24.12.2014 Views

turan-dursun-kulleteyn

turan-dursun-kulleteyn

turan-dursun-kulleteyn

SHOW MORE
SHOW LESS

Create successful ePaper yourself

Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.

Ekmeği paylaşmaya dalmış tavukların tam ortasına düşmüştü attığı.<br />

Tavuklar içiri yıldırım duşnaüş gibi oldu. Ekmeği bırakıp kaçtılar.<br />

Artık çabalamak, kanatlı canavarlardan yeniden gelip kapmadan gidip<br />

almalıydı ekmeği. Olanca gücünü kullanıp hızlandı ve başardı.<br />

Kurtarmıştı. Ekmek didiklenip küçülmüş, çamur toz^toprak olmuştu<br />

ama, "ona dâ şükür". Sildi, temizledi ve götürüp kıza verdi. Kızın<br />

ağlaması durmuştu. Gözlerinden dökülen yaşlar, kalınca çizgiler<br />

oluşmuştu tozlu yanaklarında. Eliyle kızın yanaklarını sildi. Sonra<br />

kitaplarını aldı. Ve döndü; yıkık duvarın üstüne çıkıp oturdu.<br />

Ayaklarını da salladı keyiflice. Artık dinlenebilir ve orada da<br />

okuyabilirdi. Kıza bakarak düşüncelere daldı. Önce kendi bacaklarının<br />

da öyle olmadığına sevindi. Kızın öyle ölmaşınaysa üzüldü. Kim<br />

yapmıştı onu öyle Yapan eden Tann'ysa, niye yapmıştı, ne istiyordu<br />

yaptığı için içerledi Tann'ya. Kendisi Tanrı olsaydı öyle<br />

yapmazdı. Herkesi iyi, güzel yapardı; "Sünnet ehli"ni tutması<br />

gerekiyordu, fakat görüşüne pek katılmıyordu. Ne demekti "insanların<br />

yararına en uygun olanı yapmak Tann'ya gerekli değil" Gerekli olmaz<br />

olur mu Mutezile'nin görüşünü daha doğru buluyordu, tnsahlarln<br />

yararına en uygun olanı yapmak zorundadır Tanrı. Madem ki<br />

"Tanri'yıml" diye ortaya çıkmış, işlerini doğru-dürüst yapmalıdır. Ama<br />

yapmıyor işte. Şimdi bu zavallı kız ne yapsın Elindeki ekmeğini bile<br />

tavuklara kaptırıyor. Bacakları tutsa, kaçıp ozaklaşabitecek,<br />

yürüyebilecek. Ne kötü! Acıdığı ve kızdığı için "levbe tevbe" bile<br />

demedi. Kavga bile edebiHrdi Tanrı'yı görse. Düşüncelerine ve<br />

duygularına gömülü bir sırada, evden bir başka kızın çıktığını gördü.<br />

Bacakları sağlam, gezen, yürüyen bir kız. Yüzü kötürüm kızın<br />

yüzüne benziyor. Kardeş oldukları "belli. Berikinden epeyce büyük.<br />

Genç kızlara özgü bükülüşleri bile var. 11-12 yaşlarında olmah.<br />

Bükülüşleri de, birçok yerde olduğu gibi orada da kızları çok küçükken<br />

verir" olmalarından. Elinde taze bir lavaş. Sıcak sıcak. Yağlı.<br />

Lavaşı böldü, birazını kötürüm kıza verdi, kalanını da:<br />

- "Bühaî" (yel)., diyerek ona götürüp uzattı. Kürtçe konuştular.<br />

Şunları diyorlardı:<br />

- Ekmeğin tümünü bize verdin, sana hiç kalmadı.<br />

Olsun, yine alırım, bizde çok var. Anam tandırda ekmek<br />

73

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!