You also want an ePaper? Increase the reach of your titles
YUMPU automatically turns print PDFs into web optimized ePapers that Google loves.
100 BEŞ ŞEHİR<br />
man — ne kadar büyük, mânevi mertebesi ne kadar,<br />
yüksek olursa olsun şair şairdir — bütün o musikişinaslar,<br />
Galib'e kadar gelen şairler kafilesi doğmug<br />
sanılabilir. Onun için Yahya Kemal:<br />
Şeb-i îâhûtda manzûme-i ecrâm gibi<br />
Lâfz-ı bişnevle doğan debdebeli mânayız.<br />
derken âdeta bir borcu öder.<br />
Tarikat olarak mevlevîliği esas çizgileriyle Sultan<br />
Veled kurar. Fakat teşrifatı, nezaketi, terbiyesi,<br />
sülûkûn ve âyinin erkânı tıpkı musikisi gibi daha<br />
sonraki zamanın, Osmanlı devrinin ve biraz da İstanbul'undur.<br />
Ve şüphesiz ki kültürümüzün en yüksek<br />
tarafıdır. Bir medeniyetin çiçeği olan ve ona hiç<br />
belli etmeden şekil veren terbiye ve nezaketten, duyma<br />
şekline kadar hüviyetimizin birçok taraflarını o<br />
idare etmiştir.<br />
Mevlevîlik ne tevazu ve mahviyeti, ne de hangi<br />
mertebede olursa olsun itibarı kabul eder. Eşitler<br />
arasında geçen bir maceradır. Ve bu eşitlik sade tarikatın<br />
içinde değil, dışında da hükmünü sürer. Çünkü<br />
esası, bu günün felsefesinin çok sevdiği tâbirle<br />
insanın kâinattaki yeridir.<br />
Hoşça bak zâtına kim zübde-i âlemsin sen<br />
Merdüm-i dîde-i ekvân olan âdemsin sen<br />
O kâdar mânalı olan Mevlevi selâmı Galib'in bu<br />
beytindedir. İnsan insanda — daha doğrusu iki kaşının<br />
arasında; çünkü oraya bakılır — Allah'ı görür<br />
ve onu tebcil eder. Şems - Mevlânâ münasebetini hiç<br />
bir şey bu selâm kadar iyi izah edemez.<br />
KONYA 101<br />
Mevlevi âyinini son defa dergâhların kapanmasından<br />
biraz evvel, bir kadir gecesi, Konya'da görmüştüm.<br />
Bu kadar sembollerle konuşan bir terkip azdır.<br />
Her duruşun, tavrın, kımıldanışın ve adımın mânası<br />
vardır. O hırkaya bürünüşler, ilk ney sesinde<br />
uyanışlar (ölüm ve haşir), kol açışlar ve ayak kilitleyişler<br />
(Mevlevi âyininde her mevlevî Ali'nin zülfikarı<br />
olur) bir kitap gibi derin derin anlatan şeylerdir.<br />
Asıl sema'a gelince, şüphesiz dünyanın en güzel<br />
rakslarından biridir. Mukaddesin iklimini zaptetmiş,<br />
orada hilkatin sırrını tekrarlayan bir bale. Yazık ki<br />
Degas cinsinden bir ressamı çıkmadı.<br />
Karşımda kandillerin titrek ışığında dönen, değişen,<br />
süzülen, âdeta maddî varlıklarından ayrılan<br />
bu insanlar gerçekten aşk şehitleri olmuşlardı ve<br />
gerçekten musaffa ruh halinde iki yana açık kolları<br />
ve rıza ile bükülmüş boyunları ile döne döne semâvâta<br />
çıkıyorlardı.<br />
O akşam sema'da gördüğüm insanları ertesi sabah<br />
çarşıda, pazarda işlerinin başında ve bir talebemi<br />
lisede karşımda görünce hakikaten şaşırmıştım.<br />
Onları ben arkalarında esen Rast'm sert rüzgârında<br />
uçup gitmiş sanıyordum. Bu ölen ve ertesi sabah<br />
dirilmenin sırrını bilen insanların arasına katılamadığıma,<br />
o neşveyi bulamadığıma şimdi bile içimde<br />
üzülen bir taraf vardır.<br />
Konya'da bulunduğum yıllarda beni sık sık meşgul<br />
edenlerden biri de Şeyh Galip'ti. Mevlevî çilesinin<br />
bir yılını dergâhta geçirdi. Sanatına tam sahip<br />
olduğu devirlerde yazdığını tahmin ettiğim bir müseddesi<br />
vardır ki mevlevî âyininin bütün sembollerini,<br />
mevlevî macerasının kendisiyle beraber verir.