur, ayr›ca birinci say›lmad›¤›<br />

liste yoktur. Bofluna m› diyorlar dünyada bir kilo<br />

ak›l varsa yar›s› Tales’tedir. O y›llarda dünya nüfusu<br />

250 milyon civar›ndayd› düflünün yar›s› Tales’te.<br />

<strong>Harita</strong> çizimi diye bakt›¤›m›zda bir baflka büyük<br />

adam› görüyorum. Hekateius ad›. ‹lk haritac›lar da<br />

gökyüzü haritas› çizmifllerdir. Sonra haritac›l›¤› aya-<br />

¤› yere basan bir bilim haline getirmifllerdir. Hekateius’da<br />

Miletli. Baflka yerde olamaz. Çünkü insanlar›n<br />

yaflamas›na en uygun yer buras›. ‹nsan en iyi iklimde<br />

karn›n› doyurmas› d›fl›ndaki iflleri yapar, sanat gibi,<br />

bilim gibi. Tarihin babas› Heradotos kitab›n›n ad›<br />

Historia, aktaraca¤›m paragraf›n numaras› 142, birinci<br />

kitap. “Palionyada toplanan ‹yonyal›lar bizim<br />

yeryüzünde bildi¤imiz en güzel gökyüzü alt›nda en<br />

90<br />

<strong>Harita</strong> <strong>ve</strong> <strong>Kadastro</strong> Mühendisleri Odas› ‹zmir fiubesi 8. Yaz E¤itim Kamp› - 2009 Foça/‹zmir


6 . O T U R U M<br />

güzel iklimde kurmufllar.”<br />

‹klim güzel ise ma-<br />

¤ara açmak, atefl yakmak<br />

için fazla çaba harcaman›za<br />

gerek yok. O<br />

zaman bedeninizin belden<br />

yukar›s›n›n iflleri ile<br />

u¤raflabilirsiniz. Babam<br />

Halikarnas Bal›kç›s›n›n<br />

söyledi¤i, sevdi¤im sözlerden<br />

birisi, “burada<br />

iklimi kalorifer <strong>ve</strong>ya<br />

vantiratörle düzeltmeye<br />

gerek yoktur. Nas›l gerekiyorsa<br />

öyledir.” Bunu<br />

ben Foça’da söylüyorum.<br />

Foça Aiolis bölgesinde<br />

bulunan bir kent. Fakat ‹onya kenti. Foça festivalindeki<br />

konuflmam›n konusu, Cennetin Kuzeyi<br />

idi. Afifllere Cennetin Kuzeyi: Foça’ diye yazm›fllar,<br />

sanki ben eksik b›rakm›fl›m gibi. Heredot’un sayd›¤›<br />

cennet ‹onya ise bunun kuzey s›n›r› Foça. Tutturmufllar<br />

Foça’n›n ad› fok bal›¤›ndan geliyor, hatta Antik<br />

ça¤da paras› da vard›r üzerinde fok figürü vard›r.<br />

Karaburun, Karadeniz, Gökova’da da fok var. Bunlar›n<br />

böyle söylenmesi Yunanl›ya ba¤lanmas› demektir.<br />

Yunanl›lar Anadolu’ya geldi mi gelmedi mi mesele<br />

bu de¤il. 7 Bilgenin 4’ü Anadolu’da. Dünyan›n<br />

gelmifl geçmifl en büyük tap›na¤› Artemis tap›na¤›.<br />

Neden bu kadar sanat eseri yarat›ld›. ‹nsan yaflamas›na<br />

uygun oldu¤u için.<br />

Hekateius dünya haritas› yapt›. <strong>Harita</strong>y› kafas›ndan<br />

yapmad›. Dolaflt›, yazd›¤› kitab›n ad› da “Dünya<br />

Gezisi”, baz› kaynaklar “Dünya Çevresi” diye çevirdi.<br />

Birçok yerde buradan sonras› okyanustur, diyor,<br />

orada bitiriyor. Heredot, Homeros da böyle diyor.<br />

Bir an›m› anlatay›m, Dokuz Eylül Üni<strong>ve</strong>rsitesindeki<br />

dekan›m, çal›flma arkadafl›m Foçal› Nilgün Moral›<br />

Türkiye çap›nda istatistik uzman›. Lise karnemi<br />

bulup, dekan›ma götürdüm, lisede istatistik okumuflum.<br />

Bunu flunun için söylüyorum, inan›lmaz flekilde<br />

harita se<strong>ve</strong>rim. Bir maafl›n› <strong>ve</strong>rerek hangi haritaya<br />

