22.11.2014 Views

b32bf87a73ef9b90b1539a19e06e0faddff0534a

b32bf87a73ef9b90b1539a19e06e0faddff0534a

b32bf87a73ef9b90b1539a19e06e0faddff0534a

SHOW MORE
SHOW LESS

Create successful ePaper yourself

Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.

110 BEŞ ŞEHİR<br />

da mucizeli terkiplerinin mimarîsini altın akislerle<br />

uzaltıp kısaltarak çalkanırlar.<br />

Gümüşlü, bu, Osman Bey'in gömüldüğü eski<br />

Bizans manastırının adıdır. Bu tarihî vâkıayı bildiğim<br />

için mi bu üç heceyi her işitişimde gözlerimin<br />

önünde, fecre tutulmuş sihirli bir ayna parlıyor.<br />

Yoksa bu parıltı sadece bu hecelerin yaptığı terkipten<br />

mi geliyor? Burada gizlenen, Türkçenin hangi<br />

sırrıdır? Gümüş kelimesinin mavimtrak beyazlığını<br />

bu şafak renkleri nerden bulandırdılar? Bursa fatihleri<br />

yarım asra yakın bir zaman imanlı ve coşkun<br />

akışlarına yol gösteren bu adamın hâtırasını elbette<br />

ancak böyle bir kelimeye, bir istikbal rüyasına<br />

benzeyen bu üç heceye emanet edebilirlerdi. Türkçede<br />

Ş ve L harfleri daima en güzel terkipler yapar.<br />

Yeşil dediğimiz zaman, âdeta bir çimen tazeliğini,<br />

bir palet üzerinde ezilmiş bir renk gibi, günün ve<br />

saatin bir tarafında bir bahar müjdesiyle toplanmış<br />

buluruz. Bu kelimenin ilk cetlerle beraber Orta Asya<br />

yaylalarının baharından geldiği o kadar belli ki...<br />

Fakat Bursa'da yeşilin mânası çok başkadır; o ebediyetin<br />

rahmani yüzü, bir mükâfata çok benzeyen bir<br />

sükûnun fânî bir saate sinmiş mânâsıdır. Yeşil Türbe,<br />

Yeşil Cami der demez, ölüm muhayyilemizdeki<br />

çehresini değiştirir, "ben hayatın susan ve değişmeyen<br />

kardeşiyim. Vazifesini hakkıyle yapan fâninin<br />

alnına bir sükûn ve sükûnet çelengi gibi uzanırım..."<br />

diye konuşur.<br />

Daha küçük bir ilkokul talebesiyken, Bursa'yı<br />

çok seven babamın anlattığı şeyleri dinler ve muhayyilemde<br />

onları tarih kitabımda rastladığım isimlerle<br />

birleştirirdim. Böylece birdenbire sayfa, gözü-<br />

BURSA'DA ZAMAN 111<br />

mün önünde canlanır, derinleşir, renk ve ışık dolardı.<br />

Konuralp ile Geyikli Baba bu isimlerin başında<br />

gelirdi. Birini mektepte öğrenmiş, öbürünü yattığı<br />

yeri ziyaret eden babamdan dinlemiştim. Konuralp<br />

benim için daima büyük bir cenk kargaşalığının ortasında<br />

sert, yanık yüzü manzaraya ve kalabalığa<br />

hâkim bir kahramandı. Uçar gibi koşan yağız atının<br />

üstünde onu hep gazâ ve ganimet peşinde görürdüm.<br />

O benim için gece içinde sel gibi akan nal seslerinin,<br />

yaralı ve ölüm çığlıklarının üstünde dalgalanan zafer<br />

nâmlarının büründüğü masal kahramanıydı.<br />

Geyikli Baba'ya gelince o Bursa fethini o kadar<br />

masallaştıran ve yeni Türk Devletinin kuruluşunu<br />

yeni bir dinin doğuşuna benzeten Horasan Erleri'ndendir.<br />

incil'deki çocuk İsa'yı beşiğinde ziyarete<br />

gelen ve ayaklarının ucuna hazineler dolusu hediyeler<br />

yığan çobanlar gibi; fakat yıldız yerine şeyhlerin<br />

işaretiyle, Asya'nın içinden kimi sadece vatanını,<br />

kimisi de eşiğinde doğduğu taç ve tahtı bırakıp<br />

gelirler. Henüz Tekfur şehri olan Bursa'nm etrafında<br />

zaviyelerini kurarlar, ruh kudretleri ve kerametleriyle<br />

bu şehri muhasara ederler, sonra da<br />

genç Orhan'ın ordusuna hiç kimsenin kullanamayacağı<br />

kadar ağır silâhlarla katılırlar.<br />

Bunların arasında Hacı Bektaş gibi Anadolu ve<br />

Rumeli'yi ilhamıyle dolduranlar, Karaca Ahmet gibi<br />

Üsküdar'ın bütün bir semtini adıyla zaptedenler<br />

vardır. Fakat ben bütün bunları o zaman bilmezdim.<br />

Onun için Geyikli Baha'nın üstünde yalnız bir post<br />

ve elinde seksen okkalık taşla Bursa kapılarını zorladığı<br />

aklıma gelmezdi. Sadece adı söylenir söylenmez<br />

gözümün önüne acayip nakışlı bir seccade seri-

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!