Create successful ePaper yourself
Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.
156 BEŞ ŞEHİR<br />
ğmda cariyelere gençliğinde musikî dersi veriyordu.<br />
Bu cariyeler arasında şairin çok beğendiği, güzelliği<br />
kadar istidadına da hayran olduğu Nigâr isminde<br />
Çok güzel bir genç kız veremden ölür, İşte:<br />
Ben böyle gönüller yakıcı bestenigârım<br />
diye başlayan bu manzume, bestesi ile beraber bu<br />
genç kıza mersiyedir. Dedenin hissî hayatımızda bir<br />
dönüm yeri olan, kızının ölümü için yazdığı çok<br />
meşhur mersiye bestesinden sonra başlayan modada<br />
i)i. küçük beste en güzellerinden biridir.<br />
Eski İstanbul'da kaybolan şey sade bu nağme<br />
değildir. Mahallenin kendisi de kayboldu. Eski mahalleyi<br />
Neşet Halil'den okuyunuz. Bütün İstanbul<br />
semtlerinin sırrını acı bir hasretle yeni hayat aşkının<br />
birbirine kenetlendiği bu güzel ve derin yazılarda,<br />
bulursunuz. Bugün mahalle kalmadı. Yalnız şehrin<br />
şurasına burasına dağılmış eski, fakir mahalleliler<br />
var. Birbirlerinin hatırım sormak, bir kahvelerini<br />
içmek, geçmiş zamanı beraberce anmak için zaman<br />
zaman gömüldükleri köşeden çıkan, bin türlü<br />
zahmete katlanarak semt semt dolaşan ihtiyar mahalleliler...<br />
Bence İstanbul'un asıl şairleri onlar; adım<br />
başında, titrek ayaklarıyle geçmiş zamanlarının peşinde<br />
dolaşan, onu üslûpsuz apartman köşelerinde,<br />
iki yanı henüz boş asfalt üzerinde, eski ahbap çocuklarının<br />
çehresinde beyhude yere arayan ve bulamadıkları<br />
için şaşkın şaşkın dört yana bakman bu<br />
kervan artığı biçarelerdir. Bugünün mahallesi artık<br />
eskiden olduğu gibi her uzvu birbirine bağlı yaşaman<br />
topluluk değildir; sadece belediye teşkilâtının<br />
ÎSTANBUt 157<br />
bir cüzü olarak mevcuttur. Zaten mahallenin yerini<br />
yavaş yavaş alt kattaki üsttekinden habersiz, ölümüne,<br />
dirimine kayıtsız, küçük bir Babil gibi, her penceresinden<br />
ayrı bir radyo merkezinin nağmesi taşan<br />
apartman aldı.<br />
Şehirde yeni çıkan türküleri çocukların macunculardan<br />
Öğrendiği, aşmalı, tozlu sokaklarında, kıymetler<br />
dünyasının her gün bir parçası kaybolan bir<br />
insanlığın tehlike sezmiş bir sürü insiyâkıyle birbirine<br />
sokulup yaşadıkları, eski İstanbul mahalleleri<br />
artık sadece bir hâtıradır. İşin garibi, onlarla beraber<br />
toplu yaşamayı, toplu eğlenmeyi de kaybettik.<br />
Eski İstanbul'da, hattâ benim çocukluğumda bile<br />
zengin, fakir her sınıf beraberce eğlenirdi. Mehtap<br />
sefaları, Kâğıthane âlemleri, Çamlıca gezintileri, Boğaz<br />
mesireleri şehrin âdeta beraberce yaşamasını<br />
temin ederdi. Bu, eğlencesi kıt Ortaçağdan kalma<br />
bir itiyattı. Bununla beraber son zamana kadar müşterek<br />
zevkin yardımıyle sürüp gelmişti. Bir yandan<br />
iktisadî şartların değişmesi, öbür yandan bu zevkin<br />
kalmaması, dışarıdan gelen bir yığın yeni modanın<br />
ye hasretin her gün bizi birbirimizden biraz daha<br />
ayırması, eskiye karşı duyulan haklı haksız bir yığın<br />
tepki, İstanbul'u bütün halkının beraberce eğlendiği<br />
bir şehir olmaktan çıkardı. Mehtap âlemlerini<br />
yapacak eski servetler kalmadı, Kâğıthane'yi<br />
çoktan bayağı bulmağa başlamıştık, Çamlıca'nm yerini<br />
Büyükada aldı ve pazar günlerine ait piknikler<br />
de, şehre ve eğlenme tarzına herkesin malı olan pek<br />
az şey ilâve ediyor. Sinemanın zevkimizi dışarıdan<br />
idare ettiği devirde yaşıyoruz. Karanlıkta toplanıyoruz.<br />
Honolulu'da, mehtaplı gecede güzel çamaşır-