sahip olmak isterseniz cevab›m haz›r, Trabzon So-<br />

¤uksu’da Atatürk Köflkü var. 81 ilimiz içinde en güzeli<br />

odur. Onun birinci kat duvar›nda harita var.<br />

Köylere <strong>ve</strong> mahallelere kadar gösteriyor. Alt›nda da<br />

flöyle yazar, “haritadaki siyah noktalar bizzat Atatürk<br />

taraf›ndan tersim edilmifltir” der. <strong>Harita</strong>da tersim<br />

edilir, resim haline getirilir. 13-14 Ekim tarihlerinde<br />

Atatürk üçüncü kez Trabzon’a geldi bütün tafl›nmaz<br />

mallar›n› millete b›rakt›¤›na dair vasiyetname<br />

b›rakt›. O s›rada 4. Dersim isyan› ç›kt›. Dersim,<br />

Munzur, Kalan, Tunceli hepsi ayn› yer. ‹syan ç›kt›kça<br />

kurulu düzen de<br />

onlar›n ad›n› de¤ifltirdi.<br />

fiu andaki Tuncelili<br />

dört isimden ikisini<br />

bilir. Orada isyan›n<br />

hareketini kurflun kalemle<br />

iflaretlemifl, ne<br />

kadar silinmeden kal›r,<br />

bilmiyorum.<br />

Dünyan›n en güzel<br />

manzaras›, dünyan›n<br />

görüntüsüdür.<br />

Yaflad›¤›m›z bölgeye<br />

geldikçe haritada daha<br />

güzelleflti¤ini görüyorsunuz.<br />

Avrupa’da<br />

do¤u, bat› istikametinde<br />

uzanan yar›mada yok. Hepsi kuzey-güney<br />

do¤rultusunda. Sezen Aksu’nun flark›s› onun<br />

için ‘Ifl›k Do¤udan Gelir’.<br />

Hekateius, Heradot’tan önce ilk olarak araflt›rma<br />

kitab›na Historia, dedi. Heradot tarihinin ad› da Historia.<br />

Bugün tarih anlam›nda kullan›l›yor. Etimolojisine,<br />

kökenine bakarsan›z historia, araflt›rma demektir.<br />

‹lk co¤rafyac›, ilk araflt›rmac› ilk tarih yazar› olarak<br />

alk›fl›m›z› hak ediyor.<br />

Bize bunlar ö¤retilmiyor, ben ne yapay›m. Ne<br />

varsa bize iliflkin hepsi Yunanl› diye an›l›yor. Bilimin<br />

babas› Tales, tarihin babas› Heradot, fliirin babas›<br />

Homeros, co¤rafyan›n babas› Hekateius, resmin babas›<br />

Herasios, daha pekço¤u say›labilir hepsi ‹onyal›,<br />

Anadolulu.<br />

Haftan›n günlerinin hepsi Arapça, Farsça, hiç biri<br />

Türkçe de¤il. 12 ay› Atatürk ekim, kas›m, ocak demeseydi,<br />

onlar da yabanc› olacakt›. Neden hafta 7<br />

gündür Sümercede heft, yedi demektir. Sümerlerin<br />

yedi tanr›s› vard›r, bunlar›n her birine bir günü adam›fllard›.<br />

E¤er Sümerlerin 13 tanr›s› olsayd› 13 gün<br />

olabilirdi.<br />

Atatürk’ün at› vard›, ismini bilen var m› Sakarya.<br />

O at› 23 Ocak 1923 Pazartesi günü ‹zmir’de ‹zmir’in<br />

k›z› Latife Han›m’a arma¤an etti. Cumhurbaflkan›<br />

oldu¤unda Çankaya ad›nda bir at› daha oldu.<br />

Köpe¤inin ad› da Foks idi.<br />

Üçgenin alan› taban ile yüksekli¤inin çarp›m›n›n<br />

yar›s›na eflittir. Nirengi, araziyi üçgenlere ay›rmak<br />

demektir. Dolay›s›yla üçgen bizim iflimiz. Atatürk<br />

diye bir dahi gelmeseydi <strong>ve</strong> bunu Türkçelefltirmeseydi,<br />

bunlar› ezberleyinceye kadar ana fikir ak›ldan<br />

uçup giderdi.<br />

<strong>Harita</strong> <strong>ve</strong> <strong>Kadastro</strong> Mühendisleri Odas› ‹zmir fiubesi 8. Yaz E¤itim Kamp› - 2009 Foça/‹zmir 91


