29.11.2014 Views

Odtulu51

Odtulu51

Odtulu51

SHOW MORE
SHOW LESS

Create successful ePaper yourself

Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.

Geleneksel taraftarı,<br />

holiganlardan ayıran<br />

çizgi neresi?<br />

Peki geleneksel taraftarı, holiganlardan ayıran<br />

çizgi neresi? Gündüz Vassaf, bir yazısında<br />

holigan kavramının sözlüklere ilk kez 1900’lerin<br />

başında girdiğini anlatır: “Sözcüklere ilk olarak<br />

1898’de girmiş. Londra’da yaşayan, gittikleri<br />

yerde içip içip kavga çıkaran İrlandalı bir ailenin<br />

adı. Bay ve Bayan Hooligan’ın çocuklarının<br />

adı bir kere kavgacıya çıkınca artık hangi<br />

meyhanede bir olay çıksa ‘Hooliganlar’ın<br />

işi’ diye bilinmeye başlamış.” Literatürde bu<br />

anlatının doğruluğu net değil ama her halükârda<br />

işin içinde “kavga” olduğu kesin. Zaten holigan<br />

kültürünün ayrılmaz parçası, taraftarı olunan<br />

takımın rakiplerinden daha güçlü ve üstün<br />

olduğunu fiziksel olarak da kanıtlamak.<br />

Bunu göstermenin en kestirme yolu da rakip<br />

taraftarları öldüresiye dövmek, onlar üzerindeki<br />

tahakkümü açıkça ortaya koymak. Kışın<br />

ayazında, yağmurun altında, sıradan taraftarlar<br />

evlerinde bile üşürken üstleri çıplak, çoğu zaman<br />

alkollü şekilde tribünleri doldurup girişilen güç<br />

gösterisi “sert adamların” yaptığı bir fiziksel<br />

üstünlük şovu aslında. Takımları için canlarını<br />

verme noktasına gelen çoğu holiganın, sahada<br />

oynanan maçla neredeyse hiç ilgilenmiyor<br />

oluşuysa büyük paradokslardan biri!<br />

kültürel ve sosyal programlarla holiganlığın<br />

altyapısı çökertilmeye çalışılıyor. Sosyolojik ve<br />

kültürel açıdan çoklukla az gelirli ya da işsiz,<br />

reaksiyoner milliyetçi damara çok yakın duran,<br />

kendilerini sadece bir futbol takımı kimliğiyle<br />

ifade edebilen insanların spora/futbola bir<br />

eğlence, oyun olarak bakabilmelerini sağlamak<br />

kolay değil ve fakat kararlı bir mücadeleyle,<br />

özellikle sahici bir futbol kültürü yaratarak hiç<br />

olmayacak şey de değil (özellikle Almanya’da<br />

kulüplerin ve federasyonun işbirliğiyle ortaya<br />

çıkarılan programlar bu anlamda ders olacak<br />

nitelikte).<br />

Kabul etmesi zor gibi gözükse de holiganlık işin<br />

özünde bir “sevme biçimi”. Ancak her “şiddetli”<br />

sevme biçiminde olduğu gibi sağlıklı ve doğru<br />

olduğunu söylemek zor. Zira bilinir, şiddetli sevgi<br />

hem karşındaki boğar hem akıl tutulmasına<br />

götürür hem de “güzel” sevmenin önündeki en<br />

büyük engeldir. Çünkü aslında -her ne kadar aksi<br />

iddia edilse de- tamamen ben-merkezcidir. Oysa<br />

“ben yoksam takım da yok” diyenler unutulur<br />

ya da sevdadan yorgun düşerken, mesela 40 yıldır<br />

Vefa’nın hiçbir maçını kaçırmayan Melkon Amca<br />

gibi, Şekersporlu Bruno gibi sahici taraftarlar artık<br />

takımın kimliğinin de bir parçasıdır. Sayıları az da<br />

olsa; “başarıyı”, kupaları bir türlü göremeseler de...<br />

Bugün tüm dünyada futboldaki holiganizmle<br />

mücadele çok ciddiye alınıyor; kampanyalar<br />

yapılıyor, yasal düzenlemeler hayata geçiriliyor,<br />

SAYI 51<br />

47

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!