Hazar Raporu - Issue 02 - Winter 2012
You also want an ePaper? Increase the reach of your titles
YUMPU automatically turns print PDFs into web optimized ePapers that Google loves.
durması gerekiyor. Türkiye’nin katkı verme<br />
kapasitesi nedir ve bu kapasitenin kaynakları<br />
nelerdir Örneğin; bu gün geldiğimiz noktada;<br />
ekonomi, demokrasi, yolsuzluğa karşı mücadele<br />
alanlarında; 20<strong>02</strong>-<strong>2012</strong> arasında, bugüne<br />
kadar olan süreçteki yolsuzluğa karşı mücadele<br />
performansına baktığımız zaman, yaptığı<br />
işler bağlamında Türkiye, uluslararası ilişkiler<br />
literatüründe İngilizce olarak; “Demonstrative<br />
Effect” yani “deneyimlerinden öğrenilmesi<br />
gereken” bir ülke hükmündedir. Mısır’ın<br />
bundan sonra kendisini demokratikleştirirken<br />
işsizlikle mücadele, yolsuzlukla mücadele ve<br />
iyi yönetim yahut yoksulluğa karşı mücadele,<br />
girişimci kültür ve sivil toplumun geliştirilmesi<br />
anlamında Türkiye’den öğreneceği Türkiye’yle<br />
birlikte çalışarak yapacağı çok şey var. O<br />
yüzden şu an esas olarak bizim konuştuğumuz;<br />
Türkiye’nin kapasitesinin nerede olduğu ve<br />
ne derece olduğudur. Burada ortaya çıkıyor<br />
ki; Türkiye bu alanlarda Arap Baharı’na<br />
ve değişime katkı verirse güçlü oluyor. Ama<br />
Suriye gibi, rejim değişikliğine gittiği zaman<br />
hem kapasitesinde ciddi bir düşüş oluyor, hem<br />
de bugün yaşadığımız tezkereler, insanların<br />
kafasının karışması, “savaşa mı gidiyoruz”<br />
gibi soruların veya algıların ortaya çıkmasına<br />
sebep oluyor. Yani o noktada sadece kapasitede<br />
bir düşüş olmuyor, aynı zamanda risklerde<br />
artmaya başlıyor. O yüzden bugün komşularla<br />
sıfır sorununu konuştuğumuz zaman,<br />
Türkiye’nin artık kendisine yeni bir vizyon<br />
çizmesi gerekiyor. Bu tabii aktif dış politikadan<br />
geriye gitmek, hiçbir şeye karışmamak suretiyle<br />
olmayacak. Türkiye bunlara karışacaktır. Çünkü<br />
istese de istemese de hem uluslararası sistemin<br />
kendisinden beklentileri var hem Türkiye’nin<br />
son 10 yılda geçirdiği büyük bir dönüşüm söz<br />
konusu. Türkiye burada istikrara ne kadar katkı<br />
verirse kendi içinde de istikrarın artacağını<br />
biliyor. Örneğin; Kürt sorunu bunun önemli<br />
göstergelerinden bir tanesi. O yüzden komşularla<br />
artık sıfır sorun değil, aktif dış politikanın başka<br />
bağlamlarda yenilenmesi gerekiyor. Örneğin;<br />
bunun çok önemli iki tane ayağından ilki;<br />
deminde söylediğim gibi kapasite, kapasiteyi çok<br />
iyi bilmesi. İkincisi ise; bu kapasite çerçevesinde<br />
doğru, gerçekçi stratejileri oluşturması, yani<br />
var olan yapıyı doğru okuması. Mesela Suriye<br />
bağlamında altı çizilmesi gereken noktalardan<br />
biri, komşularla sıfır sorun politikasından<br />
daha çok Türkiye, Esad rejimin gitmesini tam<br />
doğru okumamış gibi gözüküyor. Çünkü Esad<br />
rejiminin gitmesi, Türkiye’den ziyade örneğin;<br />
Rusya gibi çok önemli ülkelerin kararlarına ve<br />
tercihlerine bağlı.<br />
Türkiye-İsrail ilişkilerine yönelik<br />
perspektifleriniz nelerdir<br />
Şuanda tıkanmış ve işlemeyen bir ilişki<br />
var. Bir fark da söz konusu tabii. Bundan<br />
önceki dönemlerde ilişkiler çok sertti, fakat<br />
HAZAR RAPORU<br />
87 89