6 . O T U R U M<br />

Hitler diye bir adam ç›k›yor, 1936 Berlin Olimpiyatlar›nda<br />

bütün ödülleri biz alaca¤›z, diyor. Çünkü<br />

Germen ›rk›, ari ›rk, üstün ›rk. Bu olimpiyatlar Türkiye’de<br />

kad›nlar›n kat›ld›¤› ilk olimpiyatlard›r. Biri<br />

hâlâ yafl›yor, 1916 do¤umlu Nail Çak›rhan’›n efli,<br />

Halet Çambel, Gökova’da yafl›yor. 1936 y›l›nda Berlin<br />

Olimpiyatlar›na Eskrim dal›nda kat›ld›. Jesse<br />

Owens dört alt›n madalya al›nca Hitler kahrolup stad›<br />

terk etti. Bu arada Yahudileri katletmeye bafllad›.<br />

Katliamdan kaçan Yahudi bilim adamlar› bütün dünyaya<br />

da¤›ld›. Einstein gibiler Amerika taraf›ndan kaç›r›ld›.<br />

Bu bilim adamlar›n›n üçte biri Türkiye’ye geldi.<br />

Atatürk’ün anlaflmas› flöyle idi, “bu bilim adamlar›na<br />

iki y›l süreyle tercüman <strong>ve</strong>rilir”. Almanlar iki y›l<br />

sonra geri yollanacaklar›n› sand›lar. Amaç Türkçe<br />

ö¤renmeleri idi.<br />

fiu günlerde “Ay-Y›ld›z Alt›nda Sürgün”, diye istatiktiksel<br />

bir kitap ç›kt›. Alman faflizminden kaçan<br />

bilim adamlar›n›n Türkiye’de hangi bilim dallar›n›<br />

kurup gelifltirdi¤ini anlat›yor. Tiyatro, felsefe, ornitoloji<br />

vs. Almanlar getirmifl.<br />

Türkiye’de arkeoloji dal›nda öne ç›km›fl iki kifli<br />

var; Hamit Zübeyir Koflar <strong>ve</strong> Fevzi O¤uz Ar›k. 1935<br />

y›l›nda Alacahöyük kaz›l›yor. An›tkabir’in alt›nda bile<br />

5 tane tümülüs var. Sadece Amik ovas›nda 200 höyük<br />

var. Bugün Türkiye kültürünün ne simgesi varsa<br />

hepsi bu iki arkeolog taraf›ndan ç›kt›. Bu seferberlik<br />

yans›d›.<br />

Y›l 65, rehber olaca¤›m. 48 kifliyiz. Tarih hocam›-<br />

z›n sorusu, “Birinci Dünya Savafl›n› yitiren imparatorluk<br />

ne kazand›” Deneyimli komutanlar kazand›.<br />

‹flte Kurtulufl Savafl›nda Atatürk, Türkiye’nin co¤rafyas›n›<br />

belirledi.<br />

Çocuklar›n›za miras olarak Atatürk’ün ‹smet<br />

‹nönü’ye, ‹nönü’nün Atatürk’e yazd›¤› el yaz›l› mektuplar›<br />

var. Bulamazsan›z, Halil Kaynarca’ya baflvurursunuz.<br />

Böyle bir fley olamaz, insan anas›na, sevgilisine<br />

yazabilir mi bilmiyorum. Bir de ikisinin birbirine<br />

küs gittiklerini söylerler. Atatürk bu mektuplar›<br />

“herkes gittikten sonra, mahremiyetimde, gözyafllar›<br />

ile yaz›yorum”, diyor. 1925-1936 y›llar› aras›nda ‹zmir<br />

valili¤i yapan Kaz›m Dirik, 43 y›ll›k tüm hizmet<br />

süresi boyunca bir tek gün izin kullanmam›fl. ‹zmir’i<br />

Behçet Uz ile birlikte yeniden kuran adam oluyor.<br />

Bir adam var Atatürk’ten ald›¤› h›z› bizlere kadar<br />

yans›tm›fl. Ona yaz›lan fliiri okuyay›m, büyük e¤itimci,<br />

co¤rafyan›n kurucusu; Hasan Ali Yücel. fiiiri<br />

yazan da deli flair Can Yücel, o¤lu.<br />

Hayatta en çok babam› sevdim<br />

Karaçal›lar gibi yardan bitme bir çocuk<br />

Çarp›k bacaklar›yla ha düfltü ha düflecek<br />

Nas›l koflarsa ard›ndan bir devin<br />

O çapk›n babam› ben öyle sevdim.<br />

Bilmezdi ki oturdu¤umuz semti.<br />

Geldi mi de gidici - hep, hep acele ifli<br />

Ça¤›n en güzel gözlü maarif müfettifli<br />

Atlastan bakard›m nereye gitti<br />

Öyle öyle ezber ettim gurbeti<br />

Sevinçten uçard›m hasta oldum mu,<br />

K›rk› geçerse atefl, ça¤›r›rlar ‹stanbul'a<br />

Bi helallaflmak ister elbet, di¤'mi o¤luyla!<br />

92<br />

<strong>Harita</strong> <strong>ve</strong> <strong>Kadastro</strong> Mühendisleri Odas› ‹zmir fiubesi 8. Yaz E¤itim Kamp› - 2009 Foça/‹zmir


6 . O T U R U M<br />

Tifoyken baflard›m bu aflk oy'nunu,<br />

Ohh dedim, gö¤süne gömdüm burnumu,<br />

En son teftifline ç›kana de¤in<br />

Kofltururken ard›ndan o uçmaktaki devin,<br />

Daha baflka tür aflklar, genifl sevdalar için<br />

Aç›ld› nefesim, fikrim, canevim<br />

Hayatta ben en çok babam› sevdim.<br />

Bu ça¤›n en güzel gözlü maarif müfettifli durup<br />

durmazken co¤rafya kongresi topluyor. Y›l 1941.<br />

Bugün kulland›¤›m›z bütün kartografya, co¤rafya bu<br />

kongrede saptan›yor. Alman bilginler var ama her<br />

komisyonda en az a¤›rl›k Türklerde. 1941’de hiç bir<br />

co¤rafya terimi, deyimi yok. Co¤rafya ad›n› da Anadolu’da<br />

kondu¤unu biliyoruz. Co¤rafya sözcü¤ünün<br />

etimolojisine bakt›¤›n›zda yer bilimi oldu¤unu görürsünüz.<br />

Strabon “Cografika”y›, bütün dünya bunu<br />

co¤rafya diye alm›fl. Strabon M.Ö. 64 Amasya’da<br />

do¤du, o zaman Pontos’un baflkenti. Ayd›n’n›n Nysa,<br />

Sultanhisar ilçesinde co¤rafya bilimini ö¤rendi. Zaman›n<br />

dünyas›n› gezdi. Kitap yazd›, ilk co¤rafya kitab›<br />

diyoruz buna. Kitap 14 cilt. Son üç cildi Anadolu’yu<br />

anlat›r. Bir yer anlat›l›rken Strabon’a bak›lmazsa<br />

eksik anlat›lm›fl say›l›r.<br />

Uçtu¤u san›lan ilk insan ‹karus Fethiyeli, kanatlar›<br />

yapan babas›. Bilimsel olarak ilk uçan Hezarfan<br />

Ahmet Çelebi, kanat yap›p Galata kulesinden Üsküdar’a,<br />

Fincanc›lar çarfl›s›na iniyor. Ondan önce Lagari<br />

Hasan Çelebi, fazla anlatmazlar, kendisini top<br />

namlusunun içine koydurup ateflliyor, do¤ru Bo-<br />

¤az’a. Co¤rafya ile ilgilenenlerin en delisi de en ak›ll›s›<br />

da bu topraklarda olmufltur.<br />

Deniz çekmifl bu insanlar›. Önünüzde ada vard›r<br />

yüzerim, dersiniz, oraya yüzünce baflka bir aday› görürsünüz<br />

böylece keflfedersiniz. Ama görmezseniz<br />

ufukta iflte Piri Reis olursunuz aç›k denizlere ç›kars›-<br />

n›z. ‹flte Kitab-› Bahriye. Denizin kitab› demektir.<br />

Müthifl co¤rafya bilgileriyle doludur.<br />

Can Yücel, Gazi Yaflargil için beynimizin Piri Reis’i<br />

diyor. Evliya Çelebi rüyas›nda peygamberi görüyor.<br />

Ne istersin benden diye sorunca, ‘flefaat’ yerine<br />

‘seyahat’ diyor. Ve ömrü seyahat ile geçiyor.<br />

Elimdeki kitab› 1968 bas›ml› kitab› var, ‹stanbul<br />

Üni<strong>ve</strong>rsitesinde epigrafik (eski yaz›tlar bilimi) hocas›<br />

olmufl 25 y›l ço¤u zaman kar›s› ile ‹stanbul’dan<br />

Alanya’ya kadar dolaflm›fl, dört kitap yazm›fl. Baflka<br />

hiç bir kitaba gerek yok, 41 y›l olmufl, yenilikler yok<br />

mu Var ama yeterlidir; Ad› George Bean.<br />

Türkiye’de gelmifl geçmifl en büyük eser Selimiye’dir.<br />

Hani onun hünkar mah<strong>ve</strong>lindeki fliirleri iflgal<br />

s›ras›nda bir Rus general söktürüp götürmüfl. Selimiye’de<br />

70 metre kubbeye örümcek a¤ yapmaz. Sinan<br />

Efendi deha apliklere de<strong>ve</strong> kuflu yumurtas› yerlefltirmifl.<br />

