28.11.2014 Views

010 kasõm son - Ankara Ağın Derneği

010 kasõm son - Ankara Ağın Derneği

010 kasõm son - Ankara Ağın Derneği

SHOW MORE
SHOW LESS

You also want an ePaper? Increase the reach of your titles

YUMPU automatically turns print PDFs into web optimized ePapers that Google loves.

RAHMİ’NİN HİKÂYESİ<br />

Günerkan AYDOĞMUŞ<br />

Harput’un kuzeyi sarp Munzur Dağları, doğusu<br />

ise Çapakçur yaylaları ve derin vadilerden<br />

oluşur. Güneyi halk türkülerine konu olan Mastar<br />

Dağı ve Hazarbaba Dağları ile çevrilidir. Batısında<br />

da Malatya ile Harput arasında bir yay<br />

çizen Fırat Nehri vardır. Harput’un bu coğrafi<br />

konumu onu asırlar boyu önemli bir merkez<br />

yapmış ve Osmanlı’ya bir iç kale durumuna getirmiştir.<br />

Bu topraklarda Selçuklu’dan bu yana<br />

nice olaylar cereyan etmiş, kayıtlara girmeyen<br />

sayısız tarihî belgeler kaybolup gitmiştir. Ama<br />

ondaki bu derin tarih kültürü yöre insanını her<br />

geçen gün biraz daha olgunlaştırıp, günümüze<br />

“Harputluk” ruhu olarak gelmiştir. Tarihin birçok<br />

sırlarını gizleyen bugünkü ören yeri, dünün<br />

kervan yollarının geçtiği, Çin’den, Bağdat’tan<br />

gelen tüccarların bir gece de olsa konakladığı<br />

önemli bir durak yerdir. Bugün ayakta zorla durabilen<br />

bu viran hanlar, kervansaraylar, camiler,<br />

türbeler üç devrin mührünü taşırlar. Bu koca<br />

belde Sultan Aziz döneminde çok hızlı bir şekilde<br />

ovaya inerek eski yerini terk etmiştir. Bugün<br />

Harput’u gezdiğinizde onun daha dün mağrur<br />

bir şehir olduğuna inanmazsanız. İçinizi bir hüzün<br />

kaplar! Orada soluduğunuz hava sizi bilinmeyen<br />

bir diyara götürür…<br />

İster köylüsü isterse kentlisi olsun, bu yörede<br />

yaşayanların hepsi de Harputludur. Bu ruh<br />

<strong>son</strong>radan Erzurum’da “DADAŞ”, Elazığ’da<br />

“GAKKOŞ” olmuştur. Ve Çubuk Beğ’le, Balak<br />

Gazi ile Fırat boylarına taşınan Asya Türkü’nün<br />

mertlik, yiğitlik ruhu halen ayakta dimdik durmaktadır.<br />

O, çoğu kez düşmanına bile şefkatle<br />

bakmış, kılıcının sertliğini ise hep <strong>son</strong>raya bırakmıştır.<br />

Bugün gerek batıya, gerekse doğuya gidin<br />

mutlaka, ama mutlaka bir Harputluya rastlarsınız.<br />

Göreceksiniz ki onda ecdadımızın bütün<br />

izleri halen duruyor…<br />

Harput’tan günümüze gelen hikâyelerin bir<br />

kısmı Osmanlı Tarihi’nin belgeleridir. Bunlar<br />

bazen acı olayların, bazen de kahramanlıkların<br />

destana dönüştüğü ibret sayfalarıdır.<br />

Size burada anlatacağımız olay, Osmanlı’nın<br />

<strong>son</strong> döneminde Harput’ta geçmiştir. Bugün bu<br />

çevrede yaşayanlar ne Rahmi’yi, ne de onun hikâyesini<br />

bilirler. Geleceğe ışık tutar diye onu<br />

kaybolup gitmekten kurtarmayı bir görev saydık.<br />

* * *<br />

Yaz olsun kış olsun, güneş Harput’ta geç<br />

batar. Gün boyu süren alışverişlerin ardından<br />

bakır mangırlar, gümüş mecidiyeler, kırmızı liralar<br />

el örmesi keselere yerleştirilir. Sonra da<br />

dükkânların kepenkleri büyük bir gürültü ile kapanarak<br />

akşam ezanından önce evin yolu tutulur.<br />

Çok sayıda Ermeni esnafı bile bu geleneğe<br />

hep uymuştur.<br />

O yaz Harput ve çevresinde bir sıtma salgını<br />

baş göstermişti. Halk sıtmadan yakasını bir<br />

türlü kurtaramıyordu. Tarih 1910’lu yıllardı.<br />

Özellikle ova köylerinde her evde bir ya da iki<br />

sıtmalı hasta mutlaka vardı! Kimi at arabaları<br />

ile, kimi de eşek ve atlarla Harput eteklerindeki<br />

hastanenin yolunu tutmuş hasta taşıyorlardı.<br />

Nedense Osmanlı’da tebabet hep Rum, Ermeni<br />

ve Yahudi elindeydi. İşte Harput’ta da koca<br />

hastanede bir tek Ermeni doktor vardı! Halk bunun<br />

adını “Mıstırik” koymuştu. Bu Ermeni doktorun<br />

bulunduğu hastane bu sıralar sıtmalı hastalarla<br />

dolup taşıyordu; ancak gelen bu hastaların<br />

bir tekinin bile iyileşerek evine döndüğü olmamıştı!..<br />

Gelenlerin çoğu birkaç gün içinde<br />

ölüyorlardı. Hatta ayağıyla gelip <strong>son</strong>ra da ölen<br />

hastalar bile vardı. Bu durum bir süre devam etti.<br />

Bu hastanede o kadar insan öldü ki, bugün bu<br />

sayıyı bilen yok! Harputlu neden <strong>son</strong>ra bu işin<br />

sırrını çözdü! Meğer bu Ermeni doktor acımasız<br />

8 ağın Kas›m-Aral›k 2008

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!