22.11.2014 Views

b32bf87a73ef9b90b1539a19e06e0faddff0534a

b32bf87a73ef9b90b1539a19e06e0faddff0534a

b32bf87a73ef9b90b1539a19e06e0faddff0534a

SHOW MORE
SHOW LESS

You also want an ePaper? Increase the reach of your titles

YUMPU automatically turns print PDFs into web optimized ePapers that Google loves.

58 BE$ ŞEHİR<br />

ERZURUM 59<br />

Bin türlü acemiliği, saflığı içinde, bu küçük<br />

parça baştan aşağı incelik, zevk, lezzettir. Gerçekten<br />

billur bir kadeh... Belki büyük bir geleneğin son<br />

tezgâhında yapıldığı için küçük bir çatlaklığı, tadını<br />

arttıran bir donukluğu var. Fakat meselâ Behzad'ın<br />

elinden çıkmış bir minyatür kopyası gibi bütün bir<br />

tarz, bütün bir edadır... Asıl güzel tarafı, bu küçük<br />

billurdan bütün zevki, hayatı, düşünceyi, zaman telâkkisini<br />

fışkırtan bestedir. Esnaf sıra gezmelerinde<br />

söylendiği tahmin edilen bu türküye Orta Anadolu'­<br />

da da rastlanıyor. Fakat Erzurum'da şimdi artık sesini<br />

bir daha duyamayacağım Hâfız Faruk'tan dinlediğim<br />

şeklinde, oraya mahsus bir çeşni ayrılığı gösterdiği,<br />

tadının daha keskinleştiği muhakkaktır. Billur<br />

Piyale, bizi "mahallî klâsik" adını verebileceğimiz<br />

orta sınıf musikisine götürür. Bu sınıf musikisinin<br />

daha belli hususilikler taşıyan eserlerine geçmeden<br />

önce, iki türküden bahsetmek istiyorum. Bunlardan<br />

biri, Billur Piyale gibi oyun havası olan San<br />

Gelin'ûir.. "Erzurum çarşı pazar" diye başlayan bu<br />

türkünün canlandırma kudretine daima hayran oldum.<br />

İkincisi Yıldız Türküsü diye tanıdığımız parçadır.<br />

Bu türküde insan sesi yıldız parıltılarıyle, onların<br />

bu iklimde her şeye sindirdikleri talih sezişiyle,<br />

bir nevi hurafeyi andıran bir korkuyla dolup boşalır.<br />

Sonuna doğru çeşit çeşit renkler her yanınızı<br />

esrarlı bir şafak ışığıyla sararlar. Bir billur prizmada<br />

ömrün rüyasını seyredersiniz. Sözlerinde sert,<br />

hoyrat Tanrı çehresiyle geçen Kervankıran'a rağmen<br />

bu türküde hiç bir büyüklük kaygısı yoktur. Daha<br />

ziyade, penceresinden ay'ı ilk defa gören bir çocuğun<br />

mırıldandığı o garip şeyler gibi, yarı duaya,<br />

yan türküye benzer. Fakat belki de bunun için bizi<br />

sırrın tâ ortasına atar.<br />

Son zamanlarda ölen Hacı Hâfız Hamıdın latvan<br />

bestesi, Erzurum'lu Kâmi adında bir şairin şöyle<br />

böyle bir şiirinden birdenbire altın çizgilerin hendesesini<br />

fışkırtan acaip bir beste Erzurum'un mahallî<br />

klâsiğine en güzel örnektir. Doğu ve şimaldogu tesirinin<br />

az çok karıştığı birkaç beste bu sıraya konmalıdır.<br />

Tatyan'dan daha pürüzsüz, daha temizi şehrin<br />

büyük hemşerilerinden biri olan, ondan Manfetname'smde<br />

"belde-i tayyibemiz Erzurum-ı rif'atlu-<br />

Zum" diye bahseden İbrahim Hakkı'nm Su manzumesinin<br />

bestesidir.<br />

8u vâdi-i hayrette,<br />

Her senk ile cenk eyler.<br />

Deryasına vuslatta,<br />

Aheng-i pelenk eyler.<br />

Su havza kudüm eyler,<br />

Şevkiyle hücum eyler.<br />

Geh nağme-i Rûm eyler,<br />

Geh raks-ı Frenk eyler.<br />

feıt'aları bu mutasavvıf âlimin, akike veya yıldıztaşina<br />

kazılmış o eski mühürleri andıran:<br />

Hiç ummadığın yerde,<br />

Nâgâh açılır perde,<br />

Derman erişir derde,<br />

Mevlâ göreliyn neyler,<br />

Neylerse güzel eyler. .<br />

işliğini aratmayacak kadar kuvvetlidir.

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!