De<strong>ve</strong>kuflu yumurtas› olan yere örümcek gelmiyor.<br />

Göçmenler çad›rlar›na keçi k›l›ndan bir kilim,<br />

paspas koyarlaflm›fl akrep, örümcek girmesin diye.<br />

Her sanat dal›n›n babas› belli, hepsi de Anadolulu.<br />

Bir de resmin babas›n› seçmek için yar›flma oluyor,<br />

finale iki kifli kal›yor. Atinal› Zhuix <strong>ve</strong> Efesli Perasyus.<br />

Atinal›n›n tablosunda bir asma dal›, üzüm<br />

salk›mlar› sark›yor, birkaç kufl gelip üzümleri yemeye<br />

çal›fl›yor. Jüri çok etkileniyor, ‹.Ö. 5. yüzy›lda<br />

oluyor bu. Efesliye “hadi bakal›m sen de hünerini<br />

göster”, diyor jüri. Tuvale perde çiziyor, Atinal› ressam<br />

gelip, onu açmaya çal›fl›yor.<br />

<strong>Harita</strong> laf›n›n Arapçadan geldi¤ini, kartografyan›n<br />

Frans›zcadan geldi¤ini söyleyebilirim. Kart, ka-<br />

¤›t demek, yeryüzünün izdüflümü. Türkiye’nin<br />

yüzölçümü 778 mi yoksa 814 bin km 2 ’dir. Biri izdüflümü<br />

di¤eri gerçek alan›d›r. Co¤rafyaya bakmak güzeldir.<br />

En az›ndan bir futbol maç› kadar güzeldir.<br />

Kardafl senin dediklerin yok<br />

Halay çekilen toprak bu toprak de¤il<br />

Ç›k hele Anadolu’ya<br />

Kamyonlarla gel, ka¤n›larla gel gayri<br />

Bu kadar uzak de¤il.<br />

Çam› bitmifl, kava¤› azalm›fl<br />

Gamla örtülü bay›rlar<br />

Ç›plak de¤il, yedi ay k›fltan sonra<br />

Yefleren senin yaflamand›r yaprak de¤il<br />

Yersin, içersin sofras›ndan 300 y›ld›r<br />

Kuv<strong>ve</strong>tlisin ama kuv<strong>ve</strong>t hak de¤il<br />

Bak›ms›zl›klarla göçüp gitmifl bir cihan<br />

Mevsimler so¤umufl, sular azalm›fl<br />

Bu¤day Selçuklulardan kalma<br />

Parça parça yaz›lm›fl<br />

Parma¤› üç pare, t›rna¤› ak de¤il<br />

Utan›r elin aya¤›n, yak›ndan görsen<br />

Eli el de¤il, aya¤› ayak de¤il<br />

Dertle sefaletle yüklü siyah lefllerle<br />

Kararm›fl berrak de¤il<br />

Ça¤layan ne, akan kim K›z›l›rmak de¤il<br />

Kardafl görmüyorum ama hala duyabiliyorum<br />

Geçmifl günler geleceklerden parlak de¤il<br />

Vakti flahadet edercesine yükselmifl<br />

Akflam par›lt›s›ndan zaferler üzerine<br />

Da¤lar dalgalanmakta bayrak de¤il.<br />

‹nsan önce co¤rafyas›n› bilmeli, co¤rafyas›n› sevmeli.<br />

Sevmedi¤iniz yer vatan olamaz. Sevmedi¤imiz<br />

yeri de güzellefltiremeyiz. “Bahçen varsa içinde, kay›¤›n<br />

varsa k›ç›nda” diyorlar Gökova’da.<br />

<strong>Harita</strong> <strong>ve</strong> <strong>Kadastro</strong> Mühendisleri Odas› ‹zmir fiubesi 8. Yaz E¤itim Kamp› - 2009 Foça/‹zmir 93


