24.12.2014 Views

turan-dursun-kulleteyn

turan-dursun-kulleteyn

turan-dursun-kulleteyn

SHOW MORE
SHOW LESS

Create successful ePaper yourself

Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.

22<br />

Güneşin doğmasına dalıa var. Hafız Celâl hazır. Onu da<br />

hazırlamışlar. Kitapların ve yo! azığının konduğu heybe, torba.<br />

Ayakkabı mı, çarık mı giysin diye biraz tartışıldıktan sonra, yolda<br />

daha hafif olur düşüncesiyle çarık giymesi kararlaştırıldı. Yine de "cici<br />

ayakkabıları" orada bırakılmadı, ağırlığı olsa da torbaya yerleştirildi.<br />

Bibisinin, eniştesi "cırıh Ahmet"in ve Huriye'nin ellerini öptü.<br />

FaikTe sarıldılar. Yıldızının hiç barışmadığı Memet'e bile sarılır gibi<br />

yaptı. Vedalaşmalar, tcnbihlcr ve Gülbcyaz'ın yağmur gibi dökülen<br />

göz yaşları. Sabah biraz serinse de hava güzeldi. Güneş doğup biraz<br />

yükseldikten sonra yakıcı sıcak başlıyacak. Artık geç kalınmaması<br />

gerekiyordu. Her şey bir daha gözden geçirildi. Herşey tamam. Ve<br />

hocalı, öğrencili yolcular yola çıktılar..<br />

Yolculuk, köyden köye oldu. Köy odalarında, köylerin evlerinde<br />

ya da köy imamlarında, muhtarlarında konuk olarak.. Yaya.. Kimi<br />

zaman da ât, ya da öküz arabasıyla.. Yolda rastladıkça biniliyordu.<br />

Yorucu ve çok çileli bir yolculuk, tam dokuz gün sürdü. Varacakları<br />

köye, Simo'ya daha çok varken bile ikisi de bitmişti yorgunluktan.<br />

Hâliz Celâl de bitikti ama, küçük arkadaşının hiç mi hiç yürcyecek<br />

durumu kalmamıştı. Celâl, onu sürüklüyordu bir çeşit. Biraz<br />

dinlendiler, sonra yine yürüdüler. Ve dokuzuncu günün öğlesinde<br />

viu-dılar. İyice bitik olarak.. Çocuğun boyu.sanki daha da küçülmüş,<br />

kolu, bacağı iyice erimiş, cılız gövdesi iyice cılızlaşmıştı. Zaten<br />

kayan gözleri, daha da kayar olmuştu.<br />

Simo, aynı adı taşıyan bir dağın eteğinde kurulu bir Çerkez<br />

köyüydü. Erzurum'un Hınıs ilçesine bağlı. Oldukça temiz. Söğüt<br />

ağaçlarıyla kaplı. Evler aralıklı, sebze, karpuz, kavun ekilen bahçelerie<br />

çevrili. Duvariar yüksekçe ve ak badanayla badanalı. însanlarmın,<br />

başka yerlerde alışılmadık biçimde elleri, yüzleri temiz.<br />

Babasının satın alıp genişlettiği, köyün de iyi bir kesiminde<br />

bulunan üç odalı, bir ahırii ve bahçeli evine yüz yüzelli adım kala, k z<br />

kardeşlerinden, kendinin bir küçüğü olan Gülenaz'ı gördü. Gülenüz<br />

çocuklarla oynuyordu. "Ağa beg"ini önce tanıyamadı. Sonra tanır<br />

tanımaz, müjde götürmek için eve koştu:<br />

169

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!