24.12.2014 Views

turan-dursun-kulleteyn

turan-dursun-kulleteyn

turan-dursun-kulleteyn

SHOW MORE
SHOW LESS

You also want an ePaper? Increase the reach of your titles

YUMPU automatically turns print PDFs into web optimized ePapers that Google loves.

- Recep ağabeg kuStİrİT de oni.<br />

- Yalan. O da hiç kusar<br />

- He vaUaha! Gelince kustursun da gör.<br />

- Sen de de bir kustursun.<br />

- Diyerim (derim).<br />

Az sonra Recep geldi. Gözler orada. Su damlacıkları vardı. Soğuk<br />

sudan, büzülmüş, iki yumurta üstünde bir çıkıntı oluşturmuştu,<br />

Ahmet, Receb'e, biraz önce konuştuklarını anlattı.<br />

- Bir kustur da bu görsün, İnanmir.. dedi.<br />

Recep hiç konuşmadan kanıtlamaya yöneldi. Gidip bir taşın<br />

üstüne oturdu. Yüksekçe ama ayakları yere değecek biçimde. Az eğildi.<br />

Bacaklarını da bi küçük ayırdı. Ve başladı işe. Tüm ilgisini verdi.<br />

Eline aldı. Bir o yana, bir bu yana çevirdi. Tükrüklediği parmaklarının<br />

arasında oynadı. Tükrük kurudukça tükrüklüyordu. Ağzında biriktirdiği<br />

büyükçe bir tükrügü, onun tam Üstüne düşürdü, önüne-arkasına yaydı.<br />

da artık canlanmaya başlamıştı. Büzülüp yapıştığı yerden ayrıldı<br />

gövdesi. Ve bu gövdenin içinden kaplumbağa gibi başını uzattı.<br />

Uzadıkça kalmlaşıyordu. İlgiler üzerinde yoğunlaşmıştı tümüyle. Oda<br />

bunu anladığını belli ediyor, şiştikçe şişiyordu. Sonunda şişmesi ve<br />

büyümesi durdu. İyice dikilip kalkmış, çevresine bakarak ağzını<br />

açmıştı tutkulu tutkulu. Kusturmaya değil, koşturmaya hazırlanmış at<br />

gibi. Recep atının başını okşadı. Tükrüklü elini gezdirdi. Sonra da<br />

tükrükle doldurduğu avucunun içine aldı. Avucunu halkalaştirdl.<br />

Kusturulacak olan nesne iyice kayganlaşmıştı. Halka, kayarcasina<br />

gidip gelmeye başladı. Bir öne, bir arkaya. Tükrük kurudukça yeniden<br />

tükürmeler ve sürekli gidip gelmeler. Avuç bir sıkılıyor, bir gevşek<br />

tutuluyordu. Üzerinde gidip geldiği nesne adamakıllı kızarmıştı.<br />

Recebin kendisi de. Ayrıca bayılır gibi kendinden geçmişti. Doruğa<br />

varılmıştı. Ve işte fışkırma. Ahmet'in kusma, kusturma dediği şey.<br />

Gerçekleşmişti sonunda. Koyu bir Sivı fışkırmıştı. Firtığa benziyordu.<br />

Nasıl da atılmıştı tâ uzağa. İnmeye başlamıştı o uzun ve şişkin şey.<br />

Şaşkın, ilgi dolu bakışlar arasında. Başını sallaya sallaya ve arada bir<br />

sıçrayarak, titreyerek.. İndi, indi ve eskisi gibi büzülüp<br />

çekildi. Ahmet, çok gördüğü için alışıktı. Ya<br />

Ağzı açık kalmıştı. Bir "sihirbaz"ı izler gibi izlemişti. Ya<br />

36

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!