6 . O T U R U M<br />

Nail Çak›rhan kimdir 1910 do¤umlu. Naz›m ile<br />

ortak ilk kitab› 1+1 diye. Nail Çak›rhan’›n yapt›¤›n›<br />

flöyle özetleyebilirim, bir kiflinin kendisinden bafllayarak<br />

çevresini de¤ifltirip, güzellefltirebilece¤inin say›l›<br />

örneklerindendir. Baflta Atatürk olmak üzere<br />

böyle öncülere, güzellere merhaba...<br />

Volkan B‹LG‹N, KTÜ<br />

Panelin konusu<br />

‘<strong>Yaflanabilir</strong> <strong>Gelecek</strong><br />

‹çin Kültürel De¤erler’.<br />

Anlatt›klar›n›z sanatsal<br />

<strong>ve</strong> kültürel de¤erleri<br />

içermekte. Biraz tarih<br />

dersi gibi geçti, teflekkür<br />

ederiz, çok fley ö¤rendik.<br />

Kültürel de¤erler<br />

deyince akla dil <strong>ve</strong><br />

yaflay›fl tarz› geliyor.<br />

Ben Laz’›m, annem<br />

Türkçe bilmez Lazca<br />

konuflur. Bak›c›s›n›<br />

Gürcistan’dan getirdik,<br />

Lazca konuflma bilen<br />

birini. Ben konuflam›yorum, anlayabiliyorum ama<br />

çocu¤um hiç bilmeyecek. Hepimiz okula bafllay›nca<br />

‘Ne mutlu Türküm’ diyerek bafllad›k. Laz oldu¤umuzu<br />

unutup Türk oldu¤umuzu sand›k, kiflilik çat›flmas›<br />

yaflad›k. Çünkü bizim de Türk olmam›z gerekiyordu.<br />

Bundan üç-befl sene önceye kadar dükkanlara<br />

Lazca isim bile konulmuyordu. Çocuklara Lazca<br />

isim <strong>ve</strong>rilmiyordu.<br />

Türkiye’de devlet eliyle kültürel özellikler, renklilikler,<br />

hofl olan farkl›l›klar yok ediliyor, bu konu<br />

hakk›nda ne düflünüyorsunuz<br />

fiadan GÖKOVALI<br />

Arkadafl›m›z çok hakl›. Beni buraya getirecek arkadafl›n<br />

ad›n› Ser<strong>ve</strong>t oldu¤unu duyunca ona bir sürpriz<br />

yapmak istedim. Gökova’ya Ali Yüce ile gitmifltik.<br />

fiair bir arkadafl›m›z. Ben belgesel yap›yordum,<br />

bir a¤aç dikildi. Ali, bu a¤aç senin dedik. O, da bir fliir<br />

yazd›. Ad› Ser<strong>ve</strong>t;<br />

fiu koca dünyada benim de var art›k<br />

bir dikili a¤ac›m<br />

Gölgesine oturunca o genç bir ozan,<br />

ben yafll› bir a¤ac›m<br />

Gökova ormanlar›nda benim de var<br />

çiçek açan a¤ac›m<br />

Gölgesine oturunca yarama fliir sürer<br />

yok olur a¤r›m a¤ac›m<br />

Bu fliir tahtaya yaz›l›p a¤ac›n bafl›na kondu. Ser<strong>ve</strong>t<br />

bey arabay› kullan›rken uzand› bir yere <strong>ve</strong> küçük<br />

bir broflür ç›kard›. Buran›n program›. Ben program›<br />

yolda ö¤rendim. Dil konusunun da benim konum<br />

olaca¤›n› pek düflünmedim. Gel sen Halikarnas Bal›kç›s›n›<br />

anlatsan yeter, dediler.<br />

Kültürel de¤erleri, maddi <strong>ve</strong> manevi diye ay›r›rsak<br />

Selimiye’den ‹sak Paflaya kadar beni ilgilendirir.<br />

Bundan ders almak gerekir.<br />

2700 y›l önce gelmifl köprü yapm›fllar. ‹zmir’deki<br />

‹.Ö. 850 y›l›nda yap›lm›fl <strong>ve</strong> kullan›lagelen köprü,<br />

Guiness Rekorlar kitab›nda var. O dönemde bu<br />

köprü yap›l›rken arkadafl›m›z›n memleketi olan Karadeniz’de<br />

köprüler iki y›l dayanmaz. Gidin Çaml›-<br />

hemflin üzerinden Ayder’e, oradan Solakl› deresine<br />

250-300 y›ll›k köprüler vard›r.<br />

Evler hatta belediye binalar› Çaml›hemflin’de sular<br />

üzerindedir. Bundan ders al›nmaz m› Selimiye’den<br />

al›nmaz m› Karadeniz’de bak›yorsunuz camide<br />

minare yok. Neden Y›k›lm›fl. Bana minare<br />

yap deseniz yapar m›y›m Yapt›ran ucuza mal etmek<br />

için, yapan para kazanmak için yap›yor. Kültürel de-<br />

¤erlerden al›nmas› gereken ders bu. Bergama Kütüphanesinde<br />

150 bin cilt kitap vard›. Bunlar› Antonius<br />

Kleopatra’ya <strong>ve</strong>rdi. Sonra bunlar pagan kültürün yani<br />

putperest dönemin eserleri diye yand›. Ço¤unu<br />

bulam›yoruz. Bizim kültür taban›m›z›n bofl kalmas›-<br />

n›n nedeni budur.<br />

Atatürk’e Bergama’da 100 bin kiflilik tiyatro oldu-<br />

¤unu söylüyorlar, inanm›yor. Gelip görüyor 13 Nisan<br />

1934’de. Afrodisyas’ta nüfus’tan büyük tiyatro<br />

var. Buralarda festivaller düzenleniyor. Biraz önce<br />

bahsetti¤im resim yar›flmas› böyle bir yerde yap›lm›fl.<br />

Oidipus kompleksi var. Bütün kompleks isimleri<br />

antik dönemden al›r. Ensest iliflki anlam›na geliyor,<br />

Kral Oidipus ile iliflkili. Muazzez ‹lmiye Ç›¤’dan ö¤reniyoruz<br />

Sümerlerde Oidipus diye de¤il, Adapa diye<br />

kral var olay onun bafl›ndan geçiyor. Bunlardan<br />

ders almam›z gerekiyor.<br />

Zafer BEYD‹LL‹<br />

‹ller Bankas›nda çal›fl›-<br />

yorum. Arkadafl›n sordu-<br />

¤u dille ilgili bir tan›kl›-<br />

¤›m oldu onu paylaflmak<br />

istiyorum. <strong>Harita</strong>c›lar›n<br />

çal›flma alanlar› do¤ad›r.<br />

Bunun için gitti¤imiz yerlerde<br />

birçok sürprizle karfl›lafl›yoruz.<br />

Görevli olarak<br />

Mu¤la’dayd›m iki gün<br />

önce. Gitti¤im yerlerden<br />

biri de Yerkesik idi. Hari-<br />

94<br />

<strong>Harita</strong> <strong>ve</strong> <strong>Kadastro</strong> Mühendisleri Odas› ‹zmir fiubesi 8. Yaz E¤itim Kamp› - 2009 Foça/‹zmir


