You also want an ePaper? Increase the reach of your titles
YUMPU automatically turns print PDFs into web optimized ePapers that Google loves.
130 BEŞ ŞEHİR<br />
de asıl şöhreti I. Ahmed devrinin en nüfuzlu şeyhi<br />
olan Aziz Mahmud Hüdayî Efendi iledir, ismail Hakkı<br />
Efendi, Viyana bozgunundan sonraki hâdiselerde<br />
ye bilhassa Siyavuş Paşanın zorbalar tarafından öldürülmesiyle<br />
neticelenen büyük isyanda (IV. Mehmed'in<br />
haPi ile neticelenen ve H. Süleyman devrinde<br />
devam eden isyanda çarşının ve halkın yaptığı<br />
aksülamelde o kadar büyük rol oynayan Atpazarı<br />
şeyhi Osman Fazlı Efendi'nin müridiydi). Osman<br />
Efendi devrin en cezbeli, namuslu ve cesaretli adamlarındandı.<br />
Padişahları en sert dille azarlamaktan,<br />
camilerde çok defa tenkit ölçüsünü kaçıran vaızlar<br />
vermekten çekinmezdi. IV. Mehmed'in hal'inde bu<br />
vaızların uyandırdığı hoşnutsuzluğun elbette hissesi<br />
vardır. Siyavuş Paşa vak'asmdan sonra ise bayağı<br />
müsteşârân-ı devlet arasına girer.<br />
İslâm ulemasının ve şeyhlerinin tarihteki rolü<br />
kadar tezatlı hiç bir şey yoktur. Bir taraftan fitneyi<br />
ortadan kaldırmak veya ona yol vermemek için en<br />
çetin istibdatlara razı olurlar. Diğer taraftan da<br />
cezbeleri tutunca en olmayacak zamanda hakikatleri<br />
söyleyerek sözün ayağa düşmesine ve fitne kapılarının<br />
ardına kadar açılmasına sebep olurlar. Ahlâkından,<br />
faziletinden hiç şüphe edilemeyecek cinsten<br />
olan bu Osman Fazlı Efendi'nin Siyavuş Paşa'nın<br />
katli hâdisesinden sonra devlet işlerine müdahalesi<br />
ne dereceye kadar isabetli oldu, hele bir çeşit eşkiya<br />
reisi olan Yeğen Osman Paşa'nın serdarlığında onun<br />
hissesi nedir? Burasını tayin güçtür. Fakat devletin<br />
tek ümidi olan ve kısa sadaretinde işleri az çok düzelten,<br />
Niş'i, Belgrad'ı, hattâ bütün Rumeli'yi geriye<br />
alan Fazıl Mustafa Paşa'yı zarurî olan malî tedbir-<br />
BURSA'DA ZAMAN 121<br />
ler yüzünden acı acı tenkit etmesi affedilecek şeylerden<br />
değildir. Bu da yetmezmiş gibi müritleriyle cihada<br />
iştirake kalkar ve orduya doğru yollanır. Hemen<br />
hemen herkesin Mehdî beklediği ve anarşinin<br />
daima hazır olduğu, ordunun güç zaptedildiği öyle<br />
bir devirde bu kadar cezbeli bir adamın orduda bulunmasına<br />
müsaade etmek ateşle oynamanın tâ kendisiydi.<br />
Mustafa Fazıl Paşa ister istemez namusuna<br />
inandığı ve tenkitlerine hak verdiği — çünkü kendisi<br />
de konulan vergilerden şikâyetçidir —- bu adamı<br />
Magosa'ya nefye mecbur olur. Bursa'dan Kıbrıs'a<br />
geyhini ziyarete giden ismail Hakkı Efendi, Salankamin'de<br />
şehit olan Mustafa Fazıl Paşa'nın ruhunu şeyhin<br />
çağırdığını ve iyice azarladığını Silsilenamesinde<br />
anlatır.<br />
Bir insana inanmaktaki bu saflığın — yalana<br />
kadar gitme demektir — şüphesiz güzel bir tarafı<br />
var. Yazık ki bir imparatorluğun hayatı büsbütün<br />
başka bir şeydir ve her şeyden evvel soğukkanlı hesap<br />
ister. Asıl garibi şeyhi gibi kendisi de hâdiseler<br />
içinde yaşayan Hakkı Efendi'nin Fâzıl Paşa'nın ölümünü<br />
Silsilenâme'de değiştirmesi, etbâı elinde öldü<br />
demesidir. Şüphesiz şehitliğini elinden almak için.<br />
Ah bu XVII. asır, evliyasıyle, ulemasıyle, vezir vüzerasıyle,<br />
eşkiyası ile nasıl birbirine benzer, ismail<br />
Efendi'nin eserlerinde devrin zihniyetinin bu tarafını<br />
anlatan bir yığın safça uydurma daha vardır. Meşhur<br />
tefsirine çalışırken sabahlara kadar uyanık kalırmış.<br />
O esnada da bahçedeki horozu ona "ismail<br />
Efendi hu!" diye seslenirmiş.. Hacı Bayram'dan bahsederken<br />
onun müritlerinden olduğunu söylediği<br />
Husrev ü Şirin şairi Şeyhî'nin bazı beyitlerini gökte