27.12.2014 Views

31 - Bilgi İşlem Daire Başkanlığı - Süleyman Demirel Üniversitesi

31 - Bilgi İşlem Daire Başkanlığı - Süleyman Demirel Üniversitesi

31 - Bilgi İşlem Daire Başkanlığı - Süleyman Demirel Üniversitesi

SHOW MORE
SHOW LESS

Create successful ePaper yourself

Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.

editörden<br />

Süleyman <strong>Demirel</strong> Üniversitesi Senatosu, 10 Ekim 2007 tarihinde<br />

gerçekleştirdiği toplantıda, terör örgütü mensuplarının haince saldırısı<br />

sonucunda 12 yurttaşımız ve ardından da 15 askerimizin şehit edilmeleri<br />

ile ilgili aşağıdaki bildirinin kamuoyuna duyurulmasına karar vermiştir.<br />

Senato Bildirisi<br />

Kahraman ve şanlı Mehmetçiklerimize yapılan hain saldırıları ve<br />

bunların yurtiçi-yurtdışı destekçilerini LANETLİYORUZ.<br />

Vatanımızın, Milletimizin ve Devletimizin bölünmez bütünlüğü için<br />

Üniversitemiz öğrencisi, idari personeli ve öğretim üyeleri olarak her<br />

türlü göreve hazır olduğumuzu belirtir, şehitlerimize rahmet, aileleri ve<br />

Türk Milletine baş sağlığı dileriz.<br />

SÜLEYMAN DEMİREL ÜNİVERSİTESİ SENATOSU / 10.10.2007


2 SDÜ Bülteni / Kasım 2007<br />

SDÜ Bülteni / Kasım 2007 3


içindekiler<br />

Aralık 2007<br />

SDÜ Adına Sahibi<br />

Prof.Dr.Metin Lütfi BAYDAR<br />

Rektör<br />

Genel Koordinatör<br />

A.Tevfik KÖSE<br />

Genel Sekreter<br />

Sorumlu Müdür<br />

Öğr.Gör. M. Zafer ÇAĞLAR<br />

Basın ve Halkla İlişkiler Müdürü<br />

Görsel Yönetmen<br />

Uzm. Hakan Mahmut NEĞİŞ<br />

Grafik Tasarım ve Uygulama<br />

Uzm. Serdar DURAN<br />

Özlem ÜNAL<br />

Haber Koordinatörü<br />

Uzm. Ayşegül DAĞLI<br />

Mutlu DOĞAN<br />

Muhabirler<br />

Ezgi SERTSARI<br />

Utku Çavuş KIZIL<br />

Funda SAPANCILAR<br />

Lale Tebrize ARAS<br />

Ayşe DENİZ<br />

Ceyhun ATMACA<br />

Fotoğraflar<br />

Soner ARIK<br />

Adres<br />

Süleyman <strong>Demirel</strong> Üniversitesi<br />

Basın ve Halkla İlişkiler Müdürlüğü<br />

32260 / ISPARTA<br />

T : (0 246) 211 10 37<br />

F : (0 246) 211 17 83<br />

www.sdu.edu.tr<br />

Email : basin@sdu.edu.tr<br />

ISSN 1301-8337<br />

Baskı<br />

......... Ofset Ltd. Şti. / ANKARA<br />

2500 adet basılmıştır.<br />

05<br />

25<br />

SDÜ’de Mezuniyet<br />

Coşkusu<br />

SDÜ Kültür evi açıldı...<br />

GÜLAR Rosaryumda<br />

SDÜ’de Kerkük Paneli<br />

Kalp Merkezi’nde<br />

ilk gül hasadına başladı... bir ilk daha... 39<br />

22. Türkiye Maliye<br />

Sempozyumu<br />

10<br />

28<br />

45<br />

48<br />

15<br />

35<br />

47<br />

SDÜ’de Hemşirelik Haftası<br />

Etiknlikleri Yapıldı... 54<br />

9. Cumhurbaşkanı<br />

Süleyman <strong>Demirel</strong>’den<br />

15. Yıl Konferansı<br />

Tıp Fakültesi<br />

Mezuniyet Töreni<br />

07<br />

II. Uluslararası Bitki Koruma<br />

Kongresi yapıldı...<br />

10. Bahar Şenliği Rektör Baydar’dan<br />

Basın Toplantısı<br />

33<br />

ABD Büyükelçisi<br />

Ross Wilson SDÜ’de...<br />

II. Yükseköğretimde<br />

Stratejik Eğilimler Kongresi<br />

20<br />

Çingeneler Konferansı<br />

Müşfik Kenter’den<br />

Söyleşi<br />

ITSO<br />

140 Yaşında...<br />

Ritmik Cimnastik<br />

Federasyon Kupası SDÜ’de<br />

Yapıldı<br />

12<br />

37<br />

58<br />

81<br />

11. Cem Yiğit’e Bir destek de<br />

TEF’ten<br />

14. 150. yıl Kovada Çayı<br />

Arboretumu yürüyüşü<br />

16. Göller Yöresinin Sorunları<br />

SDÜ’de tartışıldı<br />

18. SDÜ’de Felsefe ve İlahiyat<br />

Konferansı<br />

22. SDÜ’de “Sigarasız Bir Dünya”<br />

günü<br />

24. ISYO’dan Devir Teslim Töreni<br />

26. Fen ve Sosyal Bilimciler<br />

Derneği Yıl Sonu kokteyli<br />

32. Promosyon İhalesi<br />

Yapı Kredi’nin...<br />

36. SDÜ Hastanelerinde Tedavi<br />

Olmak Artık Daha Kolay<br />

39. SDÜ’de ödül töreni<br />

41. POMZAMER bir ilki<br />

gerçekleştirdi...<br />

42. SDÜ’de Orienteering<br />

yarışması yapıldı...<br />

44. 13. Ulusal Kil Sempozyumu<br />

50. Tarımda Eğitim Semineri<br />

52. Sosyoloji Bölümü’nden<br />

Seminer<br />

64. SANAT<br />

68. SDÜ Yayınları<br />

70. MYO’dan Haberler<br />

79. SPOR


6 SDÜ Bülteni / Kasım 2007<br />

SDÜ Bülteni / Kasım 2007 7<br />

2006-2007 Mezuniyet Töreni<br />

SDÜ’de<br />

MEZUNİYET COŞKUSU<br />

Süleyman <strong>Demirel</strong> Üniversitesi’nin 2006-2007 eğitim öğretim yılı mezuniyet töreni<br />

9. Cumhurbaşkanı Süleyman <strong>Demirel</strong>’in katılımıyla Atatürk Stadyumu’nda gerçekleşti.<br />

Törende binlerce genç yürek, mezun olmanın sevincini bir arada yaşadı.<br />

Fakülte ve yüksekokullardan mezun olan 5 bin 500 öğrenci diploma almanın haklı<br />

gururunu aileleriyle paylaştı.<br />

Tören öncesinde Türk Hava Kurumu Motorlu<br />

Yamaç Paraşütü gösterileri ilgiyle izlendi. Yamaç<br />

Paraşütünün taşıdığı Türk Bayrağı ile “15. yılınız<br />

kutlu olsun” yazılı pano öğrenciler ve davetliler<br />

tarafından ayakta alkışlandı. Mezuniyet töreni<br />

ilk olarak valilik önündeki Atatürk Anıtı’na<br />

SDÜ Rektörü Prof. Dr. Metin Lütfi Baydar’ın çelenk<br />

sunmasıyla başladı. Törenin ardından kortej<br />

Atatürk Stadyumu’na geçti. Mezuniyet törenine<br />

9.Cumhurbaşkanı Süleyman <strong>Demirel</strong>, Vali Şemsettin<br />

Uzun, SDÜ Rektörü Prof. Dr. Metin Lütfi Baydar,<br />

Belediye Başkanı Hasan Balaman, konuk rektörler,<br />

dekanlar, öğretim üyeleri, binlerce öğrenci ve aileleri<br />

katıldı. Tören kortejindeki fakülte dekanları meslek<br />

yüksekokulları müdürleri, öğretim elemanları<br />

ve öğrenciler, protokol ve tribünleri selamladıktan<br />

sonra sahada yerlerini aldılar. Törende mezuniyet<br />

konuşmalarının ilkini SDÜ öğrencileri adına Fen<br />

Edebiyat Fakültesi Biyoloji Bölümü’nü başarıyla<br />

bitiren Belkıs Birden yaptı. Birden, “Bugün bizler<br />

SDÜ öğrencileri olarak geçmiş yıllarda başladığımız<br />

üniversite maratonunun son aşamasına gelmiş<br />

bulunmaktayız. Bu son aşama hepimiz için farklı<br />

yönleri çeşitli yolları ortaya çıkaracaktır. Kimimiz<br />

üniversitede aldığımız eğitime devam etmek isteyecek<br />

ve bu konuda akademik hayata başlayacakken;<br />

kimimiz de farklı meslek gruplarıyla başlayan<br />

zorlu hayat şartlarına atılacak şekilde kendimize<br />

bir yol belirleyeceğiz. Bu amaçların hedeflenmesinde<br />

emeği geçen herkese teşekkür ediyoruz.”dedi.<br />

Ardından kürsüye gelen SDÜ Rektörü Prof. Dr. Metin<br />

Lütfi Baydar konuşmasında gençlere seslenerek,


8 SDÜ Bülteni / Kasım 2007<br />

SDÜ Bülteni / Kasım 2007 9<br />

<strong>Demirel</strong>’den<br />

Konferansı<br />

“Sevgili gençler bu mezuniyet törenini, sizler gibi üniversiteye gidemediği<br />

için askere giden ve ülkemizin bölünmez bütünlüğü için bölücü terör<br />

örgütünün haince pusularında şehit olan evlatlarımıza armağan ediyorum.<br />

Onlar ki bir karış vatan toprağını canı pahasına savunmaktan başka<br />

amacı olmayan, anneciğinin verdiği mendili koynunda, yavuklusunun<br />

resmini göğsünde taşırken; haince, habersizce, kalleşçe katledilen evlatlarımız<br />

için hep birlikte haykırıyoruz: Şehitler ölmez vatan bölünmez. Sevgili<br />

gençler SDÜ olarak sizleri Atatürk ilke ve devrimlerini benimsemiş,<br />

ülke ve vatan sevgisi olan, ulusumuzun kültürel kimliğini kazanmış, iyi<br />

insan olarak yetiştirmeyi hedefledik. Artık üniversitemizin diplomasını<br />

gururla taşıyan 75 bin mezunumuzun oluşturduğu büyük bir aileye katılacaksınız.<br />

Diplomalarınız umutlarınıza yol olsun, yolunuz açık olsun.”<br />

diye konuştu.<br />

Mezuniyet töreninde konuşan Vali Şemsettin Uzun ise konuşmasında<br />

şunları söyledi: “Çağdaşlaşma anlayışını benimseyen ve kısa bir süre<br />

içerisinde ülkemizin saygın üniversitelerinden biri haline gelen SDÜ’den<br />

mezun olan arkadaşlarımızı kutluyorum.”<br />

Mezuniyet töreninin son konuşmacısı 9.Cumhurbaşkanı Süleyman<br />

<strong>Demirel</strong> mezun olan binlerce öğrenciyi kutlayarak, “Bu mutlu günde<br />

sizlerle beraber olmaktan son derece mutluyum. SDÜ 5 bine yakın öğrenciyi<br />

bugün mezun ediyor. Emeği geçen herkesi kutluyorum. Yolunuz<br />

açık olsun.” şeklinde konuştu. Törende ayrıca Teknik Eğitim Fakültesi,<br />

Mühendislik Mimarlık Fakültesi ve Fen Edebiyat Fakültesi’nden dereceye<br />

giren öğrencilere ödüllerini 9. Cumhurbaşkanı Süleyman <strong>Demirel</strong> verdi.<br />

Öğrenciler, Rektör Yardımcısı Vecihi Kırdemir eşliğinde mezuniyet andını<br />

okudular ve mezuniyet belgelerini aldılar. Binlerce kepin havada uçuştuğu<br />

törende öğrenciler bu mutlu anını ölümsüzleştirmek için aileleriyle bol<br />

bol fotoğraf çektirdiler.<br />

SDÜ Kültür Merkezi’nde düzenlenen konferansa 9. Cumhurbaşkanı Süleyman<br />

<strong>Demirel</strong>, Vali Şemsettin Uzun, SDÜ Rektörü Prof. Dr. Metin Lütfi<br />

Baydar, Orta Doğu Teknik Üniversitesi (ODTÜ) Rektörü Prof. Dr. Ural Akbulut,<br />

Hacettepe Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Tunçalp Özgen, Pamukkale<br />

Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Fazıl Necdet Ardıç, Ondokuz Mayıs Üniversitesi<br />

Rektörü Prof. Dr. Ferit Bernay, Afyonkarahisar Kocatepe Üniversitesi<br />

Rektörü Prof. Dr. Ali Altuntaş, Adnan Menderes Üniversitesi Rektörü Prof.<br />

Dr. Şükrü Boylu, Doğu Akdeniz Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Halil Güven,<br />

Akdeniz Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Mustafa Akaydın, Avrupa Üniversiteler<br />

Birliği Yönetim Kurulu Üyesi Prof. Dr. Gülsün Sağlamer, Mehmet Akif<br />

Ersoy Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Gökay Yıldız, Belediye Başkanı Hasan<br />

Balaman, dekanlar,öğretim üyeleri ve çok sayıda davetli katıldı.<br />

SDÜ Radyo Televizyon Merkezi tarafından hazırlanan “15. Yıl<br />

Belgeseli’nin” gösterilmesinin ardından kürsüye ilk olarak SDÜ Rektörü<br />

Prof. Dr. Metin Lütfi Baydar geldi. Baydar, üniversitenin gelişmesinde emeği<br />

geçen herkese teşekkür ederek, “ SDÜ 15.yılını kutladığı şu günlerde herkesin<br />

görmediğini görüp, düşünmediğini düşünmektedir. Önümüzdeki 15 yıl<br />

içinde de SDÜ’nün daha büyük başarılara imza atacağına inanıyorum. Nice<br />

15 yıllara...” diye konuştu.<br />

T.C. Üniversiteleri Aydınlığa Açılan Birer Penceredir<br />

Rektör Baydar’ın ardından kürsüye gelen 9. Cumhurbaşkanı Süleyman<br />

<strong>Demirel</strong> ise Türkiye Cumhuriyeti Üniversitelerinin aydınlığa açılan birer<br />

pencere olduğunu belirterek, Türkiye’deki üniversitelerin cumhuriyetin<br />

önemli kazanımlarından biri olduğunu ifade etti. <strong>Demirel</strong>, “Süleyman <strong>Demirel</strong><br />

Üniversitesi’nin hikayesi Demirköprü İlköğretim Okulu’nda 4 öğretmen,<br />

100 öğrenci ile başlayan bir hikayeye dayanmaktadır. O zaman ki şartlardan<br />

bugünlere gelindi. Kuş uçmaz, kervan geçmez tepelere SDÜ denilen medeniyeti<br />

oturttuk. Bu, uygarlığın başarısıdır. Bundan 60 sene önce üç tane üniversitesi<br />

olan Türkiye Cumhuriyeti, bugün 92 üniversiteye ulaşmıştır. Türkiye<br />

Cumhuriyeti’nin bugününü merak edenler, ülkenin geleceği üzerinde düşünenlere,<br />

siyasetçiye, bilim adamı, düşünür, sade bir vatandaş gelsin burada<br />

yapılanları görsün. 400 bin metrekareyi aşan inşaat, kardiyoloji hastanesinden<br />

onkoloji hastanesine kadar çeşitli birimlerin bulunduğu bu üniversite,<br />

bilimin ışığında insanlığa hizmet ediyor. Türkiye’deki bütün üniversiteleri<br />

geziyorum. Kısa sürede bu kadar başarı kat ettiklerini görünce çok mutlu<br />

oluyorum.”dedi.<br />

Süleyman <strong>Demirel</strong> Üniversitesi<br />

tarafından düzenlenen<br />

“2. Uluslararası Yükseköğretimde<br />

Stratejik Eğilimler Kongresi”<br />

kapsamında Isparta’ya gelen<br />

9. CumhurbaşkanıSüleyman<br />

<strong>Demirel</strong> SDÜ’nün 15. kuruluş<br />

yıldönümü dolayısıyla bir<br />

konferans verdi.


10 SDÜ Bülteni / Kasım 2007<br />

SDÜ Bülteni / Kasım 2007 11<br />

Kimse Bizi Geçmişle Tehdit Etmesin<br />

<strong>Demirel</strong>, “Nüfusun yüzde 87’si tarımla uğraşan bir toplumdan<br />

bugünlere geldik. O zamanlar aç mısın, tok musun, hasta<br />

mısın Belli değil. Böyle bir ortamdan 68 milyon okur yazarın<br />

olduğu, 650 bin öğretmenin, 2.5 milyon üniversite öğrencisinin<br />

bulunduğu bir ülkeye geliyorsunuz. Türkiye’de okulu olmayan<br />

bir yer yok. Ülkemiz bu büyük hizmeti, cahillikten kurtarma<br />

işini başarıyla yapmıştır. Televizyonun girmediği hane kalmadı.<br />

Bin doktorlu Türkiye’den 100 bin doktorlu Türkiye’ye<br />

geldik. İğneyi yapamayan insanlar, şimdi uçak yapıyor. Bu<br />

yüzden kimse bizi geçmişle tehdit etmesin.”dedi.<br />

T.C. Demokratik, Laik ve Sosyal Bir Hukuk<br />

Devletidir<br />

Türkiye Cumhuriyeti’nin demokratik, laik ve sosyal bir<br />

hukuk devleti olduğunu söyleyen <strong>Demirel</strong> konuşmasına şöyle<br />

devam etti: “22 Temmuz seçimlerine az bir süre kaldı. Bu süre<br />

zarfında Türkiye kendi kendini konuşacak, televizyonlara,<br />

meydanlara çıkıp kendini anlatacak. Bu sayede neyin doğru,<br />

neyin yanlış olduğunu ayırt edecek. Bu herkesin vatandaşlık<br />

görevidir. Türk Vatandaşına bu hakkı yıllar süren çalışmalarımız<br />

neticesinde biz verdik. Ben bugün burada, bugünden<br />

ziyade gelecek üzerinde duracağım. 16 seçimdir önemli mesafeler<br />

aldık. Bu yüzden bu konularda dikkatli davranmak lazım.<br />

İşten anlamayan insanların bu ülkeyi idare etmesi bizim geriye<br />

gitmemiz demektir.” Küreselleşmenin önemine değinen <strong>Demirel</strong>,<br />

“Bugünkü dünya küçülmüştür. Dünyanın bir ucundaki<br />

olaydan haberdar oluyoruz. Bunun insanlığa faydası da olabiliyor<br />

zararı da. Önemli olan bugünkü dünyayla yaşamayı öğrenmektir.<br />

Bugün içine kapalı bir devlet olmadığı gibi, birbirine<br />

dayanmayan devlet de yoktur.” şeklinde konuştu.<br />

Her Türlü Güç karşısında<br />

Tek Yürek Olmalıyız<br />

<strong>Demirel</strong> konuşmasında dışarıdan gelecek her güce karşı birlikte<br />

hareket etmemiz gerektiğini vurgulayarak, “Her türlü güç<br />

karşısında tek yumruk olup çağdaşlığın gereğini yerine getirmeliyiz.<br />

Türkiye’nin neye ihtiyacı var öncelikle onun belirlenmesi<br />

lazım. Yerimiz ve yönümüzde tereddüde düşmemeliyiz.<br />

Yerimiz Türkiye Cumhuriyeti, yönümüz Atatürk’ün yoludur.<br />

En büyük hazine kendimiziz. 55 ülke içerisinde Müslümanlığın<br />

ilkelerini yerine getiren yegane ülkelerden biriyiz. Lüzumsuz<br />

tartışmalar ve kamplarla kendimizi bölmenin bir anlamı yok.<br />

Türkiye 2 milletli, 2 dilli olamaz. Ülkemiz tek dilli, tek milletli,<br />

tek bayraklı bir ülkedir. Bu ülkede insanlar bin yıldır birlikte<br />

yaşıyor. Ortalığı karıştırmanın bir anlamı yoktur. Kim ki daha<br />

iyi yapanın karşısına çıkıyorsa o kişi yanlış yoldadır. Kim daha<br />

iyi yapıyorum diye ortaya çıkarsa o zaman o doğru yoldadır.<br />

Reform uğruna reform yapılmamalıdır. Devletin fonksiyonu<br />

artık değişmiştir. Yeni devlet ekonomi ve finansman içinden<br />

çıkmalı, bu işleri kendi insanına bırakmalıdır, herkese eşit hak<br />

ve hürriyet sağlamalıdır. Bugün eğitim vermek diploma vermek<br />

değildir. <strong>Bilgi</strong> beceri verip öğrencilerinizi bu kapıdan çıkarmamız<br />

lazım. Diplomalı işsizler yerine diplomalı müteşebbisler<br />

yaratmalısınız. Tarımda bulunan nüfusumuz sanayi ve<br />

ticarete yönelmelidir. Türkiye istihdam projesine eğilmelidir.<br />

Üniversiteler tüm kapılarını fiilen açık hale getirmelidir. Türk<br />

üniversitelerinin üzerlerine düşen görevleri yerine getireceklerine<br />

inanıyorum. Ama ben onlardan daha iyiyi istiyorum. İsmimin<br />

bulunduğu her yerde birincilik ararım. Türkiye’nin daha<br />

iyi yerlere gideceğine olan inancım tamdır.” diye konuştu.<br />

Konuşmanın ardından Rektör Baydar, 9. Cumhurbaşkanı<br />

Süleyman <strong>Demirel</strong>’e seramik Atatürk heykeli ve SDÜ Müzik<br />

Kültürü Araştırma ve Uygulama Merkezi Çalgı Yapım Atölyesi<br />

tarafından hazırlanan kabak kemane takdim etti.<br />

Türkiye’nin Geçmiş başarılara bakarak<br />

rahatlaması lazım<br />

<strong>Demirel</strong>, Türkiye’nin günlük meselelere bakarak, yarınının<br />

ne olacağı endişesinden kurtulması gerektiğini ifade ederek,<br />

“Türkiye Cumhuriyeti’nin geçmiş 80 sene zarfındaki başarılarına<br />

bakıp rahatlaması lazım, çünkü; Türkiye 80 sene önceki Türkiye<br />

değil. Türkiye’deki üniversiteleri geziyorum. Hepsi başlı<br />

başına bir güzellik manzumesi. Yaptığınız işlerle övünün ki<br />

güç alasınız. Bana göre en önemli mesele budur. Bunu başardığınız<br />

zaman önemli bir mesafe almış sayılacaksınız. Isparta’da<br />

SDÜ’nün hikayesi bence yarışmak isteyenlere en güzel örnektir.<br />

SDÜ’ye baktığımız zaman hiçbir şeyin kolay olmadığını görüyoruz.<br />

Var olan engeller sağlanan güven ve destekle aşılmış.<br />

Yanmış yıkılmış Türkiye’den bugünkü günlere gelindi. 9 Eylül<br />

1922’de Atatürk düşmanları denize dökerken arkasına değil<br />

önüne baktı. Düşmanları temizlemek esas hedefti ama öncelikle<br />

cehaletle, perişanlık ve yoksullukla baş etmek gerekiyordu.<br />

Çünkü; benim ülkem dünyayı 80 yıl geriden takip ediyordu.<br />

Gösterilen kahramanlıklar Türkiye’yi yeni baştan yarattı.” diye<br />

konuştu.<br />

Kuraklık tehdit ediyor<br />

Küresel ısınmanın dünyayı etkisi altına aldığını belirten<br />

<strong>Demirel</strong>, “Dünya nüfusu 1.5 milyardan asrın başında 6 milyara<br />

çıkmıştır. Artan nüfus, toprağı ekti, suları kötü kullandı ve çevreyi<br />

yaşanmaz hale getirdi. Eskiden tüten bacalar refah demekti,<br />

şimdi ise karbondioksit gazı demek. Gittikçe dünya yaşanmaz<br />

hale geliyor. Ülkemizin çeşitli yerlerinde görülen kuraklık<br />

şimdiden ülkemizi tehdit ediyor. Artan nüfus Türkiye’yi tüketmeye<br />

başlamıştır. Artık hudutlar anlamını yitirdiği için hudut<br />

tanımayan sıkıntılarla karşı karşıya kaldık. Ancak; içinde bulunduğumuz<br />

çağı iyi anlayarak bunun üstesinden gelebiliriz.<br />

Yapılan rekabet üzerinde yaşadığımız dünyayı yaşanmaz hale<br />

getiriyor. 1 milyar insanın içecek temiz bir bardak suyu yok.<br />

Zengin ülkeler nasıl zengin olduysa bizim de o yolu bilim ışığında<br />

tutmamız lazım. Rekabet mi istiyorsun O zaman bilime<br />

dayalı üretim yapacaksın. Yoksa olduğumuz yerde sayarız. Ülkeler<br />

arasında büyük bir yarış başlamıştır. 21.yüzyılda bir ülke<br />

diğer bir ülkenin gerisinde kalmamalıdır. Peki, Türkiye ilerlemeyi<br />

gelişmeyi ne yapsın da sürdürebilsin Öncelikle işlerimizi<br />

huzur ve sükun içinde yapmalıyız. Zor bir coğrafyada yaşıyoruz.<br />

Etrafımız ateş ve kan. Böyle bir durumda rahat olmak tabi<br />

ki kolay değil, ama yine de yılgın olmamalıyız. Karşılaştığımız<br />

sorun ne kadar zor olursa olsun biz üstesinden geliriz.Türkiye<br />

Cumhuriyeti bir hukuk devletidir. Telaşlanmaya gerek yoktur.<br />

Bizden önce nasıl aşıldıysa bundan sonra da öyle aşılacaktır.<br />

İçimize fitne sokanlara inanmamalıyız. O zaman biz onların<br />

kötü emellerine alet olmuş oluruz. Ben zor günlerde bu ülkenin<br />

başındaydım. Hukukun dışına çıkmadan soğukkanlı ve sabırlı<br />

davrandım. Bu sayede aştık sorunları. Eğer biz kendi kendimizi<br />

zaafa uğratmazsak kimse bizi zaafa uğratamaz.”dedi.


12 SDÜ Bülteni / Kasım 2007<br />

SDÜ Bülteni / Kasım 2007 13<br />

Tarımsal Araştırma Merkezi<br />

Satış ofisi hizmete açıldı....<br />

Süleyman <strong>Demirel</strong> Üniversitesi Tarımsal Araştırma<br />

ve Uygulama Merkezi tarafından üretilen ürünler,<br />

Ziraat Fakültesi’nde açılan ofiste satışa sunuldu.<br />

Denemelerden ve araştırmalardan elde edilen<br />

ürünlerin satıldığı ofis, hafta içi her gün üniversite<br />

personeline hizmet verecek. Ziraat Fakültesi Dekanı<br />

Prof. Dr. Atilla Aşkın, satış ofisini uzun zamandan<br />

beri hayata geçirmek istediklerini belirterek, “Yakın<br />

zamanda kendi ürettiğimiz ürünler olan şarap, süt,<br />

peynir ve ekmek satışına da başlayacağız. Satış ofisi<br />

sayesinde ilk defa belirli bir adresten satış yapacağız.<br />

Bu bağlamda, isteyen herkes, ürünleri buradan<br />

rahatlıkla satın alabilecek.”dedi. Tarımsal Araştırma<br />

ve Uygulama Merkezi Müdürü Yrd. Doç. Dr. Ali<br />

Coşkan ise fiyatların piyasa fiyatının altında olduğunu<br />

belirterek, şunları söyledi: “Ofisimiz saat 10.00-<br />

16.30 arası açık kalacak. Burada bulunan görevliler<br />

sayesinde nohut, böğürtlen, kabak, patlıcan, elma<br />

gibi ürünler satışa sunulacak. Ürünlerimiz son derece<br />

sağlıklı olduğu için üniversite personelimizin bundan<br />

yararlanmasını istedik.”<br />

SDÜ Kültür evi açıldı...<br />

Süleyman <strong>Demirel</strong> Üniversitesi Kültür Evi’nin açılışı’nı<br />

9. Cumhurbaşkanı Süleyman <strong>Demirel</strong>, Vali Şemsettin Uzun,<br />

SDÜ Rektörü Prof. Dr. Metin Lütfi Baydar, SDÜ eski Rektörü<br />

Prof. Dr. Lütfü Çakmakçı ve Isparta eski Valisi Ertuğrul<br />

Dokuzoğlu yaptı. Süleyman <strong>Demirel</strong> Üniversitesi’nin<br />

kuruluşundan günümüze kadar geçen sürecini fotoğraflarla<br />

belgeleyen bir oryantasyon alanı niteliğindeki Kültür<br />

Evi yapılan çalışmaların sonraki kuşaklara aktarılmasını<br />

hedefliyor. Ayrıca Kültür Evi’nde bulunan bilgi bankası<br />

aracılığıyla üniversite ile ilgili her türlü bilgiye ve çeşitli<br />

fotoğraflara da ulaşılabilir.<br />

Sakarya’dan Örnek Davranış<br />

Süleyman <strong>Demirel</strong> Üniversitesi Araştırma ve<br />

Uygulama Hastanesi ön bahçesine yapılan çeşme<br />

hizmete girdi.<br />

Çeşmenin açılışına Rektör Vekili Prof. Dr. Vecihi<br />

Kırdemir, Hastane Başhekimi Prof. Dr. Namık Delibaş,<br />

Hastane Müdürlerinden Mehmet Uygur, Yüksel Hatırlı<br />

ve yardımcıları katıldı. Yardımsever Hayriye Sakarya’nın<br />

maddi katkısı ile inşa edilen çeşmeye SDÜ Yapı İşleri<br />

<strong>Daire</strong> Başkanlığı, SDÜ Seramik Araştırma ve Uygulama<br />

Merkezi ile Belediye destek oldu. Hastanede tedavi gören<br />

hastalar, hasta yakınları ve personelin yararlanması<br />

amacıyla yapılan çeşmede çevre düzenlemesi hastane<br />

binasına uyumlu hale getirildi.<br />

Modern tarzda yapılan çeşmenin dört büyük ve dört<br />

küçük olmak üzere toplam sekiz adet tek parmak basarak<br />

çalışan musluğu bulunuyor. Çeşme, kademeleri ile engelli<br />

ve çocukların da kullanabileceği şekilde düzenlendi.<br />

Açılışta ayrıca Başhekim Prof. Dr. Namık Delibaş<br />

katkılarından dolayı Hayriye Sakarya’ya teşekkür plaketi<br />

sundu.<br />

YDYO’da Akıllı Tahta Uygulamasına geçildi<br />

Cem Yiğit’e Bir destekte TEF’ten<br />

Süleyman <strong>Demirel</strong> Üniversitesi(SDÜ), Teknik Eğitim<br />

Fakültesi (TEF) lösemi hastası olan Cem Yiğit’in tedavi<br />

masrafları için yardım kampanyası düzenledi..<br />

TEF bünyesinde gerçekleştirilen yardım kampanyası için<br />

fakülte önünde kumbara açıldı. 2 hafta boyunca kumbarada<br />

toplanan 655 YTL, Türkiye İş Bankası’nda Cem Yiğit adına<br />

açılan hesap numarasına yatırıldı. Kampanya hakkında bilgi<br />

veren TEF Dekanı Erol Keskin “ Öğrencilerimizin yaptığı insani<br />

bir faaliyettir. Bu sosyal bir görevdir. Dekanlık olarak her zaman<br />

destek olacağız. “diye konuştu. Kampanyayı düzenleyen<br />

Fakülte temsilcisi <strong>Bilgi</strong>sayar Sistemleri Öğretmenliği Öğrencisi<br />

Hakan Yücel “İnternetten haberi okuduk. Fakülte olarak<br />

yardım etmek istedik. Karınca kararınca bütün bölümlerin<br />

desteği ile para topladık. Fakülte Dekanımıza, bütün Öğretim<br />

görevlilerine, fakülte öğrencilerine ve desteklerini esirgemeyen<br />

herkese çok teşekkür ediyorum “ dedi.<br />

Tedavi masrafları için gereken 300 bin YTL bulunursa<br />

Cem Yiğit Almanya’ da bulunan uygun ilikle sağlığına<br />

Süleyman <strong>Demirel</strong> Üniversitesi Yabancı Diller<br />

Yüksekokulu’nda (YDYO) derslerde aktif olarak<br />

kullanılan E-BEAM (Akıllı Tahta) sistemi uygulamasına<br />

geçildi. Eğitimde görselliğin önemini vurgulamak, verilen<br />

eğitimin kalitesini arttırmak, öğrencilerin aynı anda<br />

dinleme, görme ve okuma gibi becerilerini geliştirme<br />

imkanı sunan bu sistemin Türkiye’de 11 üniversitede<br />

kullanıldığı bildirildi.<br />

kavuşabilecek. Bu paranın toplanmasında yardımda bulunmak<br />

isteyenler Zonguldak İş Bankası Çaycuma Şubesi’nde açılan<br />

435919 numaralı hesaba katkıda bulunabilirler.


14 SDÜ Bülteni / Kasım 2007<br />

SDÜ Bülteni / Kasım 2007 15<br />

Süleyman <strong>Demirel</strong> Üniversitesi (SDÜ) tarafından<br />

organize edilen “2. Uluslararası Yükseköğretimde<br />

Stratejik Eğilimler” kongresi Isparta’da yapıldı.<br />

SDÜ Kültür Merkezi’nde gerçekleştirilen<br />

kongreye SDÜ Rektörü Prof. Dr. Metin Lütfi Baydar,<br />

Orta Doğu Teknik Üniversitesi (ODTÜ) Rektörü<br />

Prof. Dr. Ural Akbulut, Hacettepe Üniversitesi<br />

Rektörü Prof. Dr. Tunçalp Özgen, Pamukkale<br />

Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Fazıl Necdet Ardıç,<br />

Ondokuz Mayıs Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Ferit<br />

Bernay, Afyonkarahisar Kocatepe Üniversitesi<br />

Rektörü Prof. Dr. Ali Altuntaş, Adnan Menderes<br />

Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Şükrü Boylu, Doğu<br />

Akdeniz Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Halil Güven,<br />

Akdeniz Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Mustafa<br />

Akaydın, Avrupa Üniversiteler Birliği Yönetim<br />

Kurulu Üyesi Prof. Dr. Gülsün Sağlamer, Mehmet<br />

Akif Ersoy Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Gökay<br />

Yıldız, dekanlar,öğretim üyeleri ve çok sayıda davetli<br />

katıldı.<br />

Prof. Dr. Fazıl Necdet Ardıç<br />

Prof. Dr. Gülsün Sağlamer<br />

Prof. Dr. Tunçalp Özgen<br />

Prof. Dr. Metin Lütfi Baydar<br />

Kongrenin açılış konuşması yapan SDÜ Rektörü Prof. Dr. Metin Lütfi Baydar,<br />

bilim ve teknolojinin önemi ve buna bağlı olarak inovasyon-yaratıcılıkgirişimcilik<br />

üçlüsünün kritik rolünün artık tartışılmaktan çıktığına değinerek,<br />

“Daha önce sorduğumuz neden sorusunun yerini artık nasıl sorusu almaktadır.<br />

Nasıl sorusu inovasyon politikalarının nasıl daha etkin bir şekilde tasarlanması<br />

gerektiğini bize gösterecektir. Çünkü bilginin politik ve ekonomik güç<br />

kaynağı olduğu gerçeği artık bunu görmek istemeyenlerin bile kabul edeceği<br />

kadar açıklık ve netlik kazanmıştır. Bu yüzden neden bilgi önemlidir ve kurumsal<br />

veya ulusal politikalarımızda neden yer almalıdır sorusu raflardaki<br />

yerini çoktan almıştır. 1960’larda gelecek bilimcilerin enformasyon toplumu,<br />

sanayi ötesi toplum ya da post-modern toplum olarak adlandırdıkları gelecek<br />

kurgusu, 1990’ların sonundan itibaren bilgi toplumuna dönüşmüştür.” dedi.<br />

Enformasyon toplumu ile bilgi toplumunu ayıran en önemli unsurun bilginin<br />

işlenmişliği olduğuna değinen Rektör Baydar konuşmasına şöyle devam etti:<br />

“Küreselleşme ve başta internet olmak üzere iletişim ve medya teknolojileri<br />

enformasyonu dünya coğrafyasına hayal edebildiğimizden çok hızlı olarak<br />

yaymaktadır. Ancak asıl sorun bu enformasyonun yani malumatın işlenmiş ve<br />

hedefe yönelik bilgi şekline dönüşmesidir. Ulu önderin az zamanda çok iş yapma<br />

öğretisi Süleyman <strong>Demirel</strong> Üniversitesi’nin temel ilkesini oluşturmaktadır.<br />

Küçük bir bilgi ile zaman sorunumuzu ifade etmek isterim. AB’nin %2,1’lik<br />

son 10 yıldaki büyüme hızı veri alındığında Türkiye %4 büyüme hızı ile AB<br />

ortalama gelir düzeyinin yarısına ancak 2050’lerde ulaşabilecektir. Fakat, büyüme<br />

hızımızı %7,5’larda gerçekleştirebilirsek bu 2019 yılında AB ortalamasının<br />

yarısına 2033 yılında da AB ortalamasına ulaşabilmemiz mümkün olacaktır.<br />

Sonuç çok açıktır: Türkiye’nin sanayicisi, sıradan bir sanayici olmamalıdır;<br />

Türkiye’nin üniversitesi sıradan bir üniversite olmamalıdır zaten değildir de.<br />

Atatürk’ün emanetini alan bizler az zamanda çok işleri hedefliyoruz.”<br />

Açılış konuşmasının ardından başkanlığını ODTÜ Rektörü Prof. Dr. Ural<br />

Akbulut’un yaptığı “İnovasyon” konulu oturuma geçildi. Oturumda “Hacettepe<br />

Üniversitesi ve İnovasyon” konulu sunumunu yapmak üzere kürsüye<br />

gelen Hacettepe Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Tunçalp Özgen, inovasyonun<br />

tanımını yaparak, “İnovasyonu, yenilik, yenilenme süreci ve bu süreç sonunda<br />

ortaya çıkan sonuç, olarak tanımlayabiliriz. Yenilik terimi yalnız teknik<br />

alanı kapsamaz, önemli olan uygulamada bunu başarabilmektir. Türkiye<br />

Cumhuriyeti’nin inovasyonuna mevcut verilere göre baktığımız zaman, ileri<br />

ülkelere göre ülkemizin daha geri olduğunu görüyoruz. Ama ben bunu kabul<br />

etmiyorum. İnovasyon alanında üniversite olarak çeşitli çalışmalar yaptığımıza<br />

inanıyoruz. İnovasyon, entelektüel yaratıcılık, müşterek çalışma ve finans<br />

çalışmaları sonucunda ortaya çıkan bir kültürdür. Üniversite hastanemizde<br />

yönetimde, ödemi sisteminde, kalite yönetiminde inovasyonu gerçekleştirdik.<br />

Gerek verdiğimiz eğitimle, gerekse de uygulama alanlarımızla inovasyonu<br />

gerçekleştirmiş üniversiteler arasına girdik.” diye konuştu. Ardından “Üniversiteler<br />

ve İnovasyon” konulu sunumunu yapmak üzere kürsüye gelen Avrupa<br />

Üniversiteler Birliği Yönetim kurulu Üyesi Prof. Dr. Gülsün Sağlamer, küreselleşmenin<br />

kavram olarak dünyanın sıkıştırılarak küçültülmesi ve yoğunlaşmış<br />

bir bütün olarak algılanması gerektiğini ifade ederek, “Küreselleşme dünyada<br />

ekonomik üretimi son 50 yılda 6 kat, dünya nüfusunu ise 2.5 kat arttırmıştır.<br />

Yükseköğretime Gayri Safi Milli Hasıla’ya göre ayrılan kaynaklar ABD’de<br />

yüzde 2.7, Kanada’da yüzde 2.5 Türkiye’de ise bu oran yüzde 1 civarındadır.<br />

Araştırmaya ayrılan kaynaklar yüzde 0.70’lerdedir. Bu da üniversitelerimizde<br />

insan kaynakları eksikliğinden kaynaklanıyor. Yüzeysel sorunlarla uğraşıp,<br />

olayın derinliklerine inemediğimiz için başarı gösteremiyoruz. Ben burada<br />

yeni bir pencere açmak istiyorum. <strong>Bilgi</strong> ekonomisinden yaratıcı ekonomiye<br />

geçmeliyiz. Çünkü bilgi yerini yaratıcılığa bırakmıştır. Sonuç olarak Türkiye<br />

AB’ye uyumu sözde değil özde yaşamalıdır.”dedi.<br />

Sağlamer’in ardından “Pamukkale Üniversitesi ve İnovasyon” başlıklı sunumunu<br />

yapmak üzere kürsüye gelen Pamukkale Üniversitesi Rektörü Prof.<br />

Dr. Fazıl Necdet Ardıç, inovasyonun yeni bir kavram olmadığını ancak son<br />

zamanlarda öneminin daha iyi anlaşıldığının üzerinde durarak üniversite<br />

olarak bu kapsamda yaptıkları çalışmaları anlattı. Rektör Ardıç, “Pamukkale<br />

Üniversitesi yaptığı çalışmalarla yolunda hızla ilerliyor. Göreve geldiğim 3 ay<br />

gibi kısa bir süre olmasına rağmen üniversitemizde inovasyon adına önemli<br />

çalışmalar yaptık. Araştırmacılarımıza verdiğimiz destek, merkezi yönetim ve<br />

entelektüel çalışmalarla bu yolda hızla ilerliyoruz.” şeklinde konuştu.


