Create successful ePaper yourself
Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.
“Bakış açımda kesinlikle değişiklik oldu. En azından önceden ayrımcılık ve şiddet<br />
olarak nitelendirmediğim davranış ve kullanılan dilin farkına vardım. Bu tür davranışlara<br />
rastladığımda uyarmaya dikkat ediyorum. Bunun dışında kendi kullandığım<br />
dile özen göstermeye çalışıyorum. Tabii ki bunlar yaptığım işe de yansıyor. Ama<br />
STGM çalışmalarına birebir yansıdığını düşünmüyorum, çok fazla eksiğimiz var…<br />
Bazı durumlarda tıkandığım noktalar oluyor, özellikle toplantılarda <strong>toplumsal</strong> <strong>cinsiyet</strong><br />
konusunda bir ayrımcılık fark ettiğimde ne şekilde yaklaşacağımı bilemiyorum.<br />
Diğer yandan, eğitimden önce bunu ayırt edemiyordum bile...”<br />
“…sadece STGM bağlamında yaptığım işlere değil, dahil olduğum diğer çalışmalara<br />
da etkisi olduğunu zannediyorum. Örneğin GEF-SGP ulusal komitesinde “kadın<br />
konusunda duyarlı üyeler” arasında sınıflandırılmış durumdayım (bu sıfatı hak edecek<br />
bir şey yapmamış olma düşüncesi dışında, durumdan şikayetçi sayılmam). Ek olarak,<br />
kadın konusunda bir şeyler okuma konusunda daha özenli davranmaya çalıştığımı<br />
söyleyebilirim. Bu kadarı elbette pek de bir gelişme/ilerlemeye işaret etmiyor, ancak<br />
öncesine göre bir fark olduğu yönünde kendimce ikna olduğumu söyleyebilirim.”<br />
Burada önemli olan bir nokta, STGM’nin gerek kadrosu gerek tarihi ve pratiği ile <strong>toplumsal</strong><br />
<strong>cinsiyet</strong> kavramına ve <strong>cinsiyet</strong> perspektifine yabancı olmayışıdır. Toplumsal <strong>cinsiyet</strong>i<br />
ana akımlaştırma stratejisi ile sahip olunan anlayışı yaygınlaştırma ve belki daha önemlisi<br />
kavramları etiketler olmaktan çıkararak yaşayış ve pratiklerdeki farklılaşmalara çevirebilmek<br />
yolunda önemli adımlar atılmaya başlandı.<br />
“Benim için <strong>toplumsal</strong> <strong>cinsiyet</strong> eşitliği konusunda duyarlı olmama rağmen yürüttüğüm<br />
birçok faaliyette bu duyarlılığımın yetersiz kalmış olduğunu, ayrımcı bazı durumları<br />
gözden kaçırdığımı fark ettim. Daha önce söylediğim gibi bu konu sadece <strong>toplumsal</strong><br />
<strong>cinsiyet</strong> alanında değil başka alanlarda da uygulanan ayrımcılığa karşı duyarlılığımı<br />
artırdı. Kullandığım dilden, eğitimlerde kullandığımız materyallere kadar önemsiz<br />
gibi düşündüğüm birçok küçük şeyin aslında uygulamada ne kadar etkili olabileceğini<br />
gördüm. Örneğin kadın katılımcı sayısı biraz fazlaysa erkek katılımcıların buna<br />
hemen tepki vermesi, “kadın ağırlıklı olmuş” diye garipsemeleri, kamusal alanda<br />
aslında kadınların bu tür aktivitelere katılımda ne kadar engellendiğini, ya da en<br />
azından birçok durumda katılımlarının kolaylaştırılmadığını gösteriyordu. Bir diğer<br />
konu eşcinsellere yapılan ayrımcılık. Yine <strong>toplumsal</strong> <strong>cinsiyet</strong> duyarlılığımızın artması<br />
bu alanda çalışan örgütlere yaklaşımımızı, kullandığımız dili, programımızı tekrar<br />
gözden geçirmemizi sağladı.”<br />
18