02.01.2015 Views

ta s a rı - asmmmo

ta s a rı - asmmmo

ta s a rı - asmmmo

SHOW MORE
SHOW LESS

You also want an ePaper? Increase the reach of your titles

YUMPU automatically turns print PDFs into web optimized ePapers that Google loves.

görüş<br />

BÜLTEN<br />

21<br />

A- GİRİŞ<br />

Ülkemiz’de yıllardır uygulanmak<strong>ta</strong> olan,<br />

“Vergi alma borç al” ve bu amaçla “faizi<br />

yüksek, kuru düşük tut” politikası sonucu<br />

kamudan-özele, fakirden-zengine yurt içinden<br />

yurtdışına sermaye transfer edilmiştir.<br />

Yaklaşık 25 yıldır, uygulanan bu yanlış mali<br />

politikalar yüzünden gelişmiş zengin devletler,<br />

kendi kamu borçlarını or<strong>ta</strong>lama % 3-4 reel<br />

faizle finanse ederken, az gelişmiş olan Türkiye<br />

borçlarını % 12-13 reel faizle döndürebilir<br />

duruma düşmüştür. Böylece Hazine, yüksek<br />

oranlı faizle borçlanabildiğinden bu borç, 10<br />

yılda iki katına, 20 yılda dört katına çıkmıştır.<br />

Halbuki bu borcu Hazine, yılda or<strong>ta</strong>lama %<br />

7’den daha düşük reel faizle çevirebilseydi<br />

bugünkü 220 milyar dolarlık borç, 55 milyarda<br />

kalırdı. Dikkat edilirse bu hesap<strong>ta</strong> ne siyasilerin<br />

daha az popülist davranışları, ne de ba<strong>ta</strong>kçı iş<br />

adamlarının banka boşaltmaları vardır. Yani 25<br />

yıldır ülkemiz aynı soygun düzeniyle aynı çıkar<br />

ilişkileriyle yönetilmiş olsa dahi, borç yükü 55<br />

milyar dolar civarında olurdu. Bu 55 değil en<br />

yüksek <strong>ta</strong>hminle 75 milyar dolarda kalırdı.<br />

Gerçi her çözüm yönteminde mutlaka bir<br />

<strong>ta</strong>kım riskler vardır. Bunu her model için or<strong>ta</strong>ya<br />

koyanlar olacaktır. Ancak para politikalarında<br />

doğru tercihi yapmak için, risk bedellerinin<br />

kıyaslanması gerekir.<br />

“Yüksek kur-düşük faiz” modeli ABD,<br />

Avrupa Ülkeleri, Japonya gibi tek para birimli<br />

ülkelerde sağlıklı uygulanmak<strong>ta</strong>dır. Türkiye gibi<br />

ulusal parayla birlikte dövizin de kullanıldığı<br />

ülkelerde sağlıklı uygulanacak para politikaları<br />

aynı olamaz hipotezi üzerine kurulmuştur.<br />

Bir ülkede birden fazla para kullanılırken,<br />

Merkez Bankası’nın para politikasını, yani para<br />

mik<strong>ta</strong>rını ve faizleri ayarlamasını, sadece ulusal<br />

paraya inhisar ettirmesi, para piyasalarını<br />

spekilasyona ve kağıtlarında daha değerlileri<br />

(*)<br />

SMMM<br />

2005 Yılında Hazinenin Borç Yükü ile Bono,<br />

Borsa ve Fon Gelirlerinin Vergilendirilmesi<br />

Yılmaz DÜZGÜN (*)<br />

ile değiştirilmesine açık hale getirmektedir. Bu<br />

başı boşluk bir yandan paranın faizini yüksek<br />

düzeylere tırmandırmak<strong>ta</strong> diğer yandan da<br />

kurlar üzerinde önce bir baskı, sonra da bir<br />

patlama yara<strong>ta</strong>rak, 2001 yılında ülkemizde<br />

olduğu gibi ekonominin büyük bir krizin içine<br />

çekilmesine sebep olmak<strong>ta</strong>dır.<br />

2001 krizinin Hazine üzerine yığdığı yük<br />

oldukça fazladır. 2001 yılında Hazine 68 milyar<br />

dolarlık bir iç ve dış borç ödemesi yapmışken,<br />

bu rakam 2004 yılında yani üç yıl sonra <strong>ta</strong>m iki<br />

katı olan 129,3 milyar dolara çıkmıştır. Her yıl<br />

bütçenin 10 milyar dolar civarında faiz dışı fazla<br />

yaratmasının yanında Hazine her yıl 20 milyardan<br />

daha fazla bir borcu çevirmek zorunda<br />

kalmıştır. Böylece 2005 yılına kadar Hazine’nin<br />

finanse edeceği veya ödeyeceği borçları düzenli<br />

olarak her yıl 20 milyar dolar artmıştır.<br />

Tam olarak 2001 krizinden sonra<br />

uygulamaya konulan ve hiç bir sapmaya<br />

meydan bırakılmadan ciddi bir kararlılıkla sıkı<br />

sıkıya sarılınan ekonomik program sayesinde<br />

Hazine’nin borçlanmasıyla ilgili olumlu<br />

gelişmeler arka arkaya kendisini göstermektedir.<br />

Bu tutumun yanında birde 17 Aralık’<strong>ta</strong><br />

AB’den müzakere <strong>ta</strong>kvimi alınmasıyla oluşan<br />

atmosferde yabancı ilgilisi belirgin bir şekilde<br />

artmıştır. Türkiye’nin kredi notu yükselmiştir.<br />

Merkez Bankası iki kez faiz indirmiştir.<br />

Hazine bugüne kadar ki en büyük dış<br />

borçlanmasını gerçekleştirmiştir. Bono faizi<br />

<strong>ta</strong>rihinde ilk kez yüzde 20’nin altına indi.<br />

Hazine bu olumlu yönlerinden önemli birisini<br />

de gerçekleştirdi. Bu önemli en son attığı<br />

adım ise borçlarını geri çağırması veya geri<br />

alım ihaleleri düzenlemesi olmuştur. Böylece<br />

2005 yılına gelinceye kadar Hazine’nin finanse<br />

edeceği veya ödeyeceği borçlar düzenli olarak<br />

her yıl 20 milyar dolar artmış iken bu defa ilk<br />

kez bu yıl Hazine’nin ödeyeceği borçlarda 5<br />

milyar dolarlık azalma olacaktır.<br />

MART - NİSAN 2005, SAYI:159

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!