16 SDÜ Bülteni / Kasım 2007<br />

SDÜ Bülteni / Kasım 2007 17<br />

Daha sonra konuşan Hacettepe Üniversitesi Eğitim Fakültesi Öğretim Üyesi<br />

Gülsün Baksan “Eğitim ve İnovasyon” konulu sunumunda ülkemizdeki işsizlik<br />

ve gelir dağılımındaki eşitsizlik inovasyonu zorunlu kılmıştır diyerek, “Ulusal<br />

eğitim sisteminin temeline inovasyon, yaratıcılık ve yenilik yerleştirilmelidir. 2004<br />

yılında Dünya Bankası tarafından hazırlanan Türkiye Raporu’nda Türkiye’deki<br />

işsizlik oranının yükseköğretim almış genç nüfusta daha fazla olduğunu ifade<br />

etmiştir. Bu durum ekonominin üretkenliğini ve inovasyona dayanıklılığını ciddi<br />

şekilde etkilemektedir. Türkiye karşılaştırma yapılan ülkeler arasında çalışma<br />

yaşındaki nüfus içerisindeki en düşük eğitim ortalamasına sahip ülkelerden bir<br />

tanesidir. Bu yüzden inovasyonla ilgili bilinç ve farkındalığın tüm toplum kesimlerinde<br />

yaygınlaştırılması için çaba gösterilmelidir.” dedi.<br />

“Maliye Bakanlığı ve İnovasyon” konulu sunumunu yapmak üzere söz alan<br />

Maliye Bakanlığı Strateji Geliştirme Başkanlığı Başkanı Doç. Dr. Ahmet Kesik<br />

ise konuşmasında bakanlığının inovasyon kapsamında yaptığı çalışmalara değindi.<br />

Kesik, “Türkiye’de mali yönetim sisteminin değişimi 2000 yılında başlamıştır.<br />

Burada yapılan en köklü kanun 5018 sayılı Kamu Mali Yönetimi Kontrol<br />

Kanunu’nun çıkarılmasıdır. Bakanlık olarak 2008-2018 yılı Stratejik yönetimimizi<br />

açıkladık. Orta ve uzun vadeli amaçlara dayalı yönetim anlayışının geliştirilmesi,<br />

politika oluşturulma kapasitesinin güçlendirilmesi için çalışmalar yapıyoruz.<br />

Ülke olarak kararlarımızı veriler üretmeden yapıyoruz. Bu da sonuç almayı<br />

zorlaştırıyor. Değişim sadece bireysel olarak değil, kamusal olarak yapılmalıdır.”<br />

diye ifade etti.<br />

Birinci oturumun son konuşmasını yapan Sanayi ve Ticaret Bakanlığı, Sanayi<br />

Ar-Ge Genel Müdürü Ziya Karabulut, “Teknokentler ve İnovasyon” konusuna<br />

değindi. Karabulut, “Bakanlık olarak, teknoparklar, sanayi tezleri, yatırım ve patent<br />

desteği inovasyon çalışmalarının temelini oluşturuyor. Teknoparklar, 4691<br />

sayılı kanunla 2001 yılında kurulmuştur. 26 adet Teknoloji Geliştirme Merkezi<br />

kurulmuştur. Bu merkezlerden halen 14’ü çalışmalarına devam ediyor. Bu bölgelerde<br />

faaliyet gösteren firma sayısı 602’ye ulaşmıştır. Buradan 8857 personel para<br />

kazanıyor. Yürütülen projeler ağırlıklı olarak yazılım, savunma sanayi, nanoteknoloji<br />

ve biyoteknoloji alanlarında yapılmaktadır.” dedi.<br />

150. yıl Kovada Çayı Arboretumu Yürüyüşü<br />

Türkiye’de ormancılık eğitiminin başlamasının 150. yılı kutlamaları<br />

çerçevesinde Orman Fakültesi Dekanlığı tarafından “150. Yıl<br />

Kovada Çayı Arboretumu Yürüyüşü ve Teknik Gezi” düzenlendi.<br />

Kovada Çayı Arboretumunda gerçekleştirilen yürüyüşe, SDÜ<br />

Rektörü Prof. Dr. Metin Lütfi Baydar, Orman Fakültesi Dekanı Prof.<br />

Dr. Cahit Balabanlı, Orman Fakültesi Dekan Yardımcıları Yrd. Doç.<br />

Dr. İsmail Dutkuner ve Yrd. Doç.Dr. Birol Üner, Tıp Fakültesi Öğretim<br />

Üyesi Prof. Dr. Mahmut Bülbül, İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi<br />

Dekan Yardımcıları Doç. Dr. Faruk Turan ve Yrd. Doç. Dr.<br />

Fahrettin Önder, Isparta Orman Bölge Müdür Yardımcısı Mehmet<br />

Bahar, Çevre Orman İl Müdürü Tayfun Büyükküpçü, Isparta ve<br />

Eğirdir Orman İşletme Müdürleri, öğretim üyeleri ve çok sayıda<br />

öğrenci katıldı.<br />

Yaklaşık 250 kişilik katılımcı grubu otobüslerle Kovada Çayı<br />

Arboretumuna ulaştırıldı. Katılımcılara yürüyüş öncesi Kovada<br />

Çayı Arboretum sahası hakkında bilgi verilerek, Arboretum sahasının<br />

doğal güzelliklerinin yanı sıra bitki örtüsü çeşitliliği ve yaban<br />

hayatı açısından da önem taşıyan bir alan olduğu ve özellikle Orman<br />

Fakültesi mensupları tarafından sürekli olarak mühendislik<br />

disiplini içerisinde araştırma ve uygulama alanı olarak kullanıldığı<br />

ifade edildi. SDÜ Rektörü Prof. Dr. Metin Lütfi Baydar ise, alanın<br />

rekreatif açıdan daha işlevsel hale getirilmesi ile üniversitemiz öğrencilerinin<br />

ve Isparta’da kamp yapan spor kulüplerinin bu alandan<br />

faydalanmasının üniversitemiz ve Isparta için önemli bir gelişme<br />

olacağını söyledi.<br />

Yürüyüş ve yapılan teknik uygulamaların ardından Isparta<br />

Çevre ve Orman Dostları Derneği tarafından katılımcılara Isparta<br />

usulü helva, kuru fasulye ve kabune pilavı ikram edildi.<br />

Prof. Dr. Gülsün Baksan<br />

Doç. Dr. Ahmet Kesik<br />

Biyolojik Mücadele, Türkiye Entomoloji, Fitopatoloji,<br />

ve Herboloji Derneklerinin katılımlarıyla Süleyman <strong>Demirel</strong><br />

Üniversitesi Ziraat Fakültesi Bitki Koruma Bölümü<br />

tarafından düzenlenen “Uluslararası II. Bitki Koruma<br />

Kongresi” SDÜ’de gerçekleştirildi.<br />

SDÜ Prof. Dr. M. Lütfü Çakmakçı Kültür Merkezi’nde<br />

düzenlenen kongreye, Rektör Yardımcısı Prof. Dr. İsmail<br />

Karaca, Ziraat Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Atilla Aşkın,<br />

yurt içi ve yurt dışından çok sayıda araştırmacı katıldı.<br />

Kongrede ilk olarak SDÜ Güzel Sanatlar Fakültesi<br />

Müzik Bölüm Başkanı Yrd. Doç. Dr. Cenk Celasin, hicaz<br />

doğaçlama adlı müzik dinletisini davetlilere sundu.<br />

Kongrenin açılış konuşmasını yapmak üzere kürsüye<br />

gelen Kongre Düzenleme Komitesi Başkanı SDÜ Rektör<br />

Yardımcısı Prof. Dr. İsmail Karaca uluslararası böyle<br />

bir kongreye ev sahipliği yapmaktan dolayı duyduğu<br />

Uluslararası<br />

II. Bitki Koruma<br />

Kongresi<br />

SDÜ’de yapıldı...<br />

memnuniyeti dile getirerek, dünyada yaşanan ekolojik<br />

çöküntüye dikkat çekti. Karaca, “Dünyamızı nelerin<br />

beklediğini bilememekteyiz.Dolayısıyla çok uzak olmayan<br />

bir dönemde ekolojik bir çöküntüyle karşı karşıya<br />

kalabiliriz. Kuraklık ve küresel ısınmanın neden olduğu<br />

olumsuzluklar göz önüne alınırsa gelecekte gıda açığının<br />

her zamankinden daha fazla hissedilebileceğini düşünüyoruz.<br />

Bu açıdan bitki koruma bölümü gelecekte de önemini<br />

sürdürmeye devam edecektir. Bu kongrede çeşitli<br />

derneklere mensup bilim adamları fikir alışverişinde bulunabilecektir.<br />

Kongrede toplam 337 bildiri tartışılacaktır.<br />

Böyle bir kongrenin Isparta’da ilk kez düzenlenmesi bizim<br />

için mutluluk vericidir.” diye konuştu.<br />

Açılış konuşmasının ardından Avustralya The Universıty<br />

Of Queensland Öğretim Üyesi Prof. Dr. Errol Hassan<br />

Phytochemıcals And Nanotechenogoloy konulu bildiriyi<br />

okudu.<br />

Kongrede, bitkilerde zararlı tüm eklembacaklılar, hastalık<br />

ve yabancıotlar ile bunlarla savaşım konularında<br />

bilgi verildi.


18<br />

SDÜ Bülteni / Kasım 2007<br />

SDÜ Bülteni / Kasım 2007 19<br />

Göller Yöresinin Sorunları<br />

SDÜ’de tartışıldı.<br />

Süleyman <strong>Demirel</strong> Üniversitesi Fen-Edebiyat Fakültesi Biyoloji Bölümü, Eğirdir Su Ürünleri<br />

Fakültesi ve Türkiye Tabiatı Koruma Derneği (TTKD) tarafından organize edilen<br />

“Göller Yöresi, İç Anadolu Gölleri ve Sorunları” konulu kongre Isparta’da gerçekleştirildi.<br />

SDÜ Kültür Merkezi’nde gerçekleştirilen kongreye Vali Şemsettin<br />

Uzun, Vali Yardımcısı Atilla Durmuş, SDÜ Rektör Yardımcısı Prof. Dr.<br />

İsmail Karaca, Çevre ve Orman Bakanlığı Doğa Koruma ve Milli Parklar<br />

Genel Müdürü Prof. Dr. Mustafa Yalınkılıç, TTKD Genel Başkanı<br />

Yunus Ensari, Eğirdir Kaymakamı Ömer Ulu, birlik başkanları, ilçe<br />

müdürleri ve çok sayıda davetli katıldı.<br />

Kongrenin açılış konuşmalarını İl Çevre Orman Müdürlüğü Planlama<br />

Şube Müdürü Mustafa Zorlu, TTKD Genel Başkanı Yunus Ensari,<br />

Türkiye Çevre Platformu (TÜRÇEP) Üyesi Abidin Özkaymak, Türkiye<br />

Sulama Kooperatifi Başkanı Halis Uysal, Eğirdir Kaymakamı Ömer<br />

Ulu, Çevre ve Orman Bakanlığı Doğa Koruma ve Milli Parklar Genel<br />

Müdürü Prof. Dr. Mustafa Yalınkılıç ve Vali Şemsettin Uzun yaptılar.<br />

İl Çevre Orman Müdürlüğü Planlama Şube Müdürü Mustafa<br />

Zorlu, çevre kavramının günümüzde kazandığı boyutlara değinerek,<br />

insanların ve diğer canlıların hayatları boyunca çevreyi koruması gerektiğini<br />

belirtti. Zorlu, “Çevrenin bugünkü durumu, bu kavramın<br />

uluslararası boyutlarda ele alınmasını zorunlu kılıyor. Oluşan sorunlar<br />

çevrenin önemli elemanlarını alıp götürüyor. Gün geçtikçe artan çevre<br />

kirliliği ve hava kirliliği çevre sorunlarının başında geliyor. Ülkemizde<br />

su kaynakları sanıldığı kadar sınırlı değildir. Bu demek değil ki, elimizdeki<br />

su kaynaklarını boşa harcayacağız. Daha dikkatli harcamak<br />

için elimizden geleni yapmalıyız. Dünyamız, 141 milyar metreküplük<br />

su potansiyeline sahiptir. Ama biz bunun sadece binde üçünü kullanabiliyoruz.<br />

Su kaynaklarımızın korunması ve doğru kullanılması adına<br />

bu kongrenin çalışmalarımızda yol göstereceğine inanıyorum.”dedi.<br />

Türkiye Tabiatını Koruma Derneği (TTKD) Genel Başkanı Yunus<br />

Ensari, Dünya nüfusunun artmasına paralel olarak su ve gıda tüketiminin<br />

de bu oranda arttığını belirterek, “150 yıl önce 1 milyar olan<br />

Mustafa Zorlu<br />

Yunus Ensari<br />

dünya nüfusu bugün 6 buçuk milyara ulaşmıştır. Artan nüfus çevrede<br />

büyük bir kirlenmeye neden olmuştur. Özellikle fosil menşeli maddeler<br />

su kaynaklarımıza zarar vermiş, hatta kaynaklarımızın kuruyup gitmesine<br />

neden olmuştur. Bilinçsiz kullanma, hızlı nüfus artışı nedeniyle<br />

Konya ve çevresindeki sanayi ve kanalizasyon sularının Tuz Gölü’ne<br />

aktarılması gibi basiretsiz uygulamalarla çevreye önemli zararlar vermiştir.<br />

Bu nedenle Tuz Gölü’ndeki su kaybı yüzde 70’lere ulaşmıştır. Bu<br />

tür olumsuz gelişmeler sonucunda ekosistem bozulmuş ve binlerce canlı<br />

türü yok olmuştur.” dedi. Tarım ve Köyişleri Bakanlığı’nın verilerine<br />

göre dünyada son yüzyıl içinde 30 bin bitki türünün neslinin tükendiğine<br />

değinen Ensari, “Dünyada saatte 3 bin dönüm yani dakikada 50<br />

dönüm orman yok olmaktadır. Benim bu konuşmayı yaptığım 10 dakika<br />

içerisinde dünyada 500 bin dönüm orman yok oluyor. Artık bunun hesabını<br />

siz yapın. 10 bin kuş türünün yüzde 12’si, 505 memeli hayvanın<br />

yüzde 30’u, bitki türlerinin yüzde 75’i yok olmuştur. Ormansızlaştırma<br />

ve doğa tahribatı nedeniyle çeşitli hayvanların nesilleri tükenme noktasına<br />

gelmiştir. Su zengini denilen ülkemizde 20 yıl önce kişi başına düşen<br />

4 bin metreküp su miktarı, bugün bin 450 metreküpe düşmüştür. Ege<br />

bölgesindeki Küçükmenderes, Büyükmenderes, Gediz gibi ovalar artık<br />

alarm verir duruma gelmiştir. Küresel ısınmanın gündemde olduğu şu<br />

günlerde, su kaynaklarımızı dikkatli kullanmalıyız.”diye konuştu.<br />

Türkiye Çevre Platformu (TÜRÇEP) Üyesi Abidin Özkaymak ise konuşmasında,<br />

İç Anadolu Bölgesi’nin küresel ısınmadan en önce etkilenecek<br />

yerlerden biri olduğuna dikkat çekerek, “Meke Gölü göz göre göre<br />

kuruyor. Konya’nın atıkları Tuz Gölü’ne akıtılıyor. Bu da gölün giderek<br />

yok olmasına neden oluyor. Kızılırmak’ın debisi düşerken çeşitli atıklar<br />

buraya akıtılmaya devam ediyor. Böyle giderse 2032 yılı itibariyle dünya<br />

nüfusunun yarıdan fazlası su sıkıntısı yaşayacak. Ormanlarımız, sahillerimiz<br />

yok edilmeye devam ediliyor. Meclisten geçen Nükleer Santral<br />

Yasası, ölümlerden ölüm beğen yasasına dönüşmüştür. Bizim yaşam mı,<br />

kalkınma mı ikileminden tercihimizi yaşamdan yana kullanacağımızı<br />

bilmelidirler. Nükleer santralden tamamen vazgeçilmelidir. Su ve rüzgar<br />

enerjisi yönünden zengin olan ülkemizden jeotermal enerjiler elde<br />

edilmeye çalışılmalıdır. Bizim için su, altından daha değerlidir. İnsanoğlu<br />

sağlıklı çevrede yaşama hakkına sahiptir. Bu hak herkese verilmelidir.”<br />

şeklinde konuştu<br />

Türkiye Sulama Kooperatifi Başkanı Halis Uysal, su tanrının canlılara<br />

en büyük lütfudur diyerek konuşmasına şöyle devam etti: “Bugün<br />

ülkemiz küresel ısınmanın etkili olduğu yerlerin başında gelmektedir.<br />

1970’li yıllardan beri bu işlerin içinde olan biri olarak, Türkiye’nin 112<br />

milyar metreküp su rezervi vardır. Suyun yüzde 75’lik kısmı sulamada<br />

kullanılmaktadır. Ama bizdeki sulama açıkta yapıldığı için bu suyun<br />

yüzde 60’ı boşa gitmektedir. Güneydoğu’daki toprakların çoğu vahşi<br />

sulama nedeniyle elden çıkmış durumda. Bu yüzden salma sulama yerine,<br />

damlama sulama ve yağmurlama sistemini getirmeliyiz. Türkiye’nin<br />

yapacağı ilk iş varolan sulama sistemini değiştirmektir. Topraklarımızı<br />

koruma adına milli su konseyi hemen kurulmalı ve envanterler çıkarılmalıdır.<br />

Böyle giderse göllerimiz kuruyacak. İstediğimiz verimi alamaz<br />

durumu geleceğiz. Boşa akıp giden bir damla su milli servettir. Ekonomik<br />

sorunlar, siyasi istikrarlar çözülebilir ama duyarsız kalınan bir çevre<br />

sorunu çözülmez.”<br />

Eğirdir Kaymakamı Ömer Ulu Göller Bölgesi’nin sorunlarını yerel<br />

bazda değerlendireceğini belirterek, “Eğirdir Gölü Isparta’nın can damarıdır.<br />

Biran için Eğirdir Gölü’nün Isparta’da olmadığını ya da 50 yıl<br />

sonra bu kirlenme devam ederse Eğirdir’in yok olacağını düşünelim.<br />

İşte o zaman Isparta’nın tipik bir İç Anadolu kentinden bir farkı kalmayacak.<br />

Eğirdir Gölü olmazsa sulama yapılmayacak ve bölgeden istenilen<br />

verim elde edilemeyecek. Eğirdir Gölü bugüne kadar Isparta’nın her yükünü<br />

çekmiştir ama karşılığı verilmemiştir.Bu yüzden insanlarımız kısa<br />

sürede bilinçlendirilmeli ve zararlı maddeleri göle atmamalıdırlar. Böyle<br />

giderse gölün içme suyu kalitesi giderek düşecektir.”diye konuştu.<br />

Çevre ve Orman Bakanlığı Doğa Koruma ve Milli Parklar Genel Müdürü<br />

Prof. Dr. Mustafa Yalınkılıç, kainatta eşsiz bir denge olduğu için<br />

hiçbir ölçüsüzlüğün mazur görülmeyeceğini kaydederek, “Türkiye’nin<br />

sorunlarının temelinde sistem sorunu var. Sulak alan bakımından zengin<br />

bir ülkeyiz ama bunları kullanamıyoruz. Bunları nasıl kullanırız diye<br />

sistematik çözümler üretmeliyiz. Konuyla ilgili çok sayıda kurum var.<br />

Halis Uysal<br />

Ömer Ulu<br />

Prof. Dr. Mustafa Yalınkılıç<br />

Abidin Özkaymak


20 SDÜ Bülteni / Kasım 2007<br />

SDÜ Bülteni / Kasım 2007 21<br />

Bu kadar kurumu birleştirmek yerine yerinde kurulan yönetim birlikleriyle<br />

bunu sağlamalıyız. Doğayı korumanın ideolojisi olmaz. Bize düşen işlerin<br />

altyapısını hazırlamaktır. Türkiye AB düzeyinde koruma ve kollamayı yapan<br />

ülkelerden biridir.Doğanın isteğine dikkat etmek gerekir. Bunun için<br />

doğanın dilini bilmek gerekir. Peki doğanın dili nedir Bu dil ekolojik saygı<br />

dilidir. Kurumların kişilerin bu konuya aşina olması gerekir. Yoksa bindiğimiz<br />

dalı keseriz. Millet olarak özeleştiri yapmayı bilmemiz gerekiyor.<br />

Zenginlik ve güzellik başa bela hepsi de ülkemiz de bulunduğuna göre o<br />

zaman yaptığımız işlere daha dikkat etmemiz gerekiyor. Yer altı ve yer üstü<br />

zenginliklerimizi korumazsak kupkuru bir çevrecilik yapmış oluruz. Yarınları<br />

düşünerek 100 yıllık stratejiler üretmeliyiz. Türkiye kaynaklarını alımlı<br />

ve dengeli kullanmalıdır. Felaket tellallığı yaparak bir yere varamayacağımızı<br />

herkesin bilmesi gerekir. Çalışmaların önünü kesmekten ziyade,<br />

önünü açmalıyız.Türkiye’de bulunan 200 sulak alandan 135’inin envanteri<br />

çıkarılmış durumdadır. Halka rağmen koruma olmaz, sulak alanlarımızı<br />

korumak için yerelleşme ve birlikleşme şarttır. Bizler 40-50 yıldır yapılamayan<br />

işleri 3-4 yıl gibi kısa bir süreye sığdırdık.”diye konuştu.<br />

Eğirdir Gölü’nün Isparta’nın kalbi olduğunu söyleyen Vali Şemsettin<br />

Uzun bu yörenin üzerinde büyük bir hassasiyetle durduğunu belirtti. Vali<br />

Uzun, “Gölün mutlaka korunması gerekiyor. İnsan ayağının girdiği her yer<br />

berbat oluyor.Gölün kenarına yapılan yerleşim yerleri gölü kirletmekten<br />

başka bir şey yapmıyorlar. Orada bulunan 178 tane binanın tamamını yıkmak<br />

için çalışıyoruz. Bu yolda bana karşı olan çok sayıda insan oldu ama<br />

hepsi hatasının farkına vardı ve yavaş yavaş dönmeye başladılar. Çalışmalara<br />

bir yerden başlamak lazım. Bu kapsamda bir üst yönetimin oluşturulması<br />

lazım. SDÜ’nün bize çalışmalarımızda önemli katkıları oldu. Bilim<br />

adamına itibar etmeyen millet kalkınamaz düşüncesiyle üniversite ile işbirliğimizi<br />

her zaman sürdüreceğiz.” diye konuştu.<br />

SDÜ’de “Felsefe ve İlahiyat” Konferansı<br />

Süleyman <strong>Demirel</strong> Üniversitesi Felsefe Kulübü tarafından<br />

“Felsefe ve İlahiyat” konulu bir konferans düzenlendi. Konferansa<br />

konuşmacı olarak katılan SDÜ İlahiyat Fakültesi Dekanı<br />

Prof. Dr. Ekrem Sarıkçıoğlu, felsefe ve ilahiyatın neden birlikte<br />

değerlendirilmesi gerektiğinden bahsederek, iki bilim dalının<br />

ortak yönlerine değindi. Sarıkçıoğlu, “İlahiyat ve felsefe birer<br />

okyanus gibidir. Bu okyanusların genel değerlendirmesini bugün<br />

burada yapacağız. Tarih boyunca felsefe ve ilahiyatın ne<br />

zaman başladığına dair birçok görüş ortaya atılmıştır. Felsefe,<br />

bilinenlerden hareket ederek bilinmeyenleri akıl ve mantık ölçüsünde<br />

değerlendirmektir. O zaman ilk düşünme Adem ve<br />

Havva’dan itibaren başladı dersek, yanılmış olmayız. Çünkü;<br />

bilgiler bize bunu gösteriyor. ”dedi. Felsefe ve ilahiyatın ölümsüzlüğe<br />

kavuşma arzusu, hayatın otoritesini merak etme gibi<br />

ortak konularla ilgilendiğini belirten Sarıkçıoğlu, “Günümüz<br />

dinlerinin hemen hepsi dünya felsefelerinde de yerini almıştır.<br />

Felsefe ve ilahiyat ortak köklerden gelip, gelişmelere paralel<br />

olarak yeni bilimlerin doğmasına neden olmuştur. Sanat felsefesi,<br />

Din Felsefesi, Varlık Felsefesi gibi konular dinler tarihinin<br />

de konularına girmektedir. Peki, bu kadar ortak alanın yanında<br />

birbirlerinden ayrılan yanları yok mu Felsefe de, din de, aklı<br />

ön planda tutan dallardır. Ama ilahiyatın bir farkı var o da akıl<br />

ve bilimin yanında dinin gereği olan Kuran-ı Kerim ve peygamberin<br />

sünnetini de değerlendirmesidir.” diye konuştu.<br />

SDÜ Fen-Edebiyat Fakültesi 161 nolu amfide gerçekleşen<br />

konferansa Felsefe Bölüm Başkanı Yrd. Doç. Dr. Hamdi Bravo,<br />

Felsefe Bölüm Başkan Yardımcısı Yrd. Doç. Dr. Işıl Bayar Bravo,<br />

çok sayıda öğretim üyesi ve öğrenci katıldı.<br />

Isparta Valisi Şemsettin Uzun<br />

SDÜ’de “Tarih Yazıcılığı” Konferansı<br />

Süleyman <strong>Demirel</strong> Üniversitesi Felsefe Bölümü tarafından<br />

“Tarih Yazıcılığı” konulu bir konferans düzenlendi. İlahiyat Fakültesi<br />

Hafız İbrahim Demiralay Amfisi’nde düzenlenen konferansa<br />

İlahiyat Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Ekrem Sarıkçıoğlu,<br />

Felsefe Bölüm Başkanı Yrd. Doç. Dr. Hamdi Bravo, Felsefe<br />

Bölüm Başkan Yardımcısı Yrd. Doç. Dr. Işıl Bayar Bravo, çok<br />

sayıda öğretim üyesi ve öğrenci katıldı. Konferansa konuşmacı<br />

olarak katılan Prof. Dr. İlhan Tekeli tarih yazıcılığının üzerine<br />

çok düşülmeyen bir konu olduğunu belirterek, “ Türkiye’de<br />

yılda 27 bin kitap basılıyor. Bunların yüzde 50’sinden fazlası<br />

tarihle ilgili. Ben tarihin ne tür bir bilgi alanı, tarih yazıcılığının<br />

nasıl bir etkinlik olduğunu anladıktan sonra bu alana yöneldim.<br />

Günümüzde tarih ve siyaset ilişkisinin önem kazanması<br />

nedeniyle bu alana ilgi eskiye oranla arttı. Bizim öğrencilik<br />

dönemlerimizde tarih kitaplarını ezberlerdik. Artık öğrenciler<br />

kendilerine verilen malzemelerle tarihi kendi düşünüyor. Tarih<br />

kitabını ezberleyen öğrenci yerine, tarih yazan öğrenciler var.”<br />

diye konuştu. Tarih yazıcılığının farklılıklarına da değinen Tekeli,<br />

“ Bugün dünyada sosyal bilimlerin gelişmesine paralel<br />

olarak değişik tarih yazılımları da görüyoruz. Örneğin bugün<br />

sosyoloji biliminden ayrı bir sosyoloji tarihinden söz edebiliyoruz.<br />

Bir olayı bir romancı, bir sosyolog ve bir tarihçi yazsın. Bu<br />

üç metin birbirinden farklı olacaktır. Tarih yazıcılığının belirli<br />

özellikleri vardır. Tarihin anlatım şekli geçmişten bugüne doğrudur.Aynen<br />

yaşam gibi inandırıcıdır. Bu yüzden ulusalcılık<br />

tarihi okutulur. Halbuki yazılımı bugünden geriye doğrudur.<br />

Daha önce yazılan tarihi bir olayın tekrar yazılma nedeni sadece<br />

yeni bulgular değildir. Geçen zaman içinde olayın güne<br />

yansıması nedeniyle de tekrar yazılabilir.” dedi.<br />

Türkçe Topluluğu’ndan<br />

”Dil Bayramı”etkinliği<br />

Süleyman <strong>Demirel</strong> Üniversitesi (SDÜ) Türkçe Topluluğu<br />

tarafından düzenlenen “Karaman oğlu Mehmet Bey’i Anma”<br />

programı etkinlikleri çerçevesinde şiir okuma, yazma, karikatür<br />

yarışmaları ve “Dilin Toplumdaki Yeri” konulu konferans<br />

düzenlendi.<br />

SDÜ Kültür Merkezi’nde gerçekleştirilen etkinliğe çok<br />

sayıda öğretim üyesi ve öğrenci katıldı. Konuşmasını yapmak<br />

üzere ilk olarak kürsüye gelen SDÜ Türkçe Topluluğu<br />

Başkanı Halit Gökalp Küçük, “Türkçe’miz tarihin derinliklerinden<br />

akıp gelen bir nehirdir. Biz bir vücutsak, Türkçe bu<br />

vücudun kalbidir.Yani kimliğimiz Türkçe’dir. Türkçe’mizi<br />

doğru yazmalı, doğru konuşmalı ve gelecek nesillere doğru<br />

aktarmalıyız.”diye konuştu. Daha sonra kürsüye gelen Doç.<br />

Dr. Osman Yıldız, “Dilin Toplum Hayatındaki Yeri” konulu<br />

konuşmasında Türkçe’nin Arapça ve Farsça’yla uzun süre mücadele<br />

etmek zorunda kaldığını belirterek, “Türkler İslamiyet’i<br />

kabul ettikten sonra Arapça’yı ve Farsça’yı öğrenmek zorundaydılar.<br />

13. yüzyılda Türkçe’nin hor ve hakir görülmesine bir<br />

tepki olarak doğan Karaman oğlu Mehmet Bey’in fermanıyla<br />

önemli bir yol kat edilmiştir. Karaman oğlu Mehmet Bey’in bu<br />

fermanı Anadolu’da Türkçe’nin gelişmesine, şairlere ve yazarlara<br />

büyük katkıda bulunmuştur.”dedi. Ortak dilin kader<br />

birliği olduğunu belirten Yıldız, “Aynı dili konuşan insanlar<br />

millet denilen sosyal varlığın temelini oluşturur. Dilini yüceltmeyen<br />

toplumların zamanla başka dillerin potasında erimesi<br />

ve kültürünü kaybetmesi kaçınılmazdır. Diline sahip çıkan<br />

ulus geleceğine sahip çıkar.” diye konuştu.<br />

Daha sonra Jüri Üyeliklerini Doç. Dr. Osman Yıldız, Yrd.<br />

Doç. Dr. Mehmet Özçelik, Öğretim Üyeleri Menderes Coşkun<br />

ve Ramazan Gülendam’ın yaptığı şiir okuma ve yazma yarışması<br />

gerçekleştirildi. Karikatür yarışmasına katılımlarından<br />

dolayı öğrenciler Zerrin Bilir ve Mustafa Çetin’e; şiir yazma<br />

yarışmasında 3. olan Tülay Özdemir, 2. olan Yasin Demirciler<br />

ve 1. olan Süleyman Mutlu’ya, şiir okuma yarışmasında 3.<br />

olan Hakan Gün, 2. olan olan Yakup Olçun ve 1. olan Ahmet<br />

Rasim Akbayram’a masa saati ve klasörden oluşan hediye seti<br />

takdim edildi.<br />

Prof. Dr. İlhan Tekeli


22<br />

SDÜ Bülteni / Kasım 2007<br />

“ÇİNGENELER”konferansı<br />

SDÜ’de yapıldı<br />

Süleyman <strong>Demirel</strong> Üniversitesi Fen Edebiyat Fakültesi Sosyoloji Bölümü öğretim<br />

üyesi Yrd. Doç. Dr. Suat Kolukırık tarafından “Çingeneler” konulu bir konferans<br />

düzenlendi.<br />

Süleyman <strong>Demirel</strong> Üniversitesi Diş Hekimliği Fakültesi<br />

Endodonti Ana Bilim Dalı ve Isparta Diş Hekimleri Odası’nın<br />

ortaklaşa düzenlediği “Endodonti Günleri” SDÜ’de gerçekleştirildi.<br />

SDÜ Araştırma ve Uygulama Hastanesi Konferans<br />

Salonu’nda düzenlenen etkinliğe Gazi Üniversitesi Diş Hekimliği<br />

Fakültesi Diş Hastalıkları ve Tedavisi Ana bilim Dalı Başkanı<br />

Prof. Dr. Tayfun Alaçam, Gazi Üniversitesi Diş Hekimliği<br />

Fakültesi Protetik Tedavi Ana Bilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Gürcan<br />

Eskitaşçıoğlu, Selçuk Üniversitesi Diş Hekimliği Fakültesi<br />

Prof. Dr. Sema Belli, SDÜ Diş Hekimliği Fakültesi Endodonti<br />

Ana Bilim Dalı Başkanı Yrd. Doç. Ayşe Diljin Keçeci, öğretim<br />

üyeleri ve öğrenciler katıldı.<br />

Etkinliğin açılış konuşmasını yapan Yrd. Doç. Ayşe Diljin<br />

Keçeci, “Fakültemiz kapsamında geçen yıl kurulan Endodonti<br />

Bölümümüz Isparta ve çevre illere hizmet vermektedir. Meslek<br />

öncesi ve sonrası eğitimlerin devamını sürdürmeyi amaç güderek<br />

böyle bir etkinlik düzenledik. Bu tip etkinliklerin düzenlenmesinde<br />

bize her zaman yardımcı olan, mesleğimize katkıda<br />

bulunan; bugün 163 diş hekiminin dahil olduğu Isparta Diş Hekimleri<br />

Odasına çok teşekkür ediyorum.” dedi.<br />

Ardından kürsüye “ Kanal Tedavisi Sonrası Restorasyonlar”<br />

konulu konferansı vermek üzere Gazi Üniversitesi Diş<br />

Hekimliği Fakültesi Diş Hastalıkları ve Tedavisi Ana Bilim Dalı<br />

Başkanı Prof. Dr. Tayfun Alaçam geldi. Endodonti terimini açıklayarak<br />

sözlerine başlayan Alaçam, “Endodonti çürük, darbe<br />

almış yada ileri derecede hastalanmış dişlerin ağızda kalabilmeleri<br />

için yapılan tedavileri içeren bilim dalıdır. Bugün gerek<br />

toplum gerekse diş hekimleri hatta tüm dünya Endodonti’ye<br />

ilgi gösteriyor. Bu bağlamda mezuniyet öncesi ve sonrası diş<br />

hekimlerine bu tip seminerlerin düzenlenmesi şart oldu.” diye<br />

konuştu.<br />

SDÜ Bülteni / Kasım 2007 23<br />

“Endodonti Günleri” SDÜ’de düzenlendi<br />

Prof. Dr. Tayfun Alaçam<br />

Yard. Doç. Dr. Ayşe Diljin Keçeci<br />

Süleyman <strong>Demirel</strong> Üniversitesi Fen Edebiyat Fakültesi<br />

Sosyoloji Bölümü öğretim üyesi Yrd. Doç. Dr. Suat<br />

Kolukırık tarafından “Çingeneler” konulu bir konferans<br />

düzenlendi.<br />

Ziraat Fakültesi Hafız İbrahim Demiralay Salonu’nda<br />

gerçekleştirilen konferans öncesi Suat Kolukırık ve ekibinin<br />

hazırlamış olduğu çingenelerin hayat tarzlarını ve<br />

yaşama standartlarını ortaya koyan “Buçuk” adlı belgesel<br />

filmi izleyenlere sunuldu. Belgesel filminin ardından<br />

yapılan konferansın konuşmacısı Yrd. Doç. Dr. Suat Kolukırık,<br />

“Bu belgeseli hazırlarken cidden çok büyük zorluklar<br />

çektik. Sponsor bile bulamadık. Çünkü insanlar<br />

çingenelerle birlikte anılmak istemiyor. Çingeneler, tarih<br />

boyu kötü anılmışlardır. Hatta halen tarihsel dışlanma<br />

içindeler. Bu yüzdende ev sahibi olmadıklarını söylemek<br />

mümkündür. Romanlar halk arasındaki tabirle çingeneler,<br />

Hindistan kökenlilerdir ve göçebe yaşarlar. Hayat<br />

standartları çok düşük olan çingeneler, genellikle günü<br />

birlik sürekli olmayan işlerde çalışırlar. Türkiye’de yoğun<br />

olarak yaşadıkları yerlerin başında Trakya’da, Çanakkale,<br />

Edirne, Tekirdağ ve İstanbul gelir. Dünyanın<br />

hiçbir yerinde çingeneler gibi bir ırk yoktur. Bayraksız,<br />

vatansız ve tanımlanmamış olmalarına rağmen varlıklarını<br />

sürdürmüşlerdir. Bunun sebebi ise sadece dillerini<br />

savunmuş olmalarıdır. Fakat çingenelerin örgütlenme<br />

bilinçleri yok. Bugün dünyada üç tane çingene federasyonu<br />

bulunmaktadır.” diye konuştu.<br />

Yard. Doç. Dr. Suat Kolukırık<br />

Prof. Dr. Ahmet Aran<br />

MMF’den Konferans<br />

Süleyman <strong>Demirel</strong> Üniversitesi Mühendislik-Mimarlık Fakültesi tarafından<br />

“Mühendislik ve Akreditasyon” konulu bir konferans düzenlendi.<br />

Prof. Dr. Aziz Ertunç Amfisi’nde gerçekleştirilen konferansa Fakülte Dekanı<br />

Prof. Dr. Nilay Keskin ve çok sayıda öğretim üyesi katıldı.<br />

Konferansa konuşmacı olarak katılan İstanbul Teknik Üniversitesi<br />

Makine Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Ahmet Aran öğrencilerin takım<br />

halinde çalışmaları gerektiğini belirterek, “Öğrencilerde mesleki ve etik<br />

sorumluluk bilinci olmalıdır. Etkin iletişim kurma becerisi, yaşam boyu<br />

öğrenmenin gerekliliği bilinci, çağın sorunları hakkında bilgi, mühendislik<br />

uygulamaları için gerekli olan teknikleri ve modern araçları kullanma<br />

becerisi bulunmalıdır. Öğrenciler edindikleri bilgi ve becerileri kullanacakları<br />

mühendislik standartlarını ve gerçekçi koşulları içererek bir ana tasarım<br />

deneyimi ile mühendislik mesleğine hazırlanmalıdır.” diye konuştu.<br />

Öğretim üyelerinin mesleki yeterliliklerinin de önemi vurgulayan Prof.<br />

Aran şöyle devam etti: “Öğretim üyelerinin genel anlamda yeterlilikleri,<br />

eğilimleri, konumların çeşitliliği, mühendislik ve öğretme deneyimleri, etkin<br />

programlar geliştirme yönündeki heyecanları, mesleki bilgi düzeyleri,<br />

mesleki kuruluşlara üyelikleri gibi hususlar önemlidir. Ayrıca üniversitenin<br />

desteği parasal kaynaklar ve yapıcı liderlik programın sürdürülebilme<br />

niteliği için yeterli düzeyde olmalıdır.”<br />

Konferans sonunda Dekan Prof. Dr. Nilay Keskin tarafından Prof.<br />

Aran’a seramikten yapılmış Atatürk Heykeli ve gül seti takdim edildi.


24 SDÜ Bülteni / Kasım 2007<br />

SDÜ Bülteni / Kasım 2007 25<br />

SDÜ’de “Sigarasız bir dünya” günü<br />

SDÜ gittiği yeri aydınlatıyor...<br />

“<strong>31</strong> Mayıs Sigarasız Bir Dünya Günü” etkinlikleri kapsamında<br />

Süleyman <strong>Demirel</strong> Üniversitesi Tıp Fakültesi Göğüs Hastalıkları<br />

Anabilim Dalı tarafından sigaranın zararlarını anlatan bir<br />

konferans düzenlendi.<br />

Araştırma ve Uygulama Hastanesi Salonu’nda düzenlenen<br />

konferansa konuşmacı olarak katılan Uzman Doktor Önder Öztürk,<br />

dünyada her yıl 5 milyon insanın tütüne bağlı hastalıklardan<br />

öldüğünü belirterek, eğer bu konuyla ilgili önlem alınmazsa<br />

2020’de her üç kişiden birinin sigaradan öleceğini söyledi. Öztürk,<br />

en ucuz kitle imha silahının sigara olduğunu belirterek, “Sigara<br />

tüm kanser ölümlerinin üçte birinden sorumludur. Sigara<br />

içenin çevreye kattığı duman çevresel tütün dumanıdır. Bu dumana,<br />

yani halka açık yerlerde sigaraya hayır diyoruz. İstemsiz<br />

sigara içimi (pasif içicilik), sigara içenlerle benzer riskleri taşıyor.<br />

Ülkemizde yapılan araştırmaya göre ilkokul çağındaki çocukların<br />

yüzde 75’i pasif içicidir. Yine kocası sigara içen kadınlarda<br />

akciğer kanseri ölümleri iki üç kat daha artmıştır. Sigara içmeyen<br />

bir kişi, 2 saat duman altı olursa 2 ya da 3 sigara içmiş gibi olur.<br />

Ülkemizde sigara tüketimi yüzde 80 oranında artarken, Almanya<br />

ve Amerika gibi yerlerde yüzde 30 azalmıştır.” dedi. Hastane olarak<br />

yeni bir proje başlatacaklarını söyleyen Öztürk, konuşmasına<br />

şöyle devam etti: “ Her ne kadar hastanemizin içinde sigara içilmiyorsa<br />

da, biz bu uygulamayı hastanemizin çevresinde de yasaklamayı<br />

düşünüyoruz. Çünkü, bu estetik açıdan da bir sağlık<br />

kuruluşuna yakışmıyor. Hastalarımızın temiz ortamda yaşama<br />

hakkını sonuna kadar yaşatmak istiyoruz. Son olarak şunu söyleyebilirim<br />

ki, temiz bir hastane sigarasız bir hastanedir.”<br />

TEF’den “AITMES” konferansı<br />

SDÜ Teknik Eğitim Fakültesi (TEF) Elektronik-<strong>Bilgi</strong>sayar Eğitimi<br />

Bölümü tarafından Avrupa Birliği projelerinden Minerva<br />

kapsamında Uluslararası AITMES (Applying IT Mobile Education<br />

on Schools) konulu bir konferans düzenlendi.<br />

Teknik Eğitim Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Erol Keskin’in açılış<br />

konuşması ile başlayan konferansta mobil web teknolojilerini<br />

anlama ve kullanmada yeni metotlar konusunda bilgiler verildi.<br />

AITMES Genel Koordinatörü Daniel Weiss ise proje hakkında<br />

katılımcıları bilgilendirdi. Eğirdir Mavigöl Otel’de düzenlenen<br />

konferansa Isparta ve çevre illerde görev yapan öğretmenler katıldı.<br />

Türkiye, Macaristan, Slovenya, İspanya, İtalya, Bulgaristan<br />

ve Litvanya temsilcileri yaptıkları sunumları ile proje çalışmalarını<br />

ve elde ettikleri sonuçları dinleyicilere aktardılar.<br />

Dr. Önder Öztürk<br />

SDÜ Kitap Kulübü , Toplumsal Duyarlılık ve Dayanışma<br />

Kulübü (TODDAYK) tarafından “SDÜ Gittiği<br />

Yeri Aydınlatıyor” sloganıyla Kitap Bağış Kampanyası<br />

düzenlendi. Kulüp öğrencileri kitapların ilk bölümünü<br />

Toplum Gönüllüleri’nin desteği ile Şırnak’a bağlı Yeniaslanbaşar<br />

Şehit Mehmet Karakurt İlköğretim Okulu’na<br />

gönderdi. Kulüp Yetkilileri, kampanya ile ilgili şunları<br />

söylediler: “ Kısa zamanda yapılan çalışmayla 250’den<br />

fazla kitabı dönem bitmeden öğrencilere ulaştırmayı<br />

amaçlıyoruz.<br />

Kampanya; yazım kılavuzlarını, sözlükleri, sınavlara<br />

hazırlık kitaplarını, bir dönem gazetelerden alınan<br />

ansiklopedileri, ilköğretim öğrencilerine yönelik öykü,<br />

roman, piyes, tiyatro oyunu gibi kitapları, interneti olmayanlara<br />

ulaştırmayı amaçlıyor. Kitap Kulübü Öğrencileri<br />

Bahar Şenliği’nde kurdukları masada ve şenliğin<br />

ardından kulüp odasında bağışları toplayacaklar. Kampanyanın<br />

ikinci bölümü, tatil için şehirlerine dönen öğrencilerin<br />

de getirecekleri kitapları da kapsayacak.<br />

II. Ege Farmakoloji Günleri SDÜ’de yapıldı<br />

Süleyman <strong>Demirel</strong> Üniversitesi Tıp Fakültesi Farmakoloji Anabilim<br />

Dalı tarafından “2. Ege Farmakoloji (ilaç bilimi)Günleri” konulu<br />

bir sempozyum gerçekleştirildi.<br />

SDÜ Araştırma ve Uygulama Hastanesi Konferans Salonu’nda<br />

düzenlenen sempozyuma Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Vecihi Kırdemir,<br />

Türk Farmakoloji Derneği Başkanı Prof. Dr. Mehmet Melli,<br />

dekanlar, anabilim dalı başkanları, öğretim üyeleri ve çok sayıda<br />

öğrenci katıldı.<br />

Sempozyumun açılış konuşmalarının ilkini yapmak üzere<br />

kürsüye gelen Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Vecihi Kırdemir, bu tür<br />

toplantıların bilime büyük katkı sağladığını belirterek, “<strong>Bilgi</strong>nin<br />

para ettiği bir dönemde değerli bilgilerini bizimle paylaşan öğretim<br />

üyelerine teşekkür ediyorum.” dedi. Ardından konuşmasını<br />

yapmak üzere söz alan Türk Farmakoloji Derneği Başkanı Prof. Dr.<br />

Mehmet Melli ise, “Bilimler içlerine kapanırken burada bir bilim<br />

sinerjisinin oluşturulması beni çok mutlu etti. Umarım faydalı bir<br />

toplantı olur.” diye konuştu. Açılış konuşmalarının sonuncusunu<br />

yapmak üzere kürsüye gelen SDÜ Tıp Fakültesi Farmakoloji Anabilim<br />

Dalı Başkanı Doç. Dr. Osman Gökalp, bu toplantının ilkini<br />

geçen yıl Aydın’da gerçekleştirdiklerini ifade ederek, bu tür etkinliklerin<br />

artarak devam edeceğini söyledi.<br />

Açılış konuşmalarının ardından oturum başkanlığını Prof. Dr.<br />

Mehmet Fehmi Özgüner’in yaptığı “Kanserin moleküler genetiği<br />

ve hedef genler” konulu oturuma geçildi. Konuşmayı yapmak üzere<br />

kürsüye gelen Bilkent Üniversitesi Fen Fakültesi Moleküler Biyoloji<br />

ve Genetik Merkezi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Mehmet Öztürk,<br />

kanserin tanımından ve tedavi sürecinden bahsederek, “Kanser,<br />

dokularda gen yapısının bozulmasına bağlı bir hastalıktır. Toplumların<br />

yaşlanmasıyla insanların ölümüne neden olan hastalıkların<br />

başında gelmektedir. Ülkemizde en çok prostat, meme, akciğer ve<br />

bağırsak kanserleri görülmektedir. Kanser tedavisinde beklenen<br />

gelişmelerin özetine baktığımız zaman önümüzdeki 5-10 yıl içinde<br />

kanser genlerine yönelik özgün ilaçların sayısında artış olacağını<br />

söylemiştik ve bu gerçekleşti. Geliştirilen ilaç sayısına baktığımız<br />

zaman akciğer kanserinde 85, meme kanserinde 74, bağırsak kanserinde<br />

ise 44 ilaç geliştirilmiştir. Ama bu kadar iyileşmenin yanında<br />

bazı sorunlar da karşımıza çıkıyor. İlaçlar tekelde olduğu için<br />

araştırma aşamasında çok para harcanıyor. Haliyle hastalar bunu<br />

alamıyor. Eğer Türkiye bu soruna çözüm bulamazsa çok büyük bir<br />

etik sorun olacaktır. Gün gelecek hastalıklar çok kolay tedavi edilecek<br />

ama parası olamayan, ilaç alıp tedavi olamayacak. Bu soruna<br />

üniversite hastaneleri olarak çözüm bulmalı ve ilaçları kendimiz<br />

geliştirmeliyiz.” diye konuştu.<br />

Orman Fakültesi’nden Konferanslar<br />

Sokrates / Erasmus öğretim üyesi<br />

değişim programı çerçevesinde, üniversitemizi<br />

ziyaret eden Çek Cumhuriyeti,<br />

Mendel Üniversitesi Orman Fakültesi<br />

öğretim üyesi Doç. Eng. Alios Skoupy,<br />

“The National Situation Regarding The<br />

Small-Scale Forestry In The Czech Republic<br />

(Conditions and prospects of<br />

small-scale forest management in new<br />

countries of EU)” ve “Bıodegradable<br />

Oils Used In Forestry” konulu konferansları<br />

verdi.


