You also want an ePaper? Increase the reach of your titles
YUMPU automatically turns print PDFs into web optimized ePapers that Google loves.
ODTÜLÜ<br />
dosya<br />
Toplumun %53’ü izlenen<br />
spor programlarının spor<br />
yapmaya özendirmediğini<br />
ifade ediyor.<br />
RTÜK’ün 2008 yılında yaptığı “Televizyondaki<br />
Spor Programlarını İzleme Eğilimleri<br />
Araştırması”na göre; spor programları,<br />
televizyonlarda yayınlanması istenmeyen<br />
program türleri sıralamasında %22,7 ile üçüncü<br />
sırada. İzlenen spor programlarında en çok<br />
izlenen spor dalı ise futbol. Futbol<br />
ve futbolla ilgili konuları izleme oranı %81 iken<br />
bunu %6 ile basketbol ve %3 ile voleybol takip<br />
ediyor. Bunlar spor izleyiciliğine ilişkin birkaç<br />
sayısal veri. Spor izleyiciliğinin niteliğine<br />
ilişkin verilere de ihtiyaç var. Ancak yine de<br />
birkaç gözlem ile spor izleme motivasyonuna<br />
ilişkin tartışmaya katkıda bulunmak mümkün.<br />
İlk gözlemimiz dünyanın en popüler spor<br />
organizasyonu olan FIFA Dünya Kupasına<br />
ilişkin. Futbol izleyiciliğinin yaygın olduğu<br />
ülkelerde, ülkenin milli takımı kupaya<br />
katılmamış bile olsa, kupa izleme yaygın bir<br />
davranış olarak karşımıza çıkıyor. Kafeler,<br />
publar, barlar kupa zamanını maç yayınları<br />
ile geçiriyor. Sokaklarda maçlar izleniyor.<br />
İnsanlar büyük kalabalıklar oluşturarak kupayı<br />
takip ediyor. Türkiye’de ise milli takım kupada<br />
yoksa, maçlar meraklıların evlerinde ve bazı<br />
turistik kafeler ve publarda izlenebiliyor.<br />
Toplumda yaygın bir futbol izleme eğilimi<br />
ya da spor medyasında aktif bir takip ve<br />
haberleştirme görülmüyor. Futbol dışı spor<br />
organizasyonlarının, misal kış olimpiyatlarının<br />
ise, sadece otel, berber vs. gibi mekânların<br />
bekleme salonlarında izlendiğine tanık<br />
oluyoruz. Türkiye’de spor izleyiciliğinin böyle<br />
bir fotoğraf ortaya koyuyor olması, olimpiyat<br />
oyunlarının ne kadar ilgi çekeceği ve göreceği<br />
muhtemel ilginin motivasyonları konusunda<br />
soru işaretleri oluşturuyor.<br />
Spor izleyiciliğinin, toplumun fiziksel<br />
aktiviteye ve spora katılımını artırmak<br />
anlamında teşvik edici bir yanı olması beklenir.<br />
Ne var ki yine RTÜK’ün araştırmasında,<br />
toplumun %53’ü izlenen spor programlarının<br />
spor yapmaya özendirmediğini ifade ediyor. Bu<br />
sonuç performans odaklı spor yaklaşımının,<br />
toplumu fiziksel aktiveye katılma konusunda<br />
teşvik etmek yerine uzaklaştırdığına işaret<br />
ediyor.<br />
Spor izleyiciliğinin<br />
niteliksel ve<br />
niceliksel<br />
verileri üzerinde<br />
düşünmeye<br />
değer soruları<br />
beraberinde<br />
getiriyor.<br />
Bir de katılım açısından durumu gözden<br />
geçirelim. Toplumun spora katılımını<br />
sorgulamak, bariyerleri ve motivasyonları<br />
tespit etmek, ülkelerin spor stratejilerinin<br />
belirlenmesinde önemli bir yönlendirici.<br />
Aktif Yaşam Derneği’nin 2010 yılında yaptığı<br />
“Türkiye Toplumunun Fiziksel Aktivite Düzeyi<br />
Araştırması” toplumun fiziksel aktiviteye<br />
katılımıyla ilgili fikir veriyor. Uluslararası<br />
karşılaştırmalara imkân veren bir ölçme<br />
birimi olan ve PAL’nin (physical activity level)<br />
kullanıldığı araştırmaya göre Türkiye toplumu<br />
32<br />
TÜRKIYE’NIN GÖNÜLSÜZ SEVDASI: SPOR