You also want an ePaper? Increase the reach of your titles
YUMPU automatically turns print PDFs into web optimized ePapers that Google loves.
hareketsiz. İşe, okula giderken kullanılan<br />
araçlar, temizlik yapmak vb. gündelik<br />
faaliyetlerden düzenli egzersize kadar her<br />
tür aktiviteye puan verilerek katılımcıların<br />
fiziksel aktivite seviyesini aramaya dönük<br />
olarak tasarlanmış araştırmaya göre Türkiye<br />
toplumunun sadece %25’i yeterli fiziksel<br />
aktivite seviyesine sahip. Aktif olanların<br />
büyük çoğunluğunu ise iş yaşamında emek<br />
yoğunluklu çalışanlar, mavi yakalılar<br />
oluşturuyor. İş ve okul dışı zamanlar ise<br />
toplumun en hareketsiz olduğu zaman dilimini<br />
oluşturuyor. Bu bize Türkiye toplumunun<br />
kendi inisiyatifiyle fiziksel aktivite<br />
yapmadığını gösteriyor. Öte yandan spor<br />
yaptığını söyleyenlerin %43’ü en çok yürüyüş<br />
yaptığını, %10’u ise en çok futbol oynadığını<br />
söylüyor. Fırsat olsa en çok yapılmak istenen<br />
sporların başında ise %37 ile yüzme geliyor.<br />
Yüzmeyi %25 ile at binme,<br />
%18 ile de balık tutma/avlanma izliyor.<br />
Buna karşılık son yıllarda katılım açısından<br />
hayli dikkat çeken etkinlikler var: Avrasya<br />
Maratonu, Antalya ve İstanbul triatlonları,<br />
Boğazı yüzerek, köprüyü bisikletle geçme<br />
etkinlikleri. Bu tür, izlemenin yerini katılımın<br />
aldığı örneklerin en dikkat çekenleri bunlar.<br />
Dünyada da çoğunluğunu hobi sahiplerinin<br />
oluşturduğu sivil inisiyatiflerce gerçekleştirilen<br />
etkinliklerle, yerel düzeyde görünür hale gelen<br />
spor etkinlikleri var.<br />
Bir yandan büyük spor organizasyonlarına<br />
ekonomik ve politik gerekçelerle itirazların<br />
yükselmesi, yaygın ve kitlesel protesto<br />
eylemlerine yol açması, öte yandan insan üstü<br />
sporcuların yarıştığı büyük yarışların yanında<br />
farklı bedensel hallerden insanların katılımına<br />
imkân veren etkinliklerin artması ve katılımın<br />
dikkat çeken sayısal gücü, spor konusunda<br />
yeni bir dönemin açıldığının işaretleri. Kentli<br />
yurttaşlar yaşadıkları şehirlerde, kendilerini<br />
izleyici olarak konumlandıran, büyük spor<br />
yarışlarının düzenlendiği arenalardan ziyade<br />
spor yapabilecekleri alanların artmasını, spora<br />
erişimin kolaylaştırılmasını, şehrin mimarisinin<br />
de, tasarımının da buna uygun kriterlerle<br />
geliştirilmesini bekliyor. Kent hakkı kavramı,<br />
spora erişim talebini de kapsayarak genişliyor.<br />
Türkiye Milli Olimpiyat Komitesi (TMOK)<br />
Genel Sekreter Yardımcısı Bilal Porsun, “Biz<br />
olimpiyatları tesis yok diye değil, toplumdaki<br />
olimpik eğitim ve kültürün az olmasından<br />
dolayı alamadık,” diyor. Ne izleyici ne de<br />
uygulayıcı olarak yeteri kadar yakınlık<br />
kurmadığımız bir olguyu siyasetin ve/veya<br />
ekonominin kurbanı ilan etmek, bizleri<br />
bugünden öteye taşımayacaktır. Bundan<br />
sonrasını olimpiyatı neden kaybettik, sonrakini<br />
nasıl kazanırız diye tartışarak değil, spora<br />
katılımı teşvik edecek ve artıracak politikaları<br />
tartışarak geçirmek daha hayırlı.<br />
Bağdat Caddesi esnaf ve sakinlerinin bisiklet<br />
yolunun kaldırılması için değil, olimpiyat yerine<br />
bisiklet yolu yapılması için imza topladığı, lobi<br />
yaptığı zaman, Türkiye’de spor organizasyonları<br />
üzerine konuşmaya başlayabiliriz. Odağımızı<br />
Bakanlar Kurulu kararları ile katıldığımız ve<br />
düzenlediğimiz etkinliklerden, yurttaşların<br />
tribünden sahaya indiği etkinliklere kaydırmak<br />
bu açıdan daha kıymetli.<br />
Kent hakkı<br />
kavramı, spora<br />
erişim talebini<br />
de kapsayarak<br />
genişliyor.<br />
SAYI 51 33