26 SDÜ Bülteni / Kasım 2007<br />

SDÜ Bülteni / Kasım 2007 27<br />

YDYO’dan Yıl Sonu gecesi<br />

Süleyman <strong>Demirel</strong> Üniversitesi Yabancı Diller<br />

Yüksekokulu (YDYO) tarafından hazırlanan yıl<br />

sonu gecesi coşku içinde geçti.<br />

SDÜ Kültür Merkezi’nde düzenlenen geceye<br />

Rektör Prof. Dr. Metin Lütfi Baydar, Rektör Yardımcıları<br />

Prof. Dr. Vecihi Kırdemir, Prof. Dr. İsmail<br />

Karaca, YDYO Müdürü Yrd. Doç. Dr. Oya Büyükyavuz,<br />

dekanlar, öğretim üyeleri ve çok sayıda öğrenci<br />

katıldı.<br />

Programın açılış konuşmasını yapan Rektör<br />

Prof. Dr. Metin Lütfi Baydar, “Bugün burada şarkılar<br />

söyleyerek güzel zaman geçireceğiz. Umarım<br />

hepimiz için güzel bir gece olur.”dedi. Daha sonra<br />

konuşan YDYO Müdürü Yrd. Doç. Dr. Oya Büyükyavuz<br />

ise, “Bu gece sizin geceniz, eğlenin coşun.<br />

Hepinizi çok seviyorum.” diye konuştu. Konuşmaların<br />

ardından YDYO öğrencilerinin hazırladıkları<br />

“Crying Shade (Ağlayan Gölge) ve The Right Person<br />

(Doğru İnsan) konulu oyunlar sahnelenirken,<br />

hazırlanan konser ve dans gösterileri de geceye<br />

renk kattı.<br />

GÜLAR Rosaryum’da İlk gül<br />

hasadına başladı<br />

ISYO’dan devir teslim töreni<br />

Süleyman <strong>Demirel</strong> Üniversitesi Fen-Edebiyat Fakültesi<br />

Sosyoloji Bölümü’nün ilk mezunları “Mezunlar Günü’nde” bir<br />

araya geldi.<br />

Sosyoloji Bölüm Başkanı Prof. Dr. Metin Özkul’un makamında<br />

gerçekleşen etkinliğe, Sosyoloji Bölümü Öğretim Üyeleri<br />

Doç. Dr. Kamil Kaya, Yrd. Doç. Dr. Ümit Akca ve Sosyoloji<br />

Bölümü’nün ilk mezunları katıldı. Düzenledikleri etkinlik<br />

hakkında bilgi veren Sosyoloji Bölüm Başkanı Prof. Dr. Metin<br />

Özkul, “Buradaki öğrencilerimiz, ülkenin farklı yerlerinde<br />

Süleyman <strong>Demirel</strong> Üniversitesi Isparta Sağlık Yüksekokulu (ISYO)<br />

Fizik Tedavi ve Rehabilitasyon (FTR) bölümü tarafından 3. Hot-Pack<br />

(sıcak torba) töreni düzenlendi. Törene ISYO Müdür Yardımcısı Yrd.<br />

Doç. Dr. Sevgi Gökdemirel, FTR Bölüm Başkanı Yrd. Doç. Dr. Hasan<br />

Hallaçeli, öğretim üyeleri ve öğrenciler katıldı.<br />

Törende ilk olarak konuşan FTR Bölüm Başkanı Yrd. Doç. Dr. Hasan<br />

Hallaçeli, görevlerine başlayacak öğrencilere başarılar dileyerek,<br />

“Hot-Pack töreni tüm Fizyoterapi okullarında uygulanmakta olan<br />

geleneksel bir veda ve aynı zamanda yeni öğrencilere merhaba törenidir.<br />

Hot-Pack fizyoterapide sıcak su torbası anlamına gelen ve sıklıkla<br />

kullandığımız bir yöntemdir. Fizyoterapi dünyasında ilk olarak<br />

1960’larda başlanan Hot-Pack partileri artık bir gelenek haline gelmiş<br />

durumdadır. Bizde bu uygulamayı geçmiş yıllarda başlattık.”dedi.<br />

Ayrıca ISYO Müdür Yardımcısı Yrd. Doç. Dr. Sevgi Gökdemirel<br />

ve Yrd.Doç. Dr. Metin Çiriş, öğrencilerin mezuniyetlerini kutlayarak,<br />

yeni hayatlarında başarılar dilediler.<br />

Kutlama çerçevesinde mezun olan son sınıf FTR Öğrencileri Harun<br />

Kızılcı ile Melek Yaman, “Hot –Pack’ı” 3.sınıf öğrencileri Tufan İçöz ve<br />

Ridat Saraç’a teslim ettiler. Program çeşitli gösteri ve animasyonlarla<br />

devam etti.<br />

Sosyoloji mezunları bir araya geldi...<br />

mesleklerini sürdüren bölümümüzün 1994-1998 yılları arasında<br />

verdiği ilk mezunlardır. Bugünü düzenleme talebinde de<br />

öğrencilerimiz bulundu. Bu yıl, SDÜ Sosyoloji Bölümünün 10.<br />

kuruluş yıldönümünü kutluyoruz. Birbirimizle kaynaşmamız<br />

açısından böyle bir günün düzenlenmesi çok önemli. Bu yüzden<br />

bu tür etkinlikleri gelenekselleştirmek istiyoruz.” diye konuştu.<br />

Mezun öğrenciler, akşam düzenlenen yemeğin ardından<br />

Yazılı Kanyon ve Eğirdir’e gezi düzenlediler.<br />

Üniversitemiz bünyesinde 2005 yılında kurulup, 2006<br />

yılında faaliyetine başlayan, Kısa adı “GÜLAR” olan Gül<br />

ve Gül Ürünleri Araştırma ve Uygulama Merkezi tarafından<br />

Ziraat Fakültesi Çiftçi Eğitim Merkezi’nin hemen yanı<br />

başında araştırma amaçlı olarak tesis edilen yaklaşık 4.000<br />

metrekare büyüklüğündeki Gül Bahçesi (Rosaryum) adeta<br />

pembeye boyandı. Rosaryum’da toplanan çiçekler, GÜ-<br />

LAR tarafından tasarlanan yeni nesil distilasyon cihazının<br />

performans değerlendirmesinde kullanılmak üzere damıtmaya<br />

gönderiliyor.<br />

Isparta gülü ile ilgili modern yetiştiricilik uygulamalarının<br />

ve gül ıslahı araştırmalarının yapılacağı Rosaryum<br />

ile ilgili olarak GÜLAR Müdürü Prof. Dr. Hasan Baydar<br />

şu bilgileri aktardı: “Merkezimizin başlıca kuruluş amacı;<br />

yağ gülü ve diğer uçucu yağ içeren aromatik bitkilerin tarımının<br />

ve endüstrisinin gelişmesine katkı sağlamak, klasik<br />

gül kokusundan farklı koku özelliklerine sahip yeni gül<br />

çeşitleri ıslah etmek ve gül yağı fabrikasyonunda randımanı<br />

artıracak yeni damıtma ve ekstraksiyon teknolojilerini<br />

geliştirmektir. Kısaca, GÜLAR ile Isparta gülünü daha<br />

pembe ve daha kokulu yapmaya çalışıyoruz. Bu kapsamda,<br />

yağ gülü araştırmalarının yürütüleceği Gül Bahçesi<br />

(Rosaryum) ile, yağ gülü gibi değerli aromatik bitkilerden<br />

lavanta için Lavandin Bahçesi, adaçayı için Sage Bahçesi<br />

tesis ettik. Rosaryum’da gül rengi olan pembe, Lavandin<br />

Bahçesi’nde lavanta rengi olan mavi ve Sage Bahçesi’nde<br />

adaçayı rengi olan viyole renkler hâkim olmaya başladı.<br />

Doğal parfüm kokusuna hasret kalan herkesi, bu açık parfüm<br />

(esans) bahçelerini ziyaret etmeye çağırıyorum.<br />

GÜLAR Müdürü Prof. Dr. Hasan Baydar: “Üniversitemiz,<br />

kurulduğu 1992 yılından beri tam 15 yıldır logosu<br />

Isparta gülü olan bayrağı dalgalandırmaktadır. GÜLAR<br />

olarak önümüzdeki yıldan itibaren, geleneksel olarak her<br />

yıl Mayıs ayının son haftasında ‘Gülümüzü Tanıyalım,<br />

Birlikte Damıtalım’ etkinlikleri düzenlemeyi planlıyoruz.<br />

Bu etkinlik çerçevesinde, hiç Isparta gülü ile tanışmamış<br />

veya Isparta gülünü sadece uzaktan görmüş olanlara,<br />

Rosaryum’da gül çiçekleri toplatacağız (en kısa zamanda<br />

en çok gül toplama yarışması) ve bu topladıkları gül çiçeklerini<br />

yine Rosaryum’da kuracağımız imbiklerde gül yağının<br />

nasıl damıtıldığını göstereceğiz. Konuklarımıza gül<br />

suyu, gül reçeli, gül şurubu, gül lokumu ve gül dondurması<br />

ikram edeceğiz. Gül ve gül ürünlerini sevdirmek için,<br />

önce onları tanıtmak, koklattırmak ve tattırmak gerekiyor”<br />

şeklinde düşüncelerini aktardı.<br />

Baydar, 9 Haziran 2007 tarihinde Büyük Isparta Otelinde<br />

düzenlenen ‘Gül ve Kozmetik Kongresi’ne “Güle<br />

Dayalı Kozmetik ve Parfümeri Sektöründe AR-GE’nin ve<br />

Markalaşmanın Önemi” konulu bir bildiri ile katıldı. Bildiri<br />

konuşmasında: “Her şeyden önce, başarı sınırının hayal<br />

sınırının ötesine geçemeyeceğinin idraki ile, büyük ve<br />

farklı hayaller kurma zamanı gelmiştir. Neden dünyanın<br />

en önemli gül yağı üretim üssü olan Isparta’da, Türkiye<br />

Cumhuriyetinin 100. kuruluş yıldönümüne denk gelen<br />

2023 yılında, gül ve gül ürünlerine dayalı kozmetik ve parfümeri<br />

ürünleri ihracatı 1 milyar doları aşmasın ve Isparta<br />

kozmetikte dünyanın en önemli cazibe merkezi olmasın.<br />

Bütün dünya çok iyi biliyor ki, Isparta gülü tarlada çok iyi<br />

üretiyor, fabrikada çok iyi damıtıyor, ancak onu bir türlü<br />

parfüm şişesine sokmayı başaramıyor. Üstelik Türkiye’de<br />

gül yağı katkılı parfüm ve kozmetik formülasyonları geliştirecek<br />

insan kaynakları da, gül yağını parfüm şişesine sokacak<br />

teknoloji de, yatırım yapacak sermeye de mevcutken.<br />

İşte, bütün sorunların ve tartışmaların kaynağı da burada<br />

yatıyor. Biz, mevcut işgücünü, teknolojiyi ve sermayeyi bir<br />

araya getirip buluşturmayı başaramıyoruz” dedi.


28 SDÜ Bülteni / Kasım 2007<br />

SDÜ Bülteni / Kasım 2007 29<br />

Kamp öğrencilerine Sertifika<br />

Ankara Gençlik Servisleri Merkezi (GSM) ve Süleyman<br />

<strong>Demirel</strong> Üniversitesi tarafından 7-19 Temmuz tarihleri arasında<br />

gerçekleştirilen “Gönüllü Gençlik Kampı” düzenlenen sertifika<br />

töreni ile sona erdi.<br />

SDÜ Kültür Merkezi’nde düzenlenen törene Rektör Prof.<br />

Dr. Metin Lütfi Baydar, Rektör Yardımcısı Prof. Dr. İsmail<br />

Karaca, Genel Sekreter Ahmet Tevfik Köse, 5 Koreli, 4 İspanyol,<br />

2 Japon, 2 Amerikan ve 1 Sırplı olmak üzere toplam 14 öğrenci<br />

katıldı.<br />

Rektör Prof. Dr. Metin Lütfi Baydar, kamp süresince yapılan<br />

çalışmalardan dolayı öğrencilere teşekkür ederek, sertifikalarını<br />

takdim etti.<br />

Sertifika töreni, hazırlanan kokteylle son buldu.<br />

Yıl Sonu Kokteyli<br />

Süleyman <strong>Demirel</strong> Üniversitesi Fen Edebiyat Fakültesi<br />

(FEF) bünyesinde kurulan “Fen ve Sosyal Bilimciler Derneği”,<br />

2006-2007 eğitim öğretim yılının sona ermesi nedeniyle bir<br />

kokteyl düzenledi.<br />

FEF Dekanlık katında gerçekleştirilen kokteyle Rektör Prof.<br />

Dr. Metin Lütfi Baydar, FEF Dekanı Prof. Dr. Nurten Özçelik,<br />

Ziraat Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Atilla Aşkın, Fen ve Sosyal<br />

Bilimciler Derneği Başkanı Yrd. Doç. Dr. Suat Kolukırık, bölüm<br />

başkanları ve çok sayıda öğretim üyesi katıldı.<br />

Kokteylde ilk olarak konuşan Dernek Başkanı Yrd. Doç.<br />

Dr. Suat Kolukırık, derneğin 1995 yılında SDÜ bünyesinde<br />

kurulduğunu belirterek, derneğin amaçlarından bahsetti.<br />

Kolukırık, “Şeffaf, bilimsel etkinlikleri destekleyici bir kurumsal<br />

dernek yapısı oluşturmak, derneğimizin öncelikli hedefidir. Bu<br />

bağlamda FEF bünyesinde çalışan akademisyenlerin bilimsel<br />

çalışmalarına destek vererek, SDÜ’nün bilimsel gelişmesini<br />

daha yüksek bir seviyeye çıkarmak istiyoruz. Dernek olarak<br />

bilimsel çalışmaların yanında sosyal etkinliklere de önem<br />

veriyoruz. Bugünkü kokteyl bunlardan birisidir. Fen Edebiyat<br />

Fakültesi olarak neşe üretmek istiyoruz. Çünkü; neşe üretmeyen<br />

toplumların bilgi üreteceğine inanmıyoruz. Bu yüzden her<br />

dönem sonunda bu tür etkinlikleri devam ettirmek istiyoruz.”<br />

SDÜ’de Gönüllü Gençlik Kampı<br />

Ankara Gençlik Servisleri Merkezi (GSM) ve Süleyman<br />

<strong>Demirel</strong> Üniversitesi tarafından organize edilen Gönüllü<br />

Gençlik Kampı SDÜ’de gerçekleştirildi.<br />

21 Temmuz’da sona eren kampa 5 Koreli, 4 İspanyol, 2<br />

Japon, 2 Amerikan ve 1 Sırplı olmak üzere toplam 14 öğrenci<br />

katıldı. Kamp Yöneticileri Tansu Pancar ve Orçun Orkan Özcan,<br />

kamp hakkında bilgi vererek şunları söylediler: “ Isparta’da<br />

gençlik kampının bu yıl beşincisini gerçekleştiriyoruz. Kamp<br />

öğrencilerine, Türk kültürünü, bulundukları yöreyi ve yöre<br />

dedi. Ardından konuşan FEF Dekanı Prof. Dr. Nurten Özçelik<br />

ise, “2006-2007 eğitim öğretim yılını başarıyla bitirdik. Bir<br />

yılın yorgunluğunu atmak amacıyla böyle bir organizasyon<br />

düzenledik. Umarım hepimiz için güzel bir gün olur.”diye<br />

konuştu.<br />

Konuşmaların ardından hazırlanan kokteyle geçildi.<br />

Kokteylde ayrıca, Fen Edebiyat Fakültesi Futbol Takım Kaptanı<br />

Yrd. Doç. Dr. Mehmet Gürdal, Bahar Şenlikleri’nde 1. Rektörlük<br />

Kupası Akademik ve İdari Personel Futbol Turnuvası Takım<br />

İkinciliğinden dolayı kazandıkları kupayı Dekan Prof. Dr.<br />

Nurten Özçelik’e takdim etti.<br />

halkını tanıtmak amacıyla böyle bir kamp düzenlendi. Öğrenciler<br />

SDÜ’de bulundukları süre içerisinde üniversitenin çeşitli<br />

yerlerinde çevre düzenlemesi yapacaklar. Boş zamanlarımızda<br />

ise Isparta’nın tarihi ve turistik yerlerini gezeceğiz. SDÜ’nün<br />

bize sağladığı olanaklar için, üniversite yönetimine çok teşekkür<br />

ediyoruz.” Kamp sonunda, öğrenciler yapmış oldukları<br />

çalışmalar neticesinde sertifika ile ödüllendirilecekler.<br />

Spor Bilimleri’ne girmek için yarıştılar<br />

Süleyman <strong>Demirel</strong> Üniversitesi<br />

Isparta Sağlık Yüksek Okulu (ISYO) Spor<br />

Bilimleri Bölümü tarafından düzenlenen<br />

özel yetenek sınavları başladı.<br />

293 erkek adayın, 73 bayan adayın<br />

başvurduğu Spor Bilimleri Bölümü’ne<br />

15 erkek, 15 bayan olmak üzere toplam<br />

30 kişi alınacak.<br />

Sınav sisteminin tamamen objektif bir<br />

şekilde yapıldığını belirten Spor Bilimleri<br />

Bölüm Başkanlığı yetkilileri sınav<br />

hakkında şunları söylediler: “Sınava<br />

giren öğrencilerimiz aynı ortamda ve<br />

eşit koşullarda yarışıyorlar. Sınavı, aynı<br />

zamanda bütün yarışmacılar kapalı devre<br />

sistemiyle takip edebiliyorlar. Bu sayede<br />

sınavımız objektif bir şekilde yapılmış<br />

oluyor. Yapmış olduğumuz sınavda<br />

başarılı olmak, tek başına yeterli olmuyor.<br />

Aynı zamanda Öğrenci Seçme Sınavı ve<br />

Ortaöğretim Başarı Puanı da önemli rol<br />

oynuyor. Değerlendirmede bunların<br />

hepsi göz önünde bulunduruluyor.”


30 SDÜ Bülteni / Kasım 2007<br />

SDÜ Bülteni / Kasım 2007 <strong>31</strong><br />

Süleyman <strong>Demirel</strong> Üniversitesi<br />

tarafından düzenlenen “Geleneksel 10.<br />

Bahar Şenliği” Cam Kafe önünde toplanan<br />

kortejin yürüyüşü ve SDÜ Rektörü Prof.<br />

Dr. Metin Lütfi Baydar’ın Atatürk Anıtı’na<br />

çelenk koyması ile başladı. Rektörlük<br />

binası önünde yapılan çelenk töreninden<br />

sonra Rektör Baydar şenlik alanında<br />

kurulan standları gezdi.


32 SDÜ Bülteni / Kasım 2007<br />

SDÜ Bülteni / Kasım 2007 33<br />

Acun Show<br />

Bahar Şenliklerinin ilk gününde Televizyon Sunucusu<br />

ve Yapımcısı Acun Ilıcalı “Acun Show” adlı gösterisiyle<br />

sevenleriyle buluştu. Ünlü televizyoncu meslek hayatı boyunca<br />

yaşadığı ilginç olayları görüntüler eşliğinde izleyenlerle<br />

paylaştı. SDÜ Kültür Merkezi’nde gerçekleştirilen gösteriye<br />

öğrenciler yoğun ilgi gösterdi.<br />

Funda Arar’dan Konser<br />

Geleneksel 10. Bahar Şenlikleri’nin son gününde Türk<br />

Pop Müziği’nin Ünlü Sanatçısı Funda Arar, SDÜ’de sahne<br />

aldı. Arar, Türk Pop müziğinin sevilen parçalarını söyleyerek,<br />

davetlilere unutulmaz bir gece yaşattı. İki gün süren şenlik<br />

boyunca animasyon gösterileri, yarışmalar, müzik dinletileri<br />

ve halk oyunları gösterileri yapıldı. Öğrenciler sınav öncesi<br />

stres atarak gönüllerince eğlendiler.<br />

Grup 84 Konseri<br />

SDÜ Bahar şenlikleri kapsamında Türk Rock Müziğinin<br />

önemli guruplarından olan “Grup 84’ ü” ağırladı. Şenlik<br />

alanında düzenlenen konsere öğrenciler yoğun ilgi gösterdi.<br />

Gençlerin doyasıya eğlendiği konser sonunda Isparta Sağlık<br />

Yüksek Okulu Müdürü Prof. Dr. Necat İmirzalıoğlu, Grup 84’e<br />

teşekkür plaketi sundu.


34 SDÜ Bülteni / Kasım 2007<br />

SDÜ Bülteni / Kasım 2007 35<br />

Promosyon ihalesi<br />

Süleyman <strong>Demirel</strong> Üniversitesi çalışanlarını kapsayan<br />

promosyon ihalesi yapıldı.<br />

SDÜ Orman Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Cahit Balabanlı<br />

başkanlığında yapılan ihaleye komisyon üyeleri Tıp Fakültesi<br />

Öğretim Üyesi Doç. Dr. Erol Eroğlu, Türk Eğitim-Sen Sendika<br />

Temsilcisi Yrd. Doç. Dr. Şemsettin Kılınçarslan ve banka<br />

temsilcileri katıldı.<br />

Türkiye İş Bankası A.Ş, Türk Ekonomi Bankası, Türkiye<br />

Vakıflar Bankası T.A.O, Yapı ve Kredi Bankası A.Ş ile Türkiye<br />

Garanti Bankası A.Ş arasında yapılan ihale 2 milyon 500 bin<br />

Isparta’da Doğa Eğitimi (IDE) Projesi’nin Eylül Dönemi<br />

Eğitimi tamamlandı.<br />

TÜBİTAK tarafından desteklenen ve başta SDÜ Orman<br />

Fakültesi olmak üzere farklı bölümlerin katkılarıyla yürüyen<br />

Proje kapsamında, Isparta’nın Kovada, Gölcük ve Yazılıkanyon<br />

gibi korunan doğal alanlarına gezi düzenlendi.<br />

SDÜ Orman Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. İdris<br />

Süleyman <strong>Demirel</strong> Üniversitesi Mühendislik-Mimarlık<br />

Fakültesi Elektronik Haberleşme Mühendisliği tarafından Türk<br />

Mühendis ve Mimar Odaları Birliği (TMMOB) temsilcilerinin<br />

katılımıyla “Elektrik Mühendisleri Odası (EMO) 4. Öğrenci<br />

Kurultayı” düzenlendi.<br />

SDÜ Ziraat Fakültesi Hafız İbrahim Demiralay Amfisi’nde<br />

gerçekleştirilen kurultaya, Elektronik Haberleşme Mühendisliği<br />

Elektronik Bölümü Bölüm Başkanı Prof. Dr. Mustafa Merdan,<br />

Bölüm Başkan Yardımcısı Yrd. Doç. Dr. Adnan Kaya, TMMOB<br />

Danışmanı ve Mühendislik Değerlendirme Kurulu Temsilcisi<br />

Orhan Örücü çok sayıda öğretim üyesi ve öğrenciler katıldı.<br />

Konferansa konuşmacı olarak katılan TMMOB Danışmanı<br />

Orhan Örücü, mühendislik mesleğinin tanımını yaparak,<br />

“Mühendislik eğitim, deneyim ve uygulama ile edinilen<br />

matematik bilgilerinin insanlık yararına yanıt vermek üzere<br />

yöntemler geliştirme uğraşısıdır. Bizim mesleğimizde deneyim<br />

çok önemlidir. Okulunuzdan mezun olduğunuzda bir çok bilgi<br />

sahibi olmuş durumda olacaksınız fakat, o bilgilerin nerede<br />

kullanılacağını bilmek önemlidir. Her meslekte olduğu gibi<br />

mühendislikte de usta çırak ilişkisi vardır. Bilişim teknolojilerin<br />

hızla gelişmesi sonucu bilginin yarı ömrü çok kısaldı.<br />

Dolayısıyla mühendislikte yaşam boyu süre gelen bir eğitim<br />

vardır. Günlük yaşamı derinden etkileyen son 25 teknoloji<br />

buluşunun tamamen bilgisayar, elektrik ve elektronik temelli<br />

olduğunu da hesaba katarsak, mesleğinizin ne kadar güncel<br />

olduğunu görmek mümkün. Zaten üniversite sınavı sonrası<br />

yapılan tercihlerde en çok tercih edilen bölümlerde elektronik,<br />

bilgisayar ve elektrik mühendisliğidir.” dedi.<br />

Örücü TMMOB’den bahsederek, “Türkiye’de artık her<br />

meslek bir araya gelerek oda, dernek ve birlikler oluşturuyor.<br />

1954’te kurulan TMMOB’de bunlardan biri. Birlik olarak<br />

mesleği temel alarak faaliyet yürütüyoruz. Birliğimiz içinde her<br />

mühendislik alanının odası bulunmaktadır. Bizler mühendis<br />

olarak bilim ve teknolojiyi insanlarla buluşturduğumuzun<br />

bilincindeyiz. Ülkemizde şu an elektrik, elektronik, elektronik<br />

haberleşme ve bilgisayar mühendisliklerinde öğrenim gören<br />

YTL taban fiyatla başladı. İhale 10 tur devam etti. Onuncu<br />

turda bütün bankalar çekilirken son turda 3 milyon 830 bin YTL<br />

teklif veren Yapı ve Kredi Bankası SDÜ’nün maaş promosyon<br />

ihalesini kazandı. Maaş ve ücretler 1 Ekim’den itibaren Yapı<br />

ve Kredi Bankası’ndan ödenmeye başlanacak. Promosyon<br />

ihalesinin 3 yıllık dönemi kapsadığı belirtildi.<br />

SDÜ Rektörü Prof. Dr. Metin Lütfi Baydar, promosyon<br />

bedelinin tamamının 6 aylık dilimler halinde SDÜ çalışanlarına<br />

dağıtılacağını açıkladı.<br />

IDE Eylül Dönemi Eğitimi Tamamladı<br />

nin<br />

Oğurlu başkanlığında yürütülen Doğa eğitimlerine katılım<br />

ücretsiz olup, katılanların Isparta il sınırları dahilindeki<br />

bütün masrafları (konaklama-yemek-eğitim-ulaşım) Projeden<br />

karşılanacak. Eğitim sonunda katılımcılardan başarılı olanlara<br />

“Doğa Eğitimi Sertifikası” verilecek. Eğitimler 2008 Şubat ve<br />

Mayıs aylarında yapılacak.<br />

EMO 4. Öğrenci Kurultayı SDÜ’de düzenlendi<br />

yaklaşık 21 bin öğrenci ve bu dallarda eğitim veren yaklaşık<br />

bin öğretim üyesi bulunmaktadır. Aşağı yukarı 20 öğrenciye bir<br />

hoca düşmektedir ve bu iyi bir ortalamadır. Diploma almanın<br />

artık yeterli olmadığına ve üniversite adının değil sahip olunan<br />

meslek bilgisinin önemli olduğuna dikkat çeken Örücü, “Oda<br />

olarak üniversite adını tercih sebebi öngörerek iş ilanı veren<br />

firmalara karşıyız. Hatta bu firmaları mahkemeye veriyoruz.”<br />

diye konuştu.<br />

Orhan Örücü<br />

SDÜ’de “KERKÜK 2007” Paneli<br />

Süleyman <strong>Demirel</strong> Üniversitesi (SDÜ) Rektörlüğü ve Ankara<br />

Global Strateji Enstitüsü tarafından “Kerkük 2007” konulu<br />

bir panel düzenlendi.<br />

SDÜ Kültür Merkezi’nde gerçekleştirilen panele Vali Şemsettin<br />

Uzun, SDÜ Rektörü Prof. Dr. Metin Lütfi Baydar, SDÜ<br />

Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Vecihi Kırdemir, Fen-Edebiyat Fakültesi<br />

Dekanı Prof. Dr. Nurten Özçelik, çok sayıda öğretim<br />

üyesi ve öğrenci katıldı.<br />

Panelde ilk olarak konuşan Doç. Dr. Süleyman Seydi,<br />

Kerkük’ün Türk Şehri olduğunu belirterek, “Coğrafyamıza<br />

baktığımız zaman çok zengin olduğumuzu görüyoruz. Irak’ta<br />

aynı ırktan olduğumuz insanlar var. Devletimizin politikaları<br />

sınırlarımız içine hapsoldu. Bugün baktığımız zaman bütün<br />

büyük güçler bizi şehir şehir not alıyor. Biz Irak’ta Türkmen<br />

olduğunu biliyoruz ama tarihe not düşmüyoruz. Bugün Musul<br />

ve Kerkük gibi çok önemli kaynaklarının bulunduğu noktalarda<br />

yaklaşık 3 milyon Türkmen var. Irak, Ortadoğu’nun<br />

kalbi olarak kabul ediliyor. Ortadoğu’da söz sahibi olamayan<br />

gücün küreselleşme iddiası olamaz. Bu yüzden Ortadoğu’yu<br />

parçalara ayırıyor ve Türkmen’leri yok sayıyorlar.” diye konuştu.<br />

Daha sonra konuşan Kerkük doğumlu Avukat Habib<br />

Hürmüzlü, “ Sizlere Irak Türk’lerinin kucak dolusu selamlarını<br />

getirdim. Orası Türk kokan bir ülkedir. Kerkük, Türkmen’lerin<br />

merkezidir. Dünya petrol rezervlerinin yüzde 6’sını, Irak petrol<br />

rezervlerinin yüzde 40’ını topraklarında barındıran bir kültür<br />

şehridir. Şu anda Kerkük’te, Bağdat’ta 40 derece sıcaklık altında<br />

elektrik ve su yok. Her gün bombalar patlıyor. Türkmen’ler<br />

tehdit ediliyor. Arkeoloji müzeleri, nüfus daireleri, Türkmen<br />

şehitlerin mezarları tahrip edildi. Kurulan gizli ceza evlerinde<br />

yüzlerce Türkmen yargısız yatıyor. Değerli öğretim görevlileri<br />

öldürüldü. Türkmenlere ait binalar, topraklar işgal edildi. Bu<br />

bölgeyi Kürt bölgesi yapmayı çalışıyorlar. İddia edildiği gibi<br />

Kerkük bir Kürt Şehri olsaydı bu belgeleri, bu değerleri gözleri<br />

gibi korumaları gerekirdi Örneğin; Telafer 400 bin nüfuslu bir<br />

Türk şehridir. Bu şehri de bombaladılar, insanları öldürdüler.<br />

Hayalet bir şehre döndürdüler. Telafer, dağalırsa Türkiye’nin<br />

Türkmen bölgesiyle sınırı kalmayacak, Ovacık kapısını açılması<br />

önemini yitirecek. Dolayısıyla Türkmen’lerin varlığı tehdit altındadır.<br />

Türkiye ABD’yi ikna etmeye mecburdur.” dedi. Sözü<br />

alan konuşmacı Doç. Dr. Celalettin Yavuz, Irak’ın çok kötü bir<br />

durumda olduğunu belirterek şunları söyledi: “ Irak bitmiş durumda,<br />

petrol fiyatları arttı, alt yapı kalmadı. Irak’ın bedensel<br />

ve beyinsel olarak kalkınmasını sağlayan 4 buçuk milyon insan<br />

ülkeden ayrıldı. Türkiye mutlaka bir Kerkük Özel Komisyonu<br />

kurmalıdır. Birleşmiş Milletlerin (BM) kabul etmiş olduğu<br />

bir yığın insan hakları hukuku var. Hukuki yollara ve BM’ye<br />

başvurulmalı.” Oturum başkanı Prof. Dr. Bayram Kodaman<br />

dünyada güçlü olanın kanunlarının geçerli olduğunu belirterek,<br />

“Petrol sanayileşmiş ülkelerin kanıdır. Kerkük’te petrol ve<br />

ekonomik savaş söz konusudur. Kerkük’teki ve Telafer’deki<br />

Türklerle ilişkilerimiz kesilirse Türkiye inanılmaz bir saygınlık<br />

kaybedecektir. Küreselleşme diyorlar Türkiye’yi kendi içinde<br />

bölmeye çalışıyorlar.” dedi.<br />

Panel sonunda Global Strateji Enstitüsü Koordinatörü Mustafa<br />

<strong>Bilgi</strong>n’e SDÜ Rektörü Prof. Dr. Metin Lütfi Baydar seramik<br />

Atatürk Heykeli takdim etti. <strong>Bilgi</strong>n ise Baydar’a bir Teşekkür<br />

Plaketi sundu.


36<br />

SDÜ Bülteni / Kasım 2007<br />

SDÜ Bülteni / Kasım 2007 37<br />

ISYO’dan Panel<br />

Süleyman <strong>Demirel</strong> Üniversitesi Isparta Sağlık Yüksekokulu (ISYO) tarafından<br />

12-18 Mayıs Hemşirelik Haftası etkinlikleri çerçevesinde “Sağlıkta Dönüşüm: Aile<br />

Hekimliği Uygulaması ve Hemşireliğin Rolü” konulu bir panel düzenledi.<br />

Rektör Baydar’dan<br />

Basın Toplantısı<br />

SDÜ Kültür Merkezi’nde düzenlenen panele İl Sağlık<br />

Müdür Yardımcıları Dr. Birsen Gökçe, Dr. Erhan Aslan,<br />

öğretim üyeleri ve çok sayıda davetli katıldı.<br />

Oturum başkanlığını ISYO Öğretim Üyesi Yrd.<br />

Doç. Dr. Sıtkı Orak’ın yaptığı panelde ilk olarak<br />

ISYO’da İntörn hemşire olan Sevgi Özcan konuştu.<br />

Özcan, Hemşirelik mesleğinin öneminden bahsederek,<br />

“Hemşirelik profesyonel bir meslektir. Gelişmiş ülkelerde<br />

meslekleşme sürecini tamamladığı halde ücret yetersizliği,<br />

görev yetki ve sorumluluklarının belli olmaması, risk<br />

fazlalığı, meslekte ilerleyememe gibi nedenlerden dolayı<br />

ülkemizde kabul görmesi kolay olmamıştır. Bunun<br />

sonucunda toplum kaliteli hemşirelik bakımı alamamakta,<br />

sağlık hedeflerine ulaşmada hemşirelik potansiyeli<br />

değerlendirilememektedir.” dedi. Daha sonra konuşmasını<br />

yapmak üzere söz alan İl Sağlık Müdür Yardımcısı ve<br />

Aile Hekimliği Yetkilisi Dr. Erhan Aslan aile hekimliğinin<br />

tanımından, sağlıkta dönüşüm programından bahsetti.<br />

Aslan, “Aile hekimliği kendi eğitim içeriği nedeniyle<br />

araştırma ve kanıta dayalı bir klinik hizmetidir. Genel<br />

pratisyenlerle eş anlamlıdır. Peki neden bu yapıya gerek<br />

duyulmuştur Sağlık hizmetlerinin karmaşık oluşu,<br />

yüksek ve pahalı sağlık hizmetlerinin olmasından dolayı<br />

bu sistem tercih edilmiştir. Zaman ve işgücü kaybını<br />

önlemede önemli bir yere sahiptir.” diye konuştu.<br />

Konuşmasını yapmak üzere söz alan SDÜ Tıp Fakültesi<br />

Anabilim Dalı öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Kurtuluş<br />

Öngel, aile hekimliği modeli ile aile hekimliği sisteminin<br />

birbirinden çok farklı şeyler olduğunu ifade ederek bu<br />

kavramların nasıl algılanması gerektiği üzerinde durdu.<br />

Öngel, “Aile Hekimliği modeli bir tıp disiplinidir. Aile<br />

hekimliği sistemi ise finansman yani uygulama modelidir.<br />

İkisinin birbirinden ayırt edilmesi gerekir. Aile hekimliği her<br />

ne kadar yeni bir kavram gibi gözükse de aslında literatüre<br />

baktığımız zaman tarihçesi 1981 yılına kadar gidiyor.<br />

Bugün aile hekimliği sağlık sisteminin güvencelerinden<br />

biridir.” şeklinde konuştu. Panel konuşmacılarından<br />

ISYO Müdür Yardımcısı Yrd. Doç. Dr. Sevgi Gökdereli,<br />

6283 sayılı hemşirelik kanunun yararlarından ve aksayan<br />

yönlerinden bahsetti. Oturumun son konuşmacısı Oturum<br />

Başkanı ISYO Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Sıtkı Orak<br />

da konuşmasında aile hekimliğini ilk olarak uygulayan<br />

illerden birinin Isparta olduğunu belirterek, hemşirelik<br />

mesleğinin doğuşu ve aile hekimliğinde hemşire ve ebelerin<br />

yeni yasayla birlikte kazandıkları haklara değindi.<br />

Panelde ayrıca ISYO Hemşirelik Bölümü Öğrencisi<br />

Merve Dölek şiir okurken, Grup Keyfi Bahane ise<br />

davetlilere müzik dinletisi sundu.<br />

Panelin sonunda oturumda konuşan konuklara plaket<br />

ve çiçek takdim edildi.<br />

Süleyman <strong>Demirel</strong> Üniversitesi (SDÜ) Rektörü Prof.<br />

Dr. Metin Lütfi Baydar, makamında bir basın toplantısı<br />

düzenleyerek, Prof. Dr. Hasan Gürbüz <strong>Bilgi</strong> Merkezi ve Spor<br />

Salonu ile ilgili çalışmalar hakkında bilgi verdi.<br />

2 Dev Tesisin Açılışı Eylül’de Yapılacak<br />

Rektör Baydar, yapımı geçtiğimiz ay tamamlanan ve halen<br />

hizmet veren Prof. Dr. Hasan Gürbüz <strong>Bilgi</strong> Merkezi hakkında<br />

bilgi vererek, “<strong>Bilgi</strong> Merkezimiz geleneksel kütüphane<br />

hizmetlerini en son teknolojik gelişmeler ile destekleyen bir<br />

merkez konumunda olup, kullanıcıların bilgi ihtiyaçlarını<br />

kısa sürede maksimum düzeyde karşılayarak, eğitim-öğretim<br />

faaliyetlerinin ve bilimsel araştırma-geliştirme çalışmalarının<br />

alt yapısını oluşturmayı amaçlamaktadır. 4 katlı olarak inşa<br />

edilen <strong>Bilgi</strong> Merkezi, 8 bin metrekarelik kullanım alanı, 950<br />

oturma kapasitesi ve 8’i kütüphaneci olan toplam 23 personeli<br />

ile günün 24 saatinde öğrencilere ve tüm araştırmacılara<br />

hizmet vermektedir.”dedi. Rektör Baydar, <strong>Bilgi</strong> Merkezi’nin<br />

inşaat, tefriş ve donanımı ile birlikte yaklaşık 6 milyon YTL’ye<br />

malolduğunu söyleyerek, “Merkezimiz Doğu Kampüsü’nde<br />

bulunmaktadır. <strong>Bilgi</strong> Merkezi 70 bin basılı kitap, 40 bin<br />

elektronik kitap, bin <strong>31</strong>0 süreli yayın, 25 bin elektronik dergi,<br />

2 bin CD-DVD ve bilimsel araştırmalar için temel oluşturan <strong>31</strong><br />

online veritabanına sahiptir. <strong>Bilgi</strong> Merkezi’nde bulunan bütün<br />

yayınlar OPAC (Online Public Access Catalog) üzerinden<br />

taranabilmektedir. Katalog tarama http:/kutuphane.sdu.edu.tr<br />

adresinden yapılabilir. Ödünç kitap verme, multimedya grup<br />

odaları, konferans salonu, fotokopi ve yazıcı hizmetlerinin de<br />

verildiği <strong>Bilgi</strong> Merkezi’nde ayrıca çalışma salonları ve bir de<br />

cilt atölyesi bulunmaktadır.”diye konuştu.<br />

En Büyük Spor Salonu SDÜ’de<br />

Rektör Baydar, inşaat çalışmalarında son aşamaya gelinen<br />

Spor Salonu’nu hakkında bilgi vererek şunları söyledi:<br />

“SDÜ’nün Doğu Kampüsü’nde 16 bin 798 metrekarelik<br />

alanda yapımı halen sürdürülen 2 bin 500 kişi kapasiteli dev<br />

bir spor salonu yer almaktadır. Tesis için bugüne kadar 8.5<br />

milyon YTL harcandı. Ağustos ayında tamamlanacak tesis<br />

yaklaşık 10 milyon YTL’ye malolacaktır. Türkiye’nin sayılı<br />

spor tesisleri arasında yer alan merkezde 500 kişilik otopark,<br />

oyun ve antrenman salonları, aletle jimnastik squaş salonları,<br />

sauna, derslikler, alış-veriş merkezleri, berber, kuaför ve diğer<br />

sosyal üniteler bulunmaktadır. Sadece bir spor salonu değil,<br />

aynı zamanda bir eğitim merkezi olarak hizmet verecek olan<br />

tesis Eylül ayı içerisinde açılacaktır. Kuruluşunun 15. yılını<br />

kutlayan ancak 30 yıllık bir geçmişe sahip olan SDÜ, hizmete<br />

girecek bu iki dev tesisi ile dünya üniversitesi olma yolunda<br />

bir üst basamağa daha yükselecektir.”<br />

Toplantının ardından Rektör Baydar, basın mensuplarıyla<br />

beraber tesisleri gezerek çalışmalar hakkında bilgi verdi.


