24.12.2014 Views

turan-dursun-kulleteyn

turan-dursun-kulleteyn

turan-dursun-kulleteyn

SHOW MORE
SHOW LESS

You also want an ePaper? Increase the reach of your titles

YUMPU automatically turns print PDFs into web optimized ePapers that Google loves.

- Anaaaü! Ağabegim geldi! Kız anaaa..!<br />

Anası, sesi duymuş ve oğlunu da görmüştü. Koşup kucaklamak,<br />

bağrına basmak istiyordu, ama yapamadı. Çünkü bir "herif vardı<br />

oğlunun yanında. "Elin herifı"ne doğru koşulmazdı. Başında örtüsü,<br />

ağzında yaşmağı olsa bile.. Oğlu da anasına koşup kucağına atılmak<br />

istiyordu, ne ki eda yapamadı. Onda da güç yoktu. "Dizlerinin<br />

dermanı kesilmişti". Ana-oğul, kavuşacakları ânı sabırla beklediler.<br />

Anası biraz durup baktıktan sonra, seğirtip evden minder çıkardı.<br />

Gelmekte olduğunu gördüğü "herir' için. Bahçeye koyacakü. Götürüp<br />

koydu.<br />

Vardılar sonunda. Bahçenin kapısından içeri girdiler. Anası,<br />

ağzını-yüzünü iyice kapatarak, bahçede, kaynanasının yaında<br />

hazırladığı yere buyur etti işaretle. Ve elindekileri bırakan oğlunu,<br />

ka>'nanasının da, herifin de göremiyeceği bir yana çekti; bağrına basü..<br />

İkisinin de coşkusu dorugundaydı. Ana-oğul doyasıya sarıldıktan/<br />

koklaştıktan sonra, sıra kızlara "ağabeg"lerinin sarılmasmdaydı.<br />

Ağabeg, önce Gülenaz'ı sarılıp öptü. Sonra Zinnur'a^ sonra Yeter'e,<br />

sonra yeni yürümeye çalışan Râbia'ya. Bir de kundakta bebek vardı, o<br />

içerdeydi. Nenesine de sarılıp elini öptükten sonra, kundaktaki bebeğe<br />

koştu. Onu da gidip öptü. Ve yine bahçeye, nenesinin, hocasının<br />

yanma gelip oturdu.<br />

Anası, Hâ/iz Celâl'i önce Ummadı. Sonra oğlu söyleyince tanıdı.<br />

Celâl, onun çocukluk ve gençlik arkadaşıydı. Celâl, Hatun'un peşine<br />

düşmüştü. Ama alamamıştı. Zaman zaman dalaşmışlar, kavgaya<br />

tutuşmuşlardı. Bir kavga sırasında Celâl'in düştüğünü ve bundan<br />

yararlanarak göğsüne çıkıp "ağzına culladıgım" anımsadı Hâtûn. Artık<br />

o bir herif olmuş, kendisi de evli bir karı. Onun için gidip<br />

konuşamadı. Yalnızca, işaretle, "hoşgeldin" dedi. Hafız Celâl'le nene<br />

konuştu:<br />

- Hoşgeldin hafız efendi.<br />

- Hoşbulduh. -<br />

- Nasısm, iyi misin<br />

- Elhamdu lillah! Ellerinden öperim, sen nasısm, iyi misin<br />

- Çok şükür, ölmedim yaşirim işte.<br />

- Allah, imandan -Kur'an'dan ayırmasın.<br />

170

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!