22.11.2014 Views

b32bf87a73ef9b90b1539a19e06e0faddff0534a

b32bf87a73ef9b90b1539a19e06e0faddff0534a

b32bf87a73ef9b90b1539a19e06e0faddff0534a

SHOW MORE
SHOW LESS

Create successful ePaper yourself

Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.

154 BBS SEHÎR<br />

Bu sesler, fakir, eğlencesi kıt semt gecelerinin<br />

belli başlı zevklerinden, renklerinden biri idi. Gerçi<br />

getirdikleri değişiklik sadece zamanı bölen iptidaî<br />

bir nağme fasılasından ibaretti. Fakat korku ve vehimle<br />

yüklü gecenin sessizliğini süslerlerdi.<br />

Geceleyin geçen bir satıcı sesi bugünün çocuğuna<br />

hangi ürpermeyi verebilir? Üst kattaki gramo¬<br />

fonla yan taraftaki radyo arasında bir uğultu değirmenine<br />

dönen bugünün kafası için bir satıcı sesinin<br />

değeri ancak satılan şeyle ölçülebilir. Kaldı ki, o ürpermeyi<br />

duymak için eski İstanbul gecelerine dönmek,<br />

yangının, her türlü emniyetsizliğin, evindeki<br />

Şehirliyi bir dağ yolcusu uyanıklığı içinde yaşattığı<br />

zamanı bulmak lâzımdır.<br />

Tanbûrî Cemil'in Ninni'sini bir musikî şaheseri<br />

saymak epeyce güçtür. Fakat o plâğı bulursanız iyi<br />

dinleyin. İktisadî denkliliği bozulmuş, mihrabı çökmeğe<br />

yüz tutmuş, gururunu yapan geleneklerin duyarı<br />

çatlamış bir topluluğun iç benliğini en canlı yerinde<br />

verir. Tanbur, san'atm hududuna girmeyen bir<br />

taklitle de olsa bütün havayı nakleder. Şüphesiz eski<br />

İstanbul sadece bu hüzün, bu hislilik değildi, sanıldığından<br />

çok fazla eğleniyordu. Belki de bu ninni,<br />

Hüseyin Rahmi'nin hayatımızın her safhasını alaya<br />

alan romanları gibi biraz da eğlenmek için yapılmıştı.<br />

Bununla beraber, bu fakirler cemiyetinde, saadeti<br />

bir ruh muvazenesinde arayan saf ve ahenkli<br />

insanların hayatında, her şeyin peşine bu gölge iyiden<br />

iyiye takılmaya başlamıştı. Doğrusu istenirse<br />

bu hüzün biraz da kendiliğinden gelen bir şeydi. Tıpkı<br />

boş bir tiyatro sahnesinde seyredilen bir akşam<br />

saati gibi hayatın bazı unsurlarından doğuyordu. Pet-<br />

ISTANBUL 155<br />

rol lâmbası, hava gazı ile yarı aydınlanan sokak, dilenci<br />

sesleri, bekçi sopası, yangın korkusu, acı vapur<br />

düdükleri, fazla dindar hayatın verdiği o garip<br />

psikozlar âdeta matematik şekilde onu hazırlayıp<br />

besliyordu. Fakat ne de olsa vardı ve etrafımızdaki<br />

havayı elle dokunulacak şekilde kesifleştiriyordu.<br />

Onu kaybettiğimiz zaman kendimizi çıplak bulmamız,<br />

sarsılmamız da hayatımızda büyük bir yeri olduğunu<br />

gösterir.<br />

Ahmed R-sim'in 1913 yılı Nevsal-i Millî'sinde<br />

çıkan Sokaklarda Geceler adlı küçük yazısını hatırlar<br />

mısınız? İstanbul gecelerinin bütün büyüsü, yerli<br />

hayatın biçareliği ile beraber bu yazıdadır. Artık<br />

kaybolan yahut kalıntı hayatını yaşayan eski İstanbul<br />

mahallesi orada sanki kendi uykusunda sayıklar.<br />

Pek az adam onun gibi yaşadığı şehrin üstüne<br />

eğilmiş ve bir ses makinesi gibi her duyduğunu kaydetmiştir.<br />

Ahmed Rasim'le bir defa karşılaştım. Heybeli<br />

adada deniz kıyısında bir meyhanede sabah rakısını<br />

içiyordu. Senelerden beri içimde birikmiş duyguları<br />

söylemek istedim. Kızarmış ve bulanık gözlerle bana<br />

baktı. Ve büsbütün başka şeylerden bahsetti. Yalnız<br />

bir ara beni dinler gibi oldu ve hemen arkasından:<br />

"Bestenigârımı sever misiniz?" diye sordu. Biraz<br />

şaşırmakla beraber "hem de çok..." dedim. Bilmem<br />

şaşırmağa hakkım var mıydı? Ben muharriri aramıştım<br />

karşıma musikişinas çıkmıştı. Müverrih de<br />

çıkabilirdi. Bestenigâr'm hikâyesi eski hayatımızın<br />

bütün bir tarafıdır. Ahmed Rasim Abdülhamid devrinin<br />

meşhur merkez kumandam Sadullah Paşa'nın<br />

Çemberlitaş'ta şimdi Evkaf müdürlüğü olan kona-

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!