38<br />

SDÜ Bülteni / Kasım 2007<br />

SDÜ Hastanelerinde tedavi olmak artık daha kolay<br />

Devlet Hastanelerinden şimdiye kadar sevk alarak<br />

üniversite hastanelerine başvuran Sosyal Sigortalar Kurumu<br />

(SSK) mensubu hastalar sevk almadan ve ücretli olarak<br />

Sağlık hizmetlerinden yararlanan Bağ-Kur mensubu hastalar<br />

başvurmaları halinde Süleyman <strong>Demirel</strong> Üniversitesi Araştırma<br />

ve Uygulama Hastanesi’nden ücretsiz yararlanabilecekler.<br />

Konuyla ilgili basın toplantısı düzenleyen SDÜ Araştırma<br />

ve Uygulama Hastanesi Başhekimi Prof. Dr. Namık<br />

Delibaş, yapılan düzenlemeyle insanların işlerinin daha da<br />

kolaylaşacağını belirterek, “Sosyal Güvenlik Kurumu Sağlık<br />

Uygulama Tebliği 15 Haziran 2007 tarihinde yürürlüğe girdi.<br />

Bu tebliğle, sağlık yardımları Sosyal Güvenlik Kurumunca<br />

karşılanan ve kapsam maddesinde tanımlanan kişilerin, sağlık<br />

kurum ve kuruluşlarında yapılan tedavilerine ait ücretler ile<br />

tedavi yardımlarının verilmesine ilişkin esas ve usuller tespit<br />

edildi. Bu bağlamda hastanemizden, 506 Sayılı Sosyal Sigortalar<br />

Kanunu’na göre, iş kazaları ve meslek hastalıkları ile hastalık<br />

ve analık sigortası sağlık yardımından yararlandırılanlar, 2925<br />

Sayılı Tarım İşçileri Sosyal Sigortalar Kanunu’na göre, iş kazası<br />

meslek hastalığı, hastalık sigortası sağlık yardımlarından<br />

yararlandırılanlar, 4447 Sayılı İşsizlik Sigortası Kanunu<br />

kapsamında işsizlik ödeneği alan, hastalık ve analık sigortası<br />

sağlık yardımlarından yararlandırılan sigortalılar ile bakmakla<br />

yükümlü olduğu kişiler, 4046 sayılı Özelleştirme Uygulamaları<br />

hakkında kanun kapsamında iş kaybı tazminatı alan, hastalık<br />

ve analık sigortası sağlık yardımlarından yararlandırılan<br />

sigortalılar ile bakmakla yükümlü olduğu kişiler ve diğer<br />

ülkelerle yapılan sosyal güvenlik sözleşmeleri kapsamında<br />

yer alan yurtdışı sigortalısı ile bunların bakmakla yükümlü<br />

olduğu kişiler ve1479 sayılı Esnaf ve Sanatkârlar ( Bağ-Kur ),<br />

2926 Tarımda Kendi Adına ve Hesabına Çalışanlar, Bağ-Kur<br />

Sağlık Sigortası Yardımlarından faydalananlar, 5434 sayılı T.C<br />

Emekli Sandığı Kanunu, Emekli ve Malullük Aylığı Bağlanmış<br />

Olanlarla Bunların Kanunen Bakmakla Yükümlü Bulundukları<br />

Aile Fertleri, Dul ve Yetim Aylığı Alanlar yararlanabilecekler.”<br />

dedi.<br />

Hastalardan tedavileri esnasında ek bir ücretin<br />

alınmayacağını açıklayan Başhekim Delibaş, “Yıllardır<br />

insanların üniversite hastanelerinden sağlık hizmeti alma<br />

yönündeki engelleri bu düzenlemeyle ortadan kalkmış<br />

oldu. Üniversite hastanelerinin, diğer hastanelere göre daha<br />

fazla ücret aldığı yönünde halkımızda yanlış bir izlenim var.<br />

Fiyatlandırmamız sabittir. Devlet hastanelerinden alınan<br />

ücretin aynısı, hastalarımızdan alınacaktır. Hastalarımız için<br />

büyük bir rahatlık ve kolaylık olacak. Gerekirse hastanemizin<br />

eleman sayısı arttırılıp mesai saatleri daha geniş tutulacak.<br />

Böylece, varolan kalite düşürülmeden insanlarımızın ihtiyaçları<br />

karşılanacak.” diye konuştu.<br />

Felsefe Kulübü öğrencileri<br />

TUFOB’a katıldı<br />

02-05 Mayıs tarihleri arasında Türkiye Felsefe Öğrencileri<br />

Birliği’nin (TÜFOB) 7.sini düzenlemiş olduğu ve Ege<br />

Üniversitesi’nin ev sahipliğini üstlendiği “Gelenek ve Modernleşme”<br />

başlıklı sempozyuma Süleyman <strong>Demirel</strong> Üniversitesi<br />

Felsefe Kulübü öğrencilerinden 15’i bildirili toplam 48 kişi katıldı.<br />

Türkiye’nin bütün felsefe bölümlerinin katılımına açık olan<br />

sempozyumda, en fazla bildirili katılım SDÜ Felsefe Kulübü tarafından<br />

gerçekleştirildi. Bunun sonucu olarak sempozyumun<br />

kapanış konuşmasını SDÜ Felsefe Kulübü Başkanı Halil İbrahim<br />

Taş yaptı.<br />

SDÜ Bülteni / Kasım 2007 39<br />

Endoskopik Ultrasonografi Cihazı hizmete girdi<br />

Süleyman <strong>Demirel</strong> Üniversitesi Araştırma ve Uygulama<br />

Hastanesi Dahiliye Bölümü’nde sindirim sistemi kanserlerini<br />

tespit etmede kullanılan Endoskopik Ultrasonografi cihazı hizmete<br />

girdi. Devlet Planlama Teşkilatı (DPT) tarafından desteklenen<br />

ve sindirim sistemi kanserlerine erken devrede tanı koymayı<br />

amaçlayan proje ile ilgili çalışmaları, Japonya’da eğitim<br />

görmüş ve bu konuda uluslararası yayınları olan Prof. Dr. Yıldıran<br />

Songür yürütüyor. Hizmete giren Endoskopik Ultrasonografi<br />

cihazının, bölgede sadece SDÜ Tıp Fakültesi Hastanesi’nde<br />

mevcut olduğunu söyleyen Songür, “Proje kapsamında, sindirim<br />

sistemi kanseri açısından riskli bulunan hastalara, ülkemizde<br />

çok az merkezde uygulanan kromoendoskopi (endoskopik<br />

boyama) ve endoskopik ultrasonografi muayeneleri yapılarak<br />

yemek borusu, mide, pankreas ve safra yolları kanserlerinin erken<br />

devrede tanınması sağlanıyor. Endoskopik ultrasonografi<br />

ile sindirim sistemindeki tümörler, hem endoskopik olarak ekranda<br />

incelenmekte, aynı zamanda tümörün sindirim sistemi<br />

duvarındaki derinlemesine yayılımı da ultrasonografik olarak<br />

görülebilmektedir. Ayrıca bilgisayarlı tomografi ve MR’ın yetersiz<br />

kaldığı, bazı hastalıkların teşhisinde çok yararlı olmaktadır.<br />

Çünkü lezyon çok yakından görülerek gerekirse biopsi alınabilmekte<br />

ve teşhisi güç olan kanserlerin tanınması mümkün<br />

olmaktadır.”dedi. Songür, alınan cihazın maliyetinin yaklaşık<br />

500 bin YTL olduğunu ifade etti.<br />

Müşfik Kenter’den söyleşi<br />

Süleyman <strong>Demirel</strong> Üniversitesi (SDÜ) Tiyatro Kulübü<br />

tarafından düzenlenen 4. Tiyatro Festivali’nin ilk gününde<br />

Ünlü Tiyatrocu Doç. Dr. Müşfik Kenter’in katılımıyla bir söyleşi<br />

gerçekleştirildi.<br />

SDÜ Kültür Merkezi’nde düzenlenen söyleşiye Rektör<br />

Yardımcıları Prof. Dr. Vecihi Kırdemir, Prof. Dr. İsmail Karaca,<br />

öğretim üyeleri ve çok sayıda öğrenci katıldı.<br />

Söyleşide konuşan Ünlü Tiyatrocu Doç. Dr. Müşfik Kenter<br />

oyunculuğun tanımını yaparak, oyuncunun yapması gereken<br />

tek şeyin oyundaki insanı ön plana çıkarmak olduğunu<br />

söyledi. Kenter, “Oyuncu rolün ne anlatmak istediğini karşı<br />

tarafa vermelidir. Burada vurgulamak istediğim birini taklit<br />

etmek değildir. İnsan, içindeki kimliği ön plana çıkarmalıdır.<br />

İster okullu, ister alaylı olsun rolü karşı tarafa en güzel<br />

aktaran kişi bence en iyi oyuncudur. Ne mektep mezunları<br />

gördüm oyunculuk adına hiçbir şey bilmiyorlar.”dedi. Tiyatro<br />

ve sinema arasındaki farklara değinen Kenter, her iki sanat<br />

dalında da gerçek oyuncuların oynaması gerektiğini ifade<br />

ederek konuşmasına şöyle devam etti: “Tiyatroda oynamak çok<br />

başka bir duygudur, çünkü insanlarla göz göze gelme imkanı<br />

buluyorsunuz. En küçük yanlış, sizin yüz ifadenize yansıyor. Bu<br />

da daha dikkatli olmanıza neden oluyor. Televizyonda tiyatro<br />

göstermenin bir anlamı olduğuna da inanmıyorum. Şahsen<br />

bu durum benim hoşuma gitmiyor. Böyle bir şey yapılacaksa<br />

o zaman tiyatroya gitmenin de bir anlamı kalmıyor. Yapılan<br />

araştırmalara göre, dünyada kömür madeninde çalışmakla<br />

tiyatro yapmak aynı zorluk derecesindeymiş. Çünkü, ikisi de<br />

ağır işçilik sınıfına giriyor.”<br />

52 yıldır tiyatroyla uğraşan biri olarak oyunculuğun nasıl<br />

algılanması gerektiğini vurgulayan Kenter, “Oyuncu için<br />

bütün roller kutsaldır. Hepsini de severek oynamalıyız. Bir<br />

kişi de izlemeye gelse sahneye çıkmalısınız. Tiyatrolarda çöküş<br />

olduğu yönünde söylentiler çıkıyor. Böyle bir şey kesinlikle<br />

yok. Türk tiyatrosu Türk seyircisinin önünde gidiyor.” diye<br />

konuştu. Öğrencilerden gelen soruları cevaplandıran Kenter,<br />

Orhan Veli Kanık’ın beğenilen şiirlerinden de seslendirdi.<br />

Söyleşinin sonunda Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Vecihi<br />

Kırdemir, Kenter’e çiçek, gül sepeti ve plaket takdim etti.


40<br />

SDÜ Bülteni / Kasım 2007<br />

“Köy Enstitülerindeki Eğitim Modeli” konulu söyleşi<br />

Süleyman <strong>Demirel</strong> Üniversitesi (SDÜ) Eğitim Bilimleri Kulübü tarafından doktora<br />

öğrencilerine yönelik “Köy Enstitülerindeki Eğitim Modeli” konulu bir söyleşi<br />

düzenlendi.<br />

Teknik Eğitim Fakültesi (TEF) Konferans Salonu’nda<br />

gerçekleştirilen söyleşiye TEF Dekan Yardımcıları Doç. Dr.<br />

Celalettin Başyiğit, Doç. Dr. Serdal Terzi , öğretim üyeleri<br />

ve doktora öğrencileri katıldı.<br />

Söyleşide ilk olarak konuşan Gönen Köy Enstitüsü mezunu<br />

Emekli Öğretmen Necati Kıyak, Köy Enstitüleri’nin<br />

kuruluş amaçları ve çalışma sistemleri hakkında dinleyicilere<br />

bilgi aktardı. Kıyak, “Köy Enstitüleri klasik okullar<br />

değillerdi. O zamanki yurdun içinde bulunduğu sıkıntılar<br />

doğrultusunda, ihtiyaçlara yönelik kurulan okullardı.<br />

Türkiye’nin nüfusu 12 milyondu. Nüfusun yüzde 85’i<br />

köylerde, yüzde 15’i şehirlerde yaşıyordu. Okuma yazma<br />

bilmeyen kişiler nüfusun yüzde 90’ını oluşturuyordu.<br />

Köylerde yaşayanların neredeyse tamamı okuma yazma<br />

bilmiyordu. İşte bu sebeple köylerde eğitim verilmesi<br />

amacıyla 17 Nisan 1940 tarihinde 426 milletvekilinin 278<br />

kabul oyuyla Köy Enstitüleri kuruldu. Bugün eğitimde yaşanan<br />

sorunların temel nedeni, eğitime zamanında önem<br />

verilmemesinden kaynaklanıyor. Öğretmenlik mesleğini<br />

yapacak arkadaşların genel kültürü geniş, alan ve meslek<br />

bilgisi yüksek ve Türkçe’leri iyi olmalıdır. Bunlardan bir<br />

tanesi eksik olursa iyi öğretmen olunması söz konusu olamaz.”<br />

diye konuştu.<br />

Ardından söz alan Aydın Ortaklar Köy Enstitüsü mezunu<br />

Emekli Öğretmen Mustafa Demir, “Köy Enstitüleri<br />

1940’ta kuruldu 1952 yılında yok edildi. Aradan 55 yılın<br />

geçmiş olmasına rağmen Köy Enstitüleri’nin konuşuluyor<br />

ve üniversitelerde araştırılıyor olması; mezunları olan<br />

bizler için gurur sebebidir. Ben Köy Enstitüleri’nin son<br />

mezunlarındanım. Köy Enstitüsünde okuyan öğrencilerin<br />

hepsi köy çocuğuydu. Köyün olumsuzluklarını, sorunlarını<br />

ve ihtiyaçlarını bilen çocuklardı. Köy Enstitüleri’nde<br />

öğretim sisteminin uygulanabilirliği vardı. Günde 8 saat<br />

olmak üzere haftada 40 saat eğitim veriliyordu. Bu 8 saatten<br />

dördü kültür, dördü ise pratik çalışmaydı. Pratik çalışmadan<br />

kastım marangozluk, tarım, vb. yan sanatlardı ve<br />

belli bir süre sonra dalları değişirdik. Böylece herkes her<br />

konuda beceri sahibi olurdu.<br />

Öğretmen köyüne döndüğünde eli kalem tutmalıydı,<br />

ama çekiçte keserde orakta tutmalıydı. Her türlü sorun<br />

karşısında çözüm üretebilmeliydik. Ben işe başladığımda,<br />

köyümüzde ülkenin her yerinde olduğu gibi tahta tebeşir<br />

hiçbir şey yoktu. Tebeşiri, duvara sürülen kireçten yaptık.<br />

Eğer bugün 21 ışık söndürülmemiş olsaydı, diğer ülkeler<br />

Türkiye’den bahsederken az gelişmiş yada gelişmekte<br />

olan gibi terimleri ülkemiz için kullanamazlardı.” dedi.<br />

Konuşmaların sonuncusunu yapan Gönen Köy Enstitüsü<br />

mezunu Emekli Öğretmen Tali Özdemir, “Köy enstitülerinin<br />

kapandıktan sonra öğretmen okullarına çevrildiler.<br />

1975’te ise bu okullarda tümüyle kapatıldı ve öğretmen<br />

yetiştirme işi üniversitelere bırakıldı. Fakat üniversiteler<br />

öğretmen yetiştirmek için hazır değildi. Köy enstitüleri<br />

kapanmasaydı, bugün Türkiye’de eğitim problemi yaşanıyor<br />

olmazdı.” şeklinde konuştu.<br />

Kalp merkezi’nde bir ilk daha<br />

Süleyman <strong>Demirel</strong> Üniversitesi Şevket <strong>Demirel</strong> Kalp Merkezi’nde bugüne kadar<br />

dünya tıp literatüründe 17 örneği görülen bir çeşit kalp tutulmasına yol açan alerji<br />

hastalığı hipereozinofili hastasına yapılan kalp ameliyatı, başarıyla sonuçlandı. Doç. Dr.<br />

Hüseyin Okutan tarafından gerçekleştirilen bu ameliyatın Türk tıp alanına bir ilk olarak<br />

geçtiği öğrenildi. 26 yaşındaki Muhterem Nur Gürdal ise, taburcudan sonra eskisinden<br />

daha sağlıklı olduğunu bildirdi. SDÜ Şevket <strong>Demirel</strong> Kalp Merkezi, Kalp Damar Cerrahisi<br />

Bölümü’nde Öğretim Üyesi Doç. Dr. Hüseyin Okutan ve ekibi, nadir görülen akciğer<br />

hipertansiyonunun da eşlik ettiği hipereozinofili sendromlu bir hastaya başarılı bir<br />

açık kalp ameliyatı gerçekleştirdi. Hastalığın kandaki eozinofili adı verilen<br />

bir alerji hücresinin nadiren görülen aşırı fazlalığı nedeniyle bedensel<br />

gelişimini engellemesinden kaynaklandığı bildirildi. Alerji hücresinin<br />

ender de olsa çeşitli organlarda tutulmaya neden olduğuna dikkat<br />

çeken Doç. Dr. Okutan, Gürdal’da bulunan hipereozinofilinin de kalp<br />

tutulmasına yol açtığını kaydetti. Rahatsızlığın genellikle aniden<br />

kendini gösterdiğini belirten Okutan, çoğu zaman bu tür vakalarda<br />

insanların hastalığından haberdar olmadığına dikkat çekti. Hastanın<br />

kendisine geldiğinde bir kalp kapağının ileri derecede hasarlı<br />

olduğunu tespit eden Okutan, bu kapağı biyoprotez adı verilen<br />

suni bir kapak ile değiştirdiklerini kaydetti. Gürdal’da ortaya<br />

çıkan hipereozinofili durumunun kalp tutulmasına yol açtığı<br />

hasta sayısının dünyada nadir olduğunu belirleyen Okutan,<br />

“Tıp literatüründe yaptığım araştırmada bu ameliyatı<br />

daha önce geçiren hasta sayısı 17 olarak bilinmekte iken<br />

eşlik eden akciğer hipertansiyonlu olguya rastlanmamıştır.<br />

Hastamız başarılı bir ameliyat geçirdikten bir ay sonra rutin<br />

hayatına kısa süre içinde döndü.” dedi. Okutan, Gürdal’ın<br />

ameliyat öncesi yüzde 50 yaşama şansı olduğunu ve başka<br />

çareleri kalmadığı için operasyona bu şartlarda karar verdiklerinin<br />

altını çizdi. Yüksek risk taşıyan hastanın başarılı bir ameliyatla hayata<br />

döndürülmesi SDÜ Kalp Merkezi adına da büyük bir başarı olarak tıp<br />

literatürüne geçti.<br />

SDÜ’de Ödül Töreni<br />

SDÜ Bülteni / Kasım 2007 41<br />

Doç. Dr. Hüseyin Okutan<br />

Süleyman <strong>Demirel</strong> Üniversitesi (SDÜ) yönetimi,<br />

kuruluşunun 15.yıldönümü ile 2006-2007 eğitim öğretim yılı<br />

mezuniyet töreni etkinliklerinde görev alan akademik ve idari<br />

personelini ödüllendirerek teşekkür belgesi ve plaket verdi.<br />

SDÜ Kültür Merkezi’nde gerçekleştirilen etkinliğe Rektör<br />

Prof. Dr. Metin Lütfi Baydar, Rektör Yardımcıları Prof. Dr. Vecihi<br />

Kırdemir, Prof. Dr. İsmail Karaca, dekanlar, daire başkanları,<br />

öğretim üyeleri, çok sayıda akademik ve idari personel katıldı.<br />

77 akademik ve idari personele ödüllerinin verildiği<br />

etkinlikte konuşan Rektör Prof. Dr. Metin Lütfi Baydar,<br />

üniversitenin kurumsallaşması adına bu tür çalışmaların<br />

önemli olduğunu belirterek, “Üniversiteyi üniversite yapan<br />

en temel kurallardan biri yazılı olan dokümanların varlığı<br />

değil, yazılı olmayanların varlığıdır. Bugün burada bunun<br />

örneğini görüyoruz. Yönetimlerde genellikle cezalandırmalar<br />

ön plandadır. Toplum olarak ödül verme alışkanlığımız pek<br />

yok. Burada verilen ödüller çalışan arkadaşlarımızın sicillerine<br />

girilerek onlara artı bir puan sağlayacaktır. Zaten yeni yönetim<br />

anlayışı da bunu gerektirir. Bu bağlamda, üniversitenin<br />

kurumsallaşmasında emeği geçen bütün arkadaşlarıma<br />

teşekkür ediyorum.”dedi.<br />

Rektör Baydar, konuşmasının ardından çalışmalarda görev<br />

alan akademik ve idari personel ile geçmiş yıllarda emekli olan<br />

daire başkanlarına günün anısına plaket ve teşekkür belgesi<br />

takdim etti. Daha sonra Kültür Merkezi Fuayesi’nde hazırlanan<br />

kokteyle geçildi.


42 SDÜ Bülteni / Kasım 2007<br />

SDÜ Bülteni / Kasım 2007 43<br />

Ateş’e mansiyon<br />

Süleyman <strong>Demirel</strong> Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Türk<br />

Din Musikisi Öğretim Görevlisi Erdoğan Ateş, 2007 yılı<br />

Mevlânâ Şiirleri Beste Yarışması’nda ödül kazandı.<br />

Konya Büyükşehir Belediyesi tarafından düzenlenen<br />

yarışmaya 320 eser katıldı. Birol Yayla, Göksel Baktagir,<br />

Sadrettin Özçimi, Mehmet Güntekin ve Yurdal Tokcan’ dan<br />

oluşan jürinin yaptığı eleme sonunda ilk beş eser arasına giren<br />

Erdoğan Ateş’in bestelediği Hicazkâr Makamındaki ilâhi,<br />

mansiyon ödülü kazandı. Konya Mevlâna Kültür Merkezi’nde<br />

yapılan ödül töreninde eserler TRT Sanatçısı Bekir Ünlüataer<br />

ve Mehmet Güntekin tarafından seslendirildi.<br />

POMZAMER bir ilki gerçekleştirdi...<br />

Yazılım Yarışmasında birincilik TEF’in<br />

TEF’e bir ödül daha<br />

12-13 Mayıs 2007 tarihlerinde Boğaziçi Üniversitesi IEEE<br />

Elektroteknoloji Kulübü’nün düzenlediği ROBOT GÜNLERİ<br />

2007 robot yarışmalarında Teknik Eğitim Fakültesi Elektronik<br />

- <strong>Bilgi</strong>sayar Eğitimi Bölümü öğrencileri, iki birincilik, bir<br />

ikincilik ve bir üçüncülük ödüllerini aldılar.<br />

SDÜ Teknoloji Kulübü’nün organizasyonu ile Boğaziçi<br />

Üniversitesi’ndeki yarışmalara 5 ayrı robot kategorisinde 28<br />

yarışmacı ile toplam 16 proje katıldı. 200 ‘e yakın projenin<br />

katıldığı yarışmalarda Robot Dansı ile Serbest kategoride<br />

birincilik, Mini Sumo kategorisinde ikincilik ve Kurtarma<br />

kategorisinde üçüncülük ödülleri alarak SDÜ’yü başarılı bir<br />

şekilde temsil ettiler.<br />

5-6 Mayıs 2007 tarihlerinde Bilkent Üniversitesi’nde yapılan<br />

finaller sonucunda Yazılım kategorisinde birincilik ve mansiyon<br />

ödülleri ile web programlama kategorisinde üçüncülük ödüllerini<br />

Teknik Eğitim Fakültesi <strong>Bilgi</strong>sayar Sistemleri Öğretmenliği<br />

Bölümü öğrencileri aldı.<br />

Bilkent Üniversitesi <strong>Bilgi</strong>sayar Kulübü’nün düzenlediği ve<br />

Sentim Bilişim Şirketi’nin sponsor olduğu Sentim SoftwareQuest<br />

2007 proje yarışmasına 4 ayrı kategoride toplam 278 proje<br />

başvurusu yapıldı. Başvuran projelerden Yazılım kategorisinde<br />

9, Web Programlama kategorisinde 6, Tasarım kategorisinde<br />

4 ve Oyun Programlama kategorisinde 7 proje finalist olmaya<br />

hak kazandı. Teknik Eğitim Fakültesi <strong>Bilgi</strong>sayar Sistemleri<br />

Öğretmenliği Bölümü’nün Yazılım kategorisinde 3 ve Web<br />

Programlama kategorisinde 1 projesi finale kalmayı başardı.<br />

Yazılım kategorisinde finale kalan 3 projeden 1 tanesi birincilik<br />

bir diğeri mansiyon ödülü almaya hak kazandı. Web programlama<br />

kategorisinde yarışmaya katılan proje ise üçüncü oldu.<br />

SDÜ’lü öğrencilere ödül<br />

Süleyman <strong>Demirel</strong> Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler<br />

Fakültesi (İİBF) İşletme Bölümü Yükseklisans Öğrencisi M. Fatih<br />

Demiral ve İşletme Bölümü 2. Sınıf Öğrencisi Orkun Yıldız, Ege<br />

Üniversitesi’nde düzenlenen 10. Uluslararası İktisat Kongresi’nde<br />

yaklaşık 250 sunum arasından “Uluslararası Stratejiler ve Kobilere<br />

Entegrasyon” adlı sunumlarıyla “İşletme ve Finans Dergisi<br />

Ödülü’nü” kazandılar. Göstermiş oldukları başarıdan dolayı<br />

SDÜ’lü öğrencileri tebrik ediyoruz.<br />

Süleyman <strong>Demirel</strong> Üniversitesi Pomza Araştırma ve Uygulama Merkezi<br />

(POMZAMER) Türkiye’deki üniversiteler arasında bir ilki gerçekleştirerek<br />

TS EN ISO / IEC 17025 (Laboratuvar Teknik Yeterlilik) sertifikasını aldı.<br />

SDÜ Kültür Merkezi’nde düzenlenen sertifika<br />

törenine SDÜ Rektörü Prof. Dr. Metin Lütfi Baydar, Rektör<br />

Yardımcısı Prof. Dr. Vecihi Kırdemir, POMZAMER Müdürü<br />

Prof. Dr. Lütfullah Gündüz, Türkiye Bims Sanayicileri<br />

Birliği Başkanı Musa Ertaş, Türk Standartları Enstitüsü<br />

(TSE) Ürün Belgelendirme Merkezi Başkanı Mehmet Evci,<br />

sanayiciler ve çok sayıda davetli katıldı.<br />

Açılış konuşması yapmak üzere kürsüye gelen<br />

POMZAMER Müdürü Prof. Dr. Lütfullah Gündüz, bir ilki<br />

gerçekleştirmenin mutluluğunu yaşadıklarını belirterek,<br />

“SDÜ POMZAMER geçmişten gelen altyapısını bims<br />

sanayicilerinin de büyük bir desteği ile geliştirerek,<br />

ülkemizin ihtiyacı olan yeterli bir laboratuvar altyapısına<br />

sahip olmuş ve sektörel alanda, birçok bilimsel faaliyet<br />

geliştirmiştir. 2006’nın Kasım ayında TSE Başkanlık<br />

Makamı’nın POMZAMER’e talebi ile inşaat sektöründe<br />

yer alan birçok ürünün Avrupa norm standartlarına<br />

göre analizlerinin TSE adına POMZAMER tarafından<br />

yapılması öngörülmüştür. 2007 Mart ayı başında da<br />

TSE Ürün Belgelendirme Merkezi Başkanlığı tarafından<br />

POMZAMER üniversiteler arasında sektöründe bir<br />

ilki gerçekleştirerek TS EN ISO/IEC 17025 standardına<br />

göre Laboratuvar Teknik Yeterlilik sertifikası almaya<br />

hak kazanmıştır. Bu kapsamda, Türkiye’deki tüm tuğla<br />

ürünleri, gazbeton ürünleri, bimsblok ürünleri, hazır sıva,<br />

harç ürünleri ve benzeri inşaat yapı malzemelerinin analiz<br />

yetkisi SDÜ’ye verilmiştir. Ülkemizde yetkinliğe sahip tek<br />

laboratuvar olmanın gururunu SDÜ yaşamaktadır.” dedi.<br />

Ardından kürsüye gelen Türkiye Bims Sanayicileri<br />

Birliği Başkanı Musa Ertaş, bugün burada üniversite ve<br />

sanayi işbirliğine tanık olduklarını belirterek, çalışmalarda<br />

emeği geçen herkese teşekkür etti. Daha sonra konuşmasını<br />

yapmak üzere söz alan TSE Ürün Belgelendirme<br />

Merkezi Başkanı Mehmet Evci ise TSE’nin tarihçesinden<br />

bahsederek, “TSE 1960 yılında Türkiye Odalar ve Borsalar<br />

Birliği bünyesinde oluşturulmuştur. Standart hazırlama,<br />

belgelendirme, kalibrasyon ve laboratuvar faaliyet<br />

alanları arasına girmiştir. Bu amaçlarla kurulan birimimiz<br />

POMZAMER’i bir alt birim olarak değil, kardeş bir kurum<br />

olarak kabul ediyor.” diye konuştu. Açılış konuşmalarının<br />

sonuncusunu gerçekleştirmek üzere kürsüye gelen SDÜ<br />

Rektörü Prof. Dr. Metin Lütfi Baydar, üniversitelerin<br />

toplumu yakalayan projeler üretmedikleri takdirde, hiçbir<br />

bilimsel çalışmada başarıya ulaşamayacaklarını belirterek,<br />

“Özellikle teknoloji ve mühendislik alanında çalışan<br />

arkadaşların hayatı yakalayan projeler üretmelerini<br />

istiyorum. İmkanlarının bu kadar kısıtlı olması bile<br />

POMZAMER’in proje üretmesine engel olamamıştır. Bu<br />

yola baş koymuş tüm arkadaşlarımı tebrik ediyorum.<br />

Arkadaşlarımızın başarısı, TSE akretidasyonu almakla<br />

taçlanmıştır.” dedi.


44<br />

SDÜ Bülteni / Kasım 2007<br />

SDÜ’de Orienteering Yarışması yapıldı...<br />

Süleyman <strong>Demirel</strong> Üniversitesi Engelliler Araştırma ve<br />

Uygulama Merkezi, SDÜ Orienteering Kulübü, Isparta Sosyal<br />

Hizmet Derneği ve Türkiye Orienteering Federasyonu’nun<br />

(TOF) organizasyonuyla Patika- Orienteering yarışması<br />

yapıldı.<br />

SDÜ Rektörlük Binası önünde düzenlenen organizasyona<br />

Rektör Yardımcısı Prof. Dr. İsmail Karaca, Türkiye Orienteering<br />

Federasyonu Eğitim Kurulu Başkan Yardımcısı Canan Hoşafçı,<br />

SDÜ Engelliler Araştırma ve Uygulama Merkezi Müdürü Yrd.<br />

Doç. Dr. Ersin Uskun, SDÜ Orienteering Kulübü Akademik<br />

Danışmanı Öğretim Görevlisi Oğuzhan Özaltın, Sosyal Hizmet<br />

Derneği üyeleri ve yarışmacılar katıldı.<br />

Yarışma öncesi konuşma yapmak üzere söz alan<br />

Orienteering Kulübü Akademik Danışmanı Öğretim Görevlisi<br />

Oğuzhan Özaltın yarışmayla ilgili bilgi vererek, “Trail (Patika)<br />

Orienteering Şampiyonası’nın bu yıl ikincisini<br />

gerçekleştiriyoruz. Trail (Patika) Orienteering’in çeşitlerinden<br />

biridir. Spor sanat gibi olgular insanların birlikte hareket etmesini<br />

sağlarlar. Yarışmamızda fiziksel ve yaş engeli olmaksızın herkes<br />

bu yarışmaya katılabilir. Bu tür organizasyonlar tek başına<br />

başarıya ulaşabilecek organizasyonlar değil etkinlikte emeği<br />

geçen herkese teşekkür ediyorum. Artık insanlarımız hayata<br />

sporun penceresinden bakmayı öğrenebileceklerdir.” dedi.<br />

Daha sonra konuşan Rektör Yardımcısı Prof. Dr. İsmail Karaca,<br />

SDÜ olarak böyle bir organizasyona ev sahipliği yapmaktan<br />

dolayı yaşadığı memnuniyeti dile getirerek, yönetim olarak bu<br />

tür çalışmalara her zaman destek vereceklerini kaydetti.<br />

Karaca’nın ardından konuşan Engelliler Araştırma ve<br />

Uygulama Merkezi Müdürü Yrd. Doç. Dr. Ersin Uskun, “<br />

15 Mayıs’ta yarışmacılarımıza verdiğimiz eğitim sonrası<br />

bugün yarışmamızı gerçekleştiriyoruz. Türkiye’de ilk defa<br />

Uluslararası Orienteering Federasyonu kurallarına uygun<br />

olarak 2006 yılında gerçekleştirilen ve 15 katılımcının rekabet<br />

ettiği yarışmaya bu yıl 35 kişi katıldı. Yarışmadaki amacımız<br />

fiziksel engellilerin de tıpkı engelli olmayanlarla aynı kurallarla<br />

ve eşit biçimde spor yapabildiğini anlatmaktı. Bunu da<br />

başardığımıza inanıyoruz. 2009 yılında Macaristan’ın Miskolc<br />

şehrinde yapılacak olan 26. Dünya Trail (patika) Orienteering<br />

Şampiyonasına Türkiye adına SDÜ ve Isparta’dan katılım için<br />

altyapı çalışmalarının temelleri atılmış oldu.” diye konuştu.<br />

Sosyal Hizmet Derneği adına konuşan Ramazan Çelik ise<br />

derneklerinin her zaman engelli insanların yanında olduğunu<br />

belirterek, engelli insanların sağlıklı bireyler arasında olması<br />

gerektiğini ifade etti. Konuşmaların ardından yarışmaya<br />

geçildi.<br />

Yarışmada Dereceye Girenlere Ödülleri<br />

verildi...<br />

Patika- Orienteering yarışması sonucunda dereceye giren<br />

engellilere ödülleri verildi. Ödül töreni öncesi kısa bir konuşma<br />

yapan Isparta Sosyal Hizmet Yönetim Kurulu Başkanı Prof. Dr.<br />

Mahmut Bülbül engelin hiçbir zaman yaşamı etkilemediğini<br />

belirterek, “Engelli bireyler olarak yaşamın içinde olduğunuzu<br />

bir kez daha gösterdiniz. Gelecek yıllarda daha geniş katılımlı,<br />

organizasyonların her zaman olmasını temenni ederek emeği<br />

geçen bütün arkadaşlarıma teşekkür ediyorum.” diye konuştu.<br />

Yarışmada birinciliği paylaşan Mesut Sancı ve Yaşam Altınkurt’a<br />

ödüllerini Prof. Dr. Mahmut Bülbül, ikinci olan Aylin Ergün’e<br />

ödülünü Orienteering Kulübü Akademik Danışmanı Öğretim<br />

Görevlisi Oğuzhan Özaltın, üçüncü olan Ünal Özcan’a ödülünü<br />

SDÜ Engelliler Araştırma ve Uygulama Merkezi Müdürü Yrd.<br />

Doç. Dr. Ersin Uskun verdi. Yarışmaya katılan ve emeği geçen<br />

herkese katılım belgesi verildi.<br />

Patika (Trail) Orienteering Nedir<br />

Patika (Trail) Orienteering: fiziksel engeli olan ve olmayan<br />

tüm katılımcılar aynı kurallarla ve eşit biçimde yarışırlar. Bu<br />

nedenle yürüyerek, tekerlekli sandalye , koltuk değnekleri vb.<br />

kullanılarak yapılmaktadır. Hedefler tekerlekli sandalyenin<br />

geçebileceği patikalara yerleştirildiği için adına patika<br />

Orienteering adı verilmektedir. Fiziksel engelinden dolayı<br />

yürüyemeyen katılımcılara yarışma boyunca fiziksel destek<br />

verilir. Ancak rota ve hedef seçiminin kesinlikle katılımcı<br />

tarafından yapılması gerekmektedir. Destekçinin rota ve hedef<br />

seçimini etkilemesi, katılımcının yarışmadan ihraç edilmesine<br />

sebep olur. Patika Orienteeringte katılımcılar, harita üzerinde<br />

verilen hedefleri sırası ile bulmayı amaçlarlar. Harita üzerinde<br />

her bir hedef için ayrıntıları tanımlanmış sadece bir nokta<br />

içerisinden kendi hedefini, haritadaki ayrıntılar yardımı<br />

ile bulması istenmektedir. Katılımcı hedeflerin hepsini<br />

görebileceği bir noktadan, hedef seçimini yapar. Katılımcı<br />

tercih ettiği hedefi, kontrol kartına işaretler. Yarışma boyunca<br />

katılımcıya istediği takdirde bir destekçi verilebilir. Katılımcı<br />

sandalyesini kendisi kullanmak ya da kontrol kartını kendisi<br />

işaretlemek zorunda değildir. Katılımcılardan beklenen sadece<br />

“Hedef seçimine, yardım almadan karar vermesidir.”<br />

Süleyman <strong>Demirel</strong> Üniversitesi Güzel<br />

Sanatlar Fakültesi (GSF) tarafından<br />

düzenlenen II. Uluslararası Taş Heykel<br />

Sempozyumu’nun açılış töreni yapıldı.<br />

SDÜ Çiftçi Eğitim Merkezi’nde düzenlenen<br />

sempozyuma Rektör Prof.<br />

Dr. Metin Lütfi Baydar, GSF Dekanı<br />

Prof. Dr. Kubilay Aktulum, Ziraat Fakültesi<br />

Dekanı Prof. Dr. Atilla Aşkın,<br />

öğretim üyeleri, yurtiçi ve yurtdışından<br />

çok sayıda davetli katıldı.<br />

Sempozyumun açılış konuşmalarının<br />

ilkini yapmak üzere kürsüye gelen GSF Öğretim<br />

Üyesi Yrd. Doç. Dr. Nil Aycıl, sempozyuma<br />

yaklaşık 150 sanatçının başvurduğunu ancak bunlardan<br />

yalnız 10’unun seçildiğini belirterek, “Polonya,<br />

Japonya, Bulgaristan, İtalya ve Türkiye’den<br />

sanatçılar sempozyuma katıldı. Yaklaşık bir ay süresince<br />

yapılacak eserler bittikten sonra üniversitenin<br />

estetik açıdan uygun yerlerine yerleştirilecek<br />

ve sanatçılara yaptıkları eserler karşılığında<br />

2000 Dolar değerinde telif hakkı ödenecek.” dedi.<br />

Ardından kürsüye gelen GSF Dekanı Prof. Dr. Kubilay<br />

Aktulum ise, konuşmasında sanatçının önemine<br />

değinerek, “Sanatçı gerçeği belli bir biçime sokmakla yetinmez.<br />

Biçim yanında çeşitli anlamlar da yükler. Sanatı eğer bir kenara bırakırsak, bilimden<br />

uzaklaşmış oluruz. Bu yüzden anlamlı yaşamanın yolu sanattan geçer.” diye konuştu. Açılış<br />

konuşmalarının sonuncusunu yapan Rektör Prof. Dr. Metin Lütfi Baydar, “SDÜ Rektörü<br />

olarak, bundan 3 yıl önce gerçekleştirmek için büyük çabalarda bulunduğumuz sempozyumu<br />

bugün burada başlatabilmek bizim için gerçekten çok önemli.GSF, SDÜ’nün aydınlanma<br />

ve çağdaşlaşma projesinin en önemli ayaklarından biridir. Bu yüzden GSF’nin her etkinliğine<br />

önem veriyoruz. Taş Heykel Sempozyumu da bunlardan biridir.” dedi.


46 SDÜ Bülteni / Kasım 2007<br />

SDÜ Bülteni / Kasım 2007 47<br />

13. Ulusal Kil Sempozyumu yapıldı...<br />

Süleyman <strong>Demirel</strong> Üniversitesi (SDÜ) Mühendislik-<br />

Mimarlık Fakültesi (MMF) Jeoloji Mühendisliği Bölümü ile<br />

Kil Bilimleri Türk Milli Komitesi’nin birlikte düzenledikleri<br />

“13.Ulusal Kil 2007 Sempozyumu’nun” açılış töreni SDÜ’de<br />

yapıldı.<br />

Tıp Fakültesi Salonu’nda düzenlenen sempozyuma Rektör<br />

Vekili Prof. Dr. Vecihi Kırdemir, Kil Bilimleri Türk Milli<br />

Komitesi İkinci Başkanı Prof. Dr. Cemil Cangir, SDÜ MMF<br />

Dekan Yardımcısı Prof. Dr. Remzi Varol, SDÜ MMF Jeoloji<br />

Mühendisliği Bölüm Başkanı Prof. Dr. Mustafa Kuşçu, çeşitli<br />

üniversitelerden çok sayıda öğretim üyesi katıldı.<br />

Açılış konuşmalarının ilkini yapmak üzere kürsüye gelen<br />

Sempozyum Başkanı aynı zamanda Jeoloji Mühendisliği<br />

Bölüm Başkanı Prof. Dr. Mustafa Kuşçu, sempozyuma tebliğ<br />

sunmak üzere çok sayıda katılımcının başvurduğunu ancak<br />

bunlardan 85’inin kabul edildiğini belirtti. Kuşçu, sempozyuma<br />

30 üniversiteden, 3 özel sektörden ve 4 kamu kuruluşundan<br />

temsilcilerin katıldığını ifade ederek, “Çeşitli üniversitelerden<br />

temsilciler tebliğleriyle sempozyuma katıldılar. Sempozyum<br />

süresince killerin endüstride kullanımı, killerin fizikokimyası<br />

ve aktivasyon özellikleri, killerin jeoteknik özellikleri ve güzel<br />

sanatlarda kil kullanımı gibi konularda bilgiler verilecek. Bu<br />

yüzden faydalı bir sempozyum olacağına inanıyorum. Başta<br />

üniversite yönetimi olmak üzere sempozyumda emeği geçen<br />

herkese teşekkür ediyorum.” dedi.<br />

Ardından kürsüye gelen Kil Bilimleri Türk Milli Komitesi<br />

İkinci Başkanı Prof. Dr. Cemil Cangir ise jeoloji mühendislerini<br />

Tanrı’nın gizemli gücüyle uğraşan bilim adamları olarak<br />

nitelendirdiğini belirterek, “İnsanoğlu çamurdan yaratılıp<br />

dünyaya gelmiştir. Bundan 2.5 yıl önce bilim adamları DNA<br />

ve RNA moleküllerini tespit etmede kilden yararlanmışlardır.<br />

Çevremizde hatta kanımızın her bir elementinde kile<br />

rastlıyoruz. Bundan 219 yıl önce yani kilin dünyaya tanıtıldığı<br />

günden itibaren biz bu nesnenin içinden çıkamıyoruz.”dedi.<br />

Cangir, SDÜ’nün 15. yılını kutladığı bir zamanda Kil Bilimleri<br />

Milli Komitesi’nin de 15. yılını kutlamanın mutluluğunu<br />

yaşadıklarını belirterek, “1999 yılında birimimizi uluslararası<br />

bir kuruluşa tescil ettirdik. Bu sayede uluslararası bir kimliğe<br />

sahip olduk ve çeşitli sempozyum ve konferanslarda görev<br />

aldık. Ayrıca buradan bir müjde vermek istiyorum. ‘2011<br />

Avrupa Kil Kongresi’ Ortadoğu Teknik Üniversitesi’nde<br />

yapılacak.” diye konuştu.<br />

Cangir’in ardından konuşan SDÜ Mühendislik<br />

Mimarlık Fakültesi Dekan Yardımcısı Prof. Dr. Remzi Varol<br />

ise Mühendislik Mimarlık Fakültesinin genel yapısından<br />

bahsederek şunları söyledi: “Fakültemizde bugün itibariyle13<br />

bölümde 3718 öğrencimiz eğitim görüyor. Jeoloji Mühendisliği<br />

bölümü SDÜ’nün en köklü ve en geniş bölümlerinden biridir.<br />

Bölümümüzün böyle uluslararası bir düzeyde sempozyuma<br />

ev sahipliği yapması bizim mutlu etmiştir. Faydalı bir bilgi<br />

alışverişinin yapılacağına inanıyorum.”<br />

Açılış konuşmalarının sonuncusunu yapmak üzere<br />

kürsüye gelen Rektör Vekili Prof. Dr. Vecihi Kırdemir, bilim<br />

dallarının birbirinin tamamlayıcısı olduğuna değinerek,<br />

“İnsanoğlu mekaniğe daha yatkın olduğu için mekanik şeyleri<br />

daha iyi anlıyoruz. Bu yüzden mühendislik diğer bilimlerle<br />

iç içe girmiştir. Bizim gibi sağlıkçılar için nanoteknoloji belki<br />

yeni bir terim değil ama mühendisler için yeni bir terim. İşte<br />

asıl sorun burada başlıyor. Bir bilimin eksiği çıktığı an diğer<br />

bilim onu tamamlamalıdır. Biz mühendislere çok şey kattık,<br />

mühendislerde bize çok şey kattı. Bu yüzden bilimde de<br />

interdisipline gitmenin yollarını aramalıyız. Geçmiş yıllarda<br />

kilden sadece testi yapımında yararlanılırken şimdi kilden<br />

protez diş yapılıyor. Bu gerçekten önemli bir başarıdır.” diye<br />

konuştu.<br />

Süleyman <strong>Demirel</strong> Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler<br />

Fakültesi (İİBF) Maliye Bölümü tarafından düzenlenen “Mali<br />

Yapılanma Sürecinde Stratejik Yönetim ve Sosyal Güvenlik<br />

Sisteminin Kamu Maliyesine Etkileri” konulu 22. Türkiye<br />

Maliye Sempozyumunun açılış töreni SDÜ’de gerçekleştirildi.<br />

SDÜ Kültür Merkezi’nde düzenlenen Sempozyuma SDÜ<br />

Rektörü Prof. Dr. Metin Lütfi Baydar, Rektör Yardımcıları Prof.<br />

Dr. Vecihi Kırdemir, Prof. Dr. İsmail Karaca, Maliye Bakanlığı<br />

Yetkilileri, sempozyum katılımcıları ve çok sayıda davetli<br />

katıldı.<br />

SDÜ Müzik Kültürü Araştırma ve Uygulama Merkezi<br />

Müdürü Çetin Koruk ve Güzel Sanatlar Fakültesi öğrencileri<br />

tarafından hazırlanan müzik dinletisinin ardından açılış<br />

konuşmalarına geçildi. Açılış konuşmalarının ilkini yapmak<br />

üzere kürsüye gelen İİBF Maliye Bölüm Başkanı Yrd. Doç. Dr.<br />

İbrahim Atilla Acar, geleneksel olarak yapılan sempozyuma bu<br />

yıl ev sahipliği yapmaktan dolayı yaşadıkları mutluluğu dile<br />

getirerek, bu sempozyumun düzenlenmesinde emeği geçen<br />

tüm üniversite yönetimine teşekkürlerini sundu.<br />

Ardından konuşmasını yapmak üzere söz alan İİBF Dekanı<br />

Prof. Dr. Bilal Murat Özgüven, sempozyumun amacından<br />

bahsederek, “ Bu yıl 22. gerçekleştirilecek olan Türkiye Maliye<br />

Sempozyumu, her yıl olduğu gibi çok sayıda ve teoriysen ve<br />

uygulayıcıyı bir araya getirmiştir. Türkiye’deki üniversitelerin<br />

maliye ile ilgili birimlerinde akademik faaliyetlerini sürdüren<br />

tüm kuşaklardan maliye camiası her yıl belirli konuları<br />

tartışmak üzere bir araya geliyor. Bu konular Maliye Bakanlığı<br />

ve üniversitelerin temsilcilerince ortaklaşa tespit ediliyor ve<br />

sempozyum boyunca tartışılıyor. Dünyanın en eski mesleği<br />

kamu yönetimidir. Günümüzde ne kadar bu mesleğin<br />

önemini yitirdiği konusunda söylemler olsa da sadece dünya<br />

tarihinde devletlerin sayısı ve hükmettiği alanlar değişmiştir.<br />

Ama daima devlet varolacaktır. Devlet müebbettir. Bu devletin<br />

kimin olduğu önemlidir. Umarım yeni evrede de aklımızı<br />

ve yeteneklerimizi kullanarak tarihin bize miras bıraktığı<br />

değerlerle birlikte yeni bir senteze, Atatürk’ün göstermiş<br />

olduğu muassır medeniyetler seviyesine ulaşabiliriz.” dedi.<br />

22. Türkiye Maliye Sempozyumu<br />

Açılış töreni SDÜ’de yapıldı...<br />

Özgüven, kamu maliyesinde güvenlik açıkları konusunun da<br />

sempozyumda ele alınacağını belirterek, bu sorunlara aklın ve<br />

bilimin ışığında çözüm getirileceğini sözlerine ekledi.<br />

Açılış konuşmalarının sonuncusunu gerçekleştirmek üzere<br />

kürsüye gelen SDÜ Rektörü Prof. Dr. Metin Lütfi Baydar<br />

ise, düzenlenen sempozyumun Türk maliye politikalarının<br />

oluşumuna, etkin ve etkili uygulamasına yönelik yararlı<br />

olduğunu düşünerek konuşmasına şöyle devam etti, “Rotasını<br />

yalnızca eğitim ve öğretim amaçlı bir üniversite olmaktan<br />

çıkararak, gelişen dünyayı iyi algılayan ve bunları hayata<br />

uygulayan bir üniversite olarak gelen konuklara teşekkürlerimi<br />

sunuyorum. Geleneksel olarak düzenlenen 22. Türkiye Maliye<br />

Sempozyumu’nun üniversitemizde gerçekleştirilmesi bizleri<br />

mutlu etmiştir. Öncelikle geçen yılbaşından itibaren yürürlüğe<br />

giren ve şuan 5018 sayılı kamu mali yönetimi yasası ile birlikte<br />

birçok üniversite kendini stratejik gözden geçirme sürecine<br />

girmiştir. Fakat biz bu stratejik planlama gözden geçirme<br />

sürecine bu yapıdan yaklaşık 1 yıl önce giren bir üniversiteyiz.<br />

Kendimizi bu anlamda bu yasanın değişimine çok hazır<br />

hissettik. Bu konuda yetkili kişilerden çok büyük takdirler<br />

aldık.” diye konuştu.


