Create successful ePaper yourself
Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.
ODTÜLÜ<br />
dosya<br />
erkekler yıllarca<br />
birkaç meraklının oluşturduğu<br />
“İngiltere’de<br />
küçük çemberin ortasında çıplak<br />
yumruklarıyla birbirlerinin kemiklerini<br />
kırdılar ama hiçbir zaman spor denmedi buna;<br />
ta ki boks eldiveni icat edilip de bu seyirlik<br />
oyunu on beş raunda kadar uzatmaya ve böylece<br />
piyasaya uygun bir düzenlemeye kavuşturmaya<br />
imkân verene kadar. İnsanlar yüz yıllarca sürat<br />
ve mukavemet koşucusu, atlayıcı ve binici<br />
olarak kendilerini gösterdiler ama hep ‘cambaz,<br />
soytarı’ olarak kaldılar, çünkü seyircileri sportif<br />
bir şekilde ‘örgütlenmiş’ değildi.”<br />
Niteliksiz Adam’da 20. yüzyıl edebiyatının<br />
klasiklerinden olan Avusturyalı romancı Robert<br />
Musil, 1931’de yazmış bu cümleleri. Modern<br />
çağda sporun doğuşunun ne kadar özlü bir<br />
anlatımı, değil mi! Evet, insanlar doğrulup<br />
iki ayakları üzerinde durmazdan,<br />
yani homo erectus olmazdan<br />
önce bile atlıyor, zıplıyor, belki<br />
bir şeyler de<br />
fırlatıyorlardı.<br />
Bedensel<br />
hareketlerinde<br />
ustalaştıkça,<br />
evet, bunları<br />
teşhir etmeye,<br />
becerilerini birbirleriyle<br />
yarıştırmaya da yöneldiler;<br />
ama “arkadaş arasında”<br />
ya da bir dar muhit içinde<br />
yapılıyordu bu. Dar muhit<br />
derken, soyluların seçkin<br />
çevresinde de olabilir, Musil’in<br />
bahsettiği gibi işçi sınıfından<br />
erkekler arasında da…<br />
Modern zamanlar öncesinde,<br />
spora benzer etkinliklerin<br />
ayrı bir faaliyet olarak<br />
örgütlenmesinin örneklerini<br />
de biliyoruz. İlk akla gelen,<br />
Eski Yunan’daki antik<br />
olimpiyatlardır. Bu, ruh-beden<br />
bütünlüğünü ve bunun “güzelliğini”<br />
teşhir eden bir kamusal etkinlikti. Yarışmacıları<br />
tasvir eden ve öven edebiyat da bu etkinliğin<br />
bir parçasıydı; hatta bazı araştırmacılar, şiirin<br />
doğuşunu, kahramanların yanı sıra sporculara<br />
duyulan hayranlığı işleyen övgü geleneğine<br />
dayandırırlar. Antik olimpiyatlar, spor<br />
felsefesinin temel sorularının da kaynağıdır:<br />
Arete mi, Agon mu? Yani, yetkinleşme<br />
çabası mı, yarışma mı? İnsanın kendini<br />
geliştirme, yüceltme azmi mi, rakibi alt etmek<br />
mi? Platon’un biçimlendirici, nizam verici,<br />
disipline edici oyun anlayışı ile Aristoteles’in<br />
bir eylemin anlatısına dahil olarak deneyimi<br />
genişletmeye dayalı oyun anlayışı da rekabet<br />
ederler, antik olimpiyat sahnesinde.<br />
Modern öncesi spor örgütlenmelerinin bir<br />
başka tarihsel örneği, Roma’nın gladyatör<br />
dövüşleri ve Bizans’ın araba yarışlarıdır. Her<br />
ikisi de kitlesel seyirliklerdir; iktidarların<br />
ahaliyi coşturup “eğleme” kabiliyetlerini<br />
geliştirmesine yaramışlardır.<br />
Bir başka örnek, ortaçağda Avrupa’nın birçok<br />
ülkesinde oynanan halk futboludur. İki köy<br />
veya iki mahalle ahalisinin cümbür cemaat<br />
bir topu ötekinin kalesinden içeri sokmaya<br />
çalıştığı, tekme yumruk saymadan saatlerce<br />
sürdürülen bu oyun, bir nevi karnavaldır. Halka<br />
ayda yılda bir serbestçe “azma” fırsatı sağlar.<br />
Modern sporun ruhuna bu gelenekten de bir<br />
soluk üflenmiştir.<br />
Spor kelimesi, Latince disportare’den geliyor:<br />
Kafayı dağıtmak, dağılmak demek. Yani<br />
boş zaman işidir. Nitekim modern sporun<br />
tohumları, 17. yüzyılda İngiltere’de okullar<br />
çevresinde atıldı. Boş vakitlerinde beden<br />
hareketleriyle uğraşan öğrenciler<br />
ve öğretmenleri, ilk spor kulüplerini kurdular.<br />
Bu spor kulüpleri, 18. yüzyılda sadece beden<br />
eğitimi ve jimnastikle meşguldüler. Yarışma,<br />
rekabet içermeyen, ölçüm yapılmayan, derece<br />
verilmeyen, soylu ve burjuva muhitlere mahsus<br />
bir faaliyetti. Kıta Avrupası’nda ise spor<br />
deyince, 19. yüzyılın ortalarına kadar, at yarışı,<br />
avcılık ve kürek çekmek anlaşılıyordu.<br />
16<br />
SPOR NASIL SPOR OLDU?