You also want an ePaper? Increase the reach of your titles
YUMPU automatically turns print PDFs into web optimized ePapers that Google loves.
T<br />
I<br />
S2G<br />
BES ŞEHİR<br />
BURSA'DA ZAMAN \Z1<br />
gezerken III. Selim tarafından yaptırılmış olan Emir<br />
Sultan türbesinde — ve ona benzer diğer bazı binalarda<br />
— kaybedilen şeyin ne olduğunu daha iyi<br />
anlıyor. Zengin malzeme ile hamlesiz bir nizamın<br />
mahsulü olan bu binalar sadece bir kalıp, boş, mânâsız<br />
bir cümle gibi zekâyı bir müddet yorduktan sonra<br />
"ben bir hiçim!" diye zaafını itiraf ediveriyor.<br />
Bu yaldızlı, helezonî çizgili emperyal üslûp içinde<br />
Emir Sultan, âdeta dondurulmuş gibi yatar. Diğer<br />
mimarî eserlerinde taşı canlı mahlûk yapan ve<br />
göze bir kalp penceresi gibi açılan o ledünnî halden<br />
burada eser yoktur. Hiç de iyi idare edilmemiş bir<br />
aydınlık, taş döşeme ve duvarlarda ölü bir şey gibi<br />
sürünür. Burası artık şair Yunus'un (bu isimdekilerin<br />
en sonuncusu olacak) Türkçenin incilerinden<br />
biri olan o güzel şiirinde:<br />
Emîr Sultan dervişleri,<br />
Teşbih ü sena işleri,<br />
Dizilmiş hümâ kuşları,<br />
Emir Sultan türbesinde.<br />
diye bahsettiği, büyük ruh rüzgârlarının estiği, kalb¬<br />
ler mihrakı yer değildir. Eski Emîr Sultan türbesi<br />
ve mescidi Bursa'nm hayatını zaman zaman etrafında<br />
toplayan merkezlerden biriydi. Evliya Çelebi bu<br />
türbenin ihtişamını anlata anlata bitiremez. Türbe<br />
kapısı baştan aşağı gümüş pullar, gümüş halkalar,<br />
gümüş kulplarla süslü imiş; gümüş eşikler, ibrişim<br />
halılar varmış. Tavanında mücevher, mürassa eşya<br />
asılı imiş ve yüzlerce altın, gümüş çırağ ve kandiliyle<br />
bu evliya bir binbir gece zenginliği içinde yatar-<br />
mış. Her sene bahar mevsiminde bu türbede büyük<br />
bir halk kütlesi toplanır, Erguvan Bayramı yaparlarmış.<br />
Bu erguvan sohbeti beni çok düşündürdü.<br />
Acaba eski dinlerden, bugün Bursa müzesinde küçük<br />
mezar heykellerini, yüzlerce kırık âbidesini gördüğümüz<br />
akidelerden kalma bir şey mi? Yoksa sadece<br />
yeni fethedilmiş bir toprağı takdis için fâtih<br />
cedlerin icat ettikleri bir bayram mı? Nereden gelirse<br />
gelsin, bu Türk velisinin adı Bursa'da tarih<br />
boyunca devam eden ve "naturiste" bir ibadete çok<br />
benzeyen bir geleneğe karışıyor. Ben, Emîr Sultan'ın<br />
bu rolünü çok seviyorum, çünkü bizim iklimde gülden<br />
sonra bayramı yapılacak bir çiçek varsa o da<br />
erguvandır. O, şehirlerimizin ufkunda her bahar bir<br />
Diyonizos rüyası gibi sarhoş ve renkli doğar. Dünyanın<br />
tekrar değiştiğini, tabiatın ağır uykusundan<br />
uyandığını haber vermek ister gibi zengin, cümbüşlü<br />
israfıyle her tarafı donatır, bahar şarkısını söyler.<br />
İstanbul surlarının üstünde çok eski bir sabah<br />
ezanının oracığa takılmış kırık parçasına benzeyen<br />
küçük bir camiin, Manavkadı camiinin yıkık duvarları<br />
arasında tek başına fırlamış bir erguvan ağacı<br />
vardır ki bana gösterdikleri günden beri her bahar<br />
bir kerecik olsun ziyaretine gider, bu şehrin sabahlarından<br />
toplanmış hissini veren mahmur bakışlı<br />
kandillerini seyrederdim. Harap ve bakımsız mazi<br />
yadigârları ve etrafında uyuyan ölüler arasında, bu<br />
erguvan ağacı benim için ezelî ve ebedî arzunun, daima<br />
yenileşen hayat aşkının bir timsalidir ve manzaraya<br />
hâkim yumuşak duruşunda bu fazlasıyla hissedilir.