6 . O T U R U M<br />

ta takibi yapacakt›k. Belediye Baflkan› bizi Kerimo¤lu<br />

Efe’nin evine götürdü bizi. Arkadafllar birçok türküde<br />

Kerimo¤lu’nu duymufltur. Duvarlarda da fliirler<br />

yaz›l›, ‘Pisi’ sözcü¤ü geçiyordu birçok yerde. Ben<br />

bu sözcü¤ün anlam›n› sorunca, Yeflilyurt’un önceki<br />

ad› oldu¤unu söylediler. Kültürel de¤erlerle, isimlerle<br />

bu kadar oynand›¤› zaman, geçmiflte bize ait<br />

olan kültür <strong>ve</strong> miras›, bir anlamda bilinmez hale getiriyoruz.<br />

Pisi ismi de¤iflmeseydi, ben de okudu¤umda,<br />

bildi¤im, gördü¤üm yer gözümün önüne hemen<br />

gelecekti. Kültürel de¤erlere, miraslara sahip ç›kmam›z<br />

bir tek kelime ile bile oynamam›z›n getirdi¤i dejenerasyon,<br />

bilinç karmaflas›, bilinç bulan›kl›¤› çok<br />

güzel bir örne¤i idi.<br />

damgalard›r’ dedi. Ben de karfl›y›m, arkadafl›m›za kat›l›yorum.<br />

‹zmir Yal›çapk›n›; Uni<strong>ve</strong>rsiad’›n simgesi oldu,<br />

büyük olay ç›kt›, nedir bu diye; Efe. B›rak›n eflkiyadan<br />

maskot olur mu De¤ifltirdiler, Emircik oldu.<br />

Hepinize teflekkür ederek sözlerimi tamaml›yorum.<br />

fiadan GÖKOVALI<br />

Ecevit, devlet içinde yer isimlerine musallat olmufl<br />

bir örgüt var, bulursam ne yapaca¤›m› biliyorum,<br />

diyordu. Oysa ki baflbakanl›¤› s›ras›nda 1974<br />

y›l›nda ‹çiflleri Bakanl›¤› ‹ller ‹daresi Genel Müdürlü¤ü<br />

15 bin yerin ad›n› de¤ifltirdi. ‹ki cilt kitap oluflturdu,<br />

yeni <strong>ve</strong> eski adlar›n listesi. Frans›z bir bilim<br />

adam›, ‘dokunmay›n bunlar Anadolu’yu anlatan özel<br />

Söylefli sonras› hep birlikte çekilen an› foto¤raf›<br />

<strong>Harita</strong> <strong>ve</strong> <strong>Kadastro</strong> Mühendisleri Odas› ‹zmir fiubesi 8. Yaz E¤itim Kamp› - 2009 Foça/‹zmir 95


7 . O T U R U M<br />

PANEL<br />

<strong>Yaflanabilir</strong> <strong>Gelecek</strong> ‹çin Mühendislik<br />

Haluk KONAK<br />

Dursun Zafer fiEKER<br />

Haluk ÖZENER<br />

Yedinci günün ilk oturumunda Kocaeli Üni<strong>ve</strong>rsitesi<br />

Jeodezi <strong>ve</strong> Fotogrametri Müh. Bölüm Baflkan› Prof. Dr.<br />

Haluk KONAK, ‹stanbul Teknik üni<strong>ve</strong>rsitesi Jeodezi <strong>ve</strong><br />

Fotogrametri Mühendisli¤i Ö¤retim Üyesi Prof. Dr.<br />

Dursun Zafer fiEKER <strong>ve</strong> Bo¤aziçi Üni<strong>ve</strong>rsitesi Ö¤retim<br />

Üyesi Doç. Dr. Haluk ÖZENER’ in konuflmac› oldu¤u<br />

"<strong>Yaflanabilir</strong> <strong>Gelecek</strong> ‹çin Mühendislik" paneli<br />

gerçeklefltirildi. Panelde konuflmac›lar teknolojinin h›zla<br />

geliflmesi ile son y›llarda çok büyük ilerlemeler kaydeden<br />

Jeodezi <strong>ve</strong> Fotogrametri Mühendisli¤inin ülkemizde <strong>ve</strong><br />

dünyada yeni bir boyut kazanmas› <strong>ve</strong> ilgili standartlar <strong>ve</strong><br />

akreditasyonlar›n ülkemiz için de önem kazand›¤›<br />

belirtildi.<br />

Oturumun sunumu Kocaeli<br />

Üni<strong>ve</strong>rsitesinden Berivan YA⁄IZ<br />

taraf›ndan yap›ld›.<br />

96<br />

<strong>Harita</strong> <strong>ve</strong> <strong>Kadastro</strong> Mühendisleri Odas› ‹zmir fiubesi 8. Yaz E¤itim Kamp› - 2009 Foça/‹zmir


