31.12.2014 Views

End Risk Dergisi, Sayı 6 - Allianz Emeklilik

End Risk Dergisi, Sayı 6 - Allianz Emeklilik

End Risk Dergisi, Sayı 6 - Allianz Emeklilik

SHOW MORE
SHOW LESS

Create successful ePaper yourself

Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.

Ercüment Kepkep Kurumsal <strong>Emeklilik</strong> Pazarlama Departmanı<br />

Bireysel <strong>Emeklilik</strong> Seçimi<br />

Geride bıraktığımız üç buçuk yıla, başarılı bir başlangıç yapılmış olmasına ve<br />

1.200.000 katılımcıya ulaşılmasına rağmen, sektörde hâlâ katılımcılar tarafından<br />

cevabı net olarak bilinmeyen çok önemli bir konu bulunmaktadır: Sistemin doğası<br />

gereği uzun süreli yatırım ve sabırlı bir bekleyiş gerektiren bu yolculuğa, hangi<br />

şirket ya da emeklilik planı ile çıkmak en doğrusu olacaktır<br />

3<br />

Ç<br />

alışanların en büyük endişelerinden biri,<br />

kuşkusuz kendilerini nasıl bir emeklilik<br />

döneminin beklediğidir. Bu endişeyi<br />

yaşlanmaya başlamadan önce hissedenler, bu<br />

dönemlerinde rahat etmek için çeşitli önlemler<br />

alarak bir çözüm bulmaya çalışmaktadır. Sosyal<br />

devlet anlayışının geliştiği ekonomilerde,<br />

kişilerin bireysel çaba ve çözümlerinin yanısıra,<br />

devletler de vatandaşlarının bu endişelerini<br />

giderecek uygulamalar geliştirmeye ve bunları<br />

teşvik etmeye çalışır.<br />

Dünyada bu amaçla geliştirilen sistemlerin<br />

ortak adı “Bireysel <strong>Emeklilik</strong> Sistemleri”dir.<br />

Devletlerin Bireysel <strong>Emeklilik</strong> Sistemleri'ni<br />

kurmasının ve teşvik etmesinin başlıca üç<br />

nedeni bulunmaktadır.<br />

Bunlardan ilki, vatandaşların harcamak yerine<br />

tasarruf ederek gelirlerinden bir bölümünü<br />

sisteme aktarmalarının, devletlerin enflasyonla<br />

mücadele amacına yardımcı olmasıdır.<br />

İkincisi, sisteme katılanların yaptığı ödemeler<br />

ile oluşacak fonların, devletlerin borçlanma<br />

gereksinimi duyduğunda müracaat edebileceği<br />

en kolay ve maliyeti en düşük kaynaklar<br />

olmasıdır.<br />

Üçüncü neden ise sosyal devlet olmanın<br />

getirdiği bir yükümlülüktür. Sosyal devletler<br />

vatandaşlarına, sadece çalıştıkları ve vergi<br />

ödedikleri sürece değil, emeklilik dönemlerinde<br />

de sahip çıkmak zorundadır. Bu anlayıştaki bir<br />

devlet, vatandaşlarının emeklilik dönemlerine<br />

kendilerinin hazırlanmasını bugün teşvik etmez<br />

ise, yarın çok daha büyük bir maliyeti karşılamak<br />

zorunda kalacaktır.<br />

Ülkemizde, 07.10.2003 tarihinde çeşitli teşvikler<br />

ile hayata geçirilen Bireysel <strong>Emeklilik</strong> Sistemi’nin<br />

işleyişi özetle şöyle açıklanabilir:<br />

• <strong>Emeklilik</strong> hakkını kazanabilmek için en az<br />

10 yıl sistemde bulunmak, 56 yaşını<br />

tamamlamak ve en az 10 yıllık asgari katkı<br />

payını sisteme yönlendirmiş olmak<br />

gerekmektedir.<br />

• Emekliliğe hak kazanıldığında, kısmen veya<br />

defaten, toplu ödeme ya da yıllık gelir sigortası<br />

ile maaş bağlatmak mümkündür.<br />

• Sistemden istenildiği zaman ayrılmak<br />

mümkün olup, geri ödemede uygulanacak<br />

stopaj kesintileri, süreye bağlı olarak<br />

değişmektedir.<br />

• Herhangi bir nedenle memnun<br />

olunmaması halinde, emeklilik süresi içerisinde,<br />

hizmet alınan emeklilik şirketini değiştirebilmek<br />

mümkündür.<br />

• Sisteme katılımı artırıcı en önemli unsur,<br />

vergi uygulamalarındaki teşviktir. Bu kapsamda<br />

katılımcılara, ödenen katkı paylarında ve yatırım<br />

