Hazar Raporu - Issue 02 - Winter 2012
You also want an ePaper? Increase the reach of your titles
YUMPU automatically turns print PDFs into web optimized ePapers that Google loves.
DEĞERLENDİRMELER<br />
Yrd. Doç. Dr. Talha KÖSE<br />
İstanbul Şehir Üniversitesi – Siyaset Bilimi ve Uluslararası İlişkiler<br />
Bölümü Öğretim Üyesi<br />
Türkiye’de milliyetçilik ve ulusçuluk<br />
kavramının ortaya çıkması ve gelişimi<br />
ile ilgili nasıl bir tablo çizebiliriz<br />
Cumhuriyet deneyiminin kurgulamaya çalıştığı<br />
bir kimlik, bir ulus inşa süreci vardı ve bu<br />
tabii ki Osmanlı’dan gelen o deneyimin de<br />
üzerine inşa edilmiş bir süreçti. Osmanlı’nın<br />
son döneminde yaşanan o kopmalarla, Balkan<br />
Savaşları ve I. Dünya Savaşı sonrasında<br />
aslında yapılmaya çalışılan bir şey vardı.<br />
Yani Türkiye’nin milliyetçilik birikimi vardı<br />
Osmanlı dönemine dair. Ama bunun üzerinden<br />
eldeki insan malzemesiyle, yani Osmanlı’nın<br />
bakiyesinden kalan insan malzemesi ve bize<br />
I. Dünya Savaşı ve Kurtuluş Savaşı’ndan<br />
sonra kalan vatan malzemesi ve bakiyesinden,<br />
yeni bir kimlik ve yeni bir devlet inşası<br />
söz konusuydu. Tabii ki bunun inşasında<br />
Osmanlı’dan kalan o milliyetçilik birikimi, o<br />
İslami birikim ve siyasi birikimin de çok ciddi<br />
etkileri vardı. Burada yapılmaya çalışılan<br />
şeylerden bir tanesi, aslında Osmanlı’nın<br />
Balkanlar’da ve Orta Doğu’da ve Kafkasya<br />
Bölgesi’nde kaybettiği topraklardan kalan<br />
Müslüman insan bakiyesinden yeni bir<br />
ulus inşasıydı. Lozan Anlaşması’yla zaten<br />
Müslüman olmayanlar; gayrimüslimler<br />
ayrı bir statü kazandı ve nüfus mübadelesi<br />
yaşandı. Dolayısıyla bu dönem içerisinde<br />
Anadolu’nun Müslümanlaştığı bir süreç<br />
yaşıyoruz. Ve aslında Türk milli kimliği<br />
de bu Müslümanlaşma süreciyle birlikte<br />
kuruldu. Yani Balkanlar’da, Kafkasya’da,<br />
Orta Doğu’nun muhtelif yerlerinde kalan,<br />
Osmanlı’nın Müslüman bakiyesinden gelen<br />
insanlar; Bulgaristan’dan Yunanistan’dan,<br />
Makedonya bölgesinden, Kafkasya’dan<br />
da gelen insanlardan yeni bir kimlik,<br />
yeni bir ulus inşa edilmeye çalışılıyordu.<br />
Ve bu ulusun da aslında temel harcı din<br />
idi. Yani İslam ortak paydasında zaten<br />
cumhuriyetin kurulduğu temel metin olan<br />
Lozan Anlaşması’yla cumhuriyet kimliği<br />
kuruluyordu. Dolayısıyla bu ortak İslam<br />
paydası üzerinden bir kimlik oluşturulmaya<br />
çalışılmıştı. 1921-24 anayasaları da bunu<br />
yansıtıyordu. Ancak burada bazı sıkıntılar<br />
yaşandı. Yani başlangıçta etnisite çok ciddi<br />
bir sıkıntı yaratmıyordu. Ancak halifeliğin,<br />
hilafetin ilgasından sonra özellikle Kürtler,<br />
açıkçası “Bizi bu Kürt-Türk milliyetçiliğine<br />
kayan ülke içerisinde bir arada tutacak şey<br />
nedir” sorusunu sormaya başladılar ve Şeyh<br />
94 92