You also want an ePaper? Increase the reach of your titles
YUMPU automatically turns print PDFs into web optimized ePapers that Google loves.
80 BE5 ŞEHİR<br />
Sahip Ata'nın yaptırdığı ince Minareli'nin cephesi<br />
tiftikten dokunmuş büyük bir . sultan çadırına<br />
benzer.<br />
Süs olarak sadece iki Kur'an suresini (Yasin ile<br />
Sûre-i feth) taşıyan ve onların, kapının tam üstünde<br />
çok ustalıklı bir düğümle birbirinin arasından geçerek<br />
yaptıkları düz pervazla, Allah kelâmının büyüklüğü<br />
önünde insan talihinin biçareliğini anlatmak<br />
ister gibi mütevazı açılan asıl giriş yerini çerçeveleyen<br />
bu kapı bütünü, nev'inin hemen hemen yegânesidir.<br />
Sultan Hanı, Sırçalı Medrese (Karatay,<br />
Medresesi) ve asıl büyük Sultan Hanı kervansarayının<br />
yapıldığı devirde birdenbire şahit olduğumuz bu<br />
değişiklik, Erzurum'da Çifte Minare ve Sivas Darüşşifasımn<br />
cephelerinin daha bütün görünüşleri yanında<br />
belki yeni bir dinî hasspiyelLifade eder. Bu binaların<br />
duvarlarını, geniş Ayvanlarını)içerden sırlı<br />
tuğlalar veya çiniler süslerdi. Tuğla inşaatta, tıpkı<br />
minarelerde olduğu gibi, bu renk dışarıyı da süslerdi.<br />
Selçuk çinisi dediğimiz mücevherciliğe koyu zümrüt<br />
yeşili, çok koyu lâciverdi ile asıl tonunu verirdi.<br />
Yekpare taştan kafes gibi işlenmiş pencerelerden belki<br />
de renkli camlar arasından süzülerek gelen çok<br />
iyi idare edilmiş bir ışık, bu renk cümbüşünün üzerine<br />
düşerdi. Bu binaları yaptıran, kan içinde yüzen,<br />
haris, mağrur ve dindar vezirler etraflarında her şeyin<br />
en güzelini, en sanatkârcasını istiyorlardı. Hiç<br />
bir nümunesini tam olarak göremediğimiz padişah<br />
ve vezir sarayları, mevcudiyetlerini, Aksarâyî'nin<br />
anlattığı, Moğolların zulüm ve tekâlif hikâyelerinden<br />
öğrendiğimiz zengin tüccar ve arazi sahiplerinin konakları<br />
da elbette bu medreseler ye camiler gibi ay-<br />
m<br />
KONYA 91<br />
titiz zanaatkârlarm eliyle ve aynı zevkle yapılıyordu.<br />
Sırçalı Medrese'nin (1242) sırlı tuğladan o zarif<br />
sekiz köşeli hasır örgüsü süsleri, Karatay Medresesinin<br />
(1245) yüzlerce güneşi ve yıldızları ile küçük<br />
bir kehkeşan gibi parlayan çini tavanı bu zevkin<br />
elimizde kalan yetim ve parça parça şahitleridir.<br />
Biz bir arkeolog gibi bu yarım izlerden yürüyerek,<br />
eski Konya'yı, hiç bir zaman tanıyamayacağımız<br />
Konya'yı ancak tahayyül edebiliriz. Alâeddin Tepesi'ndeki<br />
köşklerin yüz elli sene evvel nispeten tam<br />
olduğunu düşünürsek bir imparatorluğun, dayandığı<br />
medeniyetle beraber inkırazının ne demek olduğunu<br />
anlarız.<br />
_ v -<br />
Mevlânâ ile babası Konya'ya 1228 yılında Keykubad<br />
tahtta iken gelirler. Bu Konya civarında Sultan<br />
Hanı'nm yapıldığı yıldır. Bu eseri biraz sonra<br />
serhat şehirlerinin kaleleri ile Konya kalesinin tamiri,<br />
Kayseri'deki Kubadiye ve Beyşehir'deki Kubâdâbâd<br />
köşkleri takip edecektir. Alâeddin Tepesi'nde<br />
son harabesi gözümüzün önünde ortadan kalkan<br />
köşk, daha evvele ait olan ve Alâeddin tarafından<br />
tamir- edilen, belki de değiştirilen cami (1227) ve<br />
Selçuk sultanlarının türbesi bir tarafa bırakılırsa<br />
bugün Konya'da Selçuk eseri olarak beğendiğimiz<br />
Sırçalı Mescit, Karatay Medresesi, İnce Minareli gibi<br />
büyük eserler onun hayatında Moğol istilâsının o<br />
kadar hazin şekilde emrivâki olduğu ve II. Gıyased-