sürecinde olmak üzere iki aşamalı vergi avantajı<br />

sağlanmıştır. Buna göre, aylık bazda brüt<br />

ücretlerinin %10'u, yıllık bazda asgari ücretin<br />

yıllık tutarı kadar vergi avantajından, çalışanlar<br />

olduğu kadar, çalışanları adına katkı payı<br />

ödemesi yapan işverenler de yararlanabilmekte<br />

ve direkt gider olarak yazabilmektedirler. Ayrıca<br />

yatırım süresi boyunca BES yatırım fonlarının<br />

kazançları, her türlü vergiden muaf<br />

tutulmuştur.<br />

Ülkemizde Bireysel <strong>Emeklilik</strong> Sistemi’nin<br />

başlangıcının üzerinden bugün itibariyle<br />

yaklaşık üç buçuk yıl geçmiş bulunuyor.<br />

Sektörün hedefleri açısından baktığımızda,<br />

sistemdeki katılımcı sayısının 1.200.000'e,<br />

katılımcıların ödediği katkı payları ile oluşan<br />

fon büyüklüğünün ise 3,3 milyar YTL'ye<br />

ulaştığını görüyoruz.<br />

Kısa sürede yakalanan bu başarının en önemli<br />

etkenleri arasında, sistemin Türkiye'de<br />

uygulamasına başlanmasından önceki hazırlık<br />

döneminde, diğer ülkelerdeki uygulamaların<br />

başarısızlık sebeplerinin ayrıntısı ile<br />

incelenmesinin ve hayat sigortacılığı<br />

sektöründeki köklü ve tecrübeli şirketlerin görüş<br />

ve önerilerinin dikkate alınmasının<br />

bulunduğunu söylemek yanlış olmaz.<br />

Yönetmeliğin oluşmasında ciddi katkıları olan<br />

hayat sigorta şirketleri ve bu şirketlerin<br />

bazılarının bağlı bulunduğu bankalar, Bireysel<br />

<strong>Emeklilik</strong> Sistemi'nin hayata geçmesiyle birlikte<br />

yepyeni bir sektörün yaratıcıları olmalarının<br />

verdiği heyecanla, bu sektörü sahiplenmiş ve<br />

başarılı olması için tüm olanaklarını seferber<br />

etmiştir.<br />

Geride bıraktığımız üç buçuk yıla, başarılı bir<br />

başlangıç yapılmış olmasına ve 1.200.000<br />

katılımcıya ulaşılmasına rağmen, sektörde hâlâ<br />

katılımcılar tarafından cevabı net olarak<br />

bilinmeyen çok önemli bir konu bulunmaktadır:<br />

Sistemin doğası gereği uzun süreli yatırım ve<br />

sabırlı bir bekleyiş gerektiren bu yolculuğa,<br />

hangi şirket ya da emeklilik planı ile çıkmak en<br />

doğrusu olacaktır<br />

Bir başka deyişle, doğru şirket ve doğru emeklilik<br />

planı seçiminin kriterleri nelerdir<br />

Gerçekten de en az on yıl düzenli yatırım<br />

yapmamız ve bazı durumlarda otuz sekiz yıl<br />

süreyle sistemde kalmamız gerektikten sonra<br />

bizleri, mutlu bir emeklilik imkânına hangi<br />

şirketin veya hangi planların ulaştıracağını<br />

bugünden kestirebilmek, belki de sistemle ilgili<br />

verilecek kararların en zoru ve en önemlisidir.<br />

Ancak şunu da hemen belirtelim ki, bu konuda<br />

ne yaparsak yapalım, hatasız ve kesin bir<br />

öngörüde bulunmanın sihirli bir formülü<br />

bulunmamaktadır. Aktarmaya çalışacağımız<br />

kriterler, belki hata yapma ihtimalimizi çok<br />

azaltacak ama hiçbir zaman tam olarak ortadan<br />

kaldırmayacaktır.<br />

Doğru bir değerlendirme yapabilmek için<br />

öncelikle Bireysel <strong>Emeklilik</strong> Sistemi'nde ödenen<br />

katkı paylarının yönlendirildiği yatırım<br />

enstrümanı olan <strong>Emeklilik</strong> Fonları'nın,<br />

ülkemizde 1987 yılından bu yana var olan ve<br />

bugüne kadar yaklaşık 16,5 milyar USD<br />

büyüklüğe ulaşan çeşitli yatırım fonları ile aynı<br />

cinsten olduğunu hatırlamakta fayda var.<br />

Ancak Bireysel <strong>Emeklilik</strong> Fonları'nın<br />

alışageldiğimiz yatırım fonlarından en önemli<br />

farkı, her türlü vergiden muaf olmalarıdır.

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!