7 . O T U R U M<br />

Haluk KONAK<br />

Organizasyonu yapan arkadafllara<br />

teflekkür ediyorum. Program<br />

çok iyi bafll›klar <strong>ve</strong> birbirini<br />

tamamlayan konular. Biz de konuflmalar›m›z›<br />

birbirimize göndermeler<br />

yaparak tamamlayaca-<br />

¤›z.<br />

<strong>Gelecek</strong> için daha gelmemifl<br />

yaflanmam›fl bir kavramdan söz<br />

ediyoruz. Aristo’ya göre gelecek,<br />

olanakl› <strong>ve</strong> zorunlu olarak ele<br />

al›nmaktad›r. Olanakl› olan bireylerin,<br />

toplumlar›n özgür iradesi<br />

ile; zorunlu olan ise bilimsel,<br />

nesnel <strong>ve</strong> do¤a yasalar›na göre bizi<br />

karfl›layacak olan gelecek. Her<br />

toplum <strong>ve</strong> olay›n bir geçmifli vard›r,<br />

yaflanan günü vard›r, gelece¤i<br />

vard›r. Evren devinimsel oldu¤u<br />

için bu bir süreçtir. Geçmifli <strong>ve</strong><br />

flimdiyi iyi çözümleyemedikten<br />

sonra gelecek için do¤ru tahminler<br />

<strong>ve</strong> öngörü yapmam›z olas› de-<br />

¤ildir. <strong>Gelecek</strong> bilimi de süreci<br />

küresel ölçekte ele almaktad›r.<br />

Eytiflimsel yani diyalektik bir tan›m›<br />

vard›r.<br />

Yeni hayat› övme, gelenekseli<br />

de¤ifltirme, sanatsal tabular› y›kma<br />

anlam›nda gerçeküstücü bir<br />

ak›m Marinetti taraf›ndan 1909’<br />

da dile getirilmifl sanatsal bir<br />

ak›m iken daha sonra sanayi devrimini<br />

yücelefltiren bir anlay›flla<br />

siyasal niteli¤e bürünmüfl <strong>ve</strong> ‹talya’y›<br />

faflizme kadar sürüklemifltir.<br />

<strong>Yaflanabilir</strong> bir gelecekten<br />

bahsederken saf bir dilde konuflmamam›z<br />

gerekiyor. Sürece bilimsel<br />

<strong>ve</strong> do¤a toplumbilimsel<br />

yaklafl›mla bakmal›y›z. <strong>Yaflanabilir</strong><br />

gelecek için do¤al olarak toplumlar›n<br />

de¤iflik katmanlar› <strong>ve</strong> ç›-<br />

kar gruplar›nca farkl› beklentiler<br />

olaca¤› da aç›kt›r. Bu nedenle biliflim<br />

ça¤› var. Üstün bir zekay›<br />

kullanan yarat›klar olaca¤›z yar›<br />

zeki teknolojileri kullanaca¤›z.<br />

Bunlar güzel beklentilerimiz. Tap›n›r<br />

gibi bakmak da çok ak›lc›<br />

olmasa gerek.<br />

<strong>Yaflanabilir</strong> gelecek bize pazarlanabilir<br />

bir ürün gibi sunuluyor.<br />

Bireyleri yeni teknolojik<br />

ürünler tüketmeye yöneltmektedir.<br />

Bireyler de bu ürünleri kullanarak<br />

mutlu olaca¤›n› düflünmekte<br />

<strong>ve</strong> böyle bir beklenti içine<br />

girmekte. Bireylerin toplumsal istençleri<br />

asl›nda güdümlenmektedir.<br />

Bu güdümlenme kitleleri tüketici<br />

hale dönüfltürünce büyük<br />

bir tehdidi flimdiden alg›lamak<br />

zorunday›z. Küresel ölçekte ekonomik<br />

<strong>ve</strong> siyasi iliflkileri denetlenen<br />

yeni tip diktatörlüklere dayanan<br />

faflist yönetimler de bizi bekliyor<br />

olabilir. Bu da toplumsal s›-<br />

k›nt› olarak düflünülmelidir.<br />

Bireysel düzeydeki bilincimizi<br />

toplumsall›k <strong>ve</strong> üretkenlik düzeyindeki<br />

ifllevlerimizle bütünlefltirerek<br />

yaflanabilir bir gelece¤i sorgulamal›y›z.<br />

Olaya böyle bafllamak<br />

zorunday›z. <strong>Yaflanabilir</strong> bir<br />

gelecek için bizi bekleyen toplumsal<br />

sorumluluklar›m›z nelerdir<br />

Bu soruyu sorarak yan›t aramal›y›z.<br />

<strong>Yaflanabilir</strong> gelecekte<br />

mühendislik ne anlama gelebilir<br />

Üretimden gelen gücümüz ne<br />

olacakt›r Bu tür sorular› artt›rabilirsiniz.<br />

<strong>Yaflanabilir</strong> gelece¤i düflünürken<br />

biraz izdüflüm kavram›na da<br />

de¤inmek istiyorum. Yeryuvar›n<br />

matematik temelleri <strong>ve</strong> geomatik<br />

iliflkilerinin yard›mc› bir yüzey<br />

kullanarak aktar›lmas› izdüflüm<br />

sürecidir. Yeryüzündeki plakalar›n<br />

geomatik hareketlerinin bir<br />

izdüflümü olarak do¤al felaketlerin<br />

olabilece¤i gibi buna ba¤l› olarak<br />

sosyal çat›flmalarda ortaya ç›-<br />

kacakt›r. Bunlar›n olas› hareketlerini<br />

izleyebilmenin mesle¤imizin<br />

önemli bir bilefleni olaca¤› da<br />

görülmektedir.<br />

Yeryuvarla¤›m›z›n zamansal<br />

evrimini buna ba¤l› olarak açaca-<br />

¤› do¤al <strong>ve</strong> sosyal felaketlerin zorunlu<br />

gelece¤ini alg›lay›p bu felaketlerin<br />

zararlar›n›n en aza indirgeyebilmek<br />

<strong>ve</strong> buna uygun yaflanabilir<br />

gelecek tasarlayabilmek<br />

olanakl› bir gelecek olarak düflünülmelidir.<br />

<strong>Harita</strong> mühendisleri <strong>ve</strong> geomatik<br />

mühendisleri olarak mesle-<br />

¤imizin temel ifllevi yervuyarla¤›-<br />

n›n fiziksel geliflimine uygun geomatik<br />

flekil tan›mlamak <strong>ve</strong> bunu<br />

uygulamakla ifle bafll›yoruz. Bir<br />

datum tan›m› yap›yoruz. Daha<br />

sonra yeryuvarla¤›n›n bir k›sm›<br />

<strong>ve</strong>ya tamam›n› bir düzleme akta-<br />

<strong>Harita</strong> <strong>ve</strong> <strong>Kadastro</strong> Mühendisleri Odas› ‹zmir fiubesi 8. Yaz E¤itim Kamp› - 2009 Foça/‹zmir 97


