24.12.2014 Views

turan-dursun-kulleteyn

turan-dursun-kulleteyn

turan-dursun-kulleteyn

SHOW MORE
SHOW LESS

Create successful ePaper yourself

Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.

42<br />

Hava soğuk mu soğuk. Kar yağmıyor, tipi de yok. Amadonduracu<br />

bir ayaz.<br />

Hergünkü iki büyük, kulplu kazan. Her birini yine ortasına<br />

sokulan sopalarla iki £aki taşıy^ak. Kapı kapı dolaşılacak, yemek ve<br />

ekmek toplanacak. Yemekler kazanlara, ekmekler çuvallara.. Süt,<br />

yoğurt, pekmez gibi şeylerse, yemeklerin döküldüğü kazanlarda yer<br />

alacak. Yani herzamanki gibi, eti, sütü, pilavı, pekmezi, hoşafı,<br />

çorbası, turşusu.., hep aynı kazanlarda toplanacak. Ve bu karışım<br />

caminin "hücre"sine götürüldükten sonra tabağı olanlann tabaklarına,<br />

olmayanların da ekmeklerine konularak paylaştınlacak.<br />

Her zamanki gibi düşüldü yollara. Ellerde eldiven yok. Eller<br />

soğuktan, tutulan yerlere, sopalara yapışıyor. Ayaklarda çarık. Baş ve<br />

kulaklar sarih, ama ağız, burun açıkta. Kar, fakilerin dizlerini aşıyor,<br />

Türko'nun da göğsüne yaklaşıyor. "Vay babo"!<br />

Bata - çıka ve kârlar yarıla yarıla, kimi kesimde birbirinden<br />

epeyce uzak evlerin yolu tutuldu. Köpeklerin yüreklere saldığı<br />

korkularla.. İtler, büzülüp sindikleri yerlerden çıkıveriyorlar birden..<br />

Kimilerinin boyunlarında demir şişler. Aman - zaman vermemekte,<br />

karakışla yansırlar.<br />

İki kcsiış faki de, toplıyacağını topladdctan sonra, "yoksulun da<br />

yoksulu" durumundaki evlere uğrıyacaklar, topladıklarından onlara<br />

biraz verecekler. Kimlerin hangi evlere ugnyacaklan, önceden<br />

kararlaştırılmışı!. Bir kesimine Şehmus ve Tâhâ, bir kesimine de<br />

Abdurrahman ve arkadaşlan ağrıyacaktı.<br />

Tüm evler dolaşılmıştı. E>öne döne.. Ve eller, ayaklar dona dona.<br />

Şehmus ve Tâhâ, işlerini bitirmiş, camiye yönelmişlerdi.<br />

Abdurrahman ve arkadaşlan da işlerini bitirmek üzerelerdi. Yalnız,<br />

ugnyacaklan bir ev kalmıştı. "Yoksulun da yoksulu" olanlardan ve<br />

çaresizlerden. Bu eve uğnyacaklar, "râtib"den vereceklerdi. Bu evde, bir<br />

kadın, bir çocuğu, bir de çok yaşlı kaymbabası vardı. Genç kadının<br />

kocasıysa, askerlikte "vatani gö-eV'ini yapıyordu.<br />

272

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!