You also want an ePaper? Increase the reach of your titles
YUMPU automatically turns print PDFs into web optimized ePapers that Google loves.
görüş<br />
BÜLTEN<br />
23<br />
Ancak, 2005 yılında elde edilen hisse<br />
senetleri, 2006 yılında elden çıkarılmış dahi<br />
olsa bunlarda da üç aylık süre yine aynen geçerli<br />
olacaktır.<br />
2-Fon Gelirlerinin Vergilendirilmesi:<br />
2005 yılında elde edilen (A) ve (B) tipi<br />
fon gelirlerinin tu<strong>ta</strong>rı ne olursa olsun 2004<br />
yılı gelirlerinde olduğu gibi beyana <strong>ta</strong>bi<br />
olmayacaktır. Uygulamanın bu dönemde<br />
(A) tipi fon gelirleri için yüzde sıfır, (B) tipi<br />
fonlarının gelirlerine ise yüzde 10 oranında<br />
stopaj uygulanmak<strong>ta</strong>dır.<br />
Ancak, 2006 yılında durum değişmektedir.<br />
1 Ocak 2006 <strong>ta</strong>rihinden sonra, gerek (A) tipi gerekse<br />
(B) tipi menkul kıymet yatırım fonlarından<br />
elde edilen gelirler yüzde oranında stopaja<br />
<strong>ta</strong>bi olacaktır. /GVK Geçici Madde 67/8)<br />
Kasım 2000 ve Şubat 2001 krizleri ile<br />
Cumhuriyet <strong>ta</strong>rihinin en ağır ekonomik bunalımı<br />
yaşayan Türkiye bu sebeple girdiği ağır borç<br />
yükü altında iken aynı bunalımı yaşayan Arjantin’in<br />
aksine borçlarını askıya almayıp büyük<br />
acılarla borçlarını ödemeyi sürdürerek düzlüğe<br />
çıkmayı başardı. Ancak, Türkiye bu başarısına<br />
krize girmesine rağmen iç ve dış ödemelerini<br />
yüksek faizlerle ödeyerek ulaştı. Gerçi aynı <strong>ta</strong>rihlerde<br />
mali krize giren Türkiye ile Arjantin<br />
son aylarda ekonomilerinde birbirlerine paralel<br />
olarak rahatlama yaşamak<strong>ta</strong>dırlar. Bu <strong>ta</strong>rtışmayı<br />
başka bir yazıda ele almayı düşünürsek şimdi<br />
devletin borç yükünü oluşturan HB ve DT ile<br />
mevduat kredi ve diğer parasal göstergelerin<br />
medyada yayınlanan ilginç sonuçlarına bakalım.<br />
Ekonomide, siyasette, finansal piyasalarda<br />
or<strong>ta</strong>ya çıkan bütün olumlu gelişmelere rağmen<br />
mevduat sahiplerinin davranışları şunu göstermektedir.<br />
• Bütün olumlu gelişmelere rağmen<br />
hat<strong>ta</strong> döviz kurunun zarar ettirmesine karşılık<br />
mevduat sahibi döviz tevdiat hesaplarından da<br />
vazgeçmiyor.<br />
• Yine yatırım fonları hariç banka dışı<br />
kesimin devlet iç borçlanmasına yönelmesi,<br />
2004 yılında da devam ediyor.<br />
• Va<strong>ta</strong>ndaş TL mevdua<strong>ta</strong> yönelirken çok<br />
dikkat çeken bir özelliği sürdürüyor. Bu özellik<br />
vadeyi uzatmıyor. TL’de kalıyor ama vadeyi 2-8<br />
ay gibi bir sürede kalmayı yeğliyor.<br />
• Va<strong>ta</strong>ndaş nispeten daha uzun vadeli<br />
olan or<strong>ta</strong>lama vadesi 15 ayı bulan devlet iç<br />
borçlanma senetlerinin yüksek getirisine de<br />
kayıtsız kalmıyor.<br />
• Tasarruf sahibi üç ayı bile geçmeyen<br />
kısa vadede kalmayı tercih ediyor. Çünkü faiz<br />
ve döviz riskini almak istemiyor. Hala <strong>ta</strong>m olarak<br />
yerleşmemiş güven duygusundan dolayı ani<br />
hareketler olursa bunu yakalamak, zararını<br />
azaltmak, hat<strong>ta</strong> mümkünse karlı <strong>ta</strong>rafa geçmek<br />
istiyor. Burada şunu da belirtmekte yarar<br />
var. 2005 yılında faiz gelirlerine <strong>ta</strong>nınan vergi<br />
avan<strong>ta</strong>jlarının payının çok düşük olduğu görülmektedir.<br />
Sebebine gelince; 2006 yılından itibaren<br />
HB ve DT’lerine uygulanacak % 15 stopaj <strong>ta</strong>sarrufculuğu<br />
fazla ilgilendirmiyor. Çünkü devlete,<br />
borç senetlerine konulan vergiler bunlara serbest<br />
piyasa şartlarında ödenecek faiz oranlarının<br />
yükseltilmesini getirecektir. Yani konacak vergi<br />
yine Hazine’nin üzerinde kalacaktır.<br />
D- SONUÇ VE ÖNERİLER<br />
Kısaca devlet borç senetlerine ödenecek<br />
faizden ziyade bunlara para sahiplerinin<br />
duyacağı güven gelmektedir.<br />
Birkaç yerden birden gelen ve biraz<br />
da karmaşık olan sinyallerin belki de tek<br />
or<strong>ta</strong>k nok<strong>ta</strong>sı para sahiplerinde görünen<br />
ihtiyatlılıktır. Buradan şunu anlıyoruz ki;<br />
geçmişteki krizden, büyük oynaklıklardan ve<br />
oluşan büyük zararlardan dolayı piyasalar bir<br />
türlü güvensizliğini aşamıyor ve hala <strong>ta</strong>sarruf<br />
sahipleri ade<strong>ta</strong> yoğurdu üfleyerek yiyor. Aynı<br />
zamanda ekonomi yönetimine de ihtiyatlı<br />
tutumu ile uyarıda bulunuyor.<br />
Netice itibarıyla va<strong>ta</strong>ndaş veya finansal<br />
kaynakları elinde bulunduranlar, geçmişteki<br />
ha<strong>ta</strong>lardan edindikleri tecrübelerinden dolayı<br />
yaşanan süreci çok dikkatle izliyor. Vade<br />
uzatmayarak aşırı risk alınmasına yaklaşmıyor.<br />
Onun için ekonomi yönetimine <strong>ta</strong>sarruf<br />
sahibinin bu davranışını yakından izlemesi<br />
zorunluluğunu getiriyor.<br />
MART - NİSAN 2005, SAYI:159