7 . O T U R U M<br />

rabilmek için bir izdüflüm süreci<br />

gerçeklefltiriyoruz. Buna da mesleksel<br />

bir bak›fl ile sürece girmeye<br />

çal›fl›yorum. ‹zdüflüm gerçeklefltirilirken<br />

bir tak›m parametreler<br />

ele al›n›r. ‹zdüflümün ana eksenleri<br />

de vard›r. Kutupsal <strong>ve</strong>ya ekvatoral<br />

<strong>ve</strong>ya herhangi bir do¤rultuya<br />

göre. Datum sonucu bir yürüyüfl<br />

yönü seçmek zorunday›z.<br />

‹zdüflüm sistemleri gerçekçi<br />

<strong>ve</strong>ya sanal olarak tasarlanabilir.<br />

Fakat elde edilen konum bilgileri<br />

yeryüzüne uygulanabilir, ölçülebilir<br />

<strong>ve</strong>ya karfl›laflt›r›labilir bilimsel<br />

<strong>ve</strong> nesnel bilgilerdir. Sonuçta<br />

yaflamsal süreçte kullanilebilecek<br />

bilgiler elde etmekteyiz. Eksiksiz<br />

do¤ru, yal›n <strong>ve</strong> estetik biçimde<br />

harita üretmek son aflamad›r. Bunu<br />

toplum dilinde nas›l düflünebiliriz<br />

Öncelikle toplumsal gerçekli-<br />

¤imizi, toplumsal dinamiklerimizi<br />

<strong>ve</strong> ça¤›m›z›n küresel gerçe¤ini<br />

yönlendirmekte olan d›fl dinamikler<br />

olarak alg›lamak zorunday›z.<br />

Bu bizim toplumsal gerçekli-<br />

¤imizdir. Buna göre bireysel, s›-<br />

n›fsal, kültürel <strong>ve</strong> ekonomik beklentilerimizi<br />

ortak toplumsal istenç<br />

düzleminde bütünlefltirmeliyiz.<br />

Bu ortak toplumsal datum olmal›d›r.<br />

Bugüne kadar ulaflt›¤›-<br />

m›z bilimsel, toplumsal üretim<br />

düzeyindeki birikimlerimiz dayanmakta<br />

oldu¤umuz izdüflüm<br />

parametreleridir. Bizi gelece¤e tafl›yacak<br />

olan bugün uygulamakta<br />

oldu¤umuz noktad›r.<br />

Geçmiflten günümüze tafl›nan<br />

toplumsal yap›m›z, fiziksel çevremizdir.<br />

Korunmas› gereken ça¤dafl<br />

uygarl›k parametreleri uygarl›¤›n<br />

yönlendi¤i ana eksenler boyunca<br />

yaflanabilir bir gelece¤e izdüflmelidir.<br />

Bu saptamalar› yapt›ktan sonra<br />

bugün ne durumday›z alg›lamaya<br />

çal›flal›m. Teknoloji ile üretim<br />

iliflkileri birbirini tamamlar.<br />

Tar›msal düzeyde iflbölümü yap›ld›¤›<br />

dönemlerde teknoloji a¤›rl›kl›<br />

olarak insan <strong>ve</strong> hayvan gücüne<br />

dayal› iken 19. yüzy›l efli¤inde<br />

makinelerin kullan›lmas› ile birlikte<br />

yeni üretim iliflkileri ortaya<br />

ç›km›fl, yaflanan sanayi devriminden<br />

sonra, yeni ifl süreçleri <strong>ve</strong><br />

otomasyon bafllam›flt›r. Günümüzde<br />

ise bilgi ifllem <strong>ve</strong> buna<br />

ba¤l› teknolojiler kullanan sanayi<br />

<strong>ve</strong> üretim iliflkilerinden söz edilmektedir.<br />

Bilgi toplumu ad› <strong>ve</strong>rilen<br />

bu sürecin esas özelli¤i sistemin<br />

ana üretim gücü olmas›d›r.<br />

Sermayeyi esas büyüten odur. Bilgi<br />

<strong>ve</strong> teknolojiyi üretecek olan da<br />

bilginin kendisidir. Uygarl›k bu<br />

nedenle bilgiden yararland›¤› <strong>ve</strong><br />

do¤al yasalar› anlayabildi¤i ölçüde<br />

ona uygun üretim iliflkisi koyacakt›r.<br />

Ça¤›m›z iletiflim ça¤›d›r <strong>ve</strong> biliflim<br />

yaz›l›mlar› <strong>ve</strong> teknolojileri<br />

belirleyicidir. Bütün mühendislikler<br />

de bu kavramlar ele al›nmaktad›r.<br />

<strong>Gelecek</strong> teknolojilerin<br />

yapay zeka sistemlerine dayanan<br />

yar› biyolojik <strong>ve</strong> senteze dayal› olmas›<br />

öngörülmektedir. Fakat mühendisli¤in<br />

ifllevi daha geneldir.<br />

Bir mühendis güncel <strong>ve</strong> ileri teknolojilerden<br />

yararlan›rken en az<br />

maliyetle yeterli hammadde <strong>ve</strong> iflgücü<br />

ile kazanç sa¤layabilmesi<br />

buna uygun güncel teknolojiden<br />

yararlanmas› gerekmektedir. Dolay›s›yla<br />

bilgiyi ifl edinen, bilgiyi<br />

iflleyebilen metalaflt›ran insan<br />

toplumuna sunabilenler, ça¤›m›-<br />

z›n mühendisidir.<br />

<strong>Yaflanabilir</strong> gelece¤e izdüflüm<br />

98<br />

<strong>Harita</strong> <strong>ve</strong> <strong>Kadastro</strong> Mühendisleri Odas› ‹zmir fiubesi 8. Yaz E¤itim Kamp› - 2009 Foça/‹zmir

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!