30.12.2014 Views

Hazar Raporu - Issue 02 - Winter 2012

You also want an ePaper? Increase the reach of your titles

YUMPU automatically turns print PDFs into web optimized ePapers that Google loves.

Bu kuşkusuz çok yakın vadede<br />

gerçekleşecek bir durum değildir.<br />

Ayrıca henüz ne üye devletlerin ne de<br />

kamuoyunun böyle bir gelişmeye hazır<br />

olmadıklarını vurgulayalım. Ancak<br />

gerçekleşmesi durumunda hem AB’yi ABD<br />

federalizmine yaklaştıracak, hem de AB’de<br />

siyasi birliğin önündeki engellerin pek<br />

çoğunu bertaraf edecektir.<br />

Aynı bağlamda AB Komisyonu Başkanı’nın<br />

seçimle işbaşına gelmesi de muhtemel<br />

senaryolardan biridir. Bu noktada Almanya<br />

Şansölyesi Merkel daha önce böyle bir<br />

fikre sıcak baktığını açıkça belirtmiştir.<br />

Dolayısıyla Komisyon Başkanı’nın<br />

seçimle işbaşına gelmesi de her ne kadar<br />

şu aşamada -yakın vadede- gündemde<br />

olmasa da ilerleyen dönemde gündeme<br />

gelebilir. Bu durum son dönemlerde güç<br />

kaybeden ve adeta Konsey ile Parlamento<br />

arasına sıkışıp kalan Komisyon açısından<br />

son derece önemlidir. Zira bu sayede<br />

Komisyon, belki de Delors döneminde<br />

(1985-1995) yaşadığı altın çağı bir kez<br />

daha yaşayabilecek, belki de ilelebet daha<br />

ön planda olan bir kurum olarak kalacaktır.<br />

2010’da Yunanistan’da patlak veren mali<br />

kriz bu açıdan değerlendirildiğinde<br />

Komisyon açısından son derece olumlu<br />

gelişmeler barındırmaktadır.<br />

Bunlara ilaveten Avrupa Konseyi<br />

başkanlığı göreviyle Komisyon başkanlığı<br />

görevinin uzun vadede aynı elde/kişide<br />

birleşmesi gündeme gelebilir. Ancak<br />

tam tersi, yani şu anki durumun devamı<br />

şeklinde de bu mümkündür. Diğer<br />

taraftan Avrupa Parlamentosu’nun gittikçe<br />

artan tempoda güçlenmesi, AB’nin, üye<br />

devletlerdeki siyasal sistemlere paralel<br />

olarak Parlamenter Demokrasi yönünde<br />

ilerleyeceğini göstermektedir. Bu noktada<br />

tıpkı ABD’de Kongre ile dengelenen bir<br />

başkanlık sistemi söz konusu olduğu gibi,<br />

AB’de de Parlamento’nun etkin olduğu bir<br />

yarı başkanlık sistemi gündeme gelebilir.<br />

Bunlara ek olarak Avrupa Birliği’nde<br />

karar alma mekanizmalarında birtakım<br />

değişikliklerin gündeme gelmesi olasıdır.<br />

Örneğin oy birliğinin en aza indirilmesi,<br />

nitelikli çoğunluk çerçevesindeki<br />

kuralların gevşetilmesi gündeme gelebilir.<br />

Bu durum doğal olarak üye devletleri<br />

biraz rahatsız edebilir. Dolayısıyla çok<br />

yakın vadede gerçekleşmeyebilir. Bu<br />

noktada unutulmaması gereken husus;<br />

üye devletlerin önemli konularda henüz<br />

kontrolü elden bırakmaya hiç mi hiç niyetli<br />

olmadıkları hususudur. Şayet bir konu üye<br />

devletler açısından önemliyse o konuda<br />

kısa vadede baş döndürücü gelişmeler<br />

beklenmemelidir.<br />

Son olarak Avrupa Birliği’nde doğrudan<br />

demokrasinin gelişimi konusunda birtakım<br />

ilerlemeler beklenebilir. Örneğin; Lizbon<br />

Antlaşması ile getirilen yurttaş girişiminin<br />

kurallarının daha da esnetilmesi ve bu<br />

girişimin yaygınlaştırılması gündeme<br />

gelebilir. Dolayısıyla AB’de uzun vadede<br />

İsviçre’dekiyle aynı olmasa da benzer<br />

türden sık sık yurttaş girişimlerini görmek<br />

muhtemeldir.<br />

HAZAR RAPORU<br />

33 35

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!