24.12.2014 Views

turan-dursun-kulleteyn

turan-dursun-kulleteyn

turan-dursun-kulleteyn

SHOW MORE
SHOW LESS

You also want an ePaper? Increase the reach of your titles

YUMPU automatically turns print PDFs into web optimized ePapers that Google loves.

36<br />

Olanca tutkusuyla, açlığıyla sarılmıştı derslere. O dersi bitirip<br />

öbür derse, onu bitirip bir başkasına dalıyordu. Durmadan okuyor,<br />

ezberiiyordu. Kimi zaman fakiler gelip onu zorla koparıyorlardı dersten<br />

- kitaptan. Yemeyi - içmeyi unutuyordu. Kimi zaman, camide, ahırda,<br />

kendini.verdiği kitaplar üzerinde düşüp uyuya kalıyordu. "Nahiv",<br />

"kelâm", "hadis", "fıkıh", "tefsir"... Kitaplar devriliyor, dersler<br />

ilerledikçe ilerliyordu. Aradan birkaç hafta geçince dersler şaşılası<br />

biçimde ilerlemişti. Fakiler dc, hocası da şaşıyordu. Fakiler arasında<br />

olduğu gibi, KarUillı köyünde de herkes birbirine gösteriyordu. Bu süre<br />

içinde, arada sırada gelen Safo'yla hiç ilgilenmez, Safo'lara da gitmez<br />

olmuştu. Abdestten, namazdan, "râtib" işinden ve yeme - içme<br />

konusundan kurtulur kurtulmaz kendini atıyordu derslere. Çoğu kez<br />

ahırlarda ve camide- Okuma, ezberleme,"müzâkere", Mütâlâa". Yine<br />

ders, yine okuma, ezberleme, yine "müzâkere", "mütâlâa".. Herkes<br />

günde bir ders alırken, o hocaya yalvarıyor, dersini yaptığını, okuyup<br />

bellediğini, ezberlediğini söylüyor ve aynı günde iki ders, üç ders,<br />

kimi zaman da dört ders birden alıyordu. Öğrendikçe derslerin tadını<br />

alıyor, tad aldıkça da daha çok kendini verip koyuluyordu. Küçücük<br />

dünyası, bütünüyle "dersleşmişii". Yüksek derslere tırmanmıştı.<br />

"Mantık", "maanî" gibi. Okuyup geçtiği alanlarda da derinleşiyordü.<br />

Bir yandan da okutmaya başlamıştı. Aşağı derslerde olanlara ders<br />

veriyor. Bu da çok yararlı oluyordu kendine. Unuttukları olursa,<br />

anımsanmış oluyordu. Birlikte aynı dersleri, aynı kitapları okuduğu<br />

faki arkadaşlarmm derslerine de yardım ediyordu. Orada, burada arayıp<br />

buluyorlardı onu. Çıkaramadıklarını sorup öğreniyorlardı.<br />

- Hafız Celal, oğlu ve Receb gelmişler.<br />

İlgilendi. Köyde bir tanıdığının evine geldiklerini öğrendi. Ev<br />

sahibi. Şeyh Şaban'm müritlerinden. Hafız,, ŞeyhŞaban'ı da,<br />

müritlerini de pek sevmez, ama orada ister istemez sever görünür.<br />

Barınmak için, şeyhin de yardımıyla o eve yerleşmiş. Ne kendisi, ne<br />

244

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!