30.12.2014 Views

Hazar Raporu - Issue 02 - Winter 2012

Create successful ePaper yourself

Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.

DEĞERLENDİRMELER<br />

hem Orta Doğu’da hem Kuzey Afrika’da çok<br />

ciddi bir şekilde dönüşüm yaratacak olan bu<br />

süreçte bence halkın, değişimin, dönüşümün ve<br />

demokrasinin yanında yer almak sadece ilkesel<br />

değil siyasi anlamda da doğru duruştu. Çünkü<br />

bu coğrafya buraya doğru gidecek. Yani daha<br />

geriye gidecek; daha totaliter, otoriter yapılara<br />

geri dönecek. Örneğin; İslami anlamda şeriat<br />

devletlerinin veya sert devletlerin olduğu bir<br />

yapıya gidecek, yani bu değil, bu olmayacak.<br />

Tam bunun tersi demokratikleşme, tabii<br />

sorunları olacak, belirsizlikleri var, ama<br />

demokratikleşmenin iyi yönetimin, daha<br />

farklı bir yönetimin en azından çok partili<br />

bir yönetimin, biz ona siyaset biliminde<br />

“demokrasiye geçiş” diyoruz. Demokrasiye<br />

geçiş dönemine girmiş bir Arap coğrafyası var.<br />

Fakat Arap coğrafyasının, Arap Baharı’nın,<br />

Türkiye’ye çok ciddi bir meydan okuması<br />

oldu. Çünkü biraz önceki soruda ima etmeye<br />

çalıştığım, 20<strong>02</strong>-<strong>2012</strong> arasında Türkiye’nin<br />

aktif dış politikasının temel kavramlarından<br />

biri olan “komşularla sıfır sorununu” bitirmiş<br />

oldu. Yani burada, Türkiye’nin yaptığı bir<br />

hatadan daha önemli olarak altı çizilmesi<br />

gereken nokta; Arap Baharı’nın kendisinin<br />

komşularla sıfır sorununu bitirmiş olmasıdır.<br />

Dışişleri Bakanımızın, Türkiye’nin yapmış<br />

olduğu belli okuma hataları olabilir, bunları<br />

tartışabiliriz. Ama doğru okusaydı bile, bence<br />

Arap baharı Türkiye’nin komşularla sıfir<br />

sorun politikasını bitirmişti. Niye bitirmişti<br />

Çünkü komşularla sıfir sorun; aynı şeyi biz<br />

Kafkasya’da yaşayacağımız ve Balkanlar’da<br />

yaşamaya başladığımız için, bu coğrafyada<br />

önemliydi. Türkiye var olan rejimlerle ilişkiye<br />

girip, bu rejimleri ekonomik-kültürel ilişkileri<br />

yoğunlaştırarak reforma götüren ve götürmeye<br />

çalışan ve bu bağlamda var olan rejimler<br />

temelinde bölgede bir istikrar sağlama açılışı,<br />

bir politika güdüyordu. Ama Arap Baharı<br />

bu rejimlerin gitmesi anlamına geliyor. Yani<br />

halkın; yolsuzluğu olmayan, toplumdaki<br />

insanlara iş sağlama zorunluluğu olan ve<br />

performansı bu anlamda ölçülecek olan yeni<br />

rejimleri isteyen bir süreç Arap baharı. O<br />

yüzden zaten Türkiye bu noktada da doğru<br />

olan; halka birlikte olma kararını aldığı<br />

zaman, komşularla sıfır sorunu bitmiş oldu.<br />

Çünkü her komşusu sorunlu oldu. Örneğin;<br />

bugün, bu mülakatı yaptığımız gün, İran<br />

ekonomisinin ana noktalarından biri olan<br />

Çarşı dediğimiz yerde, İran’daki ekonomik<br />

krizle birlikte,çok ciddi bir süreç başlayabilir.<br />

O yüzden Arap Baharı’ndan bu coğrafyada<br />

herkes nasibini alacak, böyle bir dönüşüm<br />

olacak. Zaten o ülkelerde bir dönüşüm olduğu<br />

için, o ülkelerin gitmesi gereken rejimleriyle<br />

iyi ilişkiler temelinde oluşmuş, komşularla<br />

sıfır sorununun zaten devam etmesi mümkün<br />

değildi. Türkiye bu bağlamda da kendisini ve<br />

dış politikasını yenilemek durumundadır.<br />

Komşularla sıfir sorun politikası<br />

gerçekçi bir politika mıdır<br />

Tabii bundan önceki dönem için gerçekçiydi<br />

fakat bugün gerçekçi değil. Niye gerçekçi değil<br />

Çünkü her ülke bir dönüşüm,değişim içinde. O<br />

yüzden Türkiye eğer doğrudan bu değişim ve<br />

dönüşümde yer alacaksa, ona katkı verecekse<br />

bu katkısının hangi alanda olacağı üzerine<br />

yeniden yapılanması gerekiyor. Türkiye, dış<br />

politikasında, benim her zaman söylediğim<br />

üzere; bu kapasite sorununun üzerinde<br />

88 86

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!