You also want an ePaper? Increase the reach of your titles
YUMPU automatically turns print PDFs into web optimized ePapers that Google loves.
AVRUPA BİRLİĞİ YOLU<br />
ENGELLERLE DOLU…<br />
Ahmet AKIN (*)<br />
Türkiye’ye 17 Aralık Brüksel zirvesinde<br />
müzakere <strong>ta</strong>rihinin verilmesinin<br />
ardından, katılım müzakerelerinin ilk<br />
aşaması olarak kabul edilen <strong>ta</strong>rama sürecinin<br />
başlaması geciktirilmemelidir. Aday ülke ile AB<br />
Komisyonunun or<strong>ta</strong>klaşa yürüttükleri ve Avrupa<br />
Birliğine katılacak ülkenin ulusal mevzuatının<br />
AB müktesebatı ile karşılaştırıldığı ayrıntılı bir<br />
inceleme süreci olan <strong>ta</strong>rama süreci ile, aday ülkenin<br />
ulusal hukukunun ve kurumlarının AB müktesebatı<br />
ile uyumunun tespit edilmesi amaçlanmak<strong>ta</strong>dır.<br />
Tarama süreci uygulaması, AB ile aday ülke<br />
arasındaki ikili müzakerelerin üzerine kurulduğu<br />
bir temel oluşturması bakımından büyük önem<br />
arz etmektedir. Tarama sürecinin belli bir süresi<br />
bulunmamakla birlikte, altı aylık bir zaman dilimine<br />
yayılacağı <strong>ta</strong>hmin edilmektedir. Tarama sürecinin<br />
müzakereler ile paralel bir şekilde yürütülmesi<br />
olasılığı da olanak dahilinde görülmektedir.<br />
Katılım müzakerelerinde çok önemli bir<br />
görevi yerine getirecek olan baş müzakerecinin<br />
hükümet <strong>ta</strong>rafından belirlenmemiş olmasına<br />
anlam verilemiyor. Aslında, Türkiye’nin katılım<br />
müzakereleri sırasında en büyük dezavan<strong>ta</strong>jını<br />
oluşturacak olan konunun da, iktidarın <strong>ta</strong>rihsel<br />
ve siyasal birikiminin yetersiz olması görülüyor.<br />
Türkiye’yi, İs<strong>ta</strong>nbul Büyükşehir Belediyesi<br />
Başkanlığı dönemindeki danışman kadrosu<br />
ile yönetmeye çalışan Başbakan Recep Tayyip<br />
Erdoğan’ın, dünyadaki gelişmelere dar bir<br />
pencereden bakan ve milli görüşün etkisinden<br />
kurtulamayan kadrolarla bir yere varamayacağını<br />
anlaması gerekiyor. Başbakan’ın yorulması ve<br />
hükümetin performansının düşmesi, Bakanlar<br />
Kurulu ile icra organlarında hızlı bir değişikliğe<br />
gidilmesini zorunlu hale getiriyor. Hükümetin en<br />
(*) Yeminli Mali Müşavir - TÜRMOB Yönetim Kurulu Üyesi<br />
MART - NİSAN 2005, SAYI:159<br />
kısa zamanda <strong>ta</strong>rikatlar koalisyonu görüntüsünden<br />
kurtulması gerekiyor. Aksi <strong>ta</strong>kdirde, katılım<br />
müzakereleri sürecinde önemli sorunların<br />
yaşanabileceği düşünülmektedir.<br />
Topluluk müktesebatı genelde 31 başlık<br />
altında sınıflandırılmak<strong>ta</strong> olup, tüm aday ülkelerle<br />
müzakerelerde aynı gruplandırma izlenmektedir.<br />
Bu başlıklar şu şekildedir: Malların, kişilerin,<br />
hizmetlerin ve sermayenin serbest dolaşımı,<br />
şirketler hukuku, rekabet politikası, <strong>ta</strong>rım,<br />
balıkçılık, ulaştırma, vergilendirme, ekonomik<br />
ve parasal birlik, is<strong>ta</strong>tistikler, sosyal politika ve<br />
istihdam, enerji, sanayi politikası, küçük ve or<strong>ta</strong><br />
boy işletmeler, bilim ve araştırma, eğitim ve mesleki<br />
eğitim, telekomünikasyon ve bilgi teknolojileri,<br />
kültürel ve görsel-işitsel politika, bölgesel politika ve<br />
yapısal araçların koordinasyonu, çevre, tüketicinin<br />
ve sağlığın korunması, adalet ve içişleri, gümrük<br />
birliği, dış ilişkiler, or<strong>ta</strong>k dış politika ve güvenlik<br />
politikası, mali kontrol, mali ve bütçesel hükümler,<br />
kurumlar ve diğer konular.<br />
Türkiye’nin katılım müzakereleri sürecinde en<br />
fazla zorlanacağı konular arasında, kişilerin serbest<br />
dolaşımı, <strong>ta</strong>rım ve balıkçılık, bölgesel politikalar,<br />
mali ve bütçesel konular ile çevre gösterilmektedir.<br />
Özellikle çevre alanında gerek kurumlaşma<br />
gerekse altyapı yatırımları için Türkiye’nin<br />
zaman ve finansmana gereksinimi olduğu ifade<br />
edilmektedir. Enerji konusu ise niteliği itibariyle<br />
zor bir konu olmasına rağmen, Türkiye’nin stratejik<br />
konumu dolayısıyla pazarlık gücüne sahip olacağı<br />
beklenebilir. Avrupa Birliği üye ülkelerinin siyasi<br />
bir birlik kurma yolunda attıkları en önemli adımı<br />
temsil eden AB Anayasası’nın da üye devletler<br />
<strong>ta</strong>rafından, halk oylaması veya parlamentoları<br />
<strong>ta</strong>rafından onaylanması sürecinin de başladığını<br />
düşünecek olursak, Türkiye’nin uzun-ince bir yolda<br />
tüm zorlukları aşarak gitmek zorunda olduğunu<br />
ve bu yolun sonunda Avrupa Birliği’ne <strong>ta</strong>m üye<br />
olabilecek toplumsal güce sahip bulunduğunu<br />
unutmamak gerekir. Yeter ki, birlik ve beraberlik<br />
içinde kişilikli davranabilelim.<br />
görüş<br />
BÜLTEN<br />
4