48<br />

SDÜ Bülteni / Kasım 2007<br />

İlahiyat Fakültesi’nden<br />

Uluslararası Sempozyum:<br />

“Uluslararası Türk Dünyasının İslamiyet’e Katkıları”<br />

Süleyman <strong>Demirel</strong> Üniversitesi İlahiyat Fakültesi<br />

tarafından organize edilen “Uluslararası Türk Dünyasının<br />

İslamiyet’e Katkıları” konulu sempozyum SDÜ’de<br />

gerçekleştirildi.<br />

İlahiyat Fakültesi Hafız İbrahim Demiralay Konferans<br />

Salonu’nda düzenlenen sempozyuma Vali Yardımcısı<br />

Bekir Kaya, İlahiyat Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Ekrem<br />

Sarıkçıoğlu, yurtiçi ve yurtdışından çeşitli akademisyenler<br />

ve çok sayıda davetli katıldı.<br />

Sempozyumun açılış konuşmalarının ilkini yapan<br />

Toplantı Yürütücüsü Prof. Dr. İsmail Hakkı Göksoy,<br />

düzenledikleri sempozyumun Türk Dünyasına yönelik<br />

önemli bir toplantı olduğunu belirterek, yaklaşık 1<br />

yıldır üzerinde çalıştıkları bu sempozyuma ev sahipliği<br />

yapmaktan dolayı duydukları memnuniyeti dile getirdi.<br />

Göksoy, “Türk Dünyası Asya ve Avrupa arasında her<br />

zaman bir köprü konumunda olmuştur. Bu coğrafyanın,<br />

gerek yeraltı ve yerüstü zenginliklerine sahip olması,<br />

gerekse de çeşitli toplumları içinde barındırması burayı<br />

her zaman önemli kılmıştır. Bu yüzden bu sempozyum<br />

Klasik İslam Din <strong>Bilgi</strong>nlerini tanımak, günümüzdeki<br />

Türk coğrafyasının dini durumunu anlamak ve anlatmak<br />

amacıyla düzenlenmiştir. Sempozyuma Azerbaycan,<br />

Çin, Kazakistan, Kırgızistan gibi ülkelerden çok sayıda<br />

katılımcı iştirak etti. Bu katılımcılar sayesinde önemli bilgi<br />

alışverişlerinde bulunulacağına inanıyoruz.” dedi.<br />

Ardından konuşan İlahiyat Fakültesi Dekanı Prof. Dr.<br />

Ekrem Sarıkçıoğlu, fakültelerinin yapısından bahsederek,<br />

“28 Şubat süreci sonrası ilahiyat fakülteleri, öğretmenlik<br />

ve dini bilimler veren birer fakülte haline geldi. Geçen yıl<br />

din öğretmenliği İlahiyat Fakültelerinden alınarak, eğitim<br />

fakültelerine verildi. Bu yüzden ilahiyat fakülteleri din<br />

görevlisi yetiştirmek ve araştırma yapmakla sınırlı kaldı.<br />

Fakültemizde şu an 56 öğretim elemanı, 97 öğrenciye<br />

eğitim veriyor. Bu da 1 öğretim üyesi arkadaşımıza 2<br />

öğrencinin düşmesi demektir.” dedi. Fakülte olarak ilklere<br />

imza attıklarını belirten Dekan Sarıkçıoğlu, “Türkiye’de ilk<br />

defa Milli Eğitim Bakanlığı öğretmenlik formasyonu gibi,<br />

biz de diyanet formasyonu dersi koyduk. Fakültemizin<br />

bu adımı diğer fakülteler tarafından da kabul gördü. Bu<br />

yeniliği kendi fakültelerinde de uygulama kararı aldılar.<br />

Ayrıca SDÜ İlahiyat Fakültesi olarak Alevilik ve Bektaşilik<br />

Anabilim Dalı kurma girişimlerinde de bulunduk. Bu<br />

düşüncemiz üniversite senatosu tarafından kabul gördü.<br />

YÖK’ün onayını bekliyoruz.”diye konuştu.<br />

Sarıkçıoğlu’nun ardından “Türklerin İslam’a<br />

Hizmetleri” konulu açılış tebliğini sunmak üzere kürsüye<br />

Yeditepe Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Mehmet<br />

Saray geldi. Saray, bilginin öneminden ve Türklerdeki<br />

okurlaşma oranından bahsederek şunları söyledi:<br />

“<strong>Bilgi</strong>nin peşinden koşan insanlar her zaman başarılı<br />

olmuşlardır. Türkler okurlaşma dönemine Uygurlarla<br />

başlamış gibi görünüyor ama bu süreç Göktürk’lerden<br />

öncesine dayanıyor. Bu konuyla ilgili Çin kaynaklarında<br />

önemli bilgiler bulunmaktadır. Ama Rus kaynaklarına<br />

inilerek de önemli bilgilere ulaşılabilir. Demiri işleyen, atı<br />

ehlileştiren ilk milletlerden biriyiz. Tarih boyunca adalet,<br />

eşitlik, hoşgörü ve iyilik Türklerin hukuk prensipleri<br />

arasında yer almıştır. Türklerin dini yapısına baktığımız<br />

zaman Budizm, Şamanizm, Göktanrı gibi dinler ön plana<br />

çıkmaktaydı. Günümüzde ise toplumlar İslam Dini’ni<br />

kabul etmişlerdir. Kitleler halinde İslamiyet’i kabul eden<br />

yegane milletiz. Oku, emriyle cehalete karşı çıkan bir dinin<br />

burada anlatılması çok güzel bir şey.”<br />

Tıp Fakültesi 44 Mezun verdi...<br />

Süleyman <strong>Demirel</strong> Üniversitesi Tıp Fakültesi, Dokuzuncu<br />

Dönem mezunlarını verdi. SDÜ Kültür Merkezi’nde<br />

gerçekleştirilen törene, Rektör Prof. Dr. Metin Lütfi Baydar,<br />

Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Vecihi Kırdemir, Tıp Fakültesi<br />

Dekanı Prof. Dr. Nevres Hürriyet Aydoğan, SDÜ Araştırma<br />

ve Uygulama Hastanesi Başhekimi Prof. Dr. Namık Delibaş,<br />

öğretim üyeleri, öğrenciler ve çok sayıda öğrenci ailesi katıldı.<br />

Törende dereceye giren SDÜ Tıp Fakültesi 9. Dönem<br />

Birincisi Dr. Gülnihal Hale Kaplan, İkincisi Dr. Utku Erdem<br />

Soyaltın ve Üçüncüsü Dr. Nazik Okumuş eğitim meşalesini,<br />

Dönem Beş Temsilcisi Stajyer Dr. Tuba Kaplan’a teslim ettiler.<br />

Mezuniyet töreni konuşmalarının ilkini yapmak üzere<br />

kürsüye gelen SDÜ Tıp Fakültesi 6. Sınıf Öğrenci Temsilcisi<br />

Dr. Erdinç Çaylı bugünün kendileri için çok önemli olduğunu<br />

belirterek, “17 yıllık bir eğitimin neticesini burada almak çok<br />

güzel. Bugünü bizimle paylaşan ailelerimize çok teşekkür<br />

ediyoruz. Biz 6 yıllık eğitimimiz boyunca tıp eğitiminin yanında<br />

sosyal konularda da önemli bilgiler aldık. Geleceğin doktorları<br />

olarak mesleğimizin önemini çok iyi biliyoruz. Bu meslek<br />

özveri ve sabır işidir. Her ne kadar zor şartlar altında çalışsak<br />

bile bu vatanın her yerinde görev yapmaya hazırız.”dedi.<br />

Ardından konuşan 9. Dönem Birincisi Dr. Gülnihal Hale<br />

Kaplan, 2001 yılından beri sabırsızlıkla beklediğimiz bugünü<br />

burada yaşayabilmek bizim için çok önemli diyerek, “Eğitim<br />

hayatımız boyunca bizlerden desteklerini esirgemeyen herkese<br />

teşekkür ediyorum. Başarımızdaki en büyük pay hocalarımıza<br />

ve ailelerimize aittir. Bu ülkenin her yerinde vatan için<br />

çalışacağımıza söz veriyoruz.”diye konuştu.<br />

Daha sonra konuşmasını yapmak üzere kürsüye gelen Tıp<br />

Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Nevres Hürriyet Aydoğan, 9. dönem<br />

mezunlarını vermenin gururunu yaşadıklarını belirterek, “30<br />

öğrenciyle eğitime başlayan Tıp Fakültesi, şimdi 100 öğrenciye<br />

SDÜ Bülteni / Kasım 2007 49<br />

eğitim veriyor. Bugün 39 profesör, 56 doçent ve 77 yardımcı<br />

doçentle öğrencilerimize kaliteli bir eğitim veriyoruz.. Tıp<br />

eğitimi çok pahalı, sabır isteyen ve insanların gönüllü olarak<br />

yapmaları gereken bir meslektir. Tıp Fakültemiz kendi fiziki<br />

koşullarını düzenlerken önce eğitim standardını Türkiye<br />

üzerine çıkarmayı amaçlıyor. Hekimlik kendini yenilemeyi<br />

gerektirir. Öğrencilerimiz aldığı eğitimi başlangıç olarak<br />

görmeli, aldıkları bilginin üzerine daha fazla bilgi ekleyerek<br />

deneyimli birer doktor olmaya çalışmalıdırlar.”şeklinde<br />

konuştu.<br />

Törenin son konuşmasını yapmak üzere kürsüye gelen<br />

Rektör Prof. Dr. Metin Lütfi Baydar, ailelerin büyük sıkıntılar<br />

çekerek çocuklarını bu günlere getirdiklerini belirterek, öğrenci<br />

ailelerine teşekkür etti. Rektör Baydar, “Herkes ne yazık ki sizin<br />

kadar şanslı olamıyor. Sizinle beraber Öğrenci Seçme Sınavına<br />

giren milyonlarca genç hayatlarını başka yerlerde aradılar.<br />

Kimi okuyamadı. Kimi askere gitti. Askere giden evlatlarımızın<br />

bazılarını şehit verdik. Ben Türkiye Cumhuriyeti’ne bağlı bir<br />

üniversitenin rektörü olarak bu mezuniyeti Güneydoğu’da bir<br />

karış toprak için şehit olan gencecik insanlara armağan etmek<br />

istiyorum. Son olarak şunu eklemek istiyorum, şehitler ölmez,<br />

vatan bölünemez diyorum.”diye konuştu.<br />

Konuşmaların ardından Rektör Baydar, 9. Dönem Birincisi<br />

Dr. Gülnihal Hale Kaplan’a, Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Vecihi<br />

Kırdemir Dönem İkincisi Dr. Utku Erdem Soyaltın’a, Tıp<br />

Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Nevres Hürriyet Aydoğan Dönem<br />

Üçüncüsü Dr. Nazik Okumuş’a diplomalarını takdim ettiler.<br />

Rektör Baydar ve 9. Dönem Birincisi Dr. Gülnihal Hale<br />

Kaplan’ın yaş kütüğe plaket çakmasıyla devam eden tören,<br />

Tıp Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Nevres Hürriyet Aydoğan’ın<br />

başkanlığında Hipokrat Yemini’nin edilmesi ve mezuniyet<br />

pastasının kesilmesiyle son buldu.<br />

Prof. Dr. Ekrem Sarıkçıoğlu Prof. Dr. İsmail Hakkı Göksoy Prof. Dr. Mehmet Saray


50 SDÜ Bülteni / Kasım 2007<br />

SDÜ Bülteni / Kasım 2007 51<br />

SDÜ’de Hemşirelik Haftası etkinlikleri...<br />

Süleyman <strong>Demirel</strong> Üniversitesi Isparta Sağlık Yüksekokulu<br />

Hemşirelik Bölümü tarafından düzenlenen, “Hemşirelik Haftası”<br />

kutlama programı SDÜ’de gerçekleştirildi.<br />

SDÜ Araştırma ve Uygulama Hastanesi Konferans<br />

Salonu’nda düzenlenen programa Vali Yardımcısı Tayyar Şaşmaz,<br />

SDÜ Rektörü Prof. Dr. Metin Lütfi Baydar, Rektör Yardımcısı<br />

Prof. Dr. Vecihi Kırdemir, Tıp Fakültesi Dekanı Prof. Dr.<br />

Nevres Hürriyet Aydoğan, Isparta Sağlık Yüksekokulu Müdürü<br />

Prof. Dr. Necat İmirzalıoğlu, çok sayıda öğretim üyesi ve<br />

davetli katıldı.<br />

Kutlama programı çerçevesinde ilk olarak konuşan SDÜ<br />

Araştırma ve Uygulama Hastanesi Hemşire Hizmetleri Müdürü<br />

Öğretim Görevlisi Halime Hacıhimmetoğlu, hemşirelik mesleğinin,<br />

dünyanın her yerinde sağlık sektörünün belirleyicisi<br />

olduğunu belirterek, bütün hemşirelerin hemşireler haftasını<br />

kutladı. Ardından kürsüye gelen SDÜ Araştırma ve Uygulama<br />

Hastanesi Başhekim Yardımcısı Doç. Dr. Erol Eroğlu, hemşireler<br />

gününü böyle birlik ve beraberlik içinde kutlamaktan dolayı<br />

yaşadığı mutluluğu dile getirerek, hemşirelerin hemşireler<br />

haftasını kutladı. Konuşmasını yapmak üzere söz alan Isparta<br />

Sağlık Yüksekokulu Müdürü Prof. Dr. Necat İmirzalıoğlu,<br />

hemşirelik mesleğinin tarihçesinden bahsederek, hemşirelerin<br />

yaşadıkları temel sorunları dile getirdi. İmirzalıoğlu, “Meslek<br />

olarak hemşirelik tarihi, çok eskilere dayanmaktadır. Ülkemizde<br />

ilk olarak 1911 yılında “Hilal-i Ahmer Cemiyeti” (Kızılay)<br />

adı altında hemşirelik mesleği uygulanmaya başlamıştır. Her<br />

meslekte olduğu gibi hemşirelik mesleğinde de birtakım sorunlarla<br />

karşılaşılmaktadır. Bunlar; ücret yetersizliği, görev ve<br />

yetki, sorumlulukların belli olmaması , yoğun çalışma temposu<br />

bu sorunlardan bazılarıdır.” dedi. İmirzalıoğlu, hemşirelik<br />

bölümlerine erkek öğrencilerin alınması ile ilgili yasayı doğru<br />

bulmadığını belirterek, hemşirelik mesleğinin bayanların yapması<br />

gereken bir iş olduğunu ifade etti. Kutlama programı çerçevesinde<br />

konuşan SDÜ Rektörü Prof. Dr. Metin Lütfi Baydar<br />

ise hemşireliğin bir bilim disiplini olarak algılanması gerektiğini<br />

kaydederek sağlık meslek liselerinin acilen kaldırılması gerektiğini<br />

belirtti. Rektör Baydar, “Hemşirelik mesleğini 4 yıllık<br />

fakülteyi bitiren insanların yapmasını istiyoruz. Nasıl Tıp Fakültesini<br />

bitiren ‘Tıp Doktoru’ unvanı alıyorsa, 4 yıllık hemşirelik<br />

eğitimi alan insanlara da hemşire denilmelidir. Hemşire, bir<br />

sağlık çalışma grubunun temel ve aktif üyesidir. Hemşirelik,<br />

yardımcı hizmet olarak algılanmamalıdır.”diye konuştu.<br />

Sağlıkta Kaliteli Hizmet Konferansı<br />

Açılış konuşmalarının ardından “Sağlıkta Kaliteli Hizmet”<br />

konulu konferansını gerçekleştirmek üzere Marmara Üniversitesi<br />

Zeynep Kamil Sağlık Yüksekokul Müdürü Prof. Dr. Nuran<br />

Kömürcü kürsüye geldi. Kömürcü, 2007 yılının hemşirelikte<br />

dönüşüm yılı olduğunu belirterek, 15 yıldır bekletilen yasanın<br />

bu yıl yürürlüğe girmesinin önemli bir konu olduğunu ifade<br />

etti. Kömürcü, “ 1954 yılında çıkarılan 6283 sayılı hemşirelik<br />

yasası değişti. Bu yasa mesleğin önünü açacaktır. Dünyada küreselleşme<br />

bir dönüşüm noktası oldu. <strong>Bilgi</strong> çağını yaşayan bir<br />

toplum olarak değişim artık içgüdüsel olmaktan çıktı. Sürekli<br />

ve düzenli daha iyiye gidiyor. Kalite kavramı ise bireysel ve<br />

kurumsal başarı için temel bir kavram olarak kabul görmekte<br />

değişen ve gelişen dünyada yaşamsal bir anlam ifade etmektedir.<br />

Günümüzde yalnızca ürünlerin değil hizmetlerin kalitesi<br />

de sorgulanmaktadır.” dedi. Sağlık sektöründe neden kalite<br />

konusuna da açıklık getiren Kömürcü, konuşmasına şöyle devam<br />

etti: “ İnsan haklarının temelinde yaşam hakkı yatar. Bu<br />

hak sağlıklı yaşam hakkı ile bütünlük içerir. Günümüzde hızlı<br />

değişim ve gelişme uyum çabası, rekabet ortamı gibi nedenler<br />

sağlıkta kaliteyi ön plana çıkarıyor. Kalite yönetim sisteminin<br />

başlangıç noktası ise özdeğerlendirmedir. Hemşirelik mesleğinin<br />

temelinde özdeğerlendirme yatmaktadır.” Konferansın<br />

sonunda Vali Yardımcısı Tayyar Şaşmaz, Kömürcüye çiçek,<br />

Rektör Baydar ise plaket ve gül sepeti takdim etti.<br />

Mühendislik-Mimarlık Fakültesi’nden<br />

Eğitim Semineri<br />

Süleyman <strong>Demirel</strong> Üniversitesi Mühendislik Mimarlık Fakültesi<br />

(MMF) bilimsel etkinlikleri kapsamında bir eğitim semineri<br />

düzenledi.<br />

SDÜ Kültür Merkezi’nde gerçekleştirilen seminere MMF Dekanı<br />

Prof. Dr. Nilay Keskin, Dekan Yardımcısı Doç. Dr. Ata Akçıl,<br />

öğretim üyeleri ve öğrenciler katıldı.<br />

Seminere konuşmacı olarak katılan Koç Holding Demir Export<br />

A.Ş. Genel Müdür Yardımcısı Soner Koldaş, Koç Holding’in faaliyetlerini<br />

anlatarak, mühendislik eğitiminin öneminden bahsetti.<br />

Madencilik sektörü konusunda bilgi veren Koldaş, “Şirket olarak<br />

vizyonumuz; madencilik sektöründe tek olmak, uluslararası çalışmalarda<br />

bulunmaktır. Türkiye’de önemli yerlerde şirketlerimiz<br />

bulunuyor. Afşin, Elbistan, Adana ve Sivas bunlardan birkaçıdır.<br />

Mesela; şuan Sivas’ta 300 bin ton demir cevheri üretiyoruz. Bu<br />

gerçekten önemli bir rakam. Biz sadece Türkiye’de değil global<br />

anlamda da gelişmeyi sürdüren bir şirketiz. Umman’da, Dubai’de<br />

önemli şirketlerimiz var. Şuan Dubai’de günlük 15 bin ton günlük<br />

malzeme üretimi yapılıyor. Bu kapsamda hedef seçtiğimiz bazı<br />

ülkelerde çalışmalarımızı sürdürüyoruz. Öncelikle şirket olarak<br />

Bosna-Hersek’teki kurşun cevherini işleyip, elde ettiğimiz madenleri<br />

Avrupa ülkelerine satmayı planlıyoruz.”dedi. Türkiye’de<br />

elektrik üretimi konusunda yatırımlara ihtiyaç duyulduğunu belirten<br />

Koldaş, 2009 yılı itibariyle eğer gerekli yatırım yapılmaz ve<br />

termik santraller açılmazsa üretimde dar boğaza girileceğini ifade<br />

etti. Konya Beyşehir civarında kömür rezervleri keşfettiklerini<br />

söyleyen Koldaş, konuşmasına şöyle devam etti: “Türkiye’deki<br />

kömürlerin kalorisi bin ve 2 bin kalori arasındadır. Bu yüzden biz<br />

de Soma, Seyitömer ve Kütahya’nın dışında kalorisi yüksek kömür<br />

arayışlarına girdik. Bu araştırma neticesinde Beyşehir civarında<br />

150 milyon tonluk kömür rezervi keşfettik.Çalışmalarımız devam<br />

ediyor.”diye konuştu.<br />

Seminerin sonunda MMF Dekanı Keskin, Koldaş’a çiçek ve seramikten<br />

yapılmış minyatür Atatürk heykeli takdim etti.<br />

Soner Koldaş<br />

Uzm. Dr. Önder Öztürk<br />

SDÜ’de Dünya Astım Günü<br />

Süleyman <strong>Demirel</strong> Üniversitesi (SDÜ) Araştırma ve Uygulama<br />

Hastanesi’nde Göğüs Hastalıkları Anabilim Dalı tarafından Dünya Astım<br />

Günü nedeniyle bir konferans düzenledi.<br />

SDÜ Araştırma ve Uygulama Hastanesi Salonu’nda gerçekleştirilen<br />

konferansa çok sayıda hastane personeli katıldı.<br />

SDÜ Tıp Fakültesi Dahili Tıp Bilimleri Göğüs Hastalıkları Anabilim<br />

Dalı’nda görev yapan Uzman Doktor Önder Öztürk Dünya Astım<br />

Günü’nün hastaların ve hekimlerin bilgilerini güncellemek için önemli<br />

olduğuna değinerek, “Astımın, gelişmiş ülkelerde görülme sıklığı gittikçe<br />

artmakta. Gelişmişlik nedeniyle bize sunulan hijyenik ortamlarda<br />

vücudumuz bir takım etkilere daha açık kalıyor. Mikroba olan bağışıklığımız<br />

azalıyor. Bu hastalığın tedavisinde tam bir iyileşmeden söz<br />

etmek mümkün değildir. Yıllarca astım atağı geçirmeden yaşayan bir<br />

hasta tetikleyici bir nedenle bir atak yaşayabilir. Bu nedenle yılda bir<br />

kez yapılması gereken kontrol yanında, ailesinde astım hastası bulunan,<br />

çocukken üst solunum yolu hastalıklarını sık yaşamış olanların<br />

doktor kontrolünden geçmesini öneriyorum. Astım hastalığının tedavi<br />

sürecinde bizim amacımız hastalığın tam kontrolünü sağlamak. Bunun<br />

için hastalarımızı eğitmek çok önemlidir. “ diye konuştu.


52 SDÜ Bülteni / Kasım 2007<br />

SDÜ Bülteni / Kasım 2007 53<br />

Orman Fakültesi’nde<br />

Norton’dan Seminer<br />

Yeni Zelanda, Canterbury Üniversitesi Ormancılık Okulundan, Prof.<br />

Dr. David Norton, Milli Eğitim Bakanlığı’nın açmış olduğu Yükseklisans<br />

ve Doktora burslarıyla ilgili olarak SDÜ Orman Fakültesi’nde; Yeni<br />

Zelanda ormancılığını ve Canterbury ormancılık okulunu tanıtıcı bir seminer<br />

verdi. Seminerin sonunda Orman Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Cahit<br />

Balabanlı Norton’a çiçek takdim etti.<br />

Seminerin ardından, Prof. Dr. David Norton, Fakülteler arasındaki<br />

işbirliğini geliştirmek ve ortak araştırmalar yapmak amacıyla, sürdürülebilir<br />

orman işletmeciliği ve biyolojik çeşitlilik konularında Orman<br />

Fakültesi’nin ilgili bölümlerindeki öğretim üyeleriyle Sütçüler ve Ağlasun<br />

yörelerinde arazi çalışmasına katıldı.<br />

Tarımda Eğitim Semineri<br />

Isparta Bölgesi Tarım Kooperatifler Birliği tarafından<br />

bölge çiftçilerinin refahının arttırılması amacıyla Süleyman<br />

<strong>Demirel</strong> Üniversitesi Ziraat Fakültesi Toplantı Salonu’nda<br />

eğitim semineri gerçekleştirildi.<br />

Seminere Ziraat Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Atilla Aşkın,<br />

Isparta Tarım Kooperatifleri Birliği Başkanı Şenel Özkanlı,<br />

Köy-Koop Merkez Birliği Genel Başkan Yardımcısı Yakup<br />

Yıldız, Tarım İl Müdürü Mücahit Yeşil ve çok sayıda davetli<br />

katıldı.<br />

Seminerde ilk olarak konuşan Ziraat Fakültesi Dekanı<br />

Prof. Dr. Atilla Aşkın, SDÜ’nün bu tür bir organizasyona ev<br />

sahipliği yapmasından dolayı duyduğu memnuniyeti dile<br />

getirerek, bu tür seminerlerin ortak bilinçle yapıldığı takdirde<br />

bölgenin kalkınmasına büyük katkılar sağlayacağını ifade<br />

etti.<br />

Ardından konuşan Isparta Tarım Kooperatifleri Birliği<br />

Başkanı Şenel Özkanlı birliğin amaçlarından ve genel yapısından<br />

bahsederek, “Birlik, 2002 yılında Isparta ilinde kurulmuştur.<br />

Isparta bölgesinde 103 adet tarımsal kalkınma<br />

kooperatifi faaliyet göstermektedir. Bugün itibari ile tarım kooperatifleri<br />

birliğine üye 32 birim kooperatif bulunmaktadır.<br />

Isparta’da tek bölge birliği olan Sınırlı Sorumlu Isparta Tarım<br />

Kooperatifler Birliği, üst birlikler bölgesinde bulunan tarımsal<br />

faaliyetleri geliştirmek, üyelerin ekonomik menfaatlerini<br />

ve sosyal faaliyetlerini geliştirmek için kurulmuştur.”dedi.<br />

Daha sonra kürsüye gelen Çiftçi Örgütlerinin Kurumsal<br />

Güçlendirilmesi Projesi IRFO (Institutional Reinforcement Of<br />

Farmer Organisations) 1. Bölge Ekip Lideri M. Çağlar Aydın<br />

IRFO’nun amaçlarından bahsederek şunları söyledi: “Seçilen<br />

proje uygulama bölgelerinde çiftçi örgütlerinin geliştirilmesi<br />

ve güçlendirilmesi, etkin çiftçi örgütlerinin tüm ülke düzeyinde<br />

gelişmesi ve yaygınlaşması için model oluşturmak ve<br />

rehberlik etmek ana amaçları arasındadır. Kısaca IRFO Projesi<br />

çiftçi örgütlerinin kurumsal kapasitelerini geliştirerek<br />

ve güçlendirerek, kırsal ve ulusal kalkınmaya katkılarının<br />

sürdürülebilir olarak sağlanmasına yönelik model oluşturmayı<br />

hedefleyen bir pilot uygulama projesidir. Proje, çiftçi<br />

örgütlerinin yoğun ve etkili olduğu 21 ili kapsayan 5 bölgede<br />

pilot olarak uygulanacaktır. IRFO Projesinin toplam bütçesi<br />

10.6 milyon Dolar’dır. Bunun 8.5 milyon Dolar’ı Dünya Bankası<br />

katkısı olarak sağlanmış olan dış kaynaktan 2.1 milyon<br />

Dolar’ı ise iç kaynaktan finanse edilmektedir.”<br />

Konuşmaların ardından Kooperatifçilik ve dikey örgütlenme,<br />

kırsal kalkınma, ulusal ve uluslararası fon kaynakları,<br />

zirai krediler, IRFO Projesi konulu seminere geçildi.<br />

TEF’ten Doktora Öğrencilerine<br />

Pedogojik Formasyon<br />

SDÜ Sosyal, Fen ve Sağlık Bilimleri Enstitüleri’nde öğrenimlerine<br />

devam eden doktora öğrencilerinin Doktora Yeterlilik<br />

Sonrası almaları zorunlu olan “Pedagojik Formasyon”<br />

dersleri interaktif (uygulamalı) şekilde gerçekleştiriliyor.<br />

Doktora Yeterlilik Sınavında başarılı olan 50 doktora öğrencisinin<br />

katıldığı dersler, SDÜ Teknik Eğitim Fakültesi (TEF)<br />

Eğitim Bilimleri Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Sait Taş öncülüğünde<br />

gerçekleştiriliyor. Bu derslerle ilgili olarak konuşan Yrd.<br />

Doç. Dr. Taş, “Doktora öğrencilerimizin uygulamalı olarak aldığı<br />

bu ders, kendilerini bugünden eğitim ortamlarındaki eğitimcilik<br />

rollerine hazırlamalarına yardım ediyor. Derslerde her<br />

hafta bir grup doktora öğrencisi kendi çalışmalarını hazırladıkları<br />

sunumlarla bizlere anlatıyor. Daha sonra sunumlarında anlattıkları<br />

öğretim taktiklerini rollere bürünerek tiyatral olarak<br />

sunuyorlar. Hazırladıkları sunum ve kısa oyunlardan sonra<br />

kendi aralarında bir tartışma ortamı sağlayarak bu öğretim taktiklerinin<br />

kişiler üzerindeki etkilerini araştırıyorlar. Son olarak<br />

da izleyicilere ‘Örnek Olay Değerlendirme Testi’ uygulanarak<br />

notları belli oluyor. Bu çalışmalarımız her yıl düzenli olarak<br />

devam etmektedir.” dedi.<br />

Bu hafta, Diş Hekimliği Fakültesi doktora öğrencilerinin<br />

oluşturduğu Grup Panoramik, Öğretim Strateji, Yöntem ve<br />

Taktikleri’nden “Drama Yöntemi’ni” diğer doktora öğrencilerine<br />

anlattı. Diş Hekimliği Fakültesi Doktora öğrencisi Derya<br />

Yıldırım’ın sunumunda, “Öğretim taktiklerinden drama yöntemi<br />

öğrencilerin hangi durumlarda nasıl davranmaları gerektiğini<br />

yaşayarak öğrendikleri bir uygulamadır. ‘-Yaparak<br />

öğrenme, öğrenmenin temelini oluşturur.’ ilkesi üzerine dayanan<br />

drama yöntemi öğrencilere, sosyalleşme, empati kurma,<br />

hoşgörü, estetik sezgi artışı, konuşma gücü artışı, üretici olma,<br />

sorundan kaçmama, özgüven, katılımcılık, yetenek keşfetme,<br />

bağımsız karar verme ve kişilik geliştirme özelliklerini kazandırıyor.<br />

Drama yöntemi, doğal ve biçimsel drama olmak üzere<br />

ikiye ayrılmaktadır. Doğal drama da oyuncu kendini dilediklerini<br />

gibi ifade ederken; biçimsel drama daha çok yetişkin bireylere<br />

yönelik, önceden planlanmıştır.” diye konuştu.<br />

Sunumun ardından Grup Panoramik tarafından drama<br />

yöntemiyle işlenen bir dersin oyunu canlandırıldı. Tartışma ortamının<br />

sağlanması ve Örnek olay İnceleme Testi’nin uygulanmasıyla<br />

ders sona erdi.<br />

İlahiyat Fakültesi’nden Açık Erasmus Dersi<br />

Süleyman <strong>Demirel</strong> Üniversitesi İlahiyat Fakültesi<br />

ve İngiltere Unıversity of Wales Trinty Colleg, Cormathen<br />

arasında imzalanan öğretim üyesi değişim programı<br />

çerçevesinde Dr. Amjad Hussain (Emced Hüseyin)<br />

İlahiyat Fakültesi’nin davetlisi olarak SDÜ’ye geldi.<br />

Dr. Hussain, “Yahudilik tarihi ve kaynakları, yazılı<br />

ve sözlü bir kaynak olarak Torah” adlı bir konferans<br />

verirken ayrıca “Sihism Tarihi Kaynakları” konulu bir<br />

sunum yaptı.<br />

SDÜ İlahiyat Fakültesi Hafız İbrahim Demiralay<br />

Amfisi’nde düzenlenen konferansa İlahiyat Fakültesi<br />

Dekanı Prof. Dr. Ekrem Sarıkçıoğlu, İlahiyat Fakültesi<br />

Öğretim Üyeleri Yrd. Doç. Dr. Haluk Songur, Yrd.<br />

Doç. Dr. Latif Hacınebioğlu ve davetliler katıldı.<br />

Dr. Amjad Hussain<br />

Yarışmalarda Dereceye Giren<br />

Öğrencilere Ödülleri Verildi<br />

Konferansın sonunda 06.05.2007-10.05.2007 tarihleri<br />

arasında İlahiyat Fakültesi Öğrencileri arasında<br />

düzenlenen “Alırım Raketini” adlı masa tenisi turnuvasında<br />

ve kitap okuma yarışmasında dereceye giren<br />

öğrencilere şilt ve kitap paketi verildi. Masa tenisi turnuvasında<br />

Birinci Hamit Arıkan, İkinci İbrahim Yurt,<br />

Üçüncü Yunus Emre Akbay, Dördüncü M. Ali Aracı<br />

olurken; kitap okuma yarışmasında Reşat Arslan birinci,<br />

Yunus Emre Akbay ve Tuba Gül ikinci, Mehmet<br />

Akif Ağlamaz ve Kübra Yıldız da üçüncülüğü elde ettiler.


54 SDÜ Bülteni / Kasım 2007<br />

SDÜ Bülteni / Kasım 2007 55<br />

İlahiyat Fakültesi’nde Uluslararası Workshop<br />

Culture and Civilisation adlı Uluslararası workshop gerçekleşti.<br />

Başkanlığını Yrd.Doç. Dr. İsmail Latif Hacınebioğlu’nun<br />

yaptığı Worshop’a University of Wales, Trinity College’den<br />

Dr. Amjad Hussain, Fen-Edebiyat Fakültesinden Doç. Dr. Süleyman<br />

Seydi, İlahiyat Fakültesinden Prof. Dr. E.Sarıkçıoğlu,<br />

Prof. Dr. İ.Hakkı Göksoy, Doç. Dr. Nasuh Günay, Doç Dr. Talip<br />

Türcan, Yrd.Doç. Dr. Haluk Songür, Yrd.Doç. Dr. Bilal Gökkır<br />

katıldı. Katılımcılar temel problemlerin belirlenmesi ve çözüm<br />

yolları üzerinde görüşlerini ortaya koydu. Medeniyetler arası<br />

ilişkiler bağlamında sosyal, kültürel, felsefi ve tarihi problemler<br />

üzerinde duruldu.<br />

21. Yüzyılı Anlama ve Öngörüler Semineri<br />

Sosyoloji Bölümünden Seminer<br />

Süleyman <strong>Demirel</strong> Üniversitesi Fen-Edebiyat Fakültesi<br />

(FEF) Sosyoloji bölümü tarafından “Türk Düşüncesinde Süreklilik<br />

ve Yorum Farklılıkları” konulu bir seminer gerçekleştirildi.<br />

Seminer öncesi kısa bir konuşma yapan FEF Dekanı<br />

Prof. Dr. Nurten Özçelik, bilimin gücünün ötesinde hiçbir gücün<br />

olmadığını belirterek, “Böyle seminerlerin gerçekleştirilmiş<br />

olması bizi mutlu ediyor. Bu tür bilimsel ortamlarda fikir<br />

alışverişi yapmak öncelikli hedefimiz olmalıdır. Bu bağlamda<br />

bu tür seminerlerin öğrencilere önemli katkılar sağlayacağına<br />

inanıyorum.” dedi.<br />

Ardından başkanlığını Sosyoloji Bölümü Öğretim Üyesi<br />

Yrd. Doç. Dr. Suat Kolukırık’ın yaptığı seminere geçildi. Kolukırık,<br />

farklı zaman, tema ve konuklarla sürekli hale getirmeyi<br />

amaçladıkları Sosyoloji Seminerlerinde ulusal ve uluslararası<br />

sosyal içerikli konuları tartışmayı hedeflediklerini söyledi.<br />

Türkiye’deki düşünce farklılıklarının bir sorun değil, zenginlik<br />

olarak görülmesi gerektiğini belirten Kolukırık, sözlerine<br />

şöyle devam etti: Bugün Türkiye ve Dünya’nın karşı karşıya<br />

kaldığı sosyal problemlerinin özünde bir yönüyle de sosyal<br />

bilimlerin kendini ifade edememesi ve “Kurbanlaştırılmış<br />

bir kimliğin temsilcisi” gibi durması yatmaktadır. Teknoloji<br />

ve para ekseninde değerlendirilen yapılanmaların insanı ve<br />

toplumu anlamada yetersiz kaldığı açıktır. Bu anlamda sosyal<br />

bilimlere ve sosyologlara görev düşmektedir. Sosyal bilim eğitiminin<br />

teknisyen yetiştirme eğitimi değildir ve kullanılmayan<br />

bilgiler hedefine ulaşamayacaktır. Sosyal bilimlerdeki kısırlık<br />

mutlaka aşılmalıdır. Sosyolojinin olanla ilgilenmesi yanında,<br />

olabilecekler üzerinde de düşünülmesi kaçınılmazdır, ezberler<br />

ve paradigmalar sürekli değişmektedir. Sosyolojinin alanı<br />

ise sosyal değişmelerdir. Üniversiteler düşünce üretim alanları<br />

olarak, öğrenci ve araştırmacıları bir araya getiren merkezlerdir.<br />

Düşünce üretimi ve ifade süreçlerinde üniversitelerin oynadığı<br />

rol hiçbir biçimde yadsınılmamalı ve buna da imkan<br />

verilmemelidir. Bilimsel etkinlikler ve toplumsal sorunlar noktasında<br />

daha fazla çalışmaya ihtiyaç duyduğumuz ortadadır.<br />

Sosyoloji öğrencileri şimdi ve mezun olduktan sonra toplumu<br />

dönüştürmede başarılı projeler üretmek zorundadırlar. Türkiye<br />

yürütücülüğünü yapacağım Almanya ve Bulgaristan ortaklı<br />

Avrupa Birliği 7. Çerçeve Programları içinde yaklaşık 740 bin<br />

Euro’luk bir projeye başvurmuş bulunuyoruz ve ikinci bir projemizde<br />

de Almanya, Bulgaristan, Romanya ve Polonya’daki<br />

üniversiteler ve sivil toplum örgütleriyle ikinci bir projenin<br />

yazım aşamasındayız.” diye konuştu.<br />

Etkinliğin sunuşlar bölümünde; Sosyal Yapı ve Aktörler<br />

Bağlamında Türk Düşüncesi, Osmanlıdan Cumhuriyete Türk<br />

Düşünce Mirası, 1940’lı yıllardaki Sosyolojik Çalışmaların<br />

Türk Düşüncesine Etkileri, Türk Siyasal Düşüncesinin Analizi<br />

(1980–2007), Türk Düşüncesi ve 21. yy. Düşünce Üretim Alanları<br />

başlıklı bildiriler sunuldu. FEF 161 nolu amfide gerçekleşen<br />

seminere FEF Dekanı Prof. Dr. Nurten Özçelik, öğretim<br />

üyeleri ve öğrenciler katıldı.<br />

Süleyman <strong>Demirel</strong> Üniversitesinin Kuruluşunun 15. yılı etkinlikleri<br />

çerçevesinde Felsefe ve Sosyoloji Bölümü işbirliğinde<br />

gerçekleştirilen 21.Yüzyılı Anlama ve Öngörüler Semineri Fen<br />

Edebiyat Fakültesi 161 nolu amfide yapıldı. Seminerin açılış<br />

konuşmasında Felsefe Bölümü Öğretim Üyesi Yrd.Doç. Dr.<br />

Hamdi Bravo, yaşadığımız çağa ve geleceğe ilişkin fikir üretmede<br />

felsefe bölümü öğrencilerinin kürsülerde söz söylemesinin<br />

gelecek için gurur verici olduğunuz söyledi. Seminerin düzenleyicisi<br />

Sosyoloji Bölümü Öğretim Üyesi Yrd.Doç. Dr. Suat<br />

Kolukırık ise, Türkiye’ye içerden bakmak kadar, dışarıdan bakmanın<br />

ve bir üst bakış açısının oluşturulmasının kaçınılmazlığını<br />

vurguladı. Kolukırık sözlerine şöyle devam etti: “Bugün<br />

dünyamız zaman ve mekan temelinde tahmin edemediğimiz<br />

boyutta değişmekte ve şekil almaktadır. Bu süreçte Türkiye’nin<br />

zenginleşebilme, küresel refahtan pay alabilme ve tarihi doğru<br />

kavrayabilme sorunu bulunmaktadır. Hukuk üretme sorunu<br />

da bununla atbaşı gitmektedir. Türkiye’nin yüzü batıya dönük<br />

olmakla birlikte, doğuya da dönük olmak zorundadır ve tarihsel<br />

şartlar ve kültürel işbirlikleri bunu zorunlu kılmaktadır.<br />

ECOLAB Toplantısı<br />

Yapıldı...<br />

Süleyman <strong>Demirel</strong> Üniversitesi’nin ortak olduğu<br />

Socrates Comenius Projesi ECOLAB’ın (Economy<br />

and Labour) dördüncü uzmanlar toplantısı<br />

SDÜ’de gerçekleştirildi. Toplantı kapsamında<br />

Almanya, Litvanya ve Çek Cumhuriyeti’nin çeşitli<br />

üniversitelerinden 7 akademisyen; projenin<br />

Türkiye koordinatörleri Doç. Dr. İlker Çarıkçı ve<br />

Doç. Dr. Murat Dulupçu’dan oluşan ekip Rektör<br />

Yardımcısı Prof. Dr. Vecihi Kırdemir’i ziyaret ederek<br />

görüşmeler yaptılar. Ayrıca proje ekibi Ticaret<br />

Meslek Lisesi ile Ülkü İlköğretim Okulu’nda da<br />

incelemelerde bulundu.<br />

Küresel sistemle entegrasyon kadar, entegrasyonun şartlarını<br />

belirlemede alacağımız rol etken olmalıdır. Bunu da ancak yaşanan<br />

değişimleri anlayarak gerçekleştirebileceğiz. Tarihi anlayamayan,<br />

tarihteki dönüşümleri kavrayamayan uluslar ve<br />

kurumlar varolamayacaktır. Kendi medeniyet tasavvurumuzu<br />

yaratmak bu anlamda önemlidir. Artık sosyal bilimler küresel<br />

eksenlidir ve ‘küresel sosyal akıl’ karşısında gerekli ‘yerel sosyal<br />

akıl’ oluşturulması kaçınılmazdır. Yaşananları anlatacak ve tartışacak<br />

olanlar sosyal bilimcilerdir. Türkiye’de sosyal bilimler<br />

konuşmalıdır. Güçlü, akılcı, yaratıcı ve özgüvenli olduğumuz<br />

ölçüde kendi gelecek senaryolarımızı kendimiz yazabileceğiz.<br />

<strong>Bilgi</strong>yi üretmek kadar, bilginin eşya ve siyasetle olan ilişkisini<br />

de kurgulamak durumundayız”<br />

Etkinliğin sunuş bölümünde; Küreselleşme ve Ulus Devlet,<br />

Öteki Sorunu, Gelenek ve Modernizm Arasında Çokkültürlülük,<br />

Küreselleşme ve Küresel Sorunlar ve Yeni Toplum Tasarıları<br />

başlıklı bildiriler sunuldu. Etkinliğe öğretim üyeleri ve<br />

öğrenciler katıldı.


