24.12.2014 Views

turan-dursun-kulleteyn

turan-dursun-kulleteyn

turan-dursun-kulleteyn

SHOW MORE
SHOW LESS

Create successful ePaper yourself

Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.

fi'ş-şeyh" denen aşamadaydılar, yani "şeyhde erime'leri gerekiyordu.<br />

Ardından da "fenâfi'r-Resûl", yani "Peygamber'de erime" ve en son<br />

"fena fillah", yani "Tann'da erime" aşamaları gelecekti. Ama kolay<br />

mıydı bu Birinci basamağın bile bir sürü basamağı vardı. Ve her bir<br />

basamak yılları alırdı. Basamak geçmek, ilerlemek çok, ölesiye çabalar<br />

isterdi. Ama iki mürid de, birçok mürid gibi iyice kafalarına<br />

koymuştu. Geçeceklerdi aşamalardan. Basamak basamak. Ve sonunda<br />

ulaşacaklardı en son aşamaya. Ulaşamasalarbile bu yolda ölürlerdi. Bu<br />

yolda ölmek bile "bir şerefti. Öyle düşünüyorlardı ve onun için yaşam<br />

damarlarını kesercesine herşeyden "ellerini eteklerini kesmiş" ve bu<br />

yola koyulmuşlardı. Avludaki soba, direk, duvar neyse; onlar da<br />

öylesine birer ayrılmazıydı tekkenin.<br />

Şeyhin karyolasının bulunduğu odanın kapısı açıktı. Şâmil, biraz<br />

önce ortalığı Süpürürken kapıyı açık bırakmıştı. Bir süre kapıdan<br />

içeriye baktı. Sonra aklına ne geldiyse yürüyüp içeri girdi. Fâik de<br />

izliyordu. Şâmil, karyolanın orasına burasına baktı; bİTŞeyler aradı.<br />

Ararken dengesini yitirip karyolanın bir kıyısına düştü. Kıyamet<br />

kopmuştu o zaman. Fâik gelip Şâmil'e saldırdı. Tutup adam akıllı<br />

sarstı zavallıyı.<br />

- Sen, seni zalim, Allah'tan korhmir misin de Şeyh Hazretleri'nin<br />

çökirsin Nasıl yapirsin bunu zalim Şimdi haberi<br />

olmuştur mübareğin. Utanmir misin Ne diyer o şimdi Haa sölesene,<br />

ne diyer<br />

Ve bunları söylerken de, adamı fırlatıp atmıştı bir yana.<br />

Şâmil, olduğu, daha doğnjSU yığıldığı yerde kalakaldı. Zaten soluk<br />

olan benzi iyice solmuş ve suratı iyice ölü suratına dönmüştü. Biraz<br />

toparlanıp kalktı. Fâik ise söylenip duruyordu. Şâmil yerine gitti.<br />

Yine direkleşmişti. Gözler kapıya doğru, bakışlar donuk. Ve birden<br />

Şeyh Şaban belirdi gözünde. Hemen yerinden fırladı. Bağışlamasını<br />

dilemek ve eline, eteğine sarılmak istiyordu. Karyolanın yanına doğru<br />

gider gitmez eğildi. Yalvarmaya başladı:<br />

- "Effet" beni Şeyhim! Kurban Olim effet. Emret de eteklerine<br />

sarilim. Noolur efendi hazretleri, noolur! Kulunu effet, sen böyüksün<br />

kurban olim!<br />

Şâmil fırlayıp giderken Fâik de koşmuştu âîkasindan. Hiçbir şey<br />

anliyamadan... Şâmil yerlere değin yatıp şeyhe yalvanyordu, ne ki<br />

42

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!