56 SDÜ Bülteni / Kasım 2007<br />

SDÜ Bülteni / Kasım 2007 57<br />

YDYO’dan<br />

Örnek Yardım<br />

SDÜ Yabancı Diller Yüksekokulu (YDYO) öğrenci<br />

ve öğretim elemanları tarafından toplanan<br />

ayni yardım Sütçüler ilçesine bağlı Çobanisa, Sarımehmetler,<br />

Beydilli ve Gümü köylerinde bulunan<br />

ilköğretim öğrencilerine dağıtıldı. Pastel boyadan,<br />

okul çantasına, oyuncaktan bilgisayara kadar çeşitli<br />

malzemelerin bulunduğu yardım malzemesi toplam<br />

320 öğrenciye dağıtıldı. Ayrıca ziyaret esnasında<br />

SDÜ’nün tanıtımı yapılarak, üniversite hakkında<br />

öğrencilere bilgi verildi. YDYO Öğrencileri Cevdet<br />

Dalyanlı, Hüseyin Ağaç, Murat Binici, ve Zekeriya<br />

Mulba dağıtım sırasında görev aldılar.<br />

NC State University Öğretim üyeleri<br />

ve öğrencileri orman fakültesini ziyaret etti...<br />

Amerika North Carolina State University’ den 14 kişilik öğretim<br />

üyesi ve öğrenci grubu bir eğitim programı (Natural Resources<br />

Management in Turkey - Study Abroad) çerçevesinde<br />

SDÜ’yü ve Orman Fakültesi’ni ziyaret etti.<br />

Ziyaretin ilk gününde Amerikalı grubun Türkiye’yi ve<br />

Türk insanını daha iyi tanıması amacıyla SDÜ Orman Fakültesi<br />

öğretim üyeleri Amerikalı konukları evlerinde misafir ederek,<br />

onların Türk aile yaşantısını ve Türk kültürünü daha yakından<br />

tanımalarını sağladılar.<br />

ABD de öğretim üyeliği yapan Doç. Dr. Fikret Işık sorumluluğundaki<br />

grup, amaçlarının Türkiye’yi ve Türk Ormancılığını<br />

tanımak olduğunu belirtti. Bu bağlamda Orman Fakültesi öğretim<br />

üyelerinden Yrd. Doç. Dr. Nevzat Gürlevik’in “Türkiye Ormanları<br />

ve Ormancılığı” hakkında yaptığı sunumun ardından<br />

Amerikalı grup üyeleri de North Carolina State Üniversitesi ve<br />

Amerikan Ormancılığı hakkındaki sunumlarını gerçekleştirdiler.<br />

Amerika Birleşik Devletleri’nin<br />

Ankara Büyükelçisi Ross Wilson Süleyman<br />

<strong>Demirel</strong> Üniversitesi’ni ziyaret<br />

etti. Rektör Prof. Dr. Metin Lütfi<br />

Baydar’la bir süre görüşen Wilson,<br />

SDÜ hakkında bilgi aldı. 2 günlük bir<br />

ziyaret için Isparta’ya gelen Wilson’a<br />

SDÜ Rektörü Baydar, 9. Cumhurbaşkanı<br />

Süleyman <strong>Demirel</strong>’in seramikten<br />

yapılmış minyatür fötr şapkası ile<br />

Bağcılık ve Şarap Kültürü Araştırma<br />

ve Uygulama Merkezi’nde üretilen<br />

2 şişe şarap armağan etti. Büyükelçi<br />

Wilson’da Rektör Baydar’a ABD’yi<br />

anlatan bir kitap hediye etti. Rektör<br />

Yardımcısı Prof. Dr. İsmail Karaca’nın<br />

da bulunduğu ziyaret sonrasında<br />

Rektör Baydar, Büyükelçi Wilson<br />

onuruna bir öğle yemeği verdi.<br />

Gerçekleştirilen sunuma North Carolina State Üniversitesi öğretim<br />

üyeleri Doç. Dr. Fikret Işık, Dr. Bronson Bullock, Dr. John<br />

Frampton ve öğrencileri, Orman Fakültesi Dekan Yardımcısı<br />

Yrd. Doç. Dr. Birol Üner, Orman Fakültesi Öğretim Üyeleri ve<br />

öğrenciler katıldı.<br />

Yapılan sunumların ardından Orman Fakültesi öğretim<br />

üyeleri ve Amerikalı grup üyeleri Eğirdir’i ve Kovada Gölü<br />

Milli Parkı’nı gezerek Türkiye ormancılığı hakkında somut uygulamaları<br />

arazi de görme imkanı buldular.<br />

Ziyaret sonrasında Amerikalı grup üyeleri kendilerine gösterilen<br />

ilgiden dolayı çok memnun olduklarını, Türkiye ve Türk<br />

insanının misafirperverliği karşısında çok duygulandıklarını,<br />

iki üniversite ve öğretim üyeleri arasında yeni projeler ve çalışmalar<br />

gerçekleştirerek kurulan sıcak dostlukları devam ettirmek<br />

istediklerini dile getirdiler.<br />

ABD Büyükelçisi Ross Wilson SDÜ’de...<br />

GÜLAR: “Küresel Isınma Gülü’de etkiledi!”<br />

Süleyman <strong>Demirel</strong> Üniversitesi Gül ve Gül Ürünleri Araştırma<br />

ve Uygulama Merkezi (GÜLAR) tarafından, gül sezonu<br />

başlamasına az bir süre kala gül bahçelerinde yaşanan sorunları<br />

yerinde görmek ve değerlendirmek amacıyla, Isparta’nın<br />

önemli gül üretim bölgelerine inceleme gezileri düzenlendi.<br />

Bu amaçla oluşturulan ekipte, GÜLAR Müdürü Prof. Dr. Hasan<br />

Baydar ve Müdür Yrd. Dr. Soner Kazaz, Ziraat Fakültesi<br />

Öğretim Üyesi Doç. Dr. Gürsel Karaca, Arş.Gör. Ozan Demirözer,<br />

Hüseyin Şenol ve Güliz Şenol katıldı. İnceleme gezilerine<br />

ayrıca GÜLBİRLİK Genel Müdürlüğü tarafından destek sağlandı.<br />

Isparta yöresinde bulunan gül bahçelerinde yapmış olduğu<br />

gözlemlere dayanarak, yaklaşan tehlikeye dikkat çeken<br />

GÜLAR Müdürü Prof. Dr. Hasan Baydar, “Küresel ısınmanın<br />

doğurduğu kuraklaşma süreci ve beklenmedik iklim değişimleri,<br />

maalesef yöremizin en önemli tarımsal ürünlerinden birisi<br />

olan yağ gülünü de olumsuz yönde etkilemektedir. 2006 yılında<br />

yaz mevsimi ile 2007 yılında ilkbahar mevsiminin çok kurak<br />

ve sıcak geçmesi, özellikle sulanmayan gül bahçelerinde kısmen<br />

kurumalara yol açmış, çiçek tomurcuğu oluşumunu azaltmıştır.<br />

Bazı gül bahçelerinde, kuraklık dışında, budama sonrası<br />

yaşanan donlardan, genç sürgünlerde uçtan köke doğru kurumalara<br />

neden olan hastalıklardan ve de zararlı böceklerden<br />

(gül koşnili, gül yaprak biti, gül güvesi, gül makas böceği gibi)<br />

kaynaklanan büyük zararlar söz konusudur. Başta Gelincik,<br />

İlavuz, Deregümü, Güneykent olmak üzere gülcülüğün yoğun<br />

olarak yapıldığı yörelerde yüzde 50, hatta daha fazla oranlarda<br />

verim kayıplarının olacağını tahmin ediyorum. Hava sıcaklıkları<br />

normal mevsim değerlerine düşmez ve Mayıs yağışları<br />

arzulanan düzeyde gerçekleşmez ise, gül yağı randımanı da<br />

azalacaktır. Belki de, 1 kg gül yağı üretmek için 5-6 ton çiçeğin<br />

damıtılması gerekecektir. Bu durum da gül yağı üretim maliyetlerini<br />

artıracaktır. Randımanı, gül çiçeklerini çok daha erken<br />

saatlerde – güneş doğmadan - toplayarak bir miktar artırmak<br />

mümkündür. Geçen sezon üretim fazlalığından kaynaklanan<br />

sorunları (kota uygulaması ve düşük çiçek alım fiyatları gibi)<br />

yaşamıştık. Korkarım, bu sezonda da rekolte ve randıman düşüklüğünden<br />

kaynaklanacak sorunları yaşayacağız.” dedi.<br />

GÜLAR Müdürü Prof. Dr. Hasan Baydar, taban arazilerde<br />

kurulu olan ve sulanan gül bahçelerinde sorun yaşanmadığını,<br />

ancak Isparta yöresinde çok az sayıda gül bahçesinin sulandığına<br />

vurgu yaparak, “Küresel ısınmanın neden olacağı kuraklaşma<br />

süreci, gül üretim stratejimizi de kökten değiştirmemize<br />

yol açabilir. Bundan böyle eğimli ve kıraç arazilerde değil de,<br />

daha çok taban ve sulanan arazilerde gül bahçeleri tesis etmek<br />

zorunda kalabiliriz. GÜLAR olarak gelişmeleri yakından takip<br />

ediyoruz.” şeklinde düşüncelerini açıkladı.<br />

Isparta gülünde çiçeklenme Mayıs ayı ortasından itibaren<br />

başlayıp Haziran ayı sonuna kadar devam ediyor. Yaklaşık 40<br />

gün süren bu kampanya döneminde, gül yağı fabrikalarında<br />

gül çiçekleri damıtılıyor. Isparta’da her kampanya döneminde<br />

yaklaşık 10 bin aile tarafından toplanan 7 bin ton gül çiçeğinden,<br />

her yıl 1.5 ton kadar gül yağı ve 4 ton kadar konkret üretiliyor.<br />

Gül yağı ve konkret ihracatından Isparta ekonomisine<br />

her yıl yaklaşık 10 milyon dolar döviz girdisi sağlanıyor. 1 kg<br />

gül yağı ortalama 4000 dolar ve 1 kg konkret ortalama 400 dolar<br />

değerinde alıcısını buluyor. Bu yönüyle Isparta, ‘sıvı altın’<br />

olarak tabir ettiğimiz gül yağının dünyadaki en önemli üretim<br />

üstüdür.<br />

5. Geleneksel “Ateş ve Şiir” Etkinliği<br />

SDÜ Kitap Kulübü’nün düzenlediği “5. Geleneksel<br />

Ateş ve Şiir Etkinliği” Salda Gölü kıyısında<br />

yapıldı. Kulüp yöneticisi Dicle Özdemir<br />

yapmış oldukları gezi hakkında şunları söyledi:<br />

“Göller bölgesi ile bütünleşmeyi, amaçlayan<br />

kulüp öğrencileri, Eğirdir-Altınkum Plajı, Burdur<br />

Gölü, Gölcük ve Eğirdir Bedre Plajı’ndan<br />

sonra bu yıl da Salda Gölü Orman Dinlenme<br />

Tesisleri’nde kamp kurdu. Sabahın erken saatlerine<br />

kadar çalınan gitarlar, sazlar, söylenen<br />

şarkılar, türküler ve okunan şiirlerle sınavlar<br />

öncesi öğrenciler moral topladı. Geziye kulüp<br />

öğrencileri yoğun ilgi gösterdi.


58 SDÜ Bülteni / Kasım 2007<br />

SDÜ Bülteni / Kasım 2007 59<br />

Felsefe Kulübü<br />

Yazılı Kanyonda<br />

SDÜ Televizyon<br />

Makinası’nda<br />

SDÜ’de Öğrenciler TERÖRÜ LANETLEDİ...<br />

Süleyman <strong>Demirel</strong> Üniversitesi (SDÜ) öğrencileri<br />

son günlerde artan terör olaylarına tepki olarak,<br />

kampüs alanı içinde bir yürüyüş yaparak terörü lanetlediler.<br />

Saat 12.00’de Doğu Kampüsü Merkezi Derslikler<br />

önünden başlayıp Batı Kampüsü Cam Kafe önünde<br />

son bulan yürüyüşe çok sayıda öğrenci katıldı. Ellerindeki<br />

Türk bayraklarıyla yürüyen öğrenciler havanın<br />

yağışlı olmasına aldırmadan attıkları sloganlarla<br />

terörü lanetlediler.. Isparta Meslek Yüksekokulu Pazarlama<br />

2.Sınıf Öğrencisi Samet Alpat yaptığı kısa<br />

konuşmada “Bu haince oyunu bitirmek için hepimiz<br />

okuyor ve çalışıyoruz. Gazi ve şehit oluyoruz. Bilinsin<br />

ki, bu oyunu bitirmek için üzerimize düşen her<br />

türlü görevi sonuna kadar yapmaya hazırız.” dedi.<br />

Terörü lanetleme yürüyüşü, saygı duruşu ve İstiklal<br />

Marşı’nın okunmasının ardından saat 13.00’te<br />

son buldu.<br />

Süleyman <strong>Demirel</strong> Üniversitesi Felsefe Kulübü tarafından<br />

Yazılı Kanyon’a gezi düzenlendi.<br />

Felsefe Kulübü Başkanı Yrd. Doç. Dr. Işıl Bayar Bravo’nun<br />

başkanlığında gerçekleşen geziye Tarih Bölümü Öğretim<br />

Üyesi Yrd. Doç. Dr. Abdurrahman Uzunaslan, Felsefe Bölümü<br />

Başkanı Yrd. Doç. Dr. Hamdi Bravo, Uzman Nurten<br />

Kiriş ve Felsefe Kulübü üyesi öğrenciler katıldı.<br />

Süleyman <strong>Demirel</strong> Üniversitesi Teknik Eğitim Fakültesi<br />

Yapı Eğitimi Bölümü öğrencileri 47 kişilik bir grupla Kanal<br />

D’de yayınlanan, “Televizyon Makinası” programına katıldı.<br />

Öğrenciler programda doyasıya eğlendiler. Program sonunda<br />

SDÜ öğrencileri adına Yunus Emre Karabulut ve Ömer<br />

Çolak Okan Bayülgen’e Isparta’nın simgesi olan gül desenli,<br />

el işlemesi minyatür halı hediye ettiler.<br />

SDÜ’lü Öğrenciler<br />

Fest-i Erasmus<br />

Programında<br />

Süleyman <strong>Demirel</strong> Üniversitesi Erasmus Kulübü üyeleri<br />

ve Erasmus programı kapsamında SDÜ’ye gelen yabancı<br />

öğrenciler, AB Eğitim ve Kültür Programlarının 20. yılı<br />

kutlamaları kapsamında düzenlenen Fest-i Erasmus programında<br />

SDÜ’yü temsil ettiler. Fest-i Erasmus,Türkiye’deki<br />

tüm üniversitelerin yabancı öğrencilerinin katılımıyla ulusal<br />

ajans, Ankara’daki üniversiteler ve Aegee(Avrupa Öğrencileri<br />

Forumu) organizasyonuyla ODTÜ, TOBB ve BİLKENT<br />

üniversitelerinde çeşitli etkinliklerle kutlandı. ODTÜ Kültür<br />

Merkezi’nde açılan okul tanıtım stantlarında görevli<br />

olan Erasmus Kulübü öğrencileri, gelecek yıl yapılacak olan<br />

Fest-i Erasmus programına da katılmak istediklerini belirttiler.<br />

Ayrıca kulüp öğrencileri, Anıtkabir ziyaretinde de bulundular.<br />

YDYO’dan<br />

Çocuk Esirgeme<br />

Kurumuna ziyaret<br />

Ünal Çek<br />

Cumhuriyeti’nde<br />

SDÜ’yü temsil etti...<br />

Süleyman <strong>Demirel</strong> Üniversitesi Seramik Araştırma ve<br />

Uygulama Merkezi Müdürü Yrd. Doç. Serap Ünal, SDÜ’yü<br />

temsil etmek üzere 10 Nisan 2007-11 Mayıs 2007 tarihleri<br />

arasında Çek Cumhuriyeti’nin “Jan Evangelista Purkyně”<br />

Üniversitesine gitti. Ünal, “Anadolu’da İlkel Çömlekçilik “<br />

konulu ders vererek, öğrencilerle birlikte atölye çalışmaları<br />

yaptı. Yapılan bu çalışmalara Jan Evangelista Purkyně Üniversitesi<br />

Seramik Sanatları Bölüm başkanı Prof. Dr. Pavel<br />

Jarkovský ve Bölüm öğretim üyelerinden Mgr. art Miloš Nemec<br />

ile Jana Horneková eşlik ettiler. Ünal, yapmış olduğu bu<br />

çalışmalardan dolayı yine aynı üniversitede 2008 Mayıs tarihinde<br />

düzenlenecek olan Uluslararası Seramik Çalıştayı’na<br />

da davet edildi.<br />

Yabancı Diller Yüksekokulu (YDYO) personeli ve öğrencileri<br />

tarafından öğrencilerin isteği üzerine Isparta Çocuk<br />

Esirgeme Kurumu’na bir ziyaret gerçekleştirildi.<br />

Çocuk Esirgeme Kurumu’nda kalan çocuklar, Öğretim Elemanı<br />

Tamer Aksungur’un müzik dinletisi ve YDYO öğrencilerinden<br />

Volkan Çağlayan’ın dans gösterisi ile hoşça vakit<br />

geçirdiler.


ITSO140<br />

yaşında...<br />

60 SDÜ Bülteni / Kasım 2007<br />

SDÜ Bülteni / Kasım 2007 61<br />

“Isparta’nın Geleceğine Güveniyoruz”<br />

Isparta’nın tüm bu eksikliklerini açık yüreklilikle kabul ettiklerini<br />

ifade eden Kaçıkoç, “ITSO olarak Isparta’nın geleceğine güveniyoruz.<br />

Çünkü sanayici ve tüccarlarımızın başarısı için, gerekli kritik kaynaklara<br />

sahibiz. Isparta uzun yıllar bölgenin ticari merkezi olmuştur.<br />

Üniversitemiz, beyin gücümüzü oluşturacak kapasitededir. Sağlık ve<br />

eğitimde Türkiye’nin en iyi illeri arasındayız. Ulaşım ağımız, kuzeygüney<br />

yönünde oldukça yeterli. Sürekli artan mal ve hizmet talebi olan<br />

bir ile Antalya’ya komşuyuz.” dedi.<br />

ITSO Bşk. Hasan Hüseyin Kaçıkoç<br />

Isparta Ticaret ve Sanayi Odası’nın (ITSO)140.kuruluş yıldönümü etkinlikleri çerçevesinde<br />

Süleyman <strong>Demirel</strong> Üniversitesi Kültür Merkezi’nde bir kutlama programı düzenlendi.<br />

Programa; Sanayi ve Ticaret Bakanı Ali Coşkun, Rusya Ticaret Ataşesi<br />

Vladimir Fitin, Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği Başkanı M. Rifat Hisarcıklıoğlu,<br />

Türk Dünyası Araştırma Vakfı Başkanı Prof. Dr. Turan Yazgan, Isparta<br />

Vali Yardımcısı Bekir Kaya, SDÜ Rektörü Prof. Dr. Metin Lütfi Baydar, Rektör<br />

Yardımcıları Prof. Dr. Vecihi Kırdemir, Prof. Dr. İsmail Karaca, Isparta İl eski<br />

Emniyet Müdürü Metin Alp, dekanlar, öğretim üyeleri, bazı iş adamları ve<br />

çok sayıda davetli katıldı.<br />

“Siyasi İstikrarsızlıklar Hepimizi Yıldırdı”<br />

Programda ilk konuşmayı yapan ITSO Başkanı Hasan Hüseyin Kaçıkoç,<br />

yıllarca süren ekonomik ve siyasi istikrarsızlıkların ülke olarak herkesi yıldırdığını<br />

ve insanların cesaretini kırdığını belirterek, “Isparta makro ekonomik<br />

sorunları çok daha fazla ve derinden hissetti. Bunda herkesten fazla,<br />

Ispartalının kendi hatalarının payı var. 1980’lerden sonra artan rekabete ve<br />

dış ticarete uyum sağlamada yeterli cesareti gösteremedik, çok ortaklı işletmeler<br />

kurmada olması gereken kadar yol alamadık. Uzmanlaştığımız gül,<br />

halı ve bir de meyvecilik dışında yeni alanlara cesaretle giremedik. En acısı<br />

fakir olmayı istedik. Keşke 10 Dolar daha fakir olsaydık da, teşviklerden yararlansaydık<br />

diye dert yanar hale geldik. Elimize çantamızı alıp, Türkiye ve<br />

dünyaya yönelmek bize zor geldi.”dedi.<br />

“Teknokent Projesini Hayata Geçirdik”<br />

SDÜ ile işbirliği içerisinde Teknokent projesini hayata geçirdiklerini<br />

belirten Kaçıkoç, “Bu projeyle üniversite ile sanayi kurumları bir<br />

araya geliyor. Üniversite sanayi işbirliği yönünde şimdiye kadar atılmış<br />

en somut adımdır. Dayanışma ve işbirliği ile gücümüzü daha fazla<br />

katlayacağımıza inanıyoruz. Bu noktada, Isparta’da uzlaşmanın sağlanacağı<br />

zemin ITSO’dur.” diye konuştu.<br />

Ardından kürsüye gelen SDÜ Rektörü Prof. Dr. Metin Lütfi Baydar,<br />

üniversitelerin bir şehrin deniz fenerleri olduğunu söyleyerek, “Üniversiteler,<br />

girişimciye yön veren kısacası girişimcinin başvuracağı referans<br />

alanlarıdır. Teknokent, üniversite ve sanayi işbirliğinin sonucu<br />

olarak ortaya çıkmıştır. Üniversitede bulunan yaklaşık 700’ün üzerindeki<br />

öğretim üyesi ve binlerce araştırmacı bölge girişimcisinin emrindedir.<br />

SDÜ Teknokenti bölge girişimcisinin istediği alanlarda araştırma<br />

yapmak, onların elinde olan kaynakların anlamlı şekilde yatırıma<br />

dönüştürülmesi için, her türlü imkanı her türlü laboratuvarı girişimcisine<br />

açma gayreti içindedir.Teknokent içinde şimdiye kadar 12 şirket<br />

değerlendirilmiştir. Biz bu sayının artmasını bekliyoruz. SDÜ üzerine<br />

düşeni daha fazla yapma gayreti içindedir.”diye konuştu.<br />

“Sömürülüyoruz...”<br />

Rektör Baydar’ın ardından konuşan Türk Dünyası Araştırma Vakfı<br />

Başkanı Prof. Dr. Turan Yazgan ise Türk Dünyası’nın kaynaklarının<br />

sömürüldüğüne değinerek, “ Ülkenin varlığı iki türlü olabilir birincisi<br />

sömürülen soyulan horlanan bir ülkenin vatandaşları olarak varolursunuz<br />

ve böyle olmanıza rağmen mutlu olursunuz. Veya eskiden olduğu<br />

gibi dünyayı ikiye bölen bir milleti dik başlı, eğilmeyen bükülmeyen<br />

ve bütün insanları rengine ırkına, soyuna sopuna, dinine, inancına<br />

bakmadan seven insanların torunları olarak mutlu olursunuz. Bizim<br />

ne yazık ki 18.asırdan sonra ikinci şekildeki mutluluğa razı oluşumuz<br />

çok acı bir razı oluştur. Bütün Türk toplulukları Türkiye dahil soyuluyor,<br />

sömürülüyor. Bu aşağı yukarı Atatürk’ün ölümünden bu yana devam<br />

ediyor. Bunu siyasi bir değerlendirme olarak algılamayın. Çünkü<br />

ben siyasetten nefret ederim. Suç işleyen bir Alman’ı mahkum etmek<br />

bir Alman yetkilisi tarafından tuhaf karşılanıyor. Çünkü; Almanlar halen<br />

Türklere ırkçı olarak bakıyor. Yalnız Almanya değil, bütün Avrupa<br />

böyle bakıyor. Bir zamanlar bizim refahımız dünyanın en fazla üretimini<br />

yapmaktan geçiyordu. Çünkü bütün üretilen ürünler Türk topraklarından<br />

geçerdi. En kaliteli çalışmaları yapıyorduk. Dünyanın en<br />

büyük sanayi teşkilatını kurmamız bunda etkiliydi. Eline, beline, diline<br />

sağlam insanlarla dünyanın en kaliteli üretimini yapıyorduk.”dedi.<br />

“Dış Ülkeler Çevremizdeki Kaynaklara El Koydu”<br />

Avrupa ve Amerika’nın Ruslarla birlikte sömürgecilik siyaseti yaparak<br />

çevremizdeki kaynaklara el koyduklarını belirten Yazgan, “Şu<br />

anda Irak’ta Araplara karşı yürütülen bir savaş yoktur. Bize karşı yürütülen<br />

bir savaş vardır. Çünkü Irak’taki kaynaklar benim babamın malıdır.<br />

Afganistan’da Amerika Bin Ladin’i aramıyor. İstese Bin Ladin’i<br />

50 milyon dolara ölü ya da diri Bush ele geçirir. Şu anda Rusya’ya<br />

akan Türk kaynaklarının daha sonra Amerikan küresel şirketlerinin<br />

eline geçmesi için orada bir şeyler arıyor. Türkiye’nin şehitler ülkesi<br />

olmasına göz yumuyor. Ve tabi ki, bu durumdan sanayici muzdariptir.<br />

Aslında 1830’lardan beri muzdariptir. Çünkü 1800’lerden sonra<br />

imzaladığımız bütün antlaşmalar Avrupalıların içimizdeki azınlıkları<br />

kışkırtmasına imkan vermiştir. Bu, hala devam ediyor. İçimizde kin ve<br />

nefret dolu bir azınlık meydana getirdiler. Bu azınlıklar Osmanlı’nın<br />

Prof. Dr. Metin Lütfi Baydar<br />

Prof. Dr. Turan Yazgan


62 SDÜ Bülteni / Kasım 2007<br />

SDÜ Bülteni / Kasım 2007 63<br />

yıkımından sonra da boş durmadı. Ancak Atatürk dönemindeki her<br />

baş ezildi. Ama ondan sonra ağır ağır tekrar baş kaldırmalar devam<br />

etti. Atatürk Kerkük için 8 kez çizme giydi, sekizinde de İngilizler<br />

Türkiye’de isyan çıkarttılar. Sebebi, Türkiye’nin iktisadi kaynaklarının<br />

Türkler tarafından kullanılmasını engellemekti.” dedi.<br />

10 milyon dolarlık yıllık ciroya ulaştık. Bir diğeri ise sadece Isparta’da<br />

bulunan pomza madenini üretmeye başladık. Ayrıca termal su ile ilgili<br />

çalışmalarımız devam ediyor. 400 dönümlük bir alanın ruhsatını alıp<br />

560 metre derinlikte 50ºC’lik sıcak suyu Isparta’da bulduk. Bu sayede<br />

Isparta termal bir şehir haline gelecek.” diye konuştu.<br />

“Türkiye’de Emek Bol, Sermaye Kıttır”<br />

Dünyanın en ileri sanayisini Türklerin geliştirdiğini söyleyen Yazgan,<br />

“Bu düşünce 16.asırdan sonra değişmiştir. Kendimize güvensizliğimiz,<br />

kendimizi bilmememizden kaynaklanıyor. Bugün Türkiye’de<br />

sanayici ne kadar şikayet ederse haklıdır. Çünkü işleyen kanunlar<br />

İngiltere’nin Hindistan’a uyguladığı sömürge kanunlarından başka bir<br />

şey değildir. Türkiye’nin şartlarına, iktisadi ve sosyal bünyesine uygun<br />

değildir. Bu ülkede emek boldur, sermaye kıttır. Ama yaptığımız üniversite<br />

binalarında çalışma en fazla altı ve yedi saattir. Avusturya’da<br />

sermaye bol olmasına rağmen yapılan bir üniversite binası 24 saat çalışır.<br />

Sermaye böylesine israf ediliyor. Çünkü teşvik diye, sermaye teşvik<br />

ediliyor; sanayici değil. Halbuki, emeğin teşvik edilmesi lazım. Bunun<br />

için fiilen yapılması gereken çalışılarak doldurulan çalışma saatleri<br />

toplamından sanayiciye teşvik verilmelidir. Böyle olduğu zaman sahte<br />

ihracat da olmaz.” şeklinde konuştu.<br />

“Rusya ile İlişkiler Hızla Artıyor”<br />

Rusya Ticaret Ataşesi Vladimir Fitin ise Türkiye ile Rusya arasındaki<br />

ilişkilerin hızla geliştiğini belirterek, “2001 yılındaki Türkiye ile<br />

Rusya arasındaki karşılıklı ticaret 4 milyar dolar iken şimdi bu sayı 5<br />

kat artarak 20 milyar dolara çıktı. Bu da, ekonomik ilişkilerin iki ülke<br />

arasında artmasını sağladı.” dedi.<br />

“Türk Firmaları Rusya’da Çalışıyor”<br />

Fitin, Rus şirketlerin desteğiyle önemli çalışmaların altına imza atıldığını<br />

belirterek 2 Rus şirketinin katılımıyla Türkiye’de santral kuruldu.<br />

Yine bir şirketin sayesinde İstanbul’da ‘Hafif Ray Sistemli Metro’<br />

uygulaması için çalışılıyor. Şu anda Rusya’da özellikle inşaat sektöründe<br />

çok sayıda müteahhitlik şirketlerinin Rusya’da imzaladıkları toplam<br />

kontrat bedeli 18 milyar doları aşıyor.” şeklinde konuştu.<br />

“En Ağır Sosyal Güvenlik Primi Türkiye’de Uygulanıyor”<br />

En ağır sosyal güvenlik priminin Türkiye’de uygulandığını ifade<br />

eden Yazgan, konuşmasına şöyle devam etti: “Bu uygulama emekten<br />

kaçışı veya kaçak işçiyi körüklüyor. Neticede ülke kendi sosyal ve iktisadi<br />

bünyesine uymayan bu kanun ve müesseseler sebebiyle bütünüyle<br />

suçlu durumuna gelmiştir. Çünkü seçilenler daima yeniden seçilmek<br />

için devamlı olarak birtakım tahammülsüzlüklere göz yummuşlardır.<br />

Büyük şehirlerin yüzde 60’ı gecekondudur. Bu da işgal edilmişliğin<br />

göstergesidir. Çalışan işçilerin çoğu kaçaktır. Hepsi suçludur. Devamlı<br />

olarak teşvik edilen tüketim hepimizi borçlu hale getirmiştir. Bu durumda<br />

ithalata yönelinmiştir. İthalatla karşılamak da borçla olur. Borç<br />

alan, emir alır. Osmanlı Devleti 1856’ya kadar borç almamıştır. Ama<br />

ondan sonra alınan borçlarla bu devlet yıkılmıştır. Bugün de borçlarımız<br />

son derece artmıştır.”<br />

“Sanayi Reformu Yapılmalıdır”<br />

Sanayicinin karşılaşacağı her türlü güçlüğün Türkiye’de mevcut<br />

olduğuna değinene Yazgan, “Türkiye’de 1947’den bu yana devam<br />

eden sosyal ve iktisadi bünyemize uymayan kanunlar ve müesseseler<br />

ayıklanmadıkça, özellikle sömürge ülkelerde uygulanan kanunların<br />

son bulması sağlanmadıkça doğru dürüst bir sanayi reformu gerçekleştiremeyiz.<br />

Onun için kendimize güvenmemiz gerekir. Ve eskiden<br />

olduğu gibi iktisadi kaynakların Türkler için Türklerle birlikte kullanılmasını<br />

sağlamak gerekir. Bu tren büyük ölçüde kaçtı. Bakü-Ceyhan<br />

hattı 15 yıl sürdü. Ve neticede yüzde 35’i bize ait iken bu oran yüzde<br />

1.75’e indi. Böylece biz işin hamalı olduk. Bu durumdan İstifade edenler<br />

küresel şirketler oldu. Rusya yaptığı antlaşmalarla akışın devamını<br />

daha uzunca bir müddet kendisine doğru yöneltti. Bizim için önemli<br />

olan Türklere ait kaynakların, Türklerle birlikte Türkler tarafından ve<br />

Türkler için kullanılmasıdır. Artanın da dünya fiyatlarıyla piyasaya<br />

sevk edilmesidir. Kurtuluşun yolu birlikten ve beraberlikten geçer. Bu<br />

düşünce; ırkçılık, milliyetçilik ya da hayalcilik değildir.” diye konuştu.<br />

Isparta bankalarında bulunan 1 milyar doları değerlendirememekten<br />

yakınan Isparta Belediye Başkanı Hasan Balaman ise, en kısa<br />

zamanda bu paranın Isparta’nın sanayisi ve ticareti için harcanması<br />

gerektiğini kaydetti. Başkan Balaman, “Bizim büyük şehirlerden hiçbir<br />

farkımız yok. Önemli olan ilimizde bulunan potansiyelleri yönlendiren<br />

birilerinin olmasıdır. Biz teşvikleri bahane ederek yatırımlarımızı başka<br />

illere kaydırdık.Belediyemiz bir kamu kuruluşu olmasına rağmen özel<br />

sektöre de el attı. Bu bağlamda önemli atılımlar yaptık. Isparta’da andezit<br />

madenini ortaya çıkararak bunun fabrikalarını kurduk.Buradan<br />

Isparta Bld. Bşk. Hasan Balaman<br />

Vladimir Fitin<br />

TOBB Bşk. M. Rifat Hisarcıklıoğlu<br />

“Türkiye Bağımsız Bir Politika İzliyor”<br />

Türkiye’nin uyguladığı politikanın Türk halkına layık bağımsız<br />

bir politika olduğunu söyleyen Fitin, konuşmasına şöyle devam etti:<br />

“Eğer Türkiye’ye bir kaynak geliyorsa bu kaynaklar Türkiye’den<br />

Rusya’ya geliyor. Sadece geçen yıl Rusya’dan Türkiye’ye 20 milyar<br />

metreküp doğalgaz sevk edildi. Ankara’nın doğalgaz gelmeden önceki<br />

halini düşünürseniz aradaki farkı anlarsınız. Özellikle enerji sektöründe<br />

büyük ilerlemeler oldu. Binlerce Türk firması Rusya’da çalışmaktadır.<br />

Isparta’nın dışa açılmasında Rus şirketlerinin katkısı da muhakkak<br />

vardır. Aramızdaki ilişkilerin gelişmesine hiçbir engel yoktur.<br />

Çünkü; siyasi ilişkilerimiz çok yüksek düzeyde. Bunun en açık kanıtı<br />

İstanbul’da yapılan Karadeniz Ekonomik İşbirliği çerçevesinde Rusya<br />

Devlet Başkanı Putin’in, Ankara’nın üst düzey yetkilileriyle yaptığı görüşmeler,<br />

bunun en açık kanıtıdır.”<br />

Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği Başkanı M. Rifat Hisarcıklıoğlu,<br />

Isparta’nın günden güne geliştiğini görmenin kendisi için ayrı bir mutluluk<br />

kaynağı olduğunu söyleyerek, zenginleşmenin yolunun ticaretten<br />

geçtiğini bildirdi.<br />

“Hatayı Kendimizde Arayacağız”<br />

İnsanın kendisindeki hastalığı nedir Diye aramaya başlamazsa<br />

tedavi bulamayacağına değinen Hisarcıklıoğlu, “Benim tedavi için<br />

tespit etmiş olduğum yolun birincisi; ben Türkiye’yi geziyorum. 364<br />

odam ve borsam var. Eğer, bir ilde bir ilçede gelişmişlik varsa bakın<br />

arkasına tek bir şey görüyorum, eğer o ildeki valisi, belediye başkanı,<br />

milletvekilleri, oda ve borsa başkanları, rektörü hepsi bir araya gelip<br />

tek yumruk haline gelmiş ise şehir de onlarında arkasında durmuşsa o<br />

şehrin çehresi değişiyor. Gaziantep’in, Kayseri’nin, Malatya’nın modeli<br />

budur. Hatayı, kendimizde arayacağız başkasında değil.” dedi.<br />

“Yöneticiyi Motive Etmelisiniz”<br />

Seçim dönemine girildiğini bildiren Hisarcıklıoğlu , “Seçim döneminde<br />

milletvekilleri gelecek, herkes kendi programlarını, kendi<br />

yapacaklarını anlatacak. 22 Temmuz geldiğinde de sizler de gidip oy<br />

atacaksınız. 23 Temmuz sabahı bu fikren ayrılıkları bitirip Ankara’ya<br />

göndereceğimiz vekilin arkasında olmalıyız. 22’sine kadar herkes ayrı<br />

ayrı düşünebilir ama seçtikten sonra, demokrasinin de gereği kimi seçtiysek<br />

sahip çıkacağız. Belediye başkanının iki senesi vardır daha, iki<br />

sene öncesinden tartışırsanız hizmet alamazsınız. Sevgili Ispartalılar<br />

seçtiğiniz insana sahip çıkmalısınız” dedi.<br />

Teşvik Yasası Yanlış<br />

Hisarcıklıoğlu, Teşvik yasasının başından beri yanlış olduğunu<br />

söylediklerini belirterek, “75 il bu yasadan şikayetçi, 6’sı memnundur.


64 SDÜ Bülteni / Kasım 2007<br />

SDÜ Bülteni / Kasım 2007 65<br />

Kayseri’de sıfır teşvik olmasına rağmen 140 tane işyerini organize<br />

sanayi bölgesinde biz açtık. Isparta’da bunu uygulamalı ve tek yumruk<br />

olmalıdır. Isparta’mızı zenginleştirmek istiyorsak bunu özel sektör<br />

eliyle yapmak mecburiyetindedir. Resmi rakamlara göre 2.5 milyon insanımız<br />

işsiz. 2 milyon 700 bin insan iş arama umudunu yitirmiş. Her<br />

yıl 700 bin genç geliyor. 900 bin kişi köyden kente göç ediyor. Bunlara<br />

işi kim verecek Tabi ki biz vereceğiz. Kimseden para pul istemiyoruz.<br />

İnsanlar bize moral versin yeter.”şeklinde konuştu.<br />

“Isparta Önüne Hedef Koysun”<br />

Ispartalı olarak kendinize bir hedef koyun diyen Hisarcıklıoğlu,<br />

“Isparta’dan öyle bir firma çıkarın ki Türkiye’de ilk yüze girsin ve herkese<br />

örnek olsun. Türkiye’nin ekonomisi 2001 yılındaki durumunda<br />

değildir. O zaman bir ipe tutunduk ve kurtulduk. Artık makro iktisadi<br />

reformları geçtik iş mikroda. 2 yıldır bu konu üzerinde çalışmamıza<br />

rağmen bunda başarılı olamadık. Seçimlerden sonra bu konuyu tekrar<br />

ele alacağız.”dedi.<br />

“Anayasa Değişmelidir”<br />

Üretim tarzında da yeniliklere gidilmesi gerektiğinden bahseden<br />

Hisarcıklıoğlu, “Bunun yapılması için Anayasa Reformuna gidilmelidir.<br />

Binanın temeli Anayasadan başlar. Eğer temeli sağlam olmazsa en<br />

ufak bir depremde yıkılır. Önümüzdeki dönemde ekonomik reformları<br />

sürdürebilmemiz için yeni bir anayasaya ihtiyaç vardır. Son 7 yılda 178<br />

anayasa maddesinin 57 maddesini değiştirmişiz. Artık 1982 Anayasasının<br />

omurgasıyla bugünkü omurga aynı değil.”dedi.<br />

“Siyasi Partiler ve Seçim Sistemi Değişmelidir”<br />

Siyasi partiler ve seçim sisteminin değiştirilerek, vekil ve seçmen<br />

arasındaki bağın kuvvetli olması gerektiğine değinen Hisarcıklıoğlu,<br />

“Eğer işlerin daha kolay yürütülmesini istiyorsak, seçmen ve vekil arasındaki<br />

sorunlar çözülmelidir. Yine önümüzdeki dönemde istihdamın<br />

üzerindeki yükler kaldırılmalıdır. Kayıtlı ekonomiye geçişi teşvik edecek<br />

uygulamalar yapılmalıdır. BDDK 2008 yılında Basel 2’ye geçileceğini<br />

ifade etti. Bu ne demek şirketin bilançosunu getir, ona göre kredi<br />

alacaksın. Ver bilançoyu, al krediyi işi başlıyor. Yüzde ellinin kayıt dışı<br />

olduğu bir ekonomide finansmana ulaşmakta zorlaşacak. O zaman<br />

Türkiye ekonomisi hızla kayıtlı ekonomiye geçmelidir. Bununla ilgili<br />

altyapı sağlanmalıdır. Yoksa bugünkü sistemle bunu başaramazsınız.”<br />

diye konuştu.<br />

Sanayi ve Ticaret Bakanı Ali Coşkun Isparta Ticaret ve Sanayi<br />

Odası’nın (ITSO) davetlisi olarak ITSO’nun Süleyman <strong>Demirel</strong> Üniversitesi<br />

Kültür Merkezi’nde yapılan kuruluş yıldönümü etkinliklerine<br />

katılmak üzere Isparta’ya geldi.<br />

TOBB Bşk. M. Rifat Hisarcıklıoğlu<br />

korkar hale gelmişti. Biz bunu ortadan kaldırmayı başardık<br />

“Kazanç Düşmanlığı Yapılmamalı”<br />

Türkiye’yi felakete sürükleyen iki sebebin olduğuna değinen<br />

Bakan Coşkun, Türkiye’de yapılan en büyük yanlışlığın<br />

servet ve kazanç düşmanlığı olduğuna dikkat çekti. Bakan Coşkun,<br />

“Çünkü kazanç olmazsa maliye, mali dengeyi kurabilmek<br />

için dolaylı vergilere yöneltir. Kazanç yok ki doğrudan vergi<br />

alsın. İşte o zaman vergiler yükselir, vergideki adalet bozulur”<br />

dedi.<br />

“49 Katrilyon Faiz Ödüyoruz”<br />

Türkiye’nin borçlarının artık konuşulmadığını söyleyen<br />

Bakan Coşkun, “Artık borçlar çevrilebilir hale geldi. Dört buçuk<br />

yılda 35 katrilyondan daha fazla faizleri aşağıya çektik.<br />

Devletin bütçesindeki faiz ödemelerinden tasarruf sağlandığı<br />

halde hala bu yıl 49 katrilyon lira faiz ödendi. Bu faizler yatırıma<br />

gitmiyor. 49 katrilyon faiz ödeyen devlet bütün alt yatırıma<br />

17 katrilyon ayırabiliyor. Ama özel sektör olmasaydı bu günleri<br />

de göremeyecektik. Geçen yıl özel sektörün yatırımı 92 katrilyon<br />

lira, devletinki belediyelerle birlikte 20 katrilyon liraydı”<br />

şeklinde ifade etti.<br />

“15 dakikada Şirket Kuruluyor”<br />

Şirket kuruluşlarının önceden çok zor olduğunu söyleyen<br />

Bakan Coşkun, 19 yerden izinle üç dört ayda ancak şirket kurulabildiğini<br />

belirterek, şimdi ise 15 dakikada şirket kurulabildiğine<br />

dikkat çekti. Türkiye’de bazı reformların hakikaten<br />

gelişmiş ülkelerden daha rahatlıkla yapılabildiğini ifade eden<br />

Coşkun, “Yeter ki bu bürokratik engelleri aşabilelim” dedi.<br />

“Sıfır Faizli Teşvikler Getirdik”<br />

Sanayi ve Ticaret Bakanı Ali Coşkun Teknolojik geliştirme<br />

bölgeleriyle beraber KOBİ’lere de önem verdiklerini belirterek,<br />

“Bakanlığıma bağlı KOSGEB idaresince sıfır faizli teşvikler getirdik.<br />

23 yerde teknoloji merkezleri kurduk. KOBİ’ler devletten<br />

korkuyor. Çünkü devlet 50 kişiyi aşan işletmeleri cezalandırıyor.”<br />

diye konuştu.<br />

Konuşmaların ardından Isparta Ticaret ve Sanayi Odası<br />

Başkanı Hasan Hüseyin Kaçıkoç, Ticaret ve Sanayi Bakanı Ali<br />

Coşkun’a, Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği Başkanı M. Rifat<br />

Hisarcıklıoğlu’na ve Türk Dünyası Araştırma Vakfı Başkanı<br />

Prof. Dr. Turan Yazgan’a katılımlarından dolayı gümüş tabak<br />

ve plaket takdim etti. Ayrıca programda, kurumlar ve gelirler<br />

vergisi ile ihracata göre dereceye giren işadamlarına plaketleri<br />

verildi.<br />

“Ekonominin Üzerindeki Kara Bulutlar Kalktı”<br />

Bakan Coşkun, küreselleşme süreci başladığında ülkeler arasındaki<br />

ekonomik sınırların ve ticari engellerin kalktığını, adeta dünyanın<br />

sadece siyasi sınırların ve coğrafi sınırların olduğu bir küresel pazar<br />

haline geldiğini belirtti. Ekonominin üzerindeki kara bulutların kalktığını<br />

belirten Bakan Coşkun, “Enflasyon ve reel faizler hükümetimiz<br />

döneminde eksi rakamlara indi. Türkiye, ilk defa sürdürülebilir bir büyüme<br />

sürecine girdi. Büyüme sürecinin itici gücünü ise sanayi oluşturuyor.<br />

Yine durmuş çökmüş tarımı, hayvancılığı ve sanayiyi ön plana<br />

çıkarmaya başladık. Bugün geldiğimiz noktada herkes elinden geleni<br />

yapmıştır.”dedi.<br />

“Enkaz Edebiyatı Yapmayalım”<br />

Eskiyi tenkit ederek ve enkaz edebiyatı yapılarak bir yere gidilmeyeceğini<br />

ifade eden Bakan Coşkun, “Dünyada varolan çılgın edebiyatı<br />

takip etmemiz gerekiyordu. Devlet ve millet beraber olduğu sürece rekabet<br />

herkesle edebiliriz. Bu rekabeti ancak teknolojiyle sağlayabiliriz.<br />

26 üniversitede Teknoloji Geliştirme Merkezini kurduk. Artık üniversiteler<br />

öğrencilerden işe yaramaz tezlerin yerine, iş hayatına yönelik,<br />

üretime dönük tezler istemeye başladı. İşletmeler eskiden devletten<br />

Sanayi ve Ticaret Eski Bakanı Ali Coşkun


Sanat<br />

Seramik<br />

Resim<br />

Tiyatro<br />

Resim<br />

Grafik<br />

Ebru<br />

GSF’den Karma Seramik<br />

Sergisi<br />

Süleyman <strong>Demirel</strong> Üniversitesi Güzel<br />

Sanatlar Fakültesi (GSF) Seramik Bölümü,<br />

Konya Selçuk Üniversitesi Süleyman <strong>Demirel</strong><br />

Kültür Merkezi’nde “Karma Seramik<br />

Sergisi” açtı. 2007 UNESCO Mevlana Yılında,<br />

Uluslararası VII. Dil, Yazın, Deyişbilim<br />

Sempozyumu kapsamında düzenlenen<br />

serginin açılışına Konya Selçuk Üniversitesi<br />

Rektörü Prof. Dr. Süleyman Okudan,<br />

SDÜ GSF Dekanı Prof. Dr. Kubilay Aktulum,<br />

Prof Dr. Gabriel Mandel Khan, Fransız<br />

Akademi Üyesi Prof. Dr. Asiye Cebar, Fen<br />

Edebiyat Fakültesi Dekanı Doç. Dr. Abdullah<br />

Öztürk, ve çok sayıda davetli katıldı.<br />

GSF Geleneksel Türk El Sanatları öğrencilerine<br />

ait yaklaşık 200 parça Mevlana<br />

konulu seramik eser sanatseverlerin beğenisine<br />

sunuldu.<br />

GSF’den Sergi<br />

Süleyman <strong>Demirel</strong> Üniversitesi Güzel Sanatlar<br />

Fakültesi Geleneksel Türk El Sanatları<br />

ve Seramik Bölümü tarafından Geleneksel<br />

10. Bahar Şenlikleri kapsamında bir sergi düzenlendi.<br />

SDÜ Kültür Merkezi Fuaye’sinde<br />

gerçekleştirilen serginin açılışını SDÜ Rektörü<br />

Prof. Dr. Metin Lütfi Baydar yaptı. Açılış<br />

törenine Rektör Yardımcıları Prof. Dr. Vecihi<br />

Kırdemir ve Prof. Dr. İsmail Karaca, Genel<br />

Sekreter Ahmet Tevfik Köse, dekanlar, çok sayıda<br />

öğretim üyesi ve öğrenci katıldı. Sergide<br />

halı, kilim, tezhip, minyatür, üç boyutlu tasarım,<br />

özgün ve seramikten yapılmış 150 eser<br />

yer aldı. GSF sergisi bahar şenlikleri süresince<br />

açık kaldı.<br />

İlköğretim öğrencileri<br />

resimlerini SDÜ’de sergiledi<br />

Türkiye’de Ormancılık Eğitiminin 150.<br />

yılı etkinlikleri kapsamında Süleyman <strong>Demirel</strong><br />

Üniversitesi Orman Fakültesi tarafından<br />

“Orman ve İnsan” konulu bir resim<br />

yarışması düzenlendi.<br />

Etkinlikte açılış konuşmasını yapan Orman<br />

Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Cahit Balabanlı,<br />

“Türkiye’de Orman Eğitimi’nin 150.<br />

yılı etkinlikleri çerçevesinde öğrencilerimize<br />

orman sevgisini aşılamak amacıyla düzenlediğimiz<br />

resim yarışmasına çok sayıda<br />

katılım gerçekleşti. Bu öğrencilerimizin<br />

duygu ve düşüncelerini yansıttıkları resimlerde<br />

orman ve çevre dostu olduklarını<br />

görmek bizi gururlandırdı.<br />

Isparta ili ilköğretim okullarının 3, 4 ve<br />

5’inci sınıflarında eğitim gören öğrencilere<br />

yönelik düzenlenen yarışmada 29 resim<br />

SDÜ Kültür Merkezi Fuayesi’nde sergilenmeye<br />

layık görüldü. Resim yarışmasında<br />

Cumhuriyet İlköğretim Okulu 5/A sınıfı<br />

öğrencisi Mehmet Uslu birinci, Bahçelievler<br />

İlköğretim Okulu 4/C sınıfı öğrencisi<br />

Merve Demirekin ikinci, Senirkent Turan<br />

İlköğretim Okulu 4/A sınıfı öğrencisi Sezel<br />

Deniz Çelikkıran ise üçüncü oldu. Öğrencilere<br />

ödülleri Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Cahit<br />

Balabanlı tarafından takdim edildi.<br />

SDÜ’de 4. Tiyatro<br />

Festivali<br />

Süleyman <strong>Demirel</strong> Üniversitesi<br />

Tiyatro Kulübü, 4. Tiyatro Festivali<br />

kapsamında etkinliklerine devam<br />

ediyor. Kulüp öğrencileri, Eğitmen<br />

Şeyhmus Karaşin yönetmenliğinde<br />

yıl boyunca sahnelenen “Bana Bir<br />

Şeyhler Oluyor, Bir Ceza Avukatının<br />

Anıları, Ali Ayşe’yi Seviyor, Amca<br />

Size İnsan Diyebilir miyim” adlı<br />

oyunlardan kesitler sundu. Geceye<br />

çok sayıda tiyatrosever katıldı.<br />

SDÜ’de Türk-Alman<br />

Dostluk Sergisi<br />

Süleyman <strong>Demirel</strong> Üniversitesi Güzel<br />

Sanatlar Fakültesi’nin (GSF) davetlisi olarak<br />

Isparta’ya gelen Evrensel Sanatçılar<br />

Derneği Üyeleri “Türk-Alman Dostluk Sergisi”<br />

adlı resim sergilerini sanatseverlerin<br />

beğenisine sundular.<br />

SDÜ Demiralay Sanatevi’nde açılışı yapılan<br />

sergiye Rektör Prof. Dr. Metin Lütfi<br />

Baydar, GSF Dekanı Prof. Dr. Kubilay Aktulum,<br />

öğretim üyeleri ve çok sayıda öğrenci<br />

katıldı.<br />

Sergide eserleri bulunan Evrensel Sanatçılar<br />

Derneği Üyesi Ressam Nevin Boragan<br />

sergi hakkında şunları söyledi: “Evrensel<br />

Sanatçılar Derneği, Türk ve Alman sanatçılardan<br />

oluşan bir topluluktur. Değişik<br />

ülkelerde yaşayan Alman asıllı ressam arkadaşlarımızla<br />

beraber yapmış olduğumuz<br />

çalışmaları 2000 yılından beri yurtiçi ve<br />

yurtdışında sergiliyoruz. Resimlerimizde,<br />

gittikçe karmaşaya ve kaosa dönen dünyadaki<br />

çarpıklıkların yanı sıra farklı ülkelerden<br />

ve kültürlerden insanların da, birbirleriyle<br />

dost olabileceklerini evrensel bir dille<br />

anlatmaya çalıştık.”<br />

Sergide, 13 Ressama ait suluboya, akrilik<br />

ve yağlıboya teknikleriyle yapılmış toplam<br />

91 eser yer aldı.<br />

GSF’den Yaz Sergisi<br />

Süleyman <strong>Demirel</strong> Üniversitesi Güzel<br />

Sanatlar Fakültesi (GSF) Resim ve Grafik<br />

Bölümü Öğrencileri yıl boyunca yaptıkları<br />

çalışmaları “Yaz Sergisi” adı altında sanatseverlerin<br />

beğenisine sundular.<br />

Sergide yağlı boya, özgün baskı, fotoğraf<br />

ve grafik çalışmalarından oluşan toplam<br />

61 eser yer aldı. GSF Öğretim Üyesi Yrd.<br />

Doç. Oktay Köse sergiyle ilgili olarak, “Öğrenci<br />

ve halk birlikteliği açısından bu sergiyi<br />

herkesin görmesini istiyorum.”dedi.<br />

SDÜ Demiralay Sanatevi’nde açılışı yapılan<br />

sergiye, öğretim üyeleri ve çok sayıda<br />

öğrenci katıldı.<br />

GSF’den Ebru Sergisi<br />

Süleyman <strong>Demirel</strong> Üniversitesi (SDÜ),<br />

Güzel Sanatlar Fakültesi (GSF) Geleneksel<br />

Türk El Sanatları Bölümü 2. sınıf öğrencileri<br />

dönem sonu sergilerini Eğirdir’de açtı.<br />

Eğirdir Çevre ve Tanıtma Derneği Zabıta<br />

Amirliği’nde açılan sergiye Eğirdir Belediye<br />

Başkanı Ömer Şengöl, Eğirdir Kaymakamı<br />

Ömer Ulu, Eğirdir Milli Eğitim Müdürü Osman<br />

Şahin, SDÜ GSF Dekanı Prof. Dr. Kubilay<br />

Aktulum, GSF öğretim üyeleri Yrd. Doç.<br />

Dr. Rengin Oyman, Yrd. Dr. Oktay Köse,<br />

Ünal Erdinç ve çok sayıda öğrenci katıldı.<br />

Konuklara, GSF öğrencileri uygulamalı<br />

olarak ebru sanatı hakkında bilgi verdi ve<br />

sergi hakkındaki düşüncelerini yazmaları<br />

için bir anı defteri açıldı. “Renklerin Sudaki<br />

Dansı 3” adını verdikleri sergi hakkında<br />

konuşan Ünal Erinç, “Türk Sanatları’nın ilgi<br />

görmesini istiyoruz. Eğirdir’de bize bu imkan<br />

sunuldu ve sergimizi açabildik. Her yıl<br />

düzenli olarak yapılan “Renklerin Sudaki<br />

Dansı” ebru sanatı sergisinin bu yıl üçüncüsünü<br />

açtık. Toplam 60 eserin bulunduğu<br />

sergide GSF 4. sınıf öğrencilerinin yapmış<br />

olduğu minyatür çalışmaları da yer alıyor.<br />

Daha önce sergisini açtığımız bu eserlere<br />

UNESCO’nun 2007 yılını “Hz. Mevlana ve<br />

Hoşgörü Yılı” ilan etmesi nedeniyle bu sergimizde<br />

tekrar yer verdik.” diye konuştu.


Sanat<br />

Resim<br />

Resim<br />

Resim<br />

El Sanatları<br />

Resim<br />

Karma<br />

SDÜ’de Kişisel Resim<br />

Sergisi<br />

Süleyman <strong>Demirel</strong> Üniversitesi Güzel Sanatlar<br />

Fakültesi(GSF) tarafından düzenlenen<br />

“Özgün Baskı-Resim Sergisi” sanatseverlerin<br />

Anadolu Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi<br />

Öğretim Görevlisi Nükhet Atar’ın eserlerinden<br />

oluşan sergide litografi(taş baskı) ve gravürden<br />

(siyah-beyaz ağırlıklı) oluşan toplam 46 eser<br />

sergilendi. Atar 3 yıllık çalışmalarının yer aldığı<br />

sergi hakkında şunları söyledi: “ Bu serginin<br />

diğerlerinden farkı, herkesin kendine göre yorumlayacağı<br />

ve farklı anlamlar yükleyebileceği<br />

eserlerin yer almasıdır. Bu yüzden, sanatseverlerin<br />

farklı bakış açısı kazanmaları için bu sergiyi<br />

görmelerini istiyorum.”<br />

Yoğun ilginin gösterildiği sergiye SDÜ GSF<br />

Dekanı Prof. Dr. Kubilay Aktulum, GSF Resim<br />

Bölümü Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Oktay Köse,<br />

çok sayıda öğretim üyesi ve öğrenci katıldı.<br />

SDÜ’de “BAHAR 3”<br />

Resim Sergisi<br />

Süleyman <strong>Demirel</strong> Üniversitesi Güzel<br />

Sanatlar Fakültesi (GSF) Geleneksel Türk El<br />

sanatları Bölümü tarafından açılan “Bahar 3”<br />

resim sergisi sanatseverlerin beğenisine sunuldu.<br />

49 eserin yer aldığı sergi hakkında bilgi<br />

veren GSF Tezhip Anasanat Dalı Başkanı<br />

Öğretim Görevlisi Ünal Erinç, “SDÜ İktisadi<br />

ve İdari Birimler Fakültesi Maliye Bölümü<br />

tarafından düzenlenen ‘22. Türkiye Maliye<br />

Sempozyumu’ katılımcılarına verilmek üzere<br />

bölümümüzün 4. sınıf öğrencileri bu sergideki<br />

eserleri hazırladı. Sergimiz Türk sanatını<br />

anlatma açısından önemlidir. Orta Asya’dan<br />

günümüze kadar gelen minyatür ( El yazması<br />

kitapları süslemek için sulu boya ve guaş boya<br />

ile yapılan ve metindeki olayları yansıtan resimler)<br />

sanatını kullandık. Amacımız nasıl çalışmalar<br />

yaptığımızı göstermek, GSF faaliyetlerini<br />

insanlarla paylaşmaktır. Türk sanatının<br />

bir özelliği de insanları rehabilite etmesidir.<br />

Resimlerimizde genellikle dik çizgiler yerine<br />

yumuşak çizgiler kullandık. Yapılan çalışmalar<br />

burada olduğu gibi üniversitede düzenlenen<br />

etkinliklerde katılımcılara verilirse, Türk<br />

sanatını tanıtma açısından önemli rol oynar.<br />

Eserlerimizi insanlarla paylaşmak bizim için<br />

çok önemli. Bu konuda sanatseverlerin daha<br />

duyarlı olmasını bekliyoruz.”diye konuştu.<br />

Sergiye GSF Dekanı Prof. Dr. Kubilay Aktulum,<br />

çok sayıda öğretim üyesi ve öğrenci<br />

katıldı.<br />

Fatma Tuna’dan<br />

Kişisel Resim Sergisi<br />

Süleyman <strong>Demirel</strong> Üniversitesi<br />

Araştırma ve Uygulama<br />

Hastanesi’nde hemşire olarak görev<br />

yapan Fatma Tuna ilk kişisel<br />

resim sergisini SDÜ’de açtı.<br />

SDÜ Araştırma ve Uygulama<br />

Hastanesi Salonu’nda açılan sergiye<br />

Hastane Hemşire Hizmetleri<br />

Müdürü Öğretim Görevlisi Halime<br />

Hacıhimmetoğlu, öğretim üyeleri<br />

ve çok sayıda davetli katıldı.<br />

Tuna, çalışmaları ve resim anlayışı<br />

hakkında bilgi vererek, “Belli bir<br />

konsepte bağlı kalmadan, daha<br />

çok resimde doku ve renk arayışı<br />

içine girdim. Nesne eserlerimde<br />

ikinci planda kaldı. Eserlerimdeki<br />

temalar birbirileriyle alakasız gözükse<br />

de hayatın içindeki renkleri<br />

anlatıyor. Bu yüzden canlı ve heyecan<br />

verici renkleri kullanmayı<br />

tercih ettim.” dedi.<br />

IMYO’dan<br />

Bahar Sergisi<br />

Süleyman <strong>Demirel</strong> Üniversitesi Isparta<br />

Meslek Yüksekokulu (IMYO) tarafından<br />

“Bahar Sergisi” açıldı. SDÜ Kültür<br />

Merkezi’nde düzenlenen serginin<br />

açılışını SDÜ Rektörü Prof. Dr. Metin<br />

Lütfi Baydar yaptı. Sergide El sanatları<br />

ve Tekstil Bölümünü öğrencilerinin<br />

2006-2007 öğretim yılı boyunca yaptıkları<br />

halı, kilim, cam boyama, örgü, dokuma<br />

gibi tekniklerle hazırlanan 120<br />

eser yer aldı.<br />

Sergiye IMYO Müdürü Prof. Dr. Kezban<br />

Işık, GSF Dekanı Kubilay Aktulum,<br />

İİBF Dekanı Prof. Dr. Bilal Murat Özgüven<br />

ve çok sayıda davetli katıldı.<br />

Ünlü Ressamın Eserleri<br />

SDÜ’de sergileniyor...<br />

Süleyman <strong>Demirel</strong> Üniversitesi Güzel<br />

Sanatlar Fakültesi’nin (GSF) davetlisi olarak<br />

Isparta’ya gelen Türk Resim Sanatı’nın<br />

önemli ressamlarından biri olan Ekrem<br />

Kahraman, “Kişisel Resim Sergisini”<br />

SDÜ’de açtı.<br />

SDÜ Demiralay Konağı Sanatevi’nde<br />

düzenlenen serginin açılışına SDÜ Rektörü<br />

Prof. Dr. Metin Lütfi Baydar, GSF<br />

Dekanı Prof. Dr. Kubilay Aktulum, Isparta<br />

Sağlık Yüksekokulu Müdürü Prof. Dr.<br />

Necat İmirzalıoğlu, öğretim üyeleri ve çok<br />

sayıda davetli katıldı.<br />

25 eserin yer aldığı sergi hakkında bilgi<br />

veren Ressam Ekrem Kahraman şunları<br />

söyledi: “Genellikle yağlıboya tekniğinden<br />

yararlanarak resimlerimi yapıyorum.<br />

Resimlerimde ıssız dünya görüntüleri çiziyorum.Bunlarla<br />

dünyanın hala doldurulamadığı,<br />

atıl birçok alanın bulunduğu gibi<br />

bir düşünceyi, tuvale aktarıyorum. Dünyayı,<br />

atmosferi ve mekan gibi kavramların<br />

insanlarda yarattığı sonsuzluk kavramını<br />

vermeye çalışıyorum. İnsanlar eserlerimi<br />

kendilerine göre yorumlayabileceklerdir.<br />

Bu bağlamda insanların ufuklarını geliştirecek<br />

ve sanatsal anlamda, sanatseverlere<br />

önemli katkılar sağlayacak eserler sergide<br />

yer alıyor.” diye konuştu.<br />

GSF’den Mezuniyet<br />

Sergisi<br />

Süleyman <strong>Demirel</strong> Üniversitesi Güzel<br />

Sanatlar Fakültesi Grafik, Seramik,<br />

Resim, Geleneksel Türk El Sanatları<br />

ve Resim bölümünde ögrenim gören<br />

öğrencilerin yıl boyunca yapmıs oldukları<br />

çalısmalar Merkezi Derslikler<br />

Salonu’nda sergilendi.<br />

Sergi açılışına, SDÜ Rektörü Prof.<br />

Dr. Metin Lütfi Baydar, Grafik Bölüm<br />

Başkanı Yrd. Doç. Dr. Ali Muhammet<br />

Bayraktaroğlu, Geleneksel Türk El Sanatları<br />

Bölüm Başkanı Yrd. Doç. Rengin<br />

Oyman Buken, Tezhip Bölüm Başkanı<br />

Yrd. Doç. Dr. Ünal Erdinç, çok sayıda<br />

öğretim üyesi ve öğrenci katıldı.<br />

Grafik bölümü öğrencilerinin 148,<br />

resim bölümü öğrencilerinin 50, halı<br />

kilim öğrencilerinin 53, tezhip öğrencilerinin<br />

51 ve seramik bölümü öğrencilerinin<br />

72 çalısması olmak üzere toplam<br />

da 374 çalısma yer aldı.


70<br />

71<br />

SDÜ yayınları<br />

http://www.sdu.edu.tr/yayin/<br />

kitapsatis@sdu.edu.tr<br />

Banka Hesap No: Ziraat Bankası Isparta Merkez Şb. 363 05 777 5001<br />

OMURGALI HAYVANLAR<br />

SİSTEMATİĞİ<br />

Labaratuvar Kılavuzu<br />

Prof. Dr. Yusuf Ayvaz<br />

Yrd.Doç. Dr. İsmail Kır<br />

Yrd.Doç. Dr. M. Ali Tabur<br />

Arş. Gör. Dr. Seda Tekin Özan<br />

Yayın No: 72<br />

ISBN : 978 9944 452 04-1<br />

Sayfa : 114<br />

Fiyatı : 3.50 YTL<br />

Omurgalı Hayvanlar Laboratuvar<br />

Kılavuzu lisans öğrencilerine verilen<br />

teorik bilgilerin farklı omurgalı örnekler<br />

üzerinde görselleştirilmesi ve pekiştirilmesi<br />

için hazırlanmıştır.<br />

Kılavuz, omurgalı hayvanlara ait 7<br />

sınıftan (Cyclostomata, Chondrichthyes,<br />

Osteichthyes, Amphibia, Reptilia, Aves<br />

ve Mammalia) toplam 182 örnek ihtiva<br />

etmektedir. Her örneğin resmi ve sistematiği<br />

verilerek örneklerin morfolojileri,<br />

ekolojileri, üremeleri ve beslenmelerine<br />

değinilmiştir. Kılavuzda tatlı su balıklarının<br />

familya tayin anahtarı ve amhibia<br />

türlerinin tayin anahtarı verilerek<br />

öğrencilerin, örneklerin türlerini ve sistematiklerini<br />

tayin etmelerine yardımcı<br />

olmaya çalışılmıştır. Ayrıca kılavuzda<br />

sürüngenlerin toplanması ve saklanması<br />

konularına da yer verilmiştir.<br />

MADEN HUKUK ve<br />

UYGULAMALARI<br />

Prof. Dr. Mustafa Kuşcu<br />

Yayın No: 73<br />

ISBN : 978 9944-452-06-9<br />

Sayfa : 284<br />

Fiyatı : 7.50 YTL<br />

Kitap 285 sayfa olup; öncelikle Maden<br />

Kanunu ve bununla ilgili yönetmeliklere<br />

yer verilmiştir. Ayrıca Maden<br />

Kanunu’nun uygulamasında önemli<br />

olan Orman Bakanlığı ve Kültür Bakanlığı<br />

ile ilgili uygulamaların yönetmelikleri<br />

de kitaba konmuştur. Maden<br />

Kanunu’nun; Jeoloji, Maden, Jeofizik<br />

Mühendisleri, öğrencileri, madencilikle<br />

uğraşan diğer teknik elemanlar ve<br />

şirketler tarafından uygulanması sırasında<br />

nasıl davranılacağı, hangi kurum<br />

ve kuruluşlara başvurulacağı, harita,<br />

dilekçe örnekleri de verilerek detaylandırılmıştır.<br />

Kitabın diğer bir bölümü<br />

olan Maden Jeolojisi uygulamalarında<br />

ise Maden Kanunu’nun istemiş olduğu<br />

jeolojik raporlarda kullanılmak üzere<br />

farklı jeolojik uygulamalar, tanım, şekil<br />

ve çizelgeler halinde verilmiştir. Bütün<br />

bunlarla birlikte Maden Kanunu’nun ve<br />

ilgili yönetmeliklerinde geçen ancak günümüz<br />

öğrencilerinin anlamakta güçlük<br />

çekeceği eski terimler için de bir sözlük<br />

konmuştur.<br />

Kitap, gerek lisans gerekse lisansüstü<br />

öğrenim gören öğrencilere, teknik elemanlara,<br />

gerçek ve tüzel kişilere yararlı<br />

olacak şekilde hazırlanmıştır.<br />

MÜHENDİSLİK EKONOMİSİ<br />

Prof.Dr. Saim Saraç<br />

Yayın No: 74<br />

ISBN : 978 9944-452-08-3<br />

Sayfa : 267<br />

Fiyatı : 7.80 YTL<br />

İnsanlık yeryüzünde var olduğundan<br />

beri gereksinimlerini karşılamak için sürekli<br />

olarak çabalamış ve ekonomik ilişkiler<br />

içinde yer almıştır. İnsanlık tarihini<br />

şekillendiren ekonomik ilişkiler, günümüz<br />

dünyasında çok daha etkin bir şekilde insanların<br />

yaşamını yönlendirmektedir. Mühendisler<br />

gerek kültürlü birer birey olarak,<br />

gerekse mesleklerinden dolayı ekonomi<br />

hakkında bilgi sahibi olmak zorundadırlar.<br />

Mühendislik Ekonomisi derslerinde<br />

temel ders kitabı olarak yararlanılabilecek<br />

bu kitap 13 bölümden oluşmaktadır. İlk<br />

üç bölümde temel ekonomik kavramlar<br />

tanıtılmaktadır. Dördüncü bölümde mühendisleri<br />

yakından ilgilendiren üretim<br />

maliyetleri konusu ele alınmıştır. Beşinci<br />

bölümde yaygın olarak kullanılan ekonomik<br />

deyimleri tanımlayan ekonomi sözlüğüne<br />

yer verilmiştir. Altıncı bölüm faiz ve<br />

bugünkü değer hesaplamalarını, yedinci<br />

bölüm ise amortismanı konu etmektedir.<br />

Sekiz ve dokuzuncu bölümlerde yatırım<br />

projelerinin değerlendirilme teknikleri<br />

verilmektedir. On ve onbirinci bölümlerde<br />

yatırım projesi hazırlama örneklemesi<br />

yapılmıştır. Onikinci bölüm projelerin uygulanması<br />

aşaması, son bölüm ise işletmelerin<br />

tanıtılması ile ilgilidir.<br />

FİDAN STANDARDİZASYONU<br />

Prof. Dr. Musa Genç ve<br />

Prof. Dr. Zeki Yahyaoğlu<br />

Yayın No: 75<br />

ISBN : 978 9944-452-07-6<br />

Sayfa : 556<br />

Fiyatı : 22.00 YTL<br />

Konusunda uzman 9 yazar tarafından<br />

hazırlanmış 10 bölümden oluşan<br />

bu kitapta, standart fidan yetiştirme ve<br />

fidan kalite sınıflaması konuları Türkiye<br />

koşullarında uygulanabilecek modern<br />

yöntemler de açıklanarak ortaya koyulmuştur.<br />

Bu bağlamda fidan tipleri,<br />

genetik yapını fidan kalitesine etkisi,<br />

fidan üretme ve yetiştirme konuları<br />

fidan kalitesi etkileşimleri, yabancı otlarla<br />

kimyasal mücadele, bitki büyüme<br />

düzenleyiciler, mikoriza aşılama, kaplı<br />

fidan üretimi, fidan kalite sınıflaması<br />

çalışmalarında kullanılan kriterler ve<br />

tespiti, uluslararası ve ulusal fidan kalite<br />

sınıflaması çalışmaları ve fidanlık<br />

işletmelerinde maliyet yönetimi ve pazarlama<br />

konuları kitapta işlenmiş bulunmaktadır.<br />

ODUNSU ve OTSU BİTKİLER<br />

YETİŞTİRİCİLİĞİ<br />

Prof. Dr. Musa Genç<br />

Yayın No: 76<br />

ISBN : 978 9944-452-12-0<br />

Sayfa : 468<br />

Fiyatı : 15.25 YTL<br />

Bu kitapta, Türkiye ormanlarında<br />

doğal olarak yetişen ve/veya Türkiye’de<br />

doğallaşma sürecine girmiş 42’si odunsu,<br />

84’ü yarı-odunsu ve otsu 126 tali<br />

taksonun üretme ve yetiştirme tekniği<br />

işlenmiştir. Bu taksonların tamamı tıbbi<br />

veya aromatik amaçlarla çok uzun yıllardır<br />

Türkiye’de kullanılan ve ihracat<br />

potansiyeli üst düzeyde olan bitkilerdir.<br />

Bu bağlamda, olası gereksinimler<br />

dikkate alınıp, her taksonun Türkçe ve<br />

değişik ülkelerde konuşulan İngilizce<br />

ilmi ve mahalli isimleri de, kapsamlı<br />

bir şekilde kitapta verilmeye çalışılmıştır.<br />

Bitkisel ilaçların doktor kontrolünde<br />

kullanılması zorunludur. Bu çok önemli<br />

fakat çoğu kez ihmal edilen ayrıntı,<br />

kitapta özellikle işlenmiş ve sağlık sorunları<br />

oluşturabilecek bitkiler mutlaka<br />

belirtilmiştir.<br />

BİLİMSEL ARAŞTIRMANIN<br />

TEMEL İLKELERİ<br />

Prof. Dr. Metin Lütfi Baydar<br />

Doç. Dr. Hüseyin Gül<br />

Doç. Dr. Ata Akçil<br />

Yayın No: 79<br />

ISBN : 978 9944-452-19-9<br />

Sayfa : 270<br />

Fiyatı : 4.50 YTL<br />

“Bilimsel Araştırmanın Temel İlkeleri”<br />

adlı kitap çalışması, bilimsel araştırma<br />

ve yönteme giriş niteliğinde bir eserdir.<br />

Bilimsel araştırma yapmaya yeni<br />

başlayacakların, lisans ya da lisansüstü<br />

tez çalışması yapanların el altı kitabı<br />

niteliğindedir. Örneklere ve uygulamalara<br />

ağırlık vererek konuları anlatan bir<br />

kaynak kitap olma özelliği taşımaktadır.<br />

Bunun yanında, basit bir giriş kitabı<br />

olmanın ötesine giden özellikler de<br />

taşımaktadır. Özellikle bilimin ve bilim<br />

felsefesinin insanlığın ilk çağlarından<br />

günümüze gelişiminin ve insanoğlunun<br />

yaratıcı çabalarının da kısaca ele alındığı<br />

kitapta, bilgi felsefesine ve bilim anlayışına<br />

da iki bölüm ayrılmıştır. Ayrıca,<br />

“Bilimsel Araştırmanın Temel İlkeleri”<br />

adlı çalışmanın diğer özgün bir yönü de<br />

farklı bilim disiplinlerine hitap ediyor<br />

olmasıdır. Eser, fen bilimleri ve sosyal<br />

bilimler alanlarına olduğu kadar, sağlık<br />

bilimleri ve güzel sanatlar alanlarına da<br />

hitap eden, açık ve kolay anlaşılır bir biçimde<br />

ve dille yazılmıştır.


72 SDÜ Bülteni / Kasım 2007<br />

SDÜ Bülteni / Kasım 2007 73<br />

MYO’dan haberler<br />

IMYO’da Karanfilli Kayıt<br />

IMYO’da ”Yeni Pazarlama”Konferansı<br />

Süleyman <strong>Demirel</strong> Üniversitesi Isparta Meslek Yüksek Okulu<br />

(IMYO) tarafından “Yeni Pazarlama” konulu bir konferans düzenlendi.<br />

IMYO Konferans Salonu’nda düzenlenen etkinliğe Yüksekokul<br />

Müdürü Prof. Dr. Kezban Işık, çok sayıda öğretim üyesi ve öğrenci<br />

katıldı.<br />

Pazarlama Eğitmeni Dr. Zeki Yüksekbilgili pazarlamanın tamını<br />

yaparak, “Pazarlama, tüketici ihtiyaç ve isteklerinin neler olduğunu,<br />

hangi hedef pazarlarda daha başarılı olunacağını belirlemeye<br />

ve bu pazarlara uygun mallar, hizmetler ve programlar geliştirip<br />

uygulamaya yönelik faaliyetlerin bütünüdür.” dedi. Yeni pazarlama<br />

yöntemlerinin günümüzdeki önemini belirten Yüksekbilgili,<br />

“ Pazarlama satış değildir. Satış yapmak pazarlamanın sadece bir<br />

parçasıdır. Pazarlama satış yapmaktan daha fazlasını gerektirir. Günümüzde<br />

doyum noktasına girmiş bir pazara yeni bir fikri sokmak<br />

çok zordur. Bütün açık hedefler yok oldu. Artık insanların kolay çözülecek<br />

problemleri kalmadı. Tüketicilere ulaşmak zorlaştı, çünkü<br />

sizi umursamıyorlar. Müşteriler artık çevreleriyle memnuniyetlerini<br />

çok fazla paylaşmıyorlar. Bu nedenle pazarlamada farklılaşmaya<br />

gitmek gerekiyor. Dikkat çekici olan bir şey konuşulmaya değerdir.”<br />

diye konuştu.<br />

Konferans sonunda Yüksekokul Müdürü Prof. Dr. Kezban Işık,<br />

Yüksekbilgili’ye teşekkür belgesi ve çiçek takdim etti.<br />

IMYO’dan Helva Şenliği<br />

Isparta MYO’dan Yıl Sonu Yemeği<br />

Isparta Meslek Yüksekokulu’nun geleneksel yıl sonu yemeği<br />

Gölcük’teki DSİ Tesisleri’nde verildi.<br />

Okul Müdürü Prof. Dr. Kezban Işık ve okuldaki tüm akademik<br />

ve idari personelin aileleri ile birlikte katıldığı yemekte, davetlilere<br />

Isparta’nın geleneksel yemeği olan helva-kabune ikram<br />

edildi.<br />

Süleyman <strong>Demirel</strong> Üniversitesi Isparta Meslek<br />

Yüksekokulu’nun (IMYO) 8.Geleneksel Hıdırellez Helva<br />

Şenliği yapıldı.<br />

Şenliğe, SDÜ Rektör Vekili Prof. Dr. Vecihi Kırdemir, eski<br />

Rektör Prof. Dr. Lütfü Çakmakçı, dekanlar, okul müdürleri,<br />

öğretim üyeleri, öğrenciler ve çok sayıda davetli katıldı.<br />

Okul Müdiresi Prof. Dr. Kezban Işık, öğrencilerin ve öğretim<br />

elemanlarının kaynaşması ve vize sınavından çıkan<br />

öğrencilerinin motivasyonunu arttırmak amacıyla böyle bir<br />

şenliği düzenlediklerini belirterek, “Her yıl geleneksel olarak<br />

yaptığımız helva şenliğinin bu yıl sekizincisini düzenlemenin<br />

mutluluğunu yaşıyoruz. Bu şenlik ile öğrencilerimize<br />

ve davetlilerimize, Isparta ile adeta özdeşleşmiş olan geleneksel<br />

irmik helvasından tattıracağız. Böylelikle öğretim<br />

elemanlarımızla öğrencilerimiz arasında hem kaynaşmayı<br />

hem de öğrencilerin stres atmasını sağlamış olacağız.” diye<br />

konuştu. Şenlikte öğrenciler gönüllerince eğlendiler.<br />

Yemekte konuşan Işık, geleneksel hale gelen yıl sonu yemeği<br />

ile hem yoğun bir ders yılının stresinin atıldığını hem de kurum<br />

içi dayanışma ve birliğin sergilendiğini söyledi. Yaklaşık<br />

100 kişinin katıldığı yemekte, davetliler gönüllerinde eğlenme<br />

imkanı da buldular.<br />

Dr. Zeki Yüksekbilgili<br />

Süleyman <strong>Demirel</strong> Üniversitesi Isparta Meslek Yüksekokulu’nda<br />

(IMYO) 3 Eylül’de başlayan yeni dönem öğrenci kayıtları sona<br />

erdi.<br />

Bin <strong>31</strong>0 kontenjanın tamamına yakınının dolduğu IMYO’da<br />

kayıt yaptıran her öğrenciye karanfil hediye ediliyor. Yaptıkları bu<br />

uygulamanın öğrenciler ve veliler tarafından çok beğenildiğini belirten<br />

IMYO Müdürü Prof. Dr. Kezban Işık ve Yüksekokul Sekreteri<br />

Zafer Duran şunları söylediler: “Bu yıl IMYO’ya kayıt yaptıran her<br />

öğrencinin kaydını 1 dakika gibi kısa bir sürede yaptık. Aileler bu<br />

durumdan oldukça memnun kaldılar. Kayıtlar esnasında büyük bir<br />

titizlikle çalışan personelimize teşekkür ediyoruz. IMYO’da okumak<br />

gerçekten bir ayrıcalık, öğrencilerimiz bunu mezun olduktan<br />

sonra daha iyi anlayacaklardır. Şu an mezun olup da boşta kalan<br />

öğrencimize rastlamadık. Bu gerçekten önemli bir başarıdır. Yine<br />

bu yıl IMYO’nun 64 öğrencisi 2006-2007 eğitim öğretim yılı dikey<br />

geçiş sınavında bir lisans programına yerleşerek büyük bir başarı<br />

elde etti. Başarılı bir çalışma yılı geçirdik. Yeni gelen öğrencilerimizi<br />

de aynı coşkuyla karşılıyoruz. Bu yüzden bu yıl sosyal etkinliklere<br />

daha çok önem verip, öğrencilerimizi geleceğe donanımlı birer genç<br />

olarak hazırlamayı planlıyoruz.”<br />

IMYO’dan Huzurevine Ziyaret<br />

Avrupalı öğrenciler Yalvaç’ta<br />

Avrupa Öğrenci Forumu Topluluğu (AEGEE) projesi<br />

kapsamında çeşitli ülkelerden gelen üniversite öğrencileri<br />

Yalvaç’ta gezi ve incelemelerde bulundular. Antalya’dan<br />

Hüyüklü Belediyesi’nin temin ettiği araçla Yalvaç’a gelen<br />

öğrenciler, Türkan Atayalvaç Yurdu’na yerleştiler. Barınma<br />

ve beslenme ihtiyaçları Güçsüzlere Yardım, Sağlık ve<br />

Eğitim Vakfı’nca temin edilen öğrenciler, Yalvaç’taki tarihi<br />

ve turistik mekanları gezmelerinin yanısıra, projenin ana<br />

konusu olan küresel ısınma konusuyla ilgili çalışmalarını<br />

da yürütüyorlar. Yalvaç MYO’da çalışmalarını gerçekleştiren<br />

öğrenciler, Yalvaç Müzesi, Antiokheia Örenyeri, Traşzade<br />

Konağı, Masır Parkı gibi alanları ziyaret ettiler.<br />

Süleyman <strong>Demirel</strong> Üniversitesi Isparta Meslek<br />

Yüksekokulu (IMYO) Öğrencileri tarafından Isparta<br />

Huzurevi’ne bir ziyaret gerçekleştirildi. IMYO Müdür<br />

Yardımcısı Öğretim Görevlisi Metin Köklü ve Öğrenci<br />

Temsilcisi Elif Karaman başkanlığında yapılan ziyaret<br />

esnasında öğrenciler aldıkları hediyeleri huzurevi sakinlerine<br />

armağan ettiler. Ziyaretten duyduğu memnuniyeti<br />

dile getiren Huzurevi Müdürü İhsan Eren, “Huzurevine<br />

yapılan ziyaretler devam ediyor. Bugünde aramızda<br />

IMYO öğrencilerini görmek bizi sevindirdi. Çünkü, 1980-<br />

1990 yılları arasında İl Sosyal Hizmet Müdürlüğü yaparken<br />

aynı zamanda da IMYO’da derslere giriyordum. Bu<br />

yüzden bugünkü ziyaretin bendeki önemi daha fazladır.<br />

Ziyarette emeği geçen herkese teşekkür ediyorum.”dedi.<br />

Ardından huzurevi sakinlerine yönelik bir konuşma<br />

yapan IMYO Müdür Yardımcısı Öğretim Görevlisi Metin<br />

Köklü şunları söyledi: “Burada bulunmaktan dolayı<br />

onur ve gurur duyuyorum. Böyle sıcak bir ortamda kısa<br />

bir süre de olsa sizlerle beraber olmanın mutluluğunu<br />

yaşıyorum. Hepinize mutlu ve huzurlu bir yaşam diliyorum.”<br />

Ayrıca, Huzurevi sakinlerinden Estetik Cerrah Dr.<br />

Yüksel Kadri Sağlam “Huzurevi” adlı şiirini öğrencilerle<br />

paylaştı.


74 SDÜ Bülteni / Kasım 2007<br />

SDÜ Bülteni / Kasım 2007 75<br />

MYO’dan haberler<br />

Yalvaç MYO’da Muhasebe Paneli<br />

Yalvaç MYO öğrencileri Türkiye Turu’ndan döndü...<br />

Yalvaç Meslek Yüksekokulu Turizm Rehberliği<br />

öğrencileri ve öğretim elemanları, Turist<br />

Rehberi Kokartı alabilmeleri için gerekli<br />

olan 36 günlük Türkiye Turu’nu tamamlayarak<br />

Yalvaç’a döndüler.<br />

28 Mayıs 2007 Pazartesi günü başlayan ve 1<br />

Temmuz 2007 Pazar akşamı tamamlanan tura,<br />

Yalvaç MYO Turizm Rehberliği öğrencilerinin<br />

yanı sıra, aynı ekipte bulunan Silifke MYO Turizm<br />

Rehberliği’nden de öğrenciler katıldı.<br />

Turun tamamlanması nedeniyle, Yalvaç Meslek<br />

Yüksekokulu’nda sertifika dağıtım töreni yapıldı.<br />

Okul Müdürü Yrd.Doç. Dr. Musa Türkoğlu,<br />

törende bir konuşma yaparak, 36 gün boyunca<br />

sorun çıkarmadan, başarıyla turu tamamlayan<br />

öğrencilere ve kendilerine rehberlik eden öğretim<br />

elemanlarına teşekkür etti. Turist rehberliğinin<br />

günümüzdeki önemli meslek dallarından<br />

biri olduğunu kaydeden Türkoğlu, öğrencilere<br />

kendilerini geliştirmekten vazgeçmemelerini<br />

tavsiye etti. Türkoğlu konuşmasının ardından,<br />

toplam 77 öğrenciye sertifikalarını dağıttı. Okul<br />

müdürü ve öğretim elemanlarıyla toplu bir<br />

şekilde hatıra fotoğrafı çektiren öğrenciler, törenin<br />

ardından Türkiye’nin dört bir yanındaki<br />

memleketlerine dağıldılar.<br />

Yalvaç MYO’da ”İlkyardım” Eğitimi<br />

Süleyman <strong>Demirel</strong> Üniversitesi (SDÜ) Ekonomi ve Yönetim Kulübü<br />

tarafından düzenlenen “İlk Yardım Gerektiren Durumlarda<br />

Acil Yaklaşım” konulu eğitim çalışmasının ikincisi Yalvaç MYO’da<br />

yapıldı.<br />

Eğitim çalışmasına çok sayıda akademik ve idari personel ile<br />

öğrenci katıldı.Ekonomi ve Yönetim Kulübü Akademik Danışmanı<br />

Yrd. Doç. Dr. Ertan Beceren ve SDÜ Tıp Fakültesi Öğretim Üyesi<br />

Yrd. Doç. Dr. Lütfi Yavuz ilkyardım konusunda uygulamalı olarak<br />

katılanları bilgilendirdi.<br />

Yalvaç MYO’da ”Girişimcilik” Konferansı<br />

Süleyman <strong>Demirel</strong> Üniversitesi Yalvaç Meslek<br />

Yüksekokulu’nda “Girişimcilik” konulu bir konferans düzenlendi.<br />

Göl Yatırım Holding ve Bağlı Şirketler Genel Koordinatör Yardımcısı<br />

İsmail Güner’in konuşmacı olarak katıldığı konferansa<br />

Yalvaç MYO Müdürü Yrd.Doç. Dr. Hasan Kalyoncu, çok sayıda<br />

öğretim üyesi ve öğrenci katıldı.<br />

Güner, girişimcilik ruhunu besleyen temel bir takım ilkeler<br />

olduğunu belirterek, “Meslek yüksekokulu öğrencilerine iş piyasalarında<br />

yoğun bir ihtiyaç var. Bu ihtiyaca karşılık aldığınız<br />

eğitimlerden sonra hayata atılacaksınız. İş piyasasında istenen<br />

donanımları edindikten sonra , iş bulmama gibi bir durumun söz<br />

konusu olacağını düşünmüyorum.Yeter ki belli ilkeleriniz ve hedefleriniz<br />

olsun.” diye konuştu.<br />

Süleyman <strong>Demirel</strong> Üniversitesi(SDÜ) Yalvaç Meslek<br />

Yüksekokulu’nda (MYO) “Muhasebede Güncel Gelişmeler”<br />

konulu bir panel düzenlendi.<br />

Başkanlığını SDÜ Dış İlişkiler Koordinatörü Yrd. Doç. Dr.<br />

Levent Aytemiz’in yaptığı panelde, SDÜ İktisadi ve İdari Bilimler<br />

Fakültesi Öğretim Üyesi Yrd.Doç. Dr. Hayrettin Usul,<br />

“Finansal Piyasalarda Manipülasyonlar” konulu bir konuşma<br />

yaptı. Usul’un ardından aynı fakülteden Yrd.Doç. Dr. İsmail<br />

Bekçi, “Türkiye Muhasebe Standartları” konulu sunumunu<br />

gerçekleştirdi.<br />

Panele Yalvaç MYO Müdürü Yrd. Doç. Dr. Hasan Kalyoncu,<br />

çok sayıda öğretim üyesi ve öğrenci katıldı.<br />

Yalvaç MYO’da Bahar Şenliği<br />

Yalvaç MYO’da Devir Teslim<br />

Süleyman <strong>Demirel</strong> Üniversitesi Yalvaç<br />

Meslek Yüksekokulu’nda devir-teslim<br />

töreni yapıldı. Eğirdir Meslek Yüksekokulu<br />

Müdürü olarak görevlendirilen Yrd.<br />

Doç. Dr. Hasan Kalyoncu, görevi Gönen<br />

Meslek Yüksekokulu Müdürlüğü’nden<br />

atanan Yrd. Doç. Dr. Musa Türkoğlu’na<br />

devretti.<br />

Yalvaç MYO Konferans Salonu’nda<br />

düzenlenen devir-teslim töreninde her<br />

iki müdür de, öğretim elemanı ve idari<br />

personele yönelik birer konuşma yaptılar.<br />

Kalyoncu ve Türkoğlu’nu kutlar, başarılarının<br />

devamını dileriz.<br />

Eğirdir Meslek Yüksekokulu (EMYO) lösemi<br />

hastası Cem Yiğit için destek gecesi düzenledi.<br />

Eğirdir Meslek Yüksekokulu Türk Dili<br />

Öğretim Elemanı Ebru <strong>Bilgi</strong>ner’in açılış konuşmasını<br />

yaptığı programda , Cem Yiğit’in<br />

hastalığı hakkında kısa bilgi veren <strong>Bilgi</strong>ner,<br />

“Cem Yiğit’in tedavisine maddi ve manevi<br />

destek sağlamak amacıyla burada toplanmış<br />

bulunmaktayız. Ancak bu tedavi<br />

sürecinde maddiyat tek başına yeterli olmamaktadır.<br />

İçimizdeki inancı, sevgiyi ve umudu<br />

hiçbir zaman yitirmemeliyiz. Cem için tek<br />

Süleyman <strong>Demirel</strong> Üniversitesi Yalvaç<br />

Meslek Yüksekokulu tarafından düzenlenen<br />

bahar şenlikleri coşku içinde gerçekleştirildi.Yetkililer,<br />

10-11 Mayıs tarihlerinde<br />

yapılacak şenliklerde öğrencilerin<br />

sınav öncesi stres atması amaçlandığını<br />

belirterek, “Katılımın yoğun olduğu şenliklerde<br />

50’ye yakın stand açtık. Hazırlanan<br />

çalışmalar, öğrenciler tarafından<br />

hazırlanan etkinliklerde katılımcılara sunuluyor.”<br />

diye ifade ettiler.<br />

EMYO ve Senirkent MYO’dan Cem Yiğit’e Destek<br />

yürek olma zamanıdır.” dedi.<br />

Atatürk İlke ve İnkılapları Öğretim Elemanı<br />

Hüsamettin Ünsal’ın şiir dinletisinin<br />

ardından MYO öğrencileri tarafından hazırlanan<br />

türkü dinletisi ve pop müzik şölenine<br />

geçildi.<br />

Ayrıca Cem Yiğit’e, bir destek de Senirkent<br />

Meslek Yüksekokulu’ndaki arkadaşlarından<br />

geldi. Öğrenciler, temel atma töreni<br />

sırasında okulda düzenlenen kermes ile<br />

arkadaşlarına maddi ve manevi desteklerini<br />

gösterdiler.


76 SDÜ Bülteni / Kasım 2007<br />

SDÜ Bülteni / Kasım 2007 77<br />

MYO’dan haberler<br />

Turizmcilere Yönelik İş İmkanı<br />

Süleyman <strong>Demirel</strong> Üniversitesi Eğirdir Meslek<br />

Yüksekokulu (EMYO) Turizm ve Otel İşletmeciliği bölümünün<br />

organize ettiği ve “Royal Caribbean Cruiseline” Şirketi<br />

MA R KACILIK Serüveni<br />

Süleyman <strong>Demirel</strong> Üniversitesi Isparta Meslek<br />

Yüksekokulu’nun (IMYO) davetlisi olarak SDÜ’ye gelen Adres<br />

Patent Marka ve Fikri Haklar Ltd. Şti. yöneticileri “Markacılık Serüveni”<br />

konulu bir seminer verdiler.<br />

IMYO Konferans Salonu’nda düzenlenen seminere IMYO<br />

Müdürü Prof. Dr. Kezban Işık, öğretim üyeleri ve çok sayıda öğrenci<br />

katıldı.<br />

Seminerde ilk olarak konuşan Adres Patent Marka ve Fikri<br />

Haklar Ltd. Şti. Uzmanı Deniz Arslan, şirketlerinin genel yapısından<br />

ve markalaşma sürecinde neler yapılması gerektiğinden bahsetti.<br />

Arslan, markalaşmanın yolunun doğru adresten geçmesi gerektiğini<br />

savunarak, “2000 yılında 3 kişilik çalışma ekibiyle yola<br />

başlayan şirketimiz, 7 yıl sonra her biri konusunda iyi eğitim<br />

almış 70 kişilik uzman kadroya ulaşmıştır. Başvurularınızı takip<br />

edip, karşılaşacağınız sorunları tek elden çözüme kavuşturmak<br />

öncelikli hedefimizdir.”dedi. Oluşturulan markaların kısa sürede<br />

tescil edilmesi gerektiğini ifade eden Arslan, tescilli markanın<br />

taklit edilmeyi önleyeceği, taklit edilse bile taklitçilerle mücadelede<br />

kolaylık sağlayacağını belirtti. Ardından kürsüye gelen Şirket<br />

Ortağı Avukat Ali Çavuşoğlu, sıfır sermayeden bu günlere gelmenin<br />

hiç de kolay olmadığını belirterek, markacılık kavramına<br />

değindi. Çavuşoğlu, “Biz markayı, bir firmanın işaretlerini diğer<br />

firmalardan ayıran ayırt edici özellikler olarak tanımlıyoruz. Markayı<br />

oluştururken genelde insanların aklında kalacak ifadeleri<br />

seçmeye gayret ediyoruz. Markanın temel işlevi, müşterilerin bir<br />

firmaya ait bir ürünü rakip firmalar tarafından üretilen aynı anda<br />

benzerlerinden ayırt edebilmesidir.” diye konuştu. Çavuşoğlu,<br />

konuşmasına “Sınai haklar ve mülkiyet hakkı” konulu sunumunu<br />

anlatarak devam etti.<br />

Seminer kapsamında Adres Patent Marka ve Fikri Haklar Ltd.<br />

Şti. tarafından ulusal düzeyde internet aracılığı ile yapılan marka<br />

yarışmasında birinci olan Isparta Meslek Yüksekokulu Pazarlama<br />

Programı 2. sınıf öğrencisi Esra İçöz ve aynı yarışmada beşincilik<br />

elde eden Evrim Akaya ödülleri verildi. Ödülleri ve teşekkür belgelerini<br />

Av. Ali Çavuşoğlu öğrencilere takdim etti.<br />

Kişisel Gelişim Seminerleri ve<br />

Atölye Çalışmaları sona erdi<br />

SDÜ Sürekli Eğitim Araştırma ve Uygulama Merkezi (SEM)<br />

ile Isparta Meslek Yüksekokulu tarafından (IMYO) Mart 2007-<br />

Mayıs 2007 tarihlerinde düzenlenen 32 saatlik Kişisel Gelişim<br />

Seminerleri ve Atölye Çalışmalarına katılan 40 katılımcıya sertifikaları<br />

verildi.<br />

SDÜ Kültür Merkezi B Salonu’nda düzenlenen sertifika törenine<br />

IMYO Müdürü Prof. Dr. Kezban Işık, SEM Müdürü Doç.<br />

Dr. Hüseyin Gül, Engelliler Araştırma ve Uygulama Merkezi<br />

Müdürü Yrd. Doç. Dr. Ersin Uskun ve sertifayı almaya hak kazanan<br />

öğrenciler katıldı.<br />

Seminer ve atölye çalışmaları hakkında bilgi veren seminer<br />

yöneticisi IMYO Öğretim Görevlisi Celil Koç, bu tür seminerlerin<br />

kişinin başta kendisiyle ve çevresiyle sağlıklı, açık, samimi<br />

ve doyurucu bir iletişim kurmasını sağladığını belirterek, organizasyonu<br />

hazırlayan herkese teşekkür etti.<br />

Daha sonra sertifika törenine geçildi. Sertifikaları almaya hak<br />

kazanan katılımcılara sertifikalarını IMYO Müdürü Prof. Dr.<br />

Kezban Işık, SEM Müdürü Doç. Dr. Hüseyin Gül, IMYO Öğretim<br />

Görevlisi Celil Koç takdim ettiler.<br />

Av. Ali Çavuşoğlu<br />

Deniz Arslan<br />

yetkililerinin sunduğu yüzer otellerde iş fırsatları konulu<br />

konferans Eğirdir’de yapıldı.<br />

Merkez ofisi Miami’de bulunan Royal Caribbean Cruiseline<br />

Şirketi’nin Türkiye’deki İnsan Kaynakları Müdürü Muammer<br />

Songur’un konuşmacı olarak katıldığı konferansta; gemiler,<br />

işe alım süreci ve çalışma şartları hakkında bilgiler verildi.<br />

Şirketin çalışma koşullarından bahseden Songur, “ABD’nin<br />

en büyük ve süper lüks seyahat gemilerine sahip Royal<br />

Caribbean Cruiseline şirketi’nde, halen 750 Türk çalışıyor.<br />

Dikkatli bir elemeden geçerek gemi personelliğine kabul<br />

edilen ve ayda en az 3 bin dolar kazanan Türk gençleri, daha<br />

çok mutfak, restoran ve barlarda çalışıyor. Güleryüzlü oluşları<br />

ve çalışkanlıklarıyla tercih edilen Türk’lerin sayısı ise gün<br />

geçtikçe artıyor. Başarılarıyla dikkat çeken Türk gençleri, bu iş<br />

sayesinde hem dünyayı tanıyor, hem Türkiye’yi tanıtıyor, hem<br />

de para kazanıyorlar.” dedi. Ülkemizdeki turizm ve otelcilik<br />

liseleri ile üniversitelerden mezun olan gençlerin çoğunun<br />

ya işsiz kaldığını ya da başka sektörlerde çalıştığını belirten<br />

Songur, bu gemilerde çalışmak onlar için çok büyük bir fırsattır<br />

diye ifade etti. Kendisi de uzun bir süre ‘Aşk Gemisi’nde<br />

çalışan ve kariyerinde hızla yükselerek tam bir başarı hikayesi<br />

örneği oluşturan Songur, bu gemilerde çalışan gençlerin<br />

Çağıran’a<br />

www.turizmhaber.eu<br />

dan ödül<br />

Süleyman <strong>Demirel</strong> Üniversitesi Eğirdir MYO Turizm<br />

ve Otel İşletmeciliği Öğrencisi Barış Çağıran, turizmhaber.<br />

eu internet sitesinin düzenlediği “Turizm alanındaki en<br />

başarılı öğrenciler” konulu anket yarışmasında göstermiş<br />

olduğu başarıdan dolayı “3.Avrupa-Türkiye Turizm<br />

Zirvesi”ni izleme hakkını kazandı.<br />

Bodrum İsis Otel’de gerçekleştirilen zirveye; www.<br />

turizmhaber.eu Editörü Kerem Köfteoğlu, Doç. Dr. Nazmi<br />

Kozak, Hüseyin Baraner, Muğla Valisi Temel Koçaklar,<br />

TÜROFED Başkanı Ahmet Barut, Kültür ve Turizm<br />

Bakanlığı Tanıtma Müdürü Özgür Özarslan, Bodrum<br />

Ticaret Odası Meclis Başkanı Zeki Köylü katıldı.<br />

EMYO’da ilkyardım dersi<br />

Süleyman <strong>Demirel</strong> Üniversitesi<br />

Ekonomi ve Yönetim Kulübü’nün<br />

düzenlediği “İlk Yardım Gerektiren<br />

Durumlarda Acil Yaklaşım” konulu<br />

programının ikincisi, Eğirdir Meslek<br />

Yüksekokulu’nda gerçekleştirildi.<br />

Öğrenciler ilk yardım sırasında neler<br />

yapılması gerektiğini öğrenirken,<br />

dersleri uygulamalı olarak görme<br />

şansını da elde ettiler.<br />

yeterince azimli ve çalışkan olduğu taktirde üst düzey yönetim<br />

kadrolarına kadar yükseldiğini belirterek konuşmasına şöyle<br />

devam etti: “Bu gemileri bir çeşit ‘Star Gate’ yani ‘Yıldız Kapısı’<br />

olarak değerlendiriyorum. Disiplinli, kararlı ve iyi İngilizce’si<br />

olan Türk gençleri, bir kere burada işe başladıktan sonra çok<br />

ciddi bir kariyer ve deneyim edinebiliyorlar. Bunun dışında<br />

oldukça iyi para kazanıyorlar. Örneğin garsonluk yapan bir<br />

genç, sırf bahşişlerle ayda 4 bin dolar kazanıyor.”<br />

Konferansın sonunda EMYO Turizm ve Otel İşletmeciliği<br />

Bölümü Öğretim Elemanı Çetin Meydan, Songur’a çiçek<br />

takdim etti.


78 SDÜ Bülteni / Kasım 2007<br />

SDÜ Bülteni / Kasım 2007 79<br />

MYO’dan haberler<br />

Gelendost MYO’da Mezuniyet Coşkusu<br />

Senirkent MYO’dan<br />

Kardeş Köy okuluna Yardım<br />

Süleyman <strong>Demirel</strong> Üniversitesi Senirkent Meslek Yüksekokulu (MYO), “Kardeş Köy<br />

Okulu Yardım Kampanyası” çerçevesinde kardeş okul olarak belirlediği Gençali Köyü<br />

İlköğretim okulunu, öğrenci ve öğretim elemanları ile birlikte ziyaret etti.<br />

Yetkililer, gelenekselleştirilmesi düşünülen ziyaret hakkında şunları söyledi:<br />

“Okulun ihtiyaçları, okul idaresi ile konuşularak belirlendi. Ayrıca, okulun bilgisayar<br />

laboratuvarındaki bilgisayarların bakımı okulumuz bilgisayar programı öğrencileri<br />

tarafından yapıldı. Sıcak bir ortamda geçen ziyarette, toplanan yardımlar öğrencilere<br />

verildi.”<br />

Senirkent MYO’dan<br />

Temel Atma Töreni<br />

SDÜ Senirkent Meslek Yüksekokulu tarafından 3.blok<br />

temel atma töreni yapıldı. Törene, Rektör Yardımcısı Prof.<br />

Dr. Vecihi Kırdemir, Kaymakam Niyazi Erten, Belediye<br />

Başkanı Süleyman Dönmez, Senirkent MYO Müdürü<br />

Yrd. Doç. Dr. Murat Kayalar ile Senirkent kültür ve eğitim<br />

vakıflarıyla yardımlaşma derneklerinin üyeleri katıldı.<br />

Açılış konuşmalarıyla başlayan törenin ardından Senirkent<br />

yardımlaşma dernekleri üyelerine teşekkür plaketleri<br />

sunuldu. Ayrıca tören sonunda SDÜ Dans Kulübü üyeleri<br />

davetlilere Latin Dansından örnekler sundu.<br />

Yalvaç MYO’da Mezuniyet Coşkusu<br />

Yalvaç Meslek Yüksekokulu’nda mezuniyet töreni<br />

coşkusu yaşandı.<br />

Dönemi tamamlayan Yalvaç MYO’daki mezuniyet<br />

törenine SDÜ Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Vecihi Kırdemir,<br />

Orman Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Cahit Balabanlı, Eğirdir<br />

MYO Müdürü Yrd.Doç. Dr. Hasan Kalyoncu, Senirkent<br />

MYO Müdürü Yrd.Doç. Dr. Murat Kayalar, protokol üyeleri,<br />

öğretim elemanları, öğrenciler ve öğrenci aileleri katıldı.<br />

Çok sayıda öğrenci ailesinin katıldığı tören okul bahçesinde<br />

yapıldı. Törende, dereceye giren öğrencilere ödül verilirken,<br />

Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Vecihi Kırdemir bir konuşma<br />

yaptı. Türkiye’nin içinden geçtiği süreçte, üniversitelerin<br />

ve meslek yüksekokullarının büyük önem taşıdığını<br />

kaydeden Kırdemir, “Geleceğimizi oluştururken buralarda<br />

attığımız adımlarla ülkemize ve dünyaya katkı yapacağımızı<br />

aklımızdan çıkarmayalım. Bu bilinçle eğitim sürecimizin<br />

burada bitmediğini bilmemiz gerekiyor.” diyerek tüm<br />

öğrencilerin mezuniyetini kutladı.<br />

Törende bir konuşma yapan Okul Müdürü Yrd.Doç<br />

.Dr. Musa Türkoğlu, “Zorluklarla geçen bir yılın ardından<br />

geldiğimiz bugünkü coşkunuzu ve çalışma inancınızı yaşam<br />

boyunca taşıyın. Türkiye’nin sizlere ihtiyacı var.” dedi.<br />

Gelendost Meslek Yüksekokulu mezuniyet töreni Isparta<br />

Valisi Şemsettin Uzun, Gelendost Kaymakamı Orhan<br />

BURHAN, Gelendost Belediye Başkanı Mehmet SEZGİN ve<br />

öğrenci velilerinin katılımı ile coşkulu bir şekilde kutlandı.<br />

Isparta Valisi Sayın Şemsettin Uzun konuşmasında; “Hayatta<br />

hiçbirşeyden korkmayın, yılmayın. Yüksekokulunuzdan<br />

aldığınız bilgilerle çok iyi yerlere geleceksiniz. Bu mutlu<br />

gününüzde ailelerinize iki damla gözyaşı akıtma sevincini<br />

yaşattığınız için sizlere çok teşekkür ediyorum” dedi.<br />

Gelendost Meslek Yüksekokulunu başarı ile tamamlayan ve<br />

dereceye giren öğrencilere başarı belgeleri verilmesi ve okul<br />

birincisinin mezuniyet kütüğüne adını çakmasından sonra<br />

tören müzik dinletisi ile devam etti.<br />

Tören sonunda öğrenciler Süleyman <strong>Demirel</strong> Üniversitesi<br />

Mezuniyet Yeminini ettikten sonra kep atarak mezun olmanın<br />

mutluluğunu aileleri ile paylaştılar.<br />

Gelendost MYO’da Teknik Gezi<br />

SDÜ Gelendost MYO Gıda Teknolojisi Öğrencileri ve<br />

Öğretim Görevlileri 800 çeşit ürün üreten HACCP, ISO, TSE<br />

gibi birçok Üretim Yeterlilik Belgesine sahip Antalya’da<br />

gıda üretimi yapan birçok firmaya gezi düzenledi. 800 çeşit<br />

ürün üreten HACCP, ISO, TSE gibi birçok Üretim Yeterlilik<br />

Belgesine sahip Antalya’nın önemli bir bölümüne hitap<br />

eden “Örnek Unlu Mamulleri”; reçel, marmelat, meyve suyu<br />

üretim hatlarına sahip, kaliteli ve standart üstü ürün geliştiren<br />

birçok araştırma projelerinin desteklendiği, özellikle yöreye<br />

ait geleneksel kabuk reçellerinin üretildiği “Batı Akdeniz<br />

Tarımsal Araştırma Enstitüsü”; toz şekerlerden küp şeker<br />

üretimi ve ambalajlanması, minik gramajlarda toz şeker,<br />

tatlandırıcı, kahve, krema, kürdan, kolonyalı mendil gibi<br />

ambalajlama üzerine yoğunlaşan “Kübra Şeker” ve karkastan<br />

değerli etlerin yanı sıra sucuk, sosis, salam benzeri et<br />

ürünlerinin; burger, İnegöl köfte gibi dondurulmuş gıdaların<br />

üretildiği hijyen ve sanitasyon koşullarının maksimum<br />

düzeyde tutulduğu “Arlez Et Ürünleri” gezildi. Firmalara<br />

öğrenciler büyük ilgi gösterdi.<br />

Firmaların yanı sıra öğrencilerin turistik bir il olan Antalya’yı tanımaları amacıyla Cumhuriyet Meydanı, Antalya Limanı, 5 M<br />

Migros, Lara ve Karacaoğlan Parkı gezildi. Öğrencilerin yorgunluklarını atabilmeleri, eğlenebilmeleri ve aralarındaki iletişimi<br />

güçlendirmeleri amacıyla teknik gezinin bir kısmını oluşturan “Clup Palm Beach” hotelde konaklamaları sağlandı.<br />

Gönen MYO’dan Tiyatro Gösterisi<br />

Süleyman <strong>Demirel</strong> Üniversitesi<br />

Gönen Meslek Yüksekokulu<br />

Köy Enstitüleri Tiyatro Topluluğu<br />

tarafından Tuncer Cücenoğlu’nun<br />

kaleme aldığı, Ezgi Oya Gümüş’ün<br />

yönettiği “Boyacı” adlı komedi tiyatroseverlerin<br />

beğenisine sunuldu.<br />

SDÜ Kültür Merkezi’nde sahnelenen<br />

oyuna Gönen MYO Müdürü<br />

Yrd. Doç. Dr. Musa Türkoğlu, öğretim<br />

üyeleri ve öğrenciler katıldı.


80 SDÜ Bülteni / Kasım 2007<br />

SDÜ Bülteni / Kasım 2007 81<br />

Arkeoloji Bölümü’nden<br />

Seminer ve Tanışma Partisi<br />

I. Rektörlük Kupası Türkiye Genç Milli Bayan<br />

Voleybol Takımı SDÜ’de<br />

Süleyman <strong>Demirel</strong> Üniversitesi Fen-Edebiyat Fakültesi<br />

Arkeoloji Bölümü tarafından “Hitit Mitolojisi ve İnanç Sistemi”<br />

konulu bir seminer düzenlendi. İstanbul Üniversitesi<br />

Edebiyat Fakültesi Hititoloji Anabilim Dalı Öğretim Üyesi<br />

Dr. Meltem Doğan Alparslan’ın konuşmacı olarak katıldığı<br />

seminerde Hititlerin nasıl bir toplum oldukları, kimlikleri,<br />

nereden geldikleri gibi konular üzerinde duruldu. Seminerde<br />

ayrıca Hitit Mitolojisi aracılığı ile Mezopotamya ve eski Yunan<br />

kültürü arasında nasıl bir bağ olduğu filolojik olarak seçilen<br />

örneklerle anlatılmaya çalışıldı. SDÜ <strong>Bilgi</strong> İşlem Merkezi<br />

Salonu’nda düzenlenen seminere çok sayıda öğretim üyesi ve<br />

öğrenci katıldı. Seminerin ardından Arkeoloji Bölümü tarafından<br />

düzenlenen “Tanışma Partisi’ne” geçildi.<br />

Süleyman <strong>Demirel</strong> Üniversitesi Fen-Edebiyat Fakültesi<br />

Arkeoloji Bölümü 2007-2008 eğitim öğretim yılında eğitime<br />

başlaması nedeniyle bir tanışma partisi düzenledi. Dekanlık<br />

katında düzenlenen tanışma partisine Dekan Prof. Dr. Nurten<br />

Özçelik, Yrd. Doç. Dr. Bilge Hürmüzlü, Yrd. Doç. Dr. Mehmet<br />

Özhanlı, davetliler ve bölüm öğrencileri katıldı. Etkinlikte<br />

kısa bir konuşma yapan Dekan Prof. Dr. Nurten Özçelik öğrencilere<br />

başarılar dileyerek, “İlk olmanın her zaman bir ayrıcalığı<br />

vardır. Öğrencilerimizin fakültede gerekli eğitimi aldıktan<br />

sonra mezun olacaklarına inanıyorum. Yönetim, idare ve<br />

öğrenci kaynaşması açısından burada önemli bir etkinlik yapılmaktadır.<br />

Emeği geçen herkese teşekkür ediyorum.”diye<br />

konuştu. Parti, Güzel Sanatlar Fakültesi Müzik Bölümü Öğrencisi<br />

Yiğitcan Yanar’ın gitar dinletisi ile son buldu.<br />

Uysal’dan Yalvaç MYO’da Konferans<br />

Süleyman <strong>Demirel</strong> Üniversitesi Yalvaç Meslek Yüksekokulu,<br />

Doğru Yol Partisi Genel Başkan Yardımcısı Gültekin<br />

Uysal’ın konuşmacı olarak katıldığı “Türk Siyasetinde Güncel<br />

Sorunlar” konulu bir konferans düzenledi.<br />

Yalvaç MYO Konferans Salonu’nda düzenlenen konferansa<br />

çok sayıda öğretim üyesi ve öğrenci katıldı.<br />

Uysal, Türk siyasal hayatı üzerine yaptığı genel değerlendirmenin<br />

ardından, günümüzdeki siyasal gelişmeler üzerinde<br />

durdu. Türkiye’nin demokratik ve siyasal dinamiklerinin henüz<br />

olgunlaşmadığını savunan Uysal, “Dönem dönem bunun<br />

sıkıntıları, sancıları yaşanmaktadır. Bu da işin doğasının gereğidir.<br />

Bunları müdahalelerle düzenlemeye kalkmak hem siyaset<br />

kurumuna, hem de demokrasiye zarar vermektedir.” dedi.<br />

Türkiye’de siyasetin, siyasetçinin ve gençlerin önünün açılmasının<br />

önemine vurgu yapan Uysal, “Türkiye kendi potansiyelini<br />

kullanabildiği takdirde, bugün önümüzde sorun olarak duran<br />

bir çok engeli kolayca aşacaktır. Bunda da özellikle gençlerin,<br />

sadece seçim dönemlerinde değil, her zaman hassas ve ilgili<br />

olmasının önemli katkısı olacaktır.” dedi. Uluslararası siyasette<br />

önemli olanın pratik güç olduğunu anlatan Uysal, “Bu güce sahip<br />

olduğunuz zaman, kuralları siz koymaya başlarsınız. Onun<br />

için öncelikli hedefimiz kalkınmak ve güçlü olmaktır. Bu noktada<br />

da üniversitelerin, yüksekokulların ekonomi ve siyaset açısından<br />

kilit bir rol taşımaya başladığını kavramamız gerekir.”<br />

dedi.<br />

Konferansın sonunda Yalvaç MYO Müdürü Yrd. Doç. Dr.<br />

Hasan Kalyoncu Uysal’a çiçek takdim etti.<br />

Süleyman <strong>Demirel</strong> Üniversitesi 10. Geleneksel Bahar<br />

Şenlikleri kapsamında Sağlık Kültür Spor <strong>Daire</strong><br />

Başkanlığı ve Isparta Sağlık Yüksekokulu (ISYO) Spor<br />

Bilimleri Bölüm Başkanlığı’nca akademik, idari personel<br />

ve öğrencilere yönelik “1. Rektörlük Kupası”<br />

düzenlendi. 22-25 Mayıs tarihleri arasında, futbol ve<br />

basketbol branşlarında yapılan turnuvaya, futbol branşında<br />

168 Akademik-İdari personel, 195 öğrenci; basketbol<br />

da ise 108 Öğrenci 8 Akademik personel olmak<br />

üzere toplam 470 kişi katıldı.<br />

Turnuvalarda dereceye giren takımlar ise şöyle :<br />

Futbol Akademik-İdari personel<br />

1-Ziraat Fakültesi<br />

2-Fen Edebiyat Fakültesi<br />

3-Rektörlük Personeli<br />

Futbol Öğrenci<br />

1-Mühendislik Mimarlık Fakültesi<br />

2-Fen Edebiyat Fakültesi<br />

3-Isparta Meslek Yüksekokulu<br />

Basketbol Akademik<br />

1-Orman Fakültesi<br />

2-Spor Bilimleri<br />

Basketbol Erkek<br />

1-Veryansın<br />

2-Heryol Paris<br />

3-Gaddar Tostoslar<br />

Basketbol Kız<br />

1-1 Kilo 500 3 Kilo 1 Milyon<br />

2-Chocolate<br />

3-Hepsi Birarada<br />

Genç Milli Bayan Voleybol Takımı, 4-8 Temmuz tarihleri arasında<br />

Balkan Şampiyonası hazırlıklarını sürdürmek ve sporcuların<br />

performans testlerini yaptırmak için SDÜ’ye geldi. SDÜ Beden Eğitimi<br />

ve Spor Akademisi’nde okutman ve takımın menejeri Zeycan<br />

Acar yapılan çalışmalar hakkında bilgi vererek, “Toplam 16 sporcu<br />

2 antrenör, 1 fizyoterapist ve 1 menejerin bulunduğu kafile 18 Haziran<br />

3 Temmuz arası SDÜ’de kamp yapacak. Kafile SDÜ Çiftçi Eğitim<br />

Merkezi’nde günde çift antrenmanla çalışmalarını sürdürecek.<br />

Üniversitenin göstermiş olduğu ilgiden dolayı herkese teşekkür<br />

ediyoruz.” dedi.<br />

Doç. Dr. Cem Çetin eşliğinde SDÜ Spor Hekimliği Anabilim<br />

Dalı tarafından gerçekleştirilen performans testlerine 16 sporcu katıldı.<br />

Testleri Dr. Mustafa Yolcu ve Dr. Celal Akgün gerçekleştirdi.<br />

Dr. Mustafa Yolcu testler hakkında bilgi vererek, “Sporculara pazartesinden<br />

başlayarak, cumaya kadar çeşitli güç ve performans<br />

testleri yapılacak. Testlerin amacı sporcuların kondisyon durumları<br />

hakkında bilgi sahibi olmak ve bu bilgiler sayesinde sporculara bireysel<br />

antrenman programı hazırlamak. Doğu Kampüsü’nde açılacak<br />

olan yeni spor tesisi ile SDÜ’nün takımlar için iyi bir alternatif<br />

olacağını düşünüyoruz. ” diye konuştu.<br />

SDÜ’den I. Kademe<br />

Basketbol Antrenörlük Kursu<br />

Gençlik Spor Genel Müdürlüğü (GSGM) Spor Eğitimi <strong>Daire</strong><br />

Başkanlığı ve SDÜ Spor Bilimleri Bölüm Başkanlığı organizasyonu<br />

ile “1. Kademe Basketbol Antrenörlük Kursu” düzenlendi. Kurs<br />

yöneticisi İsmet Erdoğan ile Spor Bilimleri Bölüm Başkanı Yrd.<br />

Doç. Dr. Fatih Kılınç tarafından verilen eğitim sonrası kursiyerler<br />

katılımcı belgelerini aldılar. SDÜ Spor Tesisleri Merkezinde başlayan<br />

kursa 38 kursiyer katıldı.


82 SDÜ Bülteni / Kasım 2007<br />

SDÜ Bülteni / Kasım 2007 83<br />

Gaziantep Spor SDÜ’de<br />

Turkcell 1. Süper Ligi takımlarından Gaziantepspor sezon<br />

öncesi performans testlerini SDÜ Araştırma ve Uygulama<br />

Hastanesi’nde yaptırdı.<br />

Antrenör Yardımcısı Timur Atalay çalışmalar hakkında<br />

bilgi vererek, “Isparta Davraz Dağında ilk dönem kamp<br />

hazırlıklarımızı sürdürüyoruz. Kamp yerine yakın olması<br />

ve gösterilen ilgiden dolayı SDÜ Araştırma ve Uygulama<br />

Hastanesi’ni seçtik” dedi.<br />

SDÜ Tıp Fakültesi Spor Hekimliği Ana Bilim Dalı Öğretim<br />

Üyesi Doç. Dr. Cem Çetin, “Gaziantepsporlu 28 futbolcunun<br />

izokinetik kuvvet testinden geçirdik. Sezon öncesi futbolcuların<br />

performanslarını gözlemlemek ve sezon içindeki sakatlanmaları<br />

en aza indirmek yaptığımız testlerin genel amacıdır. Türkiye’de<br />

toplam altı üniversitede, Göller Bölgesinde ise sadece SDÜ’<br />

de yapılan testler, çevre illerdeki takımların da hastanemize<br />

gelmesini sağlıyor.” diye konuştu.<br />

Formula 1’e (F1) SDÜ desteği<br />

İstanbul’da yapılan 2007 F1 Türkiye Grand Prıx’ine Süleyman<br />

<strong>Demirel</strong> Üniversitesi’nden 1 doktor, 3 öğretim görevlisi ve 43 öğrenci<br />

olmak üzere toplam 47 gözetmen katıldı. Konuyla ilgili bilgilerini<br />

aldığımız Süleyman <strong>Demirel</strong> Üniversitesi Otomobil Sporları Kulübü<br />

Akademik Danışmanı ve Türkiye Otomobil Sporları Federasyonu<br />

Isparta İl Temsilcisi Saygın Uslu şunları söyledi: “Geçtiğimiz yıl, 25<br />

kişilik bir gözetmen kadrosuyla katıldığımız yarışlarda profesyonelce<br />

gösterilen başarılarımız bu yıl 46 kişilik küçük bir ordu ile yeniden<br />

taçlandırılmış oldu. Çok zorlu geçen yarışların ardından Grand Prıx<br />

2 serisinin sıralama turlarında gözetmen kurulu olarak gösterdikleri<br />

başarıdan dolayı özveri ile çalışan tüm ekibimize teşekkürlerimi<br />

sunarım. Önümüzdeki yıllarda da bu başarıların devam edeceğine<br />

inanıyorum.”<br />

Antalya Spor SDÜ’de<br />

Türkiye Futbol Federasyonu Birinci Lig takımlarından<br />

Antalyaspor, sezon öncesi performans testlerini Süleyman<br />

<strong>Demirel</strong> Üniversitesi Araştırma ve Uygulama Hastanesi’nde<br />

yaptırdı.<br />

Sezon hazırlıkları için Isparta Davras Dinlenme Tesisleri’nde<br />

kamp yapan Antalyaspor’un performans testleri SDÜ Tıp<br />

Fakültesi Spor Hekimliği Anabilim Dalı’nda gerçekleştirildi.<br />

Teknik Direktör Raşit Çetiner nezaretinde SDÜ Tıp Fakültesi’ne<br />

gelen Antalyaspor’lu futbolcular hastaneden ve kendilerine<br />

gösterilen yakın ilgiden memnun olduklarını söylediler. SDÜ<br />

Tıp Fakültesi Spor Hekimliği Anabilim Dalı doktorlarından<br />

Şeyhmus Kaplan, Antalyaspor’lu 22 futbolcunun izokinetik<br />

testinden geçirildiğini ve sezon öncesi performanslarının gayet<br />

iyi olduğunu belirtti.<br />

Ligin ilk maçı olan Mardinspor karşılaşmasına kadar Davras<br />

Dinlenme Tesislerinde konaklayacak olan Antalyaspor, burada<br />

son eksikliklerini giderecek ve bol bol hazırlık yapacak.<br />

Ritmik Cimnastik Federasyon Kupası<br />

SDÜ’de yapıldı<br />

Bu yıl ilki gerçekleştirilen Ritmik<br />

Cimnastik Küçükler, Yıldızlar, Gençler<br />

ve Büyükler Federasyon Kupası 1-2 Eylül<br />

tarihleri arasında Süleyman <strong>Demirel</strong><br />

Üniversitesi’nde (SDÜ) gerçekleştirildi.<br />

SDÜ Doğu Kampüsü Kapalı Spor<br />

Salonu’nda düzenlenen kupa törenine<br />

Cimnastik Federasyonu Genel Sekreteri<br />

Bekir Doğan, Federasyon As Başkanı<br />

Şafak Kansu, Isparta Belediye Başkan<br />

Yardımcısı Ahmet Aydemir ve çok sayıda<br />

davetli katıldı.<br />

Çeşitli spor kulüplerinden toplam 40<br />

yarışmacının katıldığı kupa töreninde<br />

çember, kurdele ve ip aletlerinden<br />

yararlanılarak çeşitli gösteriler<br />

sergilendi.<br />

Yarışma Yönetmeni Nihal Ünlü,<br />

Isparta’da Türkiye genelinde ilk 12’ye<br />

giren yarışmacıların gösterilerini<br />

sergilediklerini belirterek, “Burada<br />

küçükler, yıldızlar, gençler ve büyükler<br />

olmak üzere toplam 4 kategoride<br />

yarışılacak. Federasyon kupası adı altında<br />

böyle bir organizasyonu ilk kez yapıyoruz.<br />

SDÜ’nün yapımı yeni tamamlanan<br />

spor salonunda bunu gerçekleştirmenin<br />

mutluluğunu ayrıca yaşıyoruz. Üniversite<br />

yönetimine göstermiş oldukları yakın<br />

ilgiden dolayı teşekkür ediyoruz.”dedi.<br />

Yarışma öncesi kısa bir konuşma yapan<br />

Federasyon Yönetim Kurulu Üyesi Şafak<br />

Kansu ise organizasyona ev sahipliği<br />

yapan SDÜ’ye teşekkürlerini sundu.<br />

Kupa Töreni<br />

Ritmik Cimnastik Federasyon Kupası’nın<br />

son gününde Küçükler, Yıldızlar, Gençler<br />

ve Büyükler kategorisinde dereceye giren<br />

yarışmacılara ödülleri verildi. Dereceye giren<br />

yarışmacıların isimleri ve kulüpleri şöyle:<br />

Küçükler<br />

1-Öykü Arslan (Çimentaş Spor Kulübü)<br />

2-Ekin Güler (Çimentaş Spor Kulübü)<br />

3-Yasemin <strong>Bilgi</strong>n (ODTÜ Spor Kulübü)<br />

4-Kübra Keskin (Ankara Üniversitesi Spor<br />

Kulübü)<br />

5-Zahide Mısır (ODTÜ Spor Kulübü)<br />

6-Yağmur Metin (Ankara Üniversitesi Spor<br />

Kulübü)<br />

Yıldızlar<br />

1-Zülal Sapoğlu (İstanbul Denge Spor<br />

Kulübü)<br />

2-Elif Naz Gedizsever (BJK Spor Kulübü)<br />

3-İlke Ekin Türedi (Ankara Üniversitesi Spor<br />

Kulübü)<br />

4-Begüm Güngör (Ankara Üniversitesi Spor<br />

Kulübü)<br />

5-Gizem Marova (Ankara Üniversitesi Spor<br />

Kulübü)<br />

6-Nilsu Çolak (BJK Spor Kulübü)<br />

Büyükler<br />

1-Berfin Sütçü (Çimentaş Spor Kulübü)<br />

2-Ezgi Solmaz (Çimentaş Spor Kulübü)<br />

3-İrem Tatlı (Yenişehir Spor Kulübü )<br />

4-Cansu Tok (BJK Spor Kulübü)<br />

5-Ece Ceren Şen (Ege Cimnastik Spor<br />

Kulübü)<br />

6-Damla Camanak (BJK Spor Kulübü)<br />

Törende ayrıca Ritmik Jimnastik<br />

Federasyon Kupası’na katkılarından dolayı<br />

Federasyon Başkanı Atilla Örsel adına<br />

hazırlanmış şiltler, SDÜ Sağlık Kültür ve Spor<br />

<strong>Daire</strong> Başkanı Zümriye Irlayıcı’ya, SDÜ Yapı<br />

İşleri ve Teknik <strong>Daire</strong> Başkanı Şevket Emin<br />

Gözaçan’a ve SDÜ Spor Şube Müdürü Murat<br />

Türker’e takdim edildi.


84<br />

SDÜ Bülteni / Kasım 2007<br />

Üniversiteler Arası<br />

Tenis Turnuvası<br />

SDÜ’de düzenlendi<br />

Milli Boksörün<br />

Ameliyatı SDÜ’de<br />

yapıldı...<br />

Üniversiteler Spor Federasyonu tarafından düzenlenen<br />

Üniversiteler Arası Tenis C Kategorisi Grup Birinciliği<br />

Turnuvası’na SDÜ ev sahipliği yaptı. 10 üniversiteden 7<br />

erkek, 3 bayan takımının katıldığı turnuvada bayanlarda<br />

Celal Bayar Üniversitesi erkeklerde Akdeniz üniversitesi<br />

birinci oldu. Hakemliğini Tenis Federasyonu Baş Hakemi<br />

Tufan Tercan’ın yaptığı turnuvada erkeklerde ikinci SDÜ,<br />

üçüncü Kırıkkale üniversitesi olurken bayanlarda ikinciliği<br />

Uludağ üniversitesi, üçüncülüğü ise Kırıkkale üniversitesi<br />

elde etti.<br />

Turnuva ardından düzenlenen ödül törenine SDÜ Sağlık<br />

Kültür Spor <strong>Daire</strong> Başkanı Zümriye Irlayıcı, SDÜ Sağlık<br />

Yüksekokulu Müdürü Prof. Dr. Nejat İmirzalıoğlu, SDÜ<br />

Sağlık Yüksekokulu Spor Bilimleri Bölüm Başkanı Yrd. Doç.<br />

Dr. Fatih Kılınç, Federasyon temsilcisi ve MAKÜ Beden<br />

Eğitimi Bölümü Öğretim üyesi Yrd. Doç. Dr. Kadir Pepe,<br />

MAKÜ Spor Bilimleri Bölüm Başkanı Prof. Dr. Mehmet<br />

Yalçıner, SDÜ Spor işleri <strong>Daire</strong> Başkanı Öğretim Görevlisi<br />

Tahir Kılıç katıldı.<br />

SDÜ’de<br />

Çim Hokeyi<br />

Karşılaşması<br />

Denizli Belediyespor Kulübü Sporcusu Milli Boksör<br />

Selma Yağcı’nın ameliyatı Süleyman <strong>Demirel</strong> Üniversitesi<br />

Rektörü Prof. Dr. Metin Lütfi Baydar tarafından yapıldı.<br />

Bacağındaki kıkırdak zedelenmesi nedeniyle hastaneye<br />

başvuran Yağcı’nın ameliyatını 2001 yılından beri hekimliğini<br />

yürüten Rektör Baydar yaptı. Hastane yönetiminin kendisine<br />

göstermiş olduğu ilgiden memnun kalan Yağcı, şunları<br />

söyledi: “2 hafta önce Uluslararası Ahmet Cömert Boks<br />

Şampiyonası’nda büyük başarı göstererek altın madalyayı<br />

kazandım. Karşılaşma esnasında bacağımı zorlamamdan<br />

dolayı büyük bir ağrı oluştu. Hemen doktorum Prof. Dr.<br />

Metin Lütfi Baydar’ı aradım. Kendisi beni hastaneye davet<br />

etti ve ameliyatımı burada gerçekleştirdi. Rektör Baydar<br />

başta olmak üzere, Tıp Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Nevres<br />

Hürriyet Aydoğan’a, Hastane Müdürlerinden Yüksel<br />

Hatırlı’ya ve tüm hastane çalışanlarına ilgilerinden dolayı<br />

çok teşekkür ediyorum. Burada kendimi evimdeymiş gibi<br />

rahat hissediyorum. Taburcu olduktan sonra fizik tedaviye<br />

başlayacağım. Yaklaşık 2 hafta sonra tekrar eski sağlığıma<br />

kavuşmayı ümit ediyorum.” dedi.<br />

Süleyman <strong>Demirel</strong> Üniversitesi (SDÜ) Spor Salonu’nda organize edilen Türkiye<br />

Çim Hokeyi 2007 yılı Bayanlar Federasyon Kupası Ankara Çankaya Belediyesi<br />

Sporla-Samsun OMÜSAS Spor arasında yapıldı. Şampiyonluğu Ankara Çankaya<br />

Belediyesi Spor’un kazandığı karşılaşmada, Federasyon Başkanı E. Barbaros<br />

Tuzcuoğulları SDÜ’nün böyle güzel bir organizasyona ev sahipliği yapmasından<br />

dolayı duyduğu memnuniyeti dile getirerek, SDÜ Rektörü Prof. Dr. Metin Lütfi<br />

Baydar’a teşekkür etti.

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!